Dünyada enerji kaynakları tükeniyor mu? Gelecek yıllar enerji savaşlarına mı sahne olacak? Yoksa ekonomik savaşlar mı yaşanacak? Yükselen güçler ve mevcutlar arasında yeni enerji sahaları için rekabet ne kadar kızışacak?
Bu soruların yanıtını vermek çok kolay değil ancak üzerinde düşünmeden geçmek de imkânsızdır. Bu çerçevede, ülkemizin önemli enerji çalışmaları platformlarından Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi tarafından hazırlanan Enerji Raporu’nda ciddi projeksiyonlar yer alıyor. Rapordaki verilere göre gelecek 25 yıl içinde elektrik talebi yüzde 70 artarken enerji kaynaklarının yavaş yavaş tükenmeye yüz tutacağı ortaya konuluyor. Sonraki yıllarda ise dünyayı enerji konusunda sıkıntılı dönemler bekliyor. Raporda yer alan bilgiye göre doğal gaz, petrol gibi fosil yakıtların rezervlerinde 2040 yılına kadar sorun görünmüyor ancak gerek üretici gerekse tüketici ülkeler bu süre içinde yenilenebilir enerji ya da nükleer enerji konusundaki yatırımlarını hızlandırıyor. Diğer taraftan gelişen teknolojilerin etkisi ile de yeni sahaların bulunması için ciddi yatırımların yapılması gerekiyor.
Rapor, gelecek yıllarda da petrolün gözde enerji kaynakları arasında olacağını gösteriyor. Doğal gaz rezervi ise 25 yıllık tüketimini karşılayacak düzeyde. Hatta Uluslararası Enerji Ajansı’nın yaptığı çalışmalara göre dünyada 25 yıllık ihtiyacın üzerinde doğal gaz rezervi mevcut. Söz konusu kaynakların en büyük talibi ise Çin olacak. Son 2 yıldır büyümesi durmasına rağmen Çin 25 yıl sonra dünyanın en büyük enerji tüketicisi olarak AB’nin önüne geçecek. Rusya’nın ise en büyük enerji ihracatçısı konumunu sürdürmesi ve 2035 yılında dünya enerji talebinin yüzde 4.2’sini karşılaması bekleniyor.
Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Başkanı Murat Mercan, enerji kaynaklarının yavaş yavaş tükenmesi nedeniyle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler farklı kaynaklara yatırım yapmaya devam edeceğini söylüyor. İşte bu noktada hiç gündemden düşmeyen konu nükleer enerji…
Türkiye dahil 35 ülke 2040’tan sonra tükenmeye başlayacak doğal gaz ve petrolün yerine nükleer enerjiyi koymak için yatırımlarına devam edecek ya da yeni yatırımlar yapacak.
Üzerinde durulan diğer kaynak ise “yenilenebilir enerji” olacak. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ülkeler rüzgar enerjisi ilk sırada olmak üzere yenilenebilir enerji yatırımlarına ağırlık veriyor.
Mercan, dünya enerji piyasalarının ve beraberinde Türkiye’nin fosil enerji kaynakları yerine yeni enerji kaynakları için yatırım yaptığını vurguluyor. Mercan, “Önümüzdeki 25 yılda çok ciddi anlamda bir sorun yaşanacağını söyleyemeyiz ancak yapılan araştırmalar enerji kaynaklarının azaldığını ortaya koyuyor. Gelecek için tüm dünya ile birlikte Türkiye de tedbirler alıyor.”
Enerji ithalatçısı konumunda bulunan ülkemiz 2040’tan sonra azalacak enerji kaynakları karşısında hangi alternatif kaynaklar üzerinde duruyor? Sorunun yanıtını Mercan veriyor:
“2040 sonrasına yönelik olarak yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımların artarak yapılması planlanıyor. Özellikle rüzgâr enerji yatırımları için devletin verdiği teşvikler var. Piyasanın ihtiyacına göre yenileri de sağlanabilir. Bunun yanı sıra ülkemizin petrol ve doğalgaz ticaretinde sadece bir ‘güzergâh’ değil, enerji piyasasında rol belirleyici konumda olması için çalışmalar yürütüyoruz. Kısaca ifade etmek isterim ki, Türkiye’nin, enerjinin geleceğinin belirlenmesinde ve konuşulmasında sahip olduğu anahtar rol artarak devam edecek. Bu sürecin belki de en bariz göstergesi, 23. Dünya Enerji Kongresi’nin gelecek yıl Ekim ayında Türkiye’de yapılacak olmasıdır. Dünya Enerji Konseyi ile Türk Milli Komitesi 2016’da enerji piyasasının önemli oyuncularını İstanbul’da ağırlayacak. Aralarında en büyük küresel enerji firmalarının CEO’larının, vizyoner enerji liderlerinin ve karar alıcılarının da olduğu 250 konuşmacı, 100 kadar bakanı ve pek çok önemli uluslararası STK’nın yöneticilerini ve 10 bin delegeyi Türkiye’ye bekliyoruz. Bu etkinlik enerjide kamu ve özel sektör tarafındaki tüm önemli isimleri bir araya getirecek ve Türkiye’yi enerji gündeminin merkezine oturtacak.”