Mektebim’in bu yıl dördüncüsünü düzenlediği Alternatif Enerji Kaynakları Forumu, 9 Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Coşkun Sarı ve Yrd. Doç Dr. Petek Sındırgı’nın katılımıyla İzmir Çiğli kampüsünde gerçekleşti.
Türkiye’nin ve dünyanın en temel sorunlarından biri olan enerji konusunda ihtiyaçların nasıl giderileceği? Alternatif enerji kaynaklarının neler olduğu? Temasıyla düzenlenen Alternatif Enerji Kaynakları Forumuna öğrencilerin ilgisi büyüktü. Enerji konusunda dışa bağlılığının azalması, çevreye ve doğal kaynaklara zarar vermeden sürdürülebilirliğinin artırılması için yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelimin konuşulduğu Forumumda, alternatif enerji kaynaklarının ne olduğu? Bu kaynakların nasıl oluştuğu? Ve doğaya katkıları hakkında bilgiler verildi. Ayrıca, enerji üretimi ve kullanımının iklim üzerine etkisi konusunda da değinen konuşmacılar, gelecekte bizleri nelerin beklediği konusunda görüşlerini aktardılar.
Enerjinin yaşamımızda çok önemli bir yeri olduğunu vurgulayan ve alternatif enerji kaynakları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Coşkun Sarı, “Enerji türleri yenilenebilir ve yenilenemez enerji kaynakları olarak ikiye ayrılıyor. Doğal kaynakların tükenmemesi, enerjinin sürdürülebilir olması için yenilenebilir enerji kaynakları çok önemli. Yenilenebilir enerji kaynakları doğadaki karbon salınımını azaltarak iklimlerin ve doğanın zarara uğramamasını sağlıyor. Doğal kaynakların tükenmemesi, doğal dengenin bozulmaması enerjinin sürdürülebilir olmasıyla birebir bağlantılı ve bu konuda ülkeler dışa bağımlı olmamak için de alternatif enerji kaynaklarına yöneliyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarının dünyada giderek yaygınlaşmasının en temel sebeplerinden biri de gelişen teknolojiyle birlikte maliyetinin giderek azalmasıdır. Alternatif enerji kaynaklarında en çok kullanan güneş enerjisidir. Güneş enerjisi kullanımı giderek yaygınlaşan bir enerji türüdür. Güneş panelleri sayesinde birçok kuruluş elektrik elde etmektedir. Bir diğer kaynak olan rüzgâr enerjisi de giderek yaygınlaşan enerji türlerinden biridir. Gelişen teknolojiyle birlikte türbin yapımlarının maliyeti de düştüğünden, Türkiye’de de kullanılmaktadır. Jeotermal enerji dünyada M.Ö. 1500 yıllarından beri kullanılmaktadır. Isıtma, soğutma, elektrik üretimi, mineral üretimi gibi amaçları vardır. Hidroelektrik enerji, suyun akış gücü kullanılarak oluşturduğu için dünyaya herhangi bir zararı yoktur. Dünyada en çok kullanılan yenilenebilir enerji kaynağıdır. Bunun yanı sıra yatırım maliyetinin yüksek olması, kurulum sürelerinin uzun olması ve sel tehlikesi oluşturması gibi dezavantajları da bulunmaktadır. Dalga/gelgit enerjisi en az kullanılan yenilenebilir enerji kaynağıdır. Golf Streon ve Labrador akıntıları da bu konuda kullanılmaktadır. Tükenmeyen bir enerji kaynağı olmasının yanı sıra her dalga boyu için ayrı sistem gerektiğinden kullanımı çok yaygın değildir. Biyokütle enerjisi, her türlü organik atık, yosun, bitki ve alglerden elde edilir. Her yerde kullanılması ve depolanabilir olmasının yanı sıra verimi düşük bir enerji türüdür. Ayrıca zararlı genler açığa çıkarması en önemli dezavantajlarından biridir. Hidrojen enerjisi de uzak mesafelere taşınabilmesinin yanında fosilden daha az verimli bir enerji türüdür. Çevreye de herhangi bir zararı yoktur” dedi.
Jeotermal enerjinin öneminden bahseden Yrd. Doç. Dr. Petek Sındırgı, “Jeotermal sistemlerini oluşturan parametreler, ısı kaynağı, ısıyı taşıyan akışkan, rezervuar zan ve örtü kayadır. Jeotermal enerji, ısıtma ve soğutma, kurutma, mineralli su, kültür balıkçılığı alanlarında kullanılmaktadır. Sıcaklığa bağlı olarak kullanım alanları değişen Jeotermal enerjide jeotermal sahaları, Kütahya, Balıkesir, Manisa Kula, İzmir, Afyon, Ankara ve Diyarbakır gibi 225 noktada bulunmaktadır” dedi.