28.4 C
İstanbul
Cumartesi, Ağustos 16, 2025
Ana Sayfa Blog Sayfa 95

‘Solar İstanbul’ ekonomiye katkı sağlayacak

  • TG Expo Uluslararası Fuarcılık ve Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği GENSED; 11-13 Mart 2020’de ilk kez düzenleyecekleri “Solar İstanbul 2020 – Güneş Enerjisi, Enerji Depolama, Elektrikli Ulaşım ve Dijitalleşme Fuarı ve Konferansı” için bir basın tanıtım toplantısı düzenledi.
  • Türkiye güneş enerjisi sektörünü yan sanayii, sektör STK’ları ve akademi de dahil tüm alanlarda kapsayacak olan Solar İstanbul 2020 Fuarı ve Konferansı için, TG Expo Yönetim Kurulu Başkanı Gönül Akyıldız ve GENSED Başkanı Halil Demirdağ ev sahipliğinde, 22 Ekim 2019’da Radisson Blu Bosphorus Hotel’de yapılan tanıtım toplantısına; GENSED Başkan Yardımcısı Tolga Özdemir, GÜNDER Yönetim Kurulu Üyesi Kerim Gazioğlu ve Güneş Enerjisi Yatırımcıları Derneği GÜYAD Yönetim Kurulu Üyesi Erinç Kısa da katıldı.

Yenilenebilir enerji üretimi ve kullanımı konusu hem dünyada hem de ülkemizde önemini giderek artırıyor. Enerjiyi kesintisiz temin edebilmek ve bunu yerli ve temiz yollarla sağlayabilmek ise her ülkenin en önemli misyonlarından biri konumunda. Bu noktadan hareket eden Türkiye’nin önde gelen fuarcılık şirketlerinden TG Expo Uluslararası Fuarcılık, güneş enerjisi sektörünün önde gelen derneklerinden GENSED işbirliği ile güneş enerjisi odağında ilk kez fuar düzenleyecek. Solar İstanbul 2020 – Güneş Enerjisi, Enerji Depolama, Elektrikli Ulaşım ve Dijitalleşme Fuarı ve Konferansı adıyla düzenlenecek olan fuar 11-13 Mart 2020 tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirecek.

Güneş enerjisi, yenilenebilir enerji kaynaklarında güneşin yeri ve geleceği, enerji depolama, e-ulaşım ve dijitalleşme konularına odaklanacak olan Solar İstanbul 2020, güneş enerjisi alanında ulusal ve uluslararası arenadan yatırımcılar, üreticiler, yan sanayii temsilcileri, düzenleyici kuruluşlar, yerel yönetimler, enerji depolama şirketleri, enerjide dijitalleşme konularında çalışan şirket ve uzmanların yanı sıra tüm sektör derneklerini ve akademiyi de bir araya getirecek.

Solar İstanbul 2020 için TG Expo ve GENSED ev sahipliğindedüzenlenen tanıtım toplantısında bir konuşma yapan TG Expo Yönetim Kurulu Başkanı Gönül Akyıldız, Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanında son 10 yılda gerçekleştirdiği ciddi gelişmenin bu alandaki etkinliklerin de artırılması gerektiğine işaret ettiğini belirtti. “Yaşadığımız iklim krizi de özellikle hem güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir kaynaklara hem de bu kaynaklardan enerji üretilebilmesi için yerli teknoloji üretimine daha fazla odaklanmamızı zorunlu kılıyor, aslında bu süreç bir seçim değil bir görev olmalı” diyen Akyıldız, dünyanın farklı bölgelerinde 8 ayrı uluslararası enerji etkinliğinde imzası bulunan bir şirket olarak Türkiye’deki ilk enerji fuarlarını güneş enerjisi alanında düzenlemenin kendileri için ayrı bir önemi olduğunu kaydetti.

Fuarı düzenleme misyonları hakkında bilgiler veren Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği GENSED Başkanı Halil Demirdağ da sektörün sahip olduğu kapasitenin 2014 yılında sadece 40 MW iken bugün itibarıyla 5.600 MW’ı aştığını dile getirerek bu büyümenin daha etkili bir şekilde gerçekleşmesi için tüm sektörü bir araya getirmek istediklerini vurguladı. Türkiye’nin bugün kendi kaynaklarıyla kurduğu fabrikalarda çok yüksek yerlilik oranına sahip güneş panelleri üretebildiğine dikkat çeken Demirdağ sözlerine şöyle devam etti: Sektör bu panelleri yalnızca Türkiye’de kullanmıyor, aynı zamanda dünyanın pek çok ülkesine de ihraç ederek ciddi bir ekonomik hareketlilik yaratıyor. Ülkemizde eğitim almış ve yine ülkemizde deneyim kazanmış mühendislerimizin ve teknik kadrolarımızın kurduğu güneş enerjisi santralleri, bugün Türkiye’nin yanı sıra dünyanın farklı coğrafyalarını da çevreci ve temiz enerjiyle aydınlatıyor. Örneğin Türk inşaat firmaları Afrika’da çok güçlü. Onlara ‘Gelin, güneşi Afrika pazarında beraber büyütelim’ çağrısında bulunuyoruz. Bu gibi yerel ve küresel ölçekte gelişmeleri gözeterek, GENSED olarak güneş enerjisi sektörünün çok daha hızlı bir şekilde gelişmesine ve büyümesine katkı yapmak amacıyla bu fuarı TG Expo ile birlikte düzenlemeye karar verdik. Ancak bu sadece bir sektör derneğine mal edilebilecek bir konu değil, bu sebeple güneş enerjisi alanında sektörün gelişimi için çalışan tüm diğer dernekleri de fuarın sahipliğine davet ettik. Bu fuarı ve konferansı bu anlamda da çok önemsiyoruz.”

30 yıl boyunca harcanacak 18 milyar dolar ülke kasasında kalabilir

Halil Demirdağ ayrıca “Güneş enerjisi gerçekten en ucuz ve tamamen yerli bir enerji kaynağı konumunda. Güneş enerjisi santrallerinin ömrünün 30 yıl olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda şu anda 5.600 MW’ı bulan kurulu güç ile 30 yılda ithal yakıtlara harcanabilecek 18 milyar doları ülkemizin kasasında tutmuş olacağız.” dedi.

“Güneş aslında batıdan doğuyor, doğuya doğru geliyor”

Konar Enerji CEO’su ve Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği GENSED Başkan Yardımcısı Tolga Özdemir “Güneş aslında batıdan doğdu, doğuya doğru geliyor. Bu enerji kaynağından doğan yeni teknolojilerle daha çok insanı tanıştırmak istiyoruz. Bugün güneş enerjisi diyoruz, yarın batarya teknolojilerinde çok daha iyi teknolojiler keşfedeceğiz.  Mikroşebekeler gelişecek. TG Expo ile düzenlemeye karar verdiğimiz bu fuarın aslında amacı bu ekosistemdeki son teknolojileri duyurmak, ülkemizin sahip olduğu potansiyeli yurtdışına, yurtdışındaki deneyimleri ülkemize transfer etmek. Özellikle konferans programının içeriği, Avrupa’dan ve bazı yeni pazarlardan gelen temsilciler ile birlikte profesyonel altyapı ve tartışma teknikleri ile hazırlanacak olan konulardan oluşacak. Bu anlamda ziyaretçiler ve katılımcılar birebir fuarı deneyimlediklerinde etkisini ve fuarın nihai hedefini daha iyi anlama fırsatı yakalayacaktır.” diyerek hayırlı olsun dileklerini iletti.

Güneş özelinde çok büyük bir girişim olan Solar İstanbul Fuarı’na destek vermenin kendileri için önemini aktaran GÜYAD Yönetim Kurulu Üyesi Erinç Kısa ise son 5 yılda güneş enerjisi alanında üretim yapan tesislerin kapasitesinin yaklaşık 5.600 MW’a geldiğine dikkat çekerek güneş, rüzgar, jeotermal gibi yerli ve maliyetsiz kaynaklardan mutlaka yararlanmak gerektiğine vurgu yaptı. “Bu nedenle bizler GÜYAD olarak kendisini ispatlamış bir mekanizma olan YEKDEM’in devam etmesi gerektiğine inanıyoruz” diyen Erinç Kısa, 31 Aralık 2020 sonuna kadar işletmeye giremeyecek yatırımcıların yatırımlarının atıl kalmaması ve istihdam yaratması amacıyla bu yatırımlara özel süre uzatımı verilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Kombi almak isteyenlere öneriler!

  • Isıtma-soğutma sektörünün öncü markalarından Bosch Termoteknoloji, kombi satın almak isteyenlere, dikkat edilmesi gereken noktaları açıklıyor.

Kombi alırken nelere dikkat edilmelidir?

Kombi almadan önce kombi tipleri hakkında bilgi sahibi olmak önemlidir. Kombiler yanma teknolojilerine göre yoğuşmalı ve konvansiyonel (yani yoğuşmalı olmayan) cihazlar olarak ikiye ayrılırlar. Konvansiyonel kombiler, basit bir açıklama ile ısıtma ihtiyacınızı karşılamak üzere doğalgazı yakıp ısı enerjisine çevirir ve yanma reaksiyonu sonrası açığa çıkan atık gazları baca sistemi vasıtası ile tahliye eder. Bu aşamada, tahliye edilen ve yüksek sıcaklığa sahip atık gazın içerisinde bulunan su buharı da dış ortama bırakılmış olur.

Daha teknolojik bir tasarım olan yoğuşmalı kombilerde ise, konvansiyonel kombilerde atmosfere atılan su buharının sahip olduğu enerji de ısıtma ihtiyacınız için kullanılır. Gerçekleşen ısı transferi sonrasında sıcaklığı düşen su buharı sıvı gaza dönüşür yani yoğuşur. Yoğuşma teknolojisinin adı buradan gelmektedir. Eski tasarım kombilerde atık gazın sahip olduğu kullanılmayan enerji, yoğuşmalı cihazlarda kullanılır ve radyatörleri ısıtacak tesisat suyuna aktarılır. Bu da aynı birim yakıttan daha fazla miktarda yararlanmak anlamına gelir ve doğalgaz faturalarınızda tasarruf sağlar.

Kombi seçimi nasıl yapılır?

Kombi seçimi yaparken, alacağınız kombinin yoğuşma teknolojisine sahip olmasının yanı sıra kullanılacak alanın özellikleri de önemlidir. Evin ya da ofisin metrekaresi, bulunduğu konum, yapının izolasyon kalitesi, banyo sayısı değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu kriterlere göre kullanıma en uygun kapasiteli kombi tespit edilmelidir.

Kombi nasıl tasarruflu kullanılır?

Yoğuşmalı bir cihazdan en hesaplı şekilde faydalanmak için mümkün olduğu kadar fazla yoğuşma gerçekleşmelidir. Bunun için doğru sistem tasarımı çok büyük önem arz eder. Tesisattan dönen suyun sıcaklığı mümkün olduğunca 55 C ve altında olmalıdır. Bu amaçla kombi gidiş suyu sıcaklığı buna göre ayarlanmalıdır (radyatör için max 60-70 C). Yani ısıtıcı yüzeyler buna uygun seçilmiş olmalıdır.

Şüphesiz ki verim değeri ve sessiz işletim kombilerin en önemli özellikleri arasında gelir ve iki kombi cihaz arasında kullanıcın karar vermesinde önemli rol oynar. ErP yönetmeliğine göre her kombi cihazın içinden ErP Enerji Etiketi ve ErP Bilgi Föyü çıkmak zorundadır. Her tedarikçi, bu değerleri yönetmeliğin tanımladığı standart ve aynı yöntemlerle ölçümlemek durumundadır.

Modülasyon aralığı denilen yani ısıtma ihtiyacınızın düşük olduğu durumlarda (örneğin mevsim geçişlerinde) boşa enerji harcamamak için kombinin kapasitesini ne kadar kısabileceğinin ölçüsü de yakıt tasarrufu ve kombi seçimi açısından önemli bir kriterdir. Örneğin ısıtma ihtiyacınız 3 kW iken, kombinizin 24 kW’lık ısıtma kapasitesini 1’e 8 ölçüsünde azaltarak, kendisini 3 kW’a kısabilmesi önemli bir özelliktir. Bunu yapabilen cihazlara 1:8 modülasyonlu cihaz denir.

Bu faktörlerin yanı sıra, seçeceğiniz kombinin servis gibi satış sonrası hizmetleri konusunda başarılı olmasına da dikkat edilmelidir. Bosch Termoteknik uzman servis teknisyenleri ile tüm Türkiye’de hızlı ve kaliteli hizmetleri ile fark yaratmaktadır.

Evinize en uygun cihazı seçebilmeniz için web sitemizden size en yakın bayimizin bilgilerine kolayca ulaşabilir ve ücretsiz olarak keşif hizmeti alabilirsiniz.

Kadın liderler ilham veren hikayelerini anlattı

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC), Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu (CGFT) ve Hello Tomorrow Türkiye’nin düzenlediği “Temiz Enerji, Bilim ve Teknolojide Kadın Liderler” konulu uluslararası konferans, Türkiye ve dünyanın önde gelen isimlerini buluşturdu.

Konferans kapsamında düzenlenen panellerde, Türkiye’nin büyüme ve gelişme hedeflerinde kritik öneme sahip temiz enerji, bilim ve teknoloji odaklı olarak kadın liderlerin başarılı strateji ve tecrübelerine yer verildi.

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC), Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu (CGFT) ve Hello Tomorrow Türkiye’nin düzenlediği “Temiz Enerji, Bilim ve Teknolojide Kadın Liderler” konulu uluslararası konferansı kapsamında dört panel gerçekleştirildi. Türkiye ve dünyanın önde gelen isimlerinin konuşmacı olarak katıldığı panellerde, temiz enerji, bilim ve teknoloji odaklı olarak kadın liderlerin başarılı stratejileri ve tecrübelerine yer verildi

Düzenlenen ilk panelde katılımcılar “Kadın Katkısının Karşılaştığı Sorunlar, Engeller ve Fırsatlar”ı dile getirdi. Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Dr. Melsa Ararat’ın moderatörlüğünde yapılan panelde konuşan, Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) Politika ve Sosyo Ekonomik Programlar Kıdemli Uzmanı Celia García-Baños, “Kadınların çalışma hayatında en temel bariyer kültürel bariyerdir. Bu bariyer kadınların özellikle işe girişinde kendini gösteriyor” dedi.

GE Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Canan Özsoy ise “Kadınların çalışma hayatına katılımında üç önemli konudan bahsetmek mümkün. Bunlar kültür, önyargı ve beceri. Kültür, kadınları belirli sektörlere yerleşmeye yönlendiriyor. Önyargı ise bir engel teşkil ediyor. Üçüncü olarak da kadınlar becerileri olmadığını düşünerek maalesef ellerini kaldırmıyor. Oysa kadınlar ilham verici olmalı” dedi.

Bentley Üniversitesi Maurice E. Goldman Fen Edebiyat Ordinaryus Profesörü Dr. Joni Seager, şirketlerin sadece cinsiyet çeşitliliğini değil, ırk, dil, din çeşitliliğini de dikkate almaları gerektiğini söyledi. Deloitte Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Elif Düşmez Tek, kadınların finans sektöründeki yerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

“En İyi Uygulama Örnekleri, Politikalar ve Çözümler” başlığıyla düzenlenen ikinci panel ise Egon Zehnder Londra Yönetici Ortağı Çağla Bekbolet moderatörlüğünde gerçekleşti. Bu panele Massachusetts Institute of Technology Energy Initiative İcra Direktörü Martha Broad, ENGIE Ortadoğu, Güney, Orta Asya, Türkiye (MESCAT)Çevre ve Sosyal Sorumluluk Başkan Yardımcısı Brigitte Dierckx, Shell Küresel Ar&Ge ve Ticari Teknolojiler Başkan Yardımcısı Dr. Selda Günsel, Intek Group SpA – KME AG Küresel Ar-Ge ve Ticari Teknolojiler Başkan Yardımcısı Diva Moriani ve‘We Care Solar’ İcra Direktörü ve Kurucu Ortağı Dr. Laura E. Stachel’in katılımıyla gerçekleşti.

Hello Tomorrow Türkiye Kurucusu Timur Topalgökçeli moderatörlüğünde yapılan “Araştırma ve Teknoloji Girişimleri” panelinde ise Bound4Blue Eş-Kurucusu Cristina Aleixendri Muñoz, Nanomattr Teknolojiden Sorumlu Başkanı Dr. Senem Avaz, Airbus Dijital Dönüşüm Başkanlığı Yöneticisi Netra Gowda, Eppocrate Community Kurucusu Dr. Cécile Monteil ve FazINOVA Kurucusu Bel Pesce konuşmacı olarak yer aldı.

Gelecek İçin Öneriler” konulu son oturum ise IICEC Koordinatörü Dr. Mehmet Doğan Üçok moderatörlüğünde , Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Dr. Melsa Ararat, Egon Zehnder Londra Yönetici Ortağı Çağla Bekbolet ve Hello Tomorrow Türkiye Kurucusu Timur Topalgökçeli’nin katılımıyla gerçekleşti.

PAGEV geri dönüşüm harekatı başlattı

Türkiye plastik sanayinin yüzde 40’ını, ihracatının ise yüzde 70’ini oluşturan ambalajlar, ekstra vergiler ve yasaklamaların kıskacına takılan plastik sektörünün çıkış yolunu bulmasında kilit rol oynuyor. Ambalaj sektöründeki gelişmeler; üreticiden hammaddeciye, makineciden distribütöre tüm kesimleri etkilerken her tehdit yeni bir fırsatı da doğuruyor. PAGEV, bu yıl altıncısını düzenlediği Uluslararası Plastik Ambalaj Kongresi’nde sektördeki güncel tehditleri ve fırsatları masaya yatırdı. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu’nun açılış konuşmasıyla başlayan Kongre, bu yıl da sektörün nabzını en iyi tutan isimleri buluşturdu.    

Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV), ‘Uluslararası Plastik Ambalaj Kongresi’nin altıncısını 22 Ekim 2019 tarihinde İstanbul Swissotel The Bosphorus’da gerçekleştirdi. Türkiye ve yurtdışından uzmanların, sektör temsilcilerinin ve akademisyenlerin bir araya geldiği kongrenin ana teması “Plastik Ambalajda Güncel Tehditler ve Fırsatlar” oldu. Ekstra vergiler ve yasaklamalar sektörün önündeki en önemli tehditler olarak dururken fırsatların sürdürülebilirlik, geri dönüşüm ve akıllı ambalajlarda olduğu dikkat çekti.

Avrupa’da ilk örneklerini gördüğümüz plastik karşıtı uygulamaların rüzgârı Türkiye’yi de etkiliyor. Avrupa’da plastik ambalajlarla ilgili neler konuşulduğunu, Avrupa Birliği Komisyonu Politika Görevlisi Werner Bosmans ilk ağızdan PAGEV Kongresi’nde anlattı. 6. PAGEV Uluslararası Plastik Ambalaj Kongresi, EuPC Genel Müdürü Alexander Dangis, PlasticsEurope Bölgesel Direktörü Giuseppe Riva ve INEOS Styrolution Küresel Strateji Direktörü Johannes Musseleck gibi önemli isimleri PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu’nun moderatörlüğünde düzenlenen “Döngüsel Ekonomi ve Sıfır Atık” panelinde ağırladı. 

Kongrenin bir diğer flaş ismi dijital ambalaj trendinin dünyadaki en iyi uygulamalarından biri olan IoT Akıllı Ambalajın yaratıcısı Water.IO Başkan Yardımcısı Yoav Hoshen oldu. Akıllı ambalajlar mobil uygulamalar ve internet sayesinde kullanıcılarının hayatını kolaylaştıracak pek çok çözüm sunuyor. Water.IO’nun tekrar kullanılabilir su şişelerine takılan akıllı kapakları sayesinde gün içinde ne kadar su içmeniz gerektiğini telefonunuzdaki uygulamadan takip edebiliyorsunuz. Akıllı kapak aynı zamanda su içmeniz konusunda da sizi uyarıyor. Yoav Hoshen, birçok sektörde kullanılan ambalajların günümüzde nasıl daha akıllı hale geldiğini anlattığı konuşmasında gelecekte bizleri neler beklediğine dair ipuçları da verdi.

Ayrıca Unilever, Coca-Cola ve Danone gibi dev markalar, sürdürülebilirlik yaklaşımlarını ve ambalajdan beklentilerini Kongre katılımcılarıyla paylaştı.

Plastik ambalaj sektörü sürdürülebilir ürünlerle büyüyecek

Kongrenin açılış konuşmasını yapan PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu; “Türkiye plastik sektörümüz 35 milyar dolarlık cirosu ve 12 milyar dolarlık ihracat kapasitesi ile ülke ekonomimize büyük oranda katkı sunuyor. Plastik sanayimizin en önemli alt sektörlerinden birini sektörün üretiminden yüzde 40, ihracatından ise yüzde 70 pay alan ambalajlar oluşturuyor. Plastik ambalaj sektörümüzün performans değerlendirmesine baktığımızda, 2018 yılında miktarda 3,6 milyon ton ve değerde 12 milyar dolarlık üretim gerçekleştiğini görüyoruz. 2019 yılının ilk yarısında plastik ambalaj malzemeleri üretimi 2018 yılının aynı dönemine kıyasla miktarda yüzde 14 gerilemeyle 1,7 milyon ton ve değerde yüzde 21 düşüşle 5,4 milyar dolar oldu. Yılsonunda plastik ambalaj üretiminin geçen seneye göre miktar bazında yüzde 7 düşüşle 3,4 milyon ton, değer bazında ise yüzde 13 gerileme ile 10,5 milyar dolar olarak gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Sektörün ihracat büyümesinde de bir yavaşlama görüyoruz. Geçen sene 2,6 milyar dolarlık plastik ambalaj ihracatı gerçekleşmişti. Bu yılın ilk yarısında ise 2018 yılının aynı dönemine göre herhangi bir artış yaşanmadığı gözlendi. Sektörün 6 aylık ihracatı 1,3 milyar dolarda kaldı. Tabii bu duraklamanın geçici olduğunu düşünüyoruz. Plastik yeri doldurulamaz bir malzeme. Bu özelliği ile plastik sektörü ve plastik ambalaj sektörü büyümeye devam edecek. Her zaman söylediğimiz gibi plastiklerin doğada yeri yok hayatımızda işi çok. Plastik sektörü yeni alternatiflerle gelişecek. Üret, sat, tüket, çöpe at yerine üret, sat, tüket, geri dönüştür tekrar üret anlayışıyla sektörümüz çok büyük devrim yapacak. Plastik endüstrisi olarak bunun altyapısını oluşturuyor ve bu alanda yeni yatırımlar yapıyoruz. Böylece plastik ambalajlar hem gıda israfını engelleyerek hem de ülke ekonomimize katkı vererek büyümesini sürdürecek. Özellikle Sıfır Atık Projesi ile birlikte Türkiye geri dönüşüm sektörü gelişecek. Sürdürülebilir ürünlerle plastik ambalaj sektörü de çevreyi korumayı ve kalkınmayı bir arada başaracak. Hem sektör büyüyecek hem çevremiz korunacak ” dedi. 

Ambalaj Atıklarının Yetkilendirilmiş Kuruluşu PAGÇEV organizasyonu ve TOBB Plastik, Kauçuk, Kompozit Sanayi Meclisi işbirliği ile düzenlenen bu dev organizasyonun sponsorları ise;  Akay Stand, Işık Plastik, Sem Plastik, Tesla Plastik, TSP Makine, Üner Plastik ve Recycling Industry Dergisi oldu. SwissOtel’de düzenlenen Kongre’ye Enerji Dünyası Gazetesi de tam kadro katıldı.

Diyarbakır’da Kobi’lerle büyük buluşma

KOBİ’lerin iş yapma şekillerinde ve rekabet koşullarında dijitalleşme ile yaşanan değişime ayak uydurmalarını sağlamak amacıyla, T.C. Ticaret Bakanlığı’nın desteğiyle, TOBB’un himayesinde düzenlenen Türkiye Teknoloji Buluşmaları’nın bu yılki yedinci durağı Diyarbakır oldu. Vodafone Türkiye ve Akbank ana sponsorluğunda, “KOBİ’ler İçin Dijital Dönüşüm, E-ticaret ve E-ihracat” temasıyla gerçekleştirilen etkinlikte, işletmelerin dijital skorlarını artırmalarının yolları, tasarruf sağlayabilecekleri teknolojiler ve verimlilik konuları ele alındı.

Türkiye Teknoloji Buluşmaları’nın bu yılki yedinci etkinliği, T.C. Ticaret Bakanlığı’nın desteğiyle, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) himayesinde, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası ve Diyarbakır Ticaret Borsası ev sahipliğinde, Vodafone Türkiye ve Akbank ana sponsorluğunda Diyarbakır’da düzenlendi. EticaretSEM ve Eticaret Merkezi A.Ş. tarafından gerçekleştirilen buluşmanın teması “KOBİ’ler İçin Dijital Dönüşüm, E-ticaret ve E-ihracat” oldu. Bu yıl Trabzon, Antalya, Gaziantep, Balıkesir, Eskişehir ve Adana’nın ardından Diyarbakır’da düzenlenen organizasyonda, alanında uzman 24’ü aşkın konuşmacı, KOBİ’lerin dünyada dijitalleşmeyle birlikte yaşanan hızlı dönüşüme nasıl ayak uydurabileceğini tartıştı.

Şirketlerin teknolojiyle gelişmesi ve büyümesi konusunda fikir ve bilgi alışverişinin yapıldığı Türkiye Teknoloji Buluşmaları’nın açılış konuşmalarını, Diyarbakır Ticaret Borsası Başkanı Engin Yeşil, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, TOBB E-Ticaret Sektör Meclisi Başkan Yardımcısı Merter Özdemir, Vodafone Türkiye CEO’su Colman Deegan ve Vodafone Türkiye KOBİ Satış Direktörü Yusuf Aysal gerçekleştirdi.

Engin Yeşil: “Asıl meselemiz Türkiye’nin dijital yetkinliklerini geliştirmektir”

Diyarbakır Ticaret Borsası Başkanı Engin Yeşil, şunları söyledi:

“Dünyada e-ticaretin geleceğinde yapay zeka, artırılmış gerçeklik gibi Endüstri 4.0 teknolojilerinin önemli bir rolü olacaktır. Dolayısıyla, Türkiye olarak, bu alanlara daha fazla yatırım yapmamız gerekiyor. Asıl meselemiz ise Türkiye’nin dijital yetkinliklerini geliştirmektir. Türkiye e-devlet alanında başarılı olmuştur, artık dijital devlet hedefi konmalıdır. E-belediyeler dijital belediyeye geçmelidir. Her kurum ve her şirket, çalışanlarına dijital yetkinlik desteği vermelidir. Asıl önemli husus ise anaokulundan üniversiteye kadar bütün eğitim sistemimizin dijital çağa uyum sağlamasıdır. Dijital teknoloji sadece cep telefonu kullanmanın ötesinde, bir yeni kültürü de beraberinde getirmektedir. Herkes bunun farkında olmalıdır. KOBİ’lerimize ve üyelerimize artık ticaretin kurallarının değişmekte olduğunu görmelerini tavsiye ediyorum. Yaşanan dijital dönüşümde geç kalınmaması konusunda uyarıda bulunmak istiyorum. Dijital alanda glokal ve fijital diye iki kavram var. Birisi hem küresel hem yerel düşünmek, diğeri fiziksel mekanla dijitali birleştirmek anlamında kullanılıyor. Bütün şirketlerimiz bu kavramlar üzerinde çalışmalıdır.”

Colman Deegan: “Geleceği dijitalleşme ile inşa edeceğiz”

Vodafone Türkiye CEO’su Colman Deegan şöyle konuştu:

“Dijitalleşme, sektörlerin rekabet edebilirliği, ülke ekonomisinin sürdürülebilirliği ve yarının inşası için, dün olduğundan çok daha fazla önemli. Çünkü bugünden şekillenmeye başlayan yeni dünyanın emareleri gösteriyor ki; yarınlar bize hayal ettiklerimizin çok daha ötesinde yenilikler getirecek. Vodafone olarak, KOBİ’lerimizi geleceğin dijital dünyasına hazırlamak amacıyla yıllardır Anadolu’yu geziyoruz. İki yıl önce TOBB işbirliğiyle başlattığımız Dijital Dönüşüm Hareketi ve ana sponsoru olduğumuz Türkiye Teknoloji Buluşmaları ile bu çalışmalarımızı daha kapsamlı hale getirdik. KOBİ’ler Türkiye’de toplam işletmelerin %99,9’unu oluşturuyor. Türkiye ekonomisinin can damarını oluşturan KOBİ’lerin, hemen her işleyişin sil baştan yazıldığı geleceğe hazırlıklı olmak için acil adımlar atması gerekiyor. Uçtan uca sunduğumuz çözümlerimizle ve Vodafone Grubu’ndan aldığımız güçle, KOBİ’lerin dijitalleşmesine destek veriyoruz. Dijital Dönüşüm Hareketi projesiyle, KOBİ’lerin ve şehirlerin dijital skorlarını hesaplayarak dijitalleşme seviyelerini ölçüyoruz. Hedefimiz, tüm Türkiye’yi dolaşmak, ülkemizin şehir şehir, sektör sektör dijitalleşme haritasını çıkarmak ve her ölçekten işletmeyi geleceğe hazırlayabilmek. Diyarbakır’da faaliyet gösteren şirketlerle yaptığımız ölçümlere göre, şehrin dijital skorunu 68 olarak belirledik. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin dijital skoru ise 58. Diyarbakır, bölge ortalamasının üzerinde. Vodafone olarak, geleceği her ölçekten işletme için fırsata dönüştürmek amacıyla çözümler geliştirmeye ve Türkiye’nin sürdürülebilir büyümesine bu yolla katkıda bulunmaya devam edeceğiz.”

Vodafone Dijitalleşme Tırı tanıtıldı

Türkiye Teknoloji Buluşmaları kapsamında, Eski Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Kutbettin Arzu, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya ve Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Aziz Odabaşı’nın katılımıyla Vodafone Business Dijitalleşme Tırı Açılış Töreni de gerçekleştirildi. Vodafone’un işletmelere yönelik sunduğu en yeni dijital teknoloji çözümlerini tanıtmak üzere Türkiye’yi dolaşmakta olan Vodafone Dijitalleşme Tırı, #dijitalleşmeyolunda toplam 12 şehri gezecek. Vodafone Dijitalleşme Tırı ile yaklaşık 3 ayda 10 bini aşkın kişiye ulaşılması hedefleniyor. Vodafone Dijitalleşme Tırı’nda, Red Kontrol’den Dijital Tarım İstasyonu’na 20 farklı dijital çözüm sergileniyor. Vodafone, Dijitalleşme Tırı ile gittiği şehirlerde elektronik atık da topluyor. Toplanan e-atıkların geri dönüşümünden elde edilecek gelirle Anadolu’da bir okulda kodlama sınıfı kurulacak.

Başarılı KOBİ örnekleri paylaşıldı

Açılış konuşmalarının hemen ardından etkinliğin ilk paneli gerçekleştirildi. Vodafone Türkiye KOBİ Satış Direktörü Yusuf Aysal’ın moderatörlüğünde, “Başarılı KOBİ Örnekleri” başlığıyla yapılan panelde, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Bilgi İşlem Daire Başkanı Ahmet Mudu, Kardelen Otomotiv Yönetim Kurulu Üyesi Hikmet Baran, Diyarbakır Özel Bağlar Hastanesi Koordinatörü Turan Odabaşı ve Sabah Gazetesi Editörü Metin Can, kendi sektörlerinden örnekler vererek işletmelerin dijitalleşmeyle elde edebilecekleri fırsatları değerlendirdi.

Etkinliğin ikinci panelinde, “Fintech’ler KOBİ’lerde Dijital Dönüşümün Neresinde?” konusu masaya yatırıldı. Panele Akbank KOBİ Ürün Müdürü Turgut Çatalkaya, Paraşüt Pazarlama Direktörü Bora Şahan ve Kolay İK Yönetici Ortağı Tunca Üçer katıldı. Trendyol Kategori Grup Direktörü Çağrı Cebe’nin “E-Ticarette Pazaryeri” konulu bir konuşma yaptığı etkinlikte, Vodafone Türkiye tarafından anlık ve etkileşimli olarak Diyarbakırlı KOBİ’lerin dijital skor ölçümleri de yapıldı.

Etkinliğin öğleden sonraki bölümünde Yeni Medya Stratejisti ve Yapımcı Elif Dağdeviren “İş’te Yeni Medya Stratejileri”, OPLOG İş Geliştirme Uzmanı Gizem Aygün ise “E-Ticaret Lojistiği” konulu birer sunum gerçekleştirdi. Günün üçüncü ve son panelinde “E-Ticarette Lojistik ve Ödeme Sistemleri Entegrasyonları” konusu ele alındı. TOBB E-Ticaret Sektör Meclisi Başkan Yardımcısı Merter Özdemir’in moderatörlüğünde yapılan panele, epttavm CEO’su Hakan Çevikoğlu, İpara Satış Direktörü Özgür Gerçek ve Eticaret Merkezi Genel Müdürü Mehmet Erdemi katıldı.

İdeaSoft Satış Direktörü Zekeriye Ateş, sahibinden.com Pazarlama Uzmanı Vahap Yaramış, Nebim Çözüm Ortakları Müdürü, Meltem Tombul, Entegra Pazarlama ve Satış Yöneticisi Birkan Tüzer ve Goodjob Marka Mühendisi ve Danışman Ömürden Sezgin’in sunumlarıyla devam edenetkinlik, TOBB E-Ticaret Sektör Meclisi Başkan Yardımcısı Merter Özdemir’in konuşmasıyla sona erdi.

Şehidimizi kürtçe ağıtlarla uğurladık

Barış Pınarı Harekatı sırasında Münbiç kırsalında teröristlerce düzenlenen havanlı saldırıda şehit olan Piyade Uzman Onbaşı Mesut Çelik, memleketi Adıyaman’ın Çelikhan ilçesinde Kürtçe ağıtlarla son yolculuğuna uğurlanmıştı.

Şehidin cenazesi, baba ocağının bulunduğu Çelikhan ilçesine getirildiğinde şehidin annesi Hanım Çelik’in, Kürtçe, “Ben öleydim” diyerek ağıtlar yaktığını unutmamalıyız. Şehidin naaşı cenaze aracından çıkartılıp tören alanına götürülürken kız kardeşi Sema Alkhan’ın, kardeşinin tabutuna omuz vermesini ve ardından tabutuna dokunarak kardeşine asker selamı durmasını unutmamalıyız.

Şehidin kuzeni Yılmaz Çelik’in de askeri kamuflaj giyerek tabutun başında asker selamıyla ağlayarak şehidi uğurlamasını unutmamalıyız.

Anne Hanım Çelik’in oğlunun tabutuna sarılarak “Vatan sağ olsun” diyerek gözyaşı dökmesini unutmamalıyız.

Kahraman şehidin naaşının top arabası üzerinde binlerce kişinin tekbirleri ve sloganları ile Çelikhan Şehitliğine götürülmesini unutmamalıyız.

Münbiç kırsalında şehit olan Piyade Uzman Onbaşı Mesut Çelik’in cenazesinde Kürtçe yakılan ağıtlar ile terör örgütünü lanetleyen binlerce kişi bizlere her şeyi bir kez daha anlatmıştır. Millet olarak duygu birliğimizi gözler önüne sermiştir.

Göz önünde cereyan eden bu cenazede yaşananları iyi analiz edebilirsek, İnanıyorum ki on yıllardır yürekleri yakan bu ateş, birlik ve beraberlik ruhumuz ile darmadağın olacaktır.

O cılız ateşin darmadağın olmasıyla her birimiz için daha çok refah, daha çok özgürlük, daha çok demokrasi var olacaktır. Terör tuzağına düşen gençlerimiz, ruhlarını terör örgütüne teslim etmedikleri için geç olmadan o zalimlerin ellerinden kurtulacaktır.

Unutmamalıyız, şehidimiz Mesut Çelik’i unutmamalıyız, Kürtçe ağıt yakan annemiz Hanım Çelik’in “Ben öleydim” diyerek ağıtlar yaktığını da unutmamalıyız…

Sıfır Atık Projesi ülke geneline yayılacak

ENTECH – Geri Dönüşüm Çevre Teknolojileri ve Sıfır Atık Fuarı’nın resmi açılışında konuşan Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi, 2 yıldır süren Sıfır Atık Projesi’nin detaylarını paylaştı. Şu ana kadar 25 bin kamu kurum ve kuruluşunun sıfır atık sistemine geçtiğini, 2020 yılından itibaren de 250 binden fazla nüfusu olan ilçe belediyeleri ve OSB’lerin bu sisteme dâhil edileceği açıklayan Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi, “2023 yılına kadar sıfır atık projemiz sayesinde 20 milyar TL’lik bir tasarruf sağlamış olacağız’ dedi.

ENTECH – Geri Dönüşüm Çevre Teknolojileri ve Sıfır Atık Fuarı ile eş zamanlı düzenlenen Sıfır Atık Forumu’nun resmi açılışı Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi ve T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Murat Kurum’un teşrifleri ve hitaplarıyla gerçekleştirildi. CNR Expo İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen forumun açılışında konuşan CNR Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ceyda Erem, Sıfır Atık Projesi ile toplum bilincine sahip çıktığı için Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’ye teşekkür etti. Ceyda Erem, “Toplumun bilinçlenmesi için bu kadar üst düzeyde yürütülen Sıfır Atık Projesi gerçekten çok kıymetli. Biz de CNR Holding olarak bu hassas konuyu sahiplenmiş durumdayız. Önümüzdeki süreçte hem fuarlarımız hem de forumlarımız konuyu Anadolu’ya taşıyacağız. Çalışmalarız sürüyor” dedi.

“Yaşam biçimlerimizi gözden geçirmeliyiz”

Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi ise; forumda yaptığı konuşmasındaçevre bilincine dikkat çekerek, “Çevre bilinci doğayı bir bütün olarak görmektir. Bu bakış açısında ülkeler arasındaki sınırların hiçbir önemi yoktur. Kendi ülkesini, doğasını korumak isteyen herkes aslında dünyanın doğasını korumakla eş fikirdedir. Kendi sınırınız içerisinde gerçekleştirdiğiniz geri dönüşüm dünyanın her yerinde nüfuz eden bir iyilik hareketidir” dedi. 21. yüzyılın teknolojik gelişmesinden başarılı bir şekilde övünürken, diğer yanda çöp üretiminin devam ettiğini belirten Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi, “O kadar gereksiz paketleme yapıyoruz ki; yarım kiloluk bir ürün kendisinden kaç kat büyük bir paket içinde yer alıyor. Hepimiz bir üretim yaparken çok iyi hesap yapmalıyız. Tüm yaşam biçimlerimizi yeniden gözden geçirmek zorundayız” dedi.

22. 913 kamu kurum ve kuruluşu Sıfır Atık Bilgi Sistemi’ne geçti

2017 yılında başlattıkları proje ile ilk hedeflerinin kamu kurumlarında çöp kaynağını ayrıştırmayı başarmak olduğunu söyleyen Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi, “2 yıldan bu yana 25 bin hizmet binasında sıfır atık sistemine geçtik. Sıfır Atık Yönetmeliği ile 2020 yılının ilk yarısında tüm kamu kurumlarımızı sisteme entegre etmiş olacağız. 2020 yılının ikinci yarısında ise 250 binden fazla nüfusu olan ilçe belediyelerimizi ve OSB’lerimizi Sıfır Atık Yönetim Sistemi’ne dâhil etmeyi hedefliyoruz. Bu arada sıfır atık ile ilgili yaptığımız çalışmaları kayıt altına almak için Sıfır Atık Bilgi Sistemi’ni devreye aldık. Bugün 22 bin 913 kamu ve kurumumuz bu sisteme entegre oldu ve giriş yapmaya başladı” şeklinde konuştu.

Sıfır Atık Mavi ile 122.193 metreküp deniz çöpü toplandı

Sıfır Atık Projesi’ni dünyaya bir miras bırakma iştiraki olarak gördüklerini vurgulayan Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi, “Sıfır atığın büyük edinimleri olduğuna inanıyorum. 1 Ocak 2019 itibariyle plastik poşet uygulamasını getirdik ve şu ana kadar yüzde 78’lik bir orana ulaştık. 2021 yılında ise depozitoyu sıfır atık uygulamasına dâhil edeceğiz. Bu uygulama ile geri dönüşümde daha da büyük kazanımlar elde etmeyi hedefliyoruz. Yine haziran ayında projemizin bir parçası olan Sıfır Atık Mavi konusunu gündeme getirerek denizlerimizde temizliği başlattık. Bu sayede 122 bin 193 metreküplük deniz çöpü topladık. 769 kuruluş Sıfır Atık Mavi konusunda çalışacağını taahhüt etti” dedi.

100 bin kişiye istihdam sağlanacak

Doğal kaynaklar tükenmeden yarınlara aktararak, yenilenebilir kaynaklara yönelinmesi gerektiğine dikkat çeken Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi, “İyi bir gelecek istiyorsak yeşil ekonomiyi hızlı bir şekilde gerçekleştirmeliyiz” dedi. Sıfır Atık Projesi sayesinde 2023 yılına kadar tüm Türkiye’de sıfır atık sisteminin uygulamaya konulmasını sağlamayı ve 20 milyar liralık tasarruf elde etmeyi hedeflediklerini de söyleyen Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi, “100 bin kişiye istihdam sağlayacağız. Bu arada Geri kazanım oranımızı da yüzde 35’lere çıkaracağız” dedi.

“2023 hedefimiz için hammaddeyi de üretmemiz lazım”

T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ise; açılışta yaptığı konuşmasında sıfır atık ile sektörlere sağladıkları katkılardan söz etti. Sıfır atık uygulamalarıyla geleceğin koruma altına alındığını belirten Bakan Murat Kurum, “Türk ekonomisi ihracatı ile önemli bir ivme kazandı. Bunda her sektörün katkısı var. 167 milyar dolarlık bir seviyeye gelen ihracatımızı 2023’te 500 milyar dolara taşımak için üretimimizi de artırmamız gerekiyor. Bunun için hammaddeyi de üretir hale gelmeliyiz” dedi. 1950 yılı sonrası şehirleşmenin artmasıyla başlayan kirliliğin, 1990’dan itibaren sorun haline geldiğini ifade eden Bakan Murat Kurum, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak 2 yıl önce Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayelerinde Sıfır Atık Projesi başlattık. Çevreyi korumaya yönelik her projeyi Sıfır Atık Projesi’nin çatısı altında değerlendiriyoruz. Bu kapsamda TOKİ’nin devam eden konutları, hastaneler, sosyal konutlar sıfır atık sistemine uyumlu halde üretiliyor” dedi.

“Sanayi üretimde 3.2 milyon ton atıktan yararlandı”

Geri kazanım ve depozito uygulamasına ise 2021 yılında geçeceklerinden söz eden Bakan Murat Kurum, “Bu sayede cam ve metal gibi geri dönüşüm kazanımlarına başlıyoruz. Depozito ile birlikte sanayiye yüksek miktarda hammadde sağlayarak ithalata bağımlılık oranımızı azaltacağız. Mesela 2018 yılından bu yana uyguladığımız Sıfır Atık Projesi kapsamında çimento ve demir çelik gibi sanayilerimiz üretimlerinde 3.2 milyon ton atıktan yararlandı. Atmadık ve hammadde olarak bunu üretime kazandırdık. Aynı şekilde 800 bin ton atığı da kömür üretiminde değerlendirdik ve tasarruf sağladık. Bu sayede hem yer altı zenginliklerimizi daha az kullandık hem de atıkları depolayarak bertaraf edilmesi suretiyle kazandırmış olduk. Bu yöntemlerle ekonomik bir fayda oluşturarak, projemizin hedefimizi büyütmüş oluyoruz” dedi.

Açılış konuşmaları sonrası CNR Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ceyda Erem, Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’ye günün felsefesine uygun atık ürünlerden geri dönüşümle kazandırılmış tabloyu takdim etti.

GE’den türbin projesi

GE Yenilenebilir Enerji, Borusan En BW Enerji’nin Türkiye’deki 190 bin konutun enerji ihtiyacına karşılık gelen 138 MW’lık Saros Projesi için 27 Cypress ünitesini temin etmek üzere anlaşma imzaladığını duyurdu. Borusan En BW Enerji, 158 metrelik rotor çapına sahip Cypress türbinlerini 5.X MW’lık güçle çalıştıracak. 

GE’nin Cypress platformu için Türkiye’deki ilk siparişi olan bu proje, şirketin bu alandaki en büyük kara tipi rüzgar türbini sahası olacak. Proje aynı zamanda GE’nin Türkiye’deki en büyük rüzgâr santrallerinden biri olacak. Anlaşma kapsamında GE’nin 10 yıllık servis anlaşması da yer alıyor.

Cypress’ın devrim niteliğindeki iki parçalı kanadı, İzmir Bergama’daki LM Wind Power rüzgâr türbini kanat üretim tesisinde üretilecek. Şirket kısa süre önce mevcut tesisi büyütmek ve 300 yeni çalışanı bünyesine dâhil etmek üzere 2019 sonuna kadar 30 milyon dolar daha yatırım yapma kararını aldığını duyurmuştu. Rüzgar türbinlerinin kuleleri de yine Türkiye’de üretilecek. 

Borusan En BW Enerji Genel Müdürü Mehmet Acarla, şunları söyledi: “Ülkemizin yenilenebilir enerji kaynaklarını geliştirme ve rüzgâr enerjisinde sektör lideri olma vizyonumuzu gerçekleştirmeye kararlıyız. Saros RES projemiz de bu kararlılığımızın bir ifadesidir. Toplam 190 milyon ABD doları yatırım yaptığımız Saros RES’in kurulu gücü 138 MW, yıllık toplam üretimi 530 GWh olacak. 190.000 hanenin enerji ihtiyacı karşılanacak ve 297 bin ton karbon salımı engellenecek. Böyle bir tesisi ülkemize kazandıracağımız için mutlu ve gururluyuz.”

En çok elektrik tüketen il İstanbul

Elektrik tarifeleri karşılaştırma ve tedarikçi değiştirme sitesi EnCazip tarafından derlenen bilgilere* göre Türkiye’de aylık 18,2 milyon mega Watt saat elektrik tüketimi gerçekleşti. En çok elektrik tüketen illerin başında İstanbul geliyor. İstanbul, Türkiye’nin tüm elektriğinin %18’ini tüketiyor. İstanbul’u, %6 ile İzmir ile Ankara ve %5 ile Bursa izliyor. Elektrik tüketimi en çok artan illerin başında Şırnak (%9,28), Bingöl (%7,35) ve Kahramanmaraş (%5,54) geliyor. Verilere göre en çok elektrik tüketen ise %43’le sanayi kuruluşları oldu. Sanayi kuruluşlarını %27’yle iş yerleri izledi. Konutlarda gerçekleşen tüketim ise geçtiğimiz yıla oranla %8 artış gösterdi.

Elektrik tarifeleri karşılaştırma ve tedarikçi değiştirme sitesi EnCazip tarafından derlenen bilgiler elektrik tüketim oranları hakkında ilginç verileri ortaya koydu. Verilere göre ülke genelinde aylık bazda toplamda 18,2 milyon mega Watt saat elektrik tüketimi gerçekleşti. Bu rakama göre tüketicilerin toplam elektrik faturası; tüm tüketicilerin ulusal tarifeden tüketim gerçekleştirdiği varsayımıyla ortalama 12,8 milyar TL aylık tutara ulaştı.

Elektrik tüketimini en çok artıran il Şırnak oldu

En çok elektrik tüketen il ise İstanbul oldu. İstanbul, Türkiye’nin tüm elektriğinin %18’ini tüketti. İstanbul’u, %6 ile İzmir ve Ankara, %5 ile de Bursa izledi. EnCazip, tarafından derlenen bilgilere göre elektrik tüketimini artıran illerin ilk üçü arasına büyükşehirler girmeyi başaramadı. Tüketimi en çok artan illerin başında Şırnak (%9,28), Bingöl (%7,35) ve Kahramanmaraş (%5,54) geldi. En çok elektrik tüketen %43’le sanayi kuruluşları oldu. Sanayi kuruluşlarını %27’yle iş yerleri izledi. Konutlarda gerçekleşen tüketim ise geçtiğimiz yılın aynı dönemine oranla %8 artış göstererek %25’e ulaştı.

İstanbul, sanayi ve konut elektriği tüketiminde de lider

Sanayi kuruluşlarının çokluğuyla öne çıkan İstanbul, Bursa, Kocaeli, İzmir ve Gaziantep sanayi amaçlı elektrik tüketimi ile listenin üst sıralarında yerini aldı. Konutlardaki elektrik tüketiminde ise İstanbul yine liste başında yer alırken, İstanbul’u Ankara, İzmir, Antalya ve Bursa izledi.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından yapılan son düzenlemeyle tedarik şirketi değişikliği yaparak elektrik faturalarında tasarruf etmek mümkün. EPDK, 2019 yılı için serbest tüketici limitlerini yıllık 1600kWh elektrik tüketimi olarak belirledi. Bu düzenlemeyle yıllık toplamda yaklaşık 992 TL elektrik faturası ödeyen tüm tüketiciler elektrik tedarikçisini değiştirebiliyor. Ayda ortalama 82 TL ve üzerinde elektrik faturası ödeyenlerin tedarikçilerini kolayca değiştirebilecekleri anlamına gelen düzenlemeyle yaklaşık 20 milyondan fazla kişiye en cazip olan elektrik tedarikçisini seçme imkanı da doğdu. Tüketiciler tedarikçi şirket değişikliklerini internetten ya da çağrı merkezlerinden yapabiliyor.

Ortalama 23 milyar TL tasarruf fırsatı

Konu ile ilgili değerlendirme yapan EnCazip kurucusu Çağada Kırım, “Tüketicilerin tasarruf etmelerini kolaylaştıracak yenilemeler sayesinde kullanıcılar artık çok kolay bir şekilde tedarikçi değiştirebilecek ve tedarikçiler arasındaki rekabetin yavaş yavaş açılmasıyla birlikte bir elektrik faturasında yüzde 15 tasarruf etme şansı ortaya çıkmış olacak. Tedarikçi değişikliğiyle birlikte kullanıcılar yılda yaklaşık 23 milyar TL tasarruf fırsatı da yakalamış olacak.” şeklinde konuştu.

LG enerji tasarrufuna çözüm üretiyor

LG Electronics’in yüksek verimlilik sunan benzersiz akıllı enerji çözümleri, özellikle sıcak iklimlerde ve kavurucu yaz aylarında öne çıkan yoğun enerji kullanımı sorununun çözümü için katkı sağlıyor. LG’nin HVAC çözümleri, akıllı enerji yönetimi konusunda bireysel ve kurumsal kullanıcılara destek olarak enerji tasarrufu yönünde katkı sağlıyor.

HVAC endüstrisinin lideri LG Electronics (LG), sunduğu sistemlerle akıllı enerji çözümlerinin öncüsü olarak konumlanıyor. Yapılan araştırmalar, sıcak iklimler başta olmak üzere, tüm dünyada enerji ihtiyacının her yıl katlanarak arttığını gösteriyor. Mordor Intelligence’e göre, MEA bölgesindeki enerji yönetim sistemi pazarının, 2021 yılına kadar yıllık yüzde 11.87 oranında artarak 3.76 milyar USD’ye ulaşması bekleniyor. Körfez ülkeleri enerji verimliliğini en üst düzeye çıkarmak için 2030 yılına kadar enerji politikaları açıklamış durumda.

Afrika’daki enerji talebinin 2030 yılına kadar 2 kat artması bekleniyor. Türkiye’nin yenilenebilir enerji toplam kurulu gücü 2017 yıl sonu itibariyle 39,11 GW miktarında. Elektrik üretiminin toplamına bakıldığında yaklaşık olarak yüzde 32’sinin yenilenebilir kaynaklar ile sağlandığı görülüyor. Ülkemizde, yenilenebilir kaynaklar kullanılarak elde edilen elektrik enerjisi 2002 yılında 34 milyar kWh iken, 2017 yılı sonunda bu rakam 69,4 milyar kWh’ye çıkmış durumda.

İlk Güneş Enerjili İHA Prototipi gün yüzüne çıktı

Dassault Systèmes’in Startup Hızlandırma Programı 3DEXPERIENCE Lab kapsamındaki XSun, ilk güneş enerjili İHA prototipini tanıttı. Dassault Systèmes, toplumda pozitif bir dönüşüm yaratacak yeni ve yıkıcı inovasyonları destekleyip teşvik etmeyi amaçlayan startup hızlandırma programı 3DEXPERIENCE Lab kapsamında önemli bir kilometre taşına ulaşıldığını duyurdu.

Programda yer alan Fransa merkezli startup XSun, akıllı tarım, akıllı balıkçılık ve çevre koruma alanlarında tam otomatik görevlere giden yoldaki ilk adımı teşkil eden, enerjiden bağımsız otonom insansız hava aracı Solar XOne SX1.2’nin ilk prototipini 2019 Uluslararası Paris Havacılık Fuarı Paris Air Show’da sergiledi.

3DEXPERIENCE Lab startup hızlandırma programı kapsamında XSun tarafından bir sene içerisinde geliştirilen prototip, uçuş sırasında bataryalarını güneş enerjisiyle şarj ederek uzun mesafeler kat edebilme özelliğine sahip. Bulutta çalışan 3DEXPERIENCE platformundan yararlanarak İHA’nın yüzeyini, aerodinamik özelliklerini ve parçalarının geometrisini işbirliği içerisinde tasarlayan XSun, aynı şekilde farklı materyalleri, kablolama düzenlerini, rüzgar akışını ve yapısal mukavemeti de platform üzerinden test ederek, tasarım üzerinde değişiklikler yapıldıkça dijital modeli otomatik olarak güncelleme fırsatı buldu.

3DEXPERIENCE Lab ayrıca XSun’a teknik kılavuzluğun yanı sıra, projenin ilerleyen aşamalarında görünürlüğünü arttırmak için uluslararası bir ekosisteme ve ortak pazarlama kaynaklarınada erişim sağladı.

Dört kanatlı tasarımıyla 15 fitlik kanat açıklığına ve8,5 fit uzunluğa sahip ve toplam ağırlığı 55 librenin altında olan Solar XOne SX 1.2 İHA, aylarca havada kalabilme özelliğini taşıyor. İnsan yönlendirmesi olmadan otonom bir şekilde karar alabilen İHA, üstünden uçtuğu arazinin her noktasının haritasını çıkarmaya, gözlemlemeye ve ölçmeye imkan tanıyan sensör ve kameralarla donatılabileceği için, çiftçilere ekinleri hakkında gerçek zamanlı bilgi sunabilecek, balıkçıların istenmeyen türleri avlamasının önüne geçebilecek ve itfaiyecilerin orman yangınlarına müdahale etmelerine yardımcı olabilecek. XSun, insansız hava aracını 2020 başlarında piyasaya sunmayı planlıyor.

Konutlarda enerji tasarrufunun tek yolu ısı yalıtımı

Kalekim, 5 yıl ürün, 2 yıl uygulama garantisi sunduğu mantolama sistemleri ile binalarda yüzde 50’ye varan enerji tasarrufunun yanı sıra yaz-kış konforlu bir yaşam standardı sağlıyor. Ülkemizdeki tüm binalar için 2020’ye kadar ‘Enerji Kimlik Belgesi’ alınması gerektiğini hatırlatan Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş, “Mantolama sistemlerimizin uygulandığı ve gerekli kriterlerin sağlandığı tüm binalara ‘Enerji Kimlik Belgesi’ hizmeti sunuyuroz” dedi. Türkiye’de ısı yalıtımının öneminin artık daha iyi anlaşılmaya başlandığını vurgulayan Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş, “Yalıtım konusunda hayata geçirilen en önemli uygulamalardan biri ‘Enerji Kimlik Belgesi’ oldu. Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği gereğince; ülkemizdeki tüm konutların 1 Ocak 2020 tarihine kadar ‘Enerji Kimlik Belgesi’ alma zorunluluğu bulunuyor. Binaları beyaz eşya gibi A’dan G’ye kadar sınıflandıran ‘Enerji Kimlik Belgesi’nde yüksek sınıflandırmaya sahip olmanın en etkin yolu ise ısı yalıtımı yaptırmaktır” dedi. Altuğ Akbaş, Kalekim’in, konutların enerji verimliliklerini değerlendirme ve belge verme yetkisine sahip bir kuruluş olduğunu belirtti.

Depolar güneş ile soğutuluyor

Fevzi Gandur Logistics, soğuk zincir operasyonlarını yaygınlaştırmak amacıyla İzmir’de ısı kontrollü lojistik merkezi yatırımı gerçekleştirdi. Merkezin en dikkat çekici tarafı soğuk hava deposunun çatısını kaplayan güneş panelleri. Tesisin soğutulması Ege’nin güneşinden faydalanılarak yapılacak.

Lojistik sektöründe 70 yılı geride bırakan Fevzi Gandur Logistics, depolama alanındaki yatırımlarına devam ediyor. Şirket, İstanbul Havalimanı’ndaki depo yatırımından sonra, soğuk zincir operasyonlarında fark yaratmak ve daha kaliteli bir hizmet sunabilmek amacıyla İzmir’de 7.000 metrekaresi kapalı toplam 16.000 metrekarelik ısı kontrollü lojistik merkezi yatırımı yaptı. Bu merkezde hem bölgede üretilen ve yetiştirilen gıdaları, hem de ülke pazarında yer almak üzere dağıtıma hazırlanan ürünleri uygun sıcaklık ve koşullarda depolayacak.

Depoyu Soğutmak için Ege’nin Güneşinden Faydalanacak!

Yatırımla ilgili bilgiler paylaşan Fevzi Gandur Logistics Yönetim Kurulu Üyesi Fahri Dündar, Ege Bölgesi’nin ülke içindeki ticaret hacmine ve ihracat potansiyeline en iyi şekilde katkı sunmaya çalıştıklarını, İzmir’deki bölge ofisi ve operasyon merkezinin ardından, depo yatırımı gerçekleştirdiklerini vurguladı. Ege Bölgesi’ndeki ve bu bölgeye taşıma yapan müşterilerinin toplam lojistik maliyetlerini düşürmeye yönelik bir yatırım gerçekleştirdiklerinin altını çizen Dündar, yatırımın çevreci tarafına da değindi. “Soğuk hava depomuzu, enerjide sürdürülebilirliği göz önünde bulundurarak, çatısında bulunan güneş panelleri aracılığıyla elde edilen enerjiyle soğutuyoruz. İzmir’in ve Ege Bölgesi’nin güneşinden faydalanarak ürünleri soğuk ve sağlıklı bir şekilde muhafaza ediyoruz.” diyen Dündar, tesisin yılın her günü ve her saatinde kesintisiz hizmet vereceğini belirtti. 

İleri Soğutma Teknolojileri ve Ekipmanlarıyla Donatıldı! 

Gıda güvenliği yönetim sistemine uygun ve 45.000 metreküp hacme sahip depoda 2 adet şoklama ünitesi, -25 ile 15 santigrat arasında belirli ölçülerde konumlandırılan 25 adet oda bulunduğunu belirten Dündar, “Bu lojistik merkezimizden başta İstanbul olmak üzere diğer aktarma operasyonları ve şehir içi dağıtım hizmeti de veriyoruz. Ayrıca toplama, transfer, elleçleme, etiketleme ve ürün birleştirme gibi değer katan hizmetler de vererek, bölgede fark yaratacağız.” diye konuştu.

Deponun son teknoloji ekipman ve altyapıya sahip olduğunu ifade eden Dündar, en yeni ve en gelişmiş yazılımlar, barkodlama sistemi, ısıtmalı zemin, soğutma konderserleri kontrolü sistemi, Grasso kompresör sistemleri, PFI otomatik kaydırmalı kapı sistemleri, IP üçüncü nesil iletişim sistemi, Back to Back, Doubledeep ve Drive in Raf sistemi gibi özelliklere sahip olduğunu aktardı.

Şişecam’ın Bulgaristan yatırımları gururlandırıyor

Türkiye’nin en köklü kuruluşları arasında yer alan Şişecam Topluluğunun Bulgaristan’ın Targovishte şehrindeki fabrikası gerçek anlamıyla bizlere büyük gurur yaşatıyor. Bulgaristan ziyaretimizde fabrika hakkında bilgi sahibi olma fırsatı yakaladık.

Şişecam düzcam üretim tesisinin yenilenen fırını düzenlenen törenle ateşlendi. Şişecam Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman’ın ev sahipliğinde gerçekleşen törene Bulgaristan Ekonomi Bakanı Emil Karanikolov, Milletvekili Venka Stoyanova, Targovishte Valisi Mitko Staikov ve Targovishte Belediye Başkanı Dr. Darin Dimitrov katıldı.

Şişecam Topluluğu’nun yöneticileri ve çalışanlarının yanı sıra Şişecam Düzcam’ın Avrupa’daki müşterileri, mimarlar ve sektör profesyonellerinden oluşan 300’ü aşkın davetlinin katılımıyla yapılan organizasyonda Türkiye’ye ve Şişecam’a övgülerin sıralanması gerçek anlamıyla Türkiye’den gelen bizleri sevindirmiştir.

Prof. Dr. Ahmet Kırman, Dünyada cam ev eşyasında en büyük üçüncü, cam ambalaj ve düzcamda en büyük beşinci üretici konumunda olduğumuzu ve Sentetik soda üretiminde ise dünyada yedinci sırada yer aldığımızı belirtti. Sayın Kırman, Krom kimyasallarında ise dünya lideri olduğumuzun sevincini bizlerle paylaştı.

Topluluk olarak Bulgaristan’da ilk yatırımlarını 1997 yılında Şişecam Kimyasallar bünyesinde hayata geçirmişler.

Özelleştirme sürecinde Bulgar soda üreticisi Sodi’ye Belçikalı Solvay ile birlikte ortak olmuş.

Şişecam tarafından 2004 yılında düzcam, otomotiv camları ve cam ev eşyası fabrikalarının temelleri atıldı. Bu yatırımla Bulgaristan’da ‘En Büyük Yatırımcı’ unvanını almış.

Şişecam Topluluğu Bulgaristan’da ortak olduğu Solvay Sodi’nin yanı sıra Trakya Glass Bulgaria EAD, Şişecam Automotive Bulgaria EAD ve Paşabahçe Bulgaria EAD şirketleriyle de faaliyetlerine devam ediyor.

Şişecam Topluluğu’nun Avrupa’nın en büyük düzcam üreticisi olmasının yanı sıra en büyük iki cam ev eşyası üreticisinden birisi olmasında Bulgaristan’daki operasyon ve kapasitelerinin önemli payı bulunuyor.

22 bin çalışanıyla, üç kıtada 13 ülkeye yayılan üretim faaliyetlerinde bulunan ve 150’den fazla ülkeye satışlarıyla ulaşan uluslararası şirketimiz Şişecam Topluluğu tam anlamıyla milli bir gururumuzdur.

Şişecam Topluluğu, ABD’de gerçekleştireceği yeni doğal soda yatırımı ile de üretim faaliyeti gösterdiği ülke sayısını 14’e çıkarmayı başaracakmış.

Tebrikler Şişecam Topluluğu sen milli gururumuzsun…

Şişecam’ın Bulgaristan’da gerçekleştirdiği yatırımların toplamı 600 milyon Euro seviyesine ulaşmıştır.

Bulgaristan’da Şişecam düzcam fabrikasında iki fırınla yıllık 470 bin ton düzcam, 7,5 milyon metrekare kaplamalı cam, 3,5 milyon metrekare ayna, 1 milyon metrekare lamine cam, beyaz eşya camları fabrikasında 2,8 milyon metrekare, otomotiv camları fabrikasında yıllık 2,2 milyon metrekare ve cam ev eşyası fabrikasında ise iki fırınla yıllık 100 bin ton üretim kapasitesine sahiptir.

“Şişecam Tentesol” markasını tanıttı

Şişecam Düzcam Hindistan’da 

“Şişecam Tentesol” markasını tanıttı

Avrupa’nın lider düzcam üreticisi Şişecam Düzcam, Şişecam Tentesol markasıyla satışa sunduğu reflektif güneş kontrol camlarını Hindistan’da tanıttı. Yeni Delhi, Ahmetabad ve Jaipur’da müşterileriyle bir araya gelerek, “Şişecam Tentesol” markasıyla pazara sunduğu gümüş, füme, yeşil, bronz ve mavi reflektif güneş kontrol camlarının lansmanını yapan Şişecam Düzcam, ürünleriyle müşterilerden tam not aldı. Geçtiğimiz yıl Hindistan’da yüzde 50 ortak olduğu iştirakin tamamını satın alarak, ülkedeki varlığını güçlendiren Şişecam Düzcam, Hindistan pazarında Şişecam Flat Glass India ismiyle faaliyet gösteriyor. Şişecam Düzcam, ürün gamını Hindistan yerel pazarının talep ve ihtiyaçları doğrultusunda geliştirip çeşitlendirerek yenilikçi çözümler geliştirmeye devam ediyor.

Karbon Salımlarına TAV’dan Büyük Destek

TAV Havalimanları’nın işlettiği İzmir Adnan Menderes ve Ankara Esenboğa, havalimanı işletmecilerinin çatı örgütü olan Avrupa Havalimanları Konseyi’nin (ACI Europe) karbon salımını sıfırlamayı öngören taahhüdü imzaladı. 29. ACI Europe Olağan Kongresi sırasında açıklanan ve iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı vermeyi amaçlayan karara, 24 ülkede 194 havalimanı işleten 40 havalimanı işletmecisi imza attı. TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener “TAV olarak sürdürülebilirliği tüm operasyonlarımızın odağına alıyoruz. Paydaşlarımız için en yüksek faydayı yaratırken faaliyetlerimizin çevresel etkilerini en aza indirmek üzere çalışıyoruz. Ankara Esenboğa ve İzmir Adnan Menderes havalimanları ACI tarafından oluşturulan Havalimanı Karbon Sertifikasyonu ACA Programı’nda son seviye olan ‘Level 3+ Neutrality’ gereklerini yerine getiriyor. Tüm dünyada bu aşamaya gelen 43 havalimanı arasında yer alıyorlar. TAV tarafından işletilen Tunus, Enfidha Havalimanı da Afrika kıtasından programa katılan ilk havalimanı oldu. ACI Europe tarafından verilen ilk Eko-İnovasyon ödülünün sahibi olan İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nın yeni iç hatlar terminali Amerikan Yeşil Binalar Konseyi tarafından verilen Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik LEED sertifikasına sahip. İklim değişikliğiyle mücadelenin gelecek nesillere borcumuz olduğuna inanıyoruz. Bu alanda küresel ölçekteki standartları benimseyerek sektörün öncü markaları arasında yer almak üzere çalışıyoruz” dedi. ACI Europe Başkanı ve Münih Havalimanı CEO’su Dr. Michael Kerkloh “Avrupa’daki havalimanları karbon salımlarını her yıl azaltarak son 10 yıldır iklim değişikliğiyle mücadele konusunda öncülük gösteriyor. Bu alandaki sektörel standartları oluşturan Havalimanı Karbon Akreditasyonu programı çerçevesinde 43 havalimanı karbon salımlarını nötralize etmiş durumda. Bugün imza attığımız taahhütle bir adım ileri gidiyoruz. NetZero2050 kararıyla havalimanı işletmeciliği sektörü Paris Anlaşması’yla ve Avrupa Birliği’nin iklim hedefleriyle uyumlu hale getiriyor” dedi. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) Yöneticisi Patricia Espinosa “Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli IPCC’nin ekim ayında yayınladığı rapora göre yüzyılın ortasına kadar sıfır karbon salımı hedefine ulaşmamız gerekiyor. Bu hedefe ulaşmak için toplumun tamamının ve tüm sektörlerin çabasına ihtiyacımız var. Havalimanı işletmeciliği sektörünün gönüllü olarak bu konuda adım atması bizi cesaretlendiriyor” dedi.

Sofia Motor Show 2019 fuarı kapılarını açtı

Balkanların önemli fuarlarından biri olan Bulgaristan Sofya Otomobil Fuarı kapılarını açtı.

Otomobil tutkunlarının yoğun ilgi gösterdiği fuarda birbirinden özel araçlar sergilendi.

Sofia Motor Show 2019’da sergilenen araçlar 12 Ekim Cumartesi günü açılan serginin başlangıcında büyük ilgi gördü. Hafta sonuna kadar devam edecek. İlk iki günde, yaklaşık 20.000 kişi sergilenen otomobilleri görmek ve sunulan 150 modelden birini test etmek için Inter Expo Center’ı ziyaret etti.

Fuar ziyaretçileri, katılımcı firmaların sergiledikleri araçları test etme fırsatı da buldular. Araç satın almak için gelen ziyaretçilerin sayısının da geçen yıllara göre artış görüldü.

Fuarda etkinlikler gün boyunca devam ederken, fuara girmek için vatandaşlar giriş kapısında uzun kuyruklar oluşturdular.

Bulgaristan’da Automotor Corporation tarafından temsil edilen Fransız üretici Citroen Bulgaristan pazarına girişinden bu yana 26 yılda 36.000’den fazla satış yaptığını bildirdi.

Fuara bu yıl Abarth, Alfa Romeo, AMG, Audi, BMW, Citroen, Cupra, Dacia, Ds otomobiller, Ford, Honda, Hyundai, Jaguar, jeep, Kia, Land Rover, Lexus, Mahindra, Maserati, Mercedes-Benz, Mini, Mitsubishi, Nissan, Opel, Peugeot, Renault, Rolls Royce, Skoda, SSANGYONG, Subaru, Suzuki, Toyota, Volvo ve Volkswagen markaları yer aldı.

Hamza Akbulut’tan Barış Pınarı Harekatı’na destek

Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Hamza Akbulut, “Ordumuzun bu kutlu yürüyüşünün zaferle neticelenmesini yüce Allah’tan niyaz ederiz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın başkomutanlığında, TSK’mızın icra ettiği bu barış ve huzur harekatı, haklıdır” diyerek açıklamalarda bulundu.

Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Hamza Akbulut, Türkiye’nin güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek, bölgeye barış ve huzur getirmek amacıyla Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından başlatılan Barış Pınarı Harekatı’nı desteklediğini bildirdi.

Akbulut, yaptığı açıklamada, TSK’nın, Türkiye’nin ve milletin güvenliğini sağlamak, muhacirlerin evlerine dönebilmelerini temin etmek için Suriye Milli Ordusu ile Suriye’nin kuzeyinde terör örgütlerine karşı daha önce yapılan Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı askeri harekatının bir devamı olarak siviller için güvenli yaşam bölgesi oluşturmak üzere Barış Pınarı Harekatı’nı başlattığını anımsattı.

TGKV Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Akbulut, “Ordumuzun bu kutlu yürüyüşünün zaferle neticelenmesini yüce Allah’tan niyaz ederiz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın başkomutanlığında, TSK’mızın icra ettiği bu barış ve huzur harekatı, haklıdır, meşrudur, insanidir ve gereklidir. Milletimizin desteği tamdır.” ifadelerini kullandı.

Ülke içinden ve dışından terör örgütleri ile kuşatılan ve sınırına terörden bir devlet kurma hesaplarına karşı Türkiye’nin harekete geçtiğine, tek hedefin terör örgütleri olduğuna işaret eden Akbulut, İslam dünyasından bazı ülkeler ile Avrupa ülkelerinin, Türkiye’nin bir dış tehditle karşı karşıya olduğunu anlamaları gerektiğine dikkati çekti.

İç savaştan kaçarak gelen muhacirlerin yükünü Türkiye’nin çektiğini aktaran Akbulut, şöyle devam etti:

“Avrupalılar bunu görmemezlikten gelmektedir. İşlerine öyle gelmektedir. Türkiye’nin zayıflamasını, bölünmesini istemektedirler. Gün birlik olma günüdür. İslam dünyası dışındaki ülkeler birlik olmak için çaba gösterirken, İslam ülkelerinin bunu yapamıyor olması acizliktir, talihsizliktir.

Barış Pınarı Harekatı’yla birlikte bölgemizde hesap yapıp, oyun kuran ABD ve İsrail’in tüm planları altüst olmuştur. Türkiye, masum insanların ölmemesi için bir ateş çemberinin içine girmiştir. Bu dava yaşatma davasıdır. Bu insanlık davasını, etnik bir çatışma gibi gösteren kötü niyetlileri görebilmek için daha ne kadar masum insanın ölmesi gerekecek? Türkiye, Suriye’ye meşru bir güç olarak girmeden çok önce, Amerika, Irak ve Suriye’yi işgal etmiş, milyonlarca insan öldürülmüş ve muhacir durumuna düşürülmüştür. Halk terör örgütleri tarafından perişan edilmiştir. Şimdi olması gerekeni Türkiye yapmaktadır. Terör örgütleri temizlenip, ülkenin asıl sahiplerinin evlerine dönmeleri sağlanacaktır. Türkiye, kendi güvenliğini sağlayacak güçte olup, kurulan tuzakların, hedefin ülkemizin parçalanması olduğunun farkındadır.”

TGTV olarak harekatı desteklerini ve Türk ordusuna haklı mücadelesinde başarılar dilediklerini belirten Akbulut, bu uğurda verilen şehitlere Allah’tan rahmet, gazilere şifa dileğinde bulundu.