22.3 C
İstanbul
Salı, Ağustos 19, 2025
Ana Sayfa Blog Sayfa 81

Geçen yıl elektrik fiyatları yüzde 32 zamlandı

2019 yılı elektrik sektörü açısından oldukça hareketli geçti. Yıllık toplam 290.447 GWh elektrik tüketildi. En çok elektrik tüketimi 1 Ağustos’ta yapılırken ay bazında bakıldığında Temmuz öne çıktı. En az elektrik tüketimi ise gün olarak 4 Haziran’da, ay olarak ise Nisan’da gerçekleşti. Yapılan zamlar incelendiğinde ise 2019 yılında hem evler hem de iş yerleri için yüzde 32 elektrik zammı yapıldığı görüldü.

2019 yılının en çok konuşulan konularından biri elektrik oldu. Yapılan zamlardan faturalara, kesintilerden tasarrufa kadar elektriğe dair pek çok konuya değinildi. 2019 yılında elektrik kullanımı ile ilgili verileri derleyen elektrik tarifeleri karşılaştırma sitesi EnCazip, ilginç detaylar aktardı. 

EnCazip.com’un verdiği bilgilere göre, yıllık toplam elektrik tüketimi 290.447 GWh ile 2018 yılındaki 292.171 GWh’lık tüketime göre hafifçe düştü. 2019 yılında en az elektrik tüketilen gün 4 Haziran, ay bazında incelendiğinde ise en az elektrik tüketilen ayNisan ayı oldu. En çok elektrik tüketiminin yapıldığı gün 1 Ağustos olurken ay bazında incelendiğinde Temmuz ayının olduğu görüldü.

Evlere de iş yerlerine de yüzde 32 zam yapıldı

Yapılan zamlar incelendiğinde ise 2019 yılında hem ev hem de iş yerleri için toplamda yüzde 32 zam yapıldığı görüldü. Evlerde 2018 yılı ortalama elektrik birim fiyatı 0,5026 TL’ydi, 2019’da bu rakam0,6008 TL olmuş, buna göre ise yıl ortalamasına göre mesken elektrik fiyatları yüzde 19,5 zamlanmış. Ticarethane tüketicileri ise 2018 yılında ortalama 0,5405 TL’den elektrik kullanırken bu ortalama 2019’da 0,799029 olmuş. Yıl ortalamasına bakıldığında ticarethane tüketicileri geçen seneye göre yüzde 48 daha yüksek elektrik faturası ödemiş.

İklim değişikliği doğal yaşantıyı doğrudan etkiliyor

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin (İPM) düzenlediği Doğa ve İklim Söyleşileri’nin altıncı konuşmacısı Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ornitoloji Araştırma Merkezi Öğretim Üyesi Kiraz Erciyas Yavuzoldu. “Değişen İklimin Kuşlara Etkisi” başlıklı söyleşide konuşan Kiraz Erciyas Yavuz, “İklim değişikliği; kuşları, ilkbaharda erken geliş, üreme alanlarından daha geç ayrılma, göç mesafesindeki değişim, yerleşik duruma geçme ve gidilen alan değişikliği gibi çeşitli şekillerde etkiliyor” dedi Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin (İPM) doğa koruma ve iklim değişikliği alanında çalışan araştırmacı, akademisyen ve sivil toplum gönüllülerini buluşturan Doğa ve İklim Söyleşileri’nin altıncısı”Değişen İklimin Kuşlara Etkisi”başlığı altında gerçekleşti. Çevre ve iklim alanlarını çok disiplinli bir anlayışla bir araya getirmek amacıyla başlatılan Doğa ve İklim Söyleşileri’nin bu ayki konuşmacısı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ornitoloji Araştırma Merkezi Öğretim Üyesi Kiraz Erciyas Yavuz oldu.

İstanbul Politikalar Merkezi’nden Ümit Şahin’in moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide Kiraz Erciyas Yavuz, iklimin kuşların biyolojisi üzerindeki etkisi, son yarım yüzyıl boyunca bilim insanları için önemli bir çalışma alanı olduğunu, küresel iklim değişikliği sonucunda ekosistemde meydana gelen değişikliklerin, kuşları da çeşitli şekillerde etkilediklerine dikkat çekti. Kiraz Erciyas Yavuz, ekosistemde gözlenen değişimlerin, kuşların yaşam alanı ve besin gibi temel yaşamsal ihtiyaçlarına farklı şekillerde cevap verdiğini belirterek, göç ve üreme takvimi, dağılım, demografik yapı, vücut morfolojisi gibi kuşların yaşamlarını etkileyen temel davranışsal ve yapısal bazı özelliklerin hızla değiştiğinin gözlendiği söyledi. Kiraz Erciyas Yavuz, çeşitli örneklerle meydana gelen değişimlerine değinerek antropojenik iklim değişikliğinin kuşlara olan etkilerini azaltmak için ele alınan bazı tavsiyelerden bahsetti.

Halkalama çalışmalarıyla iklim değişikliğinin kuşlara etkilerini görebiliyoruz

Kuşların gözlemlenmesini sağlayan halkalama çalışmalarının Türkiye’de 2002’de kurulduğunu belirten Kiraz Erciyas Yavuz,Avrupa Kuş Halkalama Birliği sayesinde halkalama konusunda geri bildirimler alınarak raporlama sağlandığını belirtti. 2020 yılında İstanbul’da da bir istasyon kurulmasının planlandığını söyleyen Erciyas Yavuz, “Halkalama istasyonlarında ne yapıyoruz? Kuşları yakalayıp belli ölçümler yapıp sonra da doğaya geri salıyoruz. Türkiye ve dünyadaki diğer halkalama istasyonlarından geri bildirimlerle kuşlar hakkındaki verilere ulaşıyoruz. Dünyada her yıl 10 milyar kuşun hareket halinde olduğu söyleniyor. Halkalama çalışmaları sayesinde iklim değişikliğinin kuşlara olan etkilerini görebiliyoruz” dedi. 

Erciyas Yavuz, iklim değişikliğinin özellikle göçmen kuşlar üzerindeki etkilerine ilişkin şu bilgileri aktardı: “İklim değişikliğinin etkilerine ilişkin bulgular ana hatlarıyla, ilkbaharda erken geliş, üreme alanlarından daha geç ayrılma, göç mesafesindeki değişim, yerleşik duruma geçme ve gidilen alan değişikliği. Hava erken ısınınca ilkbahar erken geliyor. Göçmen kuşlar acele ediyor ve hızlı hareket ediyor. Bu yüzden konaklamayı es geçiyor ve doğrudan üreme alanına gidiyor. Ancak bu arada kaynak depolamadığı için üremeye geçmek için zaman kaybediyor, üremeye geç geçiyor. Üreme geç olunca yavru sayısı düşüyor ve o türün popülasyonu azalıyor. Ayrıca göçmen kuşların sıcaklığa bağlı olarak göç ettiği mesafeleri kısalttığını gösteriyor. Yine iklim değişikliğinin de etkisiyle kuşlar küçülüyor. Vücutlarını küçülterek daha az enerji harcayarak daha hızlı göç edebiliyorlar. Yine iklim değişikliğinin etkisiyle alan değişimi de yaşanıyor. Göçmen kuşlar her 10 yılda bir 1.6 kilometre daha kuzeye kayıyor. Her yıl 100 metre daha yukarı doğru bir tırmanış görüyoruz. Göçmen kuşlar küresel bir sorun. Bölgesel ve ülke bazında koruma faaliyetlerine odaklanmamız gerekiyor.”

Kar altında elektrik ekiplerinin zorlu mücadelesi

Başkent EDAŞ ekipleri, Ankara, Bartın, Çankırı, Karabük, Kastamonu, Kırıkkale ve Zonguldak’ta 7 milyondan fazla nüfusun ikamet ettiği sorumluluk bölgesinde kesintisiz elektrik sağlayabilmek için çalışmalarına yoğun bir şekilde devam ediyor. Bu kapsamda Başkent EDAŞ ekipleri, 2 bin 600 rakıma sahip Kastamonu’nun en yüksek kesimi olarak kabul edilen Anadolu’nun yüce dağı Ilgaz’da da yaklaşık 1,5 metre karda elektrik arızasına müdahale etti.

Yurt genelinde hakim olan soğuk hava dalgasıyla birlikte etkisini gösteren kar yağışı bir çok bölgede hayatı zorlaştırmaya devam ediyor. Başkent EDAŞ, hizmet verdiği Ankara, Bartın, Çankırı, Karabük, Kastamonu, Kırıkkale ve Zonguldak’ta kış aylarında kesintisiz ve sürdürülebilir elektrik hizmeti sağlamak üzere çalışmalarına yoğun bir şekilde sürdürüyor. Özellikle merkeze uzak köy ve kasabalarda yaşanan kesinti ve arızalar, Başkent EDAŞ ekiplerinin özverili çalışmaları ve teknolojinin de imkanları sayesinde anında çözümleniyor. Ekipler, son teknolojinin imkanlarını da kullanarak uzaktan izleme ve kontrol sistemi SCADA ile yüksek gerilim seviyesinde yaşanan arızalara uzaktan müdahale de edebiliyor. Ayrıca ekipler, arızalara müdahale etmek için drone teknolojisini de kullanarak arızalı bölgeleri kısa sürede tespit edebiliyor.

2600 rakımda 1,5 metre karda arızalı elektrik direğine müdahale edildi.

Günün her saatinde hazır bekleyen Başkent EDAŞ ekipleri, Ilgaz Dağında arızalanan elektrik direğini tespit ederek harekete geçti. Çok kısa bir sürede hem hava şartlarına uygun hem de iş sağlığı güvenliği kriterlerine uygun özel kıyafet ve ekipmanlarını giyen ekipler, paletli kar aracıyla kardan dolayı kapalı olan köy yolunu kullanarak arızanın olduğu bölgeye kadar ilerledi. Arızalı elektrik direğini drone yardımıyla tespit eden ekipler, yaklaşık 1,5 metre kar kalınlığında bir süre yürüyerek bölgeye ulaştı. Burada hazırlıklarını yapan ekipler, elektrik direğine çıkarak arızaya müdahale etti. Ekiplerin müdahalesi sırasında can güvenliği ve yaban hayvanlarına karşı drone ile de çevrede kontroller yapıldı. Arızanın giderilmesiyle ekipler, kontrollü bir şekilde bölgeden ayrıldı.

Başkent EDAŞ, Ankara, Bartın, Çankırı, Karabük, Kastamonu, Kırıkkale ve Zonguldak illerindeki müşterilerine kesintisiz elektrik dağıtım hizmeti sağlama hedefi doğrultusunda, kış aylarında ortaya çıkabilen zorlu koşullara karşı önlemlerini aldı. Yapılan yatırımlar sayesinde sorumluluk bölgelerindeki altyapı bakımları, uygun malzeme satın alımı ve uzaktan izleme ve kontrol sistemi olan SCADA kurulumlarını sağlayan Başkent EDAŞ, olumsuz hava koşulları sebebiyle hizmet devamlılığının aksamaması için çalışmalarına devam ediyor.

Bu kapsamda Başkent EDAŞ tarafından ‘merkezi kontrol ve veri toplama sistemi’ olarak kullanılan SCADA sayesinde, yüksek gerilim hatlarında meydana gelebilecek olası enerji kesintilerine saha ekibinin müdahalesine gerek kalmadan uzaktan enerji verilebilecek. Başkent EDAŞ, bölgesinde bulunan 1170 adet SCADA’lı merkeze 2019 yılı içerisinde yapılan SCADA yatırımları ile 570 adet merkez daha eklenerek 1740 adete yükseltti.

Bölgesindeki 7 milyondan fazla nüfusa hizmet vermenin sorumluluğu ile değer katan çalışmalara imza atmaya, uzun vadeli planlarla yatırımlarını hayata geçirmeye devam eden Başkent EDAŞ’ın saha ekipleri, zorlu kış şartları ile mücadele ederken 24 saat aralıksız görevde kalarak, arıza ve kesintilerin giderilmesi için çalışmalarını kesintisiz sürdürüyor.

Başkent EDAŞ ekipleri, afetlere karşı hazır bekliyor. Olası afet durumu için hazırlıklı olan Başkent EDAŞ ekipleri, afet durumunda anında kullanmak üzere 9 adet drone, kış boyunca ihtiyacı karşılayacak kadar afet malzeme stoku, 5 adet paletli kar aracını hazır bekletiyor. Kar yağışı nedeniyle direklerin yıkılmasına ve iletkenlerin kopmasına sebep olabilecek buz yükünü önleme amaçlı ise Başkent EDAŞ ekipleri tarafından 200 adet buz yükü aparatının montajı da kritik noktalara yerleştirildi.

Kordsa liderleri 2020 hedefleri için bir araya geldi

Kordsa’nın tüm dünyadaki üretim tesislerinden yöneticiler, her sene olduğu gibi bu yıl da Liderlik Zirvesi’nde (Global Leadership Summit) bir araya geldi. Zirvede, 2019 değerlendirmesi ve 2020 yılına yönelik hedeflerin paylaşılmasının yanı sıra The New Industrial Revolution (Yeni Sanayi Devrimi) kitabının yazarı Peter Marsh ve Upping Your Elvis’in kurucusu Chris Barez-Brown gibi dünyaca tanınmış konuşmacılar da ilham veren konuşmaları ile yer aldılar.

Kordsa, her sene tüm dünyadaki üretim tesislerinden liderleri bir araya getirdiği Liderlik Zirvesi kapsamında İstanbul’da buluştu. Zirvenin açılış konuşmasını yapan Kordsa CEO’su Ali Çalışkan, “Yaşamdan ilham alarak yaşamı güçlendirme” mottosuna vurgu yaparak şöyle konuştu: “2018 yılından beri gerek satın almalarla gerekse geliştirdiğimiz yeni güçlendirme teknolojileri ile hızlı bir dönüşüm içerisindeyiz. Yetkinliklerimizi hem derinleştirdik hem de etki alanımızı genişlettik. Bugün, lastik ve inşaat güçlendirme ile kompozit teknolojileri pazarlarının global oyuncusu olarak, 4.500’ü aşkın çalışanımız ile Türkiye, Brezilya, Endonezya, Tayland ve ABD olmak üzere 5 ülkede 12 üretim tesisiyle hizmet veriyoruz. Bundan sonra da değişen dünyada, insanlara kulak vererek, onların ihtiyaçlarından ilham alarak, yeni teknolojiler geliştirmeye ve daha fazla alanı güçlendirmeye devam edeceğiz. Geliştirdiğimiz yetkinliklerimiz ve bilgi birikimimizle artıklastik güçlendirmeden uzay sanayisine uzanan geniş bir yelpazede yüksek teknolojili malzemeler üretiyoruz.”

Kordsa Liderlik Zirvesinde, The New Industrial Revolution (Yeni Sanayi Devrimi) kitabının yazarı Peter Marsh ve Upping Your Elvis’in kurucusu, dönüşüm ustası Chris Barez-Brownda ufuk açan konuşmalar yaptılar. Peter Marsh, döngüsel ekonomi üzerine yaptığı sunumla sürdürülebilir bir gelecek ve sürdürülebilir ekonomi için iş birliğinin öneminin altını çizdi ve şöyle söyledi: “Dünya nüfusu ve yaşam standartlarının artmasıyla tüketim yükseliyor ve kaynaklar daha hızlı azalıyor. Bu da günümüzde uygulanan kullan-at modeline dayanan ‘doğrusal ekonomi’yi tekrar gözden geçirmeyi gerekli kılıyor. Sıfır atık ve geri dönüşümü temel alan ‘döngüsel ekonomi’ modeli gitgide sorumluluğu üstüne alacak. Hızla değişen bir dünyada, döngüsel ekonominin işlemesine yardımcı olacak yeni teknolojiler tasarlamak çok önemli olacak. Burada teknoloji geliştiren şirketlere büyük görev düşüyor. En uygun döngüsel ekonomi süreçlerini tasarlamak için farklı endüstrilerdeki diğer şirketlerle giderek daha çok iş birliği yapmaları gerekecek.”

“Herkesin yaratıcı olduğuna inanıyorum, önemli olan bu yaratıcılığı nasıl ortaya çıkaracağını bilmektir” diyen Chris Barez-Brown ise yaratıcı ve inovatif düşünme üzerine yaptığı konuşmada: “En iyi fikirler asla masa başında otururken aklınıza gelmez, en iyi fikirler her zaman kendinizi rahat ve keyifli hissettiğinizde ve sadece bilgilerinizi değil duygularınızı da işin içine dahil ettiğiniz zamanlarda gelir. İçimizdeki büyük yaratıcılığın uyanması için bir yandan düşünürken bir yandan da hissetmemiz gerekir. O anlarda bilincimizle bilinçaltımız birbiriyle aynı anda konuşmaya başlar ve işte o zaman yaratıcılık süreciniz de başlamış olur” dedi.

Dünyanın ilk katlanabilir güneş paneli

Mekanik ve elektronik çözümler alanında dünyanın önde gelen tahrik teknolojisi üreticilerinden olan NORD DRIVESYSTEMS yine bir ilke imza attı.

Almanya’nı en ünlü su yollarından biri olan Ren Nehri ile Plessur Çayı’nın birleştiği yerde; İsviçre’nin Chur kentinde yer alan atık su tesisinde 5,800 m²’lik alan tesisinin katlanabilir güneş panel çatısı, ön arıtma, ikinci (biyolojik) arıtma ve üçüncü arıtma havuzunu kapatmaktadır.

Dahili PLC sayesinde; NORD DRIVESYSTEMS mühendisleri tarafından geliştirilen frekans inverterleri, bir İsviçre iştiraki olan DHP Technology’de olduğu gibi bu projede de etkileyici bir performans sergiledi.

NORD SÜRÜCÜLERİNDEN ÜSTÜN PERFORMANS

Güçlü kablo taşıyıcı teknolojisi sayesinde, güneşin ilk ışıkları bulutları geçince güneş panelleri otomatik olarak açılır. Güneş battığında ya da kar, fırtına ve dolu gibi olumsuz hava koşulları söz konusu olduğunda paneller koruma pozisyonunu alır.

2,120 modül yıllık 550,000 kWh elektrik gücü üretmekte, bu da tesisin enerji ihtiyacının %20’sine denk gelmektedir.

Akıllı dağıtık NORD sürücüleri, dünyada bir ilk olan bu katlanabilir tavan panellerin uzatılmasında ve geri çekilmesinde üstün bir performans ile büyük rol oynar. NORD’un frekans inverterlerinin motora doğrudan monte edilebilmesi ise zor koşullar altında bile kurulumu kolaylaştırdı.

İLETİŞİM KESİLSE BİLE HAREKET DEVAM EDER!

PLC entegre edilmiş sürücü sayesinde, iletişimin kesildiği durumlarda bile çatı grupları toplanarak her birinin otomatik fonksiyonu ile geri çekilmesi sağlanır.

Bu şekilde sistem çalışma güvenliği azamiye çıkarılır ve sürücü, çözümün anahtar bileşeni haline gelir.

Schneider Electric’te görev değişimi

Schneider Electric Kanal Yönetimi Genel Müdür Yardımcılığı görevine Gökhan İşbitiren atandı.

Enerji yönetimi ve otomasyonda dünya çapında uzman olan Schneider Electric; Kanal Yönetimi Genel Müdür Yardımcılığı görevine Gökhan İşbitiren’in atandığını duyurdu.

İşbitiren 2006-2008 yılları arasında Aselsan’da yazılım mühendisi olarak çalışmıştır. 2008 yılında Schneider Electric Fransa’da yazılım mühendisi olarak görev almaya başladı ve daha sonra proje müdürü olarak 2013 yılına kadar çalışmalarını sürdürdü. 2013’te Schneider Electric Türkiye’de göreve başladı ve sırasıyla iş geliştirme, satış müdürlüğü ve pazarlama müdürlüğü gibi rollerde yer aldı. Aralık 2018 itibari ile Strateji ve Dijital Dönüşüm Direktörü olarak Schneider Electric Türkiye’de çalışmaya devam etmiştir. Ocak 2020’de Türkiye, Orta Asya ve Pakistan bölgesinden sorumlu Kanal Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı olarak atanmıştır.

2006 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümünden mezun olan İşbitiren, bu süreçte eğitiminin 1 yılını Amerika’da Boston Üniversitesi’nde tamamlamıştır. 2009 yılında ODTÜ’ de aynı bölümde yüksek lisans programını tamamlamıştır. 2017 yılında ise Boğaziçi Üniversitesi’nde Ekonomi ve Finans alanında yüksek lisans derecesi almaya hak kazanmıştır.

Japonya ham petrol deposu konumuna geldi

Abu Dabi Ulusal Petrol Şirketi (Adnoc), Japonya’da ham petrol depolamasına ve ticaretine izin verecek olan stratejik bir anlaşmayı yeniledi ve genişletti.

Anlaşma, 2019’un sonunda sona eren bir önceki anlaşmayı geliştiriyor. Yeni anlaşma uyarınca, Adnoc, Japonya’daki depolama tesislerinde 8 milyon varilden fazla ham petrol depolayacak. 

Petrol depolama anlaşması yenilendi ve genişletildi

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Bakanı ve Adnoc Grubu CEO’su Doktor Sultan Al Jaber“Yeni anlaşma, Japon enerji güvenliğine olumlu katkıda bulunurken, Adnoc’un daha geniş ticaret hedeflerini de destekliyor’’ diye konuştu.

Depolama anlaşması, Japon Başbakanı’nın BAE ziyareti sırasında gerçekleşti. Anlaşma; Japon Başbakanı Shinzo Abe ve Abu Dabi Kraliyet Prensi ve BAE Silahlı Kuvvetleri Yüksek Komutan Yardımcısı Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan arasında imzalandı.

Jeopolitik durum ve zamanlama

Japonya Ekonomi, Ticaret ve Sanayi Bakanı Makihara Hideki, “Ortak Petrol Depolama Projesi, her iki ülke için en sembolik ve karşılıklı yarar sağlayan bir projedir ve Japonya’nın enerji güvenliğinin ve BAE’nin Asya pazarlarına erişiminin iyileştirilmesine katkıda bulunacaktır. Mevcut dünya jeopolitik durumu göz önüne alındığında, anlaşmanın zamanlaması harikadır’’ diye konuştu.

BAE küresel ham petrol üretiminin yüzde 4’üne sahip ve bunların çoğu Abu Dabi’deki Adnoc’a ait alanlardan geliyor. Ulusal petrol şirketi, bu yıl günlük 4 milyon varil üretim kapasitesine ulaşma yolunda ilerlerken gelecek 10 yıl içinde günlük üretim kapasitesini 5 milyon varile çıkarmayı planlıyor.

1961’den beri…

Hem BAE hem de Japonya, BAE ham petrolünün ilk sevkiyatının Abu Dabi’deki Umm al-Shaif açık deniz alanından Japonya’ya ihraç edildiği 1961’den beri ikili ekonomik ilişkilerini güçlendirmeye devam ediyor. İki ülke arasındaki ticaret, Japonya’dan BAE’ye yapılan ihracatla 7,9 milyar dolara yükselirken, BAE’den yapılan ithalat 2018’de 27,5 milyar dolar oldu.

Hareket’e Jüri Özel Ödülü

Teknolojisi, uzman kadrosu ve üstün hizmet standartlarıyla sektörün lider markası Hareket Proje Taşımacılığı ve Yük Mühendisliği, lojistik sektörünün en önemli etkinliklerinden biri olan 10. Atlas Lojistik Ödülleri’nde “Özbekistan Turakurgan Kombine Çevrim Elektrik Santrali ve Navoi-2 Doğal Gaz Çevrim ve Isı Santrali” projesi taşımalarıyla Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü.

Lojistik sektörünün en önemli ödüllerinden biri olan Atlas Lojistik Ödülleri bu yılki sahiplerini buldu. Logitrans Uluslararası Transport Lojistik Fuarı kapsamında bu yıl 10’uncusu düzenlenen ödüllerde, 60 yılı aşkın bir süredir ağır kaldırma ve taşımacılık hizmetleri sunan, sektörün uzman şirketi Hareket, “Özbekistan Turakurgan Kombine Çevrim Elektrik Santrali ve Navoi-2 Doğal Gaz Çevrim ve Isı Santrali” projelerinin taşımalarıyla Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü.

Hareket’e ödül getiren “Özbekistan Turakurgan Kombine Çevrim Elektrik Santrali ve Navoi-2 Doğal Gaz Çevrim ve Isı Santrali” projesi taşımaları yaklaşık altı ay sürdü. Özbekistan’ın en önemli enerji yatırımlarından biri olan ve yapımını Çalık Enerji’nin üstlendiği projenin taşıması sırasında by-pass yol yapımı, köprü güçlendirme ve yüksek enerji hatlarının yükseltilmesi gibi düzenlemeler yapıldı. Taşıma işlemleri Özbekistan’ın başkenti Taşkent’in 280 km doğusundaki Namangan eyaletinde ve Taşkent’in 480 km batısındaki Navoi eyaletinde eş zamanlı olarak yürütüldü. Yüklerin alındığı Kazakistan’ın Hazar Denizi kıyısındaki Bautino Limanı’na 2 bin 500 km mesafede bulunan, toplam kurulu gücü 900 mw olan Turakurgan Kombine Çevrim Elektrik Santrali için en ağırı 250 ton trafo olmak üzere toplam 44 parça ağır yükün taşımasını gerçekleştirdi. Bautino Limanı’na bin 750 km mesafede, toplam kurulu gücü 450 mw olan Navoi-2 Doğal Gaz Çevrim ve Isı Santrali için ise en ağırı 274 ton jeneratör olmak üzere toplam 22 parça ağır yük taşındı.

Hareket Proje Taşımacılığı ve Yük Mühendisliği Hakkında:

Temelleri 1957 yılında atılan Hareket Proje Taşımacılığı ve Yük Mühendisliği, sektöre tahmil tahliye ve deniz taşımacılığı alanlarıyla giriş yaptı. 1974’te vinç kiralamayı da hizmetlerine ekleyen Hareket, hızlı büyümesini sürdürerek sektörün lider şirketleri arasına adını yazdırdı. Alanında uzman ve tecrübeli ekibi, kreatif ve yenilikçi mühendislik çözümleriyle Hareket, bugün proje taşımacılığı, ağır ve standart dışı yük taşımacılığı, vinç ve platform kiralama, ağır kaldırma, indirme ve montaj faaliyetlerini uluslararası standartlara uygun olarak ve son teknolojiye uygun ekipmanlarla gerçekleştiriyor. “Küresel arenada, yük mühendisliği çözümleri ile sınırsız hareket özgürlüğü sunma” vizyonuyla çalışmalarını sürdüren Hareket, Türkiye’nin yanı sıra Türkmenistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Kazakistan, Özbekistan, Gürcistan, Romanya ve Azerbaycan gibi 20’yi aşkın ülkede; nükleer enerji, petrokimya, petrol-gaz ve yenilenebilir enerji sektörü ile tesis taşıma, açık deniz işlerinde ve inşaat-altyapı alanlarında gerçekleştirilen birçok önemli projede yer alıyor. Hareket, Türkiye’de İstanbul, İzmir, Ankara ve Mersin’de bulunan ofisleri, yurtdışında ise Birleşik Arap Emirlikleri, Özbekistan ve İspanya ve Ukrayna’daki ofislerinin yanı sıra Azerbaycan, Cezayir ve Güney Kore’de bulunan acenteleri vasıtasıyla çalışmalarını sürdürüyor.

Suudi Arabistan, yeşil enerji liderleri arasına girdi

Bu yılki Abu Dabi Sürdürülebilirlik Haftası’nda Dünya Gelecek Enerji Zirvesi Güneş Forumu’nda açıklanan Solar Outlook Raporu’na göre, Suudi Arabistan yenilenebilir enerji kullanma yarışında Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinin liderlerinden biri haline geldi.

Orta Doğu Güneş Endüstrisi Birliği tarafından hazırlanan raporda, Suudi Arabistan ve Umman’ın yenilenebilir enerji yarışında lider olarak Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Fas ve Mısır’ı takip ettiği açıklandı.

Raporda, Suudi Arabistan’ın 2030 yılına kadar 60 gigawatt (GW) yenilenebilir enerji üretimi hedefini yürürlüğe koymasının üçüncü yılında olduğu belirtiliyor.

Orta Doğu Güneş Endüstrisi Birliği Genel Sekreteri Martine Mamlouk, güneş enerjisine yatırımın Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde belirgin olduğunu söylerek ‘’Suudi Arabistan’ın 40 gigawattı güneş enerjisi olan yaklaşık 60 gigawattlık yenilenebilir enerji hedefi var. Bu, Suudi Krallığı’nın ekonomide çeşitlilik ve Vizyon 2030 hedefi ile çok uyumludur. Sektör, şebeke paritesine ulaşırken, sistemlerin, üretim yönetiminin ve şebekelerin verimliliğini artırmak için yeni teknolojilerin aktifleşmesini görmek harika” diye konuştu.

PETROL BAĞIMLILIĞININ AZALTILMASI HEDEFLENİYOR

Pazar araştırmacısı Frost & Sullivan’ın verilerine göre, Suudi Arabistan’ın enerji talebi son 10 yılda yüzde 60 oranında arttı. 2019 yılında elektrik talebi 62.7 GW’a ulaştı ve 2030’a kadar 120 GW’a çıkması bekleniyor.

Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesindeki güneş enerjisi projelerinin değerinin 5 milyar ila 7,5 milyar dolar arasında olduğu tahmin ediliyor. 2024 yılına gelindiğinde ise bu rakamın 15 milyar dolardan 20 milyar dolara çıkması bekleniyor.

Vizyon 2030 programı kapsamında Suudi Krallığı; petrol gelirlerine olan bağımlılığını azaltmayı, enerji karışımını çeşitlendirmeyi ve yenilenebilir enerji potansiyelinden yararlanmayı hedefliyor.

Enerji Bakanlığı bünyesinde Yenilenebilir Enerji Proje Geliştirme Ofisi kurulduktan sonra, 2018 yılında Suudi Krallığı’nın Ulusal Yenilenebilir Enerji Programı’nın hedefleri yukarı doğru revize edilerek beş yıllık 27,3 GW ve 12 yıllık hedef 58.7 GW olarak belirlendi.

www.korfezhaberi.com sitesinin haberine göre, Suudi hükümeti 2023 yılına kadar yenilenebilir enerji projelerine 50 milyar dolara kadar yatırım yapmayı planlıyor.

Orta Doğu Güneş Endüstrisi Birliği Genel Sekreteri Martine Mamlouk, “Orta Doğu Güneş Endüstrisi Birliği’nde, bölgesel ekonomilerin karbon ayak izi azalırken, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesindeki güneş enerjisi gelişmelerinin hızlandırılmış ve cazip tarifelere ulaştığını görmekten heyecan duyuyoruz. Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde 2019-2023 yılları arasında yenilenebilir enerji yatırımlarının toplamının 71,4 milyar dolar olması bekleniyor. Bu, 210 milyar dolar değerinde olan enerji sektöründeki toplam yatırımın yüzde 34’ünü temsil ediyor.

Suudi Arabistan’ın yaptığı değişiklikler arasında yerel geliştiriciler ve yerel güneş paneli üreticileri için düzenlemelerin hafifletilmesi yer alıyor.

MİNARELERE GÜNEŞ PANELİ

Riyad’daki bir caminin çatısına güneş fotovoltaik paneller monte edildikten sonra, Kral Abdullah Petrol Araştırmaları ve Araştırma Merkezi diğer camilerde de benzer bir hareket önerdi.

ARAP ÜLKELERİNDE YENİLENEBİLİR ENERJİYE YATIRIM ARTTI

Orta Doğu Güneş Endüstrisi Birliği Genel Sekreteri Martine Mamlouk “Hidrojen gibi esnek depolama çözümleri aralıklı yenilenebilir enerjiye enerji sisteminde daha büyük bir pay verecektir. Bu durum günümüz petrol ve gaz ihracatçılarının yarın yenilenebilir enerji ihracatçıları haline gelmesini sağlayabilir. Güneş enerjisi endüstrisi, Suudi Arabistan’ın enerji sisteminin bu derin dönüşümüne katılmaktan gurur duyuyor’’ diyor.

Geçtiğimiz yıl, güneş enerjisi tarifeleri, esas olarak şebeke paritesi hedefini ulaşılabilir hale getiren muazzam maliyet düşüşleri nedeniyle Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde düşük seviyelere ulaştı.

Dünya genelinde kurulu güneş enerjisi kapasitesi 617,9 GW olan Ortadoğu ve Kuzey Afrika hükümetleri, büyük ölçekli projelerin yardımıyla enerji çeşitliliğine odaklanıyor.

BAE’de Dubai;  2030 yılına kadar Muhammed bin Raşid Al Mektum Solar Park’ta 5 GW’lık bir tesisin tamamlanmasını hedefliyor. Abu Dabi’nin ikinci en büyük güneş enerjisi projesi devrede ve 2025 yılına kadar daha fazla birimin piyasaya sürülmesini düşünüyor.

Fas, 2030 yılına kadar enerji karışımında yenilenebilir enerji kaynaklarının yüzde 52’sine ulaşmayı hedefliyor. 2022 yılına kadar Tunus ve Mısır rakamları sırasıyla yüzde 30 ve yüzde 20’dir.

Umman, 2022 yılı sonuna kadar toplam 1.5 GW’lık güneş enerjisi santrallerinin devreye girmesini bekliyor. Irak bile, tüm siyasi sıkıntılarına rağmen, gelecekteki enerji karması için planlar hazırlarken güneş enerjisini görmezden gelmedi.

Arap Yenilenebilir Enerji Komisyonu Genel Sekreteri Mohammed Al-Taani, “Yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımlar tüm Arap ülkelerinde milyarlara ulaştı. Ürdün yenilenebilir enerjiye daha fazla harcama yapıyor ve faturalarını azaltmak için kendi elektriğini üreterek insanları yenilenebilir enerjilerle daha fazla bağımsız olmaya teşvik ediyoruz” dedi. 

Tüpraş’a “Enerji Verimliliği” Ödülü

Tüpraş İzmir Rafinerisi, İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından düzenlenen Enerji Verimliliği Ödülleri’nde, “Büyük Ölçekli İşletme” kategorisinde birincilik ödülünü aldı. Tüpraş, proje ile bir yılda 39.000 hanenin yıllık doğal gaz tüketimine eş değer enerji tasarrufu sağladı. 

Tüpraş’ın enerji verimliliği alanındaki çalışmaları ödüllerle taçlanmaya devam ediyor. Tüpraş İzmir Rafinerisi, U-7000 Ham Petrol Revamp Projesi ile İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından düzenlenen Enerji Verimliliği Ödülleri’nde “Büyük Ölçekli İşletme” kategorisinde birinci oldu. Tüpraş İzmir Rafineri Müdürü Arda Yıldırım, ödülü Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ve İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın elinden aldı.

Tüpraş olarak, rafinerilerde enerji yoğunluklarını düşürüp maliyetleri azaltırken çevresel etkileri de en aza indirmek hedefiyle çalıştıklarını belirten Tüpraş İzmir Rafineri Müdürü Arda Yıldırım, “Türkiye’deki ham petrol işleme kapasitesinin yaklaşık yüzde 18’i ile ülkemizdeki en yüksek kapasiteye sahip olan U-7000 Ham Petrol Ünitesi’nde; verimlilik, emniyet ve güvenilirliği daha üst düzeylere taşımak amacıyla çalışmalarımıza dört yıl önce başladık. 24 aylık yenileme ve modernizasyon sürecinin sonrasında ünitenin sürdürülebilir kapasitesini artırmanın yanı sıra, teknolojisini de daha güvenilir ve verimli hale getirdik. Projenin devreye alınmasıyla, U-7000 Ham Petrol Ünitesi’nin enerji tüketimini 34 Gcal/saat azalttık, ünite veriminde de yüzde 2 artış sağladık.” dedi.

2018’in Nisan ayında devreye alınan projeyle yıllık yaklaşık 300 bin Gcal enerji tasarrufu elde edildi. Bu da 39.000 hanenin yıllık doğal gaz tüketimine karşılık geliyor. Ayrıca, sağlanan enerji tasarrufuyla yaklaşık 95 bin ton/yıl CO2’nin atmosfere salınımı engellenmiş oldu.

En pahalı elektriği biz kullanıyoruz

Zamlanan elektrik fiyatları tüketicilerin en çok şikayet ettiği konular arasında. Tüketici elektrik fiyatları neredeyse tüm dünyada yükselirken, Türkiye yüksek zamlarla tüm ülkeleri geride bıraktı. Ancak bunun arkasında yatan sebep elektrik üretim maliyetlerinin yüksek olması. Elektrik tedarikçisi değiştirme sitesi EnCazip.com tarafından derlenen bilgilere göre tedarikçi değiştiren tüketicilerin artmasıyla elektrik maliyetleri görece düşük oluyor.

Tüketici elektrik fiyatları birçok ülkede yükselirken zam oranlarına bakıldığında Türkiye elektriğin en çok zamlandığı ülkeler arasında yer alıyor. Elektrik tedarikçileri karşılaştırma sitesi EnCazip.com, Avrupa istatistik kurumu Eurostat verilerini derleyerek 2018 ve 2019 yıllarının ilk yarılarındaki elektrik fiyatlarını karşılaştırdı. Buna göre neredeyse tüm Avrupa’da elektrik fiyatları artarken, mesken elektriğine yapılan zam oranlarına bakıldığında Türkiye (yüzde 20.2), Gürcistan (yüzde 21) ve Hollanda’dan (yüzde 20.3) sonra üçüncü sırada yer alıyor. Hane dışı elektrik ücretleri incelendiğinde ise yine 2018 ve 2019 yıllarının ilk yarılarında Türkiye, yüzde 53 zam ile açık ara ilk sırada. Türkiye’yi takip eden Gürcistan’da ev dışı elektrik zammı yüzde 24,5 iken bu ülkeyi yüzde 19,2 zam oranı ile Romanya izliyor.

Tüketici tedarikçi değiştirdikçe maliyetler de düşüyor

Ülkemizde elektrik piyasası özelleşti ve artık elektrik fiyatları EPİAŞ tarafından işletilen elektrik borsasında serbest piyasada belirleniyor, tedarikçiler bu piyasadan elektriği alıp tüketicilere tedarik ediyor. Dolayısı ile her ne kadar nihai tüketici tavan fiyatları Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından belirlense de, tüketicilere uygulanacak elektrik birim fiyatlarında bu piyasa maliyetleri belirleyici unsur oluyor. Diğer ülkelerde de durum benzer. Ancak elektrik piyasasının serbest olduğu ve tedarikçiler arasında geçişlerin yüksek olduğu ülkelerde elektrik maliyetlerinin de görece düşük olduğu gözlemleniyor.

Ocak ayında en yüksek elektrik maliyeti Türkiye’de

Tüketicilerin yüzde 66’sının tedarikçi değiştirdiği İngiltere’de Ocak 2020 dönemi için elektrik maliyet fiyatları 0,28 TL olurken, aynı dönem için tedarikçi değiştiren tüketicilerin oranı yüzde 75 olan Almanya’da maliyetler 0,23 TL, yüzde 74 tedarik şirketi değişimi olan Portekiz’de ise 0,275 TL olarak ortaya çıktı. Yıllık bazda tedarikçi değişikliğinin çok yüksek olduğu ve aynı zamanda yenilenebilir enerji yatırımları ile de dikkat çeken Norveç ve İsveç’te bu dönemde elektrik maliyetleri sırasıyla 0,16 TL ve 0,15 TL oldu. Türkiye’de ise toplam tüketicilerin yalnızca yüzde 1’i farklı bir tedarikçinin portföyünde elektrik tüketmekte ve elektrik maliyetleri aynı dönem için 0,32 TL seviyesinde oldu. Tedarikçi değiştiren tüketicilerin oranının yüzde 1 civarında olduğu Polonya’da ise maliyetlerin 0,30 TL ile Türkiye’deki maliyetlere oldukça yakın seviyede olduğu gözlemlendi.

Serbest tüketici sayısı düştü, fiyatlar arttı

Serbest tedarikçilerden elektrik tedariği sağlayan tüketicilerin sayısının 5 milyona ulaştığı dönemde bahsi geçen ülkelere göre Türkiye’de elektrik maliyetleri oldukça düşük seviyedeydi. Son dönemlerde düşüş eğiliminde olan ve 370 bin seviyesine gerileyen serbest tedarikçi portföyündeki tüketici sayısının olduğu 2020 yılının Ocak ayında Türkiye’de aynı ülkelere kıyasla elektrik maliyetinin oldukça pahalı olması dikkat çekti. Bu verilerin ışığında elektrik piyasasının serbest olması ve tüketicilerin tedarikçi değiştirmesi, elektrik maliyetlerini aşağı çekiyor ve nihayetinde tüketiciler daha ucuz fiyattan elektrik kullanıyor.

Nisan’da evlere zam sürpriz olmaz

EnCazip.com’un kurucusu Çağada Kırım, Türkiye’de yükselen elektrik üretim maliyetleri ile ilgili görüşünü şöyle açıklıyor: “Elektrik faturaları ülkemizde sürekli tartışılan bir konu. Bunun nedenini doğru ifade etmek gerekirse; tedarikçilerin maliyetlerinin düşmemesi durumunda tüketicilerin ucuz elektrik kullanması imkansız. Bu da ancak piyasada tam serbestlik olması ile mümkün. Şu anki maliyetlere bakıldığında, 0,32 TL olan piyasa takas fiyatının üzerine ortalama 0,08 TL yenilenebilir enerji alım garantisi maliyeti eklenecek ve maliyet 0,40 TL olacak. Bu durumda ev kullanıcıları için 0,34 TL olan elektrik fiyatının artması sürpriz olmayacaktır. Ancak elektrik fiyatlarının baskılanması durumunda kısır döngü oluşur ve bu durum sürdürülebilir olmaz. Daha ucuz elektrik kullanmak tüm tüketicilerin tedarikçiler arasında geçişinin yaygınlaşması ile mümkün olabilir.”

Koç Holding ve Tüpraş ‘MLMM 4.0’ı başlattı

Tüpraş, Milli Eğitim Bakanlığı iş birliğiyle 4 ilde yer alan 30 ortaöğretim okulunda “Robotik Kodlama, Üç Boyutlu Modelleme, Üretim Beceri Sınıfları”nı kurdu. Kocaeli Şehit Alper Al Ortaokulu’ndaki laboratuvarın açılışına katılan Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu,  “Tüpraş bu laboratuvarlar ile henüz ortaokul sıralarındaki öğrencilerin 21’inci yüzyıl becerileri ile tanışmasına aracılık ediyor. Yenilikçi düşünen, hızla değişen dünyaya ayak uydurabilen öğrencilerin, geleceğin dili olan kodlama konusunda da yetkinlik kazanmasını sağlıyor. Koç Topluluğu olarak 2006 yılında Meslek Lisesi Memleket Meselesi projesine başlarken, ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünün yetiştirilmesi için elimizi taşın altına koymuştuk. Geldiğimiz noktada; mesleki eğitim konusundaki tecrübelerimiz bizi Endüstri 4.0 dünyasında Meslek Lisesi Memleket Meselesi 4.0’a getirdi. Aradan geçen 14 yılın ardından Milli Eğitim Bakanlığımız ve IBM ile iş birliği yaparak yeni bir protokole imza attık. ‘Mesleki Eğitimde 21’inci Yüzyıl Becerilerinin Geliştirilmesi Projesi’ni hayata geçirdik. Gençlerimizin eğitim – öğretim sıralarında 21’inci yüzyıl becerileri ile donatılması hiç şüphe yok ki geleceğimiz için en önemli rekabet avantajlarından birini oluşturacak” dedi. Tüpraş Genel Müdürü İbrahim Yelmenoğlu ise “Çocuklarımızın eğitimlerine yapacağımız yatırımlarla hayatlarına dokunmayı, teknolojiye erişim imkanlarını artırarak kendilerini geliştirebilecekleri fırsatlar sunmayı istedik. Temel motivasyonumuz; değişen dünyaya ayak uydurabilen, üreten nesillerin yetişmesinde öncülük etmek, bu yolda iyi bir örnek teşkil etmek oldu. Ne mutlu ki, bugün hep birlikte hayalimizin gerçek olduğu yerdeyiz” diye konuştu.

Tüpraş’ın Milli Eğitim Bakanlığı iş birliğiyle rafinerilerinin bulunduğu 4 ildeki 30 ortaöğretim okulunda kurduğu “Robotik Kodlama, Üç Boyutlu Modelleme, Üretim Beceri” sınıflarının Kocaeli Şehit Alper Al Ortaokulu’ndaki açılışı Kocaeli Valisi Hüseyin Aksoy, Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürü Dr. Cem Gençoğlu, Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, Koç Holding Enerji Grubu Başkanı Yağız Eyüboğlu, Koç Holding Dış İlişkiler ve Kurumsal İletişim Direktörü Oya Ünlü Kızıl’ın katılımları ile Tüpraş Genel Müdürü İbrahim Yelmenoğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleşti.

Çocukların erken yaşta bilim, teknoloji ve inovasyonla tanışmasına, tasarım alanındaki becerilerinin geliştirilmesine katkı sağlamayı amaçlayan sınıflar, Tüpraş rafinerilerinin bulunduğu Batman, Kırıkkale, İzmir ve İzmit’teki toplam 30 ortaöğretim okulunda 7. ve 8. sınıfların eğitim görmesi için hazırlandı. 2019-2020 öğretim yılında eğitimin başladığı sınıflarda bugüne dek 12 bin öğrenciye eğitim verildi. Proje kapsamında 80 öğretmen yoğun mesleki gelişim eğitimlerine katılırken, sertifikalı eğitici eğitmenler olarak yetişmeleri desteklendi. Proje içerikleri ise Milli Eğitim Bakanlığı “Teknoloji ve Tasarım” dersleri müfredatına uyumlu olacak şekilde kurgulandı. Sınıflardaki teknik donanımlar sayesinde öğrenci ve öğretmenlerin mevcut müfredatı rahatça uygulamalarına imkân tanındı. Sınıfların sarf malzeme ihtiyaçlarının tamamı Tüpraş tarafından sağlanarak, proje özelinde 3 boyutlu modelleme, robotik kodlama ve eğitim içeriklerini destekleyen çalışma kiti hazırlandı.

Levent Çakıroğlu: “Dördüncü Sanayi Devrimi önemli bir fırsat penceresi…”

Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu açılış töreninde yaptığı konuşmada Dördüncü Sanayi Devrimi’nin getirdiği büyük dönüşüme işaret ederken şöyle devam etti: “Bundan önceki sanayi devrimlerinde olduğu gibi hem fırsatlar hem de tehditler söz konusu. Ben önemli bir fırsat penceresi olduğunu düşünüyorum. Eğer doğru hazırlıklar zamanında yapılırsa ve başta insan kaynağımız olmak üzere, gerekli yatırımlar yapılırsa hem şirketlerimizin hem de ülkemizin rekabetçi gücünü artırmamız mümkün olacaktır. Bu çerçevede, çocuklarımızın, gençlerimizin çağımızın ihtiyaç duyulan beceri ve yetkinlikleriyle iş hayatına hazırlanmaları hayati önem taşıyor. Bu çok önemli konuda devlet- özel sektör iş birliğinin elzem olduğuna inanıyoruz. Bu konu aslında bütün dünyanın en önemli gündem maddelerinden biri. Uluslararası pek çok platformda bu konuları dünyanın önde gelen şirket yöneticileriyle, akademisyenlerle, sivil toplum ve kamu temsilcileri ile değerlendiriyoruz.  Mevcut iş gücüne yeni yetkinlikler kazandırılması kadar, okullardaki müfredatın ve eğitim tekniklerinin çağın ihtiyaçlarına uygun şekillendirilmesi ve eğitim alanında da teknolojiden faydalanılması ihtiyacı öne çıkıyor.”

Levent Çakıroğlu: “Endüstri 4.0 dönüşümünün sağlanmasına örnek teşkil edecek yenilikçi bir okul-sektör iş birliği modelini ortaya koymak üzere çalışıyoruz.”

“Tüm veriler “21’inci yüzyıl becerilerinin temel alındığı” bir eğitim sistemine işaret ediyor” diyerek sözlerini sürdüren Levent Çakıroğlu, Koç Topluluğu’nun 2006 yılında başlattığı ve ülkemizde mesleki eğitimin gelişimi adına çok önemli bir kilometre taşına dönüşen Meslek Lisesi Memleket Meselesi Projesi’ne atıfta bulundu. Çakıroğlu şöyle devam etti: “Koç Topluluğu olarak 2006 yılında Meslek Lisesi Memleket Meselesi projesine başlarken, ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünün yetiştirilmesi için elimizi taşın altına koymuştuk. Topluluğumuzun imkânlarını ihtiyaç alanları doğrultusunda seferber etmiştik. Aradan geçen 14 yılın ardından Milli Eğitim Bakanlığımız ve IBM ile iş birliği yaparak yeni bir protokole imza attık. Böylelikle ‘Mesleki Eğitimde 21. Yüzyıl Becerilerinin Geliştirilmesi Projesi’ni hayata geçirdik. Bu iş birliği, öğrenci ve öğretmenlere yönelik davranışsal ve teknik becerileri geliştirmeyi hedefliyor. Mesleki ve teknik liselerde, Endüstri 4.0 dönüşümünün sağlanmasına örnek teşkil edecek yenilikçi bir okul-sektör iş birliği modelini ortaya koymak üzere çalışıyoruz. Bu model; öğrenci, öğretmen ve sektör temsilcilerinin birlikte öğrenmesini, düşünmesini ve üretmesini esas alıyor. Projenin ilk yılında edindiğimiz kazanımlarla, Milli Eğitim Bakanlığı ile iş birliği içinde, halen Türkiye’de 450 bin öğrencinin yararlandığı ve 54.000 öğretmenin uyguladığı ‘mesleki gelişim dersinin’ müfredatının yenilenmesi çalışmalarına katkı sağlıyoruz. Eş zamanlı olarak, mesleki eğitimde tasarım beceri atölyesi standartlarını geliştirmek üzere örnek bir atölye tasarladık ve uygulama çalışmalarını başlattık. Geldiğimiz noktada; mesleki eğitim konusundaki tecrübelerimiz bizi Endüstri 4.0 dünyasında Meslek Lisesi Memleket Meselesi 4.0’a getirdi. Ülkemizin en önemli gücünü genç nüfusumuz oluşturuyor. Gençlerimizin eğitim – öğretim sıralarında 21’inci yüzyıl becerileri ile donatılması hiç şüphe yok ki geleceğimiz için en önemli rekabet avantajlarından birini oluşturacak.”

Bilgi ve teknoloji temelli hızı artan değişime dikkat çeken Kocaeli Valisi Hüseyin Aksoy, şunları söyledi: “Geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimizin en iyi şekilde yetişmesine fırsat yaratacak bir robotik atölyenin açılışını gerçekleştiriyoruz. Değişime uyum sağlamak için mesleki eğitimi çok önemsiyoruz. Koç Holding’in dediği gibi Meslek Lisesi Memleket Meselesi. Bu proje farkındalık yaratmak açısından çok önemli bir çalışma. Biz de meslek liselerinde ihtiyaç duyulan alanları açarak gençlerimizi eğitiyoruz. Amacımız sanayi – okul iş birliğini daha da geliştirmek. Bugün açılışı gerçekleşen robotik kodlama sınıfları, öğrencilerin ufuklarının açılmasına, düşüncelerini hayata geçirmelerine katkı sağlayacak önemli bir proje. Tüpraş’ın eğitim konusunda gösterdiği duyarlılık için teşekkür ediyorum. Koç Holding’e de meslek liselerini memleket meselesi olarak gören anlayışına teşekkür ediyorum.”

Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürü Dr. Cem Gençoğlu, “Hem bir okulda olmamızın hem bir sanayi şehrinde olmamızın hem de sanayi şehrinde ülkemizin öncü sanayi kuruluşlarıyla bir arada bulunmamızın çok önemli bir anlamı olduğunu ifade etmek isterim. Okullarımızda ülkemizin gayrisafi milli hasıla, sanayi yatırımlarımızdan ve inovasyondan bağımsız değildir. Eğitim dediğimiz zaman sadece okullarda öğretilen yapının çok daha ötesinde inovatif ve yaratıcı düşünceyi merkeze alan yapılar akla gelmektedir. Temel inancımız ülkemizin en ücra şehirlerindeki okullarında da tasarım beceri okullarının sayısını artırmaktır. Tasarım okulları öğrencilerin “bu tam da benim için yapılmış” dediği yatırımlardır. Bu anlamda Tüpraş, Koç Holding yetkililerine ve projeye katkıda bulunanlara şükranlarımı sunmak istiyorum” dedi.

Amaç öğrencilerin 21. yüzyılın yetkinliklerine hazır olmalarına katkı sağlamak

Konuşmasında proje hakkında bilgi veren Tüpraş Genel Müdürü İbrahim Yelmenoğlu ise şunları söyledi: “Bizler bir hayalle yola çıktı. Kurumsal vatandaş olma sorumluluğumuzla Ülkemize, toplumumuza kalıcı eserler bırakmayı arzu ettik. Geleceğimizi şekillendirecek olan çocuklarımızın, eğitimlerine yapacağımız yatırımlarla hayatlarına dokunmayı, teknolojiye erişim imkânlarını artırarak kendilerini geliştirebilecekleri fırsatlar sunmayı istedik. Öğrencilerimizin 21. yüzyılın yetkinliklerine şimdiden hazır olabilmelerinde katkı sağlamayı hedefledik. Özellikle de rafinerilerimizin bulunduğu illerde kalıcı sosyal katma değer üretmeye odaklandık. Temel motivasyonumuz; değişen dünyaya ayak uydurabilen, üreten nesillerin yetişmesinde öncülük etmek, bu yolda iyi bir örnek teşkil etmek oldu. Ne mutlu ki, bugün hep birlikte hayalimizin gerçek olduğu yerdeyiz.”

Proje yeni eğitim – öğretim döneminde de devam edecek

Projenin öğrenci, öğretmen, okul ve toplum katmanlarındaki somut çıktılarını akademik danışman desteği alarak ölçümlediklerini belirten Yelmenoğlu, bu sonuçları da paylaştı: “Projemizin en çok öne çıkan kazanımlarından biri, öğrencilerimizin sınıflara katılımındaki azim ve istekleri oldu. Derse ilgisi az olan öğrencilerin dahi ilgilerinin arttığı, sabırsızlıkla sınıflara girmek istedikleri tespit edildi. Çocuklarımızın araştıran, sorgulayan nesiller olma yolunda enerjilerinin ve yeni bakış açısı getirme çabalarının arttığı, detaylara daha fazla dikkat edip daha aktif oldukları gözlemlendi. Neredeyse bütün okullarımızda, öğrencilerimizin olumsuz davranışlarının azaldığı, kendilerine özgüvenlerinin arttığı görüldü. Okul birincisi olan bir öğrencimizin teknoloji tasarım öğretmeni olmaya karar vermesi, bir öğrencimizin projeye katıldıktan sonra Bilim Teknik Lisesi’ne gitmek istemesi, bir başka öğrencimizin okulda hazırladıkları projeyi üniversite öğrencilerine sunmak üzere üniversiteye davet edilmesinden büyük gurur duyduk. Aynı şekilde, evde eğitim alan bir özel eğitim öğrencimizin bu sınıflar aracılığıyla TÜBİTAK projesi hazırlaması, projemizin öğrencilere dokunmaya başladığını gösteren somut verilerden sadece birkaçı. Kısa sürede elde ettiğimiz bu önemli sonuçlar bize umut verdi. Öğretmenlerimizin şevki, çocuklarımızın gözlerindeki ışık, doğru yolda olduğumuza dair inancımızı daha da güçlendirdi. Daha fazla çocuğumuza ulaşabilmek için, yeni öğretim döneminde de projemize devam ediyoruz.”

Petkim, Endüstri 4.0’da örnek olmaya devam ediyor

Dünya Ekonomi Forumu’nun (WEF) Endüstri 4.0 teknolojilerini üretimde en iyi kullanan tesisler olarak kabul ettiği ‘Global Lighthouse Network’e bu yıl Türkiye’den seçilen tek şirket Petkim oldu. SOCAR Türkiye CEO’su Zaur Gahramanov, dijital dönüşümün Petkim’in enerji verimliliği ve ürün kalitesini artırdığını söyledi. 

SOCAR Türkiye’nin iştirakleri arasında yer alan Türkiye’nin ilk ve tek entegre petrokimya tesisi Petkim, dijital uygulama ve sistemleriyle yakaladığı Endüstri 4.0 standardı sayesinde Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF), ‘Global Lighthouse Network’üne seçildi. 2018 yılında kurulan ve ‘geleceğin fabrikaları’ kabul edilen 44 üyesi bulunan Global Lighthouse Network’e 2020 yılında Türkiye’den seçilen tek şirket Petkim oldu. WEF’in Davos’ta 20 Ocak’ta gerçekleştirilen davetinde verilen ödülü SOCAR Türkiye CEO’su Zaur Gahramanov aldı. 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ VE ÜRÜN KALİTESİ ARTTI

55 yıllık köklü bir geçmişe sahip olan Petkim’in Türkiye’nin ve Azerbaycan’ın en dijital şirketi olma yolunda adım adım ilerlediğini ifade eden SOCAR Türkiye CEO’su Zaur Gahramanov, “Petkim’deki dijital dönüşüm yolculuğumuz, gelişmiş analitik uygulamaları ve yapay zekayı üretim sürecimizde kullanmamızla başladı. Bunun için bir Dijitalleşme Departmanı oluşturduk ve Dijital Akademi kurduk. Bu iş modeliyle şirket içinde üretim üzerine örnek senaryolar geliştirildi. Veriye dayalı karar alma süreçleri ve algoritmalar oluşturarak, bu senaryoları analiz ettik. Başarılı senaryolar gerçek süreçlere uygulandı. Petkim, verimini, üretilen iş hacmini, enerji verimliliğini ve ürün kalitesini artırmayı başardı” diye konuştu. 

Petkim’in sektördeki öncü konumunu geliştirmeye devam edeceklerini dile getiren Gahramanov, bu bağlamda dünyaca ünlü Massachusetts Institute of Technology (MIT) kurumuyla işbirliğine gidildiğini hatırlatarak şöyle devam etti: “Üniversitenin engin deneyiminden yararlanarak, dijital dönüşüm sürecimizi bir adım yukarıya taşıdık. İTÜ, Boğaziçi Üniversitesi ve ODTÜ işbirliğiyle üretim ve süreç geliştirme üzerine start-up’lar ile ortak projeler yürütmeye devam edeceğiz. Dijitalleşme ekibimizin liderliğinde hedeflerimize ulaştığımızın bir kanıtı olan bu ödülü almaktan büyük gurur duyuyoruz.”

ALANINDAKİ EN YÜKSEK DİJİTAL UYGULAMAYI TEMSİL EDİYOR

Dünyada inovatif ve dijital uygulamalar standardı konusunda şirketler için benchmark oluşturan Global Lighthouse Network, Endüstri 4.0 teknolojilerini süreçlerine en iyi uygulayan şirketlerden oluşan saygın bir platform. Petkim’in başarılı ve verimli dijital uygulamaları da bu network ile ‘best practice’ olarak gösterilerek kendi alanında en yüksek dijital uygulama standardını temsil ediyor. 

Petrol Ofisi, eğitimlerle de ‘Müşteri Memnuniyeti’ne odaklandı

Türkiye akaryakıt ile madeni yağlar ve kimyasallar sektörlerinin geleneksel lideri Petrol Ofisi, sunduğu ürün ve hizmetlerde yaptığı gelişmelerle birlikte, gerçekleştirdiği eğitimlerle de ‘Müşteri Memnuniyeti’ni daha da yükseltmeyi hedefliyor. Bu doğrultuda çalışmalarını yoğunlaştıran Petrol Ofisi, eğitim ve iş geliştirme uzmanlarından oluşan 26 kişilik ekibi ile istasyon çalışanlarına şirketin ortak değerleri doğrultusunda eğitim verdi. 2019 yılında ‘Yönetici Akademisi’ ile farklı illerdeki 282 istasyon müdürüne yöneticilik konularında eğitim veren ekip, Türkiye’nin 60 farklı noktasındaki 2.564 istasyon çalışanına ise işbaşı eğitimi vererek, MEB onaylı sertifika sahibi olmalarını sağladı.

Akaryakıt sektöründeki Türkiye’nin en büyük istasyon ağına sahip şirketi Petrol Ofisi, her alanda hayata geçirdiği önemli geliştirmelerle de, müşteri memnuniyetini merkeze alarak, hizmet kalitesini daha da yukarıya taşıyor. Petrol Ofisi, bu doğrultuda 2019 yılında şirketin ortak değerlerini oluşturan; Müşteri Odaklılık, Mükemmeliyetçilik, Yenilikçilik, Bütüncül Dürüstlük, Takım Ruhu, Sorumluluk ve Milli Gurur konularında toplam kaliteyi arttırma hedefi ile saha çalışanlarına da eğitim verdi. Oluşturulan 26 kişilik ekip, Türkiye genelinde toplam 1.300 bayide görevli istasyon müdürü ve çalışana, operasyonel süreçler, kurumsal şirket uygulamaları ve personel eğitimlerinde uzman desteği sağladı.

‘Yönetici Akademisi’ programına 282 istasyon müdürü katıldı

Petrol Ofisi’nin 2019 yılında gündemine aldığı merkezi eğitim projelerinden biri olan ve istasyon yönetimi konusunda değer yaratan “Yönetici Akademisi” programına, İstanbul, Ankara, İzmir, Samsun, Bursa, Konya, Trabzon, Adana, Mersin, Gaziantep, Balıkesir, Kayseri, Antalya ve Muğla olmak üzere 14 ayrı noktada verilen 18 eğitime toplamda 282 istasyon müdürü katıldı. Toplamda, beş güne yayılan programda; “Aile Şirketlerinde Yöneticilik, İletişim Becerileri, Koçluk, Ürün Bilgisi, SEÇ-G, Operasyonel Standartlar ve Perakendecilik” konuları başta olmak üzere çeşitli başlıklarda eğitimler verildi. Bu programda; istasyon müdürlerini, yönettikleri operasyonda daha etkin kılmak ve İletişim, Koçluk, Sorumluluk Bilinci, Planlama & Organizasyon, Sonuç Odaklılık, Delegasyon, Performans Yönetimi gibi yönetici yetkinliklerini ortaya çıkararak daha başarılı bir yönetim, dolayısıyla iş performansı sergileyebilmeleri hedeflendi.

Yönetici Akademisi programı kapsamında istasyon müdürleri, gelişen yetkinliklerle birlikte, ‘istasyon yönetimlerinin daha verimli olması’, ‘müşteri odaklılık ilkesine bağlı hizmet kalitesinin arttırılması’, ‘operasyon yürütmede profesyonel bakış’, ‘iş yapış modellerinde mükemmeliyetçilik’, ‘kurumsal kültürün benimsenmesi’ ve ‘ortak değerlere sahip olmak’ gibi çeşitli kazanımlar elde etti.

2.564 çalışana ‘işbaşı eğitimi’ verildi

Petrol Ofisi’nin eğitim ve iş geliştirme uzmanlarından oluşan ekibi, bir taraftan yöneticilere eğitim verirken, diğer taraftan da istasyon çalışanlarına yönelik işbaşı eğitimlerini de gerçekleştirdi. Uzman ekip, tüm Türkiye’yi kapsayan 60 farklı noktada, 1.110 istasyonda eğitimler verdi. Bu programda, toplam 2.564 istasyon çalışanına; Petrol Ofisi Vizyon & Misyon & Ortak Değerler, SEÇ-G (Sağlık Emniyet Çevre ve Güvenlik), Etkili İletişim, Müşteri Memnuniyeti ve Hizmet Adımları, Ürün Bilgisi ve Portal Kullanımı gibi başlıklar altında eğitimler verildi.

146 kez verilen işbaşı eğitimlerinde; akaryakıt satış görevlilerine, SEÇ-G kuralları çerçevesinde farkındalık yaratılarak, verilen hizmette güvenlikle birlikte müşteri odaklı hizmet sunmaları da sağlandı. İnteraktif olarak gerçekleştirilen eğitimlerde istasyon çalışanları deneyimlerini paylaşma fırsatı da buldular. Ön sahada hizmet kalitesinin artmasına yönelik bu eğitimde, ‘takım olma’ bilinci de paylaşıldı. 

Çalışanlar MEB onaylı sertifika sahibi oldular

Eğitime katılan istasyon ön saha çalışanları ayrıca, Milli Eğitim Bakanlığı onaylı “Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Akaryakıt ve Otogaz İkmal Dolum Elemanı” mesleki yeterlilik sertifikası sahibi oldular. Petrol Ofisi, sektörde bir ilk olan sertifika programıyla lidere yakışan sorumluluk anlayışıyla öncülüğünü bu alanda da sürdürerek, artı bir değer daha yaratmış oldu. Ayrıca çalışanların aldıkları bu sertifika ile iş gücü olarak tercih edilme sebepleri de arttırılmış oldu. 

Türkiye’nin ilk LNG istasyonu açıldı

Shell & Turcas, karayolu taşımacılığında yine bir ilke imza atarak Türkiye’nin ilk sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG)istasyonunu İstanbul-Ankara Otoyol’unda açtı. Bu yatırımla Türkiye, Shell’in Avrupa’da LNG’li istasyon kurduğu4.ülke oldu. Lojistik sektörünü geleceğin çevreci ve ekonomik yakıtı ile tanıştıran Shell& Turcas,Türkiye’deki karayolu taşıtlarında LNG talebinin gelişmesine öncülük ederek, LNG istasyon ağını 2020 yılından itibaren açacağı yeni istasyonları ile genişletmeyi planlıyor.

SHELL &TURCAS, karayolu taşımacılığında alternatif yakıt olarak kamyonlarda sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) kullanımına ilişkin Türkiye’de yeni bir dönem başlattı. Shell& Turcas, uluslararası taşımacılık trafiğinin yoğun olarak gerçekleştiği İstanbul-Ankara Otoyolu üzerinde bulunan Sapanca Otoyol Hizmet Tesisindeki istasyonun bulunduğu alanda Türkiye’nin ilk LNG istasyonunu açtı. 

Türkiye’nin ilk LNG istasyonunun açılışı 10 Ocak 2020 tarihinde gerçekleşti. Açılışa Kocaeli Vali Yardımcısı Dursun Balaban, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Tehlikeli Madde ve Kombine Taşımacılık Genel Müdürü Cem Murat Yıldırım, Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem, Shell & Turcas CEO’su Felix Faber, Doğuş Otomotiv CEO’su Ali Bilaloğlu ve IVECO Türkiye Genel Müdürü Hakkı Işınak katıldı.

Yaklaşık 50 yıllık tecrübesi ile LNG sektöründe lider olan Shell, maliyet avantajı sunan ve daha temiz bir yakıt olan LNG’nin, denizcilik ve karayolu taşımacılığı sektöründe kullanımını arttırmaya yönelik önemli atılımlar gerçekleştiriyor. Şirket, yeni yakıtlara yönelik araştırma ve geliştirme faaliyetlerine küresel çapta her yıl 1 milyar dolar yatırım yapıyor. Genç, dinamik nüfusu ve büyüyen ekonomisiyle Türkiye, Shell için öncelikli ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye, Shell’in LNG istasyonu açtığıAvrupa’daki4. Sapanca istasyonu da Avrupa’da Shell’in 14. LNG istasyonu oldu.  Shell, Avrupa’da 2020 sonuna kadar 3 ülkede daha LNG istasyonu açmayı ve toplam sayısını 30 istasyona ulaştırmayı hedefliyor.

Türkiye’nin ilk LNG istasyonu açılışında konuşan Kocaeli Vali Yardımcısı Dursun Balaban şunları söyledi: “Kocaeli, 14 Organize Sanayi Bölgesi ve 35 limanı bulunan bir sanayi kenti. İlimizde LNG yakıtının kullanımı yönünde adım atılması bizi son derece mutlu etti. Ülkemiz için alternatif enerji kaynaklarının artması çok önemlidir. LNG’yi yavaş yavaş kullanıma sundukça, tüketimi ve kullananları da artacaktır. Şu aşamada alternatif enerji kaynağı olarak görülen LNG’nin, ileride ana yakıt olarak kullanılması olası. Sanayi kenti Kocaeli’nin LNG istasyonu ile bir ilki yaşaması bizlere gurur verdi. Bu yatırımı için Shell&Turcas ailesine teşekkür ederiz. “

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Tehlikeli Madde ve Kombine Taşımacılık Genel Müdürü Cem Murat Yıldırım açılış töreninde yaptığı konuşmada; ‘’Bugün ülkemiz için büyük bir gün. Türkiye yeni bir yakıt türü ile tanıştı. Türkiye’de ilk LNG istasyonunu açan Shell &Turcas’a teşekkür ederiz. Shell’den isteğimiz, lojistik sektörünü destekleyecek şekilde LNG dolum istasyon sayılarını arttırması. Bu sayede çok daha kısa zamanda yollarda LNG yakıtı kullanan kamyon sayısının çoğaldığını görebileceğiz. Aynı zamanda temennimiz, LNG’nin yolcu taşımacılığında da kullanılması. Biz kamu olarak alternatif yakıt yatırımlarının çoğalması konusunda elimizden gelen desteği vermeye devam edeceğiz’’dedi.

Ahmet Erdem: LNG yakıtını Türkiye’de lojistik sektörünün kullanımına sunuyoruz

Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem, LNG istasyonunun açılış töreninde yaptığı konuşmada, şunları söyledi: “Ülkemizde ve dünyada enerjiye talep artıyor. Bu talebin, daha fazla ve daha temiz alternatif enerji kaynaklarını kullanmaya ihtiyacı var. Bu çerçevede LNG, artık birçok ülkede lojistik sektörü için bir alternatif yakıt olmaya başladı. Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanlığımızın yayınladığı Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planına ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızın yayınladığı Ulaşımda Enerji Verimliliğinin Artırılmasına ilişkin yönetmelikte de görüldüğü üzere ülkemizde daha ekonomik ve çevreci alternatif yakıtların kullanımı teşvik ediliyor. Ülkemizi bu anlamda yeniliklere hazırlayan tüm kamu ve özel sektör kuruluşlarına teşekkür ederiz. İthalat maliyeti motorine göre daha düşük olan LNG, karayolu taşımacılığında kullanıldığında cari açığa olumlu etki edecek. LNG kullanımı yakıt maliyetinde yüzde 25’e kadar tasarruf sağlanacağını öngörmekteyiz. LNG ayrıca daha temiz yanan bir enerji kaynağıdır, karbon emisyonu yüzde 22’lere varan oranda daha azdır.  Bugün 97 yıldır sektörde bir çok yenilikte olduğu gibi bir ilke daha imza atarak, LNG’yi Türkiye lojistik sektörünün kullanımına sunmaktan mutluyuz.”

OPET ile Cem Yılmaz yeniden birlik oldular

Müşteri memnuniyetindeki liderliğiyle akaryakıt sektörünün en sevilen markası olmaya devam eden OPET, 15 yıl önceki marka yüzü Cem Yılmaz ile yeniden bir araya geliyor. OPET Genel Müdürü Cüneyt Ağca “OPET hep daha fazlasını yapan vizyoner ve gelişim odaklı bir marka. Cem Yılmaz gibi çok yönlü bir sanatçı ile yaptığımız işbirliği ile işlerimizde yarattığımız farkı yaratıcı ve ilgi çekici bir şekilde duyuracağız” dedi.

Türkiye genelindeki 1600’ü aşkın istasyonu, ürün ve hizmetleri, sürdürülebilir sosyal sorumluluk projeleri ile akaryakıt sektöründe değişimin ve yeniliğin öncüsü olan OPET, sanatçı Cem Yılmaz ile 15 yıl sonra bir kez daha bir araya geliyor. “OPET Yapar Her Şey Değişir” sloganıyla müşteri memnuniyeti odaklı projelere imza atan OPET ile sanatçı Cem Yılmaz arasındaki işbirliği Rahmi M. Koç Müzesi’nde düzenlenen basın toplantısı ile açıklandı. 11 Şubat 2020 tarihinde gerçekleştirilen toplantıya Cem Yılmaz ile OPET Genel Müdürü Cüneyt Ağca ve OPET Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Murat Zengin katıldı. 

OPET Genel Müdürü Cüneyt Ağca, toplantıda yaptığı konuşmada, OPET’in, akaryakıt istasyonlarında araçların her türlü ihtiyacını karşılamanın yanı sıra müşterilerine sunduğu alternatif hizmetler ve toplumsal ihtiyaçlardan yola çıkarak oluşturduğu sosyal sorumluluk projeleriyle müşteri memnuniyetinin zirvesindeki yerini koruduğunu söyledi. Ağca, “Bir akaryakıt dağıtım markası olmanın ötesinde müşterilerimizin hayatında kalıcı bir yere sahibiz. Çünkü müşterilerimizi dinliyor, beklentilerine yönelik uygun koşulları hazırlıyor ve sektörde yapılamayanları yapıyoruz. Aldığımız geri bildirimlerle mevcut standartlarımızı koruma ve üzerine çıkma hedefiyle çalışıyoruz” şeklinde konuştu. “2019 yılında akaryakıt dağıtım pazarında en yüksek büyümeyi gerçekleştirerek, pazar payımızı yüzde 19’un üzerine çıkardık” şeklinde devam eden Ağca, 2020 yılında OPET’in yüzde 4 büyüyerek, yüzde 19.5’luk pazar payına ulaşmasını hedeflediklerini belirtti.  

Cem Yılmaz ile 15 yıl önce yaptıkları işbirliğinin OPET markasının yükselişinde büyük etkisi olduğunu ve tüm Türkiye’nin konuştuğu bir reklam kampanyasına imza attıklarını dile getiren Ağca, “Cem Yılmaz ile markamızın birçok ortak noktası var. Cem Yılmaz da markamız gibi vizyoner ve yenilikçi bakış açısına sahip ve değişimin öncüsü olarak Türkiye’nin en sevilen isimlerinden biri.  Cem Yılmaz ile geçmişte oluşturduğumuz güçlü bağı bu kez günümüzün beklenti ve ihtiyaçları doğrultusunda yeniden kurguluyoruz. Bu yeni işbirliği ile ana stratejilerimizle uyumlu başarılı projelere imza atacağımıza inanıyoruz” diye konuştu. Ağca, “Faaliyetlerimizde ülkemiz, müşterilerimiz ve sektörümüz için daha farklı ve daha çağdaş ne yapabiliriz diye düşünüyor, odak noktamıza bu soruyu alıyoruz, böyle baktığımızda ise OPET hep daha fazlasını sunan ve fark yaratan marka olarak yoluna sağlam adımlarla devam ediyor” dedi.

OPET Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Murat Zengin ise kampanyanın detaylarına ilişkin şu bilgileri verdi: “OPET yapar, her şey değişir” markamızın yeni sloganı… Bu slogan markamızı çok başarılı bir şekilde özetliyor. OPET kurulduğu günden bu yana ülkemiz akaryakıt sektörünü dönüştürüyor çünkü OPET gerçekten insan odaklı ve sosyal bir marka… Tüketicilerimize tüm mesajlarımızı bu slogan üzerinden vereceğiz. Cüneyt Bey’in de aktardığı gibi bugün OPET sayesinde hepimizi mutlu eden tuvalet standardına sahibiz. Bu dönüşüm hikayesi, son yıllarda kadın istihdamına katkı sunan Kadın Gücü Projesi ile başka bir dönüşüm hikayesi içeriyor. Keza OPET’in marketçilikteki yeni lansmanı Ultramarketler de bambaşka bir dönüşüm hikayesi… Bu hikayelerimizi, OPET’in neleri değiştirdiğini anlatmak için tarihimizin en kıymetli noktalarından biri olan, ülkemiz reklamcılık tarihinin de en başarılı izlerinden olan 2005 dönemimizi kerteriz aldık. Sevgili Cem Yılmaz’la tam 15 yıl sonra 2’nci dönem çalışmaya başlamamızın sebebi bu dönüşüm hikayesini geçmişten geleceğe taşımak. Geçtiğimiz 15 senede değişmeyen tek şey olan müşteri memnuniyetindeki liderliğimizi nasıl sürdüreceğimizi, önümüzdeki 2 yıllık dönemde ülkemizin yetiştirdiği en kıymetli sanatçıların başında gelen sevgili Cem Yılmaz ile anlatacağız.”

Cem Yılmaz ise OPET ile bir gönül bağı olduğunu altını çizerek “OPET Yapar Her Şey Değişir” diyerek söze başladı ve şöyle konuştu:  “Bir ürünü, hizmeti tanıtırken eğer özgüvenli bir marka ile çalışıyorsanız bu çok önemli bir konfor ve bir mutluluk. OPET ile ilk çalıştığım yıllarda yaptığımız o güzel filmler hep bu özgüvenin eseri oldu. Muhatabını ciddiye alan bulunduğu sektöre değer katan, standart belirleyen profesyonellerle çalışmak beni hep daha iyisini yapmaya teşvik ediyor. OPET az ile yetinmeyen çalışkan insanların markası.15 yıl sonra tekrar birlikte olmak benim için bir gurur vesilesi… Her şeyi değiştirmeye geliyoruz.”

İmza töreninde iki yıl boyunca OPET reklamlarında yer alacak olan Cem Yılmaz’la basın toplantısına özel olarak çekilen ve geçmişle bugün arasında köprü kuran film de gösterildi. “Asfalt ağladı… Alırım anahtarını… Araba konuştu” gibi hala çok konuşulan repliklere gönderme yapan filmde Rahmi Koç Müzesinde sergilen GITT (Güzel İnsan Taşıma Taşıtı) ve Mike da yer alıyor.  Basın toplantısı, OPET Genel Müdürü Cüneyt Ağca ve Cem Yılmaz tarafından işbirliğine ilişkin imzaların atılmasıyla sona erdi.

Plastik üretiminde yüzde 3,4 artış yaşandı

2019 yılına olumsuz bir tabloyla başlayan ve üç çeyrek üst üste üretim rakamlarında gerileme gören plastik sektörü için yılın son çeyreğinde gelen büyüme 2020 yılı için umut oldu. PAGEV’in yayınladığı 2019 yılı Plastik Sektörü İzleme Raporu verilerine göre sektör son dönemeçte üretimde yaşanan artış trendi ile birlikte geçtiğimiz yılı bir önceki yıla kıyasla miktarda yüzde 3,4 artışla 9,46 milyon ton; değerde ise yüzde 2,5 azalışla 33,4 milyar dolarlık üretimle kapattı. Plastik sektörü, moralli başladığı 2020 yılında üretimde yüzde 4 artış bekliyor. 

Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) verilerine göre 2019 yılında plastik mamul üretimi bir önceki yıla kıyasla miktarda yüzde 3,4 artışla 9,46 milyon tona yükselirken değerde ise yüzde 2,5 düşüş ile 33,4 milyar dolar olarak gerçekleşti. Değer bazındaki düşüşte plastik mamul birim fiyatlarındaki gerileme etkili oldu. Geçen yılın ilk üç çeyreğinde bir önceki yılın eş dönemlerine kıyasla gerileyen plastik mamul üretiminin yılın son çeyreğinde artış trendine girdiği ve yılı 2018 yılına kıyasla artışla kapattığı görüldü. Buna rağmen sektörün üretimi 2017 yılı rakamlarının gerisinde kaldı.

Plastik üretiminde ambalaj başı çekti

2019 yılına alt sektörler bazında bakıldığında 9,46 milyon tonluk toplam plastik mamul üretimi içinde yaklaşık 3,8 milyon ton ile plastik ambalaj malzemelerinin başı çektiği, plastik inşaat malzemeleri üretiminin ise 2,1 milyon ton ile plastik ambalaj malzemelerini takip ettiği görüldü.

Plastik işleme makinelerinde olumsuz tablo devam ediyor

Plastik işleme makineleri sektöründe 2019 yılında 2018 yılına kıyasla üretim yüzde 17, ithalat yüzde 33, ihracat yüzde 19 ve yurtiçi satışlar yüzde 27 geriledi.

2019 yılında plastik sektörünün makine ve teçhizat yatırımları 2018 yılına kıyasla yüzde 27 gerileyerek 730 milyon dolara indi.

Yılsonunda iç pazar hareketlenmeye başladı

Plastik mamul iç pazar tüketimi 2019 yılında bir önceki yılın aynı dönemine göre miktarda yüzde 2,6 artışla 8,1 milyon tona ulaşırken değerde ise yüzde 3,5 azalışla 31,1 milyar dolara düştü.

İhracattaki artış beklentilerin altında kaldı

Geride bıraktığımız yıl plastik mamul ihracatı miktarda yüzde 5,1 artışla 2 milyon ton, değerde ise yüzde 0,8 yükselişle 4,9 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2019 yılında sektörün en büyük ihracat pazarları Irak, Almanya, İngiltere, İsrail ve ABD oldu.

Plastik sektörünün 2019 yılı mamul ihracatında en fazla payı alan ürün grubu esnek ambalajlar oldu. Geçen yıl 1,1 milyar dolar değerinde 456 bin tonluk esnek ambalaj ihracatı gerçekleştirildi. Bu rakamlarla toplam plastik mamul ihracatının miktarda yüzde 23, değerde ise yüzde 22’sini esnek ambalajlar sırtladı. Esnek ambalajların hemen ardından eşya taşıma ambalajı için kullanılan plastik mamüller geldi. Bu iki ürün grubu geçen yılki toplam plastik mamul ihracatının miktar bazında yüzde 45’ini değer bazında ise yüzde 43’ünü oluşturdu.

Plastik sektörü mamulde dış ticaret fazlası veriyor

Aynı dönemde plastik mamul ithalatı miktarda yüzde 1,7 azalışla 559 bin ton ve değerde yüzde 8,2 gerileme ile 2,5 milyar dolar olarak gerçekleşti. İthalatta öne çıkan ülkeler; Almanya, Çin, İtalya, Fransa ve G. Kore olarak sıralandı.

Geride bıraktığımız yıl 7 milyon ton ve 9 milyar dolarlık plastik hammadde ithalatı yapıldı. Bu dönemde yerli hammadde üretimi ise 1,14 milyon ton seviyesinde kaldı.

Plastik mamul sektöründe 2019 yılında miktarda yüzde 8,1 artışla 1,4 milyon ton ve değerde yüzde 13,2 yükselişle 2,3 milyar dolar dış ticaret fazlası verildi.

2020 yılında plastik mamul üretiminde miktar bazında yüzde 4 büyüme bekleniyor

2020 yılında makro ekonomideki beklentilere paralel olarak plastik mamul sektöründe üretimin miktar bazında yüzde 4, ithalatın yüzde 1, ihracatın yüzde 5 ve yurtiçi tüketimin ise yüzde 4 artacağı tahmin ediliyor.

Karalama, dönüştür!

Türkiye plastik sektörünün 2019 yılı performansını değerlendiren PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu şunları söyledi: “Çok zor bir yılı geride bıraktık. Üst üste yaşadığımız büyümedeki gerileme sektörümüz açısından moral bozucuydu. Yılın sonuna yaklaşırken gerilemedeki yavaşlamayı 2020 yılı için toparlanma sinyali olarak kabul ediyoruz. Sanayicimizin moralinin yükselmesi üretime olumlu yansıdı. Ancak ihracat ne yazık ki beklediğimiz hızda artmıyor. Sektörümüzün büyümesinde ihracat önemli bir paya sahip. Bu gerçekten hareketle 2020 yılında daha fazla ihracat diyeceğiz. Plastik işleme makinelerindeki zayıf görünüm de hala devam ediyor. Geçen sene sektördeki makine ve teçhizat yatırımları 2018 yılına kıyasla yüzde 27 gerileyerek 730 milyon dolara indi. Sektörün geleceğinde teknoloji yatırımları büyük önem taşıyor. Yılın ilerleyen aylarında plastik işleme makinelerinde de üretime paralel bir toparlanma bekliyoruz.”

Sektör ile ilgili karalama kampanyalarının olumsuz tabloda önemli bir payı olduğunu belirten Yavuz Eroğlu; “Plastik düşmanlığı ile ülke ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri yok edilmeye çalışılıyor. Sorumsuzca yapılan karalamalar üretime, ihracata, istihdama zarar veriyor. Plastik düşmanlığı demek insanların ucuz ve kaliteli ürüne ulaşmasının engellenmesi demek. Kimse unutmasın ki plastik çevreye zarar vermez, bilinçsiz tüketim zarar verir. Sadece plastikler değil hiçbir ambalajın, alışveriş poşetinin doğada işi yok… Çevre bilinci, tüketilen her ürünü yeniden nasıl ekonomiye kazandırabilirim diye sorarak başlayacak. Geçtiğimiz yıl start verdiğimiz “Plastiklerin hayatımızda işi çok, doğada yeri yok” kampanyası ile yaptığımız çağrımızı tekrarlıyor, herkesi geri dönüşüm zincirinin bir halkası olmaya davet ediyoruz.”

Naturelgaz, SPK’ya halka arz için esas sözleşme değişikliği başvurusu yaptı

Global Yatırım Holding iştiraki Naturelgaz halka arz yolunda. Türkiye taşıma doğalgaz pazarının lider oyuncularından Naturelgaz, esas sözleşmesinde halka arza yönelik değişiklik yapmak için Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) başvurdu.

Türkiye taşıma doğalgaz pazarının lider oyuncularından Global Yatırım Holding iştiraki Naturelgaz, esas sözleşmesinde halka arza yönelik değişiklik yapmak için Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) başvurdu. Sıkıştırılmış + sıvılaştırılmış doğal gaz pazarında yaklaşık %20 pazar payı ile sektörde önde gelen şirket; fabrikalar, enerji üretim tesisleri, oteller, asfalt üretim tesisleri gibi endüstriyel ve ticari müşterilere ve aynı zamanda ekonomik veya coğrafi kısıtlamalar nedeniyle doğal gaz boru hattına erişimi olmayan şehirlere/kasabalara (haneler) dökme CNG satışı ve dağıtımı yapmakta. Naturelgaz, Türkiye’deki yüksek CNG dolum kapasiteli tesis ağına, geniş CNG dağıtım filosuna ve büyük CNG stoklama alt yapısına sahip. Naturelgaz CNG alt yapısı 12 CNG tesisi, 4 diğer tedarik istasyonu, 50,200 CNG silindiri ve 47 CNG kompresörlerinden oluşuyor.

Global Yatırım Holding tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamada, “Şirketimizin, yüzde 95,496 oranında bağlı ortaklığı olan Naturelgaz Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin halka arzına yönelik olarak 20.01.2020 tarihinde Naturelgaz Sanayi ve Ticaret A.Ş. Şirket Esas Sözleşmesi’nin Sermaye Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat hükümlerine uygun hale getirilmesi amacıyla Sermaye Piyasası Kurulu’na izin başvurusunda bulunulduğu Naturelgaz Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından Şirketimize bildirilmiştir” denildi.

Taşıma doğalgaz pazarında yaklaşık yüzde 20 pazar payına sahip

Ana istasyon altyapısı ve dökme gaz satış hacmi bakımından Türkiye ve Avrupa’nın önde gelen CNG (Sıkıştırılmış Doğal Gaz) dağıtım şirketlerinden biri olan Naturelgaz, 2018 yılında 138 milyon santimetreküp CNG dağıtımı yaparak, Türkiye’deki boru hattı dışındaki toplam doğal gaz pazarından %16,9 pay aldı. Şirket’in kendi dolum tesislerinin bulunduğu bölgelerdeki pazar payı %25,5 oldu. 

2018, Naturelgaz için kuvvetli bir toparlanma aynı zamanda önemli ve devamlılık arz eden mali gelişmeler içeren bir sene oldu. Şirketinin gelirleri spot gaz ticareti hariç yüzde 32,0 artarak 242,1 milyon TL, FAVÖK’ü ise neredeyse dört katına çıkarak 40,0 milyon TL seviyelerinde gerçekleşti. Maliyetlerdeki gerileme ve iki yıl vadeli riskten korunma sözleşmesinin dolması ile daha uygun fiyatlarla alım yapılabilmesi sayesinde FAVÖK marjı 2018 yılında 11 puan artış gösterdi. 2019’da da güçlü performansını devam ettiren Naturelgaz’ın gelirleri yılın ilk 9 ayında yıllık bazda neredeyse iki kat artarak 325,2 milyon TL olarak gerçekleşti. Aynı dönemde gaz işkolu maliyet yönetiminde alınan verimlilik önlemleri ve güçlü gelir artışı ile geçen yıla kıyasla üç kata yakın artışla 82,3 milyon TL FAVÖK açıkladı. 

2018’de 800 milyon metreküp büyüklüğünde olan Türkiye taşıma doğalgaz pazarı, ulusal toplam doğalgaz tüketimin yaklaşık yüzde 2’sini oluşturuyor. Bu pazarın başlıca oyuncularından biri olan Naturelgaz, toplam taşıma doğalgaz pazarında yaklaşık yüzde 20 pazar payına sahip.