25.1 C
İstanbul
Cumartesi, Haziran 7, 2025
Ana Sayfa Blog Sayfa 20

Türk Devlet Teşkilatında enerji işbirliği

Giriş

Gelecek vadeden bir birliktelik olarak nitelenen “Türk Devletler Teşkilatı (TDT)”; bilindiği üzere Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan’ın üye ülke olarak ve Türkmenistan ile Macaristan’ın gözlemci ülke olarak bulunduğu ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’nin davetli olarak yer aldığı, Uluslararası Türk Devletleri kuruluşudur (Şekil 1).

Şekil 1 Türk Devletler Teşkilatı Ülkeleri

Dünyanın önemli bir coğrafyasında vücut bulan TDT; kronolojik olarak bakıldığında 1990’lı yıllarda başlayan ilişkilerin sonucu ortaya çıkmıştır denebilir.  3 Ekim 2009 Tarihinde “Türk Dili konuşan Ülkeler” Zirvesinde Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan arasında imzalanan “Nahçıvan Anlaşmasıyla” TDT’nin temelleri atılmıştır. Eylül 2019’da Özbekistan birlikteliğe üye ülke olarak katılmış, Macaristan gözlemci ülke olarak kabul edilmiştir. Kasım 2021’de ise İstanbul Zirvesi’nde, bu birliktelik bugünkü (Türk Devletler Teşkilatı “TDT”) adını almış ve Türkmenistan gözlemci ülke statüsünde katılmıştır.  KKTC de Teşkilatın toplantılarına davet almaktadır.

Türk Devletleri Arasında Enerji İşbirliği

TDT ülkeleri arasında işbirliğinin hızlı olarak nitelenebilecek şekilde geliştiği gözlenmektedir. İşbirliği alanları arasında; ekonomi, ticaret, finans, kültür, sosyal, ulaşım, enerji vb. gibi hemen her konu yer almaktadır. Enerji konusundaki işbirliği; dünyada enerjinin giderek önem kazandığı günümüzde, ayrı bir önem taşımaktadır.

Enerji konusundaki önemli vurgulamaların 2023 yılında toplanan zirvede özellikle yapıldığı gözlenmiştir. Söz konusu Zirvede, Türkiye Cumhurbaşkanı tarafından enerji güvenliğinin sağlanması ve bu konuda işbirliği alanlarının belirlenmesinin öncelikli olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca, enerji ve ulaştırma alanındaki işbirliklerinin kalıcı hale getirilmesi ve kazanca dönüştürülebilecek potansiyel fırsatlar da dile getirilmiştir. 

Son olarak, 2024 Yılında da yine enerji politik manada gelişmeler yaşanmıştır. Bu bağlamda 11-12 Mart 2024’te Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’ta gerçekleştirilen “Türk Devletleri Teşkilatı Konseyi”nde katılımcı Türk Devletleri, enerji işbirliği konusunu ele almış bulunmaktadırlar. Konu ile ilgili olarak Türkmenistan’ın enerji kaynakları konusundaki yeri betimlenmiş ve TDT üye ülkelerine doğal gaz ve elektrik ihracatı konusunda sahip olduğu potansiyel üzerinde durulmuştur. Ayrıca, kendi kendine yeterli olma işbirliği modeli de gündeme getirilmiştir.

Takiben Mayıs 2024 başında da yine enerji konusunda önemli bir gelişme yaşanmıştır. Şöyle ki; Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te, Azerbaycan, Kazakistan ve Özbekistan arasında “Enerji Sistemlerinin Entegrasyonu Konusunda İşbirliği Mutabakat”ı imzalandığı duyurulmuş bulunmaktadır. İlaveten, söz konusu devletler arasında, enerji sistemlerinin entegrasyonu ile beraber yenilenebilir enerji kaynaklarının verimli kullanımının sağlanması konusunda da önemli bir aşama kaydedilmiş olmaktadır.

Bu gelişme ile yeşil enerjinin üretimi ve Azerbaycan toprakları üzerinden Avrupa’ya ihracatı konusunda da yol alınmış olmaktadır. Bir başka deyişle, söz konusu Mutabakat’ın TDT ülkeleri arasında, (enerji sistemlerinin entegrasyonu ve yenilenebilir kaynakların verimli kullanımının düzenlenmesi ile) enerji ihracatı için ortak hedeflerin uygulanmasını teşvik edici bir merhale kaydedilmiş olmaktadır denebilir. Bu bağlamda, Hazar Denizi’nin altından döşenecek yüksek gerilim kablosu ile enerji sistemlerini birbirine bağlama olanaklarının incelenmesinin söz konusu olduğu da ifade edilmiş bulunmaktadır.

Öte yandan, TDT ülkeleri arasında bazı enerji bağlantı sistemleri zaten bulunmaktadır. Bunlardan biri Azerbaycan ile Türkiye arasında var olan Bakü-Tiflis Ceyhan (BTC) Petrol Boru Hattı’dır. Bu hat 2006’da devreye alınmış olup, günümüzde sadece Azerbaycan’ın değil Türkmenistan ve Kazakistan’dan Hazar Denizi üzerinden (deniz yoluyla) Azerbaycan’a ulaştırılan petrolün de dünya pazarlarına bu yolla ulaştırılabilmesi mümkün olabilmektedir.

Burada üzerinde durulması gereken önemli bir boru hattı “Güney Gaz Koridoru” adıyla anılan doğal gaz boru hattıdır. Bu hat üç bölümden oluşmaktadır. Hattın en uzun bölümü Türkiye’deki kısmı olup bilindiği üzere TANAP (TransAnatolia Pipeline) olarak anılmaktadır. TANAP doğal gaz boru hattı, “Güney Kafkasya Doğal Gaz Boru Hattı” (SCP) ile Azerbaycan’dan Türkiye’ye ulaşan doğal gazı, Anadolu’yu doğudan batıya (baştan başa) 1850 km kat ederek Yunanistan sınırına ulaştırmaktadır.

TANAP ile Yunanistan sınırına varan doğal gaz, TAP (Trans Adriatic Pipelines) doğal gaz boru hattı ile Arnavutluk ve İtalya’ya ulaşmaktadır. Böylece 2020’de devreye alınan “Güney Gaz Koridoru” vasıtasıyla Hazar doğal gazı Avrupa’ya ulaştırılmış olmaktadır. Ukrayna Savaşı’ndan sonra bu hattın önemi daha da artmıştır. Nitekim Avrupa Birliği (AB) – Avrupa Komisyonu Başkanı, Azerbaycan’ı Temmuz 2022’de ziyaret ederek doğal gaz akışının artmasını talep etmiştir.   

Burada şunu da belirtmek gerekir ki; Bakü-Tiflis Ceyhan Hattı ve Güney Gaz koridoru ile hem Türkiye’nin ihtiyacı olan enerji kaynağı karşılanmakta ve hem de bölge dışına ihracat gerçekleştirilebilmektedir. Bu bakımdan bu iki hat, biri petrol ve diğeri doğal gaz transferi açısından ehemmiyetle üzerinde durulması gereken enerji hatları olmaktadırlar.

Ayrıca, Bakü-Tiflis- Erzurum doğal gaz boru hattı Türkiye’nin ihtiyacına yönelik olarak inşa edilmiş bir enerji hattıdır. Bu hat, BTC hattına paralel olarak aynı güzergahta inşa edilmiş olup, Hazar Denizi’ndeki Şah Deniz rezervlerini Erzurum’a ulaştırmaktadır. 2007’de gaz akışı başlayan söz konusu bu doğal gaz boru hattından gelen doğal gaz, Erzurum’da Türkiye’nin iç doğal gaz dağıtım ağına bağlanmaktadır.

Bu enerji hatlarından ayrı olarak Iğdır-Nahçıvan doğal gaz boru hattı gündeme gelmiştir.              2. Karabağ Savaşı sonrasında Azerbaycan’ın Karabağ topraklarını geri almasıyla Azerbaycan’a bağlı bir bölge olan Nahçıvan’a, Azerbaycan doğal gazının Türkiye üzerinden ulaştırılmasını sağlayacak bir hat olarak düşünülmüştür. Türkiye Azerbaycan arasında imzalanan anlaşma çerçevesinde söz konusu bu boru hattının 2023’de temeli atılmıştır. Böylelikle, İran’dan doğal gaz ihtiyacını karşılayan Nahçıvan, bu boru hattının hayata geçirilmesiyle artık kendi ülkesi olan Azerbaycan doğal gazını kullanır hale gelecektir.

Bunlara ilave olarak Azerbaycan Türkiye ortaklığında STAR Rafinerisi Aliağa’da kurulmuştur. Rafineri, esas itibariyle jet motor yakıtı üretmek üzere tasarımlanmıştır. 2018 yılında ilk ham petrolü işleyen tesis, 2019 yılında Türkiye’nin beşinci büyük sanayi kuruluşu durumuna gelmiştir.

Sonuç

Görüldüğü üzere; Türk Devletleri, farklı konularda olduğu gibi enerji konusunda da işbirliğini başarı ile hayata geçirmek üzere önemli aşamalar kat etmektedirler. Özellikle Türkiye ile Azerbaycan arasında hayata geçirilmiş olan ve devam eden projeler “Türk Devletler Teşkilatı” için de önemli alt yapı enerji sistemlerini oluşturma niteliği taşımaktadır.

“Türk Devletler Teşkilatı” üye ülkelerinden Türkiye dışındaki ülkeler, enerji kaynağı ülkeleridir. İlaveten gözlemci ülke durumundaki Türkmenistan da yine önemli bir enerji kaynağı ülkesi durumunda olup özellikle doğal gaz konusunda dünyanın en önde gelen ülkeleri arasında yer almaktadır.

Bu bağlamda, Hazar Denizi altından Türkmenistan’ın Azerbaycan’a bağlanması doğal gaz akışını çok daha kolay ve verimli hale getirecektir. Keza Kazakistan ve Özbekistan rezervlerinin de bu hatta bağlantısının sağlanması da mümkün olabilecektir. “TransHazar Enerji Boru Hattı” olarak planlanan böylesi bir hat, “Türk Devletler Teşkilatı” için son derece stratejik önem taşıyacaktır. Zira, Azerbaycan ve Türkiye üzerinden, Orta Asya enerji kaynaklarının Avrupa’ya ulaşması güvenilirlikle sağlanabilmesi mümkün olacaktır.

Burada şunu da belirtmek yerinde olacaktır ki; TDT arasında oluşacak enerji ağı, sadece boru hatları ile olmayacaktır. Özellikle, son dönemde imzalanan mutabakatlarla elektrik iletim hatlarıyla da enerji transferini sağlayabilecek potansiyele sahip olunabileceği anlaşılmaktadır. Bir başka deyişle, TransHazar hattı çok yönlü ve çok amaçlı düşünülmektedir. Nitekim son yaşanan gelişmeler de, TDT ülkelerinin bu yönde inisiyatif kullanmakta olduklarını göstermektedir.

Gelinen bu son durum, özellikle Ukrayna Savaşı ve Gazze’de yaşanan elim olaylardan sonra, enerji geçiş bölgelerinde ve yol güzergahlarında ortaya çıkan sorunlar nedeniyle artan bir konjüktürel ehemmiyet kazanmış bulunmaktadır. Böylelikle, zaman içinde Türk Devletleri, hem kendi aralarında işbirliğiyle iç gereksinimlerini karşılamak ve hem de Avrupa’nın enerji güvenliğinin sağlanmasında anahtar konuma geliyor olabilecektir.

Öz olarak ifade edilmek istenirse; “Türk Devletler Teşkilatı”, enerji konusundaki işbirliği ve alt yapı yapılanmasıyla enerji kaynağı açısından hayli sorunlar yaşayan Avrupa ülkeleri için Türkiye’nin jeopolitik konumunun kazandırdığı konjüktürel durum kapsamında kapalı bir havza olan Orta Asya bölgesinden yeni ve stratejik bölgesel ulaştırma ve tedarik zincirlerinin geliştirilmesini olanak verecek ve aynı zamanda AB ülkelerinin enerji güvenliğinin sağlanmasında da stratejik rol üstlenmiş olacaktır.

Prof. Dr. A. Beril TUĞRUL

Rüzgar santrali eğitimleri başlıyor

0

Türkiye’nin lider özel sektör elektrik üretim şirketi Enerjisa Üretim, Enercon iş birliği ile kadın istihdamında öncü adım gerçekleştiriyor. “Rüzgarı Enerjiye Dönüştüren Kadın Teknisyenler” programıyla enerji sektöründeki kadın teknisyen sayısını artırmayı ve sektöre yenilikçi bir bakış açısı kazandırmayı hedefliyor.

HABER: Ferhat Yıldırım

Bilgi birikimini sürekli geliştiren, standartları belirleyen ve sektörün geleceğine yön veren enerji şirketi olma amacıyla projeler geliştiren Enerjisa Üretim, enerji sektöründe fırsat eşitliği sağlamak ve kadın istihdamını artırmak amacıyla “Rüzgarı Enerjiye Dönüştüren Kadın Teknisyenler” programını duyurdu. Aday değerlendirme sürecinin ardından 1 Temmuz itibarıyla başlayacak ve 8 hafta sürecek olan teknik eğitim programında, katılımcılar teknik bilgi ve yetkinliklerini geliştirme fırsatı bulacaklar. Program, enerji sektöründeki en yeni teknolojik gelişmeleri yakından tanıma imkanı sunarken, santral gezileri ve liderlerle gerçekleştirilen buluşmalar sayesinde çeşitli öğrenme deneyimleri de kazandıracak. Rüzgar santrallerinde geleceğe yön verirken, bu eğitim ve çalışma imkanları ile katılımcılar kariyer yolculuklarına sağlam bir başlangıç yapacaklar.

Rüzgar santralindeki tüm çalışanların kadınlardan oluşması hedefleniyor

Eğitimler sonunda, sektörde çalışmak üzere kadın teknisyenler Enerjisa Üretim ve Enercon’un işleteceği rüzgar santralinde istihdam edilecek. İşletme teknisyen ekibi ve   servis teknisyen ekibi, sadece kadınlardan oluşacak ve çalışanlar, işletme süreçlerinin her aşamasında aktif rol alacaklar. Katılımcılar, Türkiye’nin önde gelen rüzgar enerjisi uzmanlarından eğitim alarak, rüzgar santrallerinde pratik deneyim kazanma şansı elde edecekler. 

Enerjisa Üretim İnsan ve Kültür Genel Müdür Yardımcısı Ayşegül Gürkale, ” Enerjisa Üretim olarak 2019 yılında BM Küresel İlkeler sözleşmesi (UN Global Compact) ve Birleşmiş Milletler Kadının Güçlenmesi Prensipleri (WEPs) imzacısı olduk. Yine Enerjisa Üretim olarak kariyerine güçlü bir adımla başlamak isteyen kadın öğrencilere destek vermeyi hedefleyen ‘Womentum’ programını düzenliyoruz. Bir diğer programımız olan ‘Rüzgarı Enerjiye Dönüştüren Kadınlar’ projemizle yeni mezun kadın mühendislerin sektörümüz için yetiştirilmesini amaçlıyoruz. Kadın istihdamı odaklı bu yolculukta ilerlerken yeni yapılacak olan santrallerimizden birini, güvenliğinden işletme operatörüne, bakım teknisyeninden mühendisine tüm kadroları kadınların yönettiği bir santral haline getirmek istiyoruz. Bu da bir pozitif ayrımcılık değil zihinlerdeki önyargıyı kaldırmak, kadınların uçtan uca bu işi yapabileceğini aslında işin kadını erkeği olmadığını göstermek. Toplumsal cinsiyet eşitliği enerji dönüşümü hamleleri adına çok önemli bir yerde duruyor. Enerjisa Üretim olarak, dönüşümün yaşanması ve önyargıların ortadan kalkması için bu konuda kararlıyız ve konuya sahip çıkıyoruz.” dedi.

Yapay zekada şaşırtıcı gelişmeler yaşanıyor

0

Ekmob Kurucusu ve CEO’su Sunay Şener, yapay zekada her gün şaşırtıcı gelişmeler yaşandığını belirterek, şirketlerin yapay zekayı hangi süreçlerde işlerine entegre edeceklerini bugünden itibaren tasarlaması gerektiğini belirtti.

HABER: Ömer Faruk Yıldırım

Yapay zekanın algoritmik gelişime göre şu anda 4 yaşındaki bir çocuğun yeteneklerine sahip olduğunu vurgulayan Ekmob Kurucusu ve CEO’su Sunay Şener,” Yapay zekanın önünde daha çok yol var. Yapay zekayı şirketler çok hızlı bir şekilde anlamalı ve hangi süreçlerde işlerine entegre edeceğini bugünden itibaren iyi tasarlamalı.” dedi.

Eskiden tecrübeyle ve zamanla kazanılan yeteneklerin bugün yapay zeka ile elde edebildiğini de sözlerine ekleyen Şener, “Yapay zeka her an yeni gelişmelere gebe. Örneğin; çok büyük bir telefon markası Google ile birlikte yapay zeka üzerinden yeni bir program geliştirdi. Siz Çin’deki birine telefon açtığınızda, sizin konuşmanızı Çince’ye, oradan gelen konuşmayı da sizin dilinize çevirebiliyor. Böylece bir KOBİ olarak global pazarda bir ithalat veya ihracat yapacağınız zaman işleriniz inanılmaz derecede kolaylaşıyor. Dil sorunu da bir şekilde ortadan kalkmış oluyor.

Önümüzdeki dönemde Akıllı Asistanların hayatlarımıza daha fazla gireceğini öngörüyoruz. Günümüzde yapay zeka iş süreçlerimizin içerisine girerek, bizimle beraber çalışmaya ve bize asistanlık yapmaya başladı. Maillerinizi okuyup onlara cevap veriyor, o cevabın içinde ihtiyacı olan bir doküman varsa onu sizin adınıza hazırlıyor ve destek veriyor. Bu da hem işletmelere hem de KOBİ’lere ciddi zaman tasarrufu sağlıyor. Biz de Ekmob olarak bu asistanın AR-GE çalışmalarını bitirmek üzereyiz. KOBİ’ler ve işletmeler telefonuyla konuşarak ve örneğin; “Son 1 ayda ziyaret etmediğim müşteriler kimler” veya 50 bin TL’den fazla borcu olan müşterilerim kimler?” diye sorduğunda, bu cevaplar çok hızlı bir şekilde cep telefonunda önüne gelecek. Önümüzdeki dönemde bu değişimleri çok daha fazla gözlemleyeceğimiz.” şeklinde konuştu.

STAR Rafineri sektör birincisi oldu

0

SOCAR Türkiye grup şirketlerinden STAR Rafineri, TİM’in açıkladığı “2023 İhracat Şampiyonları” listesinde 3. sırada yer alırken, Kimyevi Maddeler ve Mamülleri kategorisinde sektör birincisi oldu. 

Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) “2023 İhracat Şampiyonları” ödül töreni,  Haliç Kongre Merkezi’nde, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle gerçekleştirildi. Törende, 2023 yılında en çok ihracat yapan ilk 10 firmaya ödülleri takdim edildi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) açıkladığı “2023 İhracat Şampiyonları” listesinde, Türkiye’nin en büyük doğrudan dış yatırımcısı ve en büyük entegre endüstri grubu SOCAR Türkiye grup şirketlerinden STAR Rafineri, Türkiye genelinde mal ihracatı tutarına göre belirlenen “2023 İhracat Şampiyonları” listesinde 3. sırada yerini aldı. STAR Rafineri ayrıca, Kimyevi Maddeler ve Mamülleri kategorisinde sektör birincisi oldu. 

STAR Rafineri’nin ihracat şampiyonu ödülü, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından SOCAR Başkanı Rovshan Najaf’a takdim edildi. STAR Rafineri’nin, Kimyevi Maddeler ve Mamülleri kategorisinde sektör birinciliği ödülü ise Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanı Ömer Bolat tarafından SOCAR Başkanı Rovshan Najaf’a takdim edildi. 

Azerbaycan Ulusal Lideri Haydar Aliyev’in “Tek millet, iki devlet” sözünü temel alan Azerbaycan-Türkiye ilişkileri her alanda hızla gelişmektedir. İki kardeş ülke Azerbaycan ve Türkiye’nin enerji sektörünün gelişimine katkı sağlamak amacıyla SOCAR’ın Türkiye’deki faaliyetleri de kararlıkla devam etmektedir. SOCAR Türkiye’nin aldığı ödüller de SOCAR’ın Türkiye’deki faaliyetlerine verilen desteğin ve önemin ne kadar büyük olduğunun açık bir örneğidir.

SunExpress’e hizmet ihracatı ödülü verildi

SunExpress, 2023 yılında hizmet ihracatına en fazla katkı sağlayan ilk üç şirket arasında yer aldı. 

Türk Hava Yolları ve Lufthansa’nın ortak kuruluşu SunExpress, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından bu yıl 31.’si düzenlenen İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni’nde, 2023 yılında Türkiye genelinde hizmet ihracatına en fazla katkı sağlayan ilk üç şirket arasında yer alarak ödül almaya hak kazandı. 

Geçtiğimiz yıl 12 milyondan fazla yolcu taşıyarak yeni bir rekora imza atan SunExpress’in, Türkiye’ye sağladığı döviz getirisi de 1,8 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Cumhurbaşkanı ve bakanların katılımıyla İstanbul’da gerçekleşen törende SunExpress Genel Müdür Yardımcısı Tuncay Eminoğlu’na ödülü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve TİM Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Gültepe verdi.   

Ödüle ilişkin değerlendirmede bulunan SunExpress Genel Müdür Yardımcısı Tuncay Eminoğlu, “SunExpress olarak, 35 yıldır Türkiye turizmine, ekonomisine ve istihdama katkı sağlamaya devam ediyoruz. 2023 yılında bir önceki yıla göre yolcu sayımızı yüzde 18 artırarak 12,6 milyon ile rekor yolcu sayısına ulaştık ve ülkemizin turizm hedeflerine katkı sağladık. 2023 yılında Türkiye’ye sağladığımız döviz getirisini de bir önceki yıla kıyasla yüzde 30 artırarak 1,8 milyar dolara ulaştırdık. SunExpress adına aldığım bu ödül ile bu yıl da hizmet ihracatında Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden biri olmaktan dolayı mutluluk duyuyoruz” dedi.

35 ülkede 200’den fazla noktaya tarifeli seferler sunan hava yolu, bu yıl 15 milyon yolcu taşımayı hedefleyerek Türkiye’nin turizm hedeflerine katkısını sürdürmeye devam ediyor.  

Arazi tipi GES yatırımı ile geleceğin enerjisi üretiliyor

Genel Müdürlük ile otomotiv satış ve servis şubelerinde enerji ihtiyacını yenilenebilir kaynaklardan sağlayan Otokoç Otomotiv, son olarak Niğde’de hayata geçirilen 17,4 GWh/yıl üretim kapasiteli GES (Güneş Enerji Santrali) projesi yatırımı ile sıfır emisyonlu elektrik tüketiyor.

Türkiye’nin öncü ve lider mobilite şirketi Otokoç Otomotiv, Koç Holding’in 2050 karbon nötr olma hedefiyle yürüttüğü Karbon Dönüşüm Programı kapsamında, iklim değişikliğiyle mücadele ve karbon emisyonlarının azaltılması için faaliyetlerine kararlılıkla devam ediyor. Genel Müdürlük ve perakende şubelerinde elektrik ihtiyacını yenilenebilir kaynaklardan sağlayan Otokoç Otomotiv, son olarak Niğde’de hayata geçirilen 17,4 GWh/yıl üretim kapasiteli GES (Güneş Enerji Santrali) projesi yatırımı ile sıfır karbonlu elektrik tüketiyor.

“Yolumuz Geleceğe”

İnsanı, toplumu, çevreyi ve dünyayı önemseyen bir şirket olduklarını, sürdürülebilirliği ana işleri olarak konumlandırarak stratejilerinde önceliklendirdiklerini belirten Otokoç Otomotiv Lideri İnan Ekici konuyla ilgili görüşlerini şu sözlerle dile getiriyor: “Güneş Enerji Santrali yatırımı ile 17,4 GWh/yıl elektrik enerjisi üreterek toplamda 19,4 GWh/yıl elektrik enerjisi sağlayabilen yani Otokoç Otomotiv’in Türkiye’deki lokasyonlarının tamamının ihtiyacı olan elektriği güneş enerjisinden sağlayabilen kapasiteye ulaştık. Aynı zamanda gerçekleştirdiğimiz bu yatırımlar ile yıllık 8.411 tonluk CO2e salımının önüne geçiyoruz. Koç Topluluğu şirketleri arasında faaliyete geçen ilk arazi tipi GES tesisi olma özelliği taşıyan bu projede tüm süreçlerin koordinasyonunu sağlayan iş ortağımız EntekSENS’e ve yerli güneş panellerimizin üretimini gerçekleştiren Arçelik’e çok teşekkür ederiz.

Ayrıca, Manisa’da yeni bir GES arazisi kurulumunu 3 Topluluk şirketimiz ile birlikte gerçekleştireceğiz. Koç Holding’in 2050 yılında karbon nötr olma hedefi doğrultusunda şirketimize düşen sorumlulukların bilincinde olarak düşük karbon ekonomisine geçişe yönelik tüm faaliyetlerimizi artırarak devam etmeyi hedefliyoruz. İklim değişikliğiyle mücadele çalışmalarımız kapsamında, Otokoç Antalya’da 550 MWh/yıl, Otokoç Adana’da 1.050 MWh/yıl ve Otokoç İnönü’de 371 MWh/yıl elektrik enerji üretim kapasiteli çatı GES projelerimizi de devreye almıştık.

Otokoç Otomotiv olarak dünyaya karşı sorumluluklarımızın bilinciyle çalışma arkadaşlarımızı, iş ortaklarımızı ve müşterilerimizi odağımıza alarak; içinde bulunduğumuz toplumun ihtiyaçlarını da gözeterek tüm paydaşlarımızla birlikte sürdürülebilir değer yaratmak için ‘Yolumuz Geleceğe’ diyoruz. Sürdürülebilirliği stratejilerimizin temeline yerleştirirken kurumsal anlamda bütüncül bir şekilde ele alınması ve performansın takip edilmesi amacıyla kurduğumuz Sürdürülebilirlik Komitesi, iç ve dış tüm paydaşlarımız için çalışmalar organize ediyor. Bu yıl yayınlayacağımız ilk sürdürülebilirlik raporumuzun hazırlıklarına devam ediyoruz.”

Otokoç Otomotiv’de Enerji Verimliliği

  • Kurulumu 2023 Ekim’de tamamlanan Niğde’deki 17,4 GWh/yıl elektrik enerji üretim kapasiteli GES yatırımı ile sıfır karbon elektrik üreten Otokoç Otomotiv, iklim değişikliğiyle mücadele ve karbon emisyonlarının azaltılmasına yönelik çalışmalarla öne çıkıyor. Genel Müdürlük ve Antalya şubeleri yeşil bina sertifikası sahibi olan şirketin Antalya şubesi, Amerikan Yeşil Binalar Konseyi’nin değerlendirmesi sonucunda LEED v.4.1 O+M:EB sertifika türünde “Retail: Vehicle Dealership” olarak dünyada ilk Gold sertifikasını almaya hak kazandı.
  • Genel Müdürlük ve perakende şubelerde kullanılan elektriğin tamamı %100 yenilenebilir enerji kaynaklarından tedarik edilirken, 2023 yılında 13,4 GWh/yıl yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik temini ile 5.803 ton sera gazı salımının önüne geçildi.

Ek Projeler

  • Mevcut hava kompresörlerinin invertörlü türde kompresörlerle değişimi: Son iki yılda yapılan tespitler sonrasında Otokoç Otomotiv’in 16 şubesindeki hava kompresörlerinin, invertörlü türde kompresörlerle değişimi sağlandı. Bu değişim sonrasında şu ana kadar toplam 515.270 kWh enerji tasarrufu elde edildi. Enerji verimliliği projesi sayesinde 223 ton CO2e emisyonunun önüne geçildi.
  • Aydınlatmada LED dönüşümü: Son iki yılda Otokoç Otomotiv’in 13 şubesinde gerçekleşen LED aydınlatma dönüşümü sonucunda şu ana kadar toplamda 854.049 kWh enerji tasarrufu sağlandı. Bu sayede 370 ton CO2e emisyonunun önüne geçildi.
  • Cephe ve çevre aydınlatmalarının belirli saatlerde kapanması: 2022 Ağustos ayında devreye alınan bu proje ile şu ana kadar toplam 347.138 kWh enerji tasarrufu sağlandı. Bu sayede 150 ton CO2e emisyonunun önüne geçildi.

Astor Enerji okul yenileme projesini tamamladı

0

Astor Enerji, farkındalık yaratarak toplumsal fayda sağlama kapsamında sosyal sorumluluk projelerini sürdürüyor. Şirket eğitime olan duyarlılığını Haymana’da bulunan Kutluhan İlkokulu’na gerçekleştirdiği anlamlı ziyareti ve destekleriyle gösterdi. Öğrencilerin kırtasiye ihtiyaçlarına destek olan şirket, okulu yeniden boyayarak bahçesini düzenledi. Okula bilgisayar, yazıcı ve projeksiyon gibi ekipmanlar tedarik eden Astor Enerji A.Ş, okulu tamamen yenileyerek öğrencilere daha konforlu bir eğitim alanı sundu.  Bu çalışma ile birlikte Astor Enerji A.Ş. farklı alanlarda sosyal sorumluluk projelerine devam etmeyi hedefliyor.

Yenileme çalışmasının açılışı Astor Enerji A.Ş. çalışanları, Milli Eğitim Müdürlüğü Yetkilileri ile birlikte gerçekleştirildi. Toplumun geleceğini şekillendiren gençlerin eğitim alanlarının düzenli olmasını önemseyen ve desteklerini sürdüren Astor Enerji A.Ş, eylül ayında okula tekrar ziyaret gerçekleştireceklerini vurguladı. 

KÜÇÜK BİR KATKI BÜYÜK BİR UMUT OLABİLİR 

Astor Enerji A.Ş. CFO’ su Olcay Doğan, okullarda bu tür projelerin devamlılığını sağlamayı hedeflediklerini belirterek “Öğrenciler bizim için çok kıymetli, onlar bizim geleceğimiz. Toplumun geleceğini şekillendiren gençlerin ve çocukların eğitimine katkıda bulunmak bizler için oldukça önemli. Kutluhan İlkokulu ile yürütülen sosyal sorumluluk projesi kapsamında öğrencilerin, öğretmenlerin ve okul çalışanlarının yüzündeki mutluluk tarif edilemezdi. Farklı alanlardaki sosyal sorumluluk projelerine ara vermeden devam edeceğiz, unutmayalım ki her küçük katkı, bir öğrencinin hayatını olumlu yönde değiştirebilir ve bir umut olabilir” ifadelerini kullandı. 

Konutlarda yeşil enerji atılımı başlatıldı

Ev teknolojileri sektörünün lider şirketi Arçelik, yenilenebilir enerji dönüşümü atağına Arçelik Enerji Çözümleri Evi projesi ile devam ediyor. Arçelik Enerji Çözümleri Evleri ile konutlarda yeşil enerji dönüşümüne ivme kazandırmayı amaçlayan şirket, enerji çözümlerini sergilediği evlerle, yenilenebilir enerji konusunda farkındalığı artırmayı hedefliyor. 

Arçelik Türkiye Genel Müdürü Can Dinçer, “Türkiye, Avrupa’nın en fazla güneş alan ülkesi. Yıllık güneşlenme süresi ortalama 2.741 saat olarak hesaplanıyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişin iklim kriziyle mücadelede en önemli araçlardan biri olduğunun bilinciyle, 2023 yılında ülkemizde başlattığımız yenilenebilir enerji atılımımızı hız kesmeden sürdürüyoruz. Bugün Türkiye’de elektriğin %47’si konutlarda tüketiliyor. Arçelik Enerji Çözümleri Evlerimizle konutlarda yeşil dönüşüme ivme kazandırmayı amaçlıyoruz. Dış cephe kaplaması ve mobilyaları geri dönüştürülmüş plastikten üretilen evlerimiz, güneş enerjisi sistemleriyle (GES) içlerindeki cihazların tükettiği elektriği kendi kendilerine üretecek ve yeşil enerjinin potansiyelini tüketicilere deneyim yoluyla aktaracak. Hedefimiz, müşterilerimiz için bu seçeneği çok daha cazip hale getirmek ve tasarruf etmelerine katkı sağlamak. Önümüzdeki dönemde farklı projelerle yenilenebilir enerji atılımımızı devam ettireceğiz” dedi.

Sürdürülebilirlik faaliyetleri ile sektörüne öncülük eden Arçelik, Türkiye çapında başlattığı yenilenebilir enerji atılımında emin adımlarla ilerlemeye devam ediyor. Arçelik Enerji Çözümleri TIR’ı ile güneş enerjisinin potansiyelini Türkiye’nin dört bir yanındaki işletmelere aktarmayı sürdüren şirket, yeni projesi Arçelik Enerji Çözümleri Evi ile tüketicileri konutlarda yeşil dönüşüme teşvik etmeyi hedefliyor. İlk olarak İstanbul Kadıköy’deki Kalamış Marina’da ziyarete açılan Arçelik Enerji Çözümleri Evi’nde, Arçelik’in yerli güneş paneli, Sunjunior enerji depolama sistemi, ısı pompası ve elektrikli araç şarj istasyonunu içeren yenilenebilir enerji çözümleri ve HomeWhiz teknolojisi ile çalışan Arçelik beyaz eşyaları sergilenecek. Arçelik Enerji Çözümleri Evi, 30 Haziran’a kadar Setur Kalamış Marina’da tüketicilerle buluşacak. Yılın ilerleyen dönemlerinde ise farklı ihtiyaçlara göre tasarlanan 2 farklı boyutuyla İstanbul, Ankara, İzmir ve Muğla’daki farklı kentsel alanları ziyaret ederek farkındalık yaratacak.

Can Dinçer: Hedefimiz, konutlarda yeşil dönüşüme hız kazandırmak

2050 yılına kadar tüm küresel operasyonlarında net sıfır emisyon taahhüdünde bulunan şirketin yenilenebilir enerji dönüşümü konusunda önemli adımlar attığını vurgulayan Arçelik Türkiye Genel Müdürü Can Dinçer, “Türkiye konumu itibarıyla güneş enerjisi alanında önemli bir potansiyele sahip. Yıllık ortalama 2.741 saatlik güneşlenme süresiyle Avrupa’nın en fazla güneş alan ülkesi. Böylesine büyük bir potansiyel de güneş panellerine olan ilgi ve yatırımları her geçen gün artırıyor. İklim kriziyle mücadelede yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişin en önemli araçlardan biri olduğunun bilinciyle 2023 yılında yerli güneş paneli üretimiyle başlattığımız yenilenebilir enerji atılımımızı hız kesmeden sürdürüyoruz. Güneş enerjisinin potansiyel ekonomik ve ekolojik etkisini işletmelere aktaracak Arçelik Enerji Çözümleri TIR’ı projemizin ardından Arçelik Enerji Çözümleri Evi projemizle işletmelerin ardından konutlarda da yeşil dönüşüme hız kazandırmayı amaçlıyoruz. Üretimden ve depolamaya, uçtan uca enerji çözümlerimizle konutlarda da yeşil enerji kullanımını artırmak için çalışıyoruz” dedi.

“Enerji çözümlerimizi 350’den fazla bayimiz aracılığıyla tüketicilerle buluşturuyoruz”

Arçelik Türkiye Genel Müdürü Can Dinçer, “Türkiye’de konutlar ve sanayi kuruluşları %47 ile elektrik tüketiminden eşit pay alıyor. Yenilenebilir enerji kullanımına geçiş hem ekonomik açıdan hem de gezegenimizin geleceği için katma değer yaratıyor. Bugün müstakil evinize kuracağınız güneş enerjisi sistemleri (GES) aracılığıyla yıllık elektrik ihtiyacınızın büyük bir kısmını temiz ve sınırsız bir kaynaktan karşılayabiliyorsunuz. 350’den fazla bayimiz aracılığıyla yenilenebilir enerjiye yönelik ürünlerimizi tüketicilerle buluşturuyoruz. Arçelik Enerji Çözümleri Evi ile de tüketicileri evlerinde yeşil enerji kullanmaya teşvik etmeyi hedefliyoruz. Dış cephe kaplaması ve mobilyaları geri dönüştürülmüş plastikten üretilen evimiz, üzerindeki güneş enerjisi sistemleriyle içerisindeki buzdolabı, bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, klima, TV gibi cihazların tükettiği elektriği de kendisi üretecek ve güneş enerjisinin potansiyelini tüketicilere deneyim yoluyla aktaracak. Önümüzdeki dönemde farklı projelerle yenilenebilir enerji atılımımızı devam ettireceğiz. Hedefimiz, müşterilerimiz için bu seçeneği çok daha cazip hale getirmek ve tasarruf etmelerine katkı sağlamak” diye konuştu.

Dış cephesinden içindeki mobilya ve dekoratif ürünlere kadar toplamda 1,8 ton geri dönüştürülmüş plastikten üretilen Arçelik Enerji Çözümleri Evi, evlerde akıllı enerji yönetim sistemi dönemini başlatacak. Ev, içinde sergilenen uzaktan kontrol ve izleme olanağı sunan HomeWhiz özellikli beyaz eşya ve tüketici elektroniği ürünleriyle tüketicileri harcanan enerji hakkında da bilgilendirecek. Tüketiciler, evin yıl boyunca izleyeceği rotayı arcelik.com.tr/enerji-cozumleri-evi sayfasından takip edebilecek. 

Arçelik Enerji Çözümleri

Arçelik’in yerli güneş panelleri “PERC” ve “TOPCON” isimli iki modelden oluşuyor. 540W-590W arasında değişen güç seçenekleriyle gelen modeller, monofacial veya bifacial enerji üretimi imkânı sunuyor.

Arçelik’in sunduğu SunJunior Enerji Depolama Sistemleri ile tüketiciler; güvenilir ve uzun ömürlü lityum demir fosfat bataryaları ister şebekeden ister güneş panellerinden şarj ederek ihtiyaç anında kullanabiliyor. 

Arçelik’in ürettiği Elektrikli Araç Şarj İstasyonları ile de tüketiciler, elektrikli araçlarını 7,4 kW ve 22 kW kapasiteli Arçelik by WAT Elektrikli Araç Şarj İstasyonları ile şarj ederek, sadece karbon ayak izlerini azaltmakla kalmıyor, fosil yakıt masrafını ortadan kaldırarak bütçelerinde tasarruf sağlıyor.  

İklimlendirmede doğa dostu Arçelik Isı Pompaları evlerde hem ısıtma ve hem de soğutma ihtiyacını karşılıyor.

Arçelik’in ürettiği solar kesintisiz güç kaynağı elektrik kesintisi anında devreye girerek cihazların elektrik kesintisine maruz kalmasını engelliyor ve bu sayede cihazlar kesintisiz olarak çalışmaya devam ediyor. 

Yılda 1 milyon güneş paneli üretim kapasitesine sahip

S&P Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi’nde 5 yıl üst üste sektörünün en yüksek puanını alan Arçelik; İstanbul’daki tesislerinde yapay zekâ desteğinde tam kapasite yüksek kaliteli güneş paneli üretiyor. Tesisler, yıllık toplamda 600 MW değerinde, ortalama 1 milyon adet güneş paneli üretim kapasitesine sahip. Şirket, Türkiye’de Ankara, Eskişehir, Tekirdağ, Bolu ve Manisa işletmeleri ile Tayland, Güney Afrika, Romanya ve Pakistan’daki üretim tesislerinin çatılarında kurulu güneş santralleri ile GES kurulu gücünü 2023 yıl sonu itibarıyla 20,3 MW’a çıkarttı. İşletmelerinde kurulu bu güneş enerjisi santralleri ile yıllık 21 milyon kWh’lik elektrik üretimi gerçekleştirirken 9.922 ton karbon salımını önlemeyi amaçlıyor. Ayrıca, Aksaray, Kayseri ve Nevşehir bölgelerindeki marjinal tarım arazilerine toplam 59 MWp kurulu gücünde Güneş Enerji Santrali (GES) kurmayı hedefliyor. Toplam 59,5 hektarlık alanda yaklaşık 100 bin adet güneş panelinden oluşacak santrallerde yıllık 97 milyon kWh elektrik üretimi öngörülüyor. Arçelik sadece bu üç arazi GES projesi ile Türkiye işletmelerinin elektrik ihtiyacının %45’ini karşılamayı hedefliyor. Tamamlanan ve planlanan çatı GES projeleri de eklendiğinde, toplam GES kurulu gücünü 100 MW’a çıkarmayı ve Türkiye’deki işletmelerinin elektrik ihtiyacının %61’ini öztüketime yönelik güneş enerjisi santrallerinden karşılamayı hedefliyor.

Euromaster, Duracell Akü satışlarına başladı

Profesyonel lastik ve araç bakım hizmeti veren Euromaster, akü sektörünün en iyi bilinen markalarından Duracell’i hizmet ağına ekledi. Bakım gerektirmeyen Duracell aküler, Euromaster’ın 157 servis noktasında Extreme, Advanced ve Starter olmak üzere 3 farklı ürün grubuyla sunuluyor. 51 farklı Duracell akü çeşidiyle hizmet veren Euromaster, SUV’dan elektrikli araçlara kadar tüm otomotiv ürünleri için müşterilerini yaygın servis ağına bekliyor.

Michelin Grubu çatısı altında Türkiye’nin 50 ilindeki 157’ye varan servis noktasıyla profesyonel lastik ve araç bakım hizmeti veren Euromaster, gerçekleştirdiği iş birlikleri ve yatırımlarla büyümeye devam ediyor. 2012’den bu yana Türkiye’de faaliyetlerini sürdüren Euromaster, Türkiye çapındaki geniş servis ağında Duracell Akü satışlarına başladı.

Duracell aküler 3 farklı ürün grubuyla satışta!

Extreme, Advanced ve Starter akü çeşitleriyle satışa sunulacak Duracell aküler, tüm binek ve hafif ticari araçlar için kullanıma uygun olmasıyla öne çıkıyor. Satışa sunulan akülerden ilk grup olan Extreme aküler, start-stop özellikli araçlar için uygun bir teknolojiyle sunuluyor. Ayrıca elektrikli araçlarda da sıkça kullanılmaya başlayan bu akü tipi; EFB, AGM ve “Back up” adıyla farklı özelliklere sahip. Extreme aküler, 9Ah – 105Ah arası toplam 17 akü çeşidiyle yakıt tasarrufu sağlayan otomobiller için en uygun seçenek olarak öne çıkıyor. İkinci grup olan Advanced aküler ise, daha yüksek marş gücü için tam kalsiyum teknolojisine sahip. Yüksek emniyet için Double-lid sızıntı önleme teknolojisini içeren bu aküler, özellikle SUV’lar için ideal. Farklı kapasitelerde 24 farklı akü çeşidine sahip Advanced aküler, yüksek marş gücü sunarken ayrıca bakım gerektirmiyor. Son grup olan Starter aküler de fiyat/performans dengesiyle öne çıkıyor. Soğuk marşta güvenilir bir güç kaynağı olan Starter aküler, bakım gerektirmediği gibi yüksek güvenlik sunuyor. Bu grup akülerde 44 ve 95 amper arasında 10 farklı amperde çeşit bulunuyor.

5 yılda bir akü değişimi öneriliyor

Euromaster, sürücülere akülerini 5 yılda bir değiştirmelerini öneriyor. Ancak bu süre bazı etkenlere bağlı olarak değişebiliyor. Soğuk havalarda akünün şarj olma ve çalışma kapasitesi düşerek enerji oluşumu minimuma iner. Bazı durumlarda şarj almayan aküler, durum fark edilmediği takdirde bitebilir. Genelde uzun saatler çalıştırılmamış araçlar ve kış aylarında daha yüksek enerji harcayan araçlarda, enerji harcamasına bağlı olarak akü verimliliği düşebilir. Akü bakımı için eskimeye başlamasını beklemek yerine; yılda bir kez akü testi yaptırılması yeterli oluyor. Bu kapsamda Euromaster noktalarında araç sahiplerine ücretsiz akü testi hizmeti sunuluyor.

Starliner Uzay Aracı, UUİ ile kenetlenecek

  • Starliner’ın Uluslararası Uzay İstasyonu’na ilk mürettebatlı fırlatılışı tamamlandı
  • UUİ ile buluşma ve kenetlenme 6 Haziran için planlandı

NASA astronotları Barry “Butch” Wilmore ve Sunita “Suni” Williams Boeing Starliner ile yörüngeye fırlatılan ilk insanlar oldular ve 10:52’de Cape Canaveral Uzay Kuvvetleri Üssü’nden havalanarak Uluslararası Uzay İstasyonu’na (UUİ) 25 saatlik bir uçuşa başladılar. Fırlatma, NASA-Boeing Starliner Mürettebat Uçuş Testinin (CFT) başlangıcını simgeliyor.

Boeing Savunma, Uzay ve Güvenlik Başkanı ve CEO’su Ted Colbert, yaptığı açıklamada “Bu mürettebatlı uçuş testi ile astronotlar Wilmore ve Williams’ın Boeing’in Starliner’ını Uluslararası Uzay İstasyonu’na uzanan seyahat süresince deneyimlemelerinin yanı sıra uzay araştırmalarında yeni bir dönemin başlangıcını temsil ediyor. Bu harika bir başlangıç. Astronotları güvenli bir şekilde uzay istasyonuna ve evlerine ulaştırmak için büyük heyecan ve mutluluk duyuyoruz” dedi.

Wilmore ve Williams aynı zamanda bir Atlas V roketiyle fırlatılan ilk kişiler olarak şu anda uzay istasyonuna uzanan uçuşlarında mikro yerçekimini deneyimliyorlar. Astronotlar, Starliner’ı elle uçurmak da dahil olmak üzere bir dizi uçuş testi gerçekleştirecekler.

Starliner, iki mürettebat üyesinin yanı sıra yaklaşık 760 pound (345 kilogram) kargo taşıyor. Wilmore ve Williams UUİ’ye kenetlendikten sonra Dünya’ya dönmeden önce istasyonda yaklaşık bir hafta geçirecekler. Başarılı bir Mürettebatlı Uçuş Testinin ardından Boeing ve NASA, Starliner’ı UUİ’ye uzun süreli operasyonel görevler için sertifikalandırmak üzere çalışmaya devam edecek

Starliner hakkında daha fazla bilgi için www.boeing.com/starliner adresini ziyaret edebilrsiniz. Misyonu X @BoeingSpace ve www.starlinerupdates.com adreslerinden takip edebilirsiniz.

Schneider Electric sektörün geleceğine yön veriyor

Enerji yönetimi ve otomasyonda dünya çapında uzman olan Schneider Electric, iş birliği yaptığı EcoXpert sistem entegratörleriyle Kıbrıs’ta organize ettiği etkinlikte bir araya geldi. Schneider Electric yöneticileri, geçen yılı değerlendirdi ve yeni döneme ışık tutan paylaşımlarda bulundu. Etkinlik, Schneider Electric ve EcoXpert iş ortakları arasındaki güçlü bağı ve sektöre yön verme konusundaki kararlılıklarını bir kez daha gösterdi.

Schneider Electric Türkiye ve Orta Asya Bölge Başkanı İsmail Yamangil’in açılış konuşması yaptığı etkinlikte; Schneider Electric Türkiye ve Orta Asya Bölgesi Dijital Enerji ve Güvenli Güç İş Birimleri Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Sağlam, Dijital Enerji iş biriminin yol haritasını sunarken, Schneider Electric Türkiye ve Orta Asya Bölgesi Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Elif Özyurt ise pazarlama iletişim stratejisine değindi.

Etkinlikte son kullanıcı odaklı otel, hastane ve perakende segmentleri, elektrikli araç şarj istasyonları, mikro şebekeler, dijital bina ve dijital güç alanlarındaki gelişmeler EcoXpert iş ortaklarıyla paylaşıldı.

Schneider Electric’in sektör temsilcilerinden tam not alan organizasyonda, EcoXpert Ödül Töreni düzenlendi. Törende şebeke otomasyonu, güç yönetimi, bina otomasyonu, aydınlatma ve oda kontrolü, zayıf akım güvenlik sistemi alanlarında başarı gösteren iş ortaklarına plaket takdim edildi.

BM heyetinden gelecek için birlik mesajı

Güneş teknolojileri alanında dünyanın önde gelen entegre tesislerinden biri olan Kalyon PV (Kalyon Fotovoltaik Güneş Teknolojileri Fabrikası), 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Programı Gençlik Danışma Kurulu (UN Habitat) Heyeti’ni Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise sayılı büyüklükteki güneş enerjisi santrallerinden biri olan ve tamamı Kalyon PV’de üretilen güneş panelleriyle yapılan Kalyon Karapınar GES’te ağırladı.

Kalyon PV’nin Ankara’da yüzde 100 Türk sermayeli ve yüzde 90’a varan[1] yerlilik oranıyla ürettiği güneş panellerinin küçük bir tohumdan başlayıp Konya Karapınar’da devasa bir enerji üretim tesisine dönüşen başarı öyküsünden çok etkilenen BM Heyeti; Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılamakla kalmayıp, aynı zamanda çevre dostu bir yaklaşım sergileyerek ekolojik dengenin korunmasına da katkıda bulunan bu iki tesisin sürdürülebilir enerji üretiminde de örnek bir model olduğunu belirtti.

Enerjide kendi kendine yeten bir Türkiye hedefi doğrultusunda çalışan Kalyon Holding’in Ankara’daki iştiraki Kalyon PV ve Konya Karapınar’da yer alan güneş enerjisi santrali Karapınar GES, Türkiye’nin giderek artan enerji ihtiyacını karşılamada önemli bir rol oynuyor.  Kalyon PV’nin ürettiği güneş panelleri, çölleşmiş bir alan olan Karapınar’da kurulan güneş enerjisi santralinde kullanılarak doğaya yeniden hayat verirken, bu proje endemik bitkilerin yeşermesine ve küçükbaş hayvancılığın gelişmesine de katkı sağlayarak sürdürülebilir bir geleceğin mimarı oluyor.

Tüm bu yeşil dönüşüm kapsamında; ilk kez 1972 yılında Birleşmiş Milletler’in düzenlediği Çevre Konferansı ile kutlanmaya başlanan ve o tarihten bu yana çevre bilincinin artmasına önemli katkılar sağlayan 5 Haziran Dünya Çevre Günü, bu sene Kalyon PV ev sahipliğinde, Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Programı Gençlik Danışma Kurulu (UN Habitat) Heyeti’nin katılımı ile güneş teknolojileri üretiminde dünyanın önde gelen entegre tesislerinden biri olan Kalyon PV fabrikasında ve Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise sayılı büyüklükteki güneş enerjisi santrallerinden Kalyon Karapınar’da kutlandı. Birleşmiş Milletler UN Habitat Heyeti, “Otlatma Pilot Uygulaması” kapsamında geçen yıl 70 koyun ile başlatılan, bu yıl ise 1000 koyunun otlayabildiği proje sahasını da ziyaret etti.  

Birleşmiş Milletler’in 3. Bölgelerarası Kentler Zirvesi kapsamında gerçekleştirilen ‘Dünya Çevre Günü Gençlik Paneli 2024: Sürdürülebilir Geleceği Birlikte Tasarlamak’ etkinliğinde çevre sorunlarına gençlerin perspektifinden bakıldı. İklim değişikliğinin yıkıcı etkilerine karşı atılacak adımlar, kirliliğin azaltılması, temiz enerjiye geçişin hızlandırılması, biyoçeşitlilik kaybının önüne geçmek için ekosistemlerin korunması ile restorasyonu konusunda yenilikçi projelerin ve politikaların desteklenmesi gerektiği gibi pek çok konunun masaya yatırıldığı panelde, gençlerin sürdürülebilir bir gelecek için nasıl aktif rol alabileceği üzerinde de duruldu. 

Kalyon PV Yönetim Kurulu Başkanı Kübra Kalyoncu Şeherli, Dünya Çevre Günü’nde BM ile günün önemine yakışan Karapınar GES’te düzenlenen bu panelin; gençlerin çevre sorunlarına dair duyarlılığını artırırken, onların bu alandaki çözüm önerilerini ve projelerini ortaya koymaları için önemli bir platform sağladığına dikkat çekti. Sürdürülebilir bir geleceğin inşasında gençlerin rolünün ne denli kıymetli olduğunu bir kez daha gördüklerini bildiren Kalyoncu Şeherli, “Kalyon PV’nin tam 2600 futbol sahası büyüklüğündeki çevre ve iklim dostu panellerimiz arasında BM heyetini ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyorum. Kendileri ülke ülke dolaşarak daha temiz bir dünya tasarlamak adına farkındalık oluşturuyorlar. Kalyon PV olarak biz Karapınar’da bu dünyayı nasıl oluşturduğumuzu göstermiş olduk” diye konuştu.   

“Karbon nötr güneş paneli üretimi” gerçekleştirme özelliğine sahip olacağız”

Temiz enerji üretimi ile karbon salınımını azaltma ve çevreyi koruma konusundaki kararlılıkları ile öne çıktıklarını belirten Kalyoncu Şeherli, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Kalyon PV olarak Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon ulaşma hedefi ve “Sıfır Atık” ilkesi kapsamında tehlikesiz atıkların yüzde 100 geri dönüşümünü sağlıyoruz. Fabrikamızda çalışan kompresörlerin atık ısıları, aynı zamanda wafer ve ingot fabrikalarındaki filtre pres atık suları geri kazanılmaktadır. Burada ortalama 40 ton/saat su geri dönüştürülerek tasarruf sağlıyoruz. Akıllı fabrikamızda yıllık 45.000 m3 su geri kazandırıyoruz. Kalyon PV’nin çatısında yer alan yaklaşık 5 MW’lık çatı tipi güneş enerjisi santrali sayesinde üretimde kullanılan enerjinin önemli bir kısmını temiz enerjiden elde ediyoruz. Tükettiğimiz elektriği karşılamak için Şanlıurfa Viranşehir’de Güneş Enerjisi Santrali (GES) kurmak için harekete geçtik. 2024 yılı sonuna kadar kurulumunu tamamlamayı planladığımız bu santral ile Kalyon PV’nin elektrik ihtiyacını tamamen yenilenebilir kaynaklarla karşılayarak, “karbon nötr güneş paneli üretimi” gerçekleştiren firma olma özelliğine sahip olacağız.”

Video konferans yolu ile panele katılan BM Habitat Genel Sekreter Yardımcısı ve İcra Direktör Vekili Michal Mlynar, Birleşmiş Milletler Habitat olarak çevresel ayak izini azaltmayı amaçladıklarını belirtirken, “Sıfır Atık projesini hayata geçirdikleri için Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde bizi ağırladıkları için Kalyon PV’ye teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

Türkiye ziyaretlerinin ilk ayağında, Çin dışında dünyanın ilk ve tek entegre tesisi olma özelliğini taşıyan ve Ankara’da 250 bin metrekarelik alanda dört fabrika ve bir Ar-Ge merkezinden oluşan Kalyon PV Fabrikasını ziyaret eden BM Heyeti, ikinci günde ise Konya’nın Karapınar ilçesinde yaklaşık 20 milyon m²’lik alanda kurulan Kalyon Güneş Enerjisi Santrali’ni ziyaret ederek, bu devasa iki yapının teknolojik ve çevresel başarısına hayran kaldılar. Panelde BM adına konuşan BM Habitat Programı Yöneticisi Douglas Ragan, “Ziyaret ettiğimiz Kalyon PV Fabrikası, entegre üretim kapasitesi, ileri teknolojisi ve yüksek yerlilik oranının yanı sıra, Ar-Ge merkezinde gerçekleştirilen yenilikçi çalışmalarıyla bizi çok etkiledi. Karapınar Güneş Enerjisi Santrali ise çölleşmiş bir araziyi dev bir enerji üretim tesisine dönüştürerek sürdürülebilirlik ve çevre koruma alanında örnek teşkil eden bir proje. Türkiye’nin enerji sektöründeki potansiyelini bir kez daha gördük. Bu iki tesisteki ileri teknoloji ve mühendislik harikaları, Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki iddiasını ve küresel ölçekteki başarısını gözler önüne seriyor. Kalyon Holding, bu projeleriyle sadece Türkiye için değil, tüm dünya için ilham verici bir rol üstleniyor” dedi.

“Karapınar GES yıllık 1,7 milyon ton karbon emisyonunun önüne geçiyor”

Kalyon Enerji Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO’su Dr. Murtaza Ata ise, 4 yıllık bir süreçte güneş enerjisinin verimini sanayiden tarıma hayatın her aşamasına taşıyarak küresel rekabette öncü bir rol üstlenir duruma geldiklerine dikkat çekerek, Türkiye’nin kurulu güneş enerjisi payını tek başına yüzde 15 oranında artıran Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise sayılı büyüklükteki güneş enerji santralinden biri olan Kalyon Karapınar Güneş Enerjisi Santrali hakkında bilgi verdi. Alanın kurulumunda kullanılan yaklaşık 3,5 milyon güneş panelinin Kalyon PV’de üretildiğine dikkat çeken Ata sözlerini ise şöyle tamamladı:

“Proje, 1.350 MWp kurulu gücüyle yılda 3 milyar kilovatsaat’e yakın elektrik üreterek 2 milyon nüfuslu bir şehrin elektriğe temiz bir şekilde ulaşmasını sağlıyor. Ayrıca ülkemizin güneş enerji santrali kurulu gücü proje ile birlikte yüzde 15 oranında büyürken yıllık 600 milyon dolar döviz ikâmesini karşılıyor. Karapınar GES yıllık yaklaşık 1,7 milyon ton karbon emisyonunu önlemektedir. Kalyon Enerji olarak biz de güneş ve rüzgâr enerjisi yatırımlarımızla, 2025 yılı sonu hedefimiz 2.000 MW, 2030 yılı sonu hedefimiz, 5.000 MW kurulu güce ulaşmaktır. Yatırımlarımızda ekonomik, çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik ön planda tutarken gelecek nesillere temiz, sağlıklı ve yaşanabilir bir dünya bırakmayı amaçlıyoruz.”

Daha yaşanabilir bir dünya, daha iyi bir geleceği bugünden inşa etmek için gençlerin katılım ve katkılarının önemine inandıklarını vurgulayan Kalyon Holding CEO’su Mustafa Koçar ise “Önemi her geçen yıl biraz daha iyi anlaşılan ‘5 Haziran Dünya Çevre Günü’ vesilesiyle; Birleşmiş Milletler Habitat Gençlik Danışma Kurulu’nu, Kalyon PV ev sahipliğinde ülkemizde, Holdingimizin yenilenebilir enerji alanındaki gurur projesi Kalyon Karapınar GES’te ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyorum. Kalyon Holding ailesi adına; dünyamızın geleceği için böylesine kritik bir süreçte, Birleşmiş Milletler ile ortaklaşa bir şekilde, Konya Karapınar’dan tüm dünya gençliğine seslenmek ayrıca bir gurur kaynağı…” dedi.

İpragaz çevre seferberliği başlattı

Türkiye enerji sektörünün köklü ve öncü şirketi İpragaz, ‘Temiz Dünya, Temiz Gelecek’ mottosuyla çevre bilincini arttırmaya ve sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunmaya devam ediyor. İpragaz, tüm dünyada temiz enerji kaynağı olarak kabul edilen temel ürünü LPG ile 60 yılı aşkın süredir ekosisteme katkı sunuyor. Bu yıl Dünya Çevre Günü’nde ‘su’ya odaklanan İpragaz, şirket bünyesinde su tasarrufu ve su kaynaklarının korunmasından, sahilde çöp toplama etkinliğine kadar bir dizi farkındalık çalışması gerçekleştirdi.

Dünya, küresel ısınma ve iklim kriziyle mücadele ederken sürdürülebilir bir geleceğin önemi her geçen gün artmaya devam ediyor. Türkiye’nin köklü enerji şirketi İpragaz ise tüm dünyada temiz enerji kaynağı olarak kabul gören LPG ile 60 yılı aşkın süredir sürdürülebilir bir geleceğe katkı sunmanın yanında hayata geçirdiği farkındalık çalışmalarıyla da sektörüne öncülük ediyor.

Önce su tasarrufu eğitim sonra çevre temizliği yapıldı

İpragaz, ‘Dünya Çevre Günü’ etkinlikleri kapsamında 5 Haziran’da uzman danışmanlar tarafından tesis personellerine ‘su tasarrufu’ ve ‘içme suyu kaynaklarının korunması’ başlıklarını içeren sunumlar yapıldı.

İpragaz bu anlamlı günde çalışanlarının katılımıyla tesislerinin çevrelerinde çöp toplama ve çevre temizliği etkinliği gerçekleştirdi. Ayrıca su kaynaklarının verimli kullanımına örnek olmak adına kademeli bir şekilde merkez ofisten tesis çalışanlarına musluklar için su tasarruf kartuşları dağıtılmaya başlandı.

İçme suyu kaynaklarının korunması farkındalığı hedefiyle 5 Haziran’da gerçekleştirilen bir başka organizasyonla da şirket bünyesindeki çeşitli departmanların katılımıyla ‘Dünya Çevre Günü’ kapsamında İSKİ Terkos Su Medeniyetleri Müzesi gezisi yapıldı. Karaburun Sahili’nde çöp toplama etkinliği düzenlendi.

Enda Enerji 2030 yılı hedeflerini açıkladı

2023 sonu verilerine göre yenilenebilir enerji kategorisinde Türkiye’de ilk 50 şirket arasında 180,1 MWe kapasite ile 45. olan Enda, 2030’da sıralamada 20. basamağa yükselmeyi hedefliyor. Enda, bu hedef doğrultusunda önümüzdeki 6 yıl içinde rüzgâr ve güneş enerjisi alanında kapasitesini 500 MWe’ın üzerine çıkarmayı planlıyor.

Yenilenebilir enerji alanında 1993 yılından bu yana faaliyet gösteren Enda Enerji Holding A.Ş. (Enda), 2030’da yenilenebilir elektrik kurulu gücü anlamında Türkiye’nin ilk 20 şirketi arasına girmeyi hedefliyor. Halihazırda 2023 sonu verilerine göre Türkiye’de ilk 50 şirket arasında 180,1 MWe kapasite ile 45. sırada olan Enda, bu hedef doğrultusunda finansal olarak sürdürülebilir projelerle kapasitesini 500 MWe’ın üzerine çıkarmayı planlıyor.

Çok ortaklı bir yönetim felsefesine sahip Enda’nın büyüme planları ile ilgili düzenlenen bilgilendirme toplantısında konuşan Enda Enerji Holding Genel Müdürü Metin Tuncay, “Hedefimiz 2024-2030 dönemi için sadece yenilenebilir enerji alanında olmak üzere, mevzuatın ve bağlantı kapasitelerinin izin verdiği ölçüde, minimum risk ihtiva eden ve finansal olarak sürdürülebilir projelerle, kapasitemizi 500 MWe’ın üzerine çıkarmak. Bu da bugünkü şartlarda büyüklük anlamında ilk 20 şirket arasında olma hedefi anlamına geliyor. 31 yıllık birikim ve tecrübeye sahip olan, 500’ü aşan ortağı ile kuruluşundan itibaren genlerinde bulunan çok ortaklı yönetim felsefesi ve kurumsal yapımız ile gelişerek büyümeyi hedefliyoruz” diye konuştu. 

Talep de yenilenebilir kaynak arayışı da hızla artıyor

Türkiye’de elektrik talebinin 2012 yılından bu yana her yıl yüzde 3,1 arttığına dikkat çeken Tuncay, şu değerlendirmede bulundu: “Bu talebin yüzde 42,7’si sanayiden, yüzde 25,5’i hizmet sektöründen, yüzde 24,4’ü konuttan, yüzde 5,3’ü tarımdan geri kalanı da aydınlatmadan geliyor. Her yıl bu talebin ortalama yüzde 3,5 artacağı varsayımı ile 2035 yılına kadar da talebin yüzde 55-60 artacağı öngörülüyor.  Bu talep artışında da şüphesiz yeni teknolojiler çok etkili. Örneğin 2023 yılında satılan her 5 araçtan biri elektrikli araç oldu. Bu noktada da yeşil dönüşüm hedefleri ve talep artışını bir arada ele almak, planlamaları buna göre yapmak çok önemli hale geldi. Ulusal Enerji Planı’nın (UEP) odağında da bu dengeyi sağlamak yatıyor. Yani artan talebi doğru ve yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılamak. Her yıl 3.500 MWe GES, 1.500 MWe RES ilavesi öngörülüyor. Diğer kaynaklar yanında Türkiye ağırlıklı olarak bu iki kaynak üzerinde büyümeyi planlıyor. Sonuçta da bugün kurulu güç içinde yüzde 45 olan fosil yakıt payının 2035 yılında yüzde 30’lar seviyesine çekilmesi gibi bir hedef söz konusu.

İzmir elektrik tüketiminde 2. kurulu güçte 1. sırada

1993 yılında 100’e yakın Egeli sanayici ve iş adamı öncülüğünde, “ufak birikimler bir araya getirilerek ekonomiye kazandırılabilir, iyi yönetildiği takdirde karlı olabilir” felsefesi ile kurulan Enda’nın bir anlamda enerji sektörünün gelişimi açısından Türkiye’nin yakın dönem geçmişine de tanıklık ettiğini vurgulan Tuncay, “Bu tanıklık bizi Türkiye’nin enerji alanındaki hedeflerine ulaşması için daha da istekli kılıyor. Kökleri Türkiye geneli elektrik tüketiminde İstanbul Avrupa yakasının ardından 2. ve elektrik üretim kurulu gücünde ise 1. sırada olan İzmir’e yayılmış bir marka olarak; enerjide dışa bağımlılığı azaltmak, iklim ve çevre bilinciyle, yeşil dönüşüme katkı sağlamak ve tamamen yenilenebilir enerji kaynaklı yeni üretim projeleri geliştirerek etki alanımızı artırmak konusunda kararlıyız” diye konuştu.

Her türlü büyüme opsiyonu değerlendiriliyor

Bu hedef doğrultusunda mevcut tesislerin bir kısmında kapasite artıracaklarını, yenileme ve modernizasyon çalışmaları yapacaklarını kaydeden Tuncay, şu bilgileri verdi: “Yurt içi ve dışında yenilenebilir kaynaklı olmak üzere, yeni proje ve tesislerin hayata geçirilmesi ile mevcut tesislerin satın alınması alternatifleri de dahil olmak üzere her türlü büyüme opsiyonlarını değerlendiriyoruz. Piyasa gelişimi ve imkanları ölçüsünde ağırlıklı olarak RES ve GES projeleri öncelikli. Bu kapsamda kademeli olarak ve 2030 hedefi doğrultusunda bir kısım hibrit GES yatırımlarından bir kısım mevcut RES tesislerinin büyüme potansiyeli değerlendirilerek ve buna ilaveten yeni yatırımlar ile birlikte önümüzdeki 6 yılda 500 MW kurulu güce ulaşmayı ve böylece Türkiye genelinde sadece yenilenebilir elektrik kurulu gücü anlamında 180,1 MWe kapasite ile bulunduğumuz 45. sıradan 2030’da 20. sıraya yükselmeyi hedefliyoruz.” 

Halka arza hazırlanıyor

Öte yandan Enda, halka arz için Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) başvurdu.  Tamamı sermaye artırımı yöntemi ile gerçekleştirilecek halka arzdan elde edilecek fonu; bağlı ortaklıklar bünyesindeki Rüzgâr ve Hibrit GES santrallerinin, altyapı, kapasite ve verimlilik artışına yönelik yatırımlarının finansmanı, bağlı ortaklıklarının sermayesindeki payının artırılması, yurt içi ve yurt dışında, enerji sektöründe değer katacak yatırım fırsatlarının fonlanması ile işletme sermayesinin güçlendirilmesinde kullanmayı planlayan Enda, net nakit pozisyonu güçlü bir mali yapıya sahip. 

WIN EURASIA sanayicilere 2 yeni müjde verdi

0

İmalat endüstrisi için sayısız yenilik ve ürün lansmanına ev sahipliği yapan WIN EURASIA 2024 Fuarı ziyaretçileri ağırlamaya başladı. Fuarın açılışında konuşan T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Milli Teknoloji Genel Müdürü Alper Güzel, sanayicilere bakanlığın iki yeni projesi olan Dijital Dönüşüm Destek Programı ve Milli Staj Seferberliği Programı’ndan söz etti. Dijital Dönüşüm Destek Programı ile dijital gelişmeye sevk edilecek olan sanayiciler, Milli Staj Seferberliği Programı ile de aradıkları stajyerlere ulaşabilecekler.

Bu yıl 30.yılını 19 ülkeden 750’den fazla katılımcı firma ile kutlayan WIN EURASIA 2024 Fuarı’nın açılışı Hannover Fairs Turkey Yönetim Kurulu Başkanı Annika Klar’ın ev sahipliğinde, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Milli Teknoloji Genel Müdürü Alper Güzel, Türkiye Makine Federasyon (MAKFED) Başkanı Adnan Dalgakıran ve Kazakistan Makine Endüstrisi Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Meiram Pshembayev’in katılımıyla gerçekleştirildi.

Sanayicilere iki müjde birden geldi

Fuarın 30. yılında yurt dışından birçok firmanın ve yatırımcının gelmiş olması ve gerek satın almacı gerekse de yatırımcı olarak fuarda yer almalarının kendileri için de çok kıymetli olduğunu belirten T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Milli Teknoloji Genel Müdürü Alper Güzel, fuarın açılışında sanayicilere iki müjde verdi. Alper Güzel, “Bunlardan biri Dijital Dönüşüm Destek Programı. Şirketlerin bu noktada öncelikle kendi dijitalleşme süreçlerini tespit etmeleri gerekiyor. Sonrasında da yol haritası da ortaya çıkmış oluyor. Dijital Dönüşüm Destek Programı ile şirketlerimizi dijital anlamda bir inkişafa, bir gelişmeye sevk etmek istiyoruz. Bir diğer projemiz ise Milli Staj Seferberliği Programı. Makine endüstrisi alanında çalışmak isteyen öğrenciler nerede staj yapacakları konusunda bir arayış içerisindeyken, şirketlerimiz ise ileride istihdam edeceği öğrencilere ulaşamamanın sıkıntısını çekiyorlar. Bu iki kesimi birbirleriyle buluşturacağımız bir program. Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi ile birlikte yürüttüğümüz Milli Staj Seferberliği Programı ile şirketlerimizi doğru kişiye ve doğru stajyere uygun puanlama sistemleri ile ulaştıracağız” diye konuştu.

WIN EURASIA, endüstrinin geleceğini şekillendiriyor

Hannover Fairs Turkey Yönetim Kurulu Başkanı Annika Klar ise yaptığı konuşmasında, WIN EURASIA’nın ihracat odaklı girişimlere 30 yıldır öncülük ettiğini ve endüstrinin geleceğini şekillendirmedeki rolüne vurgu yaptı. Bölgenin öncü endüstriyel ticaret fuarı WIN EURASIA olarak bu yıl 30. yaşını kutladıklarını ifade eden Annika Klar, “Her yıl, dünyanın en önemli endüstriyel ticaret fuarı HANNOVER MESSE’nin bölgesel temsilcisi WIN EURASIA’da kapsamlı bir ticaret ve teknoloji ağı sağlıyoruz. WIN EURASIA, üretim endüstrimiz ve teknoloji tedarikçilerimizin tüm gereksinimlerini karşılamalarını ve gelecek nesil teknolojileri ilk elden keşfetmelerini sağlayan güçlü bir platform. 5G Arena, Metaverse Arena, Hidrojen Özel Alanı, Dijital Fabrikalar Alanı ve Comvac Kompresör, Vakum ve Basınçlı Gaz Ekipman ve Teknolojileri Özel Alanı gibi WIN EURASIA’nın özel alanları, ziyaretçilere sektörün en son gelişmelerini sergileyerek endüstrinin geleceğine yeni bir bakış açısı sunacak. Amacımız, Türkiye üretim endüstrisinin rekabet gücünü ve ihracat potansiyelini artırarak, endüstriyi gelecekteki teknolojiler ve uluslararası pazarlarla etkileşimini kolaylaştırmak. WIN EURASIA, sektördeki yeniliklerin keşfedildiği bir buluşma noktası olmasının ötesinde, yarattığı iş birlikleri aracılığıyla sektörel büyümeye önemli katkılar sağlayan bir fuar. Şirketlerin büyüme yolculuklarına eşlik ederken, aynı zamanda Türkiye’nin ihracat hacmine de önemli katkılar sağlıyoruz” şeklinde konuştu.

Fuarın açılışında konuşan Türkiye Makine Federasyon (MAKFED) Başkanı Adnan Dalgakıran ise 30. yılında son derece profesyonelce düzenlenen WIN EURASIA Fuarlarına bir yenisi daha eklemeyi başardığını kaydetti. Sektörün bileşenlerinin tek çatı altında toplanmasından oldukça memnun olduklarını ifaden Adnan Dalgakıran, “Avrupa’yla Asya arasındaki en doğru buluşma noktası Türkiye’dir. Hem Avrupalı yatırımcıların hem de özellikle Uzak Doğulu yatırımcıların Türkiye’ye büyük bir süratle yatırım yapmalarında fayda var. Çünkü dengeler Asya tarafına doğru değiştiği için dünya üretiminin yüzde 52’si burada. Bu da diğer ülkelerin buraya karşı farklı Gümrük ve kota koymalarına yol açıyor. Türkiye’de bu noktada stratejik bir görev üstlenebilir” dedi.

Dünyanın inanılmaz bir hızlı değişim içerisinde olduğunu vurgulayan Adnan Dalgakıran, “Bu değişimi planlamak da uzun vadeli stratejiler oluşturmak da artık oldukça zorlaşmış vaziyette. Dünya ekonomisinde şirketler sisli, puslu bir havada süratle otomobil kullanmak durumunda. Bu noktada tüm şirketlerin bildikleri birçok şeyi unutup yepyeni stratejiler ve bakış açıları oluşturmaları gerektiğini biliyoruz. Ancak insan beyninin çalışma prensipleri daha çok alışkanlıklarına, daha önce öğrendiklerine sadık kalmak ve o alandan çıkmamak için direnmek üzere kuruldu. Beynimizin bu çalışma şekliyle dünya gelişimini nasıl izleyeceğimiz arasında bocalayıp duruyoruz. İşte bu bocalamadan çıkıp da oluşan farklılığı erkenden fark edip ona göre pozisyon almak, şirketlerin bu noktada esneklikleri çok önemli” şeklinde konuştu.

Özellikle makine sektörünün bu noktada çok ciddi gelişme gösterdiğine şahit olduklarını bildiren Adnan Dalgakıran, “Avrupa’da ve Dünya’da da önemli makine üreticilerinden biri konumundayız. Ama ihtiyacımız olan şey Türkiye için de dünya için daha üst ligde olmak. Bu sadece bizim becerilerimize bağlı değil. Eğitilmiş insan kaynağının oluşması, finansal istikrar, ölçek ekonomisi ve dünyayla olan entegrasyon çok önemli. Bu noktada yeniden bir değerlendirmeye tabi tutulması, şirketlerin verimlilik ve ölçek noktasında yürüyebilmesi için yeni bir stratejinin çizilmesi gerekiyor” dedi. 

“Yeni iş fırsatlarını birlikte keşfedelim”

Kazakistan Makine Endüstrisi Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Meiram Pshembayev ise konuşmasında, sektörün en büyük buluşmasında yer alarak bu güce şahitlik etmenin mutluluğunu yaşadıklarını ifade ederek, “Kazakistan’ın Avrasya Bölgesi’ndeki stratejik rolünün yanı sıra inovasyona, endüstriyel büyümeye ve teknolojiye verdiği önem her geçen gün artıyor. Ülkemizin bu alanlardaki potansiyelini WIN EURASIA Fuarı’ndan yeni fırsatlara dönüştürmeyi amaçlıyoruz. Gerçekleştireceğimiz iş birliktelikleri ile küresel bağlantılarımızı güçlendirerek, sürdürülebilir kalkınma hedeflerimiz için önemli bir potansiyel oluşturacağız. Bu kapsamda tüm fuar katılımcılarını ve imalat endüstrisinin liderlerini hep birlikte yeni iş fırsatları keşfetmeye davet ediyoruz” dedi.

Küresel ticaret ağına katılma fırsatı

MAİB, MAKFED ve Hannover Fairs Turkey’in küresel ağı tarafından desteklenen alım heyeti programı, WIN EURASIA’da 17 ülkeden, aralarında Arnavutluk, Cezayir, Azerbaycan, Mısır, İran, Irak, Ürdün, Kazakistan, Kosova, Lübnan, Makedonya, Fas, Romanya, Sırbistan, Tunus, Ukrayna ve Özbekistan’ın bulunduğu 200’den fazla satın alma profesyonelini ağırlayarak katılımcılarla yüz yüze görüşmeler yapmalarını sağlayacak.

Yapay zekâ ile güçlendirilmiş geleceğin fabrikaları sergilenecek

İmalat endüstrisinin teknolojik gelişmelerine öncülük eden WIN EURASIA, yeni teknolojilerin ve güncel sektör konularının ele alınacağı uluslararası konferanslar ve seminerlere ev sahipliği yapacak. Ziyaretçiler, katılımcılarla birlikte sektörel yenilikleri keşfetme ve 5G Arena, Endüstri 4.0 Tema Alanı, Robotik Konferansı gibi özel tema alanlarında geleceği deneyimleme şansına sahip olacaklar. Türk Telekom ve Nokia Türkiye arasındaki Teknoloji Çözüm Ortaklığı sayesinde ziyaretçiler, 5G Arena’da 5G drone entegrasyonu, akıllı robot köpekler, GPT-4 teknolojisi, hizmet robotları, Metaverse ve dijital ikiz dünyası gibi çeşitli yenilikleri keşfetme fırsatına sahip olacaklar. 5G Arena’da, robotik endüstrisindeki en son gelişmeler sergilenirken, katılımcılar insan ve makine arasındaki karmaşık ilişki hakkında detaylı bilgi alacaklar.

5G Arena’da ziyaretçiler, Türkiye’de bir ilk olan bir demo fabrikayı görme fırsatına sahip olacaklar. 30 farklı 5G kullanım senaryosunun entegre bir şekilde çalışacağı bu etkileyici gösterim, fuarın teknoloji çözüm ortağı Türk Telekom ve Nokia iş birliğiyle 42 markanın ortaklığı sayesinde mümkün olacak.

Sürdürülebilir ve temiz hidrojen enerjisi, Hidrojen Özel Alanında sergilenecek

WIN EURASIA, bu yıl dünyada sıkça konuşulmaya başlanan Hidrojen Özel Alanı ile endüstriyel dönüşüme öncülük etmeye hazırlanıyor. Fosil yakıtlara dayalı enerji üretim ve tüketiminin neden olduğu çevre kirliliğini önlemek amacıyla, daha sürdürülebilir ve temiz olan hidrojen enerjisi, Türkiye’de ve Avrupa’da endüstrinin gündeminde yer alıyor. Ağır sanayi gibi hidrojen enerjisinin yoğun olarak kullanıldığı sektörler için hidrojen enerjisinin üretimi, depolanması, taşınması ve kullanımı ile ilgili teknolojiler, WIN EURASIA’daki Hidrojen Özel Alanında sergilenecek. 55 bin metrekarelik fuar alanında; Enerji-Elektrik -Elektronik Teknolojileri, Kaynak ve Robotik Kaynak Teknolojileri, Lojistik-Tedarik Zinciri Yönetimi, İç Lojistik Çözümleri, Endüstriyel Üretim Makineleri, Endüstriyel Otomasyon ve Fabrika Otomasyon Sistemlerinde uzmanlaşmış şirketler en son ürünlerini sergileyecekler.

‘Her Fidan Bir Umut Projesi’ büyüyor

0

Enerjisa Üretim, ‘Her Fidan Bir Umut’ Projesi ile, 2021 yılından bu yana 1 milyondan fazla fidan dikim hedefiyle Türkiye’nin orman varlığına güçlü bir katkı sağlıyor. Bu yıl 280 bin fidan dikmeyi hedefleyen Türkiye’nin lider özel sektör enerji üretim şirketi, oluşturduğu “enerjisauretimherfidanbirumut.com” web sitesi üzerinden santrallerinin ve yenilenebilir enerji projelerinin bulunduğu lokasyonlarda herkesi kendileri ya da sevdikleri adına ücretsiz olarak fidan katkısında bulunmaya çağırıyor. 

Enerjisa Üretim, Türkiye’nin farklı bölgelerindeki 26 santrali ve 4.000 MW’a yakın kurulu gücüyle ülkemizin enerji ihtiyacını karşılarken, yenilenebilir enerji projelerinin ve santrallerinin yer aldığı illerdeki fidan dikimleriyle Türkiye’nin ormanlaştırılmasına katkı sunuyor. Her yıl yaşının 10 bin katı kadar fidanı toprakla buluşturan Enerjisa Üretim, “Her Fidan Bir Umut” diyerek 2021 yılından bugüne gerçekleştirdiği hedefleriyle toplamda 1 milyondan fazla fidanı toprakla buluşturuyor.

Fidanlar enerjisauretimherfidanbirumut.com web sitesi üzerinden kampanyaya katılan gönüllülerin katkılarıyla dikiliyor. Doğaseverler web sitesinde tercih ettikleri bölgeyi seçerek kendileri veya sevdikleri adına fidan dikilmesini talep edebiliyorlar ve karşılığında sertifikalarını indirebiliyorlar. Fidan dikimi herkesin katılımına açık şekilde ücretsiz olarak gerçekleştiriliyor. Sitede Türkiye haritası üzerinden geçmiş dikim bilgilerine de yer veriliyor. 

Tüm doğaseverleri enerjisauretimherfidanbirumut.com web sitesi ve sosyal medya hesaplarından kampanyaya katılmaya çağıran Enerjisa Üretim, “2024 dikim hedefimizin bir parçası olmak için başvuru formunu doldur, dilediğin lokasyonumuzda gönüllü olarak senin adına da bir fidan dikelim” duyurusunda bulundu. 

Metro Türkiye sürdürülebilir çevre için çalışıyor

Sürdürülebilirliği bir iş yapış biçimi olarak ele alan Metro Türkiye, ekosistemi korumaya yönelik çözüm yollarıyla daha yeşil bir geleceğe katkıda bulunuyor. Gıda atıklarının önlenmesi, izlenebilirlik, sürdürülebilir balıkçılık, geri dönüşüm gibi birçok farklı alanda çalışmalar yürüten Metro Türkiye, enerji tasarrufuna yönelik yeşil yatırımlarıyla da dikkat çekiyor. Güneş Enerjisi Sistemi (GES) projesinin ilk fazında 15 mağazasında elektrik ihtiyacının yüzde 70’ten fazlasını yeşil enerji ile karşılamaya başlayan Metro Türkiye, sağladığı %11,4 enerji tasarrufu ile tüm Metro Grup ülkeleri arasında 2. sırada yer almayı başardı. %7 olarak belirlenen 2023 hedefinin %4,4 oranında üzerine çıkan Metro Türkiye, 2. faz çalışmaları devam eden GES projesinin tamamlanmasıyla 30 mağazada da GES kullanımına geçerek bu oranı artırmayı hedefliyor.   

Yaklaşık 35 yıl önce adım attığı ülkemizde tüm faaliyetlerinin merkezine sürdürülebilirliği koyan Metro Türkiye, dünyanın gelecekte nefes alabilmesi adına çevreyi ve ekosistemi koruyan birçok çalışmayı hayata geçiriyor. Gıda atıklarının önlenmesinden izlenebilirliğe, sürdürülebilir balıkçılıktan geri dönüşüme kadar farklı alanlarda çalışmalar yürüten Metro Türkiye, yeşil enerji yatırımlarında da ciddi adımlar atıyor. Geçen yıl başlattığı Güneş Enerjisi Sistemi (GES) projesiyle, ilk fazda yer alan 15 mağazada kullandığı elektriğin %70’ten fazlasını yeşil enerji ile elde etmeye başlayan Metro Türkiye, “30 mağazaya 30 MW” hedefiyle 2. Faz çalışmalarını sürdürüyor. Gerçekleştirdiği bu yatırım sayesinde 2023 yılı için belirlenen tüm mağazalarında %7 enerji tasarrufu sağlama hedefinin üzerine çıkarak %11.4 oranına ulaşan Metro Türkiye, elde ettiği sonuçla tüm Metro Grup ülkeleri içerisinde ikinci sırada yer aldı.

Metro Türkiye olarak, ilgili yasal gerekliliklere uyum sağlayarak iklim ve çevreyi koruma bilinci ile tüm operasyonlarında çevresel etkiyi en aza indirgemek için çalıştıklarını ifade eden Metro Türkiye CFO’su Aslı Aracıoğlu, “Sürdürülebilirlik çalışmalarımızı temel bir strateji olarak ele alıyor ve tüm faaliyetlerimizi bu eksende yürütüyoruz. Müşterilerimize sunduğumuz ürünleri ekolojik, sosyal ve ekonomik açıdan sürdürülebilir kaynaklardan tedarik etmeyi amaçlıyoruz. Gıda atıklarının önlenmesinden yüzde yüz et, balık, bal, meyve sebze izlenebilirliğine ve sürdürülebilir kaynakların kullanılmasına kadar tüm işlerimize üreticilerimiz, yerel ürünlerimiz ve yetiştirdiğimiz şeflerimizle birlikte insan odaklı yaklaşıyor, çevreye saygılı ve yerel değerleri yaşatarak etkin bir şekilde faaliyet gösteriyoruz” dedi. 

Hedef, 2040’da Karbon Nötr Olmak

Enerji tasarrufunu ve yeşil kaynak kullanımını çevresel sürdürülebilirlik açısından çok önemli bulduklarına dikkat çeken Aslı Aracıoğlu, “Yoğun kaynak kullanımı gerektiren gıda-perakende sektöründe enerjinin daha verimli kullanılması amacıyla uygulamalar geliştiriyor ve yenilenebilir enerji kullanımını artırarak daha yeşil bir geleceğe katkıda bulunuyoruz. Bu doğrultuda 2023 yılında adımlarımızı hızlandırdık ve ‘30 mağazaya 30 MW’ hedefiyle Güneş Enerjisi Sistemi (GES) yatırımımızı hayata geçirdik. 500 milyon TL’lik bu yatırımın ilk fazını devreye alarak, 15 mağazamızda elektrik ihtiyacının yüzde 70’ten fazlasını yenilenebilir enerji ile karşılamaya başladık. İkinci etabı devam eden projemiz tamamlandığında, yaklaşık 110 bin kişinin yıllık enerji tüketimine denk gelen toplam 30 MW üretimi gerçekleştirerek, 30 mağazamızda kullandığımız elektriğin yaklaşık yüzde 60’ını temiz enerji ile karşılamış olacağız. Bu sayede 825 bin ağacın nötrleyebileceği 18 bin ton karbon emisyonunun önüne geçip karbon ayak izini 14 bin tona düşüreceğiz” diye konuştu. 

Gerçekleştirdikleri bu yatırımın da etkisiyle 2023 için belirlenen %7 enerji tasarrufu sağlama hedefinin üstüne çıkarak %11.4 oranına ulaştıklarını vurgulayan Aracıoğlu, “Metro Türkiye olarak sürdürülebilirlik açısından büyük önem verdiğimiz enerji tasarrufu konusunda hedefimizin %4 üzerine çıkmayı başardık ve bu sayede tüm Metro Grup ülkeleri içerisinde ikinci sırada yerimizi aldık. GES projemizin tamamlanmasıyla birlikte bu oranı daha yukarılara taşıyacağımıza ve böylece 2040 yılına kadar karbon nötr olma hedefimize çok daha fazla yaklaşacağımıza inanıyoruz” dedi. 

SOCAR: İsrail’e ham petrol satmıyoruz

Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi Socar Yetkilileri, İsrail’e ham petrol sattıkları yönünde asılsız iddialar eşliğinde Bursa’da bulunan Bursagaz ofis binasında şiddet dozu artan provokatif eylemler nedeniyle Gazeteci-Yazar Ferhat Yıldırım’a basın açıklamasında bulundu.

İŞTE SOCAR’IN BASIN AÇIKLAMASI:

Son dönemde bölgede yaşanan jeopolitik gelişmeler doğrultusunda, belirli protesto eylemlerinde, SOCAR Türkiye ve grup şirketleri, bir süredir bazı provokatör gruplarca gerek sosyal medya üzerinden gerekse gerçekleştirilen fiziksel eylemlerle hedef gösterilmektedir. Söz konusu provokatör gruplar, şirketimizin İsrail ile ham petrol ticareti ilişkisi olduğuna dair asılsız ithamlar öne sürerek sosyal medya üzerinden kışkırtıcı paylaşımlar yapmakta ve şirket binamıza, çalışanlarımızın güvenliğini riske atacak fiziksel saldırılar gerçekleştirmektedir. İstanbul genel merkez binamızda 12 Mart, 29 Mayıs, 31 Mayıs ve 2 Haziran tarihlerinde; Bursa’daki Bursagaz ofis binamızda 24 Mayıs tarihinde gerçekleştirilen ve şiddet dozu artan provokatif eylemlerin devam etmesi, şirket çalışanlarımızın can güvenliği için tehlike oluşturmaktadır. 

Ana şirketimiz olan Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi SOCAR’ın ortaya koyduğu vizyon doğrultusunda, tüm faaliyetlerimizi uluslararası iş anlaşmaları çerçevesinde yürütüyoruz. Bu bağlamda, SOCAR’ın halihazırda ham petrolü İsrail’e sattığı yönündeki ithamlar asılsız olup, kasıtlı olarak kamuoyunu yanıltmayı amaçlamaktadır. Dünya petrol satış piyasasının kendine özgü özellikleri bulunmaktadır ve üretilen ham petrol, ticaret şirketleri veya bu şirketler aracılığıyla satılmaktadır. Tedarik şirketlerinin, ham petrolü hangi ülkelere taşıdığını veya hangi amaçlarla kullandığını kontrol etme ve müdahale etme imkanı yoktur. Bu kapsamda SOCAR, diğer petrol şirketleri gibi, tedarik ettiği ürünlerin ticaretini ilgili ticaret şirketleri ile olan satış ilişkileri çerçevesinde gerçekleştirmektedir. Bununla birlikte, piyasada faaliyet gösteren ticaret şirketleriyle devam eden olağan satış ilişkilerimiz çerçevesinde, ticaret şirketlerince SOCAR’dan temin edilen ham petrolün hangi ülkelere sevk edildiği ve hangi amaçla kullanıldığına dair tarafımızca bir kontrol ve müdahale mümkün olmamaktadır. 

SOCAR Türkiye olarak, yatırımlarımız ve iş birliklerimiz, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki güçlü kardeşlik ve dostluk bağları, stratejik müttefiklik ve halklarımızın karşılıklı çıkarları doğrultusunda şekillenmektedir. Türkiye’de faaliyete başladığımız on altı yıl içinde yaklaşık 18,3 milyar dolar tutarındaki yatırımla, farklı illerde beş bin altı yüz doğrudan ve on binin üzerinde dolaylı çalışanımızla, petrol ve doğal gaz alanında faaliyet gösteren grup şirketlerimiz ve gerçekleştirdiğimiz STAR Rafineri, TANAP gibi stratejik mega projelerle Türkiye’nin en büyük dış yatırımcısı ve en büyük entegre endüstri grubuyuz. Türkiye’deki mevcut yatırımlarımızı yeni yatırımlarla genişletme çalışmalarımız ise devam ediyor. Enerjideki cari açığın kapanmasına sağladığımız katkı başta olmak üzere, yarattığımız ekonomik değer ve istihdamın yanı sıra gerçekleştirdiğimiz birçok kurumsal sosyal sorumluluk projesiyle başta faaliyet gösterdiğimiz bölgeler olmak üzere toplumsal fayda için var gücümüzle çalışıyoruz. Yaşadığımız deprem felaketinde, ilk günden itibaren gerek ücretsiz yakıt desteği gerekse temel ihtiyaçların bölgeye iletilmesi kapsamında kardeş Türk halkının yanında yer aldık, almaya da devam ediyoruz. Türkiye’nin çeşitli illerinde kurduğumuz on bir okulda on bini aşkın öğrenciye eğitim desteği veriyoruz. Toplumsal sorumluluğumuzun bilinciyle eğitim, çevre ve sosyal alanlarda çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Bir grup provokatörün ortaya attığı asılsız ithamları kesinlikle kabul etmemekle birlikte, kamuoyunun algısını manipüle etme ve yüz yıllık kardeşlik bağımıza zarar verme amacı taşıyan bu asılsız söylem ve eylemlere itibar edilmemesini rica ediyoruz. Türk ve Azerbaycan halkının ortak çıkarları ve refahı için çalışmaya devam edeceğiz. Şirket mottomuzda da belirttiğimiz gibi her zaman Birlikteyiz. Güçlüyüz.