26.2 C
İstanbul
Perşembe, Ağustos 7, 2025
Ana Sayfa Blog Sayfa 20

İGA İstanbul Havalimanı’nda 15 Temmuz coşkusu

Millî değerlere sahip çıkmayı sürdüren İGA İstanbul Havalimanı, bu yıl da 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü’nü özel etkinliklerle anıyor. Havalimanı’nda Türk milletinin onurlu mücadelesini ve zaferini anlatan sergi 15 Temmuz Derneği ile birlikte açılırken, Hava Trafik Kontrol Kulesi de 15 Temmuz’da kırmızı-beyaz ışıklandırma ile Türk Bayrağı’nın renklerine bürünecek.

Dünyanın en önemli küresel aktarma merkezlerinden İGA İstanbul Havalimanı, Türk milletinin demokrasiye olan bağlılığını ve bağımsızlık mücadelesini simgeleyen 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü’nü özel etkinliklerle anıyor. Her yıl 15 Temmuz Derneği ile birlikte düzenlenen sergide; Türk milletinin iradesini ortaya koyarak demokrasiye nasıl sahip çıktığını ve vesayete nasıl geçit vermediğini, vatan ve millet sevdasını anlatan çok özel eserler yer alıyor. İGA İstanbul Havalimanı’nın Hava Trafik Kontrol Kulesi de özel bir ışıklandırma yöntemiyle Türk Bayrağı’nın renklerine bürünecek, Türk milletinin şanlı demokrasi zaferini simgeleyecek.

Sergideki açılış konuşmasında 15 Temmuz’da Türk milletinin yazdığı demokrasi destanını tüm dünyaya anlatmanın önemine değinen İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen şu ifadelerde bulundu:“Her yıl olduğu gibi 15 Temmuz sergisine İGA İstanbul Havalimanı olarak ev sahipliği yapmaktan gurur duyuyoruz. İGA Ailesi olarak bizler de çalışmalarımıza, ülkemizin değerlerine, demokrasiye ve bağımsızlığa olan bağlılığımızı sürdürüyoruz. 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü’nde her yıl özenle hazırlanan çeşitli etkinlikler düzenliyor, millî mücadele ve bağımsızlık ruhunu toplumsal hafızada canlı tutmak için çaba gösteriyoruz. Sergimiz; toplumsal sorumluluğumuzun, ülkemize ve milletimize olan bağlılığımızın ve elbette şehitlerimize duyduğumuz minnetimizin bir göstergesidir. O nedenle çok özeldir. Bu vesileyle, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ülkemizin bağımsızlığı için canını sakınmamış tüm gazi ve şehitlerimizi saygıyla ve rahmetle anıyorum.” 

İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen:

 “O gece, milletimiz; demokrasisine ve bağımsızlığına kasteden darbecilere karşı durdu. Tüm Türkiye Tek yürek olduk. Hainlere karşı direnerek, ülkemizin millî bağımsızlığını ve bölünmez bütünlüğünü koruduk. Bu cesur ve onurlu duruş, tarihte çok az örneği bulunan bir mücadele örneği olarak hafızalarımızda yer aldı. O gün canını hiçe sayarak sokakları, meydanları dolduranlar; millî bağımsızlığımızı ve ülkemizin varoluşunu hedefleyenleri yerle bir ettiler. 15 Temmuz’da sergilenen bu duruş, millî mücadele ruhunun bir yansımasıydı. Ve böylece, yalnızca içimizdeki hainlere değil, tüm dünyaya; emsali az olan demokrasi bilincinin, özgürlük ve bağımsızlığın Türk milletinin karakteri olduğunu gösterdik.” dedi.

Serginin açılışında konuşan 15 Temmuz Derneği Başkanı İsmail Hakkı Turunç ise şunları söyledi: 

“Hain kalkışmada, milletimiz hedef alındı, ülkemiz hedef alındı, demokrasimiz hedef alındı. 15 Temmuz’da Türkiye hem bir darbe girişimine hem bir dizi terör eylemine hem de bir işgal girişimine maruz kaldı. 15 Temmuz gecesi ve sabahında; milletimizin gücü, tankların, helikopterlerin ve uçakların gücünün önüne geçti. 15 Temmuz’da; vatanın birliği, milletin geleceği, devletin bağımsızlığı söz konusu olunca nasıl bir kader birliği içerisinde olduğumuzu dosta düşmana bir kez daha gösterdik. Evet, ne yaparlarsa yapsınlar milletimizi bölemeyecekler, ülkemizi parçalayamayacaklar, ay yıldızlı bayrağımızın göklerde dalgalanmasına mâni olamayacaklar. Güçlü ve büyük Türkiye, mazlumların umudu olmaya devam edecek.”

Sergiye, İstanbul Havalimanı Mülki İdare Amiri Doç. Dr.  İlker Haktankaçmaz da katılım sağladı.

Karsan’a Brands Review Magazine’den 4 ödül

0

Avrupa başta olmak üzere dünyada toplu ulaşımın elektrikli ve otonom dönüşümünde öncü rol oynayan Karsan, başarılarını global ödüllerle taçlandırmaya devam ediyor. Bu kapsamda Karsan, Brands Review Magazine’den 4 adet ödül birden kazandı. Geliştirdiği yüksek teknolojiye sahip çevreci modelleriyle dikkat çeken Karsan,  Brands Review Magazine Awards tarafından “Avrupa Endüstriyel İnovasyon ve Mükemmellik”, “Avrupa Tam Ürün Gamı Elektrikli Araç Üreticisi” ve “Küresel Ulaşım Çözümleri Yenilikçisi” seçilerek ödüllendirildi. Karsan ayrıca, Japonya pazarına giriş yaptığı sağdan direksiyonlu e-JEST modeliyle de ödüle layık görüldü. Bu kapsamda Karsan e-JEST, Japonya’nın Sürdürülebilir Mobilite Öncüsü olarak zirvede yer aldı.

Geleceğin teknolojilerini bugüne taşıyan ve öncü hamleleri ile sektöre yön veren Karsan, yenilikçi yaklaşımı ve e-mobilite çözümleri ile global boyutta ödüllendirilmeye devam ediyor. Ürettiği modellerle Avrupa başta olmak üzere dünyada ulaşım altyapısının dönüşümünde öncü rol üstlenen Karsan, iddialı ürünler ve hizmetleriyle kazandığı ödüllere yenilerini ekledi. Bu kapsamda Karsan, Brands Review Magazine’den 4 adet ödül birden kazandı.

Dünyanın en büyük e-mobilite markaları arasında!

Avrupa’nın 6 metreden 18 metreye kadar full elektrikli ürün gamına sahip ilk ve tek markası olan Karsan, gelişmiş ürünleri ve sürdürülebilir üretim yapısıyla pazarın zirvesinde yer alıyor. Karsan e-JEST ve e-ATAK, Avrupa’da segmentlerinin 4 yıl üst üste en fazla tercih edilen modelleri olarak öne çıkmaya devam ediyor. Elektrik, otonom ve hidrojen olmak üzere 3 teknolojiyi birden üretebilen ve kullanıcıların hizmetine sunan Karsan, dünyanın en büyük e-mobilite şirketleri arasında hızla yükselişini sürdürüyor. Geliştirdiği yüksek teknolojiye sahip çevreci modelleriyle dikkat çeken Karsan,  Brands Review Magazine Awards tarafından “Avrupa Endüstriyel İnovasyon ve Mükemmellik”, “Avrupa Tam Ürün Gamı Elektrikli Araç Üreticisi” ve “Küresel Ulaşım Çözümleri Yenilikçisi” seçilerek ödüllendirildi. Marka, toplu taşımada öncü bir konumda yer alarak, sürdürülebilir bir gelecek için üst düzey elektrikli araçlar ve yenilikçi çözümler sunmaya devam etmeyi hedefliyor. 

Japonya’nın ilk Avrupalı elektrikli otobüs markası oldu!

Karsan ayrıca, Aralık 2023’de Tokyo’daki lansmanında tanıttığı sağdan direksiyonlu %100 elektrikli 6 metrelik e-JEST modeliyle de ödüle layık görüldü. Bu kapsamda Karsan e-JEST, “Japonya’nın Sürdürülebilir Mobilite Öncüsü” olarak ödüllendirildi. Japonya’daki distribütörü ALTECH ile Japonya pazarına giren ilk Avrupalı elektrikli otobüs üreticisi olan Karsan, yenilikçi ve çevre dostu teknolojileriyle sektöre öncülük etmeye devam ediyor.

Kaçak trafoyu beton kulübe ile gizlediler

Dicle Elektrik, tarımsal sulama sezonunda kaçak elektrik kullanımını önlemek için çalışmalarını sürdürüyor. Şanlıurfa’da kuyu sulaması için kaçak elektrik kullanan çiftçiler, bu defa kaçak trafolarını elektrik hattının altına inşa ettikleri betonarme kulübelerde gizlemeyi denedi. Ancak bu yöntem de Dicle Elektrik droneları tarafından tespit edildi. Trafoya el konulabilmesi için savcılığa suç duyurusunda bulunulurken Şanlıurfa’da yıllık kaçak kaybının 10 milyar TL’ye ulaştığı bildirildi. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, bu rakamın hem ekonomik açıdan büyük bir kayıp olduğunu hem de enerji kaynaklarımızın verimli kullanılmadığına işaret ettiğini bildirdi.

Dicle Elektrik, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kuyu suyu ile tarımsal sulama yapan çiftçilerin kaçak elektrik tüketimini önlemek için tüm imkanlarını seferber etmiş durumda. Elektrik dağıtım şirketinin dronelu kaçak ekipleri son olarak Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesine bağlı kırsal Dedeköy Mahallesi’nde rutin kontrolleri sırasında, elektrik hattının altında bulunan tek katlı betonarme binalardan birinin tavanının delik olduğunu fark etti. Dikkatle yapılan kontrolde söz konusu yapının içerisinde bir adet trafo olduğu ve trafonun yaklaşık 14 metre yukarıdan geçen elektrik hattına kanca atmak suretiyle bağlandığı belirlendi. Dronelar trafonun 160 kVA gücünde olduğunu tespit etti.

Tarla sahibinin kayıtlı trafosu da var

Sulamada kayıt dışı trafo kullanılan 82 dönümlük pamuk ekili tarlanın sahibi N.O. adına kayıtlı başka bir trafonun da bulunduğu da tespit edildi. Yaklaşık 80 hanenin elektrik ihtiyacını karşılayabilecek bu trafoya el konulabilmesi için Dicle Elektrik avukatları cumhuriyet savcılığına başvuruda bulundu.

Kaçak trafoların yarısından fazlası Şanlıurfa’da

Dicle Elektrik, 2024 yılı içerisinde sorumluluk bölgesinde 381.940 KVA gücünde 2.404 adet kayıt dışı trafo tespit etti. 152.776 hanenin elektrik ihtiyacını karşılayabilecek güçteki bu trafolardan ancak 65’ine el konulabildi. Kayıt dışı trafoların yarısından fazlasının Şanlıurfa’da bulunduğunu belirten Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, “1.790’ı Şanlıurfa’da, 500’ü Mardin’de, 68’i Diyarbakır’da, 26’sı Batman’da, 19’u Şırnak’ta ve 1’i de Siirt’te tespit edilen trafolara el konulabilmesi için savcılık kararı gerekiyor. Enerji şebekesine ve ülke ekonomisine ciddi ölçüde zarar veren bu durumla mücadelemiz kararlılıkla devam edecek.” dedi.

Yatırım ve onarım çalışmaları engelleniyor

Açıklamalarını sürdüren Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, “Kaçak elektrik kullanımının önlenmesi için tüm imkânlarımızı seferber etmiş durumdayız. Yeni yöntemlerle mücadele ediyor, teknolojinin tüm imkânlarını kullanıyoruz. Bu, sadece şirketimizin değil, aynı zamanda ülkemizin enerji kaynaklarının korunması için hayati bir mücadele. Ancak bu mücadele sırasında çalışma arkadaşlarımızın yatırım bölgelerinde ve onarım çalışmaları esnasında kabul edilemeyecek müdahalelerle engellendiğini belirtmek zorundayım.” dedi. Açıklamada, söz konusu şahıslar için hukuki alanda gerekli adımların atılacağı vurgulandı.  

Milli ekonomiye zarar yıllık 10 milyar TL

Açıklamalarının devamında Şanlıurfa’da büyük çoğunluğu kuyudan sulama yapan çiftçiler tarafından kullanılan kaçak elektrikten kaynaklanan yıllık zararın 10 milyar TL’yi bulduğunu belirten Genel Müdür Arvas, bu rakamın hem ekonomik açıdan büyük bir kayıp olduğunu hem de enerji kaynaklarımızın verimli kullanılmadığına işaret ettiğini bildirdi. Arvas, “Bu nedenle, kaçak elektrikle mücadelemizi daha da yoğunlaştırarak sürdüreceğiz ve bu tür yasa dışı faaliyetlerin önüne geçmek için gerekli tüm adımları atacağız.” dedi.

Hurda lastikler ekonomiye kazandırılıyor

Attığı her adımda çevre bilinciyle hareket eden AKO Grup, daha yaşanabilir bir dünya için ömrünü tamamlamış araç lastiklerinin geri dönüşümünü gündeminin ilk sıralarında tutuyor. AKO Grup’un Ankara’da yer alan Ömrünü Tamamlamış Lastik (ÖTL) Geri Dönüşüm Tesisi’nde atık lastikler geri dönüştürülerek ülke ekonomisine sunuyor, karbon salımını azaltıyor.

Kullanım ömrü dolmuş lastikler, doğaya atık olarak bırakıldığında binlerce yıl çözünmüyor ve çevreye zarar vermeye devam ediyor. Bunun için atık lastiklerin kullanım ömrünü tamamladıklarında geri dönüştürülmesi büyük önem taşıyor. Geri dönüştürülmediğinde çevre, sağlık, yanma tehlikesi ve maddi açıdan tehlike arz eden lastikler, geri dönüştürüldüğünde ise çok geniş yelpazede kullanılabiliyor. Avrupa’nın en büyük entegre Ömrünü Tamamlamış Lastik (ÖTL) Geri Dönüşüm Tesisi’ne sahip AKO Grup, yıllık 75 bin ton lastik atığı ayrıştırılarak yeniden kullanılabilir yarı mamule dönüştürebiliyor. Dönüştürülen atık lastiklerden elde edilen rejenere kauçuk ve çelik gibi sanayi kollarının ihtiyaç duyduğu nitelikli ham madde olarak üretime kazandırılıyor. Bu sayede, bir yılda 280 bin ton karbon salımını engelleyen AKO Grup, ekonomiye ve çevreye katkı sağlıyor.

“Çevresel etkilere yönelik somut bir adım attık”

Geri dönüşüme ilişkin değerlendirmelerde bulunan AKO Grup Yönetim Kurulu Üyesi S. Safa Özcan“AKO Grup olarak, iklim krizinin etkilerinin giderek belirginleştiği günümüzde, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için yasal yükümlülüklere uyumlu, çevreye duyarlı bütünsel bir yaklaşım benimsiyoruz. Bu çerçevede kurduğumuz Ömrünü Tamamlamış Lastik (ÖTL) Geri Dönüşüm Tesisi’nde, atık araç lastiklerini çevreye zarar vermeden ayrıştırıp farklı alanlarda kullanılabilir hale getiriyoruz. Lastik yaklaşık bin yıl toprak altında yok olmuyor, bu nedenle lastikleri çeşitli işlemlerden geçirerek ayrıştırıyoruz ve ekonomiye yeniden kazandırıyoruz. Ömrünü tamamlamış lastiklerden elde edilen granüller, suni çim futbol sahasında zemin malzemesi, yürüyüş yolları, koşu pistleri ve rekreasyon alanlarında yer karosu olarak kullanılıyor. Pirolitik yağ ise jeneratörlerde yakılarak elektrik elde edilmesinde, rejenere kauçuk da otomotiv yan sanayinde ve izolasyon malzemesi olarak tercih ediliyor. Geri kazandırılamayan ÖTL’ler ise yüksek kalorifik değeri ve fosil yakıtlara göre daha az karbon ihtiva etmesi nedeniyle çimento fabrikalarında ek yakıt olarak kullanılabiliyor” diye konuştu. 

İklimlendirme çözüm ortakları buluştu

0

İklimlendirme sektörünün 100 yıllık markası Daikin, yurt çapında faaliyet gösteren VRV bayileriyle 2 Mayıs-12 Haziran tarihleri arasında “Birlikte 1 Numarayız” mottosu ile bir araya geldi. Sırasıyla Diyarbakır, Antalya, İzmir, Adana, Ankara, Trabzon ve İstanbul’da gerçekleşen buluşmalara bayileri temsilen 348 kişi katılırken, Daikin Türkiye üst yönetimi de hazır bulundu. Ciro ve başarı ödüllerinin de verildiği buluşmalarda Daikin’in VRV sistemlerde R32 soğutucu akışkana sahip ürün gamını tamamlayan ilk ve tek oyuncu oluşu öne çıktı.

Otelden AVM’ye birçok önemli projenin iklimlendirme çözüm ortağı olarak büyük başarılar elde eden Daikin Türkiye, bu projelerin en önemli aktörlerinden olan VRV bayileriyle bir araya geldi. 2 Mayıs-12 Haziran tarihleri arasını kapsayan dönemde sırasıyla Diyarbakır, Antalya, İzmir, Adana, Ankara, Trabzon ve İstanbul’da gerçekleşen buluşmalara bayileri temsilen 348 kişi katılırken, Daikin Türkiye üst yönetimi de hazır bulundu.

“Birlikte 1 Numarayız” mottosuyla gerçekleşen buluşmalarda Daikin markalı VRV ürünlerin tarihçesi, Türkiye ve dünyadaki VRV pazarının büyüklüğü, bu pazarda Daikin’in payı gibi konuların yanı sıra yeşil binalar ve Daikin’in bu kapsamda projelere kattığı değer de konuşuldu. Paydaşlar, uzaktan kontrol çözümleri ve bu noktada sunulan bir çözüm olan Daikin Cloud Plus’ın artık Türkiye’de de aktif olmasının sağladığı avantajlar konusunda bilgilendirildi. Kullanıcıların HVAC sistemlerini her yerden yönetmesine ve optimize etmesine olanak tanıyan Daikin Cloud Plus, enerji tasarrufu ve optimum performans odaklı bir kontrol sistemi olarak çözüm sunuyor.

Daikin Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Zeki Özen, Daikin Türkiye Genel Müdür Yardımcıları Olcay Avcı, Tuncer Gülsaran ve Vedat Yazar’ın da katıldığı buluşmalarda ciro ve başarı ödülleri de sahiplerini buldu.

SEKTÖRDE İLK VE TEK

Sektörde 100 yıllık deneyimiyle birçok buluş ve patente imza atan Daikin, mucidi olduğu VRV sistemlerini teknolojik gelişmeler ve uygulama ihtiyaçları doğrultusunda sürekli güncelleyerek sektöre yön vermeye devam ediyor. Daikin, VRV grubundan iki yeni ürünü VRV 5 Heat Pump Dış Ünite ve VRV 5 Mini Dış Ünite’yi sektörün beğenisine sunarak, temel sistem çeşitliliğinde VRV sistemlerde R32 soğutucu akışkana sahip ürün gamını tamamlayan sektörde ilk ve tek marka olarak öne çıkıyor.  ‘R32 soğutucu akışkan’, yüksek enerji verimliliğinin yanı sıra ozon tabakasına zarar vermemesi, daha düşük küresel ısınma potansiyeli değerine sahip olması, geri dönüşümünün kolay olması ve yeniden kullanıma girebilmesi gibi nedenlerle özellikle sürdürülebilirlik açısından büyük önem taşıyor.

Daikin Türkiye, satış öncesi ve sonrası daha iyi hizmet verebilme amacıyla paydaşlarıyla bir araya gelmeye, onları bilgilendirmeye devam edecek.

İsviçre’nin altın seviye sertifikasını aldı

Albayrak Beton, altın seviyesinde CSC sertifikası almaya hak kazandı.

İsviçre merkezli CSC’nin, beton bileşenlerinin bütün dünyada kabul gördüğünü gösteren bir belgelendirme sistemi olduğuna dikkat çeken Albayrak Beton Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Albayrak, bu sertifikayla ürünlerinin kalitesinin tescillendiğini belirtti.

Metrolardan kamu binalarına, alt yapıdan eğitim kurumlarına ve nitelikli gayrimenkul projelerine kadar geniş bir yelpazede hizmet veren Albayrak Beton,altın seviyesinde CSC sertifikasına layık görüldü. Albayrak Beton’un Yenidoğan Hazır Beton Tesisi, Türkiye Hazır Beton Birliği’nin ürün belgelendirme kuruluşu Kalite Güvence Sistemi (KGS)’nin yaptığı denetimler sonucunda ‘altın’ seviyesinde belgelendirildi.

CSC’nin, çimento ve agrega gibi beton bileşenleri için bütün dünyada kabul gören bir ürün olduğunu gösteren bir belgelendirme sistemi olduğuna dikkat çeken Albayrak Beton Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Albayrak, bu belgeyle ürünlerinin kalitesinin tescillendiğini belirtti.

Konuyla ilgili kısa bir açıklama yapan Albayrak şunları söyledi: “Faaliyetimiz, 1984 yılında inşaat malzemeleri satışı ile başladı. Ancak Marmara Depremi’nin ardından beton üretiminin çok önem kazanacağını öngördük ve 2003 yılında hazır beton üretimine başladık. ‘Geleceği güvenle inşa eder’ sloganını benimsedik ve hem hazır betonda hem de inşaat üretiminde güvenilir marka olma başarısını elde ettik. Şimdi de bu başarımızı, İsviçre merkezli Beton Sürdürebilirlik Konseyi’nin (The Concrete Sustainability Council) CSC sertifikasıyla en üst seviyede belgelendirmiş olduk.

Yeşil bina derecelendirmelerinde de avantaj sağlıyor

Çimento ve agrega gibi beton bileşenleri için bütün dünyada kabul gören bir ürün belgelendirme sistemi olan CSC, üreticileri yönetim, çevre, ekonomi, sosyallik başlıkları altında sürdürülebilirlik yönünden inceliyor. Böylece, üreticilerin sürdürülebilirlik açısından yüksek standartlara ulaşması sağlanıyor. Bu belgeyi almaya hak kazanan şirketler, aynı zamanda yeşil bina derecelendirme sistemlerinde de büyük avantaj sağlamış oluyor.”

Kurulduğu günden bu yana inşaat sektörüne hizmet veren Albayrak Beton, 40 yıl boyunca edindiği tecrübe ve bilgi birikimini hazır beton üretimi ve gayrimenkul sektörlerinde daha da değerli hale getirdi. Albayrak Beton, İstanbul metrolarından kamu binalarına, alt yapıdan eğitim kurumlarına ve kendi inşaat projeleri de dahil olmak üzere nitelikli gayrimenkul projelerine kadar geniş bir yelpazede hizmet veriyor.

Yatırımlarına aralıksız devam eden Albayrak Beton, dört hazır beton santralinde yıllık 1,5 milyon metreküp beton üretim kapasitesi ve 111 araçlık makine parkıyla faaliyetlerini sürdürüyor.

Mersin Uluslararası Limanı ödüllendirildi

Akdeniz’in önde gelen limanlarından Mersin Uluslararası Limanı (MIP), İstanbul’daki Haliç Tersanesi’nde, 2 Temmuz 2024 tarihinde T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından üçüncüsü düzenlenen Türkiye Denizcilik Zirvesi’nde “En Çok Yük Elleçleyen Liman” ödülünü aldı. 

Türkiye’nin Akdeniz’e açılan en önemli kapılarından biri olan ve 2 bin 700’den fazla çalışanıyla hizmet veren Mersin Uluslararası Limanı (MIP), 2023 yılında yaklaşık 2 milyon TEU konteyner, 8 milyon tonun üzerinde konvansiyonel yük elleçledi.  

MIP Ticaret Grup Müdürü Kerem Kavrar, T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun elinden aldığı ödülü, başarıda emeği geçen ve katkısı olan tüm MIP paydaşlarına adadı. 

MIP CEO’su Ajay Kumar Singh, “Bu ödülden son derece mutluyuz! Türkiye’nin en büyük limanlarından biriyiz ve hem yerel hem de uluslararası ticaret için önemli bir merkeziyiz. Bu ödülle aldığımız takdir, yatırımlarımıza devam etmemiz ve bu sayede operasyonel verimliliğimizi, müşteri memnuniyetimizi ve bölge ekonomisine katkımızı artırmamız için bizi motive ediyor. Bu başarıda emeği geçen tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum” dedi.

Nükleer enerji sektörü İstanbul’da buluştu

Bu yıl 10’uncusu gerçekleşen Nükleer Santraller Zirvesi – NPPES, bin 600 nükleer enerji sektörü temsilcisini İstanbul’da buluşturdu. Zirve’de, nükleer santral projelerinde görev almak isteyen firmalar arasında 325 yeni iş birliği görüşmesi gerçekleştirildi

Sıfır karbon ve enerjide arz güvenliği politikaları doğrultusunda ülkelerin enerji karmalarında nükleer enerjinin payının artırmayı hedeflediğinin konuşulduğu günümüzde, İstanbul’da dev bir buluşma gerçekleşti. Ankara Sanayi Odası (ASO) ve Nükleer Sanayi Derneği (NSD) tarafından düzenlenen 10.  Nükleer Santraller Zirvesi, bin 600 nükleer enerji sektörü temsilcisi ile 252 firmayı ağırladı. Uluslararası kimliği ile dikkat çeken Zirve, Rusya, Çin Halk Cumhuriyeti, Güney Kore, Almanya, Fransa, İngiltere, Slovenya, İtalya, Bulgaristan, Romanya, Hindistan ve İsviçre’den nükleer endüstrinin lider isimlerini buluşturdu. Sunduğu iş birliği fırsatlarıyla bugüne kadar birçok iş birliğinin doğduğu yer olan NPPES’te, 325 yeni iş birliği görüşmesi de gerçekleştirildi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın destekleriyle düzenlenen 10. Nükleer Santraller Zirvesi, 2-3 Temmuz 2024 tarihlerinde Hilton Bomonti Konferans Merkezi’nde düzenlendi.

Nükleer enerji katma değerli sektörlerin gelişimini sağlıyor

Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç, “Küresel iklim krizinin, çevresel olduğu kadar ekonomik boyutuyla da ele alınması ve tüm iş süreçlerimizi yeniden düşünmemizi gerektirdiği bir gerçek. Bu noktada da fosil yakıtlarla karşılaştırıldığında çevreci kimliğinin yanı sıra oldukça ucuz olan nükleer enerji kullanımının artışı, enerji karmamızı çeşitlendirerek arz güvenliğimize de olumlu yansıyacaktır. Elektriği yoğun olarak kullanan biz sanayiciler, nükleer enerjinin ülkemizin sıfır karbon hedefine ulaşma ve yüksek katma değerli üretimin gelişmesindeki stratejik öneminin farkındayız. Nükleer Santraller Zirvesi bu açıdan sektörün vizyonunu ve yeniliklerle tanışmasını sağlayan önemli bir platform, Zirve dünyanın nükleer enerjideki en önemli buluşma noktalarından biri olmasıyla da uluslararası arenada dikkat çekiyor” diye konuştu.

Ardıç, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Kümelenme Destek Programıyla desteklenen Ankara Sanayi Odası Nükleer Sanayi Kümelenmesi NÜKSAK’ın, Türkiye’ye bu alanda çok önemli tecrübeler kazandırdığını da vurguladı.

Türkiye, nükleer enerjide tedarik üssü olabilir

Nükleer Sanayi Derneği Başkanı Alikaan Çiftçi ise şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye’nin kararlı nükleer enerji hamlesi, hız kesmeden devam ediyor. Nükleer Santraller Zirvesi de Türk sanayicisinin nükleer enerji sektörünün ihtiyaçlarını daha iyi analiz etmesi, fırsatları görmesi ve nükleer teknolojiyi üreten uluslararası firmalarla buluştuğu önemli bir hub noktası oldu. Her yıl sonrasında imzaya dökülen birçok iş birliği anlaşması NPPES’te atılıyor. Bu yıl Zirve’de baz yük üreticisi nükleer santrallerin ülkemizin enerji politikasının tam merkezinde yer aldığının altı çizildi. 2050 yılına kadar Türkiye’nin nükleer kapasitesini 20 gigavatın üzerine çıkarma hedefi, yeni konvansiyonel santral yatırımları ile küçük modüler reaktörlerin (SMR) oynayabilecekleri rol Zirve’de tartışıldı. Türk sanayicileri olarak yeşil dönüşüm hamlesiyle dünyada kapasitesi üç katına çıkarılması hedeflenen nükleer santrallerde önemli bir tedarikçi olma şansımız çok açık. Bu konuda edindiğimiz tecrübeleri doğru oyuncularla eşleştirirsek, Türkiye katma değerli bu sektörün tedarik üssü olabilir.”

NPPESte iki önemli iyi niyet anlaşması yapıldı

Nükleer endüstrisinin gelişmesi için Nükleer Sanayi Derneği, Şanghay İnşaat ve İmalat Endüstrisi Kuruluşu ve Güney Kore’nin en önemli kongre mekanı olan Gyeongju Hwabaek Uluslararası Kongre Merkezi (HICO) ile iki önemli iyi niyet anlaşması imzaladı. İş birliği anlaşmaları ile Türk sanayicileri için global arenada önemli bir yol haritası ve fırsatlar sunuyor.

NPPESte 14 özel sunu gerçekleşti

İki gün boyunca NPPES’te yedi oturum ve 14 özel sunu gerçekleşti. Nükleer enerji sektörünün gündemindeki başlıklar alanında uzman konuşmacılar tarafından paylaşıldı.

NPPES’teki oturum konuları şunlar oldu: Nükleer Finansmanı, Düşük Karbon Geçişi İçin Nükleer Enerji, Küçük Modüler Reaktörler – SMR’ların Geleceğini Yönlendirme, Yurt Dışında NGS İnşaası İçin En İyi Teknolojiler, Orta Asya Enerji Karmasının Bir Parçası Olarak Nükleer Enerji, Nükleer Endüstride Yüksek Teknoloji ve İnovasyonun Geliştirilmesinde Kadın Liderliği ve Nükleerde Gençlik.

NPPESin açılışında önemli konuşmalar gerçekleştirildi

NPPES’in açılışında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürü Yusuf Ceylan, ASO Başkanı Seyit Ardıç, NSD Başkanı Alikaan Çiftçi, Akkuyu Nükleer A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Anton Dedusenko, Yeni Nükleer İzleme Enstitüsü (NNWI) Başkanı Tim Yeo ile Şangay Nükleer Mühendislik Araştırma ve Tasarım Enstitüsü (SNERDI) Uluslararası Projeler Başkanı Min FEI önemli konulara dikkat çekti.

Türkiyede 4. nükleer santral projesinin kurulması hedefleniyor

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürü Yusuf CeylanNPPES’in açılışında şunları söyledi: “Ulusal Enerji Planımıza göre; nükleer enerjinin elektrik üretimindeki payını 2053 yılına kadar ise yüzde 30 seviyelerine çıkarmayı planlıyoruz. Bunun için en az 20 GW nükleer kapasiteye ihtiyacımız var. 2053 yılında bu hedefi gerçekleştirdiğimiz takdirde dünyanın önde gelen nükleer güç sahibi ülkelerinden biri olacağız. Bu kapasiteye ulaşmak için Akkuyu, Sinop ve Trakya dahil olmak üzere 3 farklı sahada toplam 12 ile 16 arası büyük ölçekli reaktör kurmayı hedefliyoruz. Bu santrallere yönelik şu anda Çin, Güney Kore, Rusya gibi teknoloji sahibi ülkelerin şirketleriyle müzakerelerimiz devam ediyor. Küçük modüler reaktörlerin de ülkemizde ticarileşmesinin önünü açacak, yerli sanayimizin sürece daha fazla dâhil olacağı yenilikçi iş modelleri ile yasal ve kurumsal çerçevenin oluşturulmasına yönelik de çalışmalarımız, teknoloji sahibi ülke ve şirketler ile görüşmelerimiz devam ediyor.”

Zirve’ye sundukları katkılardan dolayı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürü Yusuf Ceylan, Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürlüğü Nükleer Altyapı Geliştirme Dairesi Başkanı Salih Sarı ve Türkiye Nükleer Enerji A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili Necati Yamaç’a plaket takdim edildi.

NPPES’te önemli işbirliği anlaşması imzalandı

0

Nükleer Sanayi Derneği (NSD) ile Şanghay İnşaat ve İmalat Endüstrisi Kuruluşu, 10. Nükleer Santraller Zirvesi – NPPES’te bir iyi niyet anlaşması imzaladı. Bu anlaşma ile Rusya ve Türkiye arasında nükleer enerji başta olmak üzere inşaat ve üretim sanayilerinde karşılıklı etkileşimi geliştirmek hedefleniyor.

Şanghay İnşaat ve İmalat Endüstrisi Kuruluşu, Rusya’nın Nükleer Sanayii İnşaat Kompleksi Kuruluşları Derneği’nin katkılarıyla kuruldu. Anlaşmanın imza törenine; Nükleer Sanayi Derneği Başkanı Alikaan Çiftçi ile Rusya Nükleer Sanayii İnşaat Kompleksi Kuruluşları Derneği Genel Müdür Yardımcısı Artem Eliovich katıldı.

Nükleer Sanayi Derneği Başkanı Alikaan Çiftçi anlaşmanın önemine ilişkin şunları aktardı: “ Şangay İnşaat ve İmalat Endüstrisi Kuruluşu ile yaptığımız bu anlaşma sadece nükleer enerji alanında değil, inşaat ve üretim sanayilerini de kapsaması açısından oldukça önemli. Nükleer enerji gibi en yüksek standartların söz konusu olduğu bir alanda deneyim kazanmış sektör temsilcileri, Rusya, Türkiye ve yakın coğrafyalarda inşaat ve üretim sanayisinin ortak projelerle geliştirilmesi için birlikte çalışacak. İki kuruluşun üyeleri, çeşitli sektörlerdeki inşaat projelerinin etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi konusunda hukuki, organizasyonel ve danışmanlık gibi alanlarda da birbirini destekleyecek.”

Rusya Nükleer Sanayii İnşaat Kompleksi Kuruluşları Derneği Genel Müdür Yardımcısı Artem Eliovich anlaşmanın kapsamıyla ilgili şunları söyledi: “Nükleer Sanayi Derneği ile yaptığımız bu anlaşma ile Rusya ve Türkiye’nin inşaat ve üretim sanayileri arasında diyalog, bilgi alışverişi ve iletişimi genişletmeyi hedefliyoruz.  İki kuruluş da üyelerinin birlikte yatırım ve altyapı projelerinin gerçekleştirmesine katılımı sağlamak için çalışacak.” 

NPPES ASO ve NSD tarafından düzenleniyor

Türkiye’nin ilk ve tek nükleer enerji etkinliği, 10. Nükleer Santraller Zirvesi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın destekleriyle Ankara Sanayi Odası (ASO) ve Nükleer Sanayi Derneği (NSD) tarafından düzenleniyor.

10. Nükleer Santraller Zirvesi hakkında daha detaylı bilgi almak isteyenler www.nuclearpowerplantsexpo.com adresini ziyaret edebilir.

Yenilenebilir enerji karbonsuz gelecektir

Yenilenebilir enerji sektörü; elektrikli araçlar, ısı pompaları, büyük veri merkezleri ve kuantum bilgisayarlar gibi teknolojilerin enerji ihtiyaçlarını karşılamak için büyüme hızını artırmak zorunda görünüyor. Konuya ilişkin açıklama yapan Eksim Enerji CEO’su Arkın Akbay, uzun süredir elektrik enerjisi üretiminin merkezinde yenilenebilir kaynaklarının olduğunu belirterek, “Günümüzde temiz ve sürdürülebilir enerji kaynaklarına geçiş, tüm dünya için kritik bir hâle geldi. Yenilenebilir enerji teknolojilerini, iklim değişikliği etkilerinin geriye döndürülmesinde anahtar olarak görüyor, yatırımlarımıza Türkiye’nin her bölgesinde hız kesmeden devam ediyoruz.” dedi. 

Enerji sektörü, özellikle küresel düzlemde karbonsuz elektrifikasyon ve sürdürülebilir enerji üretimi hedefleri doğrultusunda önemli adımlar atıyor. Fosil yakıtların yerini hızla yenilenebilir enerji kaynakları alırken, güneş ve rüzgar gibi doğal kaynakların verimli kullanımı, enerji üretiminde tarım alanları ve doğal yaşam alanları arasındaki dengenin korunmasını gerektiriyor. Özellikle endüstriyel süreçlerde ve ulaştırmada kullanılan yeşil hidrojen, hidrokarbonların yerine geçecek önemli bir enerji taşıyıcısı olarak öne çıkıyor. Suyun verimli kullanımı ve atmosferin korunmasıyla doğrudan ilişkili olan elektroliz teknolojileri, tarımsal su ihtiyaçları başta olmak üzere artan enerji talebinin dikkate alınarak sürdürülebilir şekilde karşılanması ve karbon salımının doğal dengeye kavuşturulmasında kritik bir rol oynuyor. Yüzde yüz yenilenebilir enerji üretimi alanında faaliyet gösteren Eksim Holding’e bağlı Eksim Enerji CEO’su Arkın Akbay, konuya ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.

Teknoloji kullanımı çevresel etkileri minimize ediyor

Eksim Enerji CEO’su Arkın Akbay, yenilenebilir enerji kaynaklarının öneminin arttığını belirterek, elektrifikasyonun hızlanması ve iklim değişikliğinin etkileri nedeniyle temiz enerjiye geçişin kritik hale geldiğini vurguladı. Akbay, “Ekstrem hava olayları enerji üretim verimliliğini etkilerken, verimli tüketimi de yeniden değerlendirmemiz gerektiğini gösteriyor. Ekipman dayanıklılığının artması ve tasarımların aşırı iklim olaylarına göre gözden geçirilmesi, kesintisiz üretimi sağlamak için önemli. Yenilenebilir enerji teknolojilerini enerji güvenliği ve iklim değişikliğiyle mücadelede anahtar olarak görüyor ve bu nedenle Türkiye genelinde temiz enerji yatırımlarımıza devam ediyoruz. Teknolojik gelişmelerin doğru yönetimi ve etik çerçevede kullanımı, enerji maliyetlerini kontrol etmek ve kaynakları verimli kullanmak açısından hayati önemde.” dedi

Yenilenebilir enerjide çığır açıcı teknolojiler 

Yenilenebilir enerjide devrim yaratacak yeniliklere de değinen Akbay, “Hidrokarbon yakmanın bir süre daha devam etme zorunluluğu göz önünde bulundurulduğunda, güvenilir nükleer enerji teknolojileri ile enerji talebine cevap vermek, arz güvenliğini artıracak. Takip edilmesi elzem olan küçük modüler nükleer reaktörler gibi üretim kaynaklarının da hayatımıza girmesi için çalışılıyor. Aynı zamanda, güneş ve rüzgar enerjilerinden yararlanarak tüketim yerlerine yakın bölgelerde, elektrik üretecek dağıtık mikro şebekeler geliştiriliyor. Böylece hem iletim şebekesinin yükü bir miktar azaltılıyor hem de elektriğin yüksek taşıma maliyetinden tasarruf sağlanabiliyor.” dedi.  Yenilenebilir enerji üretimi artıklarından hidrojen ve saf su üretiminin gerçekleştirilebilmesi konusuna da değinen Akbay,  “Yüksek ısı enerjisi ihtiyacı için suyun kapalı çevrim kullanılacağı hidrojen-oksijen-su döngüsü sağlanırken, karbondioksit salımı tutularak yenilenebilir enerji desteği ile tekrar sentetik metana dönüşümü ardından saf su elde edilebiliyor. Hidrojen üretimi için yenilenebilir enerji fazlasından yararlanılması ve batarya depolama teknolojisi sayesinde elektrik enerjisine ihtiyaç duyulduğunda anlık destek sağlanarak şebeke kalitesinin korunması, çığır açan teknolojiler arasında yer alıyor.” şeklinde konuştu. 

Enerjide sürdürülebilirliği, pil teknolojileri ve depolama çözümleri sağlıyor

Yenilenebilir enerji kaynaklarının düzensiz üretimi ve talebi karşılamak için sürekli olarak depolama teknolojileri geliştirildiğinin altını çizen Akbay,             “Pil teknolojileri ve diğer depolama çözümleri, tüketicilere ekonomik ve güvenilir elektrik sağlamanın yanı sıra enerji sistemlerinin sürdürülebilirliğini de artıracak. Bu teknolojiler, enerji üretim tesislerinin üretim kapasitelerini ve verimliliğini optimize etmek, elektrik enerjisinin transferi ve ticareti ile sınırları aşan çözümler sunmak, arz-talep dengesini hassas bir şekilde yönetmek için önemli bir görev görüyor.” dedi. 

Enerji altyapılarımıza son teknolojileri entegre ediyoruz 

Elektrikli araçlar, ısı pompaları, büyük veri merkezleri ve yapay zeka algoritmalarını çalıştıracak kuantum bilgisayarlarının enerji yönetiminde önemli araçlar olduğunu belirten Akbay, “Bu teknolojilerin etik çerçevede kullanılması, enerji verimliliğini artırırken doğal kaynakları korumamıza ve zamanımızı verimli kullanmamıza olanak tanıyor. Eksim Enerji olarak, mevcut enerji altyapılarımızı gelişen teknolojilerle bütünleştirerek üretim ve tüketim verimliliğini artırmaya devam ediyoruz. Akıllı şebeke sistemleri, yapay zeka ve veri analitiği, enerji tüketim modellerini optimize ederek enerji tasarrufunu maksimize etmemizi sağlıyor. Yapay zeka ile enerji tesislerimizin projelendirme, yapım, üretim planlama ve bakım süreçlerinde kaynak-zaman yönetimini optimize ediyoruz. Böylece, enerji arz-talep dengesini doğru öngörebiliyor, tesislerimizin ömrünü uzatıyor ve kapasite kullanımını artırıyoruz.” dedi.

Beyaz çimento ihracatının Şampiyonu Çimsa oldu

Sabancı Holding iştiraki Çimsa, 2023 yılı İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni’nde beyaz çimento sektörü “En Fazla İhracat Gerçekleştiren Firma” ve gri çimento sektörü “En Fazla İhracatını Artıran Firma’ ’kategorilerinde birincilik ödülünün sahibi oldu.

Çimsa, Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği’nce düzenlenen “6. İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni’nde” toplamda beş ödül kazanarak ihracattaki liderliğini bir kez daha kanıtladı. Beyaz çimento sektörü “En Fazla İhracat Gerçekleştiren Firma” ve gri çimento sektörü “En Fazla İhracatını Artıran Firma’ ’kategorilerinde birincilik ödülünün sahibi oldu.

Ayrıca yine aynı törende gri çimento; genel çimento (klinker dahil) ve klinker sektörlerinde “En Fazla İhracat Gerçekleştiren Firma” kategorilerinde ödüllere layık görüldü. 

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Çimsa CEO’su Umut Zenar“Çimsa olarak 2023 yılında yaptığımız ihracat ile sektördeki liderliğimizi korumaya devam ediyoruz. 2023 yılında gösterdiğimiz başarılı ihracat performansıyla bu ödülleri almaya hak kazandık. Sektörün lideri olarak bu ödüllere layık görülmekten son derece gururluyuz. Emeği geçen tüm Çimsa çalışanlarına teşekkür ediyoruz” dedi. 

2024 yılını da oldukça başarılı geçirdiklerini söyleyen Zenar, “Bu ödüller, Çimsa’nın ihracat konusundaki kararlılığının ve başarısının bir göstergesidir. Önümüzdeki dönemde de ihracat performansımızı artırmaya ve global pazarlarda liderliğimizi sürdürmeye kararlıyız. İnovasyon ve sürdürülebilirlik odaklı stratejilerimizle başarılarımızı devam ettireceğiz. Ayrıca, Türkiye’nin ilk ve tek Kalsiyum Alüminat Çimento (CAC) üreticisi olarak Mersin’deki yeni üretim tesisimizle CAC ihracatında da güçlü bir pozisyon elde ettik. Bu önemli yatırım ile CAC üretim kapasitemizi iki katına çıkararak global pazarın en büyük üç CAC üreticisinden biri konumuna yerleştik. Türkiye’nin katma değerli ihracat seferberliğine katkı sağlarken, dünya genelinde de etkimizi artırmaya devam ediyoruz” dedi.

Türk Ytong’a 2 Altın Pusula ödülü

Türk Ytong, Türkiye Halkla İlişkiler Derneği tarafından bu yıl 22’si düzenlenen Altın Pusula Türkiye Halkla İlişkiler Ödülleri Yarışması’nda iki ödül almaya hak kazandı. 

Türk Ytong’un 60. Yılı çerçevesinde gerçekleştirilen Sarının İzi projesi “Kurumsal İletişim” ve “En İyi ve Yaratıcı Uygulama Örnekleri” kategorilerinde ödüle layık görüldü.

Türkiye Halkla İlişkiler Derneği tarafından, bu yıl 22’ncisi düzenlenen “Altın Pusula Türkiye Halkla İlişkiler Ödülleri” yarışmasının sonuçları, 26 Haziran 2024 Çarşamba akşamı Zorlu PSM Sky Lounge‘da düzenlenen törenle açıklandı. 

Türkiye’de halkla ilişkiler sektörünün ilk ödül programı ‘Altın Pusula Türkiye Halkla İlişkiler Ödülleri’ne

20 ana 18 alt kategori olmak üzere toplam 38 kategoride 231 kurum projesi, 114 genç iletişimci projesi katıldı. Seçici jüri üyelerinin akademisyenler, fikir liderleri iletişim profesyonelleri, sivil toplum örgütlerinin yöneticileri, iş insanları gibi Türkiye’nin alanında uzman isimlerinden oluştuğu Altın Pusula sektörün en prestijli ödülleri arasında yer alıyor. 

2023 yılının en başarılı halkla ilişkiler uygulamalarının başvuruda bulunduğu 22. Altın Pusula’da, “Türk Ytong Sarının İzi” projesiyle hem “Kurumsal İletişim” hem de “En İyi ve Yaratıcı Uygulama Örnekleri” kategorilerinde ödül almaya hak kazandı. Ödülü, Türk Ytong adına Türk Ytong Genel Müdürü Tolga Öztoprak, Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Barış Saban ve Kurumsal iletişim Uzmanı Çağla Parlak aldı. 

60. yılımızı iki ödül ile taçlandırdık

Türk Ytong Genel Müdürü Tolga Öztoprak  her zaman hem Türkiye’de hem de dünyada ilklere imza atan bir marka olduklarının altını çizerek şunları söyledi: “Kurulduğumuz günden  bugüne  Türk yapı sektörüne sunduğumuz çok yönlü katkılar, üstün kalitede malzeme ve hizmetler, vazgeçmediğimiz değerler bizi dünya liderliği seviyesine getirdi. Ulaştığımız üretim gücü ve potansiyelimiz ile gurur duyuyoruz. Geldiğimiz noktada Türkiye’de yenilikçi ve çağdaş yapılaşmanın öncüsü olarak kabul görüyoruz. Geride bıraktığımız 2023 yılında cumhuriyetimizin 100. Yılını kutlarken Türk Ytong olarak da  60’ıncı  yılımızı kutladık. Bu çerçevede Türkiye’ye bıraktığımız izleri, sahip olduğumuz yaratıcı, yenilikçi ruhtan aldığımız ilhamı sanatla anlatmak, kutlamak için “Sarının İzi” projesini hayata geçirdik.  60. Yılımızda sektörümüzde bir ilke imza attık ve “Sarının İzi” ile Türkiye’de ürünlerimizin ulaştığı her noktada sanatı ve Ytong’un değerlerini sergilemeye başladık. Genç, başarılı, yetenekli sanatçı dostlarımızla birlikte bu yaratıcı projeye imza atmaktan, sanattan aldığımız gücü ve güzelliği şehirlere yaymaktan, Türkiye Halkla İlişkiler Derneği tarafından ödüle layık görülmekten dolayı çok mutluyuz. Bu çok büyük ve anlamlı projede emeği geçen herkese teşekkür ediyorum”. 

2023 yılının en yaratıcı projesi Sarının İzi 

Türkiye’nin lider gazbeton üreticisi Türk Ytong, kuruluşunun 60. yılında özgün bir proje ile bir ilke daha imza atarak “Sarının İzi” projesini hayata geçirdi. Proje kapsamında herkesçe tanınıp sevilen sarı renkli ikonik ürün ambalajlarını başarılı genç sanatçıların dokunuşlarıyla birer sanat eserine dönüştüren Türk Ytong, nitelikli yaşam alanlarından aldığı ilhamla sanatı tüm şehirlere yaydı. Türkiye’nin en büyük açık hava sergisi olan “Sarının İzi”, yaratıcılığı şehir yaşamıyla birleştirerek Türk Ytong’un 60. yılını kent, mimarlık ve sanat ekseninde kutladı. Türkiye’nin her noktasına yayılan Sarının İzi alanında bir ilk olma özelliğini de taşıyor. Sanatçılar Burak BecerenMeltem Şahin ve Piknik Works’ün eserlerinin yer aldığı sarı Ytong ambalajları bulundukları her yeri sanatın estetiğini, yaratıcılığını şehir yaşamıyla birleştirerek renklendiriyor. İçinde birçok kültür ve sanat etkinliğini barındıran Sarının İzi projesi dört aşamadan oluşuyor. Hazırlık aşaması bir yıldan fazla süren ve farklı disiplinlerden 20 kişilik ekibin desteğiyle ilerleyen proje Türkiye Halka İlişkiler Derneği tarafından düzenlenen Altın Pusula Yarışması’nda 2023 yılının  “Kurumsal İletişim” ve “En İyi ve Yaratıcı Uygulama Örnekleri” kategorilerinde ödüle layık görüldü.

Doğaya Saygı Projesi toplumu bilinçlendiriyor

0

Muğla ve çevresinde 2021 yılında yaşanan orman yangınlarından olumsuz etkilenen köylerin kalkınmasına destek olmak amacıyla Doğaya Saygı Projesi’ni yürüten OPET; Milas’ın Çökertme Köyü’ndeki restorasyon, rehabilitasyon ve eğitim çalışmalarını tamamladı. Çökertme Köyü’nde düzenlenen törende konuşan OPET Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi Nurten Öztürk, “Doğaya Saygı Projesi kapsamında bölge halkının orman yangınları, iklim değişikliği ve afetlerle ilgili bilinçlenmesine katkı sağlamanın sürdürülebilir bir gelecek için çok değerli olduğuna inanıyoruz. Artan sıcaklıkla birlikte aynı felaketi tekrar yaşamamak için herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi ve dikkatli olması gerekiyor” çağrısında bulundu. Proje kapsamında eğitim amaçlı kullanımı için yenilenerek tahsisi Milas Halk Eğitimi Merkezi’ne devredilen Çökertme Ek Hizmet Binası’nın açılışı da gerçekleştirilen törende, bölgenin kalkınmasında eğitimin önemine dikkat çekildi. 

“Bilinçli Toplum” yaratma hedefi ve sosyal sorumluluk vizyonu doğrultusunda “Doğaya Saygı Projesi” ile 2021 yılında yaşanan orman yangınlarından olumsuz etkilenen köylerin yeniden kalkınması için hareket geçen OPET, bu yolculukta önemli bir kilometre taşını daha tamamladı. Yangınlarda büyük maddi ve manevi kayba uğrayan Marmaris’e bağlı Bayır ve Osmaniye, Köyceğiz’e bağlı Otmanlar, Milas’a bağlı Gökbel ve Bozalan köylerinde rehabilitasyon, eğitim ve ekonomik kalkınma alanında çalışmalar yürüten OPET, Milas’ın Çökertme Köyü’nü de yeni bir çehreye kavuşturdu. 

Doğaya Saygı Projesi kapsamından Çökertme Köyü’nde yapılan yenileme ve rehabilitasyon çalışmalarının devir teslimi ile Yalı Bölgesi’nde bulunan ve eğitim amaçlı kullanılmak üzere tadilatı yapılan Muğla Valiliği’ne ait binanın açılışı nedeniyle 27 Haziran tarihinde bir tören düzenlendi. Tören, Muğla Valisi Dr. İdris Akbıyık, Milas Kaymakamı Mustafa Ünver Böke, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü İzleme ve Değerlendirme Daire Başkanı Ferhat Davran, Milas Belediye Başkanı Fevzi Topuz, İl Milli Eğitim Müdürü Emre Çay, Muğla İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak ile OPET Yönetim Kurulu Kurucu Başkanı Fikret Öztürk, OPET Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi Nurten Öztürk, Milas Halk Eğitimi Merkezi Müdürü Ali Pilavcı, Halk Eğitimi Merkezi müdür yardımcıları, Çökertme Muhtarı Ertan Konar, Gökbel Muhtarı Halil İbrahim Gönül, Bozalan Muhtarı Dursun Kayıhan, OPET Sürdürülebilirlik ve Kurumsal İletişim Grup Müdürü Ayşenur Aydın, Halk Eğitimi Merkezi öğretmenleri, Opet temsilcileri ve köy halkının katılımıyla gerçekleştirildi.

“DOĞAYA SAYGI, İNSANA SAYGIDIR”

Muğla Valisi Dr. İdris Akbıyık törende şöyle konuştu: “Çok güzel bir yerde güzel bir eserin açılışını yapıyoruz. Bu dünyada en güzel yatırım, eğitime yapılandır. MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğümüz, Halk Eğitim Müdürlüklerimiz yaptıkları bu çalışmalar ile ülkemize büyük katkı sağlıyor. Hak ettiğimiz yere yani Atatürk’ün gösterdiği muasır medeniyetler seviyesi için çok çalışmalı, yeni buluşlara imza atmalı, yeni teknolojiler geliştirmeliyiz. Başta Nurten Öztürk olmak üzere, bu sürece katkısı olan herkese teşekkür ediyorum. Doğaya saygı, insana saygıdır.”

“HAYAT BOYU ÖĞRENME OLARAK HER ZAMAN YANINIZDAYIZ”

Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü İzleme ve Değerlendirme Daire Başkanı Ferhat Davran ise “Birçok Halk Eğitim Merkezi’ni gezmiş biri olarak söylüyorum; belki Türkiye’nin en güzel Halk Eğitim Merkezi binasında bulunmanın mutluluğunu huzurunu yaşıyorum. Şöyle baktığınız zaman hani biz sadece Halk Eğitimi dört duvar arasında değil, Halk Eğitimi her yerde. Denizin kenarında, dağın tepesinde, bir köy ovasında, bir okulun dört duvarının arasında, Halk Eğitimi her yerde… O yüzden bizim sloganımız şuydu zaten; “Hayat Boyu Öğrenme olarak her zaman yanınızdayız”. Burada en çok istediğimiz nokta da şu; yaptığımız kursların istihdama yönelik olarak bir katkı sunması. İmkân olsa kendimi buraya kursiyer olarak yazdırıp, şu denizin sesiyle beraber güzel etkinliklere imza atmayı isterim. Emeği geçen herkese bir kez daha şükranlarımı sunuyorum” dedi.

“ÇEVRE BİLİNCİNİ ARTIRMAK AMACIYLA YÜRÜTÜLEN PROJELERE ÖNEM VERİYORUZ”

İl Milli Eğitim Müdürü Emre Çay, “Doğaya saygı göstermek hepimizin ortak sorumluluğu. Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak, bizlerin en önemli görevi. İl Milli Eğitim Müdürlüğü olarak çevre bilincini artırmak amacıyla yürütülen projelere büyük önem veriyoruz. OPET’in bu anlamlı projesi de öğrenci ve kursiyerlerimizin çevre bilinciyle yetişmesi adına son derece önemli bir adım. Açılışını yaptığımız bu güzel binanın da bu amaçla faaliyetlerini yürüteceğini düşünüyor ve emekleri için OPET Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi Sayın Nurten Öztürk’e ve saygıdeğer eşi Opet Yönetim Kurulu Kurucu Başkanı Fikret Öztürk’e teşekkür ediyorum” diye konuştu.

“ORMAN YANGINLARI, İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE AFETLER HAKKINDA FARKINDALIK EĞİTİMLERİ VERİLDİ”

Törende OPET Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi Nurten Öztürk, Doğaya Saygı Projesi ve Çökertme’de bugüne kadar yapılan çalışmalar hakkında bilgi vererek projenin farklı aşamalarında destek sağlayan yerel yönetimlere teşekkürlerini iletti. 

Doğaya Saygı Projesi’ni, OPET’in yıllardır sürdürdüğü Örnek Köy Projesi ve Çanakkale’de Tevfikiye Arkeo-köy ve Çıplak Etno-köy projeleri örneklerinden yola çıkılarak şekillendirdiklerini kaydeden Öztürk, “2021 yılında Muğla ili ve çevresinde yaşanan orman yangınlarının ardından, bu bölgedeki köylerimize nasıl destek olabiliriz diye harekete geçtik. Yangın sonrasında yaşam alanlarının yanı sıra arıcılık ve zeytincilik gibi geçim kaynaklarını kaybettikleri için zor durumda olan köylerimizi belirleyerek çalışmalara başladık. Yangından hem ekonomik hem de fiziksel olarak zarar gören köylerimizde yeni geçim kaynakları oluşturmak, köylerimizin sürdürülebilir kalkınmasına destek olmak için tüm kurum ve kuruluşlarımızla birlikte çalıştık ve çalışmaya devam ediyoruz. Tüm köy evleri ve köy meydanlarında yürüttüğümüz mimari çalışmalarla köylerimizi yeni bir çehreye kavuştururken, halk eğitim kursları, kooperatifçilik, köylerimize özgü ürünlerin coğrafi işaret başvuruları ile köylerimizin kalkınması ve ülkemizin gelişimi için çalışıyoruz. Çökertme’de de kamu ve yerel yönetim kuruluşlarıyla birlikte bölge halkına destek vermek ve topluma örnek olmak amacıyla, yenileme çalışmalarının yanı sıra ekonomik ve sosyal etki yaratacak eğitimler düzenledik.  Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile 2006 yılından bu yana birlikte çalışıyoruz. Ve rehabilite ettiğimiz örnek köylerde farklı alanlarda birçok kurs programını onların desteğiyle birlikte organize ediyoruz. Bu güzel binayı eğitime tahsis etmek üzere Muğla Valimiz ve değerli eşleri, Kaymakamımız, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğümüz ve Belediye Başkanlarımız desteklerini esirgemedi. Her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum” dedi. 

Artan sıcaklıkla birlikte aynı felaketi tekrar yaşamamak için herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi ve dikkatli olması gerektiği çağrısında bulunan Öztürk şöyle devam etti: “Köylerimizde yangının izlerini silerken, bölge halkının orman yangınları, iklim değişikliği ve afetlerle ilgili bilinçlenmesine katkı sağlamanın sürdürülebilir bir gelecek için çok değerli olduğuna inanıyoruz. Yangınları ve yangın nedeniyle oluşabilecek zararı en aza indirmenin en önemli yolu, bu konudaki farkındalığı artırmak ve bilgi sahibi olmak. Doğaya Saygı projemiz kapsamında bir yandan zarar gören köylerimize destek verirken diğer yandan eğitim odaklı farkındalık çalışmaları yürüterek daima temkinli olunması gerektiğine dikkat çekiyoruz.”  

Törende ayrıca Doğaya Saygı Projesi kapsamında yapılan çalışmaların yer aldığı beratlar her bir köyün muhtarına teslim edildi. Çökertme Muhtarı Ertan Konar, Gökbel Muhtarı Halil İbrahim Gönül, Bozalan Muhtarı Dursun Kayıhan hazırlanan beratları Muğla Valisi Dr. İdris Akbıyık, OPET Yönetim Kurulu Kurucu Başkanı Fikret Öztürk ve OPET Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi Nurten Öztürk’ün elinden aldı. 

MİLAS HALK EĞİTİMİ MERKEZİ ÇÖKERTME KURS BİNASI HİZMETE AÇILDI

Proje kapsamında Yalı bölgesinde yer alan ve mülkiyeti Muğla Valiliği’ne ait olan beş oda kapasiteli iki katlı bina yenilendi. Binanın tüm tadilatı ve iç düzenlemeleri OPET tarafından yapıldı ve bina tamamen yenilenerek bugünkü halini aldı. Yenileme çalışmalarının ardından ilgili kurumlar arasında koordinasyon ve iş birliği sağlayarak binanın eğitim amaçlı kullanımı için tahsisinin Milas Halk Eğitim Merkezi’ne verilmesini sağladı Opet, Milas Halk Eğitimi Merkezi ile imzaladığı protokol kapsamında Çökertme Ek Hizmet Binasında eğitimlere başladı. Çökertme, Gökbel, Bozalan ve çevre köylerin katılımıyla başlatılan kurslarda İngilizce, diksiyon, hijyen ve el sanatları gibi eğitimler veriliyor. İlerleyen dönemlerde ise bilgisayar, işletmecilik, kırsal turizm, takı tasarımı ve üretimi, seramik, hediyelik eşya üretimi, ahşap boyama, aşçılık ve yemek, halk oyunları, su sporları ve dans gibi eğitimler hayata geçirilecek. Tüm bu çalışmaların sonunda bu bölgenin kalkınmasına hizmet edecek. 

DOĞAYA SAYGI PROJESİ İLE ÇÖKERTME KÖYÜNÜN ÇEHRESİ NASIL DEĞİŞTİ?

OPET Sürdürülebilirlik ve Kurumsal İletişim Grup Müdürü Ayşenur Aydın ise proje kapsamında köylerde yapılan tüm çalışmaları anlatarak, sonuçları hakkında bilgi verdi. Çalışmalara başlamadan önce tüm köylerde yapılan anket çalışması ile hanelerdeki ihtiyaçlar belirlendiğine ve çalışmaların bu doğrultuda planlandığına dikkat çeken Aydın, Çökertme’nin kültürel ve mimari özellikleri korunarak iyileştirme çalışmalarının yapıldığını aktardı. Aydın, yapılan faaliyetler arasında, altyapı çalışmaları, köy ana yol düzenlemeleri, ana arter üzerindeki taş duvar ve ahşap çit uygulamaları, köy evleri için boya dağıtımı ve boya uygulaması, köy okulu dış cephe boyamaları, Temiz Tuvalet Kampanyası standartlarına uygun tuvalet düzenlemeleri, köy kahvesi düzenlemeleri, örnek pansiyon uygulaması, köyde bulunan tüm mekanlara masa ve sandalye temini, yöreye uygun motiflerle tabela ve kapı numarası uygulamaları, yerel halk ve köy dışından ziyaretçilere hizmet vermek amacıyla kafe ve restoran yapımı gibi çalışmaların hayata geçirildiğini belirtti. Aydın, bu çalışmaların ardından Milas Halk Eğitimi Merkezi’nin kullanımı için düzenlenen bu binayı hediye etmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirtti. 

Endeavor Türkiye girişimcilere destek veriyor

0

Türkiye’deki hızlı büyüyen girişimcileri destekleyen Endeavor Türkiye Scale-up Programı, işini büyütmek ve global pazara açılmak isteyen 10 girişimi daha mezun etti.

Endeavor Türkiye, P&G iş birliğiyle gerçekleştirdiği Scale-Up Hızlandırma Programı’nın beşinci dönemini başarıyla tamamladı. Strateji ve iş geliştirme odaklı desteklerin yanı sıra Endeavor’ın uluslararası ağına erişim imkânı da sunan programa, bu yıl e-ticaret, hizmet yazılımları, mobilite, oyun ve yapay zeka alanlarında faaliyet gösteren 10 girişim katıldı. Aposto, B2Metric, Comodif, Kidolog, Masraff, Mega Fortuna, Twiser, Uppy, Usersdot, Vigo Scale-Up Programı’nın beşinci dönem mezunları oldular.

Scale-Up programının beşinci döneminden mezun olan girişimciler özellikle Founder Forum’un kendilerini geliştirmeleri için çok iyi bir fırsat olduğunu, Endeavor mentörlerinden ve bağlantılarından yararlanmanın çok faydasını gördüklerini söylediler. Ortak problemlerini farklı açıdan gözlemleyerek, çözümlerini konuşmanın, metodoloji geliştirmekte kendileri için önemli bir yol gösterici olduğunu belirttiler.

Programı değerlendiren Endeavor Türkiye Genel Sekreteri Aslı Kurul Türkmen, “Endeavor Türkiye, Scale-Up programıyla girişimcilere destek olarak hedeflerine ulaşmalarına yardımcı oluyor. Kurulduğumuz günden bu yana girişimcilik ekosistemine mentörlük sağlamak ve girişimcilerin uluslararası pazarlara açılmalarına destek olmak en büyük önceliğimiz olmuştur. Bu amaçla gerçekleştirdiğimiz programlarımızdan mezun olan girişimcilerin elde ettiği başarılar bizleri motive ediyor ve bize ilham veriyor. Beşinci Scale-Up Programı’nı tamamlayan tüm girişimcilere, girişimcilik yolculuklarında başarılar diliyorum. Girişimcilik zor ve yalnız bir yol olabilir, bu yüzden birbirimize destek olmanın ne kadar önemli olduğunu unutmamalıyız. Dayanışma ve iş birliği ile daha büyük başarılara imza atabiliriz.” dedi.

P&G Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Kumaş, Ev, Bebek ve Kadın Bakım Ticari Operasyonlar Başkan Yardımcısı Değer Kurtaslanoğlu, “Bugün dünyanın en büyük temizlik ve kişisel bakım firmalarından biri olmamızda büyük rol oynayan inovasyon anlayışımızla girişimciliğe hep destek verdik. Bu doğrultuda Endevour Derneği iş birliğiyle, Scale-Up Hızlandırma Programı’nı desteklemek ve program kapsamında çok sayıda girişimciyle bir araya gelerek yeni iş ortaklıkları fırsatlarını değerlendirmek, bizim için büyük bir önem taşıyor. Girişimcilere P&G’nin ölçeğini sunarken, dış dünyadan yeni fikirleri alıp uygulamamıza fırsat tanıyan bu programın üç aylık son döneminde yenilikçilik adına yine önemli bir yol kat ettik. Beşincisini tamamladığımız ScaleUp Programı’na katılan tüm girişimcilere yolculuklarında başarılar diliyorum” dedi.

Üç ay süren Endeavor Scale-Up Programı, ürün ve hizmetleri pazarda talep gören ve hızla ölçeklenen, teknoloji odaklı Scale-Up aşamasındaki girişimlerin ihtiyaçlarına yönelik olarak gerçekleştirildi.

Program boyunca Scale-Up şirketlerinin kurucu ve CEO’ları, hukuk, teknoloji, ürün, markalaşma, yetenek, kültür ve yatırım konularında grup atölye çalışmalarına katıldılar, başarılı Endeavor girişimcilerinden birebir mentörlük aldılar. Aynı zamanda genel strateji ve dikey uzmanlık konuları odaklı mentörlüklerle desteklenen “Founders Forum”larda benzer aşama girişimlerde yaşanan sorunları tartışma ve iş geliştirme fırsatları yakaladılar.

Programa katılan girişimlerden Aposto’nun kurucu ortağı Umutcan Savcı, program deneyimini ScaleUp Programı, son 5 yıllık periyotta çeşitli küresel ve yerel faktörler nedeniyle Seri-A yolculuğuna çıksa da birtakım bariyerleri aşmakta güçlük çeken girişimler için pek kıymetli bir masa oldu. Ortak sorunlar, stratejik atılımlar, soru işaretleri ve iş modeli geliştirmelerine dair tecrübe aktarımları, paylaşımların kıymetini katbekat artırdı. Tüm girişimler için bir diğerinin yolculuğundan faydalı çıkarımlar yapma imkanı doğdu. Bizleri bu masa etrafında buluşturdukları için Endeavor ve P&G’ye çok teşekkürler.” şeklinde değerlendirdi.

Girişimcilere globalleşme konusunda da rehber olan programda uluslararası pazarlara erişim, yurt dışı ortaklıkları ve satış stratejileri gibi konularda başarılı Endeavor girişimcileri ve uzmanlarla özel atölyeler düzenlendi. Ayrıca girişimler Endeavor’ın seçim sürecine dahil olarak, uzun vadede ABD, Avrupa, Latin Amerika, Orta Doğu ve Güneydoğu Asya’daki ofisler ve bu bölgelerde bulunan mentörlerden pazara giriş ve sermayeye erişim konusunda mentörlük alabilme fırsatına erişecekler.

Programa ilişkin daha detaylı bilgiye scaleup.endeavor.org.tr adresinden ulaşılabilir.

HT Solar güneş panelinde liderliğini koruyor

İstanbul Sanayi Odası’nın hazırladığı ‘Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2023 Araştırması’na göre HT Solar, bir kez daha Türkiye’nin en büyük güneş paneli üreticisi oldu. 2018’den bu yana kesintisiz olarak listede yer alan HT Solar, geçen yıla göre sıralamasını 30 basamak yukarı taşımayı başararak 170’inci sırada yer aldı. HT Solar, yaklaşık 400 milyon dolarlık yurt dışı satışı ile de Türkiye’nin en çok ihracat yapan 35’inci firması olmayı başardı. 

Türkiye’de sanayinin en büyük şirketlerinin belirlendiği, İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından hazırlanan ‘Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması’nın 2023 yılı sonuçları açıklandı.

Türkiye genelinde 2 GW’ın üstünde kurulu güce ulaşarak büyük bir başarı elde eden ve başta ABD olmak üzere dünyanın dört bir yanına gerçekleştirdiği ihracatlarıyla öne çıkan HT Solar, 2018’den beri yer aldığı listede güneş paneli üreticileri arasındaki lider konumunu sürdürmeye devam etti.  İSO 500 2022 listesinde genel sıralamada 200’üncü, ihracat sıralamasında ise 106’ıncı sırada olan HT Solar; 2023 listesinde ise genel sıralamada 30 basamak birden yükselerek 170’inci, ihracat sıralamasında da 71 basamak birden yükselerek 35’inci sırada yerini aldı. 

HT Solar Enerji Satış ve Pazarlama Direktörü Emre Kulaç, 2023 yılında da İSO 500’deki liderliklerini sürdürmelerinden dolayı duyduğu gururu ifade ederek şunları söyledi:

“35 milyon dolarlık yatırımla 2016 yılında Tuzla’daki 32.000 m2’lik alana kurulan fabrikamızda faaliyetlerimize başladık ve bugün yıllık 2 GW’lık üretim kapasitemiz ile sektördeki lider konumumuzu sürdürüyoruz. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye çapında 2 GW kurulu güç kapasitesine ulaşarak ülkemizin güneşten sağladığı enerjinin yaklaşık yüzde 15’ini tek başımıza karşılıyoruz. Türkiye için ürettiğimiz güneş paneli sayısı 5 milyonu aşarken, ulaştığımız 2 GW’lık kurulu güç ise 600.000 konutun ve yaklaşık 2,5 milyon kişinin elektrik ihtiyacına tekabül ediyor. Türkiye’de ürettiğimiz güneş panelleri; Avrupa’dan ABD’ye, Ortadoğu’dan Kuzey Afrika’ya kadar birçok coğrafyada güneşten maksimum verim alarak temiz bir geleceği inşa etmeye yardımcı oluyor. Yenilenebilir enerji alanının en büyük pazarlarından biri olan ABD’ye yılda 1 GW gücünde panel ihraç ederek toplamda yaklaşık 400 milyon dolarlık ekonomik değeri Türkiye’ye kazandırıyoruz. Dünya çapında 8 GW’lık kurulu güce ulaşmış bir firma olarak ihracatta da bayrak taşıyıcı firma konumundayız.”

Önümüzdeki dönemde Türkiye ve ABD’de yapacakları yeni yatırımlarla daha da büyüyeceklerinin altını çizen Emre Kulaç, “İSO 500 gibi Türkiye’nin en prestijli listelerinden birinde elde ettiğimiz sıralamayı çok daha yukarılara taşıyacağımız günler yakın. 500’ün üzerinde çalışanımız ve üstün teknolojiye sahip üretim hatlarımızla Ar-Ge faaliyetlerimize odaklanarak yeni ürünler geliştirmeye devam edeceğiz. Yüksek teknoloji ve verimliliğe sahip güneş panelleri ve hücrelerimizi Türkiye ve dünya geneline yayarak sürdürülebilir bir geleceğe katkı sunmayı hedefliyoruz” diye de ekledi.

Q Charge ile şarj istasyonu ile rezerve dönemi

0

1000 Yatırımlar Holding AŞ. Yönetim Kurulu Üyesi Kadir Abdik, 1000 Yatırımlar Holding AŞ.’nin çatısı altındaki Meta Mobilite Enerji AŞ. markası olan Q Charge’ın yeni sisteminin, Q Charge kullanıcılarının deneyimini ve enerji verimliliğini artıracağını belirtti.

Mayıs 2022’de %100 Türk sermayesi ile kurulan Q Charge, enerji sektöründe yenilikçi çözümler sunmaya devam ediyor. 15’ten fazla şehirde 39 AC ve 92 DC olmak üzere toplamda 131 şarj istasyonu ile hizmet sağlayan Q Charge, Haziran ayı itibarıyla kullanıcılarına rezervasyon özelliğini sunmanın gururunu yaşıyor.

Yeni rezervasyon özelliği ile şarj deneyiminizi planlayın

Q Charge’ın yeni rezervasyon sistemi, kullanıcıların şarj istasyonlarını belirli bir zaman dilimi boyunca rezerve edebilmesini sağlıyor. Kullanıcılar, mobil uygulama üzerinden uygun şarj istasyonunu seçip tarih ve saat belirleyerek rezervasyon yapabiliyor. Rezervasyon süresi boyunca şarj istasyonu yalnızca o kullanıcıya ayrılıyor ve diğer kullanıcılar tarafından kullanılamıyor. Şirketin gelecekteki hedeflerinin arasında kullanıcıların rezervasyon süresine yetişememesi durumunda farklı istasyonları kullanabilmeleri adına alternatif çözümler sunmak yer alıyor.

Q Charge’ın sunduğu bu yenilik; 1000 Yatırımlar Holding AŞ.’nin ve çatısı altındaki şirketlerinin, mikro mobilite sektöründe sahip olduğu yazılım ve mobil uygulama deneyiminden güç alıyor. Kendi yazılımını kullanarak haritalama, kullanıcı dostu arayüz ve güvenilir altyapı sunma yeteneği ile Q Charge, enerji sektöründe fark yaratıyor.

Kadir Abdik: “Q Charge ile geleceğe yatırım yapıyoruz”

1000 Yatırımlar Holding AŞ.’nin Yönetim Kurulu Üyesi Kadir Abdik, “Q Charge, yenilikçi çözümler ve sürdürülebilir enerji anlayışıyla geleceğe yatırım yapıyor. Rezervasyon özelliğimiz, kullanıcı deneyimini iyileştirirken enerji verimliliğini de artırıyor. Kendi yazılımımızı kullanarak hızlı ve güvenilir hizmet sunma kapasitemiz, enerji sektöründe fark yaratmamızı sağlıyor” dedi.

Sürdürülebilir ve yenilikçi çözümler

Q Charge, yenilenebilir ve temiz enerjiye odaklanarak, elektrikli şarj istasyonları ile sürdürülebilir enerji çözümleri sunmaya devam ediyor. Yeni rezervasyon sistemi, kullanıcıların şarj ihtiyaçlarını daha verimli ve planlı bir şekilde karşılamalarını sağlayarak enerji sektöründe yenilikçi çözümler sunma yolundaki kararlılığını bir kez daha gözler önüne seriyor.

1000 Yatırımlar Holding Hakkında:

1000 Yatırımlar Holding AŞ., ulaşım ve yazılım gibi farklı alanlardaki platformlarla ve yenilikçi çözümlerle daha iyi bir gelecek modeli üzerinde çalışan firmalara yatırım yapmaktadır. Bünyesinde bulunan Bin Ulaşım ve Akıllı Şehir Teknolojileri AŞ., GO Sharing BV., Meta Mobilite Enerji AŞ., Algoritma Donanım ve Yazılım AŞ, 1000 Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para AŞ., İstanbul Dijital Taksi Uygulamaları Turizm San. ve Tic. AŞ. ve Altay Yenilenebilir Enerji Üretim ve Depolama AŞ. yatırımları ile 600’ü aşkın kişiye istihdam sağlayan 1000 Yatırımlar Holding AŞ., büyüyen şehirlerin ve değişen dünyanın sorunlarına akılcı çözümler ararken gücünü yeniliğe olan merakından ve sürekli gelişime bağlılığından alarak faaliyetlerine devam etmektedir.

PRSE 2024 fuarına milli katılım

0

Hollanda’nın Amsterdam şehrinde düzenlenen ve geri dönüşüm sektöründe dünyanın en önemli fuarından biri olarak kabul edilen PRSE – Plastics Recycling Show 2024 fuarının Türkiye milli katılım organizasyonu bu yıl ilk defa İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği tarafından gerçekleştirildi. Plastik sektöründe 34 firma geri dönüşüm alanında Türkiye’yi başarıyla temsil etti. 

Plastik geri dönüşüm sektörüne yönelik dünyanın en önemli fuarından biri olan PRSE – Plastics Recycling Show 2024 fuarı, bu yıl 19-20 Haziran 2024 tarihleri arasında Amsterdam’da gerçekleştirildi. Fuara bu yıl ilk kez Türkiye milli katılım organizasyonu düzenlendi. İKMİB tarafından yapılan milli katılım organizasyonu kapsamında 8 firma ve 26 bireysel firma olarak toplamda 34 firma, fuarda Türkiye’yi başarıyla temsil etti.

Farklı ülkelerden plastik geri dönüşüm sektöründe faaliyet gösteren 483 firmanın katılımcı olduğu fuarı 10 binden fazla kişi ziyaret etti. Türk katılımcı firmalar tarafından fuar süresince geri dönüşüm sektörüne yönelik ürün grupları sergilenerek, alıcı firmalara tanıtım gerçekleştirildi.

T.C. Amsterdam Başkonsolosu Mahmut Burak Ersoy, T.C. Lahey Ticaret Müşavir Yardımcısı Aşkın Pekel, İKMİB Yönetim Kurulu Üyeleri Erkan AydınFatma Köktaş ve Tarık Özdemir katılımcı firmaları ziyaret ederek, başarı dileklerini iletti.

Adil Pelister: “Türk firmalarımızın PRSE 2024 fuarında yer almasını ihracatımızın yanı sıra Avrupa Yeşil Mutabakatına uyum kapsamında önemli bir adım olarak görüyoruz”

Plastik geri dönüşüm sektöründe dünyanın en önemli etkinliklerinden biri olarak kabul edilen PRSE – Plastics Recycling Show 2024 fuarına bu yıl ilk kez milli katılım düzenlediklerini belirten İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, “İKMİB olarak, plastik sektörümüzün alt sektörlerinden olan geri dönüşüm sektörüne yönelik önemli bir etkinlik gerçekleştirdik. PRSE 2024’e bu yıl ilk kez gerçekleştirdiğimiz milli katılım organizasyonumuzun katılımcı firmalarımız açısından oldukça verimli ve etkili geçmesinden dolayı memnuniyet duyuyoruz. Daha çok sektördeki profesyonellere hitap eden fuarın dünya çapındaki bilinirliği ve önemi her geçen yıl artıyor. Plastik geri dönüşüm sektörünü takip etmek, geri dönüşüme dair dünyadaki gelişmelere uyum sağlamak ve sektördeki son teknolojilerin gerisinde kalmamak adına fuara katılımının önemli olduğunu düşünüyoruz. Türk firmalarımızın da fuarda yer almasını ihracatımız açısından gerek sektörün önemli bir parçası olmak gerekse sürdürülebilirlik ve Avrupa Yeşil Mutabakatına uyum kapsamında önemli bir adım olarak görüyoruz. Türkiye’nin 2023 yılında 10 milyar dolardan fazla plastik sektörü ihracatı bulunuyor ve bu ihracatın yarısı Avrupa’ya yapıldı. Bu açıdan Avrupa’da yer alan 137 milyar dolarlık pazardan daha fazla pay alınması ile geri dönüşüm sektöründe yeni trendlerin ve sektördeki son gelişmelerin takip edilmesi adına PRSE fuarının katılımcı firmalarımıza katkı sağlayacağına inanıyoruz. Bu kapsamda, 2025 yılında da söz konusu fuara Birliğimiz tarafından milli katılım organizasyonu düzenlenmesini planlıyoruz.” dedi.

İnci GS Yuasa İSO 500 listesinde

0

40. yılını kutlayan İnci GS Yuasa, İSO 500 listesinde Türkiye akü sektörünün lideri oldu.

İnci Holding ve Japon akü devi GS Yuasa’nın iştiraki İnci GS Yuasa, 40. yıl dönümünde İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) açıkladığı Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları – İSO 500 listesinde, bu yıl 19 sıra birden yükselerek akü sektörünün zirvesine oturdu.

Bu yıl 40. kuruluş yıl dönümünü kutlayan, 6 kıtada 80’i aşkın ülkeye ürün ve hizmetlerini ulaştıran, akü sektörünün öncü şirketi İnci GS Yuasa, ‘Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması’nın 2023 yılı sonuçlarına göre 19 basamak yükselerek, 214. sırada yer aldı ve akü sektörünün lideri olmayı başardı. Türkiye’nin en büyük akü üreticisi olan İnci GS Yuasa, üretimden net satışlarını da geçen seneye göre yüzde 54 oranında artırdı.

Dünyanın dört bir yanında milyonlarca aracın kalbinde İnci Akü imzası var

2023 yılında yurt içinin yanı sıra ihracat pazarlarına odaklanarak, büyümeyi sürdürdüklerini belirten İnci GS Yuasa İcra Direktörü Kadir Kaymakçı, “İnci GS Yuasa olarak, 40. yıl dönümümüzde İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması 2023 yılı sonuçlarına göre üretimden net satış verilerimizle akü sektörünün zirvesinde olmaktan gurur duyuyoruz. Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları listesinde, bu yıl 19 sıra birden yükselmemizde iş ortaklarımızdan bayilerimize, çalışanlarımızdan tedarikçilerimize bu büyük ailenin her bir ferdinin özverili emek ve çalışmaları var. Bugün, 6 kıtada 80’i aşkın ülkede milyonlarca aracın kalbinde İnci Akü imzası var. 40. yılımızda böylesi değerli bir başarıya imza attığımız için büyük bir mutluluk duyuyoruz. Her geçen yıl, daha fazla katma değerli üretim ve ihracat gerçekleştirerek, akü sektöründe ülkemizin potansiyelini en üst seviyeye taşımaya devam ediyoruz. Ege Bölgesi’nden doğmuş ve dünyaya açılmış bir marka olarak, bugün akü sektöründe sahip olduğumuz bilgi birikimi ve deneyim gerçekten de mücevher değerinde. Sahip olduğumuz potansiyeli ve başarabileceklerimizi biliyoruz. Bugüne kadar başardıklarımızın üstüne daha fazlasını ekleyerek, bu alanda dünya çapında söz sahibi olmaya devam edeceğiz. Ayrıca, 2024 yılında ihracatta dolar bazında yüzde 40 büyüme hedefiyle planlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Bu başarıda emeği geçen başta çalışma arkadaşlarımız, iş ortaklarımız, bayilerimiz ve tedarikçilerimiz olmak üzere tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyoruz.” dedi. 

Türkiye’nin en büyük akü üreticisi ve ihracatçısı olan İnci GS Yuasa, Manisa’daki fabrikalarında büyüyen üretim hacmiyle bugün, yıllık 7 milyon adetlik binek, hafif ticari ve ağır vasıta araçlar için otomotiv aküsü ve 750 bin adetlik endüstriyel akü hücresi üretim kapasitesine sahip bulunuyor. Şirket, otomotiv yenileme pazarındaki gücünün (AFM) yanı sıra dünyanın önde gelen otomotiv markalarına orijinal ekipman (OE) tercihi olarak hizmet vermeye devam ediyor.