27.2 C
İstanbul
Cumartesi, Ağustos 2, 2025
Ana Sayfa Blog Sayfa 16

Türkiye’de Rüzgar Enerjisi 2035 Hedefleriyle Şekilleniyor

TÜREB tarafından organize edilen Rüzgar Sektörü İstişare Toplantısı, İstanbul Hilton Bomonti Hotel’de gerçekleştirildi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın da katıldığı etkinlikte, rüzgar enerjisi sektörüne dair önemli gelişmeler ele alındı. Toplantıya sektör temsilcilerinin yanı sıra kamu kurumlarından üst düzey yetkililer de iştirak etti.

Rüzgar Enerjisinin Geleceği Konuşuldu

Toplantıda Bakan Alparslan Bayraktar, Türkiye’nin yenilenebilir enerji dönüşümündeki planlarını ve rüzgar enerjisiyle ilgili yeni düzenlemeleri paylaştı. YEKA yarışmalarının sektördeki yatırımları hızlandıracağını ve Süper İzin Kanunu ile bürokratik engellerin azaltılacağını vurguladı. Bakanlık, deniz üstü rüzgar enerjisi projelerinin de geleceğin önemli gündem maddeleri arasında yer aldığını ifade etti.

2024’te Öne Çıkan Çalışmalar

TÜREB Başkanı İbrahim Erden, 2024 yılında ulusal ve uluslararası arenada yapılan faaliyetlere değindi. Türkiye, ABD, İspanya, Fransa ve Almanya gibi ülkelerde rüzgar enerjisiyle ilgili etkinliklerde temsil edildi. TÜREB’in düzenlediği TÜREK 2024 etkinliğinde, yedi bine yakın sektör profesyoneli ağırlandı. Başkan Erden, İstanbul’un 2028 WindEurope Yıllık Etkinliği’ne ev sahipliği yapması için başvuruların yapıldığını belirtti.

Stratejik Plan ve Gelecek Beklentileri

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2024-2028 Stratejik Planı’nda yerli kaynaklardan elektrik üretim oranının artırılması hedefleniyor. Rüzgar enerjisi kurulu gücünün 19 bin 300 megavata çıkarılması ve yerli kaynakların elektrik üretimindeki payının yüzde 63’e ulaşması öngörülüyor. TÜREB, 2035 yılına kadar 120 bin megavat kurulu güç kapasitesi ve 80 milyar dolarlık yatırım hedeflerini sektör temsilcileriyle paylaştı.

Offshore ve Depolamalı Projeler Gündemde

Toplantıda, 2025 yılı için sektörün öncelikli beklentileri tartışıldı. Süper İzin Kanunu’nun çıkarılması, yeni YEKA yarışmalarının duyurulması ve offshore projelerinin geliştirilmesi bu beklentilerin başında geliyor. Depolamalı projelere yönelik destek mekanizmalarının oluşturulması da toplantının önemli gündem maddelerinden biri oldu.

Kamu ve Özel Sektör İş Birliği Vurgusu

Toplantıda, rüzgar enerjisi sektörünün büyümesi ve sürdürülebilir hale gelmesi için kamu ve özel sektör iş birliğinin önemine dikkat çekildi. TÜREB Başkanı İbrahim Erden, toplantının sektörün geleceği adına güçlü bir sinerji yarattığını ve iş birliğinin devam etmesi gerektiğini ifade etti.

Türkiye’nin Rüzgar Enerjisi Vizyonu Güçleniyor

Rüzgar enerjisinin Türkiye’nin enerji dönüşümünde kritik bir rol oynadığı, toplantının ana vurgularından biri oldu. TÜREB ve paydaşları, bu dönüşümü hızlandırmak ve sektörü daha ileri taşımak için çalışmalarını sürdürüyor.

Isı Pompalarıyla Enerji Verimliliğine Doğru

Enerji dönüşümünde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı kadar önemli olan bir başka başlık, enerji verimliliği… 2024’te karbonsuzlaşma ile enerji verimliliği birlikteliğinin sıkça vurgulanması, Enerji ve Karbon Azaltımı Destek Programı’nın (EKA) açıklanması, dikkat çekici gelişmeler.

SHURA Gündem’in ilk sayısı hem enerji verimliliği hem de karbonsuzlaşmaya katkı sağlayan, özellikle Avrupa’da binalarda kullanımı giderek artan ısı pompalarına ayrıldı.

KULLANDIĞI ENERJİNİN 4 KATI ISI ÜRETEBİLİYOR

 Isıtma, soğutma ve sıcak su sağlamak için ortamdaki doğal ısıyı yüksek sıcaklık ve basınca dönüştüren ısı pompaları, enerjiyi dönüştürürken kömür veya doğal gaz gibi fosil yakıtlar yerine elektrik kullandığı için karbonsuzlaşmaya ciddi katkı sağlıyor. Kullanılan elektriğin üretiminde yenilenebilir kaynakların payı arttıkça bu katkı da artıyor. Türkiye’de elektriğin yüzde 45’i yenilenebilir kaynaklardan üretiliyor. Isı pompasında kullanılan elektriğin aynı alandaki güneş panellerinden elde edilmesi durumunda bu payı yüzde 100’e kadar çıkarmak mümkün.

Isı pompaları diğer ısıtma ve soğutma sistemlerine kıyasla daha yüksek verimlilikle çalışırken toplam enerji ihtiyacını azaltıyor. Toplam elde edilen ısıtma kapasitesinin toplam ihtiyaç duyulan güç değerine oranını ifade eden COP değeri, ısı pompasında 1,5 ile 4 arasında değişirken, doğal gaz kazanlarında bu değer 0,9 civarında. Bu rakamlara bakıldığında ısı pompasıyla enerji güç değerinin 1,5 ila 4 katı ısı üretebilir. Fosil yakıtlarda ise kayıplar nedeniyle elde edilen ısı enerjisi, enerji girdisinden daha düşük oluyor. 

TÜRKİYE’NİN ÇOĞU BÖLGESİ ISI POMPASINA UYGUN

 COP değerine göre Türkiye, özellikle de kıyı bölgeleri, ısı pompaları için yüksek potansiyele sahip. COP değeri ne kadar yüksekse ısı pompalarının kullanımı da o kadar verimli ve ekonomik oluyor. Hava kaynaklı, su kaynaklı ve toprak kaynaklı olmak üzere üç tip ısı pompası vardır. SHURA hesaplamalarına göre uygulaması diğer tiplere kıyasla daha kolay ve ekonomik olan hava tipi ısı pompaları için Türkiye COP değeri ortalaması 2,75.  Bu durum, ısı pompalarının yüksek verimliliği nedeniyle nihai tüketim verimliliğinde %64’lük bir iyileşme sağlıyor.

Türkiye Hava Kaynaklı Isı Pompası Ortalama COP (Performans Katsayısı) Değerleri

Kaynak: SHURA Hesaplamaları

Isı pompalarının kurulum dahil ilk yatırım maliyeti, eşdeğer doğalgaz kazanı veya kombilerden yaklaşık 300 €/kW daha yüksek. Ancak, ısı pompalarının tükettiği enerji miktarı doğal gazla ısınmanın yaklaşık üçte biri seviyesinde. SHURA hesaplamalarına göre hem elektrik hem de doğal gaz serbest piyasa fiyatlarından temin edilirse, ısı pompaları doğal gazlı sistemlerle rekabet edebilir. Ancak, mevcut sübvansiyonlu doğal gaz tarifeleri ile ısı pompalarının geri ödeme süresi doğal gazla ısınmaya kıyasla uzun. Konutlarda doğal gaz tarifelerinin piyasa fiyatlarıyla eşitlenmesi halinde ise aradaki fark önemli ölçüde azalıyor.

GÜNEŞ ENERJİSİYLE BİRLİKTE KULLANILDIĞINDA ÇOK AVANTAJLI

Isı pompaları özellikle müstakil evler ve yeni konutlarda güneş enerjisi sistemleri ile birlikte kullanıldığında ısıtma ve soğutma için temiz, verimli ve aylık enerji faturalarını düşürebilen bir alternatif olarak kendini gösteriyor. Elektrik çatı üstü güneş enerji santralinden elde edildiğinde, ısı pompasının enerji maliyeti sübvansiyonlu doğal gaz tarifelerine rağmen avantajlı. Ancak, şebekeden elektrik tüketen konutlarda yaygınlaşabilmesi için doğal gaz ve elektrik tarifeleri arasındaki farkın elektrik lehine gelişmesi önem taşıyor. 

Peki, hem verimli hem çevre dostu olan ısı pompası kullanımı nasıl yaygınlaştırılabilir?

SHURA’nın önerileri şöyle:

  • 2025’te uygulamaya konan yeni elektrik tarifesi belli bir seviyenin üstünde tüketimi olan kullanıcılar için elektrik fiyatındaki sübvansiyonu büyük ölçüde kaldırdı. Ancak, doğal gaz tarifelerindeki sübvansiyon devam ediyor. Bu tarife politikası ısı pompalarının cazibesini azaltıyor. Sübvansiyonların düzenlenerek birbirine yakın düzeylere getirilmesi veya tamamen kaldırılması, ısı pompalarının gelişimini hızlandıracaktır.
  • Mevcut tarife yapısının devamı halinde ısı pompası kullanıcılarının yüksek elektrik tarifesinden (ikinci kademe) muaf tutulması veya aradaki farkın nakit iadesi, ısı pompalarının yaygınlaşmasına katkı sağlayabilir. 
  • Avrupa’da olduğu gibi ısı pompalarının kullanımını teşvik eden hibe, kredi ve vergi düzenlemeleri, tanıtımlar ve bilinçlendirme çalışmaları yapılmalı.  
  • Çatı GES ve ısı pompası bulunan konutlar için yıllık uzlaştırma imkanı getirilerek teşvik sağlanabilir. 
  • Yeni yapılarda, özellikle COP değeri yüksek bölgelerde ısı pompası kullanımı yasal yükümlülükler getirilerek teşvik edilmeli.
  • Isı pompalarının verimli olduğu bölgelerde doğal gaz boru hatlarının genişletilmesi stratejik hedefi, ısı pompaları ve diğer elektrikli teknolojilerin yaygınlaştırılması yaklaşımı ile yeniden gözden geçirilmeli.
  • Karbon vergisi ya da fiyatlandırılması uygulaması, ısı pompası ve elektrikli teknolojilere geçişi hızlandırır ve toplanacak fonun bir kısmı yenilenebilir enerji gelişimi için kullanılabilir. 

Kaynak: SHURA Enerji Dönüşüm Merkezi “Türkiye’de Konut ve Sanayi Sektörünün Elektrifikasyonu” Raporu 

Kaçak Elektrikle Kripto Para Üretimi Skandalı

Şanlıurfa’nın Hilvan ilçesinde, kaçak elektrikle kripto para üretimi yapan bir tesis Dicle Elektrik’in yenilikçi teknolojileri sayesinde tespit edildi. Tarlanın ortasında, tuğlalarla gizlenmiş halde bulunan tesisin, günlük 6.000 kWh elektrik tükettiği ortaya çıktı. Yapay zeka destekli drone operasyonuyla açığa çıkarılan bu düzenek, kaçak elektrik kullanımının tehlikeli boyutlarını gözler önüne serdi.

Kaçak Düzeneğin Arkasında Kripto Para Operasyonu

Dicle Elektrik ekiplerinin Hilvan ilçesindeki Doğrular Mahallesi’nde gerçekleştirdiği çalışmalar, dikkat çekici bir kaçak elektrik kullanımını açığa çıkardı. Kripto para üretiminde kullanılan 100 kadar cihaz, 2.500 kVA gücündeki kayıt dışı bir trafoyla çalıştırılıyordu. Yapının tuğlalarla gizlenmiş ve tarlanın ortasına konumlandırılmış olması, düzenek sahiplerinin profesyonel bir planla hareket ettiğini gösteriyor.

Şirket yetkilileri, kaçak elektriğin tarımsal sulama ve iklimlendirme dışında, kripto para üretiminde de yoğun bir şekilde kullanıldığını belirtti. “Bir Bitcoin üretmek için yaklaşık 1.450 kWh elektrik gerekiyor ve bu tüketim, enerji sisteminde ciddi kayıplara neden oluyor. Sadece enerji sektörünü değil, ekonomik sürdürülebilirlik ve sosyal adaleti de olumsuz etkileyen bu kaçak düzenekler, kararlılıkla takip ediliyor,” ifadelerine yer verildi.

Drone ve Yapay Zeka Teknolojileri Devrede

Kaçak elektrik tespitinde teknolojiyi etkin bir şekilde kullanan Dicle Elektrik, drone destekli yapay zeka sistemleriyle verimliliği artırıyor. Yetkililer, bu sistemler sayesinde kırsal bölgelerde tespitlerin hızlandığını ve enerji kayıplarının en aza indirildiğini vurguladı. Yapılan açıklamada, “Enerji yönetiminde teknoloji kullanımı, bu tür yasa dışı faaliyetlerin önüne geçmekte etkili bir çözüm sunuyor,” denildi.

Hukuki Süreç Başlatıldı

Tespit edilen düzenekle ilgili olarak Dicle Elektrik yetkilileri savcılığa suç duyurusunda bulundu. Düzenekten sorumlu kişilerin tespiti ve yargı önüne çıkarılması için hukuki işlemler sürüyor. Yetkililer, kaçak elektrikle mücadelede halkın duyarlılığının önemine dikkat çekerek, vatandaşları bu tür yasa dışı faaliyetleri ihbar etmeye davet etti.

Kaçak Elektrik, Toplumu ve Ekonomiyi Tehdit Ediyor

Kaçak elektrik kullanımının, sadece enerji şirketlerini değil, tüm toplumu etkilediğine dikkat çeken uzmanlar, bu tür olayların enerji maliyetlerini artırdığını ve sosyal adaleti zedelediğini belirtiyor. Elektrik faturalarının yükselmesinde önemli bir payı olan kaçak kullanım, aynı zamanda çevresel sürdürülebilirliği de tehdit ediyor.

Dicle Elektrik’in bu başarıyla sonuçlanan operasyonu, kaçak elektrik kullanımına karşı verilen mücadelenin önemini bir kez daha ortaya koydu. Teknoloji destekli operasyonların, bu tür yasa dışı faaliyetlere karşı caydırıcılığı artırması bekleniyor.

Daikin, Yapay Zeka ile İklimlendirmede Devrim Yaratıyor

İklimlendirme sektöründe 100 yıllık deneyimiyle global lider konumunda olan Daikin, yapay zeka destekli ürün ve hizmetleriyle Türkiye’de de sektöre yön vermeye devam ediyor. Yenilikçi teknolojilere öncülük eden marka, geliştirdiği akıllı çözümlerle hem enerji tasarrufu sağlıyor hem de kullanıcı konforunu üst seviyeye çıkarıyor.

Yapay Zeka ile Akıllı İklimlendirme Deneyimi

Daikin, yapay zeka entegrasyonu sayesinde ürünlerinde yüksek performans ve enerji verimliliğini bir arada sunuyor. Daikin mAP, Daikin Eye, Daikin Cloud, ve IEQ Sensor gibi uygulamalar, kullanıcıların iklimlendirme sistemlerini uzaktan ve akıllı bir şekilde kontrol etmesine olanak tanıyor. Bu teknolojiler, kullanıcıların hem zamandan hem de enerjiden tasarruf etmesini sağlarken çevre dostu çözümler sunuyor.

Onecta Uygulamasıyla İklimlendirmeyi Telefonunuzdan Yönetin

Daikin’in geliştirdiği Onecta uygulaması, klimaların akıllı telefonlardan kolaylıkla kontrol edilmesine imkân tanıyor. Sesli komut desteğiyle birlikte kullanıcı dostu arayüzü sayesinde konforu artırıyor. Daikin Eye teknolojisi ise hareket sensörleriyle odadaki varlığı algılayarak enerji tasarrufu sağlıyor ve konforu maksimize ediyor. Bu özellik, kullanıcıya %27’ye varan enerji tasarrufu sunarken, otomatik hava yönlendirmesiyle ortam sıcaklığını dengeliyor.

Akıllı Ürünlerle Maksimum Tasarruf ve Konfor

Daikin, Madoka Assistant gibi uygulamalarla kullanıcılara daha ayrıntılı kontrol imkânı sunuyor. D-Sense Online Modülasyonlu Termostat gibi yapay zeka destekli ürünler, kombilerin uzaktan yönetilmesini sağlarken, açık pencereleri algılayarak kombiyi kapatma gibi enerji tasarrufunu artıran çözümler getiriyor.

Endüstriyel ve Ticari Alanlarda Akıllı Çözümler

Daikin, büyük ölçekli ticari yapılardan bireysel kullanıcılara kadar geniş bir yelpazeye hitap eden ürün gamını, yapay zeka destekli teknolojilerle güçlendiriyor. Daikin mAP ve Daikin iCM uygulamaları, soğutma gruplarının enerji verimliliğini artırıyor. Bulut tabanlı Daikin Cloud Plus ise HVAC sistemlerinin uzaktan izlenmesini ve kontrol edilmesini sağlayarak işletmelere önemli avantajlar sunuyor.

Geleceğe Yatırım: Çevre Dostu ve Akıllı Çözümler

Sürdürülebilir geleceğe katkı sağlamayı hedefleyen Daikin, yapay zeka destekli çözümleriyle enerji verimliliğini artırırken karbon ayak izini de azaltıyor. Çevreci yaklaşımı ve yenilikçi teknolojileriyle sektörde liderliğini sürdüren Daikin, kullanıcılarına uzun vadeli değer sunmayı sürdürüyor.

Enerji tasarrufu ve konforun geleceğini şekillendiren Daikin, yapay zeka destekli çözümleriyle iklimlendirme sektöründe devrim yaratıyor.

Türkiye’de Enerji | Türkiye’nin Enerji Portalı

Teknolojinin ve Yatırımın Geleceği Doha’da Şekilleniyor

Doha – 7 Ocak 2025

Teknoloji ve girişimcilik dünyasının önde gelen isimleri, Web Summit Qatar 2025 etkinliği için bir araya geliyor. Reddit’in kurucularından ve Seven Seven Six girişim sermayesi firmasının Genel Ortağı Alexis Ohanian, Facebook’un kurucu ortaklarından ve B Capital yatırım firmasının lideri Eduardo Saverin ve Mozilla Corporation CEO’su Laura Chambers, etkinliğin ana konuşmacıları arasında yer alacak. Bu isimler, teknoloji, yatırım ve inovasyonun geleceğini tartışmak üzere 15.000’den fazla katılımcı ile buluşacak.

Doha’da Teknolojinin Nabzı Tutulacak

23-26 Şubat 2025 tarihleri arasında Doha Sergi ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan Web Summit Qatar, Orta Doğu’nun önde gelen teknoloji zirvesi olarak dikkat çekiyor. Bu yıl ikinci kez düzenlenecek olan etkinlik, inovasyonun küresel merkezi olarak Katar’ın rolünü güçlendirmeyi amaçlıyor.

Alexis Ohanian, Reddit’in kuruluş hikayesini ve günümüzde 25 milyar doları aşan piyasa değeriyle nasıl internet kültürünü şekillendirdiğini paylaşacak. Ayrıca, Seven Seven Six ile erken aşama yatırımları yeniden tanımlama vizyonunu anlatacak.

Eduardo Saverin ise teknoloji, sağlık ve iklim çözümleri gibi alanlarda inovasyonu destekleyen B Capital’ın lideri olarak, Körfez İşbirliği Konseyi (GCC) bölgesindeki derin teknoloji yatırımlarının mevcut durumunu ve potansiyelini değerlendirecek.

Laura Chambers, Mozilla’nın açık internet, gizlilik ve şeffaflık ilkelerine olan bağlılığını koruyarak, yapay zeka etiği ve gizlilik dostu reklamcılık gibi yeni fırsatlara nasıl odaklandığını anlatacak.

Öne Çıkan Konuşmacılar ve Programlar

Bu yılki etkinlik, teknoloji ve inovasyonun farklı alanlarından birçok önemli ismi bir araya getirecek:

Almar Latour – Dow Jones CEO’su,

Brian Robbins – Paramount Pictures CEO’su,

Sara Sabry – Deep Space Initiative kurucusu,

Joy Robins – New York Times Küresel Reklam Direktörü,

Yassine Saidi – Under Armour Ürün Direktörü,

Andrew Feldman – Cerebras Systems Kurucu Ortağı ve CEO’su.

Yerel Girişimler ve Küresel Vizyon

Web Summit Qatar 2025, sadece uluslararası liderleri değil, aynı zamanda Katar’daki yerel girişimleri de öne çıkarıyor. Geçtiğimiz Aralık ayında düzenlenen “Runway to Web Summit” etkinliğinde, mobil ödeme platformu SkipCash, yapay zeka iş yönetim çözümü Adeer, yerel deneyim rezervasyon platformu Wqtah, ve gıda teknolojisi girişimi Kafy, deneyimlerini paylaştı.

Web Summit CEO’su Paddy Cosgrave, etkinliğin Orta Doğu’nun girişimcilik ekosistemine büyük katkı sağladığını belirterek, “Alexis Ohanian gibi vizyoner liderler, inovasyon ve kapsayıcılık konularında paha biçilmez bilgiler sunacak. Katar’ın girişimcilik enerjisi ile bu zirve, bölgedeki teknoloji topluluklarının büyümesine ilham verecek” dedi.

Küresel Bir Teknoloji Buluşması

Web Summit Qatar, 2024’teki ilk etkinlikte 15.000’den fazla katılımcıya ev sahipliği yaparak büyük bir başarı yakaladı. Bu yılki etkinlik, sadece Orta Doğu değil, Afrika ve Hindistan’dan da teknoloji topluluklarını bir araya getirerek, bölgenin küresel inovasyon ekosistemindeki önemini vurgulamayı hedefliyor.

Web Summit, dünya çapındaki en büyük teknoloji etkinliklerinden biri olarak Avrupa, Kuzey Amerika, Güney Amerika, Asya ve Orta Doğu’da konferanslar düzenliyor. Katar’da düzenlenen bu etkinlik, bölgenin teknolojik geleceğine ışık tutarken, yerel ve küresel girişimlerin iş birliği yapmasına fırsat tanıyor.

Daha fazla bilgi için Web Summit Qatar adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haber: Ferhat Yıldırım

Kimya Teknolojisi Türkiye’nin Geleceğini Şekillendiriyor

Türkiye’nin kimya sektöründeki ilk ve en kapsamlı merkezi olan Kimya Teknoloji Merkezi, İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) tarafından açıldı. Türkiye’nin Ar-Ge, inovasyon ve katma değerli üretim hedeflerine ulaşmasında kritik bir rol oynayacak olan bu merkez, ülkemizi kimya teknolojisinde uluslararası bir noktaya taşımayı amaçlıyor.

Türkiye’nin İlk Kimya Teknoloji Merkezi

7 bin metrekarelik kapalı alanı ve 1.650 metrekarelik kuluçka merkezi ile donatılan bu ileri teknoloji tesisi, hem sanayicilere hem de yeni nesil start-up girişimcilerine hizmet sunacak. Test ve analizden Ar-Ge çalışmalarına kadar geniş bir perspektifle tasarlanan merkez, Türkiye’de daha önce yapılmayan 39 farklı testin ülkemizde gerçekleştirilmesine olanak tanıyacak. Böylece ihracatçılar, zamandan ve maliyetten tasarruf ederek uluslararası pazarda daha rekabetçi hale gelecek.

Ticaret Bakanı Bolat: “Kimya Teknolojisi İhracata Hız Katacak”

Kimya Teknoloji Merkezi’nin açılışında konuşan Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, merkezin hem sektöre hem de ülke ekonomisine kazandıracağı ivmeye dikkat çekti. “Bu merkez, yalnızca zaman ve maliyetten avantaj sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda kimya sektöründe ihracatı artıracak bir ekosistem yaratacak” diyen Bolat, merkezin Türkiye’nin ihracatta yükselen trendini güçlendireceğini ifade etti.

Sanayi Bakanı Kacır: “Ekonomimize Yeni Bir Soluk”

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ise yaptığı konuşmada, merkezin Ar-Ge ve inovasyon ekosistemimize katkılar sağlayacağını belirtti. “Kimya sektörü, Türkiye’nin ihracatta lokomotif sektörlerinden biridir. Bu merkez, sektörün geleceğini yeniden kurgulamamıza ve küresel rekabette daha güçlü bir oyuncu olmamıza katkı sağlayacak” dedi.

İKMİB Başkanı Pelister: “Sektörümüz Geleceğe Hazır”

İKMİB Başkanı Adil Pelister ise Kimya Teknoloji Merkezi’nin Türk sanayisinin geleceğine ışık tutacağını belirtti. “Bu merkez, kimya sektörünü yüksek katma değerli üretime taşıyacak, ihracatçılarımıza ve sanayicilerimize büyük avantaj sağlayacak” dedi. Pelister, merkezin cari açığın azaltılmasına da yıllık 12,5 milyon dolar katkı sağlayacağını ifade etti.

Kuluçka Merkezi ile Start-Up Projelerine Destek

Kimya Teknoloji Merkezi bünyesinde yer alan Kuluçka Merkezi, kimya sektöründe yenilikçi girişimlere ev sahipliği yapacak. Start-up projeleri destekleyecek bu alan, Türkiye’nin kimya teknolojisinde global ölçekte yeni markalar yaratmasına zemin hazırlayacak.

Geleceğin Kimyası Burada

Kozmetikten plastiğe, kauçuktan boyaya kadar birçok alt sektörü kapsayan merkez, 209 farklı testi gerçekleştirebilecek modern laboratuvarlara sahip. Kimya Teknoloji Merkezi, Türkiye’nin bilim ve teknoloji temelli kalkınma hedeflerinde önemli bir mihenk taşı olarak öne çıkıyor.

Efor Çay’dan Sürdürülebilir Geleceğe Büyük Adım

Efor Holding bünyesindeki Efor Çay, Malatya Arapgir’de devreye aldığı güneş enerjisi santrali ile yenilenebilir enerji yatırımlarında önemli bir kilometre taşına imza attı. Toplamda 6.467.175 dolar maliyetle inşa edilen, 131.650,7 m² alana yayılan ve 9,95 MW DC kurulu güce sahip olan bu santral, yıllık yaklaşık 12.4 milyon kilogram karbondioksit salınımını önleyerek çevreye büyük katkı sağlayacak.

691.000 Ağaçlık Karbon Tasarrufu Sağlayacak

Toplam 18.090 panelden oluşan santral, yalnızca enerji üretimi değil, karbon salınımını azaltmadaki katkısıyla da dikkat çekiyor. Efor Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş, açılışta yaptığı konuşmada, “Bu santral, çevreye verdiğimiz önemin ve sürdürülebilirlik hedeflerimizin somut bir örneği. 691.000 ağacın dikimine eşdeğer karbon tasarrufu sağlayacağız ve bu yatırımla geleceğe daha temiz bir çevre bırakmayı hedefliyoruz” dedi.

Yenilikçi Hedeflerle Geleceğe İlerliyor

Efor Holding, yenilenebilir enerji alanındaki yatırımlarını genişleterek 2028’e kadar 500 MW güce ulaşmayı hedefliyor. İbrahim Akkuş, “2025 yılı itibarıyla enerji dönüşümüne katkılarımızı artıracak ve yenilikçi Ar-Ge projeleriyle bu alanda öncü olmaya devam edeceğiz” dedi.

Açılış törenine katılan Arapgir Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ve diğer üst düzey yetkililer, projeyi Türkiye’nin enerji geleceği adına büyük bir adım olarak nitelendirdi. Toplum ve çevre dostu enerji hamlesiyle Efor Çay, sektörde örnek teşkil etmeye devam ediyor.

Cenk Alper, Küresel Sürdürülebilirlikte Liderlik Üstlendi

Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper, Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi’nin (WBCSD) İcra Kurulu üyeliğine seçilerek bu önemli platformdaki tek Türk yönetici oldu. 1 Ocak 2025 itibarıyla görevine başlayacak olan Alper, Türk iş dünyasının sürdürülebilirlik alanındaki temsilini küresel ölçekte bir adım daha ileri taşıyacak.

WBCSD, 1995 yılından bu yana yaklaşık 240 küresel şirketin sürdürülebilir kalkınma çabalarını destekleyen ve bu alanda iş birliklerini güçlendiren bir platform olarak dikkat çekiyor. Sabancı Holding ise Ekim 2020’den bu yana Konsey üyesi olarak Türk iş dünyasını temsil ediyor.

Konuyla ilgili açıklama yapan Alper, iş birliğinin sürdürülebilirlikteki başarının anahtarı olduğuna vurgu yaparak, “Küresel organizasyonlarda etkinliğimizi artırmak, iyi uygulamaları ve tecrübeleri paylaşmak için çok önemli. İcra Kurulu’ndaki bu görevim, Sabancı Topluluk Vaadimiz olan ‘Sürdürülebilir bir yaşam için öncü girişimlerle Türkiye ile dünyayı birleştiririz’ misyonumuza katkı sağlayacak” ifadelerini kullandı.

Sabancı Holding, sürdürülebilirlik konusundaki güçlü vizyonu ve stratejik hedefleriyle Türk iş dünyasının uluslararası arenada daha etkili bir şekilde temsil edilmesini sağlamaya devam ediyor. Cenk Alper’in WBCSD İcra Kurulu’ndaki liderliği, bu misyonun yeni bir aşamasını temsil ediyor.

Akkuyu NGS Kapılarını Ziyaretçilere Açtı

Türkiye’nin ilk nükleer güç santrali Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS), çevrim içi olarak ziyaretçilere kapılarını açtı. “2024 Açık Kapı Günü” etkinliği, AKKUYU NÜKLEER A.Ş.’nin resmi YouTube kanalından Türkçe, Rusça ve İngilizce dillerinde canlı olarak yayınlandı.

Bu özel etkinlikte, Türkiye’nin nükleer enerjiye geçişini simgeleyen Akkuyu NGS’nin en önemli tesisleri tanıtıldı ve nükleer endüstrinin modern teknolojileri hakkında bilgi sunuldu. Etkinlik kapsamında, AKKUYU NÜKLEER A.Ş. Genel Müdürü Sergey Butckikh’in bir video mesajı yayınladı. Ayrıca, Rusya’da nükleer mühendislik eğitimi almış genç Türk mühendisler, katılımcılara Akkuyu NGS’nin inşaat alanındaki en kritik noktaları ve dünyanın en büyük nükleer şantiyesinin detaylarını aktardı.

Etkinliğe katılanlar, santralin inşaat süreci ve teknik detayları hakkında bilgi almanın yanı sıra, nükleer enerji teknolojisinin Türkiye için sunduğu fırsatları da daha yakından öğrenme şansına sahip oldu.

Şişecam’dan ABD’de Soda Külü Liderliği

0

Şişecam, ABD’deki ortağı Ciner Grubu’nun Sisecam Chemicals Resources LLC ve Pacific Soda LLC şirketlerindeki hisselerini satın alarak soda külü üretiminde dünya liderliği hedefinde önemli bir adım attı. Bu anlaşma ile Şişecam, Wyoming’deki doğal soda külü tesisindeki payını yüzde 51’e çıkarırken, tamamlandığında yıllık 5 milyon ton üretim kapasitesine sahip olacak Pacific Soda LLC’nin yüzde 100 sahibi oldu.

Bu hamle ile Şişecam, global soda külü üretim kapasitesini 10 milyon tonun üzerine çıkararak, sektörde hem sürdürülebilirlik hem de maliyet avantajlarıyla öne çıkıyor. Şişecam, soda külünün yeni teknolojilerde ve enerji depolama gibi alanlarda kullanımını artırmak için Ar-Ge çalışmalarını sürdürüyor.

Şişecam Genel Müdürü Görkem Elverici, sürdürülebilirlik avantajlarına dikkat çekerken, ABD yatırımlarıyla doğal soda külü üretiminde dünya liderliğine yürüdüklerini belirtti. Şirket, Ciner Grubu ile Stockton liman işletmesi projesinde iş birliğine devam ediyor.

Sarıtepe Hibrit GES Türkiye’ye Enerji Sağlıyor

Akfen Yenilenebilir Enerji, Osmaniye’deki 12,96 MW kapasiteli Sarıtepe Hibrit GES Projesi’nin 3,95 MW gücündeki ilk fazını ticari enerji üretimine geçirdi. Projenin 26 Aralık 2024’te geçici kabulü yapılırken, 2025 yılı sonuna kadar toplamda 887 MW kurulu güce ulaşılması hedefleniyor.

Yatırımlarıyla Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesine katkıda bulunmayı sürdüren Akfen Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Mustafa Kemal Güngör, hibrit sistemlerin karbon emisyonlarını düşürerek çevresel etkileri azalttığını ve enerji bağımsızlığına destek sağladığını belirtti. Şirket, hibrit projelerle enerji üretiminde verimliliği artırmayı amaçlıyor.

887 MW kapasite hedefine yönelik yatırımlar, Akfen’in yenilikçi enerji çözümleriyle sürdürülebilir büyüme hedeflerini desteklemeye devam ediyor. Sarıtepe Hibrit GES, Türkiye’nin enerji arz güvenliği için önemli bir adım olarak öne çıkıyor.

Borusan Boru, ABD’de Yenilikçi Adımlar Atıyor

Borusan Boru, 68 milyon dolarlık yeni yatırımıyla ABD’deki Panama City tesisini ileri form verme teknolojisiyle güçlendirecek. Bu teknolojiyle büyük çaplı çelik boruların üretimi optimize edilecek ve şirket, petrol, gaz ve yenilenebilir enerji sektörlerine daha etkin hizmet verecek.

2027 yılında faaliyete geçmesi planlanan tesis, çapı 16 ila 60 inç arasında ve et kalınlığı 2 inç’e kadar borular üretecek. Böylece Borusan Boru, ABD pazarında bu teknolojiyle üretim yapan tek yerel oyuncu olacak. İcra Kurulu Başkanı Zafer Atabey, bu yatırımın şirketin ABD’deki konumunu güçlendirdiğini ifade ederken, Uğur Onbaşı yenilik ve sürdürülebilirlik taahhütlerini yineledi.

ABD’deki 10 yıllık yolculuğunda Borusan Boru, Teksas’tan Florida’ya uzanan yatırımlarıyla büyüyerek sektörde lider konumuna ulaştı. Panama City tesisi, şirketin ABD pazarındaki gücünü bir adım öteye taşıyacak.

Formül Plastik Suriye Pazarına Geri Dönüyor

Birleşmiş Milletler’in yayımladığı rapora göre, Suriye’nin savaş sonrası yeniden inşası için en az 400 milyar dolarlık bir bütçe gerekiyor. Bu dev bütçeden Türkiye’nin yaklaşık yüzde 25 pay alması öngörülüyor. Bu durum, inşaat ve inşaat malzemeleri sektöründe faaliyet gösteren Türk firmaları için büyük bir fırsat anlamına geliyor. Savaş öncesi dönemde Suriye pazarında plastik boru sektöründe lider markalardan biri olan Formül Plastik, yeniden yapılandırılan pazara geri dönme planlarını açıkladı.

Formül Plastik’in Suriye Planları

Veliköy ve Çerkezköy’deki modern tesislerinde PPR boru ve ek parçaları, PVC boru ve ek parçaları, PERT boru ile pirinç insert ve bağlantı parçaları üreten Formül Plastik, 5 kıtada 90’dan fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Şimdi ise şirket, Suriye pazarına yönelik yıllık 8 ila 10 milyon dolarlık ihracat hedefliyor.

Formül Plastik Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Hot, savaş öncesinde Suriye’nin şirket için en önemli ihracat pazarlarından biri olduğunu belirterek, geçmişte iki büyük bayi aracılığıyla tüm ülkeye yayılmış bir satış ağı kurduklarını söyledi. Hot, “Formül ve Aquapa markalarımız, Suriye’nin en iyi plastik boru markaları olarak biliniyordu. İç savaş öncesinde, sadece 16 aylık bir dönemde 3,1 milyon dolarlık satış gerçekleştirmiştik. Yeni dönemde ise 8 ila 10 milyon dolar düzeyinde bir ihracat hacmine ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.

400 Milyar Dolarlık Dev Yeniden Yapılanma Bütçesi

Birleşmiş Milletler raporunda, savaş sonrası Suriye’nin yeniden yapılanması için gereken bütçenin 400 milyar doları aşacağı öngörülüyor. Ömer Hot, iç savaşın başladığı 2011’den bu yana Suriye’de konutların yüzde 17,5’inin yıkıldığını, özellikle Halep, Şam ve Lazkiye gibi kritik şehirlerde altyapı projeleriyle büyük şantiyelerin kurulacağını belirtti. Hot, bu projelerin yan sanayi ve malzeme ihracatı açısından ciddi bir fırsat yaratacağını vurguladı.

Türkiye’nin bu bütçeden yüzde 25 oranında bir pay alması bekleniyor. Bu da yaklaşık 100 milyar dolarlık bir pazar anlamına geliyor. Sadece inşaat sektöründe, Türk firmalarının Suriye projelerinden alacağı payın ilk yılda 3 milyar dolar, 5 yıl içinde ise 40 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

Ticaret Daha Hızlı ve Hacimli Olacak

Ömer Hot, iç savaş döneminde bile Suriyeli bayilerle insani ilişkilerini sürdürdüklerini ifade etti. Hot, “Son gelişmelerin ardından paydaşlarımızla yüz yüze görüşmelere başladık. Suriyeli müşterilerimiz, ticaretin eskiye kıyasla daha hızlı ve hacimli bir şekilde başlayacağına dair beklentilerini dile getirdiler. 2025 yılından itibaren giderek artan bir ihracat potansiyeli yakalayacağımızı öngörüyoruz” dedi.

Suriye Pazarındaki İhracat Hedefi

Formül Plastik, geçmişteki güçlü itibarını yeniden inşa ederek Suriye pazarında liderliği hedefliyor. Şirket, bölgedeki yeniden yapılanma projelerine ürün sağlayarak hem Suriye’nin toparlanmasına katkıda bulunmayı hem de Türkiye’nin bu büyük pastadaki payını artırmayı amaçlıyor.

Bu planlar doğrultusunda Formül Plastik, uzun vadede Suriye’nin yeniden inşasında önemli bir rol üstlenmeye hazırlanıyor. Şirket, modern üretim tesislerinden çıkan kaliteli ürünleriyle hem Suriye pazarında hem de globaldeki konumunu daha da güçlendirmeyi hedefliyor.

Karsan’ın Elektrikli Ulaşımda Öncü Rolü

Türk otomotiv sanayisinde yenilikçi vizyonuyla ön plana çıkan Karsan, toplu taşımada elektrikli ve otonom araç dönüşümünde dünyada ve Türkiye’de öncü olmaya devam ediyor. Avrupa’nın 6 metreden 18 metreye kadar tamamen elektrikli araç gamına sahip tek markası olan Karsan, global pazardaki etkisini artırırken Türkiye’deki varlığını da güçlendiriyor. Antalya ve Bursa’nın ardından, Karsan’ın yüzde 100 elektrikli modeli e-ATAK, artık İstanbul Güngören Belediyesi’nin Kolay Ulaşım Projesi kapsamında hizmet verecek.

Karsan, Bursa Hasanağa’daki fabrikasında ürettiği 3 adet e-ATAK otobüsünü Güngören Belediyesi’ne teslim etti. Bu araçlar, ilçede sosyal amaçlı transferlerde, vatandaşların kültür merkezleri, spor tesisleri ve Hanımeli Konağı gibi noktalara ulaşımlarını sağlamak üzere kullanılacak. Elektrikli araçlarla ulaşımı kolaylaştıran bu vizyoner proje, İstanbul’un trafik yoğunluğunu azaltmaya yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Karsan Ticari İşler Genel Müdür Yardımcısı Arpacıoğlu’ndan Açıklamalar

Karsan Ticari İşler Genel Müdür Yardımcısı Muzaffer Arpacıoğlu, “Dünyanın dört bir yanında, özellikle Avrupa’da tercih edilen elektrikli araçlarımızla global pazarda hızlı bir büyüme gösteriyoruz. Türkiye’de ise toplu ulaşımı dönüştürme hedefimizle projelerimize hız kesmeden devam ediyoruz. Daha önce Antalya ve Bursa Belediyeleri’nin filolarında hizmet veren elektrikli otobüslerimiz, artık İstanbul’un Güngören ilçesinde hayatı kolaylaştıracak. Bu projeyle Türkiye’deki elektrikli araç filomuzu 67 adede çıkararak liderliğimizi pekiştiriyoruz” dedi.

Arpacıoğlu, Karsan’ın “Mobilitenin Geleceğinde Bir Adım Önde” vizyonuyla hareket ettiğini ve bu doğrultuda Türkiye’nin toplu ulaşım ihtiyaçlarına çevreci çözümler sunmaya devam ettiklerini ifade etti. Ayrıca, Avrupa’da 2019’dan itibaren segment lideri olan e-ATAK modelinin Türkiye’de de yaygınlaşmasından duydukları gururu dile getirdi.

Karsan e-ATAK’ın Öne Çıkan Özellikleri

Karsan e-ATAK, sahip olduğu teknoloji ve özellikleriyle Türkiye’nin ve dünyanın en modern elektrikli otobüs modellerinden biri olarak dikkat çekiyor:

Menzil: 300 km’ye kadar, sınıfında lider bir menzil sunuyor.

Batarya: BMW’nin 220 kWh kapasiteli bataryalarıyla donatılmış.

Şarj Süresi: Alternatif akımlı şarj üniteleriyle 5 saatte, hızlı şarj üniteleriyle 3 saatte tam şarj.

Performans: 8,3 metrelik boyu ve 230 kW gücünde elektrikli motoru ile yüksek verimlilik sağlıyor.

Bu özellikler, e-ATAK’ı hem çevreci hem de ekonomik açıdan ideal bir toplu taşıma aracı haline getiriyor.

Kolay Ulaşım Projesiyle Sosyal Fayda Sağlanacak

Güngören Belediyesi’nin hayata geçirdiği Kolay Ulaşım Projesi kapsamında, e-ATAK araçlarıyla vatandaşların ilçedeki önemli noktalara kolayca ulaşması hedefleniyor. Proje, hem çevreci ulaşım hem de toplumsal erişilebilirlik açısından bir örnek teşkil ediyor.

Karsan’ın Global Başarıları ve Gelecek Vizyonu

Karsan, global pazardaki başarılarını hızla artırıyor. ABD’den Japonya’ya kadar birçok ülkeye ihracat gerçekleştiren şirket, 2023 yılı sonunda sağdan direksiyonlu e-JEST modeliyle Japonya pazarına giren ilk Avrupa otobüs üreticisi oldu. Bunun yanı sıra, Avrupa’da elektrikli araç segmentindeki liderliğiyle dikkat çekiyor.

Karsan, elektrikli ve otonom araç üretiminde sağladığı inovasyonlarla, yalnızca bir üretici değil, aynı zamanda mobilite çözümleri sunan bir teknoloji şirketi olarak konumlanıyor. Bursa Hasanağa’daki fabrikasında yılda tek vardiyada 20 bin araç üretim kapasitesine sahip olan Karsan, geleceğin ulaşım ihtiyaçlarına yönelik çalışmalarını hız kesmeden sürdürüyor.

Karsan’ın elektrikli araç filosunu İstanbul’a taşıması, Türkiye’nin toplu taşımada çevreci ve yenilikçi çözümlere yöneliminde önemli bir kilometre taşı olarak değerlendiriliyor. Bu adım, Karsan’ın global vizyonunu güçlendirirken, Türkiye’nin de mobilite sektöründeki dönüşümüne öncülük ediyor.

Rüzgar Enerjisinde Finansman ve Yeni Hedefler

Türkiye’de yenilenebilir enerji dönüşümünün temel taşlarından biri olan rüzgar enerjisi sektörü, 2023 yılında 500 MW’ı aşan yeni kurulumla son 13 yılın en düşük artışını yaşadı. TÜREB Başkanı İbrahim Erden, 2024 yılında bu rakamın 750 MW’a ulaşabileceğini öngördüklerini belirtti. TÜREB’in organize ettiği “2. TÜREB Finansal Kurum Paydaşları Toplantısı”, sektör ve finans dünyası arasındaki diyaloğu güçlendirmek amacıyla düzenlendi. Toplantıya kamu kurumları, türbin üreticileri, finansal kurumlar ve sektör temsilcilerinden oluşan 150’ye yakın kişi katıldı.

Rüzgar Enerjisi: Yatırım ve Hedefler

TÜREB Başkanı İbrahim Erden, Türkiye’nin bugüne kadar rüzgar enerjisine yaklaşık 15 milyar euro yatırım yaptığını vurguladı. İşletmedeki 12.900 MW’lık kurulu gücün yanı sıra, toplam proje portföyünün 24.000 MW’ı aştığını belirten Erden, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2035 için belirlediği 50.000 MW’lık hedefin altını çizdi. Erden, Türkiye CDS değerlerinin normalleşmesi ve küresel faiz indirimlerinin başlamasıyla, mevcut projelerin hayata geçirilebilmesi için mevcut finansman kaynaklarının iki katına ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.

Yeni Mevzuat Düzenlemeleri

Yenilenebilir enerji sektöründe yapılan yeni düzenlemelerle ilgili olarak Erden, şu noktaları dile getirdi:

Toplayıcılık Faaliyetleri Yönetmeliği: Talep tarafı katılımıyla piyasa esnekliği artırıldı.

Depolama Faaliyetleri Yönetmeliği Değişiklikleri: Depolamalı üretim tesislerinin entegrasyonu sağlandı.

Şebeke ve Yan Hizmetler Yönetmeliği Değişiklikleri: Frekans hassasiyet modları ve reaktif güç destek hizmetleri uygulamaya alındı.

Bu yeniliklerin, sektörü daha rekabetçi hale getirerek yenilenebilir enerjinin piyasa ve şebeke sistemine entegrasyonunu hızlandırmayı amaçladığını ifade etti.

TÜREB toplantısı, yenilenebilir enerji projelerinin finansmanında ihtiyaçların daha iyi anlaşılması ve finans sektörüyle iş birliğinin geliştirilmesi adına önemli bir adım oldu.

Güney Marmara’ya Dev Enerji Yatırımı

Güney Marmara’da 2024 yılı içerisinde toplamda 3.7 milyar liralık yatırım gerçekleştiren UEDAŞ, bölgedeki elektrik dağıtım hizmetlerini güçlendirmeye devam ediyor. Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova illerini kapsayan hizmet bölgesinde dünyayı 1.2 kat dolaşabilecek uzunlukta elektrik hattı ile 500 binin üzerinde sokak lambası bulunuyor. Bu yatırımla birlikte, 876 milyon lira bütçe bakım ve onarım çalışmalarına ayrıldı.

Sürekli Güçlendirme Çalışmaları

UEDAŞ, enerji nakil hatları, kırsal şebeke yenilemesi, genişleme ve aydınlatma projeleri için büyük ölçekli yatırımlarını sürdürerek enerji sürekliliğini sağlıyor. Bu yatırımlar, bölgede kesintisiz ve güvenli enerji temini için önemli adımlar arasında.

Dijital Sistemlerle Kesintisiz Enerji

SCADA sistemi ile desteklenen şebeke yönetimi sayesinde UEDAŞ, şebekeyi 24 saat boyunca uzaktan izleyip kontrol edebiliyor. 3.728 fiderin SCADA sistemine entegrasyonu sayesinde arıza süreleri kısalırken, müşteri memnuniyeti en üst seviyede tutuluyor.

Saha Ekipleri Her Zaman Görevde

Güney Marmara’nın coğrafi zorluklarına rağmen 7/24 sahada çalışan ekipler, arızalara anında müdahale ederek elektrik kesintilerini minimuma indiriyor. Bu hizmetler, bölge halkının güvenli ve sürekli enerjiye erişimini sağlıyor.

Kardemir Çelik’ten Yeşil Geleceğe Büyük Adım

Türkiye demir çelik sektörünün öncü firmalarından Kardemir Çelik, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik yaptığı yatırımlarla dikkat çekiyor. Turkishtime ve EYODER (Enerji Verimliliği ve Yönetim Derneği) iş birliği ile gerçekleştirilen Türkiye EN-VERİM 100 araştırmasında, enerji verimliliği ve yönetimine en çok yatırım yapan şirketler arasında ilk sıralarda yer aldı. Özellikle Demir ve Demir Dışı Metaller sektöründe enerji verimliliğine yaptığı yatırımlarla 7’nci sıraya yükseldi.

Kardemir Çelik, genel sıralamada ise enerji verimliliğine harcama yapan şirketler arasında 40’ıncı, enerji yönetimine harcama yapan şirketler arasında 44’üncü ve enerji yönetiminde en fazla istihdam yapan şirketler arasında 16’ncı oldu. Bu başarı, Kardemir Çelik’in çevre dostu üretim anlayışının ve “yeşil çelik” vizyonunun bir sonucu olarak dikkat çekiyor.

Enerji Verimliliğiyle Çevreye Katkı

Kardemir Çelik’in Yönetim Kurulu Üyesi Özlem Bakırel, enerji verimliliği ve çevre dostu üretim teknolojilerine yaptıkları yatırımların önemine değinerek, “Gelecek nesillere daha temiz bir dünya bırakmak istiyoruz. Bu nedenle ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi standartları çerçevesinde verimlilik artırıcı çalışmaları sürdürüyoruz” dedi. İzmir Aliağa’daki çelik üretim tesisinde bulunan Fescon sistemi, atık ısıdan geri dönüşüm sağlayarak üretimde %15 ile %30 arasında enerji tasarrufu elde ediyor.

Ayrıca Bakırel, 2 milyon Euro değerinde su tesisleri yenileme yatırımı sayesinde yıllık 9.5 milyon kWh enerji tasarrufu hedeflediklerini açıkladı. Bu yeniliklerle Kardemir Çelik, karbon salınımını azaltarak Türkiye’nin enerji verimliliği yüksek demir çelik üreticilerinden biri olma yolunda ilerliyor.

Yenilenebilir Enerji Yatırımları Büyüyor

Kardemir Çelik’in sürdürülebilirlik hedefleri sadece üretimle sınırlı kalmıyor. İzmir Aliağa’daki tesislerinde 24 MW gücünde RES (Rüzgar Enerjisi Santrali) ve GES (Güneş Enerjisi Santrali) bulunuyor. Önümüzdeki dönemde yeni yatırımlarla bu kapasitenin artırılması hedefleniyor. Bakırel, “GES, RES ve atık ısı dönüşüm projelerimizle elektrik ihtiyacımızı kendi ürettiğimiz yenilenebilir enerjiden karşılamayı planlıyoruz” diye ekledi.

Özellikle Hacı Ömerli bölgesinde 2 MW’lık bir güneş enerjisi santrali ve iki adet 1 MW büyüklüğünde atık ısı dönüşüm projeleri mevcut. Ayrıca Bozyaka’da hayata geçecek 9 MW hibrit enerji santrali projesi de Kardemir Çelik’in enerji bağımsızlığına katkı sağlayacak.

Yarım Asırlık Deneyim ve Küresel Güç

1968 yılında Denizli’de kurulan Kardemir Çelik, bugün 1250’den fazla çalışanı ve yıllık 2.5 milyon ton üretim kapasitesiyle Türkiye’nin önemli sanayi kuruluşlarından biri. İzmir ve Denizli’deki yedi üretim tesisiyle 100’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiren şirket, Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu arasında 110’uncu sırada yer alıyor.

Uzun çelik, profil, inşaat demiri ve filmaşin üretiminde lider olan Kardemir Çelik, aynı zamanda çevre dostu enerji projeleriyle sürdürülebilir büyüme stratejisini güçlendiriyor.

Yeşil Çelik Vizyonu ile Geleceğe Yatırım

Kardemir Çelik, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji yatırımlarıyla çevresel sorumluluk anlayışını üretim süreçlerinin merkezine yerleştiriyor. Şirketin yeşil çelik hedefi, hem sanayiye hem de çevreye duyarlı üretim modeliyle Türkiye’nin demir çelik sektöründeki geleceğini şekillendirecek.

Enerji Sektöründe Dijital Dönüşüm ve Gençlik Vizyonu

İnsan ve teknolojiyi merkeze alarak enerji sektöründe fark yaratan Enerjisa Enerji, gençlere yenilik ve teknolojiye erişim fırsatları sunmaya devam ediyor. Sabancı Topluluğu’nun Sabancı Gençlik Seferberliği kapsamında hayata geçirilen Enerjisa Enerji Teknoloji ve Etki Merkezi, 88 üniversiteden 750 öğrenciye girişimcilik ve inovasyon eğitimleri sunarak sektörel dönüşüme katkı sağlıyor.

Söğütözü’nde Yenilikçi Bir Merkez

Ankara Söğütözü’ndeki dijital donanımlı ve etkileşimli Enerji Tüneli ile dikkat çeken Müşteri Hizmetleri Merkezi, Teknoloji ve Etki Merkezi’ne ev sahipliği yapıyor. Bu merkezde, girişimcilik ekosisteminin temel unsurları olan üretken yapay zeka, sürdürülebilir enerji teknolojileri ve e-mobilite gibi konular ele alınarak öğrencilere kapsamlı bir deneyim sunuluyor.

Gençlerin Gücüyle Sürdürülebilir Gelecek

Enerjisa Enerji CEO’su Murat Pınar, gençlerin yenilikçi düşünceleriyle ülkenin enerji dönüşümünde önemli bir itici güç olacağını vurgulayarak, “Beyin göçünü önleyip, gençlerimizin potansiyelini ülkemizde değerlendirmek sürdürülebilir kalkınmanın kritik bir adımıdır” dedi. Sabancı Holding’in gençlere verdiği destekle ülkenin enerji ve teknoloji ekosisteminde güçlü bir yere ulaşması hedefleniyor.

Girişimcilik ve İnovasyona Sürdürülebilir Destek

Enerjisa’nın İVME ve NAR programları, sektörel inovasyon ve girişimcilik projelerine finansman, mentorluk ve iş birliği fırsatları sunuyor. Akıllı şebekeler, yenilenebilir enerji ve enerji depolama gibi alanlarda yeni girişimler desteklenerek, enerji sektöründe uluslararası düzeyde fark yaratacak projelerin önü açılıyor.

Geleceği Şekillendiren Projeler

Sabancı Gençlik Seferberliği ve Enerjisa’nın yenilikçi girişimleriyle, enerji sektöründe sürdürülebilirlik ve dijitalleşme hedeflerine yönelik atılan adımlar, gençlerin geleceğe ilham veren liderler olarak yetişmesini sağlıyor. Bu vizyon, hem bireyler hem de Türkiye için uluslararası rekabette önemli bir avantaj yaratıyor.