24.5 C
İstanbul
Cuma, Haziran 6, 2025
Ana Sayfa Blog Sayfa 16

Aksa Enerji’den Özbekistan’a Stratejik Enerji Hamlesi

Özbekistan’ın enerji altyapısını güçlendirecek Talimercan Doğal Gaz Kombine Çevrim Santrali, Aksa Enerji tarafından 7 ay gibi kısa bir sürede devreye alındı. 430 MW kurulu güce sahip santralin açılışı, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ve Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Törene Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Berat Çonkar da iştirak etti.

Aksa Enerji, Taşkent ve Buhara’daki mevcut santrallerine ek olarak bu yeni yatırımıyla Özbekistan’daki toplam kurulu gücünü 1.220 MW’ye yükseltti. Şu anda 352 MW kapasiteyle çalışan santralin, 2025 yılı başında tam kapasiteye ulaşması planlanıyor.

Santralin devreye alınmasıyla ilgili açıklama yapan Aksa Enerji Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Cemil Kazancı, “Talimercan santrali, Türkiye ve Özbekistan arasındaki güçlü ekonomik ilişkilerin somut bir örneğidir. Bu proje, enerji arz güvenliğini sağlarken, Aksa Enerji’nin uluslararası büyüme hedeflerine de önemli bir katkı sunuyor” dedi.

Özbekistan Enerji Bakanlığı’na bağlı NEGU ile yapılan anlaşmaya göre, elektrik üretimi için gereken doğal gaz Özbekistan Hükümeti tarafından sağlanacak. Üretilen elektrik ise 25 yıllık ABD Doları bazlı garantili kapasite anlaşması kapsamında fiyatlandırılacak.

Santralin inşası, Türkiye’nin farklı noktalarından 6 ay gibi kısa bir sürede gerçekleştirilen geniş çaplı lojistik operasyonla tamamlandı. Bu proje, Aksa Enerji’nin uluslararası başarılarının yanı sıra, Özbekistan’ın enerji arz güvenliği ve iki ülke arasındaki stratejik iş birliğinin güçlenmesine büyük katkı sağlıyor.

Savunma Sanayii ve Enerjide Dijital Dönüşüm


Savunma sanayi ve enerji sektöründe dijital dönüşüm giderek daha kritik hale gelirken, Türkiye’nin yerli ve milli yazılım çözümleri bu alandaki iş birliklerine yön veriyor. Geçtiğimiz aylarda Brüksel’de tanıtılan ve ELD Bilişim tarafından geliştirilen FORIPS Suite yazılımı, dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Forte Bilgi İletişim Teknolojileri ve ELD Bilişim tarafından düzenlenen konferansta, Avrupa Birliği savunma sistem karar vericileri ve Türkiye’den sanayi temsilcileri bir araya gelerek dijital entegrasyon ve maliyet optimizasyonu üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Savunma Sanayiinde IPS Sistemlerinin Rolü

IPS Konsey Başkanı Phill Williams, Entegre Ürün Destek (IPS) sistemlerinin savunma sanayinde kritik bir rol oynadığını belirtti. Williams, “IPS’in amacı, operasyon sırasında ekipmanların kullanılabilirliğini en üst seviyede tutmak. Örneğin, 100 uçakla başlayan bir savaşta, IPS kullanan taraf 85 uçağını hazır tutabilirken, rakip yalnızca 40 uçakla operasyon yapabilir. Bu, büyük bir avantaj sağlar,” dedi. Williams, bu sistemin sivil altyapılar ve enerji sektöründe de kullanılabileceğini ve maliyetleri düşürerek operasyonel verimliliği artırdığını vurguladı.

FORIPS ile Maliyet Tasarrufu ve Verimlilik

Forte Genel Müdürü Hasan Cengiz Bayrak, savunma sanayiinde maliyet yönetiminin önemine dikkat çekerek şunları söyledi: “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yeni silah sistemleri için 50 milyar dolar harcama yapması beklenirken, bu sistemlerin idame ve işletmesi için 100 milyar dolarlık bir maliyet öngörülüyor. ELD Bilişim’in geliştirdiği FORIPS yazılımı, bu maliyetleri yüzde 10 oranında azaltabiliyor. Bu da 10 milyar dolarlık bir tasarruf anlamına geliyor.”

FORIPS, ana yüklenici ve alt yükleniciler arasında dijital bir platform oluşturarak yedek parça tedarik zincirini hızlandırıyor ve NATO standartlarına uygun çözümler sunuyor. Bayrak, “Bu dijital entegrasyon, bakım sürelerini kısaltarak sistemlerin daha uzun süre kullanılmasını sağlar ve süreçlerin verimliliğini artırır,” dedi.

Enerji Sektöründe Dijital Entegrasyonun Önemi

Konferansta, savunma sanayiindeki dijital entegrasyonun enerji sektörüne de uyarlanabileceği vurgulandı. FORIPS gibi yazılımlar, enerji altyapılarında bakım ve onarım süreçlerini optimize ederek maliyetleri azaltıyor ve operasyonel verimliliği artırıyor. ASD Tedarik Zinciri ve Servis Müdürü Paul Cramers, “Avrupa’nın enerji ve savunma stratejilerinde, toplam maliyetleri azaltacak dijital çözümlere ihtiyaç var. Türkiye’nin sunduğu bu yazılımlar, Avrupa için önemli bir iş birliği fırsatı sunuyor,” dedi.

Lojistik Planlamanın Kritik Önemi

Milli Savunma Bakanlığı Daire Başkanı Turaç Yavuz, lojistiğin operasyonların en kritik unsurlarından biri olduğunu belirtti. “Ukrayna-Rusya savaşı sonrası, NATO bünyesinde lojistik kavramları yeniden gündeme geldi. Doğru lojistik planlama, operasyonların başarısını doğrudan etkiler,” dedi. Dijital simülasyonların farklı senaryolara hazırlık sağladığını ve bu sayede lojistik planlamada hataların en aza indirildiğini ifade etti.

Türkiye’nin Teknolojik Gücü

Türkiye’nin yerli firmaları, geliştirdikleri yenilikçi yazılımlarla hem savunma hem de enerji sektörlerinde ülkenin bağımsızlığını ve sürdürülebilirliğini güçlendiriyor. 2006 yılında kurulan Forte Bilgi İletişim Teknolojileri, kamu kurumları ve savunma sanayiinde özelleşmiş çözümler sunuyor. 2018 yılında kurulan ve Forte’nin yüzde 100 iştiraki olan ELD Bilişim, entegre ürün destek alanında uzmanlaşmış bir teknoloji firması olarak öne çıkıyor.

Bu tür dijital çözümler sayesinde Türkiye, stratejik sektörlerde hem ekonomik tasarruf sağlıyor hem de operasyonel verimliliği artırarak küresel sahnede etkin bir oyuncu olmaya devam ediyor.

Türkiye’de elektrikli araç şarj devrimi sürüyor

Türkiye, elektrikli araç dönüşümüne hızla uyum sağlıyor. Armut.com’un 2023-2024 verileri, elektrikli araç şarj istasyonu kurulum taleplerinde %235’lik bir artış olduğunu gösteriyor. Büyük şehirlerden sanayi bölgelerine ve tatil destinasyonlarına kadar geniş bir coğrafyada şarj altyapısı hızla büyüyor.

Büyük Şehirler Dönüşüme Öncülük Ediyor

Elektrikli araçların yaygınlaşması, özellikle büyük şehirlerde şarj altyapısına talebi artırdı. Türkiye’nin üç büyük metropolü Ankara, İzmir ve İstanbul, bu dönüşümde başı çekiyor:

Ankara: %278 artışla en hızlı büyüyen şehir oldu.

İzmir: %240 oranında artış kaydetti.

İstanbul: %186’lık artışla üçüncü sırada yer aldı.

Bu artış, şehir içi ulaşımda çevre dostu araçlara olan ilginin arttığını ve altyapı yatırımlarının bu yönde hız kazandığını gösteriyor.

Gelişen Şehirlerde Şarj Talebi Yükseliyor

Metropollerin dışında, gelişmekte olan büyük şehirlerde de talep dikkat çekici seviyelere ulaştı:

Gaziantep: %500 oranında artışla büyümede ön planda.

Adana: %364’lük talep artışı gösterdi.

Bursa: %325 büyüme oranıyla dikkat çekiyor.

Bu şehirlerdeki büyüme, sanayileşme ve artan nüfusla birlikte sürdürülebilir ulaşımın benimsendiğini kanıtlıyor.

Sanayi Bölgeleri Şarj Altyapısıyla Güçleniyor

Sanayi ve ticaret bölgeleri de elektrikli araç devrimine hızla adapte oluyor. Sanayi faaliyetlerinin yoğunlaştığı bölgelerde şarj istasyonu kurulum talepleri rekor seviyelere ulaştı:

Sakarya: %727 artışla lider konumda.

Tekirdağ (Çorlu ve Çerkezköy): %647 büyüme oranıyla öne çıktı.

Kocaeli: %500 artış gösterdi.

Bu bölgelerdeki artış, lojistik ve ticari filoların elektrikli araçlara yöneldiğini ve sanayi kuruluşlarının sürdürülebilirlik hedeflerine yatırım yaptığını gösteriyor.

Tatil Beldeleri Elektrikli Araçlara Hazırlanıyor

Türkiye’nin popüler tatil destinasyonlarında da şarj altyapısı hızla gelişiyor:

Çeşme (İzmir): %1600’lük rekor artış kaydetti.

Bodrum (Muğla): %550 oranında büyüdü.

Manavgat (Antalya): %400’lük talep artışıyla dikkat çekiyor.

Konyaaltı (Antalya): %267,

Fethiye (Muğla): %200 artış oranlarına ulaştı.

Bu bölgelerde artan talep, turistlerin ve yerel halkın elektrikli araç kullanımına yöneldiğini ve turizm sektörünün çevre dostu ulaşımı desteklediğini gösteriyor.

Türkiye’nin Sürdürülebilir Geleceği Şekilleniyor

Türkiye’nin şarj altyapısındaki bu büyük ivme, ülkenin elektrikli araç ekosistemine hızla adapte olduğunu ortaya koyuyor. Büyük şehirlerden sanayi bölgelerine, tatil beldelerinden gelişen kentlere kadar şarj istasyonları talebindeki artış, sürdürülebilir ulaşım hedeflerine emin adımlarla ilerlediğimizi gösteriyor.

Bu gelişmeler, Türkiye’nin karbon emisyonlarını azaltma, yenilenebilir enerji kullanımını artırma ve çevre dostu teknolojilere geçiş sürecinde önemli bir adım attığını kanıtlıyor. Geleceğin ulaşımı artık sadece fosil yakıtlarla değil, elektrikli araçlarla şekilleniyor.

WIN EURASIA 2025’e geri sayım başladı

Dünyanın en büyük 10 fuar şirketinden biri olan Deutsche Messe’nin Türkiye ofisi Hannover Fairs Turkey Fuarcılık A.Ş. tarafından organize edilen ve 28-31 Mayıs 2025 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek olan WIN EURASIA 2025, endüstriyel dönüşümün rotasını çizmeye hazırlanıyor. Bu yıl 31. kez düzenlenecek olan fuarın basın lansmanı, 10 Aralık Salı günü geniş katılımla gerçekleştirildi.

Hannover Fairs Turkey Genel Müdür Yardımcısı Belkıs Ertaşkın’ın ev sahipliğinde düzenlenen etkinliğe, Türkiye’nin önde gelen sanayi liderleri ve sektörel dernek temsilcileri katıldı. Basın lansmanına; Türkiye Makina Federasyonu (MAKFED) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, Kuika & System Optima Yönetim Kurulu Başkanı Süreyya Ciliv, Tezmaksan A.Ş. Grup CEO’su Hakan Aydoğdu, Hayat Kimya Global Teknoloji Direktörü N. Tanzer Zeytinoğlu, Ford Otosan Kalite Sistemleri ve Görüntü İşleme Sistemleri Ürün Sahibi Mustafa Karacan, Norm Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ceyhun Araz ve Beko Corporate İleri Robotik Sistemler Yöneticisi Raşit Yücel Gür gibi isimler katılarak endüstrinin dönüşümüne dair vizyonlarını paylaştılar.

Türkiye’nin Enerji Ekibi Lansmanı Takip Etti

Türkiye’nin önde gelen enerji ve endüstri yayınlarının muhabirleri de bu etkinliği yerinde takip etti. Basın mensupları, WIN EURASIA’nın sektöre sunduğu yenilikleri ve endüstriyel dönüşüm projelerini yakından inceleme fırsatı buldu. Enerji ve endüstri alanında önemli bir referans kabul edilen bu etkinlik, sektörel gelişmelerin duyurulmasında büyük rol oynadı.

Endüstriyel Dönüşüm ve Otomasyonun Geleceği

Basın lansmanında konuşan Belkıs Ertaşkın, 2025 yılı için belirlenen “Odağımız Otomasyon” konseptinin detaylarını anlattı. Ertaşkın, WIN EURASIA’nın inovasyonu, sürdürülebilirliği ve endüstriyel dönüşümü bir araya getirerek, sektöre yeni bir perspektif kazandıracağını belirtti:

“WIN EURASIA, endüstriyel otomasyonun 30 yıllık dönüşüm yolculuğunu ileri taşıyacak. Fuarımızda dijital fabrikalar, robotik sistemler, yapay zeka, bulut bilişim ve e-mobilite gibi geleceğin teknolojilerini katılımcılarımızla buluşturacağız.”

Endüstrinin Geleceğine Yatırım

MAKFED Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, Türkiye’nin endüstriyel dönüşümde küresel rekabet gücünü artırmak için ölçek ekonomisinin ve iş birliğinin önemine dikkat çekti. Dalgakıran, Türkiye’nin WIN EURASIA gibi fuarlarla küresel pazarda daha güçlü bir konuma geleceğini belirterek şunları söyledi:

“Dünya otomasyonu etkin bir şekilde kullanıyor ve bu dönüşüme ayak uydurmak zorundayız. WIN EURASIA, Türkiye’nin bu dönüşümde öncü olmasına katkı sağlayacak.”

Fuardan Beklentiler ve Yeni Format

Fuar, 7 ayrı salonda 65.000 m² alanda düzenlenecek ve elektrik-elektronik, enerji otomasyonu, endüstriyel otomasyon, robotik çözümler ve dijital fabrika teknolojileri gibi sektörlerden yüzlerce firma en yeni ürünlerini sergileyecek. WIN EURASIA 2025, katılımcılarına yapay zeka, e-mobilite ve sürdürülebilir üretim çözümleri gibi inovatif teknolojilerle tanışma fırsatı sunacak.

WIN EURASIA 2025’e Geri Sayım Başladı

WIN EURASIA 2025, endüstri profesyonelleri, yatırımcılar ve teknoloji meraklıları için kaçırılmayacak bir platform olacak. Türkiye’nin endüstriyel dönüşümüne liderlik eden bu etkinlik, “Odağımız Otomasyon” temasıyla geleceğin endüstrisine yön vermeye hazırlanıyor.

Türkiye’nin enerji ve endüstri dünyasına katkı sağlayan bu önemli fuar için geri sayım başladı!

Rusya ve Türkiye 100 milyar dolarlık hedefe doğru ilerliyor

Ferhat Yıldırım / 12 Aralık 2024 – Rusya Federasyonu ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkiler, yeni hedefler ve stratejik iş birlikleriyle ivme kazanmaya devam ediyor. Roscongress Vakfı tarafından düzenlenen ilk Offsite Oturumu, 10 Aralık’ta İstanbul’da, iki ülke arasındaki iş ve yatırım potansiyelini genişletmeyi amaçlayan önemli bir buluşmaya sahne oldu. Rusya Federasyonu Büyükelçiliği ve Rusya’nın Türkiye Ticaret Misyonu’nun desteklediği etkinlikte, 230’dan fazla Rus ve Türk iş insanı, devlet yetkilileri ve medya temsilcileri bir araya geldi.

Toplantıda, ikili ticaretin artırılması, mevcut iş birliği mekanizmalarının geliştirilmesi ve yeni yatırım projelerinin hayata geçirilmesi konuları masaya yatırıldı. Türk ürünlerinin Rus pazarına girişi ve Rus teknolojik ithalatı gibi konular umut verici iş birliği alanları olarak vurgulandı.

Enerji ve Turizmde Stratejik Ortaklık

İki ülke arasındaki enerji iş birliği, stratejik projelerle devam ediyor. Akkuyu Nükleer Güç Santrali, Türkiye’nin enerji ihtiyacının %10’unu karşılayacak şekilde ilerlerken, TurkStream boru hattı Türkiye’nin doğal gaz ihtiyacının %50’sini sağlıyor. Turizm de ekonomik ilişkilerde önemli bir yere sahip; 2023 yılında Türkiye’yi ziyaret eden 7 milyondan fazla Rus turist, bu alandaki bağların gücünü ortaya koyuyor.

İki Liderin Ortak Vizyonu: 100 Milyar Dolarlık Ticaret Hedefi

Roscongress Vakfı CEO’su Alexander Stuglev, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in belirlediği 100 milyar dolarlık ticaret hedefini hatırlatarak, bu hedefe ulaşmak için gerekli altyapının hazır olduğunu vurguladı.

Arka Plan: Ticarette İstikrarlı Büyüme

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kazan’da gerçekleştirilen BRICS Zirvesi sırasında Türkiye ile olan ticari ilişkilerin gelişimini şu sözlerle değerlendirmişti:

“Yıldan yıla çok dinamik bir şekilde gelişen ticaret ve ekonomik etkileşimin verimliliğini artırmanın yollarını tartışacağız. Geçen yıl ticaret hacmi 55,4 milyar dolara ulaştı. Bu yılın Ocak-Ağustos döneminde bu rakam %6,2 daha arttı.”

Ekonomik Hedeflerin Liderler Tarafından Desteklenmesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Astana’da yapılan Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Zirvesi sırasında iki ülke arasındaki ticaret hedefini şu sözlerle dile getirdi:

“Hedefimiz 100 milyar dolara ulaşmak ve bunu başarabileceğimize inanıyoruz.”

Bu açıklama, iki ülkenin mevcut ticaret hacmini 55 milyar dolardan 100 milyar dolara çıkarmak için gösterdiği siyasi iradeyi ve kararlılığı gözler önüne seriyor.

Karşılaşılan Zorluklar ve Çözüm Arayışları

Ancak bu yolda bazı zorluklar da var. Analist Engin Özer, Rusya’ya yapılan ödemelerde yaşanan sorunlara dikkat çekmiş ve ABD’nin uyguladığı yaptırımların Türkiye ile Rusya arasındaki ticareti sekteye uğratma riski taşıdığını belirtmişti. Nitekim, Türkiye’nin Rusya’ya ihracatı, 2024 Şubat ayı itibarıyla bir önceki yılın aynı dönemine göre %34 azalarak 670 milyon dolara geriledi. Bu düşüş, Türk ihracatçıların ABD’nin ikincil yaptırımlarına maruz kalma korkusuyla temkinli davranmasından kaynaklandı.

Güçlü İlişkiler ve Parlak Bir Gelecek

Tüm bu zorluklara rağmen, Rusya ve Türkiye liderlerinin kararlılığı ve iş dünyasının dinamizmi, 100 milyar dolarlık ticaret hedefini gerçekleştirme yolunda ilerlemeye devam ediyor. İstanbul’daki Offsite Oturumu, Kazan’daki BRICS Zirvesi ve Astana’daki ŞİÖ Zirvesi’nde verilen mesajlar, iki ülkenin ekonomik iş birliğinin geleceğinin parlak olduğunu gösteriyor.

Potansiyelin açığa çıkarılması ve zorlukların aşılmasıyla, Rusya ve Türkiye arasındaki ticaret köprülerinin daha da sağlamlaşması kaçınılmaz görünüyor.

Turcas Petrol’den Hissedarlarına Büyük Müjde

0

Turcas Petrol, 10 Aralık 2024 tarihinde İstanbul Kalyon Otel’de gerçekleştirdiği Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı ile önemli kararlar aldı. CEO ve Yönetim Kurulu Üyesi Batu Aksoy’un açılış konuşmasıyla başlayan toplantıda, 2023 yılı yeniden düzenlenmiş finansalları onaylanırken, 2024 yılı için Yönetim Kurulu’na avans temettü dağıtma yetkisi verildi. Bu adım, şirketin temettü odaklı stratejisini pekiştirdi.

Finansal Yeniden Düzenlemeler ve Temettü Planı

Toplantının düzenlenme nedeni olarak, 2023 yılı finansallarında iştiraklerinden kaynaklanan değişikliklerin onaylanması ve 2024 yılı için temettü avansı yetkisinin alınması gösterildi. Batu Aksoy, Turcas Petrol’ün net kârının, iştirak şirketi RWE & Turcas Güney Elektrik Üretim A.Ş. finansallarındaki düzenleme sonrası 457 milyon TL artarak 826 milyon TL’ye ulaştığını belirtti. Ayrıca 30 Eylül 2024 itibarıyla oluşan 290 milyon TL tutarındaki dağıtılabilir kârın %50’sine kadar temettü avansı dağıtılabileceği açıklandı.

İştiraklerde Büyük Yatırım Hamleleri

Shell & Turcas: 1.200 bayi ağı ve 1.000’den fazla Select Shop ile perakende satışlarda pazar lideri konumunu sürdürüyor. 2025 yılında bayi kontratlarının yenileneceğini belirten Aksoy, bu yenilemeler için 10 milyar TL (230 milyon USD) yatırım yapılacağını açıkladı. Akaryakıt dışı satışlarda 18 milyon kahve, 7 milyon sandviç ve 6 milyon fırın ürünü satışı hedefleniyor.
 
RWE & Turcas: 800 MW kurulu güce sahip doğalgaz santraline ek olarak, 20 MW kapasiteli hibrit Güneş Enerjisi Santrali (GES) yatırımı yapılacak. Yaklaşık 10 milyon USD tutarındaki bu proje, 2025 yılında hayata geçirilecek.

Sürdürülebilir Gelecek Vizyonu

1931 yılında kurulan Turcas Petrol, akaryakıt perakendesi ve elektrik üretimi sektörlerinde stratejik yatırımlar yaparak büyümeye devam ediyor. Shell & Turcas ve RWE & Turcas iştirakleriyle doğrudan 2.810 kişiye, dolaylı olarak ise yaklaşık 15.000 kişiye istihdam sağlıyor.

Turcas Petrol, sürdürülebilirlik ve temettü odaklı stratejileriyle Türkiye’nin enerji sektöründe güçlü ve güvenilir bir oyuncu olmaya devam ediyor.

Schneider Electric’ten AI Destekli Güç Koruma Sistemi

Schneider Electric’in Yeni Galaxy VXL UPS: Kompakt Tasarım, Yüksek Verimlilik ve Yapay Zeka Destekli Güç Koruması

Schneider Electric, veri merkezleri, yapay zeka altyapıları ve endüstriyel tesislerin artan güç taleplerine yanıt olarak, Galaxy VXL UPS sistemini tanıttı. Yüksek yoğunluklu ve ultra kompakt tasarımı ile bu yeni nesil güç koruma sistemi, 1,2 m²’lik bir alanda 1042 kW/m² güç yoğunluğu sunuyor ve 500 ila 1250 kW aralığında performans sağlıyor.

Modüler ve Ölçeklenebilir Yapı:

Galaxy VXL, modüler tasarımı sayesinde tek çerçevede 1,25 MW güç sunabiliyor. Dört ünite paralel bağlandığında ise sadece 4,8 m²’lik alanda 5 MW’a kadar güç sağlamak mümkün oluyor. Bu sayede yapay zeka destekli veri merkezleri, ticari binalar ve endüstriyel tesislerde esnek ve ölçeklenebilir çözümler sunuyor.

Enerji Verimliliği ve Sürdürülebilirlik:

Schneider Electric’in patentli eConversion modu, %99’a kadar verimlilik sağlarken, double conversion modu %97,5 verimlilik sunuyor. Bu özellikler enerji tüketimini azaltarak karbon emisyonlarını düşürüyor ve toplam sahip olma maliyetini (TCO) minimize ediyor.

Gelişmiş Güvenlik ve Siber Güvenlik:

Galaxy VXL, IEC 62443-4-2 güvenlik standartlarına uygun olarak geliştirilmiş. Ayrıca, Live Swap özelliği ile sıfır kesintiyle güç modülü değişimi mümkün. Schneider Electric’in EcoStruxure IT yazılımı ile uzaktan izleme ve yönetim sağlanarak, operasyonel güvenlik en üst seviyeye çıkarılıyor.

EcoCare Hizmet Planı ile Uzun Ömür:

Yeni nesil hizmet planı olan EcoCare, teknik uzmanlara 7/24 erişim, yapay zeka destekli uzaktan izleme ve duruma dayalı bakım imkânı sunuyor. Bu sayede saha kesintileri %50’ye kadar azaltılıyor ve UPS sisteminin ömrü uzatılıyor.

Yapay Zeka ve Büyük Veri İçin Dayanıklı Çözüm

Yapay zeka ve büyük veri iş yüklerine yönelik artan talepleri karşılamak için geliştirilen Galaxy VXL UPS, Schneider Electric’in Sant Boi, Barcelona fabrikasında üretilecek. 2025 yılına kadar bu sistemin yıllık üretim kapasitesinin 9.000 birimi aşması bekleniyor.

İlgili Kaynaklar:

Daha fazla bilgi için:

🔗 Schneider Electric Resmi Sitesi

Siemens’ten sürdürülebilir gelecek için büyük adımlar

Siemens 2024 Sürdürülebilirlik Raporu: Karbonsuzlaştırma ve Yenilikte Liderlik

Siemens, 2024 Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayımlayarak sürdürülebilirlik alanında gösterdiği önemli ilerlemeleri gözler önüne serdi. Şirket, DEGREE çerçevesinde belirlediği on dört hedefin yedisine planlanandan önce ulaştı. Özellikle karbonsuzlaştırma alanında dikkat çekici bir başarı yakalayan Siemens, 2019’dan bu yana kendi operasyonlarındaki CO₂e emisyonlarını %60 oranında azalttı. Bu oran, 2025 yılı için belirlenen %55 hedefini şimdiden aşmış oldu.

Karbonsuzlaştırmada Öncü Adımlar

Siemens, sürdürülebilirlik çabalarının merkezine karbonsuzlaştırmayı koyarak, 2030’a kadar operasyonlarındaki CO₂e emisyonlarını %90 oranında azaltmayı ve 2050’ye kadar değer zinciri genelinde net sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyor. Şirketin bu çabaları, Bilim Temelli Hedefler Girişimi (SBTi) tarafından da onaylanarak, Siemens’in Paris Anlaşması’nın iklim hedeflerine bağlılığını bir kez daha kanıtladı.

Siemens’in 2024 mali yılında piyasaya sunduğu teknolojiler, kullanım ömürleri boyunca toplamda 144 milyon ton sera gazı emisyonunu önleyecek. Bu rakam, aynı yıl boyunca şirketin tüm değer zincirinde ürettiği 121 milyon tonluk emisyonu geride bırakıyor.

Yaşam Boyu Öğrenme ve Çalışan Gelişimi

Siemens, çalışanlarının yetkinliklerini artırmaya ve sürekli eğitime büyük önem veriyor. 2024 mali yılında yaşam boyu öğrenme için 442 milyon Euro yatırım yaptı. Şirket çalışanları, kişi başına ortalama 27 saat dijital öğrenim programına katıldı. Bu rakam, 2023’e kıyasla 4 saat daha fazla olup, 2025 için hedeflenen 25 saat seviyesini bir yıl önceden aşmış oldu.

Siemens’in “MyLearning World” platformu, yaklaşık 180.000 iç ve dış eğitim içeriği sunarak çalışanlara geniş bir öğrenme yelpazesi sağlıyor. Şirket, yapay zeka destekli öğrenme araçlarıyla bu platformu daha da geliştirmeyi amaçlıyor.

Siemens EcoTech Etiketi ile Kaynak Verimliliği

Şirket, sürdürülebilir tasarım anlayışını Siemens EcoTech etiketiyle güçlendirdi. 2024 mali yılında 25.000’den fazla Siemens ürünü, sürdürülebilir malzemeler, optimum kullanım ve geri dönüşüm kriterlerini karşılayarak bu etiketi aldı. Bu uygulama, döngüsel ekonomiyi desteklemek ve kaynak verimliliğini artırmak adına önemli bir adım olarak öne çıkıyor.

Eşitlik ve Çeşitlilikte İlerleme

Siemens, eşitlik ve çeşitliliğe olan bağlılığını sürdürerek, üst düzey yönetim pozisyonlarındaki kadın oranını %32’ye çıkardı. Bu oran, 2020 yılında %23 seviyesindeydi. Şirket, kadın liderliğini artırma hedeflerine yönelik çalışmalarını kararlılıkla sürdürüyor.

Yapay Zeka ve Sorumlu Yönetişim

Siemens, endüstriyel yapay zekayı sorumlu bir şekilde kullanarak küresel zorluklara çözümler sunmayı amaçlıyor. Şirket, yapay zekanın geliştirilmesi ve uygulanmasında etik ilkeleri benimseyen bir yönetim modeli oluşturdu. Yapay zeka, enerji verimliliği ve sürdürülebilir altyapı projelerinde kilit bir rol oynuyor.

Siemens’in 2024 Sürdürülebilirlik Raporu’na ulaşmak için:

🔗 Siemens 2024 Sürdürülebilirlik Raporu

Bozkurt Sembolü Yetmedi, Avrupa Kurtlara da Saldırdı

0

Avrupa’nın doğasında önemli bir yere sahip olan kurtların koruma statüsü, Bern Sözleşmesi Daimi Komitesi’nin 3 Aralık 2024 tarihli kararıyla düşürüldü. Avrupa’nın bazı siyasi çevrelerinin, kültürel semboller üzerinden geliştirdiği tutumlar doğaya kadar uzandı. Bozkurt işaretine yönelik rahatsızlıkların ardından ekosistemin doğal denge unsuru olan kurtlara da aynı sert tutum sergilendi. Avrupa Komisyonu’nun talebiyle alınan bu karar, bilimsel verilerden uzak, siyasi ve bireysel çıkarlarla şekillendi. Uzmanlar ve doğa koruma kuruluşları, bu kararın Avrupa ekosistemine telafisi güç zararlar vereceği konusunda uyarıyor.

Kurtların Koruma Statüsü Düşürüldü

Bern Sözleşmesi kapsamında uzun yıllardır sıkı koruma altında olan kurtlar, ekolojik dengenin korunması için kritik bir rol oynuyor. Ancak Avrupa Komisyonu’nun siyasi baskıları ve bazı çevrelerin popülasyon artışına yönelik kaygıları sonucunda, kurtların koruma statüsünün gevşetilmesi kararlaştırıldı. Bu karar, doğrudan kurt popülasyonlarını etkileyerek, Avrupa’nın doğal yaşam alanlarındaki dengeyi tehdit ediyor.

Bu gelişme, Avrupa’nın son yıllarda giderek artan şekilde doğa ve ekoloji politikalarını siyasi sembollerle ilişkilendirdiği tartışmalarını da beraberinde getirdi. Özellikle bozkurt işaretine yönelik çeşitli yasaklama girişimlerinin ardından, kurtların da hedef alınması, ekolojik kararların ideolojik bir zeminde alındığı eleştirilerine neden oldu.

Bern Sözleşmesi’nin Önemi

1979’da imzalanan Bern Sözleşmesi, Avrupa’nın yaban hayatını ve yaşam alanlarını korumayı amaçlıyor. Bu sözleşme kapsamında kurtlar, Avrupa kıtasında sıkı koruma altında olan türler arasında sayılıyordu. Türkiye de bu sözleşmeye taraf ülkeler arasında yer alıyor.

Sözleşme; biyolojik çeşitliliğin korunması, ekosistem dengesinin sağlanması ve türlerin sürdürülebilir bir şekilde varlıklarını devam ettirebilmeleri için devletlerin iş birliği yapmasını öngörüyor. Ancak bu son karar, Avrupa’nın doğa koruma politikalarındaki tutarsızlıkları bir kez daha gözler önüne serdi.

Ekolojik Denge ve Kurtların Rolü

Kurtlar, besin zincirinin en üstünde yer alarak yaban domuzu, geyik ve karaca gibi türlerin popülasyonlarını kontrol ediyor. Bu sayede bitki örtüsünün korunmasına, habitat tahribatının önlenmesine ve genetik açıdan sağlıklı popülasyonların sürdürülmesine yardımcı oluyorlar. Kurtların popülasyonunun azalması ya da tamamen yok olması, bu dengeyi bozarak ekosistem döngüsünde ciddi sorunlara yol açabilir.

Örneğin, kurtların bulunmadığı bölgelerde yaban hayvanlarının aşırı artışı sonucunda, ormanlar üzerindeki otlatma baskısı artar ve bitki örtüsü tahrip olur. Bunun yanı sıra, hastalıklı ve yaşlı hayvanların avlanmaması hastalıkların yayılmasına neden olabilir.

Uzmanlardan Tepki: Bilime Dayalı Değil

Doğa Derneği Koruma Programı Koordinatörü Şafak Arslan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Avrupa’da kurt popülasyonunun sağlıklı bir şekilde yeniden oluşturulması, yıllarca süren özverili çalışmalarla mümkün oldu. Ancak bu son karar, münferit olaylar bahane edilerek, bilime dayanmayan bir yaklaşımla alındı. Avrupa doğasına ve bu çabalara karşı yapılan bu ihanet, ekosistem üzerinde ciddi tehditler oluşturuyor. Bern Sözleşmesi’nin taraf ülkelerini, bilime dayalı ve şeffaf kararlar almaya davet ediyoruz. Bu kararın kısa sürede geri çekilmesi, Avrupa’nın ekolojik geleceği için hayati önem taşıyor.”

Ekolojik Dengenin Geleceği Tehdit Altında

Uzmanlar, kurtların koruma statüsünün düşürülmesinin, ekosistem dengesinde zincirleme sorunlara yol açabileceği konusunda hemfikir. Avrupa’nın yaban hayatında yaşanacak olası bozulmalar, tarımsal alanları, orman ekosistemlerini ve doğal kaynakları tehdit edecek. Bu durumun kısa vadeli ekonomik ya da siyasi çıkarlar uğruna göz ardı edilmesi, sürdürülebilir doğa politikalarına vurulmuş büyük bir darbe olarak değerlendiriliyor.

Siyasi Sembollerle Doğa Politikalarının Kesişimi

Bozkurt işaretine yönelik siyasi rahatsızlıklar ve yasaklamalarla başlayan tartışmalar, bu kez doğadaki kurtlara yönelik alınan kararla farklı bir boyuta taşındı. Kültürel ve politik sembollerle doğa politikalarının birbirine karışması, Avrupa’nın tarafsız ve bilime dayalı karar alma mekanizmalarının zayıfladığını gösteriyor.

Doğal dengeyi korumanın, ideolojik ve siyasi çıkarların ötesinde bir insanlık görevi olduğu gerçeği, bu kararla birlikte yeniden hatırlatılıyor.

İnoksan: Türk mutfağını dünyaya taşıyan yerli güç

44 yıldır profesyonel mutfaklara akıllı ve yenilikçi çözümler sunan İnoksan, yüzde yüz yerli üretim ve teknoloji gücünü 75 ülkeye taşıyarak, şeflerin tercihi olmaya devam ediyor. Üretiminin üçte birini ihraç eden ve dünya mutfaklarında yerli teknolojiyi başarıyla temsil eden marka, inovatif ürünleriyle sektöründe öncü bir konuma sahip.

Türk Mutfağından İlham, Dünyaya İnovasyon

İlk yerli kombi fırının mucidi olan İnoksan, akıllı fırınlar, bulaşık makineleri, kaynatma tencereleri ve pişirme grubu ürünleriyle mutfaklarda fark yaratıyor. Yüksek verimlilik ve kalite sunan ürünler, satış sonrası güçlü destek ve anahtar teslim projelerle tamamlanıyor. İnoksan, 100’ü aşkın yetkili servisiyle müşterilerine yalnızca bir tedarikçi değil, çözüm ortağı olarak hizmet veriyor.

Dünya Çapında Fuar Katılımları ile Büyüyen Ağ

İnoksan, Ekim ayında Taşkent’te düzenlenen Zira Fest ve Kasım ayında Suudi Arabistan’daki SAUDI Horeca 2024 fuarlarına katılarak ihracat ağını genişletmeye devam etti. Orta Asya’dan Orta Doğu’ya, dünyanın dört bir yanında katıldığı etkinliklerde sektör liderleri ve yatırımcılarla buluşan marka, yeni iş birlikleri için önemli adımlar attı.

2025 Hedefi: Gelirin Yarısını İhracattan Sağlamak

İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık, markanın 2025 hedefini şu sözlerle vurguladı:

“İhracat oranımızı %50’ye çıkarmayı hedefliyoruz. Güçlü olduğumuz Ortadoğu ve Avrupa’nın yanı sıra, Latin Amerika, Afrika ve Amerika pazarlarında büyümeye odaklanacağız. İnoksan, sektöründe ilklere imza atan bir dünya markası olma yolunda hız kesmeden çalışmaya devam edecek.”

Dijitalleşmeyi ve inovasyonu üretim ve ticaret süreçlerine entegre eden İnoksan, mutfak profesyonelleri için kalite ve güvenilirliği öncelikli hedef olarak belirliyor.

Entek Elektrik: Sürdürülebilirlikte daha ileri

Entek Elektrik, 2023 Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınlayarak çevresel, sosyal ve yenilikçi projelerle geleceğe ışık tutmaya devam ediyor. Yenilenebilir enerjiye olan yatırımlarıyla dikkat çeken şirket, geçtiğimiz yıl ürettiği elektriğin %77,2’sini yenilenebilir kaynaklardan elde etti. Hidroelektrik ve rüzgar enerjisinden sağlanan bu üretim, 2,1 milyar kWh elektrik satışına ulaşarak düşük karbon ekonomisine bağlılığını kanıtladı.

Sürdürülebilirlik vizyonuyla su kaynaklarını korumayı ve geri dönüşümü önceliklendiren Entek, gri su arıtımıyla 615.417 m³ suyu geri kazanarak kullanımın %96,5’ini geri dönüştürdü. Atık yönetiminde de başarısını sürdüren şirket, toplam atıkların %100’ünü geri dönüştürdü. Ayrıca enerji verimliliği projelerine 75,5 milyon TL yatırım yaparak yıllık 17,4 milyon TL tasarruf hedefleyen Entek, karbon nötr hedefi doğrultusunda 11 yeni projeyi hayata geçirdi.

Yapay zekâ ile iş güvenliği süreçlerini güçlendiren ve hidroloji tahmin projeleriyle enerji üretim verimliliğini artıran şirket, aynı zamanda çalışan memnuniyetine yönelik uygulamalarıyla %82,3 oranında bağlılık sağladı. Genel Müdür Bilal Tuğrul Kaya, “Sürdürülebilirlik bizim için bir hedef değil, bir sorumluluk. Çevre dostu ve yenilikçi çözümlerle geleceğe değer katmayı sürdüreceğiz,” dedi.

Yerel tedarikçilere %99,58 oranında öncelik vererek ekonomiye katkı sağlayan Entek Elektrik, hem çevresel hem sosyal sürdürülebilirlik hedefleriyle sektörde fark yaratmayı sürdürüyor.

Runway to Web Summit Qatar: 2025’in Teknoloji Zirvesine Giden Yol

Doha – 2 Aralık 2024

Katar, bölgenin önde gelen teknoloji etkinliklerinden biri olan Web Summit Qatar 2025 için hazırlıklara başladı. 23-26 Şubat 2025 tarihlerinde gerçekleşecek etkinliğin hazırlıkları, bugün M7’de düzenlenen “Runway to Web Summit Qatar” etkinliği ile hız kazandı.

Etkinlikte, Web Summit Kurucusu ve CEO’su Paddy Cosgrave, Katar Kalkınma Bankası (QDB) CEO’su Abdulrahman Hesham Al-Sowaidi ve Katar merkezli girişimler bir araya geldi. Panelde, SkipCash (mobil ödeme platformu), Adeer (yapay zekâ destekli iş yönetim platformu), Wqtah (yerel deneyim rezervasyon platformu) ve Kafy (yemek teknolojisi) gibi yenilikçi girişimler, hikayelerini ve planlarını paylaştı.

Web Summit CEO’su Paddy Cosgrave, “Katar’da bu kadar yetenekli ve potansiyel sahibi girişimleri görmek heyecan verici. Gelecek yılın etkinliğinin daha büyük ve etkileyici olacağını şimdiden hissediyoruz,” diyerek etkinliğe olan heyecanını dile getirdi.

QDB CEO’su Abdulrahman Hesham Al-Sowaidi ise, Web Summit Qatar’ın Katar’ın küresel inovasyon merkezi olma yolundaki önemine dikkat çekti:

“Bu etkinlik, inovasyonun merkezi olarak Katar’ın uluslararası sahnede oynadığı önemli rolü pekiştiriyor. Girişimcilerimiz, fikirlerini küresel çözümlere dönüştürecek fırsatlara burada kavuşuyor,” dedi.

Geçen yılın başarılı etkinliği, bölgedeki girişimcilik ekosisteminin güçlü temellerini ortaya koymuştu. 2025 yılı zirvesinin, bu temelleri daha da güçlendireceği ve bölgesel inovasyon iş birliğini geliştireceği belirtiliyor.

Enerjisa’dan kadınlara ve balıkçılığa enerji katkısı

Enerjisa Enerji, Adana Karataş Belediyesi ve Karataş Su Ürünleri Kooperatifi iş birliğiyle hayata geçirilen “Sürdürülebilir Balıkçılığa Destek Projesi” ilk yılını başarıyla tamamladı. Bölge halkının balıkçılıkla geçimini sağladığı Karataş’ta denizel kirliliği önlemek, kadınların ekonomik hayata katılımını artırmak ve çevresel sürdürülebilirliği teşvik etmek amacıyla gerçekleştirilen proje, çevre ve sosyal faydayı aynı potada birleştiriyor.

Denizden Kadınlara Uzanan Döngüsel Ekonomi Modeli

Proje kapsamında Karataş Limanı’nda hayata geçirilen Atık Toplama ve Geri Kazanım Merkezi, denizel atıkları toplayarak geri dönüştürme ve yeniden kullanım süreçlerini başlattı. 9 ayda 15 ton balık ağı toplanırken, bu ağlar bölgedeki kadınların elinde sıfır atık projelerine dönüştü. Enerjisa’nın verdiği tasarım ve markalama eğitimleriyle kadınlar, ileri dönüşüm ürünlerinden gelir elde etmeye başladı. Kadınların ağ örme ve tamir işlerini ergonomik bir şekilde yapabilmeleri için İzmir Ekonomi Üniversitesi ile geliştirilen taşınabilir ağ örme standı da projeye damga vurdu.

Yenilenebilir Enerjiyle Gelen Tasarruf

Enerjisa tarafından kurulan Güneş Enerji Santrali sayesinde kooperatifin enerji ihtiyacı yenilenebilir kaynaklardan sağlanıyor. Yıllık 23 ton karbon salımının önüne geçilirken, enerji tasarrufu balıkçılık sektörünün maliyetlerini düşürdü. Özellikle buz üretiminde sağlanan tasarruf, balıkçılara önemli ekonomik avantajlar sundu.

Kadınlara Güç, Balıkçılığa Sürdürülebilirlik

Kadın balıkçılara yönelik düzenlenen ağ tamiri ve ağ örme atölyeleri, sektörde kadın emeğini görünür kılarken, kaybolmaya yüz tutmuş meslekleri yeniden canlandırıyor. Ayrıca kadınların ekonomik bağımsızlığını güçlendiren bu adımlar, toplumsal cinsiyet eşitliğine de katkı sağlıyor.

Geleceğe Güçlü Adımlar

Projenin birinci yıl etkinliğinde konuşan Karataş Belediye Başkanı Ali Bedrettin Karataş, kadınların balıkçılıktaki rolünün önemine dikkat çekerken, Magarsus Kadın Kooperatifi ile sektöre uzun vadeli katkılar sunmayı hedeflediklerini belirtti. Enerjisa Enerji Sürdürülebilirlik Bölüm Başkanı Ebru Taşcıoğlu ise, projeyi ulusal çapta tanıtarak çevreye duyarlı ekonomik modeller geliştirmeye devam edeceklerini vurguladı.

Adana Karataş’taki bu çok boyutlu model, balıkçılık sektöründe sürdürülebilirliği teşvik ederken, kadınların ekonomik hayattaki yerini güçlendiren bir başarı hikayesi olarak dikkat çekiyor.

Savunma sanayi başarımız rekora koşuyor

Türk savunma sanayi şirketi Otokar, Romanya Savunma Bakanlığı ile 857 milyon Euro değerindeki zırhlı araç projesi için anlaşmaya vardı. Türkiye’nin bugüne kadar tek kalemde gerçekleştirdiği en büyük zırhlı araç ihracatı olan bu proje, 27 Kasım 2024 tarihinde Romanya’da resmiyet kazandı.

Sözleşme kapsamında 1059 adet COBRA II 4×4 zırhlı araç ve entegre lojistik destek hizmetleri yer alıyor. İlk 278 araç Türkiye’de, kalanlar ise Romanya’da üretilecek. Teslimatların 2025’in son çeyreğinde başlayarak beş yıl içinde tamamlanması planlanıyor.

Otokar’ın tecrübeli mühendislik gücüyle geliştirilen COBRA II zırhlı aracı, üstün koruma ve geniş görev uyumluluğu ile dikkat çekiyor. 13 ülkede görev yapan bu araç, zorlu arazi ve iklim koşullarında yüksek performansı sayesinde Romanya’nın ihale kriterlerini başarıyla karşıladı.

Bu önemli anlaşma, Otokar’ın NATO ve BM platformlarındaki başarısının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Türk Ytong, lojistikte fark yarattı

Türkiye’nin önde gelen sanayi şirketlerinden Türk Ytong, bu yıl 15.’si düzenlenen Atlas Lojistik Ödülleri yarışmasında, sektörün prestijli ödüllerinden biri olan Lojistiğe Katkı Ödülü’nü kazandı. Ödül, Türk Ytong Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar’a, FİATA Başkanı ve jüri üyesi Turgut Erkeskin tarafından takdim edildi.

21 Kasım 2024 tarihinde, Uluslararası Logitrans Transport Lojistik Fuarı kapsamında düzenlenen törende, lojistik sektörünün önde gelen isimleri bir araya geldi. 103 adayın yarıştığı etkinlikte, 25 firma ve sektör yöneticisi ödüllerine kavuştu. Farklı kategorilerde toplam 31 ödülün dağıtıldığı törende, lojistik sektörüne değerli katkılarda bulunan 5 firmaya özel olarak ‘Lojistiğe Katkı Ödülü’ verildi. Türk Ytong ile birlikte bu ödüle layık görülen diğer şirketler arasında Eczacıbaşı Vitra, İnoksan ve Orka Holding de yer aldı.

61 Yıllık Deneyim ve Sürdürülebilir Başarı

Türk Ytong Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar, ödül töreninde yaptığı konuşmada, şirketin Türkiye’nin ilk gazbeton üreticisi olarak sektöre kazandırdığı yenilikleri ve lojistik süreçlerdeki başarısını vurguladı. Hinginar, “Yılda 40 bin araçlık, 1 milyon tonu aşan lojistik hacmimizle, üretimden dağıtıma kadar her aşamada titizlikle çalışıyoruz. Bu ödül, sadece bir başarı değil, sektörümüzdeki kaliteye ve çağdaş yaklaşıma verdiğimiz önemin bir göstergesi,” dedi.

Ayrıca, sürdürülebilir yapılaşmaya verdikleri öneme değinen Hinginar, Ytong ürünlerinin 1965’ten bu yana ısı yalıtımı sayesinde 10 milyar doları aşan enerji tasarrufu sağladığını belirtti. Türk Ytong’un çevreye duyarlılık konusundaki öncü rolü, Çevre Etiketi (EPD) alan ilk marka olmasıyla da dikkat çekiyor.

Lojistikte Liderlik ve Örnek Bir Model

Türk Ytong, İstanbul, Kocaeli, Bilecik, Antalya ve Tekirdağ’daki beş fabrikasında ürettiği ürünlerini ülke geneline yayılmış bayi ağı ve inşaat sahalarına ulaştırarak lojistik süreçlerdeki etkinliğini kanıtlıyor. Hinginar, “Depreme dayanıklı, çevre dostu ve enerji verimli ürünlerimizle lojistikten üretime kadar her aşamada örnek bir model oluşturuyoruz. Lojistiğe Katkı Ödülü de bu çabalarımızın takdir edilmesi anlamında bizim için büyük bir gurur kaynağı,” diye ekledi.

Türk Ytong, 61 yıllık geçmişi ve inovasyon odaklı çalışmalarıyla, sadece yapı sektöründe değil, lojistik alanında da standartları belirleyen bir marka olmayı sürdürüyor.

Güneş enerjisi ve depolamanın geleceğine yön veren buluşma

Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED), yenilenebilir enerji sektörüne yönelik çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda, “Güneş Enerjisi ve Enerji Depolama Seminerleri” serisinin 26’ncısı, Eskişehir Sanayi Odası 50. Yıl Toplantı Salonu’nda düzenlendi. Etkinlik, Eskişehir Sanayi Odası (ESO) ve Eskişehir Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nin (ESİAD) iş birliğiyle gerçekleşti. Eskişehir ve çevre illerden gelen sektör temsilcileri ile yatırımcılar, etkinliğe yoğun ilgi gösterdi.

Yenilenebilir Enerji Hedeflerine Katkı

Seminer, Türkiye’nin 2028 yılı için belirlediği 33 bin megavatlık güneş enerjisi kurulu güç hedefi doğrultusunda büyük önem taşıyor. Etkinlikte, güneş enerjisi ve enerji depolama alanlarındaki teknolojik yenilikler, yatırım süreçleri, ürün seçimi ve mevzuat düzenlemeleri detaylı bir şekilde ele alındı. Katılımcılar, sektördeki gelişmeleri yakından takip etme ve yeni iş fırsatları oluşturma imkânı buldu.

Açılış Konuşmaları ve Uzman Görüşleri

Seminer, ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Işık, GENSED Yönetim Kurulu Üyesi Emre Kıraç ve ESO Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Kesikbaş’ın açılış konuşmalarıyla başladı. Program, GENSED Genel Sekreteri ve Kurucu Üyesi Hakan Erkan’ın moderatörlüğünde gerçekleşen oturumlarla devam etti.

GENSED’in seminer modeli, birebir sohbet ortamında katılımcıları sektörün uzman isimleriyle buluşturdu. Ayrıca, fuaye alanında katılımcılar konuşmacılarla doğrudan iletişim kurarak etkinliğin interaktif yönünden faydalandı.

Enerji Depolama Sistemleri ve Mevzuat Düzenlemeleri

GENSED Genel Sekreteri Hakan Erkan, seminerde yaptığı konuşmada, enerji depolama sistemlerinin Türkiye’nin enerji dönüşümündeki kritik rolüne dikkat çekti. Şebeke dengelenmesi için enerji depolamanın kaçınılmaz olduğuna vurgu yapan Erkan, bu sistemlerin sektöre ciddi bir ivme kazandıracağını ifade etti.

Ayrıca, mevzuattaki son düzenlemelere değinen Erkan, sektördeki trafo kapasite sorununa çözüm olarak geliştirilen ve öz tüketim amaçlı kullanılan 5.1.j bağlantı modeline dikkat çekti. Bu önerinin Bakanlık tarafından kabul edildiğini ve yıl sonuna kadar düzenlemenin yayımlanmasının beklendiğini belirtti.

GENSED’den Geleceğe Yönelik Stratejik Adımlar

GENSED, Türkiye’nin güneş enerjisi hedeflerine ulaşması için sektörel sorunlara çözüm önerileri sunmaya ve farklı şehirlerde seminer serileri düzenlemeye devam edecek. Bu etkinlikler, güneş enerjisi ve enerji depolama alanındaki yenilikleri ve iş fırsatlarını sektörle buluşturmayı sürdürecek.

Etkinliğin interaktif atmosferi ve katılımcılarla yapılan bilgi alışverişi, sektörün geleceği adına önemli bir adım olarak değerlendirildi. GENSED’in bu tür etkinliklerle sektördeki farkındalığı artırması ve enerji dönüşümüne katkı sağlaması, Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedefleri açısından stratejik bir öneme sahip.

Akenerji, ilk 9 ayda 986 milyon TL net kâr açıkladı

Türkiye’nin öncü enerji şirketlerinden Akenerji, 2024 yılının ilk dokuz ayında finansal performansıyla dikkat çekti. Şirket, bu dönemde 18 milyar TL ciro elde ederken, 986 milyon TL net kâr açıkladı. Ayrıca, 1.35 milyar TL FAVÖK (Faiz, Amortisman ve Vergi Öncesi Kâr) yaratarak güçlü bir mali yapı sergiledi. Akkök Holding ve Çek enerji şirketi ČEZ’in eşit ortaklığıyla faaliyetlerini sürdüren Akenerji, enflasyon muhasebesi uygulamasıyla parasal olmayan varlıklarının endekslenmesi sonucu net kârlılığını artırdı.

Elektrik Talebindeki Artış Kârlılığa Yansıdı Akenerji Genel Müdürü Serhan Gençer, elektrik piyasasında Temmuz ayında tavan fiyat uygulamasının yükseltilmesi ve mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıkların elektrik talebini artırdığını belirterek, bu gelişmelerin kârlılık ve nakit akışına olumlu etkiler sağladığını ifade etti.

Gençer, “Akenerji, 35 yıllık tecrübesi ve dinamik iş gücüyle değişen piyasa ve iklim koşullarına hızla uyum sağlayabilen bir yapıya sahip. Yenilenebilir enerji ve doğal gazla çeşitlendirdiğimiz üretim portföyümüzü verimli kullanarak ikinci çeyrekte başlayan nakit akışı iyileşmesini, üçüncü çeyrekte de sürdürebildik” şeklinde konuştu.

Finansal Yapı Güçleniyor Şirketin CFO’su Özge Özen Aksoy ise Akenerji’nin finansal önceliklerini ve hedeflerini aktardı. Aksoy, piyasa koşullarına uyum sağlayarak sürdürülebilir nakit akışını desteklemenin ve FAVÖK seviyesini güçlendirmenin öncelikli hedefleri olduğunu vurguladı. Ayrıca, Eylül ayında gerçekleştirilen kredi tadil anlaşmasıyla, Aralık 2024 vadeli TL ve ABD doları bazlı yükümlülüklerin tamamının ABD dolarına çevrildiğini ve 18 ay vadeli olarak yeniden yapılandırıldığını ifade etti.

Aksoy, bu düzenlemeyle şirketin nakit akışının rahatladığını ve finansal sürdürülebilirliğin olumlu etkilendiğini belirterek, “Önümüzdeki dönemde operasyonel kârlılığa ve verimliliğe odaklanmaya devam edeceğiz. Yılın son çeyreğinde ise esnek ve dinamik iş stratejimizle nakit akışımızı artırmayı hedefliyoruz” dedi.

Akenerji, yenilenebilir enerjiye yaptığı yatırımlarla ve güçlü mali yapısıyla, sektördeki etkinliğini artırmaya devam ediyor. Şirket, operasyonel başarısını sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda geliştirmeyi amaçlıyor.

Peugeot, 7 koltuklu yeni E-5008 ile büyüledi!

Türkiye’de Enerji Ekibi olarak, PEUGEOT Türkiye’nin davetlisiyle merakla beklenen yeni PEUGEOT E-5008 SUV modelinin Rixos Tersane İstanbul’da gerçekleşen tanıtımına katıldık. Bu özel etkinlikte, Peugeot’nun yeni SUV modelinin tasarım detayları, teknolojik yenilikleri ve sürüş konforu hakkında ilk izlenimleri edinildi.

Yeni PEUGEOT E-5008’in (enerji tüketimi 18,2 – 19,4 kWh/100 km; CO₂ emisyonu 0 gr/km; CO₂ sınıfı: A1) tamamen yeni uzun menzilli versiyonu, 664 km’ye kadar menzil sağlama kapasitesiyle Tersane İstanbul ‘da düzenlenen basın lansmanında gazetecilerle buluştu. Bu etkinlik, Peugeot’nun çevre dostu ve yüksek performans sunan yeni SUV modelinin ayrıntıları ilk kez paylaşıldı.

Rixos Tersane İstanbul’da düzenlenen bu özel etkinlikte, Peugeot’nun son teknolojilerle donatılmış araçlarda yer alan yenilikleri ve tasarım özellikleri detaylı olarak tanıtıldı. Katılımcılar, Peugeot’nun çevre dostu ve ileri seviye performans sunan yeni modellerini yakından inceleme ve deneyimleme fırsatı buldu. Peugeot Türkiye, bu lansmanla birlikte hem mevcut kullanıcılara hem de potansiyel olarak geleceğin mobilite anlayışını sunmayı hedefliyor.

Otomotivde yenilikçi teknolojileri, göz alıcı tasarım ve benzersiz sürüş keyfiyle birleştiren PEUGEOT, yeni 7 kişilik SUV modeli E-5008 ile “Altın Direksiyon” ödüllerinde “En İyi Aile Aracı” kategorisinde ödüle layık görüldü.

Yeni PEUGEOT E-5008, belirgin aerodinamik dış tasarım hatları ve optimum verimlilik sağlamak üzere tasarlanan rafine iç mekanı ile güçlü ve güvenilir bir SUV duruşu ortaya koyuyor. Model, ferah iç mekânıyla yedi kişiye kadar konforlu ve keyifli bir ortam sağlıyor.

Ayrıca 5 koltuklu kullanımda 916 litre, 7 koltuklu kullanımda 348 litre ve arka koltuklar katlı 2 koltuklu kullanımda 2.232 litreye kadar geniş bir bagaj hacmini kullanıma sunuyor.

Yeni PEUGEOT E-5008, en başından itibaren elektrikli bir model olarak tasarlandı. Doğuştan elektrikli olan E-5008, 472 ile 664 km arasında bir elektrikli sürüş menzili sunan tamamen elektrikli motor seçenekleriyle medya mensuplarını etkilemeyi başardı.

Yeni PEUGEOT E-5008, belirgin aerodinamik dış tasarım hatları ve optimum verimlilik sağlamak üzere tasarlanan rafine iç mekânı ile güçlü ve güvenilir bir SUV duruşu ortaya koyuyor. Yeni PEUGEOT E-5008 ferah iç mekânıyla yedi kişiye kadar konforlu ve keyifli bir ortam sağlıyor. Ayrıca 5 koltuklu kullanımda 916 litre, 7 koltuklu kullanımda 348 litre ve arka koltuklar katlı 2 koltuklu kullanımda 2.232 litreye kadar geniş bir bagaj hacmini kullanıma sunuyor.

Yolcular, aracın içinde olağanüstü bir yaşam alanı ve konfor ortamından yararlanıyor. Etkileyici kokpit ortamının odak noktasını ise PEUGEOT Panoramik i-Cockpit® oluşturuyor. Bu mimaride yükseltilmiş gösterge ekranı ve büyük merkezi dokunmatik ekran, ön konsolun sol tarafından orta konsola kadar uzanan 21 inçlik yüksek çözünürlüklü tek bir panele sahip kavisli panoramik ekrana entegre edilmiş durumda. 21 inçlik HD panoramik ekran, yükseltilmiş gösterge ekranı ile dokunmatik multimedya ekranını birleştiriyor.

Panoramik ekran, ön konsolun üzerinde havada süzülüyor. Yeni PEUGEOT E-5008, en başından itibaren elektrikli bir model olarak tasarlandı ve 472 ile 664 km arasında bir elektrikli sürüş menzili sunan tamamen elektrikli motor seçeneklerine sahip. Yeni PEUGEOT E-5008’in (enerji tüketimi 18,2 -19,4 kWsa/100 km; CO2 emisyonu 0 gr/km; CO2 sınıfı: A1) 664 km’ye kadar menzil sağlayan tamamen yeni uzun menzilli versiyonu Tersane İstanbul’da tanıtıldı.