24.5 C
İstanbul
Pazar, Temmuz 20, 2025
Ana Sayfa Blog Sayfa 139

Aksa Enerji uluslararası iki ödül aldı

Aksa Enerji, “Afrika’ya Açılan Pencere” temalı 2016 Faaliyet Raporu ile Uluslararası ARC Ödülleri’nde iki ödülün birden sahibi oldu. 33 ülkeden 1.987 başvurunun yapıldığı ARC Ödülleri’nde Aksa Enerji, faaliyet raporuyla “Kapak Fotoğrafı/Tasarımı” kategorisinde Gümüş Ödül’e, “Geleneksel Faaliyet Raporu” kategorisinde de Onur Ödülü’ne layık görüldü.

Türkiye’nin halka açık en büyük serbest elektrik üreticisi Aksa Enerji, faaliyet raporlarıyla kazandığı başarılarına bir yenisini daha ekledi. Aksa Enerji’nin“Afrika’ya Açılan Pencere” temalı 2016 Faaliyet Raporu, dünyanın tek bağımsız ödül şirketi MerComm tarafından düzenlenen Uluslararası Faaliyet Raporu Yarışması ARC Ödülleri’nde iki ödül birden aldı.

“Geleneksel Faaliyet Raporu” kategorisinde Onur Ödülü kazanan Aksa Enerji, “Enerji-Kapak Fotoğrafı/Tasarım” kategorisinde de Gümüş Ödül’ün sahibi oldu. Aksa Enerji, 2015 yılında da “Doğanın Gücünü Enerjiye Dönüştürme Sanatı” temalı faaliyet raporuyla, yine MerComm tarafından düzenlenen Galaxy Awards’da “Avrupa- Geleneksel Olmayan Faaliyet Raporu” kategorisinde Gümüş, “Enerji” kategorisinde ise Bronz olmak üzere iki ödüle layık görülmüştü.

Faaliyet Raporlarının Oscar’ı

Her yıl farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin, kamu kurumlarının, kâr amacı gütmeyen kuruluşlar ve derneklerin katıldığı ve faaliyet raporlarının Oscar’ı olarak kabul edilen ARC Ödülleri’ne bu yıl tam 33 ülkeden 1.987 başvuru yapıldı. ARC ödülleri, 30 yıldır en iyi Faaliyet Raporlarını ödüllendirerek bu alanda en yüksek standartları belirliyor.

Aksa Enerji’nin “Afrika’ya Açılan Pencere” temalı faaliyet raporuna http://img-aksayatirimci.mncdn.com/media/6769/aksa… linkinden ulaşılabiliyor.

Aksa Enerji Üretim A.Ş. Hakkında

1997 yılında bir Kazancı Holding iştiraki olarak kurulan Aksa Enerji, Türkiye’nin halka açık en büyük serbest enerji üreticisidir. Globalleşmeyi hedef edinen Aksa Enerji, yerel bir enerji şirketinden KKTC ve Afrika kıtasındaki santralleriyle global bir enerji şirketine dönüşmektedir.

Projelendirmeden satınalma, inşaat ve montaja kadar tüm santral kurulum işlemlerini yetkin teknik ekipleriyle kendi bünyesinde gerçekleştiren Aksa Enerji, doğal gaz, linyit, hidroelektrik, rüzgar ve akaryakıt kaynaklarından enerji üretmekte; santrallerinin işletme ve bakımlarını kendi bünyesinde gerçekleştirmektedir. Bu konudaki know-how’ını acil enerji ihtiyacı içindeki ülkelerde santral kurulumlarıyla yurt dışına taşıyan Aksa Enerji, ülkelerin enerji ihtiyaçlarına uzun süreli garantili satış anlaşmalarıyla hızlı çözümler sunmaktadır.

K.K.T.C.’den sonra yurt dışında büyümeyi hedef edinen Aksa Enerji, globalleşme yolundaki ilk adımını 2015 yılında atmıştır. Verimlilik ve sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımını yurt dışına taşımak için harekete geçen Aksa Enerji’nin ilk hedefi Afrika olmuş, bu kıtada Gana, Madagaskar ve Mali santralleri ile Afrika’daki varlığını pekiştirmiştir. Aksa Enerji, K.K.T.C., Gana, Madagaskar ve Mali cumhuriyetleri ile yaptığı garantili enerji satışı ve santral kurulumu anlaşmalarının yanı sıra, yurt dışındaki diğer yeni yatırım fırsatlarını da değerlendirmektedir.

2010 yılında Aksa Enerji’nin %21,4 oranında hissesi, AKSEN koduyla Borsa İstanbul’da işlem görmeye başlamıştır. Aksa Enerji’nin hisseleri,BIST 100 ve Sürdürülebilirlik endekslerinde işlem görmektedir.

FASELİS / TÜRKİYE’DE ENERJİ

E-Ticaret hacmi büyüyor

TÜİK’in araştırmasına göre, internet üzerinden alışveriş edenlerin oranı yüzde 24,9’a yükseldi.

15 milyona yükselen sanal alışveriş müşterilerinin 8,7 milyonunu erkekler, 6,3 milyonunu da kadınlar oluşturuyor.

Gençler ve çalışan kadınların yoğun ilgisiyle sürekli büyüyen online alışveriş sektörü, son bir yılda 2,5 milyon yeni müşteri daha kazandı.

TÜİK’in Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması’na göre, 2016 yılında yüzde 20,9 olan, internet üzerinden mal ve hizmet siparişi veren ya da satın alanların oranı 2017 yılında yüzde 24,9’a yükseldi.

400’ü aşkın sanal mağazadan alışveriş yapanlara nakit para ödeyen Avantajix.com’un kurucu ortağı Güçlü Kayral, araştırmanın 16-74 yaş grubundaki 60 milyon kişi üzerinde yapıldığını anımsatarak, “Yüzde 4’lük artış 2,4 milyon kişiyi kapsıyor. 16 yaş altı ve ve 74 yaş üstünü de eklersek, 2016 yılında yaklaşık 12,5 milyon olan e-ticaret müşterisinin 2017’de 2,5 milyon artarak 15 milyona yükseldiğini söyleyebiliriz. Sanal alışveriş müşterilerinin 8,7 milyonunu erkekler, 6,3 milyonunu da kadınlar oluşturuyor” dedi.

Giyim ilk sırada

TÜİK’in, Türk tüketicilerin internette satın aldıkları ürün ve hizmetleri de araştırdığını kaydeden Kayral, “Araştırmaya göre, internetten en çok giyim eşyası satın alınıyor. Türk tüketicilerin yüzde 62,3’ü yılda en az bir kez internetten giyecek alıyor. Yüzde 39,6’sı tatil ve seyahat, yüzde 30’u bilgisayar, elektronik eşya ve cep telefonu, yüzde 25,3’ü ev eşyası, yüzde 21,9’u gıda ve market , yüzde 15,8’i de kitap, dergi almak için yılda en az bir kez internetten alışveriş yapıyor” diye konuştu.

Kayral, ilaç, sigorta, etkinlik bileti, oyun ve yazılımların da internetten satın alınan ürünler arasında yer aldığını bildirdi.

İnternetten alışverişin avantajları

Güçlü Kayral, avantajlarından dolayı her yıl e-ticaret müşteri sayısının önemli sayıda arttığına da dikkati çekerek, şunları söyledi:

“2012’de 6 milyon olan internetten alışveriş yapanların sayısı bugün 15 milyona yükselmiş durumda. Özellikler çalışan kadınlar ve gençlerin alışveriş alışkanlıklarında dijital alışveriş lehine önemli bir değişim yaşanıyor. Günün 24 saati, dünyanın her yerinden alışveriş yapabiliyorlar. Çarşı, pazar gezmek yerine aradığı ürünün en uygun fiyatlısını birkaç saniye içinde karşılaştırma sitelerinde bulabiliyor; tatilini ve katılacağı etkinlikleri, fırsat sitelerini kullanarak çok ucuza getirebiliyor; ayrıca tüm bu alışverişlerini de Avantajix.com gibi alışveriş yaptıkça para veren siteler üzerinden geçerek ekstra kazançlar sağlıyorlar.”

FASELİS / TÜRKİYE’DE ENERJİ

KOBİ’ler bulut teknolojisinden fayda sağlıyor

KOBİ’lerin bulut bilişim kullanımındaki isteği ve farkındalığı her geçen gün artarken, yarısından fazlası bulut hizmetlerinde ilk tercihini yerel şirketlerden yana kullanıyor

Türkiye’nin en hızlı büyüyen veri merkezi Radore, KOBİ’lerin BT altyapı ihtiyaçlarını ve gerçekleştirdikleri yatırımları masaya yatırıyor. KOBİ’ler düşük bütçelerle yüksek ilk yatırım maliyeti bulunan donanım yatırımları yerine bulut üzerinden hizmet almaya daha sıcak bakarken, yerel şirketleri tercih ediyorlar.

M2S araştırma şirketinin, Türkiye’deki 400 KOBİ üzerinde yaptığı araştırmaya göre, KOBİ’lerin bulut bilişim hizmetlerine olan yargısı değişiyor. Araştırmaya katılan KOBİ’lerin yüzde 71’i bulut üzerinden herhangi bir çözüm kiralayabileceğini ifade ederken, bu oran 2014 yılında yalnızca 30 seviyelerindeydi.

Araştırma sonuçlarına göre, KOBİ’lerin yüzde 67’sinin 2017 yılı için ayırdıkları bütçe 50 bin TL’nin altında kalıyor. Bununla birlikte yüzde 67,4’ü önümüzdeki 1 yıl içerisinde veri depolama, sanallaştırma, bulut, felaket yönetimi ve yedekleme çözümlerine yatırım yapmayı planlıyor.

Türkiye’deki KOBİ’lerin düşük bütçelerle optimum BT hizmetini alabilmenin yolunun bulut çözümlerinden geçtiğini belirten Radore Veri Merkezi Genel Müdürü Sadi Abalı, “Son 3 yıldaki gelişime bakıldığında KOBİ’lerin bulut bilişim kullanımı konusunda bilinçlendiği ortaya çıkıyor. Yüksek ilk yatırım maliyetiyle donanım yatırımı yapmak yerine her zaman güncel ve en ileri teknolojiye bulut bilişim ile ulaşmak mümkün hale geldi” dedi.

KOBİ’ler hizmeti yerel şirketlerden almak istiyor

M2S’in araştırma sonuçlarına göre, KOBİ’lerin yüzde 57’si BT hizmetlerini yerel şirketlerden almayı tercih ediyor. Bu talebi tetikleyen etkenlerin başında Türkçe konuşabilen bir muhatap bulma, kısa sürede ulaşabilme ve her an destek alabilme gibi ihtiyaçlar yatıyor.

Bulut hizmeti almayı planlayan KOBİ’lerin en fazla talep ettikleri başlıklar ise şu şekilde sıralanıyor:

  • Veri yedekleme (yüzde 40,1)
  • Sunucu barındırma ve sanallaştırma (yüzde 23,2)
  • Felaket Kurtarma (yüzde 22,2)

İstanbul’un merkezindeki veri merkezi Radore, Fiber ve metro ethernet ağ altyapısına doğrudan erişime sahip olmasıyla birlikte yedekli ve yüksek kapasiteli internet erişimi sağlayan network altyapısı sayesinde yüzde 99,99 uptime garantisi sunuyor. Radore Yedekleme Servisleri, veriyi yüzde 90’a kadar sıkıştırarak yüksek verim ile düşük maliyet avantajı getirirken, saniyede 20 Gbit hıza ulaşan yedekleme ağı ile yedekleme süresini kısaltıp, güvenli yedekleme hizmeti sunuyor.

7/24 çalışan operasyon merkezi departmanında deneyimli teknik ekibiyle hizmet veren Radore, KOBİ’lerin ihtiyaçlarını ve muhtemel çözümlerini belirleyerek, doğru BT altyapısının kurgulanması için yardımcı oluyor. Detaylı bilgi için radore.com ‘u ziyaret edebilirsiniz.

FASELİS / TÜRKİYE’DE ENERJİ

Doğalgaz devleri Türkiye’de buluşacak

Doğalgazın geleceğine yön veren 20 farklı ülkeden 5 binin üzerinde katılımcı Türkiye’de sektörün geleceğini konuşacak. İGDAŞ’ın dev organizasyonu INGAS 2017 için geri sayım başladı.

TÜRKİYE’NİN en büyük kongre ve fuar organizasyonlarından biri olarak gösterilen ve dünya doğalgaz devlerini İstanbul’da buluşturacak olan 7. Uluslararası Doğalgaz Kongre ve Fuarı (INGAS 2017) 2-3 Kasım tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenecek. Doğalgaz sektöründe faaliyet gösteren dünyadaki en büyük firmaların katılacağı etkinlikte sektördeki son gelişmeler değerlendirilecek, yeni iş pazarları masaya yatırılacak.

HEDEF DOĞALGAZIN TİCARET MERKEZİ OLMAK

Dünyanın en önemli enerji kaynaklarından biri niteliğindeki çevre dostu doğalgazla ilgili Türkiye’nin tek kongre ve fuarı olan İGDAŞ’ın dev organizasyonu ‘INGAS 2017’, dünyanın önde gelen 20 ülkesini İstanbul’da buluşturmaya hazırlanıyor. Bulunduğu konum itibariyle de dünyada doğalgazın ticaret merkezi olmayı hedef edinen Türkiye için oldukça önemli bir organizasyon olan INGAS 2017, ayrıca çok değerli konukları da ağırlayacak. Sektörün tüm dinamiklerinin konuşulacağı kongrenin yanı sıra bu yıl ilk kez fuarla birlikte düzenlenecek etkinliğin ülke ekonomisine önemli katkılar sağlanması amaçlanıyor.

İTHALAT VE İHRACATA HIZ KAZANDIRACAK

INGAS 2017’de ABD, Almanya, Azerbaycan, Avusturya, Bahreyn, Belarus, Bosna Hersek, Birleşik Arap Emirlikleri, Bulgaristan, Cezayir, Cape Town, Cibuti, Çin, Fas, Fransa, Etiyopya, Gana, Gürcistan, Güney Sudan, Hollanda, Hindistan, Irak, İngiltere, İran, İsveç, İtalya, Kanada, Kazakistan, Kırgızistan, Katar, Kenya, Kuveyt, Makedonya, Nijerya, Umman, Özbekistan, Rusya, Romanya, Suudi Arabistan, Ürdün, Ukrayna ve Yunanistan gibi ülkelerin yanı sıra 250’yi aşkın firma temsilcisi de bir araya gelecek. İki gün boyunca sürecek fuar, önemli ticari anlaşmalara ev sahipliği yaparak ithalat ve ihracata hız kazandıracak.

YERLİ VE YABANCI FİRMALAR İŞ BİRLİĞİ YAPACAK

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin de aralarında bulunduğu 40’ı aşkın bakanlık, kuruluş, üniversite ve STK dev fuara destek verenler arasında yer alıyor. Sektör paydaşlarını İstanbul’da bir araya getirecek uluslararası platformda, doğalgaz jeopolitiği ve arz güvenliği, doğalgaz sektöründe risk ve fırsat yönetimi, doğalgaz piyasasında hukuki düzenlemeler, iklim ve çevre, doğalgaz sektöründe finans ve finans kaynaklarına erişim, doğalgaz işletmeciliği, yeni yaklaşım ve teknolojiler, inovasyon ve Ar-Ge gibi çok çeşitli konular tartışılacak. Ayrıca fuara katılacak firmalar, doğalgaz devi ülkelerin sektördeki yenilikleriyle de tanışma fırsatı yakalayacak.

KONGREYE KONUŞMACILAR DAMGA VURACAK

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın da katılımının beklendiği INGAS 2017’nin kongre ayağına ise dünyanın dört bir yanından gelecek olan konuşmacılar damga vuracak. Sektörle ilgili konuşma yapacak isimler ise şöyle: Bosna Hersek Dış Ticaret ve Ekonomik İlişkiler Bakanı Mirko Saroviç, Ürdün Enerji ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Genel Sekreteri Amani Al Azzam, Arap Ülkeleri Ticaret Odası Başkanı Nael Raja Al Kabarati, Uluslararası Gaz Birliği Başkanı David Carrol, Ürdün Ulusal Elektrik Şirketi Genel Sekreteri Ahmad Al-Zubi, SVB Uluslararası Enerji Başkanı Sara Vakhshouri, Avrupa Gaz Araştırmaları Merkezi Başkanı Isabella Moretti, Hindistan Akıllı Şebekeler Forumu ve Global Akıllı Şebekeler Federasyonu Başkanı Reji Kumar Pillai, Indrapastha Gas Limited (IGL) Ölçüm İşleri Başkanı Sushil Kumar, EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İGDAŞ Genel Müdürü Mehmet Çevik, DEİK Başkanı Ömer Cihad Vardan ve GAZBİR Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Arslan.

LOFT PR / TÜRKİYE’DE ENERJİ

Doğaltaş sektörü ihracatta rekora koşuyor

Türkiye’de ihracatın ihracatının lokomotif sektörlerin başında gelen, 2017 yılında “İnadına üretim, inadına ihracat” sloganıyla hareket eden Türk doğaltaş sektörü ihracatta 2 milyar dolara koşuyor.

Türk doğaltaş sektörü 2017 yılının Ocak – Temmuz döneminde 165 ülkeye, 1 milyar 161 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Türkiye, 2016 yılının Ocak – Temmuz döneminde 999 milyon dolarlık doğaltaş ihraç etmişti. Türkiye’nin doğaltaş ihracatı 2016 yılının ilk 7 aylık dönemine göre yüzde 16 artış gösterdi.

En büyük ihracat pazarı Çin’deki ekonomik durgunluk nedeniyle son üç yıldır ihracatı gerileyen Türk doğaltaş sektörü, Çin ve Hindistan pazarlarındaki hareketlilikle birlikte ihracatta tekrar artışa geçti.

Doğaltaş sektörü, 2017 yılının Ocak-Temmuz döneminde Çin’e yüzde 39’luk artışla 525 milyon dolarlık doğaltaş ihraç ederken, Hindistan’a yaptığı ihracatı ise yüzde 109’luk artışla 22 milyon dolardan 46 milyon dolara çıkardı.

Türk doğaltaş sektörü geleneksel ihraç pazarlarından Amerika Birleşik Devletleri’ne yüzde 3’lük ihracat artışıyla 175 milyon dolarlık doğaltaş gönderirken, Suudi Arabistan’a 65 milyon dolarlık ihracata imza attı.

İnadına üretim, inadına ihracat sloganı gerçeğe dönüştü

Türk doğaltaş sektörünün 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında, Türk ekonomisinin ve ihracatının yara almaması için dünyanın dört bir tarafında atağa geçtiğini ve “İnadına üretim, inadına ihracat” sloganıyla hareket ettiğini dile getiren Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, bu çabalarının sonucunu ihracat rakamlarını arttırarak gördüklerini kaydetti.

Türk doğaltaş sektörünün 2013 yılında yakaladığı 2 milyar 222 milyon dolarlık ihracat rakamının zirve olduğuna işaret eden Kaya, “2013 sonrasında Çin’de yaşanan ekonomik durgunluk nedeniyle ihracat rakamlarımız her yıl geriledi ve 2016 yılında 1 milyar 805 milyon dolara indik. 2017 yılında Çin ve Hindistan pazarlarında yakaladığımız ivme ile Ocak – Temmuz döneminde yüzde 16’lık ihracat artışına ulaştık. 2017 yılının kalan diliminde ihracatımızı daha da arttırarak 2017 yılında 2 milyar doları aşmayı hedefliyoruz. 2018 yılında ise 2.5 milyar dolar ihracat rakamına ulaşmak en büyük amacımız” şeklinde konuştu.

Ege Maden İhracatçıları Birliği tarafından “İşlenmiş Doğaltaş Sektöründe Tasarım Odaklı İhracatın Geliştirilmesi” adlı URGE projesini yürüttüklerini hatırlatan EMİB Başkanı Kaya, Türk doğaltaş sektörünün daha katma değerli ürün ihraç etmesi için hareket ettiklerini bu amaçla 18-21 Eylül 2017 tarihleri arasında Türk doğaltaşının tanıtılması, firmaların mevcut pazar payının artırılması ve katma değerli ürün üretiminin teşvik edilmesi amacıyla İngiltere’ye “Sektörel Ticaret Heyeti Organizasyonu” gerçekleştireceklerini sözlerine ekledi.

Yenilenebilir enerjinin merkezi Türkiye

Dünyada en büyük sorun enerjiyi depolamak ve doğal enerjiler için depolama çözümleri bulmak. Diğer yandan uzun şarj süreleri ve kısa sürede tüketim özellikle elektrikli araç teknolojisinin hızlı gelişmesinin önünde en büyük engel. Tüm dünya pil ve şarj teknolojileri üzerine yoğunlaşırken, yakın gelecekte saniyeler içinde şarj olmaları ve daha uzun süre dayanabilmeleri mümkün görünüyor. Ülkemiz de bu gelişmelere katkı sunan ülkeler arasında.

Türkiye’nin lider ülke olmak için yoğunlaştığı yenilenebilir enerji, yeşil dostu bir teknoloji. Yenilenebilir enerji ile iklim değişikliğinin önüne geçilerek, dünyayı daha yaşanabilir halde tutma amaçlanıyor.

Türkiye’nin yerli yeniliğini temsil eden MMG Ar Ge İnovasyon Zirvesi ve Sergisi’nde “Enerjinin Depolanması ve Yeni Nesil Batarya Teknolojileri” sektörünün liderleri konuşacak.

Türkiye’nin en çok ihtiyaç duyduğu ve yatırımların artmaya başladığı “Enerjinin Depolanması Ve Yeni Nesil Batarya Teknolojileri” hakkında, aynı konu başlığında düzenlenecek panel, Mimar ve Mühendisler Grubu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şen’in oturum başkanlığında Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Dr. Oğuz Can, EPDK Elektrik Dairesi’nden Afşin Burak Bostancı, GE İnovasyon Lideri Ussal Şahbaz, GER Partners Strateji ve Araştırma Direktörü Emin Emrah Danış’ın katılımıyla yapılacak.

Bütün dünyanın enerji altyapısını değiştirmeyi hedefleyen yeni nesil bataryalar, rüzgar ve güneş santrallerinde enerji depolama sistemleri ve Türkiye’nin yenilenebilir enerji ihaleleriyle yapmak istedikleri üzerinde durulacak.

YENİLENEBİLİR ENERJİNİN MERKEZİ TÜRKİYE

Özellikle son günlerde yenilebilir enerjinin depolanması ve ihtiyaç halinde kullanılması konusunda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Türkiye’yi yenilebilir enerjinin merkezi yapmak için çeşitli çalışmalar yürütüyor. Hedef, milyarlarca dolarlık ekonomi oluşturularak geleceğin en büyük güçlerinden biri olacak yenilebilir enerjinin merkezinde yer almak. Yenilenebilir enerjinin depolanabilmesi çevre doğru yeşil teknolojilerinin kullanımının önünü açacak. Yeşil teknolojilerin kullanımının arttırılmasıyla ile iklim değişikliğinin durdurularak, özellikle son yıllardaki iklim değişikliğine bağlı doğal afetlerin azalması öngörülüyor.

DÜNYA OTOMOBİLLERİN DAHA ÇOK GİDEBİLMESİ ÜZERİNDE ÇALIŞIYOR

Dünyada birçok otomotiv üreticisi, elektrikli ve hibrit araçlar konusunda yoğun bir şekilde Ar-Ge çalışmaları yaparken Türkiye’de de elektrikli ve hibrit araçlar üzerinde benzer çalışmalar yürütülüyor. Bu çalışmaların odağında ise elektrikli araçlar için “enerji verimliliği yüksek, maliyeti düşük” batarya ve enerji yönetim sistemlerinin geliştirilmesi geliyor. Batarya Yönetim Sistemleri (BYS), hem bataryanın verimli ve güvenli kullanımını sağlaması hem de araçların güvenliğini riske atmayacak şekilde tasarlanmasını gerektiriyor. Son yıllarda ulusal destekler başta olmak üzere ülkemizde de bu konuda girişimler olmaya başladı. Zirve bu girişimlerin nasıl ticarileşip, ülkemizde katma değerli sektör haline gelmesi ile ilgili alt yapılar ve yol haritası tartışılacak. Ayrıca uluslararası pazarlarda bu ürünlerin kabul görebilmesi için uluslararası arenada ülke olarak sertifikasyonda öz yeterliliği nasıl kazanacağız o da konuşulacak.

2. MMG AR-GE İNOVASYON ZİRVESİ ve SERGİSİ hakkında

2. MMG AR-GE İNOVASYON ZİRVESİ ve SERGİSİ, 6-7 Eylül 2017 tarihlerinde İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde düzenleniyor. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı himayelerinde; Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, TÜBİTAK, DEİK ve TOKİ’nin katkılarıyla yapılan 2. MMG AR-GE İNOVASYON ZİRVESİ’nde alanlarında yetkili ve yetkin isimleri yerli yenilik için Ar-Ge ve inovasyonu konuşacak. 2. MMG AR-GE İNOVASYON SERGİSİ’nde ise, Türkiye’nin yerli yeniliklerini temsil eden milli ve yerli ürünler, projeler sergilenecek. Katılım için, etkinliğin resmi sitesi ArGeZirvesi.com sitesinden ücretsiz kayıt yaptırmak mümkün.

YENİ İLETİŞİM / TÜRKİYE’DE ENERJİ

İhracatçılardan bayram hediyesi

Egeli ihracatçıların Ağustos ayın ihracat başarısı bayram hediyesi oldu. Ege İhracatçı Birlikleri (EİB), Ağustos ayında 1 milyar 49 milyon 800 bin dolar ihracat gerçekleştirdi. EİB’nin Ağustos ayında yaptığı bu ihracat 2017 yılında aylık bazda ihracat rekoru olarak kayıtlara geçti.

Ege İhracatçı Birlikleri’nin 2016 yılı Ağustos ayı ihracatı 986 milyon 679 bin dolardı. EİB Ağustos ayında ihracatını geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6 arttırdı. EİB, Ağustos ayında 2017 yılının geri kalan 8 aylık döneminde aylık bazda en yüksek ihracat rakamına ulaştı. Egeli ihracatçılar daha önce en fazla 2017 yılı Mart ayında 1 milyar 21 milyon dolarlık ihracata imza atmıştı.

Ege İhracatçı Birlikleri 2016 yılı Ocak – Ağustos döneminde 7 milyar 212 milyon dolarlık ihracat kayda almışken, 2017 yılının ilk sekiz aylık dönemindeki ihracat tutarı yüzde 4’lük artışla 7 milyar 520 milyon dolara yükseldi. Ege İhracatçıların son bir yıllık ihracatı ise yüzde 4’lük artışla 11 milyar 208 milyon dolara çıktı.

Ege İhracatçı Birlikleri’nin sanayi ürünleri ihracatı 2016 yılı Ağustos ayına göre yüzde 8’lik artışla 547 milyon dolardan, 592 milyon dolara yükselirken, Tarım ürünleri ihracatı yüzde 2’lik gelişimle 373 milyon dolardan 382 milyon dolara çıktı. Madencilik sektörünün ihracatı ise; yüzde 14’lük sıçramayla 65 milyon dolardan 75 milyon dolara geldi.

Ağustos ayında; Ege İhracatçı Birlikleri çatısı altındaki 12 ihracatçı birliğinden 9 tanesi, 2016 yılı Ağustos ayına göre ihracatını arttırırken, 3 tanesi geçen yılkı ihracat rakamlarını yakalayamadı.

Zeytinyağı ihracatı üst üste 11. kez artış rekoru kırdı

Son bir yıldır ihracatta her ay rekorlar kıran Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Ağustos ayında yüzde 86’lık ihracat artışı ile 2016 yılı Ağustos ayında 10 milyon 853 bin dolar olan ihracatını 2017 yılı Ağustos ayında 20 milyon 155 bin dolara çıkardı ve rekortmenliğini üst üste 11 aya taşımış oldu.

Hazırgiyim ve konfeksiyon zirveye abone

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği 2016 yılı Ağustos ayında yaptığı 115 milyon 953 bin dolarlık ihracatı 2017 yılı Ağustos ayında yüzde 16 arttırarak 134 milyon 467 bin dolara yükseltti.

Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller Sektörü ikinciliğe yükseldi

Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği ise; geçtiğimiz yıl Ağustos ayında 68 milyon 753 bin dolar olan ihracat rakamını yüzde 26’lık artışla 86 milyon 745 bin dolara çıkardı ve zirve ortağı oldu.

Ağustos ayında Türkiye’ye 82 milyon 941 bin dolar döviz kazandıran Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği üçüncü sırada yer alırken, Ege Tütün İhracatçıları Birliği 81 milyon 662 bin dolarlık döviz tutarı ile dördüncü oldu.

Madencilik sektöründen 75 milyon dolarlık ihracat

2017 yılında başarılı bir grafik ortaya koyan Ege Maden İhracatçıları Birliği Ağustos ayında ihracatını yüzde 14 arttırdı ve 75 milyon 146 bin dolarlık döviz girdisine imza attı.

Rusya’dan gelen olumlu haberlerle geleceğe daha umutlu bakan Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Ağustos ayında ihracatını geçen yılın aynı ayına göre yüzde 5 arttırarak 65 milyon 135 bin dolarlık ihracat rakamına ulaştı.

İhracatta yüzde 6’lık düşüş yaşayan Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği 50 milyon 226 bin dolarlık ihracat gerçekleştirirken, Ege Bölgesi’nin geleneksel ihraç ürünleri çekirdeksiz kuru üzüm ve kuru incirde yeni sezona hazırlanan Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Ağustos ayında 49 milyon 953 bin dolarlık ihracat yaptı.

Hububat bakliyat yağlı tohumlar ihracatı kötü gidişe dur dedi

2017 yılına kötü bir giriş yapan ve ilk 7 ay ihracatı sürekli düşen Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Ağustos ayında kötü gidişe dur dedi. Birliğin ihracatı yüzde 6’lık artışla 26 milyon 418 bin dolara çıktı.

Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Ağustos ayında ihracatını bir önceki Ağustos ayına göre yüzde 6’lık artışla 19 milyon 307 bin dolara yükseltirken, Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği ise; Ağustos ayında ülkemize 15 milyon 353 bin dolarlık döviz kazandırdı.

Ünlütürk; “Ağustos ayı ihracat rakamımız bayram hediyesi oldu”

Ağustos ayında 2017 yılının en yüksek ihracat rakamını gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirten Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk, Ağustos ayında Türkiye – Katar ve Türkiye – Rusya İş Forumlarına evsahipliği yaptıklarını, bu emeklerin sonrasında gelen ihracat rekorunun bu çabaları taçlandırdığını kaydetti.

Son dönemde döviz kurlarındaki erimeye de dikkati çeken Ünlütürk, son bir yıldır döviz kurlarının Türk ihracatçısının rekabetçiliğine olumlu yansımaları olduğunu, ancak son dönemdeki gelişmelerin bu süreci sekteye uğratma riski barındırdığını dile getirdi. Ünlütürk, “Son bir yıldır döviz kurlarının olumlu etkisiyle Türkiye’nin ihracatı 2017 yılının Ocak – Ağustos döneminde yüzde 12 artış rakamına ulaştı. 2017 yılını Orta Vadeli Programda yer alan 153 milyar dolar hedefinin üzerinde 155 milyar dolar seviyesinde tamamlayabileceğimiz bir performans gösteriyoruz. İhracatımız 2017 yılının ilk çeyreğinde büyüme rakamlarına olumlu etki etti. Bu etkinin 2017 yılının ikinci çeyreğinde de sürmesini bekliyoruz. Türkiye tekrar düşük kur yüksek faiz sarmalına girerse ihracat hedeflerimiz tutturulamaz hale gelir” uyarısında bulundu.

FASELİS / TÜRKİYE’DE ENERJİ

İhracatçılarımız Almanya’ya moda’yı taşıdı

Avrupa’nın en büyük üç tedarikçisinden biri olan Türk hazır giyim ve konfeksiyon sektörü, Almanya’nın Münih şehrinde 5-7 Eylül 2017 tarihlerinde düzenlenecek olan Munich Apparel Source Fuarı’na katılarak koleksiyonlarını tanıtıp en büyük ihraç pazarındaki konumunu güçlendirmek istiyor.

Munich Apparel Source Fuarı’nın Türkiye Milli Katılım Organizasyonu’nu Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği üstlenirken, fuarda Türkiye’den 14 firma koleksiyonlarını Alman hazırgiyim ithalatçılarının beğenisine sunacak.

Almanya’ya ihracatımızın yüzde 23’ünü Hazırgiyim sektörü yapıyor

Almanya, Türkiye’nin ihracatında en büyük ihraç pazarı olduğu gibi Türk hazırgiyim sektörünün de en büyük ihraç pazarı. Yıllık 17 milyar dolar ihracat yapan Türk Hazırgiyim ve Konfeksiyon Sektörü, Türkiye’nin Almanya’ya yaptığı yıllık 14 milyar dolar ihracatın yüzde 23’üne denk gelen 3.2 milyar dolarlık tutarı tek başına gerçekleştirdi.

Almanya’nın hazırgiyim ithalatında Çin ve Bangladeş’ten sonra üçüncü sırada yer aldığımızı ifade eden Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İharcatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Emre Kızılgüneşler, Türkiye’nin Almanya pazarında yüzde 10 pazar payına sahip olduğunu, Almanya’da lider konuma gelebilecek potansiyele sahip olduklarını Munich Apparel Source Fuarı’na katılarak Almanya pazarında yeni fırsatlar elde etmeyi umduklarını kaydetti.

Türkiye ile Almanya arasında son dönemdeki siyasi gerilimin uzun soluklu olmayacağına inandıklarını dile getiren Kızılgüneşler, “Almanya ile Türkiye tarih boyunca yoğun siyasi ve ekonomik işbirliği içinde olan iki ülke. Almanya uzun yıllardır Türkiye’nin en büyük dış ticaret partneri. Almanya’da 3 milyonu aşkın Türk yaşıyor. İki ülke ilişkilerinin kısa süre içinde normale döneceğine inanıyoruz ve Almanya pazarında konumumuzu güçlendirmek hatta birinci tedarikçi olmak istiyoruz” şeklinde konuştu.

Munich Apparel Source Fuarı, Tekstil pazarının en tanınmış fuarlarından olan ve dünya çapında tekstil alıcıları ve tedarikçilerini ağırlayan Munich Fabric Start Fuarı ile eş zamanlı olarak ilk kez düzenlenecek. Munich Apparel Source Fuarı, Almanya’nın tek uluslararası hazır giyim üretici fuarı olma özelliğini taşıyor. Fuarda 6 Eylül Çarşamba günü Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Tanıtım Komitesi Başkanı Sayın Elvan Ünlütürk tarafından Türkiye’nin tekstil ve hazır giyim sektörleri üzerine bir sunum gerçekleştirilecek.

Munich Apparel Source Fuarı’na Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin Milli Katılım Organizasyonu ile katılan firmalar; AKÇAKAYA GROUP TEKSTİL A.Ş., BELGÜ TEKSTİL ÜRETİM TİC. SAN. LTD.ŞTİ., CU TEKSTİL SAN. VE TİC. A.Ş., DEMOTEKS TEKSTİL SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ., EGEDENİZ TEKSTİL SAN.VE TİC.AŞ, FIRATTEKS TEKSTIL SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ., İ.Y.A.TEKSTİL SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ, MERGÜ TEKSTİL KONF.SAN.VE TİC. LTD.ŞTİ., MOSİ TEKSTİL SAN.TİC. LTD.ŞTİ., NURTEKS KONEKSİYON İŞLETMELERİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ., SEYFELI DIŞ TİCARET LTD ŞTİ., TULİNE TEKSTİL SAN.TİC.A.Ş., VERSİON TEKSTİL TURİZM SAN.VE DIŞ TİCARET A.Ş., YALAZ TEKSTİL SAN.VE TİC.A.Ş.”

FASELİS / TÜRKİYE’DE ENERJİ

Bayram tatili dönüşünde dikkat

Bayram tatili dönüşünde trafik kazalarının çok yoğun yaşandığına dikkat çeken Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Banu Coşar, kazaların nedenleri arasında; sürücülerin görüş azlığını gösterdi. Gözlerimiz için en zor aktivitelerden birinin sürüş olduğunun altını çizen Prof. Dr. Coşar, tehlikeli durumlar karşısında hızlı tepki verebilmemiz için sürüş gözlüklerinin tercih edilmesi gerektiğini bildirdi

Trafik kazalarının özellikle çarpmalı kazaların yüzde 70’i gece meydana geliyor ve bunun da temel nedeni gece görüş azlığıdır. Araç kullanırken tepki süremizin yüzde 90’ının görüşe bağlı olduğunu söyleyen Acıbadem Üniversitesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Banu Coşar, bu nedenle araba kullanırken, olası riskli durumlar karşısında hızlı tepki verebilmemiz için iyi bir görüşümüz olması gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Coşar güvenli bir sürüş ve rotadan çıkmamak için sürüş camı takılı gözlükleri tavsiye etti.

Neden sürüş gözlüğü takmalıyız?

Prof. Dr. Coşar, sürücülerin görüşünü etkileyen faktörler arasında; karanlık, sis ve aksesuar lambaları, reklam panolarının ışıkları, aracın iç göstergeleri ve uzun far ışıklarının bulunduğunu belirtti. Prof. Dr. Coşar, gözlerde kamaşmaya neden olan bu faktörlerin sürücülerin riskini artırdığını ifade ederek sürüş gözlüğünün sadece gözü bozuk olan değil tüm sürücüler için faydalı olacağını açıkladı.

Prof. Dr. Banu Coşar, sürüş camlarının sağladığı avantajları şöyle sıraladı:

1- Geceleri az ışık olduğunda, göz alan güneş ışığında, siste, karda, ıslak veya yansıyan yollarda sürüş zorlayıcıdır. Ayrıca günümüzde kullanılan modern LED farlar, artan parlaklıkları ile gözlerimizi daha fazla yoruyor. Derinlik algımız, renk algımız ve yanlardan görüş becerimiz azalıyor. Araçta bulunan donanımın yaydığı mavi ışık da görsel algılamamızı azaltıyor. Sürüş camları tüm bu parametreleri yönetmemize yardımcı oluyor.

2- Sürüş camları özel olarak geliştirilmiş parlama filtresi ile daha net bir görüş sağlıyor. Böylece hem yola hem aynalara hem de aracın kadranına baktığımızda bu net görüşü korumak mümkün oluyor.

3- Kontrast artırıcı filtreli bu camlar, görme alanımızın yanlarındaki görüntü dağılmalarını önlüyor.

4- Progresif (uzak-yakın bir arada) cam kullanıcılarının yakın değerlerinin, kadrana olan mesafeye göre belirlenmesi çok önemlidir. Bu açıdan sürüş camları, kullanıcıya kadran ve aynalar arasında yumuşak ve hızlı geçiş imkanı tanıyor.

5- Sürücüler için özel olarak geliştirilen camlar yola konsantrasyonu artırarak sürücülerin daha az efor sarf ederek rotalarında güvenle ilerlemesini sağlıyor.

FASELİS / TÜRKİYE’DE ENERJİ

Evinizi otomobilinizden yönetebilirsiniz

Bir navigasyon yazılımı kadar kullanımı kolay bu sistemler hayata geçtiğinde, evinizi otomobilinizden yönetmek “bilim-kurgu” filmi senaryosu olmaktan çıkacak.

Hızla gelişen teknoloji hayatımızın her alanına girmekle birlikte; binaları tasarım sürecinden malzeme ve yapım sistemlerine kadar pek çok farklı boyutta etkiliyor. Akıllı binalar olarak adlandırılan bu yapılar, kullanılan farklı sistemlerin birbiriyle bağlantılı olarak yönetilmesine imkan sağlıyor.

Yoğun iş ve hayat stresiyle yaşamaya alıştığımız bu günlerde, evden çıktıktan çok sonra aklımıza gelen, ‘ocağı kapattım mı’ ya da ‘ütüyü fişten çektim mi’ gibi sorular, akıllı ev teknolojileriyle sorun olmaktan çıktı. Akıllı evlerle birlikte; yangın, hırsızlık, gaz kaçağı vb. güvenlik ihtiyaçlarının karşılanmasının yanı sıra sıcaklık ayarı, perde–panjur, televizyon, müzik seti, kahve makinası gibi eşyaların kontrolü sağlamak mümkün.

Dünyanın lider telekom kuruluşlarından Deutche Telekom’un şirketi T-Systems’ın hazırladığı ve geleceğin teknoloji trendlerini belirleyen “Best Practice” yayınına göre artık bu akıllı evleri otomobilimizden de yönetmek mümkün. Akıllı otomobiller; kullanıcılara tüm bu kontrolleri internet üzerinden yapabilme ve diğer akıllı araçlarla yoldayken iletişim kurabilme imkanı tanıyor. Üstelik bu özellikleri kullanabilmek için araçların sadece internete bağlı olması yeterli…

JETGİLLER ARTIK SADECE BİR ÇİZGİ FİLM DEĞİL

Bir zamanlar gülümseyerek izlediğimiz bilim kurgu filmleri ve Jetgiller gibi çizgi filmlerin artık günümüz teknolojileriyle gerçeğe dönüştüğünü aktaran T-Systems Türkiye Genel Müdürü Sinan Kılıçoğlu, T-Systems’ın özellikle geleceğin akıllı ev ve otomobil teknolojileri üzerinde, global dev firmalarla önemli işbirlikleri ve çalışmalar yürüttüğünü vurguluyor. Kılıçoğlu sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Bunların başında yine Alman devi Volkswagen ile yaptığımız çalışmalar var. Bu iki şirketin işbirliği ile akıllı ev ve otonom otomobiller arasında güvenlik ya da erişim sorunu da kalmayacak. QIVICON adlı akıllı ev platformumuz ile Volkswagen’in CarNet hizmeti birbirine MirroLink teknolojisi ile bağlanarak müşterilerimizin son derece güvenle bu teknolojileri kullanmalarının önünü açacak. Bir navigasyon yazılım kadar kullanımı kolay olan bu sistem, herhangi bir cep telefonuna ihtiyaç duymuyor ve otomobilin ön panelinde yer alan ekrandan kontrol edilebiliyor. Bu işbirliğinin bir çığır olacağını diğer üreticilerin de benzer teknolojileri hızla hayata geçireceğini düşünüyorum.”

Acil Durumlar İçin En İdeal Çözüm

Bu ürünü farklı kılan özelliğin “entegrasyon” olduğuna dikkat çeken Sinan Kılıçoğlu, “Akıllı evdeki sensörler duman veya su hasarını algılarlarsa, proaktif olarak hareket halindeki araca gönderiliyor. Kullanıcılar da mevcut teknolojileri kullanıp, hızlı bir şekilde evlerine ya da gerekli makamlara ulaşabiliyor. Acil durumlar dışında da sürüşü konforlu ve daha güvenli hale getirmek için de kullanılabilen bu ürün, sürücülerin trafik kurallarına da tam olarak uymalarına da öncülük ediyor” diyor.

FASELİS / TÜRKİYE’DE ENERJİ

Siparişlerdeki hız kaybı sanayi endeksini etkiledi

Ağustos ayı SAMEKS verileri İstanbul’da açıklandı. SAMEKS Bileşik Endeksi, bir önceki aya göre 2,6 puan azalarak 56,7 değerine geriledi. Endekste gözlenen bu düşüşte sanayi endeksinin 3,8 puan azalarak 59,8 puana gerilemesi etkili olurken, hizmet endeksi de 3,0 puanlık azalışla 55,4 puana geriledi. Böylece SAMEKS, 56,7 puanlık değeriyle Ağustos ayında ekonomik aktivitedeki canlılığın sürdüğünü gösterdi. MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, SAMEKS’in önümüzdeki dönemde olumlu görünümünü sürdüreceğini ve Türkiye ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde de pozitif büyümeye devam edeceğinin öngörülebildiğini ifade etti.

2017 yılı Ağustos ayında mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış SAMEKS Bileşik Endeksi, bir önceki aya göre 2,6 puan azalarak 56,7 değerine geriledi. Endekste gözlenen bu düşüşte sanayi endeksinin 3,8 puan azalarak 59,8 puana gerilemesi etkili olurken, hizmet endeksi de 3,0 puanlık azalışla 55,4 puana geriledi. Böylece SAMEKS, 56,7 puanlık değeriyle Ağustos ayında ekonomik aktivitedeki canlılığın sürdüğünü gösterdi.

Kaan: “Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde pozitif büyüyecek”

MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, Temmuz ayında tarihi zirvesini görerek yılın üçüncü çeyreğine yönelik büyüme rakamları için oldukça olumlu bir sinyal veren SAMEKS Bileşik Endeksi’nin; 56,7 puana gerilemiş olmasına karşın, pozitif görünümünü Ağustos 2017 döneminde de sürdürdüğünü belirtti ve “Endeksin önceki aya göre 2,6 puan azalmasında, Temmuz ayında gözlenen yüksek oranlı artışın sebep olduğu baz etkisi dikkat çekiyor.

Hem hizmet hem de sanayi sektörüne ilişkin girdi alımlarının 50 referans değerinin çok üzerinde seyretmesi, reel sektörün Türkiye ekonomisine olan güveninin devam edeceğine ve endeksteki pozitif görünümün önümüzdeki dönemde de süreceğine işaret ediyor. Nitekim Türkiye ekonomisine ilişkin açıklanan son makroekonomik veriler de ekonomideki olumlu görünümün sürdüğünü gösteriyor.

İşsizlik oranının üst üste 4. ayında da gerileyerek %10,2 seviyesine düşmesi, sanayi üretiminin bir önceki yılın aynı ayına göre %3,4 oranında artması ve tüketici fiyatlarındaki yıllık artışın %9,79 ile yeniden tek hanelere gerilemesi; Türkiye ekonomisine ilişkin temel göstergelerin olumlu seyrettiğine işaret etti. Bu gelişmeler ışığında, SAMEKS’in önümüzdeki dönemde de olumlu görünümünü sürdüreceğini ve Türkiye ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde de pozitif büyümeye devam edeceğini öngörebiliriz” şeklinde konuştu.

Siparişlerdeki hız kaybı Sanayi Endeksini etkiledi

SAMEKS Hizmet Endeksi; 2017 yılı Ağustos ayında, bir önceki aya göre 3,0 puan azalarak 55,4 değerine gerilemiştir. İş Hacmi (4,9 puan), Satın Alım (2,1 puan), ve İstihdam (1,5 puan) alt endekslerinde gerçekleşen azalışlar, hizmet sektöründe gözlenen hız kaybının en önemli belirleyicileri olmuştur.

Hizmet Endeksinde olumlu görünüm sürüyor

SAMEKS Hizmet Endeksi; 2017 yılı Ağustos ayında, bir önceki aya göre 3,0 puan azalarak 55,4 değerine geriledi. Endeks, Ağustos ayında 55,4 puana gerilemiş olmasına karşın, 50 referans değeri üzerindeki seyrini sürdürerek sektöre yönelik olumlu görünümün devam ettiğine işaret etti.

TÜRKİYE EKONOMİSİ

Yılın ilk çeyreğinde %5 oranında büyüyerek 2017 yılına oldukça iyi bir giriş yapan Türkiye ekonomisinde, oldukça olumlu bir şekilde geride kalan ikinci çeyreğin ardından, Ağustos ayı içerisinde açıklanan makroekonomik veriler de pozitif büyüme sürecinin sürdüğünü gösteriyor.

İhracat arttı, ithalat ve dış ticaret açığı azaldı

İhracat 2017 yılı Haziran ayında, 2016 yılının aynı ayına göre %2,3 artarak 13,2 milyar dolar, ithalat %1,5 azalarak 19,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Böylece Haziran ayında dış ticaret açığı %9,1 azalarak 6,0 milyar dolara geriledi.

Cari açık beklenilenin altında

2017 yılı Haziran ayında cari açık, beklentilerin bir miktar altında gerçekleşmiş ve 3,8 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Sanayi üretimi yıllık artış beklentilerine uygun görünüm arz ediyor

Büyümenin öncü göstergelerinden sanayi üretimi, Haziran ayında, aylık bazda artış beklentilerine rağmen %0,4 oranında gerilerken, yıllık bazda gerçekleşen %3,4’lük artış beklentilere uygun bir görünüm arz etti.

İşsizlik rakamları azaldı

Nisan, Mayıs ve Haziran dönemlerinin ortalaması alınarak hesaplanan Mayıs 2017 dönemi işsizlik rakamları, geçtiğimiz aya göre 0,3 puan azaldı, önceki yılın aynı ayına göre ise 0,8 puan arttı ve arındırılmamış veriye göre %10,2 seviyesinde gerçekleşti. Böylece Ocak ayında %13,0’e kadar yükselen işsizlik oranı, Şubat 2017 döneminden itibaren üst üste dördüncü ayında da geriledi.

Yıllık enflasyonda düşüş eğilimi sürdü

2017 yılı Temmuz ayına ilişkin tüketici fiyatları, aylık bazda beklentilere yakın bir görünüm arz ederek 0,15 puan arttı. Yıllık bazdaki fiyat artışı ise piyasa beklentilerinin gerisinde kalarak %9,79 seviyesinde gerçekleşti. Böylece yıllık enflasyonda Mayıs ayında başlayan, Haziran ayında devam eden düşüş eğilimi Temmuz ayında da sürdü.

DÜNYA EKONOMİSİ

2017 yılı Ağustos ayında küresel ekonominin gündemi; ABD’de son açıklanan makroekonomik verilerin olumlu seyri, Avro Bölgesi’ndeki toparlanma sürecinin güçlenmesi ve üretim kesintisi kararıyla toparlama sürecine giren petrol fiyatlarındaki son gelişmeler olarak özetleniyor.

ABD ekonomisinde imalat sanayi PMI endeksi Temmuz ayında 53,3 puanla ekonominin yılın üçüncü çeyreğinde olumlu seyrini koruduğuna işaret ederken, tarım dışı istihdam artışının beklentilerin oldukça üzerinde gerçekleşmesi ve işsizlik oranının %4,3 ile beklentilere paralel gerçekleşmesi, işgücü piyasasının tam istihdama yaklaştığını gösteriyor. Bu gelişmelere karşın, üretici fiyatlarında gözlenen %0,1 oranındaki gerileme ve tüketici fiyatlarında gerçekleşen %0,1 oranındaki düşük artış; bu dönemde ABD ekonomisine ilişkin olumsuz işaretler olarak sıralandı.

Avro Bölgesinde ise Ağustos ayında açıklanan veriler ekonomik toparlanmanın hızlandığına yönelik güçlü sinyaller verdi. Temmuz ayına ilişkin tüketici fiyat enflasyonu beklentilere uygun şekilde yıllık bazda %1,3 artarken, Haziran ayına dair işsizlik oranı %9,1 ile 2009’dan beri en düşük seviyesinde gerçekleşerek iş gücü piyasasına dair oldukça olumlu bir görünüm sundu.

OPEC ve OPEC dışı petrol üreticisi ülke temsilcilerinin Ağustos ayı başında yaptığı toplantıda alınan kararların etkisiyle, Brent türü ham petrolün varil fiyatı 52 doların üzerine çıkarak Mayıs 2017 döneminden beri en yüksek seviyesini gördü. OPEC ve OPEC dışı üreticilerin, üretim kesintisi taahhütlerinin uygulanmasına yönelik kararlı tavırlarının sürmesiyle; petrol fiyatlarının önümüzdeki dönemde de kademeli bir şekilde artışa devam etmesi bekleniyor.

MÜSİAD / TÜRKİYE’DE ENERJİ

İşyerinizin güvenliği profesyonel ellerde

İş hayatının hızlı akışı içerisinde, bir de iş yerinin güvenliği için vakit ve enerji harcamak istemeyenler, Pronet’in sunduğu elektronik güvenlik sistemlerinden yardım alabilir. Hırsızlıktan yangın ve gaz kaçaklarına, su baskınından acil sağlık ve panik hallerine kadar, bir iş yerinde meydana gelebilecek tüm güvenlik risklerine karşı Pronet tam koruma sağlıyor. Pronet Akıllı Ailesi ile ise, iş yeri sahipleri orada olmasalar bile, ofis, dükkan, büro veya muayenehanelerinde neler olup bittiğinden telefonlarına gelen anlık bildirimlerle haberdar olabiliyor.

İş hayatı her geçen gün biraz daha hız kazanıyor, iş insanları en çok zamansızlıktan şikayet ediyor. İşinizi büyütmek, geliştirmek için çalışırken, güvenlikle ilgili konulara ekstra zaman harcamak istemiyorsanız, nitelikli bir sistem kurarak işyerinizin güvenliğini profesyonel ellere bırakabilirsiniz. Türkiye’nin lider güvenlik şirketi Pronet, restoran ve kafelerden ajans ve ofislere, eczaneden kuyumcuya, mağazadan muayenehaneye, her tarzdan sektörde faaliyet gösteren işyeri sahiplerine bu anlamda destek oluyor.

Pronet’in 5 korumalı Güvenlik Hizmeti, kapı ve pencerelerdeki hareket sensörleriyle işyerinize izinsiz girişleri kontrol altında tutuyor, hırsızlığa karşı koruma sağlıyor. Ancak sadece bununla yetinmiyor. Sistem, duman, ısı, gaz ve nem detektörleriyle yangın, su baskını ve gaz kaçağı gibi tehlikelere karşı da iş yerinizi koruyor. Bunu yanı sıra, mesai saatlerinde yaşanabilecek acil sağlık ve panik hallerinde de, olaya en hızlı şekilde müdahale edilmesini sağlıyor.

Sinyale 10 saniye içinde geri dönüyor, zararı önlüyor

7/24 çalışan Pronet Alarm Haber Alma Merkezi, işyerinizden bir sinyal iletildiğinde, sizi dünya ortalaması olan 60 saniyenin çok üzerinde bir hızda, ortalama 10 saniye içinde arıyor. Ardından emniyet veya itfaiye gibi kurumlara haber vererek, olaya en hızlı şekilde müdahale edilmesini sağlıyor ve vakanın takibini yapıyor. Böylece olası zararların önlenmesini mümkün kılıyor.

Dünyanın öbür ucunda da olsanız, iş yerinizin kontrolü sizde

Türkiye’nin ilk akıllı güvenlik sistemi Pronet Plus ise dünyanın öbür ucunda olsanız bile, cep telefonunuza gelen anlık bildirimlerle iş yerinizde ne olup bittiğini takip edebilmenizi, alarm sistemlerinizi uzaktan kurup kapatabilmenizi sağlıyor. İş yerinizi çalışanlarınıza emanet ediyorsanız, dükkanınızın ya da ofisinizin tam saatinde açılıp kapandığından emin olabiliyor, iş yerine ilk kim geldi, en son kim çıktı, seyahatte bile olsanız, cebinizden takip edebiliyorsunuz. Sistemi avukatlar ve doktorlar da aynı şekilde büroları ve muayenehaneleri için kullanıyor.

Özel alanlar ve kasalar güvende

Pronet Plus işyerindeki özel mekanlar için de tam koruma sağlıyor. Eğer biri girmemesi gereken bir yere girmeye çalışırsa, o bölge için özel olarak uyarlanmış sistem sayesinde, akıllı telefonuna gelen anlık bildirimlerle işletme sahibinin bu durumdan anında haberi oluyor. Hatta bu sistem kasa kapılarına bile uygulanabiliyor. Akıllı Video sayesinde, odanın veya kasanın kapısını kimin açtığı anlık görüntülü bildirim ile kullanıcıya iletiliyor.

Akıllı Zil, Akıllı Kilit, Akıllı Priz gibi diğer çözümlerle de işyerinizde güvenlik önlemlerini en iyi hale getirebilir, ofiste kimse yokken uzaktan ısı ayarı yapılabilmesini sağlayan Akıllı Termostat ile enerji tasarrufu yapabilirsiniz.

Pronet hakkında:

1995 yılında kurulan Pronet, bugün yaklaşık 200 bin aktif güvenlik sistemi kullanıcısı ve 5000’i aşan özel güvenlik projesiyle sektörünün lider şirketidir. Sunduğu güvenlik çözümleriyle kişi, kurum, kuruluş, öz varlık ve bilginin korunmasını sağlayan Pronet, ev ve işyeri güvenliğinin yanı sıra bankalar, alışveriş merkezleri, havaalanları, perakende mağaza zincirlerinin de aralarında bulunduğu birçok büyük kuruma yönelik hizmet ve çözümler üretiyor. Hizmetlerini hırsızlığa karşı önleyici ve caydırıcı tedbirlerle sınırlı tutmayan Pronet, abonelerine ‘5 Korumalı Güvenlik Hizmeti’ ile hırsızlık, yangın, gaz kaçağı, su baskını gibi olayların yanı sıra acil sağlık ve panik durumlarına da müdahale edebiliyor. İnsana ve teknolojiye sürekli yatırım yapan Pronet, bunun bir sonucu olarak alarm sonrası aboneyi ortalama 10 saniyelik arama hızıyla dünya standartlarının üstünde bir hizmet veriyor. 2015’te Türkiye’de En İyi Müşteri Deneyimi Ödülü’nü kazanan Pronet, 2016’da da çağrı merkezi sektörünün dünya çapındaki en prestijli etkinliklerinden 11. Contact Center World Awards’ta, “En İyi Müşteri Deneyimi” kategorisinde önce EMEA Bölgesi (Avrupa, Ortadoğu ve Afrika) ve sonra dünya birincisi oldu. Pronet ayrıca, dünyanın en saygın iş ödülleri organizasyonlarından Stevie Awards 2016’da 4 altın, 3 bronz ödül kazanarak önemli bir başarıya daha imza attı.

www.pronet.com.tr

FASELİS / TÜRKİYE’DE ENERJİ

Dünya’nın en ucuz inşaat çeliği Türkiye’de üretiliyor

Türk çelik sektörü, inşaat çeliğindeki fiyat tartışmalarına son noktayı koydu. Çelik İhracatçıları Birliği, ülkelerin Ağustos 2017 satış fiyatlarını baz alarak yaptığı araştırma ile inşaat çeliğinin dünyada en düşük fiyatla Türkiye’de satıldığını gözler önüne serdi. İnşaat çeliği fiyatının en yüksek olduğu ülke ton başına 1050 dolar ile Brezilya olurken, Brezilya’yı, Arjantin, ABD ve Çin takip ediyor. Türkiye ise ton başına 555 dolar ile son sırada yer alıyor.

Çelik sektörü, inşaat sektörü temsilcilerinin inşaat çeliği fiyatlarının dünya piyasalarına göre Türkiye’de daha yüksek oranda artış gösterdiği yönündeki haksız söylemleri üzerine harekete geçti. Tüm dünya ülkelerinin Ağustos 2017 dönemine ait inşaat çeliği fiyatlarını gözler önüne seren bir araştırma yaptı. Araştırmaya göre Türkiye’nin iç piyasasındaki inşaat çeliği fiyatı ton başına 555 dolar ile bugün dünya piyasalarında ucuz olarak bilinen Çin ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT)’nun yanı sıra tablo dışında kalan diğer ülkelerin iç piyasa fiyatlarının altında kaldı. İnşaat çeliği fiyatı en yüksek ülke ise ton başına 1050 dolar ile Brezilya oldu. Brezilya’yı 840 dolar ile Arjantin, 606 dolar ile ABD ve 595 dolar ile Çin takip etti.

İnşaat çeliği fiyatlarının Türkiye’de fahiş fiyatlarla satıldığını belirten bazı müteahhitlerin bu iddiaları mesnetsiz bir şekilde ortaya attıklarını söyleyen Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı Namık Ekinci, “İnşaat çeliğinin iç piyasa fiyatlarını tüm söylemlerimizde açıkladık ancak haksız iddialara devam edildiğini gördük. Sektör olarak Ağustos 2017 dönemine ait dünya ülkelerindeki inşaat çeliği fiyatlarını araştırdık ve ülkemizle karşılaştırdık. 2017 yılı Ağustos ayı itibariyle küresel inşaat çeliği fiyatları incelendiğinde, inşaat çeliği ihracatı yapan ve/veya iç piyasasında önemli miktarlarda tüketimi olan ülkeler arasında ton başına 555 dolar ile en düşük iç piyasa fiyatlarının Türkiye fiyatları olduğu görülmektedir. Türkiye, önemli inşaat çeliği oyuncuları olan Çin, Rusya, İtalya ve Ukrayna gibi ülkelere göre daha uygun iç piyasa fiyatlarına sahiptir. İç piyasa fiyatları baz alındığında ülkemizin inşaat çeliği kullanıcılarının, en düşük maliyetle kaliteli ürün temin ettikleri açıktır. ABD’nin ton başına 606 dolarlık teorik fiyatlarının, gerçek fiyat bazına dönüştürülmesi halinde ton başına 650 dolara yaklaşacağı belirtiliyor. Hâl böyle iken bazı müteahhit kuruluşlarının Türkiye’deki fiyatlardan mesnetsiz bir şekilde şikayet etmelerinin mantığı anlaşılamıyor” dedi.

Türk çelik sektörünün 150’den fazla ülkeye inşaat çeliği göndererek tüm dünyada adından ve kalitesinden söz ettirdiğini vurgulayan ÇİB Başkanı Ekinci açıklamalarına şu sözlerle son verdi: “Suni gündem oluşturarak neye dayandığı belli olmayan bir takım söylemlere imza atan müteahhitler, en ucuz inşaat çeliğini Türk çelik üreticilerden temin ettiklerini yine en iyi kendileri biliyor. Son zamanlarda konut piyasasında yaşanan durgunluğu nasıl giderebileceklerini düşünen ve yüzde 40’lara dayanan kar oranlarından feragat etmemek için oldukça çaba gösteren müteahhitler şimdi de paydos resti çekerek kamuoyunun ilgisini çekmeye çalışmaktalar. Çelik fiyatları dünya piyasalarındaki arz/talep dengesinin yanı sıra, girdi maliyetlerinin seyrine ve döviz kurlarına göre oluşuyor. Çelik üretiminde kullanılan hurda, elektrot, refrakter ve ferro alyaj gibi hammadde ve girdilere gelen zamlar sebebiyle inşaat çeliği fiyatları tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de artmıştır. İnşaat çeliği fiyatlarımız dünya çelik fiyatlarından bağımsız değerlendirilemez. Ancak hammaddede ve girdilerde yaşanan artışlar bile halen en ucuz inşaat çeliğinin ülkemizde satıldığı gerçeğini değiştiremez. Çelik üretiminde kullanılan hammadde ve girdilerde dışa bağımlı olmamıza rağmen sektörümüzün uzun yıllara dayanan tecrübesi, birikimi ve verimli çalışma kültürüne sahip olması neticesinde iç piyasasına en uygun fiyatlı inşaat çeliğini temin etmektedir.”

İLAYDA İLETİŞİM / TÜRKİYE’DE ENERJİ

Kavurmanın sağlığınızı bozmasına izin vermeyin

“Kurban Bayramı olur da kahvaltıda kavurma yenmez mi?”, “Misafirlikte ikram edilen tatlıyı geri çevirmek ayıp olur, yemek lazım”, “mangalda yağlı et lezzetli olur” diyorsanız bir kez daha düşünmenizde fayda var. Zira bayram da olsa, her canınızın çektiğini ‘nasılsa bayram’ deyip üstüne üstlük ölçüye dikkat etmeden tüketmeniz reflü ve hazımsızlıktan yüksek tansiyona, diyabetten kalp-damar hastalıklarına ve kilo alımına dek bir çok şikayete yol açabilir. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Nur Ecem Baydı, “Et, yağlarından ayrıştırılmış olsa bile etin yaklaşık yüzde 20’si yağdan oluşmakta ve bu da fazla et tüketen sağlıklı kişilerde bile sorunlara davetiye çıkarmaktadır. Üstelik eti sadece tüketirken değil pişirirken de çok dikkatli olmak gerekir. Şerbetli tatlılardan kaçınmalı, mangal yapanlar da eti zehire dönüştürmemek için pişirme kurallarına mutlaka uymalı” diyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Nur Ecem Baydı, Kurban Bayramı’nda en sık yapılan 7 hatayı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Mangalda kurallara uymamak

Kurban Bayramı’nda etin bir kısmını mangal yapmak üzere ayıracaksanız, mutlaka yağlarından arındırın, yağsız eti tercih edin. Aksi halde yağın ateşe damlaması ve sonrasında buharlaşarak ete ulaşması kanserojen bileşenlerin oluşum riskini artırıyor. Ayrıca etin mangal ateşine 15 cm’den daha yakın mesafede olması ve uzun süre mangalda kalması da kanserojen madde oluşumuna davetiye çıkarıyor. Mangal keyfinizin sağlığınıza zarar vermemesi için kurallara özen göstermenizde fayda var.

Eti pişirirken ayrıca yağ eklemek

Bayramda tükettiğimiz et miktarı kadar eti pişirme yöntemimiz de çok önemli. Et zaten doğasında yağ barındıran bir gıda. Etin yağlı kısımları yüksek miktarda doymuş yağ ve kolesterol içerdiğinden sağlıklı kişilerde bile kalp-damar hastalıklarına zemin hazırlayabiliyor. Her ne kadar yağlarından ayrıştırılmış olsa bile etin yaklaşık yüzde 20’si yağdan oluştuğundan, pişirirken bir de ayrıca yağ eklemek kan yağlarının yükselmesine neden olabiliyor. Bu nedenle eti pişirirken kızartma yöntemini kullanmak yerine haşlama-ızgara gibi yağ eklemeyeceğiniz yöntemleri tercih etmenizde fayda var.

Yetersiz sebze meyve tüketmek

Yapılan çalışmalar; et ağırlıklı ve posadan fakir beslenmenin kolon kanseri riskini artırdığını ortaya koyuyor. Bayramda et tüketimi arttığı için sebze meyve tüketimi azalabiliyor. Bu nedenle bayramda etleri sebze ile pişirmeye, etin yanında taze yeşilliklerden oluşan bol salata tüketmeye dikkat edin. Ayrıca sebzeler ete göre daha posalı ve tok tutucu özelliğe sahip olduğundan, bol sebze tüketerek doygunluğu sebzelerden sağlayabilir, et tüketimini bu şekilde azaltabilirsiniz.

Sakatat tüketmek

Kurban Bayramı’nda et tüketimi yaygın olduğu kadar, hayvanın baş-boyun-dil-ciğer-böbrek gibi kısımlarının da tüketimi söz konusu oluyor. ‘Sakatat’ diye adlandırılan bu kısımlar yüksek oranda doymuş yağ ve kolesterol içerebildiğinden, kalp-damar hastalığı olan kişilerin hayvanın bu kısımlarını tüketmemesi gerekiyor. Ayrıca sağlıklı insanların da sıklıkla sakatat tüketmesi benzer hastalılara davetiye çıkarabileceğinden temkinli olmakta fayda var.

Tatlıya karşı koymamak

Tatlı söz konusu olduğunda pek çok kişi ‘nasılsa bayram’ diyerek diyeti rafa kaldırıyor, ikramları geri çevirmiyor. Oysa özellikle de baklava başta olmak üzere şerbetli ve hamurlu tatlılarda ölçüyü kaçırmak sağlığa zararlı olduğu kadar, fazla kilo olarak da karşınıza çıkabilir. Şerbetli ve hamurlu tatlılar yerine sütlaç, meyveli muhallebi gibi sütlü tatlıları tercih edebilir, misafirleriniz için hazırlayabilirsiniz.

Kahvaltıda kavurma yemek

Beslenme ve Diyet Uzmanı Nur Ecem Baydı “Bayram sabahı yeni kesilmiş kurban etinin kahvaltıda kavurma olarak tüketilmesi sakıncalı. Hem etin sertliğinden dolayı sindirimi zor olacağından reflü ve hazımsızlık gibi mide ve bağırsak şikayetlerine yol açabilir hem de yüksek tansiyon ve kalp sorunlarına neden olabilir. Kurban etini buzdolabında en az 24 saat beklettikten sonra tüketmek gerekir” diyor.

Çay ve kahve tüketimine dikkat

Bayram ziyaretlerinde çay ve kahve tüketimine de dikkat! Zira masum gibi görünen, sohbetlere eşlik eden bu lezzetli içeceklerde aşırıya kaçılması, yüksek miktarda kafein alımı nedeniyle uykusuzluktan çarpıntıya birçok soruna neden olabilirken, yemeğin hemen ardından tüketilmesi de demir eksikliğine yol açıyor. İdeali günde toplam 4-5 fincan çay ve kahvenin üzerine çıkmamak.

ACIBADEM HASTANESİ BASIN / TÜRKİYE’DE ENERJİ

Dr. İbrahim Altan Kızılay’a genel müdürü atandı

Dr. Mehmet Güllüoğlu’nun AFAD Başkanlığına atanmasının ardından boşalan Kızılay Genel Müdürlüğü’ne, Kızılay Yönetim Kurulu tarafından Dr. İbrahim Altan getirildi. Gönüllü olarak başladığı insani yardım çalışmalarında çeşitli kademelerde yöneticilik yapan Dr. İbrahim Altan, aynı zamanda İslam İşbirliği Teşkilatı İnsani İşler Birimi Türkiye temsilciliği yanında Kızılay Genel Başkan danışmanlığı görevini üstlendi.

29 Ağustos 2017 tarihinde İstanbul’da toplanan Kızılay Yönetim Kurulu, Dr. Mehmet Güllüoğlu’nun AFAD Başkanlığı’na atanmasının ardından boşalan Kızılay Genel Müdürlüğü için son kararını verdi. Kızılay Yönetim Kurulu, Kızılay Genel Müdürlüğü’ne Genel Başkan danışmanı Dr. İbrahim Altan’ı getirdi.

1964 Beykoz/İstanbul doğumlu olan İbrahim Altan, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde “İslâm Tarihinde Sicilya Adası’nın Yeri” adlı tez konusu ile Yüksek Lisansı’nı, “XII. Yüzyılda Kuzey Afrika İtalya Ticari İlişkileri” adlı Doktora tezini tamamladı. Dr. İbrahim Altan, 1993- 2004 yılları arasında Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde İslam Tarihi asistanı olarak çalıştı.

Dr. İbrahim Altan, alanı ile ilgili olarak Diyanet İslâm Ansiklopedisi’nde maddeler yazdı, bilimsel dergi ve gazetelerde yayınlar yaptı. Doktora çalışması için bir yıl kadar İtalya’da kaldı, alanı ile ilgili olarak Roma, Perugia ve Sicilya’da araştırmalar yaptı.

1999 depremiyle birlikte insani yardım örgütlerinde gönüllü olarak çalışmaya başlayan Dr. İbrahim Altan, hem Adapazarı hem de Düzce deprem bölgelerinde koordinasyon görevi yaptı. Yuvacık- İzmit, Serdivan- Adapazarı, Düzce ve Kaynaşlı’da prefabrik konutların kurulmasını koordine etti.

Nisan 2000 ile Nisan 2013 yılları arasında Deniz Feneri Derneği Yönetim Kurulu’nda Genel Sekreterlik görevini üstlendi. Derneğin ISO 9001 kalite belgesi almasında ve Birleşmiş Milletler Sosyal Konsey üyeliğine kabul edilmesinde etkin rol oynadı. 1999’dan sonra ülkemizde meydana gelen tüm doğal afetlerde fiilen çalışan Dr. İbrahim Altan Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı Danışma Kurulu üyeliği, Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü Sosyal Riski Azaltma Projesi Yürütme Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu.

26 Aralık 2004’te yaşanan Açe depremi başta olmak üzere 2005 yılından itibaren Pakistan, Nijer, Filistin, Somali, Yemen, Suriye, İran, Arakan, Etiyopya, Lübnan, Makedonya, Bosna, Bulgaristan vd ülkelerde yaşanan bütün afetlerde ve insani krizlerde operasyonlar yönetti.

2013 yılı Şubat ayından itibaren ise İslam İşbirliği Teşkilatı İnsani İşler Birimi Türkiye temsilcisi olarak görev yapmaya başladı.
Evli ve dört çocuk babasıdır.

KIZILAY BASIN BÜROSU / TÜRKİYE’DE ENERJİ

4.0 yolculuğunda akıllı fabrikalar dönemi

Mitsubishi Electric Avrupa Fabrika Otomasyonu EMEA Başkanı Hartmut Pütz, endüstride yaşanan dijital dönüşüme dikkat çekti. Tüketicilerin kişiselleştirilmiş ürünlere, standart ürünlere benzer fiyat aralıklarıyla ulaşma isteklerinin üretimde esneklik ihtiyacını artırdığını belirten Pütz, bu noktada devreye akıllı fabrikaların girdiğini söyledi. Sanayi 4.0 ve akıllı fabrikaların temelini oluşturan Nesnelerin İnterneti (IoT) ile bağlantı sağlanan cihaz sayısının önümüzdeki birkaç yıl içerisinde katlanarak artacağının öngörüldüğünü ifade eden Pütz, Mitsubishi Electric’in işletmelerin dijital dönüşümü için sunduğu ödüllü e-F@ctory konsepti hakkında da bilgi verdi.

Üretim süreçlerinde hızlı bir değişime neden olan Sanayi 4.0, tamamen dijitalleştirilmiş üretime geçişi beraberinde getiriyor. Son kullanıcıların, artık daha fazla ürün çeşidine ve kişiselleştirilmiş ürünlere, standart ürünlere benzer fiyat aralıklarıyla ulaşmak istediklerini vurgulayan Mitsubishi Electric Avrupa Fabrika Otomasyonu EMEA Başkanı Hartmut Pütz, değişen taleplerin üretim süreçlerinin gelişimini büyük oranda etkilediğini belirtti.

Online alışverişin yaygınlaşmasının da üretimde esneklik ihtiyacını artırdığına dikkat çeken Hartmut Pütz, sözlerine şöyle devam etti; “Örneğin, bir online alışveriş sitesinde uygulanan indirim, üretim hattındaki makine ya da robotların çalışma modelinin değiştirilmesine neden olabiliyor. Tedarikçiler, tüketici taleplerini karşılayabilmek adına tedarik zincirinin tamamında yer alan üreticilerin, üretim hatlarında en üst düzeyde esneklik göstermesini şart koşuyorlar. Dolayısıyla üreticilerin çok hızlı aksiyon alarak herhangi bir ürün için üretim sayısını süreç devam ederken değiştirebilmeleri kritik önem taşıyor. Bu noktada, devreye akıllı fabrika konsepti giriyor. Biz de Mitsubishi Electric olarak, işletmelerin dijital dönüşümü ve akıllı fabrikaların geliştirilmesine ilişkin faaliyetlerimizin tamamını e-F@ctory konseptimiz altında topluyoruz.”

Mitsubishi Electric’in bu konsept çerçevesinde, dünya genelinde işbirliği içerisindeki şirketlerden oluşan aktif bir ağ olan e-F@ctory Alliance’ı tasarladığını belirten Pütz, “Sistem entegrasyonu uzmanlarını, yazılım sağlayıcıları ve endüstriyel parça üreticilerini aynı çatı altında bir araya getiren bu ağ sayesinde şirketler, esnek ve optimum çözümler sunabilmek için işbirliği yapıyor.” dedi.

Minimum operasyon maliyeti, maksimum üretim performansı

Sanayi 4.0’ın gereksinimlerine etkin çözümler sunulması için e-Factory Alliance bünyesinde yapılan çalışmaların en önemlilerinden birinin Almanya’nın Bielefeld kentinde faaliyet gösteren Mitsubishi HiTec Paper Europe GmbH şirketinde gerçekleştirildiğini bildiren Pütz, şu açıklamalarda bulundu; “Söz konusu şirkette, FAG Schaeffler işbirliği ile geliştirilen Akıllı Durum İzleme çözümünün uygulanması sayesinde kestirimci bakım konusunda daha bütüncül bir yaklaşım geliştirildi. Bu çözüm, üretimde kullanılan makineler ve yardımcı parçalardan alınan parametrelerin tamamının izlenmesini mümkün kılıyor. Bu veriler daha sonra, her bir makinenin parçalarının ve genel olarak tesisin durumunun analiz edilmesi için kullanılıyor. Sistemden elde edilen bilgiler arasında bakım tavsiyeleri de yer alıyor. Bu sayede, plansız duruş süreleri ve sonrasında meydana gelecek zararlar konusundaki riskler kayda değer ölçüde azaltılıyor. Genel anlamda, kestirimci bakım faaliyetlerinde önemli ölçüde iyileşme sağlanırken, toplam operasyon maliyetleri azaltılıyor ve maksimum üretim performansı elde ediliyor.”

e-F@ctory konseptine ödül

Mitsubishi Electric’in e-F@ctory konseptinin, öncü kuruluşlar tarafından takdirle karşılandığını ifade eden Pütz, “Dijital fabrika konseptimiz e-F@ctory, Frost&Sullivan’ın “Fabrika Otomasyonunda Endüstriyel Nesnelerin İnterneti” kategorisinde “En İyi Uygulama” ödülüne ve Tayvan hükümeti tarafından verilen “Stratejik Işık Kaynağı Ortakları” ödülüne layık görüldü” diye konuştu.

IoT ile bağlantı sağlanan cihaz sayısı katlanarak artacak

Nesnelerin İnterneti’nin (IoT) Sanayi 4.0’ın ve akıllı fabrikaların temelini oluşturduğunu söyleyen Pütz, IoT ile bağlantı sağlanan cihaz sayısının önümüzdeki birkaç yıl içerisinde katlanarak artacağının öngörüldüğünü ifade etti. “Bu tahmin bağlantı düzeyi geliştirilmiş bir fabrikada oluşturulan ve işlenen veri miktarıyla birleştirildiğinde, şirketlerin IT altyapısının neden değişmesi gerektiğini anlamak son derece kolay” diyen Pütz, bu noktada, bulut tabanlı veri depolama ve işleme hizmetlerinin önem kazandığının altını çizdi.

Veriler, insanlar, prosesler ve sistemleri entegre eden teknoloji

İşletmelerin artık yalnızca büyük miktarda verileri depolamak için değil, aynı zamanda analitik görevleri yerine getirmek için de bulut hizmetlerinden yararlandığını anlatan Pütz, şöyle konuştu; “Verilerin işlenmesi, trend bilgilerinin elde edilmesi ve kullanıcılara kişiye özel gösterge tablolarının sunulması anlamına geliyor. Elde edilen veriler, genel tesis performansını ve varlık yönetimini geliştirmek için kullanılabiliyor.”

Mitsubishi Electric’in bu iki tamamlayıcı IoT yaklaşımının her ikisini de destekleyen çözümler geliştirdiğini bildiren Pütz, “Şirketimiz farklı bulut hizmetlerine basit ve güvenli erişim imkanı sunuyor. Çok sayıda bilginin oluşturulmasını sağlayan uzaktan erişim cihazları sayesinde elde edilen veriler, işletmeler bünyesinde dijital sinir sistemi oluşturulması açısından kilit önemde olan standart açık protokollerle birbirine bağlanıyor. Ağ bağlantısı sağlanan dijital veriler daha sonra iki yönlü sistemlerle birleştirilerek daha iyi kararlar alınması için verilerin, insanların, proseslerin ve sistemlerin entegre edilmesi amacıyla kullanılıyor” diye konuştu.

Intel’e milyonlarca dolar tasarruf sağlayan proje

Nesnelerin İnterneti kapsamında, Intel ile birlikte bir proje gerçekleştirdiklerini anlatanPütz, Intel’in verileri toplamak ve büyük veri analitiği sunucusuna güvenli bir şekilde eklemek için Mitsubishi Electric tarafından geliştirilen bir IoT sistemini kullandığını ifade etti. Pütz, bu pilot çalışma sayesinde Intel’in her yıl milyonlarca dolar tasarruf sağlamayı hedeflediğini sözlerine ekledi.

Mitsubishi Electric Corporation Hakkında

Mitsubishi Electric Corporation, güvenilir ve yüksek kaliteli ürünler üretmekte 95 yılı aşkın tecrübeye sahip ve bilgi işlem ve iletişim sistemleri, uzay geliştirme ve uydu iletişimleri, tüketici elektroniği cihazları, sanayi teknolojileri, enerji, nakliye ve inşaat makinelerinde kullanılan elektrikli ve elektronik donanımların üretimi, pazarlaması ve satışında dünyadaki ileri gelen markalardan biri olarak kabul ediliyor. Mitsubishi Electric, kurumsal ilkesi “Changes for the Better” (Daha İyisi İçin Değişim) ve çevre ilkesi “Eco Changes” (Eko Değişim) doğrultusunda küresel ve önde gelen çevre dostu bir şirket olmayı ve toplumu teknolojileriyle zenginleştirmeyi hedefliyor. Şirket 31 Mart 2017’de sona eren mali yılda 4,238.6 milyar Yen (37.8 milyar USD*) konsolide grup satışı elde etti. Ayrıntılı bilgi için; www.MitsubishiElectric.com

* Tokyo Döviz Borsası’nın 31 Mart 2017’de ilan ettiği 1 USD = 112 yen kambiyo kurundan hesaplanmıştır.

Mitsubishi Electric’in Türkiye’deki Faaliyetleri Hakkında

Mitsubishi Electric’in Türkiye’deki ana faaliyet alanları; klima sistemleri, fabrika otomasyon sistemleri, ileri robot teknolojileri, CNC mekatronik sistemler, asansör ve yürüyen merdiven sitemleri ile görsel veri sistemlerinin satış ve satış sonrası hizmetlerinden oluşuyor. Bu faaliyetlerinin yanı sıra uydular, güç kaynakları ve ulaştırma bağlantılı altyapı işlerine de destek veriyor. Türkiye’nin ve komşu ülkelerin iletişim ve yayıncılık altyapısına katkıda bulunan Türksat 4A ve 4B uydularının üreticisi olan Mitsubishi Electric, uyduların yanı sıra Marmaray projesinde kullanılan otomasyon teknolojisi ile de dikkat çekiyor. Nisan 2016’da Türkiye’de ev tipi klima geliştirme ve üretim şirketi kuran Mitsubishi Electric, Ocak 2018’de Manisa fabrikasında üretim yapmaya hazırlanıyor. Ayrıntılı bilgi için; tr.mitsubishielectric.com

Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri Hakkında

Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri; otomotiv, gıda, paketleme, metal ve PVC işleme makineleri gibi çeşitli alanlarda Türkiye’nin önde gelen sanayi kuruluşlarına hızlı entegrasyon, üretkenlik, esneklik ve verimlilik konusunda katma değer sağlıyor. “Sanayi 4.0” olarak da adlandırılan yeni endüstri evresine e-F@ctory, yani dijital fabrika konseptiyle yanıt veriyorAyrıntılı bilgi için; tr3a.mitsubishielectric.com

FASELİS / TÜRKİYE’DE ENERJİ

Düşük ısıda yenilebilir enerji ürettiler

Boğaziçi Üniversitesi’nin Kilyos’da bulunan Sarıtepe Kampüsü’nde yer alan Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Araştırma Laboratuvarı’nda (BURET) düşük sıcaklıklardaki ısı kaynaklarını kullanan Organik Rankine Çevrimi teknolojisi ile düşük maliyetli enerji üretimini gerçekleştirdi. Güneş, jeotermal, atık ısı gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ile güç üreten ısıl çevirim teknolojisi hem otomotiv hem de enerji sektörünün organik rankine çevriminin sanayide kullanılması için uygulamaya yönelik araştırmalar ve tasarruflu enerji için çok önemli bir proje olacak.

Boğaziçi Üniversitesi sürdürülebilir ve yeşil kampüs olma yolundaki vizyonu ve uygulamalarıyla Kilyos’ta bulunan Sarıtepe Kampüsü’nü bir araştırma merkezine dönüştüren Boğaziçi Üniversitesi’nin Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Araştırma Laboratuvarı’nda (BURET) enerji teknolojileri üzerine öncü araştırmalar yürütülüyor.

Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Günay Anlaş, ve Kilyos Sarıtepe Kampüsü Koordinatörü Doç. Dr. Hasan Bedir, BURET’de süren “Güneş, jeotermal, atık ısı gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak güç üreten ısıl çevirim teknolojileri’’ Projesi’ni tamamladı. Çalışma çerçevesinde, teknolojisi sanayi işbirliği ile, düşük sıcaklıklardaki ısı kaynaklarının kullanıldığı Organik Rankine Çevrimi enerji teknolojileri geliştirildi.

Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Günay Anlaş, Boğaziçi Üniversitesi Kilyos Sarıtepe Kampüsü’nün Yeşil Kampüs olarak tasarlandığını ve burada yenilenebilir enerji teknolojileri alanında araştırma ve uygulamalar geliştirildiğini belirtti. Boğaziçi Üniversitesi Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Araştırma Grubu bünyesinde 2015 yılında hayata geçirilen Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Araştırma Laboratuvarı’nda Makine Mühendisliği, İnşaat Mühendisliği’nden bir proje ekibinin çalışmalar yürüttüğünü aktaran Anlaş ve Bedir şu bilgileri verdiler:BURE T Laboratuvarı güneş, jeotermal, atık ısı gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını güce dönüştüren teknolojileri araştırmak amacıyla kuruldu. Bu enerji kaynaklarının nasıl ve ne yönde kullanılacağı konusunda endüstriye hizmet eden araştırmalar yapmak hedefiyle yola çıkıldı.

BURET Laboratuvarı’nda Anlaş ve Bedir yürütücülüğünde İSTKA destekli ‘’Güneş, jeotermal, atık ısı gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak güç üreten ısıl çevirim teknolojileri’’ projesi tamamlandı. Bu doğrultuda, düşük sıcaklıklardaki ısı kaynaklarını kullanabilen Organik Rankine Çevrimi teknolojisi üzerine çalışmalar yapılıyor. Su ve yüksek basınçlı buhar yerine, organik akışkan kullanıldığı için Organik Rankine Çevrimi olarak adlandırılan bu sistemde sudan daha düşük sıcaklıkta kaynayan, organik akışkanlar kullanılıyor. Elektrik üretimi için geleneksel olarak çok düşük kabul edilen ısı kaynaklarının başında jeotermal kaynaklar, atık ısı ve güneş geliyor.

Avustralya’daki Queensland Üniversitesi, ABD’de ise Arizona State ve Washing Universitesi (St. Louis) ile yenilenebilir enerjiler kapsamında akademik işbirliği içinde olan Boğaziçi Üniversitesi Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Araştırma Grubu, hali hazırda Türkiye’de hem otomotiv hem de enerji sektörünün organik rankine çevriminin sanayide kullanılması için uygulamaya yönelik araştırmalar gerçekleştiriyor. Avrupa’da bir benzerine nadir rastlanabilecek laboratuvar ortamında üretilen veri sanayi ile paylaşılıyor. Laboratuvarda Organik Rankine Çevrimi’nin yanı sıra Rüzgâr Tüneli, Genleştirici Test Sistemi ve Yoğunlaştırıcı Güneş Sistemi gibi ekipmanlarla çalışmalar yürütülüyor.

FASELİS / TÜRKİYE’DE ENERJİ

Çöp gazı santraline güç verecek

İstanbul, TÜRKİYE28 Ağustos 2017—GE (General Electric), ülkedeki en büyük çöp gazı üreticisi ITC-Ka Enerji Üretim Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin sahip olduğu üç yeni çöp gazı tesisine Jenbacher* biyogaz motor teknolojisini ve Predix’in güç verdiği myPlant* Varlık Performans Yönetimi (APM) çözümünü sağlayacağını duyurdu.

ITC Genel Müdürü Erdoğan Göğen, “Çöp gazı tesislerimizdeki organik sebze, meyve ve bahçe atıkları, Antalya, Eskişehir ve Alanya’daki evsel atıkların %50’den fazlasını oluşturuyor. Üç tesis toplamda civar konutlardan yıllık 1.387.000 ton şehirsel atık işleyecek. GE’nin kendini kanıtlamış, yüksek verimli, düşük emisyonlu Jenbacher biyogaz motorları, karbondioksit salınımlarını azaltmamıza imkan tanırken, organik atığın ısıya ve elektriğe dönüştürülmesinde sıfır atık hedefimize ulaşmamızı sağlayacak” dedi ve ekledi, “Ankara’daki Mamak Entegre Katı Atık Yönetimi tesisinin serasında da benzer olarak domates ve çilek yetiştirilmesi için ısıdan yararlanılıyor. Böylece Ankara sakinleri, Mamak atık gömme tesisinin dezavantajlarından etkilenmek yerine, yeni bir sebze ve meyve tedarikçisi kazanmış oldu.

Bu yeni üç çöp gazı tesisi, organik atıkları yenilenebilir enerjiye ve ısı üretebilen biyogaza dönüştürecek. Üretilen biyogaz, Eskişehir’de dört, Antalya’da dokuz ve Alanya’da üç tane Ecomagination sertifikalı GE Jenbacher J420 biyogaz motoruna enerji verecek. Ortak Azot Oksit limitinin maksimum %50’sini üretmek üzere yapılandırılmış olan bu motorlar, ülke şebekesine 22 MW elektrik sağlayacak. Bu da üç şehirde yaklaşık 30 bin konuta yetecek kadar elektrik üretileceği anlamına geliyor.

GE, Jenbacher biyogaz motorlarına ek olarak gaz motorları için motor çalışma süresini ve verimliliğini artıran ve yaşam döngüsü maliyetlerini azaltan myPlant Varlık Performans Yönetimi (APM) dijital çözümünü de sunacak. GE’nin bu çözümü, ITC’nin jeneratör setlerine uzaktan erişimini, optimize edebilmesini ve sorunları gidermesini sağlarken, güvenilirliği ve performansı etkileyen olayları önlemek için öngörülebilir analizleri kullanmasına da imkan tanıyacak. Parçalara yönelik uzun süreli servis hizmeti de projenin kapsamında (59.999 çalışma saatine kadar) yer alıyor. GE’nin uzun vadeli iş ortağı Topkapı Endüstri de kurulum hizmetleri sunacak.

GE’nin Yerinde Enerji Üretim iş kolu Servis Genel Müdürü Margherita Adragna konuyla ilgili şöyle konuştu: “Türkiye’nin enerji kullanımının 2030’a kadar %4,5 hızla büyümesi bekleniyor. Bu nedenle yakıt maliyetlerini düşürmenin yolu yüksek verimlilikten geçiyor. Enerji üretim kapasitesi; katı biyokütle, jeotermal, biyogaz ve sanayi atıkları kullanımıyla 200 MW’ın altındayken, ülkenin büyük yenilenebilir kaynak potansiyelinden yararlanmak çok önemli.[1] Jenbacher biyogaz motor teknolojimiz, ITC’nin uygun maliyetli ve çevre dostu bir çözüm yoluyla müşterilerinin artan ihtiyaçlarını karşılamasına yardımcı olacak. ITC, sorunları oluşmadan tespit eden öngörülebilir analizlerin kullanıldığı Jenbacher gaz motorlarına yönelik myPlant Varlık Performans Yönetimi çözümünün Türkiye’deki bu ilk uygulaması sayesinde, duruş sürelerini azaltıp varlık ömrünü uzatırken, bakım maliyetleriyle operasyon riskini dengeleyebilecek.

GE’nin Avusturya’da Jenbach’daki Distributed Power tesisinde üretilecek ekipmanın, 2017’nin ikinci yarısında hizmete girmesi bekleniyor.

ITC’nin Entegre Katı Atık Yönetim Sistemleri Hakkında

ITC’nin entegre katı atık yönetimi sistemleri, ITC Invest Trading & Consulting AG’nin uygulamaya koyduğu geri dönüşüm, bertaraf ve ıslah yöntemlerini temel alan yenilikçi teknolojiler sunmaktadır. Sistem; vahşi depolama sahalarının rehabilitasyonu, düzenli depolama alanlarının projelendirilmesi ve işletilmesi, biyometanizasyon, gazlaştırma-yakma ile enerji üretimi, atıktan türetilmiş yakıt üretimi, ambalaj ve hafriyat atıklarının geri kazanımı, tehlikeli ve tıbbi atıkların bertaraf edilmesi gibi süreçlere odaklanan bir dizi faaliyetlerden oluşmaktadır. Uygulamaların amacı, gömülecek atık miktarını en aza indirerek atık sahalarının ömrünü uzatmak; nihai hedef ise atık gömme sahasına duyulan ihtiyacı ortadan kaldırmaktır. Bu doğrultuda, şirketin AR-GE çalışmaları sayesinde yenilikçi teknolojiler geliştirilmiş ve atık yönetimine yepyeni bir perspektif kazandırılmıştır.

GE Yerinde Enerji Üretim Grubu Hakkında

GE Yerinde Enerji Üretim (GE Distributed Power), kullanım yerinde ya da yakınında, enerji üretimine ve gaz sıkıştırmaya odaklı motorların, enerji ekipmanlarının ve servisinin lider tedarikçilerinden biridir. GE Yerinde Enerji Üretim; küresel olarak birçok endüstri için 100 kW ila 10 MW enerji üreten; verimli, yakıt konusunda esnek, endüstriyel gaz motorlarından oluşan geniş bir portföy sunuyor. Dünyanın herhangi bir yerinde ve herhangi bir zamanda, ticari hedeflerinize ve başarı ölçütlerinize ulaşmanızı sağlamak amacıyla dünya çapında 35 bin gaz motoru için yaşam döngüsü desteği de sunuyoruz. 150’yi aşkın ülkedeki servis sağlayıcılarımızdan aldığımız destekle, GE’nin küresel servis ağı, servis ihtiyaçlarınızın yerel olarak hızla giderilmesi için çalışıyor. GE Yerinde Enerji Üretim’in merkezi Jenbach, Avusturya’dır.

GE Enerji Hakkında

GE Enerji, enerjinin üretiminden tüketimine kadar enerjinin tüm değer zincirinde teknoloji, çözüm ve servis hizmetleri sunan bir dünya lideridir. Dünyanın ilk dijital endüstriyel şirketi olarak tüm kaynak ve ölçeğimizi birleştirerek elektrik endüstrisini dönüştürüyoruz. 150’den fazla ülkede faaliyet gösteren müşterilerimizle birlikte şehirlerin aydınlatılması, ekonomilerin geliştirilmesi ve dünyanın birbirine bağlanması için dünyanın üçte birinden fazlasına güç veriyoruz. Daha fazla bilgi için www.gepower.com web adresini ziyaret edebilir, @GE_Power Twitter adresinden ve LinkedIn’den takip edebilirsiniz.

GE Hakkında

GE, dünyanın dijital endüstriyel şirketi olarak; birbiriyle bağlı, iletişim kurabilen ve öngörülebilir yazılımlara sahip makine ve çözümleri ile endüstriyi dönüştürüyor. GE’deki her iş kolu aynı teknolojiye, pazara, yapıya ve bilgiye erişim sağlayan GE Store ile küresel olarak bilgi alışverişi gerçekleştiriyor. Her icadımız, bulunduğumuz endüstrilerdeki inovasyon ve uygulamaları daha ileri taşıyor. Çalışanlarımız, hizmetlerimiz, teknolojimiz ve ölçeğimiz ile endüstrinin dilini konuşuyor ve müşterilerimiz için daha iyi sonuçlar üretiyoruz. www.ge.com

GE Türkiye / TÜRKİYE’DE ENERJİ