27.3 C
İstanbul
Perşembe, Temmuz 17, 2025
Ana Sayfa Blog Sayfa 136

Yüksek faturadan kurtulmanın kestirme yolu

Enerji sektöründe bir ilke daha imza atan Kolen Enerji faturaniyolla.com isimli mobil servisi elektrik tüketicilerinin hizmetine sundu. Cep telefonundan elektrik faturasının fotoğrafını faturaniyolla.com adlı mobil servise gönderen aboneler, kendileri açısından avantaj olabilecek her detayı öğrenme şansına sahip oluyorlar.

Elektrik enerjisi pazarının serbestleşmeye başlaması ile birlikte tüketicinin faydasına ve memnuniyetine dair gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. Her ne kadar indirim oranları 2017’de beklendiği gibi gitmese de serbest tüketiciler elektriği her halükarda tedarik şirketlerinden, devletin açıkladığı tarifelerden daha ucuza aldılar, almaya da devam ediyorlar. Rekabet ortamı alınan hizmetin kalitesini de yükselttiği için tüketiciler aldıkları hizmetten de eski yıllara nispeten daha memnunlar. Neticede rekabet; şirketleri indirimli faturanın yanı sıra tüketicinin hayatını kolaylaştırmak için başka ne tür hizmetler verebilecekleri noktasında zorluyor. En basit örneğiyle bir dönem elektrik faturamızı ödemek için kuyruk beklerken bugün enerji şirketlerinin neredeyse bütün bankalarla anlaşmaları var. Telefon, internet, mobil cihazlar marifetiyle fatura ödeme gibi farklı kolaylıklar sunuyorlar.

Müşterilerine her zaman en iyi hizmeti verme konusunda çabalarını sürdüren KOLEN, hayata geçirdiği faturaniyolla.com adlı mobil hizmetiyle sektörde yepyeni bir adıma imza attı. “Yüksek Faturadan kurtulmanın kestirme yolu” sloganıyla hizmete başlayan servis, elektrik kullanıcılarının yüksek faturalardan kurtulabilmesinin önünü açmayı hedefliyor.

Daha ziyade mobil dünyayı kullanmayı hedefleyen www.faturaniyolla.com adlı servisin, kullanım kolaylığından dolayı çok tercih edilen bir mecra haline gelmesi bekleniyor. Servis şu an yalnızca başvuru alıyor. Akıllı cep telefonları, üzerinden kolaylıkla işlem yapabildiğiniz servisi kullanmak için telefonunuza herhangi bir uygulama (aplikasyon) falan indirmenize gerek yok. Elektrik faturanız yüksek geliyorsa, bundan rahatsızsanız, telefonunuzla direk www.faturaniyolla.com adresine gittiğinizde işlem yapabiliyorsunuz.

Servis, sektörde “ilk”leri abonelerine yaşatma iddiasında olan şirketlerden KOLEN tarafından hizmete sunuldu. KOLEN Genel Müdürü Kaya Uğur Karayurt; “Daha önce WhatsApp’tan Elektrik”, “Ön Ödemeli Elektrik” gibi hizmetleri sektörde ilk defa hayata geçirirken, ‘Sektörde abonelerimize sadece fiyat avantajı değil, ilkleri, farklı katma değerli servisleri yaşatma, sektörün en iyi bilinen markası olma sevdasındayız’ demiştik. Bu sevdamız devam ediyor. Zorlu geçen 2017 yılı bizi hedeflerimizden koparmadı. Milletimize, devletimize, ülkemize inanıyoruz.” dedi.

Servisin “Yüksek faturadan kurtulmanın kestirme yolu” sloganıyla yola çıktığını belirten Kolen Genel Müdürü Kaya Uğur Karayurt,Faturaniyolla.com sadece indirim talep etmek için kullanılan bir uygulama değil. Sloganından da anlaşılacağı üzere “Yüksek faturadan kurtulmanın kestirme yolu” yüksek faturadan kurtulmak için sanki mobil danışmanlık alıyorsunuz. Faturanızdaki endüktif, kapasitif yani reaktif enerjiden kaynaklı, ödememeniz gereken bedelleri ödeyip, ödemediğinizi, hangi tüketici (abone) grubunda, hangi tarifede, hangi tarife sınıfında olduğunuzu yada tüketim profilinize göre hangisinde olmanın sizin için daha avantajlı olacağını danışabileceğiniz bir hizmet. Birim fiyatınız, indirim oranınız, vize tarihi, güç bedeli, güç aşımı olup olmadığı ve benzer birçok konuyu danışabilirsiniz. Bir anlamda cebinizdeki ücretsiz enerji danışmanınız dersek yanılmış olmayız” diye konuştu.

Elektrik aboneleri faturaniyolla.com adlı hizmete akıllı cep telefonları, bilgisayar, tablet ve dizüstü bilgisayarlarından girip faturalarındaki mevcut indirim bilgilerini öğrenme şansına sahip olabiliyorlar.

Kolen Hakkında:

KOLEN, Koloğlu Holding yatırımı enerji şirketi. Holding’in Esgaz, İzmirgaz, Naturgaz, Etki Liman A.Ş., Boğaziçi Elektrik, Çamlıbel Elektrik, Akdeniz Elektrik, Akköy A.Ş. Hidrogen A.Ş. Kuzey Enerji A.Ş. gibi son derece önemli enerji yatırımları bulunmakta. Enerji sektörüne yatırımlarını sürdürmekte olan grubun Gümüşhane’de yıllık 1.232.000.000 kWh üretim kapasiteli Akkoy-1 ve Akköy-2 santralleri, yine aynı bölgede yıllık 834.000.000 kWh kapasiteli Doğankent, Kürtün, Torul santralleri, Antalya’da yıllık 98.000.000 kWh üretim kapasiteli Yalnızardıç santral yatırımları, yine grup şirketi Hidrogen’in 255 MW’lık iki üniteden oluşan 510 MW’lık santral yatırımı bulunmaktadır.

2014, 2015, 2016 yıllarında her yıl yıllık yüzde yüzün üzerinde bir büyüme hacmi yakalayan KOLEN 2017 yılını da yine yüzde yüzün üzerinde bir büyüme ile kapatmayı planlamaktadır.

 

 

Türkiye’den Azerbaycan’a güçlü iş birliği

Bu sene 100. yaşını kutlayacağı 2018 yılında elektrik anahtar ve priz sektöründe global pazar lideri olmayı hedefleyen Panasonic, bu hedefine ulaşmak için gerçekleştirdiği aksiyonlarına her geçen gün bir yenisini ekliyor. Türkiye’de son yıllarda gerçekleşen en büyük yatırımlardan birisine imza atarak VİKO markasını bünyesine katan ve Panasonic Eco Solutions Elektrik Sanayi ve Tic. AŞ unvanıyla faaliyet göstermeye başlayan kuruluş, Türkiye ve bölge ülkelerine de büyük önem veriyor. Kuruluş, son olarak Azerbaycan’da Santral Elektrik iş birliği ile önemli bir organizasyona imza attı.

Elektrik anahtarı ve priz sektöründe global pazar liderliğini hedefleyen Panasonic, bu vizyonuna ulaşmak için en güçlü adımlardan birini VİKO’ya yaptığı yatırımla birlikte attı.  Türkiye’de Panasonic Eco Solutions Elektrik Sanayi ve Ticaret AŞ unvanıyla faaliyet göstermeye başlayan kuruluş, AMEA Bölgesine dair gelecek hedefleri kapsamında başta Azerbaycan olmak birçok ülkedeki varlığını giderek güçlendiriyor. Asya, Afrika, Orta Doğu ve Avrupa’da 70’ten fazla ülkeye ihracat gerçekleştirerek ürünlerini dünyanın dört bir yanındaki müşterileri ile buluşturan Panasonic Eco Solutions Türkiye, kendi sektöründe Azerbaycan liderliğini hedefliyor.

“Daha büyük başarılar inşa edeceğimize olan inancımız tam…”

Panasonic Eco Solutions Türkiye, Azerbaycan’a verdiği önemin bir yansıması olarak ülke distribütörü Santral Elektrik iş birliğinde geçtiğimiz günlerde önemli bir organizasyona imza attı. Bakü’deki JW Marriott Absheron Otel’inde gerçekleşen programa, Santral Elektrik CEO’su Fərid Farhadzade, Panasonic Eco Solutions Türkiye Genel Müdürü Nusret Kayhan Apaydın, AMEA Bölgesi Satış Müdürü Oğuzhan Seferoğlu, Kurumsal İletişim Yöneticisi İlker Çelik’in yanı sıra yaklaşık 120 konuk katılım gösterdi. Programın açılış konuşmasını yapan Santral Elektrik CEO’su Fərid FarhadzadePanasonic ve Santral Elektrik iş birliğini çok önemsediklerini ve birlikteliğin pazardaki başarılarını her geçen gün artıracağına inandıklarına vurgu yaptığı konuşmasında tüm katılımcılara teşekkür etti. Daha sonra söz olan Panasonic Eco Solutions Türkiye Genel Müdürü Nusret Kayhan Apaydın ise “Azerbaycanlı müşterilerimizle, buluşmaktan ötürü çok mutluyuz. Tıpkı geçmişte olduğu gibi önümüzdeki süreçte de siz değerli Azerbaycanlı müşterilerimizle birlikteliğimizi üstelik çok daha güçlü bir şekilde geleceğe taşıyacağımıza ve Santral Elektrik iş birliğinde Azerbaycan’da çok daha büyük başarılar inşa edeceğimize olan inancımız tamdır. Bir Azeri atasözü der ki ‘Birlik nerededir, dirlik oradadır.’ Biz de Santral Elektrik ve sizlerle birlik olacağız, çok daha başarılı bir geleceğe doğru birlikte yürüyeceğiz” şeklinde konuştu.

Apaydın’ın ardından sahne alan AMEA Bölgesinden Sorumlu Satış Müdürü Oğuzhan Seferoğlu ise şirket tanıtım sunumu eşliğinde mevcut ürün gamı hakkındaki bilgileri katılımcılarla paylaştı. Programın son bölümünde sunulan yemekte sahne alan Azeri sanatçının söylediği şarkılar konuklara eğlence dolu dakikalar yaşattı.

PANASONİC / TÜRKİYE’DE ENERJİ

Sinpaş GYO VE Sinpaş Yapı birleşme kararı aldı

Sinpaş Grubu kurulduğu 1974 yılından bugüne, 43 yıldır konut sektöründeki liderliğini sürdürmektedir. Türkiye’de nitelikli, markalı konutun lider markası her geçen yıl konut alıcısının güvenini de kazanarak büyümeye devam ediyor.

Sinpaş Grubunun gayrimenkul alanındaki yatırımları İstanbul’la sınırlı kalmayarak Ankara, Bursa, Denizli, Gaziantep, Marmaris, Frankfurt (Almanya) ve Riyad’a kadar (Suudi Arabistan) uzanmıştır. 2007’de kurularak Borsa İstanbul’da halka arz edilen Sinpaş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. hisseleri hâlâ borsada işlem görmektedir. Sinpaş Yapı ise, o tarihten bugüne portföyündeki gayrimenkul hisseleri ve Sinpaş GYO’nun ilgi alanına girmeyen alanlarda gayrimenkul geliştirerek büyümüştür.

Grup içinde Sinpaş markalı iki şirket; iki ayrı organizasyon şeması, iki ayrı marka stratejisi, iki ayrı genel gider yükü, ikiye ayrılmış yatırım bütçesi gibi verimlilik adına sorgulanabilecek unsurlar taşıyordu. Gelişen, değişen dünyada daha az genel giderle daha verimli reklam, pazarlama ve satış ortamının sağlanması için Sinpaş markalı iki şirket, daha büyük bir öz kaynakla borsada yer almayı hedefleyerek güçlerini birleştirme kararı almıştır.

Sinpaş Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Çelik, yaptığı açıklamada “Grubumuzun Sinpaş markalı iki şirketi olan Sinpaş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. ile Sinpaş Yapı Endüstrisi A.Ş.’nin Sinpaş GYO bünyesinde birleştirilmesine, birleşme için SPK’ya başvurulmasına karar verilmiştir. Bu kararımızın ardından borsada hisselerimize yatırım yapan ortaklarımızın kârlı çıkmasını da hedefliyoruz. Bu birleşmenin sektörümüze, hissedarlarımıza, ülkemize hayırlı olmasını dilerim” dedi.

Gayrimenkul sektörünün gelişmesine ve prestij kazanmasına katkı sağlayan öncü firmalardan biri olmaktan gurur duyan Sinpaş, yeni yapılanmasıyla Türkiye’ye değer katacak projeler üretmeye devam edecektir.

SİNPAŞ BASIN / TÜRKİYE’DE ENERJİ

Proje ile GAP Bölgesi’nde ilklere imza atıldı

GAP Bölgesi’nde Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Kullanımının ve Enerji Verimliliğinin Arttırılması Projesi, Association of Energy Engineers (Enerji Mühendisleri Derneği) tarafından Atlanta’da düzenlenen 40. Dünya Enerji Mühendisliği Kongresi’nde, “Ortadoğu Bölgesi’nde Yılın Enerji Projesi” ödülünü aldı.

Konu hakkında konuşan GAP İdaresi Başkanı Sadrettin Karahocagil şunları söyledi: ”Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği sektörlerinin bölgemizde gelişmesini sağlamak amacıyla yürüttüğümüz projemizin enerji yönetimi konusunda dünyanın saygın kurumlarının birisinden ödül almasından ve uluslararası alanda takdir görmesinden dolayı mutluluk duyuyoruz. Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği alanındaki çalışmalarımız, konunun iklim değişikliği, çevrenin korunması, endüstriyel kaynak verimliliği ve kentleşme boyutları da dâhil olacak biçimde, önümüzdeki dönemde de devam edecektir.”

GAP Bölgesi’nde Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Kullanımının ve Enerji Verimliliğinin Arttırılması Projesi GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı (GAP BKİ) tarafından, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) işbirliği içinde yürütüldü.

Proje ile GAP Bölgesi’nde ilklere imza atıldı
Proje ile yenilenebilir enerji kaynaklarının hem bölgenin ihtiyaçları doğrultusunda elektrik ve ısı üretimindeki kullanımının yaygınlaştırılması, hem enerji verimliliğinin iyileştirilmesine yönelik faaliyet ve eylemlerin gerçekleştirilmesi, hem de bölge için öngörülen sürdürülebilir büyüme yaklaşımının desteklenmesi hedeflendi.

Proje kapsamında bölgesel ölçekte ilk yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği eylem planı hazırlandı. Sanayide enerji verimliliğinin iyileştirilmesine yönelik bölgedeki kalkınma ajansları ile ortak mali destek programı oluşturuldu. Böylece, bölgedeki sanayi işletmelerinde enerji verimliliği konusunda farkındalığın artırılması, bölgede üretim yapan sanayi işletmelerinde enerji verimliliğine yönelik tedbirlerin belirlenmesi ve uygulanması sağlandı. GAP Bölgesi için bir ilk olan Enerji Verimliliği Danışmanlık Kuluçka Merkezi kuruldu. Merkez, sanayide ve binalarda enerji verimliliğinin artırılması için enerji denetimlerinin yapılmasında ve danışmanlık hizmetlerinin sağlanmasında önemli bir rol oynuyor. Alman Pasif Ev Enstitüsü’nün EnerPHit kriterine göre tasarlanan ve tadilatı yapılan GAP Enerji Verimliliği Danışmanlık ve Kuluçka Merkezi binası, Türkiye’de tadilat görmüş bina kategorisinde EnerPHit sertifikasına sahip ilk ve tek enerji etkin bina olma özelliği taşıyor.

Ayrıca bölgenin enerji denkleminde çok önemli bir yer tutan sulama pompalarının sahadaki çalışma koşul ve karakteristiklerinin ortaya çıkarılması için sulama pompalarında enerji verimliliği ölçüm ve analizi yapıldı. Buna ek olarak güneş enerjili sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması için pilot uygulamalar gerçekleştirildi.

Tarımsal atıklardan katı yakıt elde edilmesi amacıyla Bitkisel Pelet Üretim ve Pazarlama Kooperatifi kuruldu ve kooperatife üretimi destekleyecek teknik ekipman alındı. Günde 25 ton, yılda 5.000 ton bitkisel pelet üretim kapasitesi bulunan tesis, hem kooperatif yapısı hem de bitkisel atıkların değerlendirilmesi itibarı ile GAP Bölgesi’nde ilk olma özelliği taşıyor.

Projenin uluslararası ağ geliştirme stratejisi kapsamında, 2016 yılında Association of Energy Engineers’in Türkiye temsilciliği kurulmuştu. Harran Üniversitesi GAP Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Merkezi (GAP-YENEV), Enerji Mühendisleri Derneği’nin (Association of Energy Engineers-AEE) Türkiye temsilciliği görevini yürütüyor.

Faselis/Türkiye’de Enerji

Almanlar Türk partner arıyor

Türk ekonomisindeki büyüme Almanların iştahını kabartıyor. Türk firmalarının Almanya’da yatırım yapmasını isteyen Almanya’nın Mecklenburg-Vorpommern eyaleti Türkiye’de yatırımcı avına çıktı.

Almanya’nın Mecklenburg-Vorpommern eyaletinden bir heyet İstanbul ve İzmir’de Türk iş dünyasına yatırım olanaklarını anlatmaya hazırlanıyor. 10 Ekim 2017 tarihinde İstanbul’da Türk işadamları ile bir araya gelecek olan heyet, 11 Ekim 2017 tarihinde Ege İhracatçı Birlikleri’nde Ege iş dünyası temsilcilerine Mecklenburg-Vorpommern eyaletinin yatırım fırsatlarını anlatacak.

Mecklenburg – Vorpommern Eyaleti’ nin Ekonomi, Çalışma ve Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Dr. Stefan Rudolph’un sunum yapacağı toplantıda ‘Türkiye ve Mecklenburg – Vorpommern Eyaleti arasındaki ticari ilişkiler’ ve ‘Birinci elden başarı hikayeleri’ konulu sunumlar da gerçekleştirilecek.

Mecklenburg – Vorpommern Eyaleti Avrupa’nın kalbinde

Mecklenburg-Vorpommern Eyaleti’nin Avrupa’nın kalbinde merkezi bir konuma sahip olduğu belirten Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk, MecklenburgVorpommern Eyaleti’nin Doğu Avrupa ve Batı Avrupa ile İskandinavya arasında köprüler oluşturduğunu, Mecklenburg-Vorpommern’in son 20 yılda, çeşitli sektör yatırımcıları için cazip bir konum haline geldiğini kaydetti.

Türkiye ile Almanya arasında ticaretin gelişmesi için her fırsatı değerlendirdiklerini dillendiren Ünlütürk, geçtiğimiz Mayıs ayında Almanya Federal Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği işbirliğinde, “Türk-Alman Ekonomi Günü”nü Ege İhracatçı Birlikleri’nde başarılı bir şekilde organize ettiklerini hatırlattı.

 

Mecklenburg-Vorpommern Eyaleti’nin modern altyapısı, uygun ticari ve endüstriyel alanları, Baltık Deniz’ine doğrudan erişim, ideal otoyolları, demiryolu, deniz ve hava bağlantıları sayesinde ekonomik olarak Avrupa’nın en gelişmekte olan bölgesine dönüştüğü bilgisini paylaşan Ünlütürk, “Birinci sınıf altyapı, eğitim ve araştırma tesisleri, lojistik ağlar açıkça görülüyor. Mecklenburg-Vorpommern bu nedenle tüm yatırımcılar için ideal koşullar sunuyor. Türkiye’nin ve Ege Bölgesi’nin en büyük dış ticaret partneri olan Almanya’da yatırım yapmayı düşünen sanayici ve işadamlarımızın toplantıya katılımları yeni işbirliği fırsatlarını doğuracaktır. Yeni başarı hikâyeleri yazmak isteyen işadamlarımız 11 Ekim’de bu toplantıda olmalı. Türkiye ile Almanya arasında tarihe dayanan güçlü bağlar var bu bağlar karşılıklı ticaretimizi arttıracak enerjiyi bize veriyor” diye konuştu.

Ege İhracatçı Birlikleri’ndeki toplantıya katılacak olan işadamları Almanya’nın Mecklenburg-Vorpommern eyaleti ve mevcut yatırım ve teşvik imkanları hakkında daha fazla bilgi edinebilecekleri gibi, toplantı sonrasında heyetteki isimlerle bire bir görüşme fırsatını da elde edecek. Toplantıya Almanya İzmir Başkonsolosu Rainer Lassig’de katılacak ve açılış konuşmasını yapacak.

Türkiye’nin ihracatında Almanya zirvede

Türkiye 2016 yılında, Almanya’ya 14 milyar dolar ihracat yapmışken, 2017 yılının 9 aylık döneminde Almanya’ya gerçekleştirdiğimiz ihracat; 2016 yılının 9 aylık dönemine göre yüzde 7’lik artışla 10 milyar 100 milyon dolardan, 10 milyar 817 milyon dolara çıktı.

Otomotiv ve Yan Sanayi Sektörü; 3 milyar 237 milyon dolarlık ihracatla Almanya’ya ihracatta lider sektör olurken, Hazırgiyim ve Konfeksiyon Sektörü 2 milyar 400 milyon dolarlık ihracatla ikinci sektör oldu. Bu sektörleri, 1 milyar 3 milyon dolarlık ihracatla Demir-Çelik Sektörü, 807 milyon dolar ile Elektrik-Elektronik Sektörü ve 641 milyon dolar ile Kimya Sektörü izledi.

Faselis/Türkiye’de Enerji

Perakende Türkiye’de Dönüşürken Büyüyor

PageGroup uzmanları, mercek altına aldığı perakende sektöründe, Türkiye’nin beş yıllık gelir performansı gelişimi ve tüketim harcamalarıyla Avrupa’nın en iyi 10’u arasında yer alacağını öngörüyor. Şirketin Perakende Bölümü Yöneticisi Ezgi Güneser, sahada yaptıkları çalışma ve araştırmalara dayanarak; “Nüfus artışı, kentleşme ve artan hane halkı harcamaları, ülkede satın almayı güçlendirdi. Yerli perakende sektöründe, yıllık %9’luk ortalama bir büyüme oranı bekleniyor. Avrupa genelinde ise perakende tüketimi durağan seyrini devam ettirdiğini söyleyebiliriz. Geçtiğimiz yıl Avrupa, siyasi ve toplumsal karışıklıktan, dünyayı şok eden insani bir krize kadar birçok zorlukla karşı karşıya kalmasına rağmen ekonomisi ve tüketimi fırtınanın üstesinden gelebilecek kadar esnek olduğunu da unutmamak gerekir. “ diyor.

Perakende sektörünün Türkiye’deki geleceği internet ortamında parlıyor.

Sektörde kabuk değişiminin 2020 yılı ve sonrasında hızlanacağına dikkat çeken PageGroup uzmanları, internet ortamındaki ticaretin tüketici alışkanlıklarını etkilediğini vurguluyor. Farklı kanallardan gelen sektörel analizler yakın gelecekte ülkemizdeki tüketicilerin erişimde, sanal ya da gerçek ayırımı yapmaksızın, ürünleri tek bir marka olarak algılamaya eğilimli olacağını gösteriyor. Bu nedenle perakendecilerin, dijital platformlar aracılığıyla tüketicilerle bire bir ilişki kurma çabasını arttırması bekleniyor.

Türkiye’nin çevrim dışı-çevrim içi perakende stratejisinde en çok göze çarpan noktaları ise Ezgi Güneser şöyle özetliyor;

Yatırımlarda öncelikler değişiyor

Perakende sektöründe dağıtım ve lojistik profesyonelleri, kategori ve ürün yöneticilerinin geniş çapta işe alımıyla, dijital ticaret (çevrim içi) platformlarına yatırımlar arttı. Türkiye’de çevrim içi perakende kazançlarının yükselmesiyle birlikte, tüketimi arttırmayı amaçlayan çevrim içi strateji eğilimleri de güçlendi.

Kişisellik alışverişi tetikliyor

Kişiselleştirilmiş perakende stratejileri, yerli pazarda gelişmiş CRM (müşteri ilişkileri yönetimi) ve SMS (kısa mesaj) eğilimleriyle destekleniyor. Markalarla oluşturulan kişisel ilişki hissiyle tüketicilerin her zaman her yerde satın alma talepleri tetikleniyor.

Büyük verinin gücü

Büyük verilerin derinlemesine analizi ve güçlü müşteri ilişkileri, yeni müşteri kazanımlarına ve sadakatin artmasına imkan sağlıyor. Farklı markalar için müşteri davranışlarını derleyen, özelleştirilmiş kampanyalar hazırlayan ve müşteri davranışları hakkında bilgi sağlayan uygulamalar satışları yükseltiyor. Yeni sistemler sayesinde kararsız çevrim içi müşteriler takip edilerek, ya fiziksel olarak mağazalara yönlendiriliyor ya da kaçırılmış fırsat gibi sunulan ürünlerle SMS kampanyalarına dahil ediliyor.

Faselis/Türkiye’de Enerji

En çevre dostu ambalaj malzemesi cam

Avrupa’nın ve dünyanın beşinci büyük cam ambalaj üreticisi Şişecam Cam Ambalaj’ın üye olduğu Avrupa Cam Ambalaj Üreticileri Federasyonu’nu (FEVE) tarafından yayınlanan yeni sektör verilerine göre Avrupa’da cam ambalaj üretimi 2016 yılında tonaj olarak yüzde 2,9, adet bazında ise yüzde 2,1 oranında büyüme kaydetti. FEVE’nin araştırmasına göre bu büyümenin en önemli etkeni Avrupa’da cam ambalaja artarak devam eden talep.
FEVE’nin araştırması, Avrupa Birliği ülkeleri ve uluslararası yeme-içme pazarı için Avrupa’da üretilen cam ambalajın 2016 yılında, toplam hacimde 20,9 milyon tona ya da başka bir deyişle 75,9 milyar adede yükseldiğini gösteriyor.
Cam, 2016 yılında, bir yandan içecek pazarının önde gelen ambalajlama malzemesi olmayı sürdürürken diğer yandan da gıda, su ve süt ürünleri sektöründeki payını giderek artırdı. 2016 verilerine göre her iki Avrupalı tüketiciden biri üç yıl öncesine göre daha çok cam ambalaj kullanıyor. Avrupalıların %75’i ise camı en çevre dostu ambalaj olarak görüyor.
FEVE Başkanı Johan Gorter, araştırmaya ilişkin yaptığı açıklamada, sektör olarak cama olan bu yüksek talebi, kullanıcıların cam endüstrisine ve cam ambalaja olan güveninin bir işareti olarak gördüklerini söyledi. Gorter, 2012 yılından bu yana, sektörün tonaj olarak yüzde 5,8, adet olarak ise yüzde 6,1 oranında artış kaydettiğini belirtti. Tüketicilerin, satın aldıkları ürünü sağlıklı koruma özelliği ve sürdürülebilir, çevreci yapısı nedeniyle cama yöneldiğine dikkat çeken Gorter, “Sektör olarak camı tüketicilere daha iyi anlatabilmek ve tercihlerini bu çevreci ambalaja yönlendirebilmek bizim en temel görevlerimiz arasında yer alıyor” dedi.

Faselis/Türkiye’de Enerji

IFC’den Tüpraş’a kredi

İstanbul, 4 Ekim 2017 – Dünya Bankası Grubu kuruluşu IFC (Uluslararası Finans Kurumu), Türkiye’nin rafineri şirketi ve en büyük sanayi kuruluşu Tüpraş’a yaklaşık 100 milyon dolar tutarında kredi sağladı. IFC kredisi ile yeni yatırımlar gerçekleştirecek olan Tüpraş, üretim süreçlerinde ve enerji tüketiminde verimliliğini artırırken ayrıca araştırmaya ve çevre yatırımlarına öncelik verecek.

IFC kredisi ile Tüpraş, İzmir, İzmit ve Kırıkkale Rafinerilerine ham petrol kullanımını optimize etme ve sülfür emisyonlarını azaltma amacıyla kükürt azaltma üniteleri ilave edecek. Ayrıca İzmir Rafinerisinde bulunan sürekli kataliz rejenerasyonlu platformer ünitesi şarj işleme kapasitesi arttırılacak, böylelikle katma değeri daha yüksek ürünler üretilerek Tüpraş’ın rekabet gücünün yükselmesi sağlanacak.

Tüpraş CFO’su Doğan Korkmaz, Tüpraş’ın müşterilerine sürdürülebilir çözümler sunmak için sürekli olarak mevcut en iyi teknolojilere yatırım yapmakta olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti: “İlave kükürt azaltma ünitesi kapasitesi sayesinde Tüpraş, 2020 yılında devreye girecek düşük kükürtlü yakıt düzenlemeleri öncesinde, denizcilik sektörünün düşük kükürtlü yakıt ihtiyacını karşılamaya hazır hale gelecek. Bu kapsamda IFC’nin sağlamış olduğu uzun vadeli kredi ile doğan ortaklık Tüpraş’ın daha da yüksek çevresel standartlara ulaşmasını sağlayacaktır.”

Türkiye’de geçen 20 yılda rafineri ürünleri için talep yaklaşık yılda 2.5% oranında büyüme gösterdi. IFC kredisi, Tüpraş’ın ve dolayısı ile Türkiye’nin kaynak verimli ve yüksek katma değerli yerel üretim kapasitesini artırmasına destek olacak.
IFC Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi Sanayi, Tarım ve Hizmetler Yatırımları Direktörü Carsten Müller yaptıkları yatırım ile ilgili şunları söyledi: “Tüpraş gibi sanayi devlerinin sürdürülebilir uygulamalara ve kaynak verimliliği projelerine yatırım yapması diğer kuruluşlara da örnek olması açısından son derece önemli. Bu finansman Tüpraş’ın hali hazırda uyguladığı büyük modernizasyon projesine ve ArGe yatırımlarına katkı sağlayarak yüksek çevre standartlarında daha fazla katma değerli ürünler üretmesine ve rekabetçi gücünü artırmasına vesile olacaktır.”

IFC tüm dünyada faaliyet gösterdiği ülkelerde sürdürülebilir ekonomik kalkınmayı desteklemek için erişilebilir, güvenilir ve sürdürülebilir enerjiye yatırım yapmaktadır. Daha temiz enerji üretimi yapmak için çalışan şirketleri desteklemenin yanı sıra, IFC yılda yaklaşık yüzde 20 artan ve toplamı yaklaşık 1 milyar doları bulan yatırım miktarı ile dünyanın en büyük yenilenebilir enerji yatırımcısı konumundadır.

IFC Türkiye’de 50 yılı aşkın bir süredir özel sektörü desteklemektedir. Türkiye IFC’nin tüm dünyada en çok faaliyet gösterdiği ikinci ülke konumundadır. IFC, Dünya Bankası Grubu Ortaklık stratejisi çerçevesinde 2012-2017 mali yılları arasında Türkiye’de 5 milyar dolar yatırım yaparak özel sektörü kalkındırmıştır.

Faselis/Türkiye’de Enerji

İGDAŞ projelerine Amerika’dan 12 ödül

Dünyanın en prestijli iş ödüllerinden biri olarak gösterilen Stevie Awards 2017’de İGDAŞ’a 12 ödül birden verildi. New York’ta gerçekleştirilen törende İGDAŞ aldığı ödüllerle Türkiye’ye büyük bir gurur yaşattı.

60 farklı ülkeden 4 bini aşkın sayıda başvuru alan dünyanın en saygın iş ödüllerinden Stevie Awards’a İGDAŞ damga vurdu. Bu yıl 14’üncü kez gerçekleştirilen ödül töreni için iki farklı proje ile 12 dalda finalist olma başarısı gösteren İGDAŞ, İstanbul’a 2 altın, 1 gümüş ve 9 bronz olmak üzere 12 ödülle döndü.

SEKTÖRE YÖN VEREN ÖDÜLLERİN SAHİBİ OLDU
Ödüle layık görülen İGDAŞ Akademi Projesi ile Yılın Özgün Tasarımlı Eğitim Platformu ve Yılın En İyi Eğitim Yönetimi Çözümleri kategorilerinde altın, İş Gücü Geliştirme ve Eğitim kategorisinde bronz, Teknik Eğitim Programı, Farklı Eğitim Programları, Yılın Endüstriyel/Teknik Özgün Eğitim Platformu kategorilerinde bronz olmak üzere toplam 6 ödül kazandı. İGDAŞ (3Y) Yalın Yönetim Yolu Eğitim Programı ise Liderlik Gelişim Programları, Yönetici Gelişim Programları, Mesleki Gelişim Eğitim Programları, Yetenek Gelişimi Eğitim Programı, İş Gücü Geliştirme ve Eğitim Programları, Farklı Eğitim Programları kategorilerinde altı bronz ödül almaya hak kazandı.

“İGDAŞ’TA İNSANA YATIRIM BİR GELENEKTİR”
Törende İGDAŞ’ı Genel Müdür Mehmet Çevik, Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Kızak, Özel Kalem Müdürü Sinan Keleş ve Dış İlişkiler ve Eğitim Müdürü Murat Şeralioğlu temsil etti. Ödülü İGDAŞ adına bizzat alan Genel Müdür Çevik, “Kurum olarak ödüller almaya alışığız ancak uluslararası arenada en prestijli ödül olarak anılan Stevie ödülüne birçok kategoride layık görülmek bizi hem mutlu etti hem de gururlandırdı. Odağına müşterilerini ve çalışanlarını alan insan odaklı bir şirket olarak, yaptığımız yatırımların böyle değerlendirildiğini görmek güzel bir duygu. İGDAŞ’ta insana yatırım bir gelenektir. Bu projelere özverili çalışmaları ile hayat veren ekibime de teşekkür ediyorum. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bir kuruluşu olarak burada ülkemizi ve İstanbul’umuzu temsil ettik. Artık çıtayı daha da yükselterek yepyeni projelerle çalışmalarımızı sürdürme hedefindeyiz. Ayrıca İGDAŞ sektörün bir okulu olarak 2-3 Kasım’da 20’den fazla ülkeyi İstanbul’da ağırlayacak. INGAS 2017’de dünyanın en önemli enerji kaynaklarından doğal gazın geleceği konuşulacak” dedi.

Faselis/Türkiye’de Enerji

Doğalgaza alternatif: Güneş enerjisiyle uyumlu kombi

Türkiye’nin ısı teknolojilerindeki yerli üreticisi DAXOM’un güneş enerjisiyle uyumlu çalışan elektrikli Naviels model kombileri, doğalgaz bulunmayan yerlerdeki binaların ısınma ve sıcak su ihtiyacını, petrol türevi yakıtlardan çok daha ucuza, kömür ve odun kullanımına göre ise daha güvenli ve temiz koşullarda karşılıyor. Kalorifer tesisatı içindeki suyun, elektrik enerjisi ile ısıtılması prensibiyle çalışan Daxom marka kombiler, 30 metrekareden 600 metrekareye kadar büyüklükteki mekanları ısıtabilecek kapasiteye sahip bulunuyor. Tam modülasyonlu özelliği sayesinde istenilen oda sıcaklığına göre tükettiği enerji miktarını ayarlayabilen ürün, dokunmatik ekranıyla, kullanıcılara büyük kolaylık sağlıyor. Daxom Naviels elektrikli kombiler, günlük 3, haftalık 21 farklı sıcaklık değerinde programlanabiliyor. Tek fazlı ve üç fazlı modelleri bulunan 70*40*23 cm ölçülerindeki ürün, Türkiye genelindeki 350’ye yakın noktada ve www.daxom.com.tr adresinde satışa sunuluyor.

Havaların soğumasıyla birlikte ısınma çözümlerine yönelik alternatifler de gündeme gelmeye başladı. Üretimini İstanbul’daki tesislerinde gerçekleştiren DAXOM, doğalgaz bulunmayan yerler için geliştirdiği Naviels model elektrikli kombisi ile bireysel ve ticari konutlara yerden veya radyatör ısıtma seçeneği sunarken, sıcak su ihtiyacını da uygun maliyetlerle karşılıyor.

Dilediğiniz saat diliminde, dilediğiniz sıcaklığı ayarlayın!

DAXOM Naviels elektrikli kombi üzerinde bulunan dokunmatik ekran, kullanıcılarına gün içinde farklı zamanlarda farklı sıcaklık değerlerini programlayabilme avantajı sunuyor. İstediğiniz zaman, istediğiniz sıcaklığı ayarlamanıza imkan veren bu program, ısınma konforunun yanı sıra aynı zamanda önemli ölçüde enerji tasarrufu da sağlıyor. Güneş enerjisiyle de uyumlu çalışan ürün; ikili donma koruma, aşırı ısınma, akış kontrol, susuz çalışma ve ikili aşırı basınç emniyet sistemleri ile donatılmış bulunuyor.

Türkiye’de üretilen ve ülke geneline yayılan geniş servis ağına sahip bulunan Daxom marka elektrikli kombiler, 5 yıla uzanan garanti süreleriyle satışa sunuluyor. ürünler hakkında detaylı bilgi için www.daxcom.com.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.

 

Teknik Özellikler

Elektrik Bağlantısı                                      Volt                              220                                380

Su debi aralığı ΔT 25C                               l/dak.                           5,8                                 13,8

Kullanma Suyu Min.Su Basıncı              bar                                0,3

Kullanma Suyu Max.Su Basıncı             bar                                10

BAĞLANTILAR

Kullanma Soğuk Su Bağlantısı              inç                                 1/2”

Kullanma Sıcak Su Bağlantısı              inç                                   1/2”

Kalorifer Gidiş Bağlantısı                     inç                                   3/4”

Kalorifer Dönüş Bağlantısı                  inç                                   3/4”

Kapsite Aralığı                                       kW                                   10                                     24

DAXOM Hakkında:

2004 yılından bu yana DAXOM ticari markası ile ısı cihazları sektöründe faaliyet gösteren firma başlangıçta, yurt dışından ithal ettiği ürünleri Türkiye pazarına sunarken, şu anda İstanbul Ümraniye’deki yaklaşık 2 bin 500 metrekarelik kapalı alanda yılda ortalama 17-18 bin adet yoğuşmalı duvar tipi kazan, elektrikli kombi, hermetik şofben, yoğuşmalı şofben ve elektrikli şofben üretimi gerçekleştiriyor. Ülke geneline yayılan 50’ye yakın toptancı bayinin yanı sıra yaklaşık 350 satış noktası ve yaygın servis ağı ile hizmet veren Daxom, bireysel kullanım dışında yüksek kapasiteli yoğuşmalı şofbenleri ile de toplu konut, otel, hastane, yurt gibi yerlerin de ısıtma ve sıcak su ihtiyaçlarına kurumsal çözümler sunuyor.

Mass İletişim / TÜRKİYE’DE ENERJİ

EPDK heyeti STAR Rafineri’yi ziyaret etti

Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (EMEA) Bölgesi’nin en büyük petrol operasyonlarından olan STAR Rafineri’yi Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz, EPDK kurul üyeleri ve bürokratları ziyaret etti. Heyet, SOCAR Türkiye CEO’su Zaur Gahramanov ve STAR Rafineri Genel Müdürü Mesut İlter ev sahipliğinde saha ziyaretinde de bulundu

SOCAR Türkiye’nin en büyük projelerinden biri olan ve İzmir’in Aliağa ilçesinde 6 milyar dolarlık yatırımla inşa edilen STAR Rafineri’yi, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz, EPDK kurul üyeleri ve bürokratları ziyaret etti. SOCAR Türkiye CEO’su Zaur Gahramanov’un SOCAR’ın Türkiye’deki projelerini anlattığı toplantıda, STAR Rafineri Genel Müdürü Mesut İlter de yüzde 95’i tamamlanan rafineri hakkında bilgi verdi.

STAR Rafineri Genel Müdürü Mesut İlter, inşaatı bu yılın sonunda tamamlanacak rafineride, 14 ülkeden 3 bini mühendis olmak üzere 19.500 kişinin çalıştığını belirterek, inşaatın tamamlanmasının ardından, 2018 yılının üçüncü çeyreğine kadar mekanik testlerin devam edeceğini belirtti. İlter, “Türkiye’nin en büyük yerlileşme projelerinden biri olan STAR Rafineri’nin faaliyete geçmesinin ardından petrol ürünleri ithalatında her yıl 1.5 milyar dolar civarında tasarruf sağlanacak. STAR Rafineri, aynı zamanda dünyanın en çevreci, en verimli ve en ileri teknolojisine sahip rafinerilerinden biri olma özelliğini taşıyacak” dedi. STAR Rafineri’nin Türkiye’de, özel sektörün tek noktaya yaptığı en büyük yatırım olduğuna dikkat çeken İlter, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin ilk Stratejik Yatırım Teşvik Belgesi’ne sahip projesi olan STAR Rafineri, yıllık 10 milyon ton ham petrol işleme kapasitesine sahip. 1.6 milyon metreküplük depolama kapasitesi bulunan STAR Rafineri’de, yıllık 1.6 milyon tonluk nafta üretiminin yanı sıra 5 milyon ton düşük kükürtlü motorin, 1.6 milyon tonluk jet yakıtı, 300 bin ton LPG, 1 milyon ton petrokimya hammaddesi üretilecek.”

Başkan Mustafa Yılmaz önderliğinde bilgilendirme toplantısına katılan EPDK heyeti, daha sonra 2018’in üçüncü çeyreğinde faaliyete geçecek olan STAR Rafineri sahasını ziyaret etti.

Faselis/Türkiye’de Enerji

Tarifeni seç, elektrikte indirime geç!

AKSA Elektrik, tarifeleriyle serbest elektrik tüketicilerinin yüzünü güldürmeye devam ediyor. Sürekli AKSA, Zamsız AKSA, Merhaba AKSA, Esnek AKSA gibi özel tarifeleriyle dikkat çeken AKSA Elektrik, tüketicilere elektrikte indirim ve avantajlarla dolu bir dünyanın kapılarını açıyor.

AKSA Elektrik’in tarifeler dünyası tüketicilerine farklı seçenekler sunmaya devam ediyor. AKSA Elektriğin Sürekli AKSA, Zamsız AKSA, Esnek AKSA ve Merhaba AKSA Serbest Tüketici Tarifeleri, sabit fiyat garantisinden indirime kadar pek çok avantaj sunuyor.

AKSA Elektrik Tarifeler Dünyası tüketiciler için avantajlar sunuyor

Sürekli AKSA tarifesi, aylık elektrik fatura bedeli 82 TL ve üzerinde olan tüm serbest tüketicilere avantajlı tarifeyi sürekli olarak indirimli sunuyor. Sürekli AKSA 12 tarifesi ise 1 yıl boyunca faturadaki aktif enerji birim fiyatı üzerinden değişmeyen oranda indirim sağlıyor. AKSA 24 tarifesi de aynı avantajı tam 2 yıl boyunca sunuyor.

Zamsız AKSA tarifesiyle serbest tüketiciler, elektriği zamsız olarak almaya devam ediyor. Faturadaki aktif enerji birim fiyatı da 1 yıl boyunca sabitleniyor. Elektriğe zam gelse bile aktif enerji birim fiyatı 1 boyunca değişmeden sabit kalıyor.

Merhaba AKSA tarifesiyle 18 aylık sözleşme yapan serbest tüketiciler ilk ay elektrik faturasını ödemiyor.

Esnek AKSA tarifesi ise aylık elektrik fatura bedeli 82 TL ve üzerinde olan tüm serbest tüketicilerin, AKSA’nın avantajlı tarifesinden süre taahhüdü vermeden hizmet almasına olanak sağlıyor.

Tüketim ayrımı gözetmeksizin tüm abone gruplarını avantajlı fırsatlarından yararlandıran AKSA Elektrik’e başvurular, 444 4 610 numaralı çağrı merkezinden, web sayfasından, 0533 155 2572 numaralı Whatsapp hattından ve Türkiye genelindeki AKSA Satış ve Müşteri Hizmet Noktaları üzerinden yapılabiliyor.

Faselis/Türkiye’de Enerji

TürkAkım boru hattına çevre onayı verildi

TürkAkım Boru Hattı deniz kesimine ilişkin ÇED raporu Türk makamlarınca onaylandı

Amsterdam, 3 Ekim 2017

Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TürkAkım Gaz Boru Hattı Projesi Deniz Bölümüne ait Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) nihai raporuna ilişkin olumlu kararını yayımladı.

http://www.csb.gov.tr/gm/ced/index.php?Sayfa=duyurudetay&Id=335814

ÇED süreci

Nihai ÇED raporunun hazırlanmasında kapsamlı bir istişare süreci yürütüldü. 21 Haziran tarihinde ÇED taslak raporunun yayımlanmasının ardından, Türk makamları tarafından konuyla ilgili yirmi üç kurum ve kuruluştan oluşan İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) kurulmuştu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, taslak ÇED raporuna ilişkin soru ve yorumları almak üzere 4 Temmuz tarihinde İDK üyelerinin katılımıyla bir toplantı düzenledi. İDK üyelerinin taslak rapora ilişkin görüşlerini yazılı olarak sunmasının ardından rapor gelen yorumlar doğrultusunda gözden geçirildi. İDK üyelerinin tamamı ÇED raporu konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığına olumlu görüş vermiş bulunuyor. Onaylanan ÇED raporuna şu adresten ulaşılabiliyor:

http://eced.csb.gov.tr/ced/jsp/ek1/9200

Raporda, TürkAkım projesinin açık deniz kesiminin olası çevresel ve toplumsal etkilerine ilişkin bilgilerin yanı sıra, olası olumsuz etkilerin giderilmesi ve olumlu etkilerin güçlendirilmesine yönelik önerilere yer veriliyor.

ÇED raporu hazırlanırken, proje faaliyetlerinin olası çevresel ve toplumsal etkilerini belirlemek, değerlendirmek ve belgelemek üzere çeşitli saha çalışmaları gerçekleştirildi. Değerlendirmeler kapsamında, kamu kurumları, bölge sakinlerinin temsilcileri ve balıkçılık örgütleri gibi çeşitli paydaşların görüşlerine başvuruldu.

ÇED raporu, TürkAkım proje sahibi olan South Stream Transport B.V. adına ELC Group Inc. tarafından hazırlanıp sunuldu.

 

Turkish government approves EIA for TurkStream Offshore Section

Amsterdam, 3 October 2017

The Turkish Ministry of Environment and Urbanization announced the final approval of the Environmental Impact Assessment (EIA) for the offshore section of the TurkStream Offshore Gas Pipeline.

http://www.csb.gov.tr/gm/ced/index.php?Sayfa=duyurudetay&Id=335814

The EIA process

A thorough consultation process resulted in the final EIA. After publishing the draft EIA on 21 June, the Turkish government established a Review and Evaluation Commission (REC), consisting of 23 relevant institutions and authorities. On 4 July, the Ministry of Environment and Urbanization organized a meeting with the REC members in order to ask questions and provide feedback on the draft EIA. Subsequently, the REC members submitted their opinions on the draft EIA in writing. The EIA has been amended in line with these opinions. All REC members have now provided a positive opinion on the EIA to the Turkish Ministry of Environment and Urbanization. The approved EIA is available online.

http://eced.csb.gov.tr/ced/jsp/ek1/9200

The EIA consists of information on the potential environmental and social impacts of the offshore section of the TurkStream project. It also includes recommendations for the mitigation of the potential adverse impacts and enhancement of the beneficial ones.

In preparation of the EIA, field surveys were conducted to identify, assess and document potential environmental and social impacts of project activities. As part of the assessment, various Turkish stakeholders, including government experts, local community representatives and fishing groups, were consulted.

The EIA was prepared and submitted by ELC Group Inc. on behalf of South Stream Transport B.V., the project owner of the offshore section of the TurkStream Project.

StratejiCo Basın / TÜRKİYE’DE ENERJİ

Kimya ihracatında zirve ABD’nin

Kimya sektörü ihracatta yakaladığı yükseliş ivmesini Eylül ayında da sürdürdü. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) verilerine göre; Eylül ayında kimya ihracatı geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 16,77 artarak 1 milyar 283 milyon dolara ulaştı. Sektörün dokuz aylık dönemdeki ihracatı ise yüzde 15,34 artış ile 11 milyar 886 milyon dolara yükseldi. Eylül ayında en çok ihracat gerçekleştirilen ülkeler sıralamasında zirveye ABD oturdu.

Kimya sanayi yılın başından bu yana ihracatta yakaladığı yükselişi Eylül ayında da devam ettirdi. Türkiye’nin en çok ihracat gerçekleştiren üçüncü sektörü konumundaki kimyanın Eylül ayındaki ihracatı geride bıraktığımız yılın aynı ayına göre yüzde 16,77 artışla 1 milyar 283 milyon dolara ulaştı.

İhracatta zirve ABD’nin…

Sektörün en önemli hedef pazarlarından ABD, Eylül ayında en çok ihracat yapılan ülke oldu. İhracatta mesafe tanımayan kimya sanayicileri geçtiğimiz ay ABD’ye yüzde 196 artışla 91 milyon 846 bin dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Sektörün ihracatında ABD’den sonra ilk 10’da yer alan diğer ülkeler ise; Almanya, Mısır, Irak, İspanya, Çin, İtalya, Bulgaristan, Romanya ve İran oldu.

Anorganik kimyasallar ihracatındaki yükseliş trendi sürüyor

Alt sektörler kimya ihracatının itici gücü olmaya devam ediyor. Plastikler ve mamülleri yüzde 10,56 artış ve 416 milyon 821 bin dolarlık ihracatla alt sektörler bazında ilk sırada yer alırken mineral yakıtlar, yağlar ve ürünleri yüzde 32,14 yükseliş ve 251 milyon 206 bin dolarlık ihracatla ikinci sırada yer aldı. Anorganik kimyasallar Eylül ayında da sektörün ihracatından aldığı payı artırmayı sürdürdü ve üçüncülüğünü korudu. Anorganik kimyasal ihracatı yüzde 57,63 artış ile 127 milyon 762 bin dolara ulaştı.

Sektörün dokuz aylık ihracat performansına bakıldığında ise Ocak – Eylül döneminde kimya sanayi ihracatının yüzde 15,34 artışla 11 milyar 886 milyon dolara ulaştığı görüldü. Bu dönemde en çok ihracat yapılan ülkeler; Birleşik Arap Emirlikleri, Almanya, Irak, ABD, Mısır, İtalya, İran, İspanya, Yunanistan ve İngiltere olarak sıralandı.

Kimya sektörünün Eylül ayı performansını değerlendiren İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz şunları söyledi: “Eylül ayı ihracat rakamlarımız ve bölge dağılımları hedef pazar stratejilerimizin doğruluğunu kanıtlar nitelikte. Sene başından beri vurguladığımız gibi komşu ülkelerde yaşanan ihracat kayıplarını farklı bölgelerle dengelememiz gerekiyor. Geçtiğimiz ay ABD, kimya ihracatının zirvesinde yer aldı. Almanya, İspanya, İtalya, Bulgaristan ve Romanya gibi AB ülkeleri ise ilk onda sıralandı. Kimya sanayinin ihracatında ABD ve AB ülkeleri önemli bir konumda bulunuyor. Özellikle yüksek katma değerli ürünlere olan talepleri bu ülkeleri daha da kritik bir noktaya taşıyor. ABD’ye ihracattaki yükselişte bu ülkeye yönelik ürün ve markalaşma stratejileri kadar yoğun bir çalışma dönemi sonunda hayata geçirdiğimiz Türk Ticaret Merkezlerinin olumlu katkısı olduğu şüphesiz. Firmalarımıza özellikle ABD gibi uzak ülke pazarlarına açılmada önemli destekler sunuyoruz. Dünya genelinde Ticaret Merkezlerimizin sayısı arttıkça ihracatımıza da olumlu yönde yansıyacaktır. Ayrıca Başbakanımızın açıkladığı 100 bin ihracatçı hedefine ulaşmak için ihracat yapmayan firmalarımızı da teşvik etmeye çalışıyoruz. Bu gayretlerimizin önümüzdeki aylarda ihracat artışlarına destek olacağı inancındayız.”

Faselis/Türkiye’de Enerji

Kojenerasyon ile enerji maliyetlerinde yüzde 40 avantaj

Sanayi firmaları yükselen enerji maliyetlerine çözümü kojenerasyonda buldu. Enerjinin tüketildiği yerde üretilmesini sağlayan kojenerasyon yatırımları arz güvenliği sağlıyor ve enerji maliyetlerini yüzde 40 oranında azaltıyor

Enerji maliyetleri üretimin olmazsa olmazı olduğu için sanayi firmaları, kaçınamadıkları bu kalemi minimize edecek çözümler arıyor. Sanayicinin imdadına yetişen kojenerasyon projeleri, üretim tesislerinin içinde enerjiyi sürekli sağlayacak şekilde dizayn ediliyor. Kojenerasyon sistemleri sayesinde iletim ve dağıtım hatlarında oluşan kayıplar ortadan kalkarken firmalar yüzde 40’a varan oranda daha ucuz enerji sağlıyor.

Projelerin analizinde doğru projeksiyonlar önemli
Kojenerasyon projelerinde doğalgazın yakılarak elektriğe çevrildiğini bildiren Enexion Enerji Danışmanlık Genel Müdürü ve Enerji Uzmanı Ceren Özdal, bu yanma sonucu ortaya çıkan ısının da tesis içindeki proseslerde kullanılması halinde avantajın yükseldiğini açıkladı. Kojenerasyonun özellikle ısı tüketimi yoğun üretim tesislerine önerildiğini belirten Özdal, firmaların gerçekten fayda elde edip edemeyeceğinin analizi için enerji profillerinin doğru bir şekilde çıkarılması ve geleceğe yönelik enerji fiyatlarının iyi analiz edilmesi gerektiğini ifade etti. Kojenerasyon projelerinin büyük ölçekli projeler olduğunu bu nedenle projeksiyonların ehil ellerde yapılması gerektiğinin altını çizen Özdal, doğru projeksiyonlarla firmaların kaç yılda yatırımını geri döndürebildiğinin güvenli ve tarafsız olarak hesaplanabildiğini söyledi.

Enerjide arz güvenliği
Kojenerasyon projeleri sayesinde üretim tesislerinde verimliliğin arttığını vurgulayan Özdal, şebekeden etkilenmeden kesintisiz ve kaliteli elektrik arzı sağlandığını da bildirdi. Enerjide arz güvenliğinin de kojenerasyon projeleri sayesinde en üst seviyeye taşındığını açıklayan Özdal, karbon ayak izinin de düşürülerek daha çevreci üretimin mümkün olduğunu bildirdi.

Nasıl avantaj sağlıyor
Kojenerasyon ile kendi elektriğini kendi üreten firmaların Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) birim maliyeti ile hat kullanım ve şebeke maliyetlerini ödemediklerini belirten Özdal, tek maliyet kaleminin doğalgaz tedariği olduğunu açıkladı.

Tek risk: Doğru doğalgaz tedarikçisini bulabilmek
Enexion olarak, firmaların kojenerasyona gerçekten ihtiyaçlarının olup olmadığını analiz edebildiklerini belirten Ceren Özdal, firmalara kaç yılda yatırımı geri döndürebileceklerine dair de doğru bir projeksiyon sağlayabildiklerini bildirdi.Piyasanın liberalleşmeye devam etmesi durumunda kojenerasyondaki tek riskin doğru doğalgaz tedarikçisini bulmak olacağınıifade eden Özdal, Enexion enerji uzmanları sayesinde doğalgaz sağlayan tedarikçiler arasından en az riskli olanlarla firmaları buluşturarak riskleri minimize ettiklerini vurguladı.

Faselis/Türkiye’de Enerji

Rumeli Topraklarına Yatırım Yapmalıyız!

Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, İstanbul Yeşilköy’de Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği (RUYİAD) tarafından düzenlenen yemekli toplantıda konuştu. Rumeli topraklarında yaşamını sürdüren insanlarımıza borcumuz olduğunu belirterek, bu bölgelere yatırım yapılmasının önemine değindi. Hazırlanan yeni bir yasa tasarısıyla birlikte, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün bu bölgelerde hayır işi yapabilmesinin de önünün açılacağını açıkladı.

Bosna’daki işsizlik oranının yüzde 40’lara çıktığını belirten Çavuşoğlu, Bulgaristan’da neredeyse genç nüfus kalmadığını, Batı Trakya’daki gençlerin de çalışmak için Batı Avrupa’ya gittiğini söyledi.

Son yıllarda Türkiye’nin bölgedeki ülkeler ile ticari iş birlikteliklerinin arttığını ancak daha daüst düzeye çıkması gerektiğini belirten Çavuşoğlu, “RUYİAD’a ve bize düşen bölgeye yönelik yatırımları artırmaktır.” vurgusu yaptı.

Çavuşoğlu sözlerine şöyle devam etti:
“Tarihimizi, hatıralarımızı, geçmişimizi orada kalan insanlarımıza emanet ettik. Onlara borçluyuz, sahip çıkmalıyız, bunu yapmak zorundayız.”

RUYİAD Başkanı Cavit Ganiç de bölgede yatırım yapmak isteyen tüm iş insanlarına hem fikir hem de projelendirme desteklerinde bulunabileceklerini vurgularken, bu adımların Balkan ülkeleriyle olan iş birlikteliklerini arttırabileceğini söyledi.

Tarihi ve Kültürel Eserler Yeniden Ayağa Kalkıyor!

Türkiye’nin Rumeli topraklarına önemli destekleri olduğuna değinen Çavuşoğlu, yıkılmaya yüz tutmuş, kendi haline bırakılmış onlarca tarihi ve kültürel eserin yeniden ayağa kaldırıldığını, ihya edildiğini ifade etti.

Faselis/Türkiye’de Enerji

Ticarette Malezya baharı çiçek açıyor

Avrupa Birliği ile gerileyen ticaret, komşu ülkelerdeki siyasal ve ekonomik istikrarsızlık Türk ekonomisinde endişeye sebep oluyor. Ancak tüm karamsar havaya rağmen içimizi ısıtan haberler de gelmeye devam ediyor.
Gelişmekte olan ülkeler arasından doğal zenginlikleri ve teknoloji odaklı üretim teknikleri ile güçlü bir ekonomiye sahip olan Malezya ile Türkiye arasındaki ticaret iki yılda iki katına çıkarak 3 milyar dolar seviyesine yükseldi. Türkiye ile Malezya arasındaki toplam ticaret hacmi 2017 yılının Ocak ve Temmuz dönemlerinde geçen yıla göre yüzde 64 artarak 1.62 milyar dolara yükseldi.
Malezya Ticaret Ajansı tarafından düzenlenen ikili görüşmelerde bulunmak üzere Türkiye’ye gelen Malezya Uluslararası Sanayi ve Ticaret Bakanı Dato Sri Mustapa Mohamed, iki ülke arasındaki ticaret hacmini 2020 yılında 5 milyar dolar seviyesine çıkaracaklarını ifade etti.

Ticaret Daha da Gelişecek
2015 yılında iki ülke arasında imzalanan serbest ticaret anlaşması sonucu Malezya’dan Türkiye’ye yaklaşık 3 milyar dolarlık bir ticaret hacmi oluşturduklarını ifade eden Sanayi ve Ticaret Bakanı Dato Sri Mustapa Mohamed, “İki ülke arasındaki potansiyel sektörlerdeki işbirliğini artırmak istiyoruz. Türkiye Malezya’nın en büyük 24’ncü ticaret ortağı. Eğitim, turizm, sağlık, gıda, enerji ve savunma sanayi konuları başta olmak üzere daha bir çok alanda işbirliğini geliştirmeyi düşünüyoruz” dedi.

Malezyalı İşadamları Yatırım Arıyor
Malezyalı şirketlerin 2016 yılında Türkiye’ye 2. 63 milyar dolar yatırım yaptıklarını aktaran Bakan Dato Sri Mustapa Mohamed, Malezya’nın Türkiye ile ticaret yapan ülkeler sıralamasında 41’nci sıradan 31’nci sıraya yükseldiğini ifade etti. Türkiye’yi önemli bir partner olarak gördüklerini ifade eden Malezyalı Bakan, “İşadamlarımız yurtdışında yatırım arıyor. Türkiye’de gelişmekte olan pazarlara yakınlığı dolayısıyla bizim için öncelikli pazarlardan biri. Türkiye’de çok üst düzey şirketlerle görüştük ve karşılıklı işbirliği geliştirmek istiyoruz” diye konuştu.

Bakan Dato Sri Mustapa Mohamed şöyle devam etti:
“Serbest ticaret anlaşması ile iki ülke arasında ticareti yapılan ürünlerin yüzde 70’inde vergiler kaldırıldı. Türkiye’ye yatırım yapmak isteyen Malezyalı şirketlere, Türkiye’nin jeopolitik konumundan bahsediyoruz. Avrupa ve Ortadoğu’ya bu kadar kolay açılabilecek bir kapı yoktur. Bunun somut örneği olarak da 3 milyar dolara yakın bir ticaret hacmi ortaya koyduk.”

Her Alanda Tam İşbirliği
Malezyalı Bakan Mohamed, 2016 yılında Malezya’dan Türkiye’ye 49 bin 255 turist geldiğini ve iki ülke arasında çok büyük bir turizm potansiyeli olduğunu ifade etti. Malezya Uluslararası Sanayi ve Ticaret Bakanı Dato Sri Mustapa Mohamed, Türkiye ile Malezya arasında eğitim alanında işbirliği için de iyi niyet protokolü imzalandığını belirterek, “Bu protokol ile iki ülke arasında akademisyen, öğretim üyesi, araştırmacı, uzman ve öğrenci değişimi daha rahat bir şekilde yürütülecek. Bilgi ve eğitim içeriğinin iki ülke arasındaki değişimini sağlayacak bu protokolün önemli artılarından biri de burs olanaklarının artırılmasıdır. Şu anda 276 Malezyalı öğrenci Türkiye’de eğitim görüyor ve 71 öğrenci burs imkanından faydalanıyor” diye konuştu.

Malezya’nın Türkiye’ye sattığı en önemli ürün:
1. Palmiye Yağı ve palmiye tabanlı ürünler 510 milyon dolar
2. Metal Üretimler 360 milyon dolar
3. Tekstil, kıyafet ve ayakkabı 235 milyon dolar
4. Kimyasallar ve Kimyasal Ürünler 199 milyon dolar
5. Elektrik – Elektronik Ürünler 131 milyon dolar

 

Malezya’nın Türkiye’den aldığı 5 önemli ürün:
1. Tekstil, kıyafet ve ayakkabı, 37 milyon dolar
2. Makina ve teçhizatları 31 milyon dolar
3. Kimyasallar ve Kimyasal Ürünler, 30 milyon dolar
4. Petrol ürünleri 27 milyon dolar
5. Meyve ve diğer tarım ürünleri 26 milyon dolar

Malezya’da Yatırım Yapan En Büyük Türk Firmaları:
Evyap
Novaplast
Tepe Kimya

Türkiye’de Yatırım Yapan En Büyük Malezya Firmaları:
Khazanah
Malaysia Airports Holdings Berhad (MAHB)
Tenaga Nasional Berhad (TNB)

 

Faseis/Türkiye’de Enerji

Danıştay’ın yaz saati kararı uygulanmalı

Yaz saatinin kalıcı hale getirilmesine toplumun her kesiminden tepkiler gelmeye devam ediyor. İhracatının yüzde 89’unu Avrupa ülkelerine yapan Egeli hazırgiyim ihracatçıları yaz saati uygulamasının kalıcı hale gelmesine tepki gösterdi.

Danıştay İdari Davalar Genel Kurulu’nun yaz saatini kalıcı hale getiren Bakanlar Kurulu karanının yürütmesini durdurmasının ardından tartışma yeniden alevlendi.

Yaz saatinin kalıcı hale getirilmesiyle birlikte Türkiye ile İngiltere arasında 3 saatlik,Almanya, İspanya, Fransa gibi ülkelerle 2 saatlik fark oluştuğuna işaret eden Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Emre Kızılgüneşler, “Çalışma saatlerimiz arasındaki uyumsuzluk makası iyice açılıyor, öğleden önceki mesaiyi tamamen kaybediyoruz.Ancak saat 14.00’den sonra iş görüşmelerine geçebiliyoruz. Çalışanların sabah karanlığında işe gelmek durumunda kaldıkları için yaşanan motivasyon kaybı da verimliliği olumsuz etkiliyor” diye konuştu.

Danıştay’ın kararı her kesim için bir fırsat

Danıştay İdari Davalar Genel Kurulu’nun yaz saatini kalıcı hale getiren Bakanlar Kurulu karanının yürütmesini durdurmasının bu konuda eski uygulamaya dönüş için bir fırsat olduğunu ifade eden Kızılgüneşler şöyle devam etti: “Hükümet, aldığı kararın arkasında durmak ve geri adım attı izlenimi vermek istemeyebilir. Bu kararı alanlar açısından empati yaptığınızda haklılık payları da olabilir. Ancak, toplumun büyük kesiminin bu uygulamadan memnun olmadığı ortada. Bu şartlarda Danıştay’ın aldığı karar hem hükümeti, hem de bu uygulamadan mutsuz olan kitleleri rahatlatacak bir karar. Hükümeti yanlıştan dönmek için bu fırsatı değerlendirmeye davet ediyoruz.”

Yaz saati uygulamasının kalıcı hale gelmesine başından beri karşı çıktıklarını hatırlatan EHKİB Başkanı Kızılgüneşler, “Hazır giyim sektörünün yıllık 17 milyar dolarlık ihracatının yüzde 72-73’ü, Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin yıllık 1 milyar 224 milyon dolarlık ihracatının yüzde 89’u Avrupa’ya yapılıyor. Türkiye’yi Euro bölgesinden uzaklaştıracak her türlü adımın ticaretimize olumsuz yansıdığını deneyimlerimizle biliyoruz” dedi.

Kalıcı yaz saati uygulaması ile 540 milyon TL, bir başka değişle 150 milyon dolarlık enerji tasarrufundan söz edildiğine vurgu yapan Kızılgüneşler, “Bu konuda Elektrik Mühendisleri Odası (EMO)’nın, kalıcı yaz saatine geçilmesi nedeniyle elektrik tüketiminin azalmadığı, aksine geçen senenin aynı dönemine göre 2015 ve 2016 yılları Kasım ayları kıyaslandığında yüzde 6.53 oranında artış olduğuna ilişkin bir raporu var. Biz hem maddi hem de psikolojik olarak kaybettiklerimizin daha fazla olduğunu düşünüyoruz.AB ile saat farkımız yeniden açılmaz ise biz bu rakamın daha fazlasını ihracat ile ülkemize kazandırabiliriz” diyerek sözlerine son verdi.

Faselis/Türkiye’de Enerji