34.4 C
İstanbul
Perşembe, Temmuz 17, 2025
Ana Sayfa Blog Sayfa 129

Enerji ithalatçısı ülkeler için en avantajlı dönem

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) ev sahipliğinde Dünya Enerji Görünümü 2017 Türkiye tanıtım toplantısı yapıldı. Toplantıda, Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Dr. Fatih Birol Dünya Enerji Görünümü 2017 Raporu’nu (World Energy Outlook 2017) paylaştı. Dr. Fatih Birol­, enerji ithalatçısı ülkeler için bu dönemin çok önemli olduğuna dikkat çekerek, “2000’de 5 olan ithalatçı ülke sayısı 2020’de 51 ülkeye çıkacak. Rusya ihracatını sürdürecek. ABD, Kanada ve Avustralya da yeni ihracatçı olarak pazara giriyor. Enerji ithalatçıları bu dönemi kaçırırlarsa çok büyük hata olur” dedi

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) ev sahipliğinde düzenlenen Dünya Enerji Görünümü 2017 (World Energy Outlook 2017) Raporu’nun Türkiye sunumu toplantısı 15 Aralık 2017 Cuma günü yapıldı. Raporun sunumu, Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Dr. Fatih Birol tarafından gerçekleştirildi.

Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve Sabancı Üniversitesi IICEC Direktörü Prof. Carmine Difiglio’nun ev sahipliğinde gerçekleşen toplantının açılışına, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız ve TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik de konuşmacı olarak katıldı.

IICEC Onursal Başkanı ve Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Dr. Fatih Birol­, konuşmasında, enerji ithalatçısı ülkeler için bu dönemin çok önemli olduğuna dikkat çekerek, “ABD, Kanada ve Avustralya da yeni ihracatçı olarak pazara giriyor. Rusya ihracatını sürdürecek. Enerji ithalatçıları için bu dönem çok avantajlı. Bu dönemi kaçırırlarsa çok büyük hata olur. 2005’te 5 olan ithalatçı ülke sayısı 2020’de 51’e çıkacak.” dedi. İklim değişikliğine de değinen Dr. Fatih Birol, bu konuda dünyanın Paris İklim Zirvesi hedeflerine ulaşmaktan çok uzak olduğunu belirtti. Yapılması gerekenleri özetleyen Dr. Fatih Birol, “Dünyadaki enerjiyi iki misli verimli kılmamız gerekiyor. Bizim için birinci yakıt enerji verimliliğidir” dedi.

Toplantının açılışında konuşan Sabancı Üniversitesi IICEC Direktörü Prof. Carmine Difiglio, IICEC olarak bu yıl Dünya Enerji Görünümü Raporu sunumuna 5’inci kez ev sahipliği yapmaktan dolayı çok mutlu olduklarını belirtti. IICEC’in düşünce, analiz ve iş dünyası dinamiklerini birleştiren bir araştırma merkezi olduğunu söyleyen Prof. Difiglio, “Araştırmalar ve devlet politikaları, sektörün sürdürülebilir aksiyonlarıyla desteklenmediği sürece kesin çıktılar üretemez. IICEC; kamu, iş dünyası ve akademi üçgeninin merkezinde olduğu için, analiz yaparak yeni araştırma yayınları ortaya çıkarıyor, enerji pazarına düzenli bilgilendirme yapıyor ve uzman ağını genişletiyor.”

Enerji arz-talep dengesini uzun vadeli ve güçlü bir şekilde oluşturmamız gerekiyor

TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik ise toplantının açılışında yaptığı konuşmada, enerji yatırımlarının kalkınmanın sürdürülebilirliği için stratejik bir öneme sahip olduğunu belirterek, “Küresel bir problem olan iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek bölgeler arasındayız. Ülkemiz, enerjide yaklaşık %75 oranında dışa bağımlı. Bu dışa bağımlılığı azaltmak için elimizde çok iyi bir fırsat var: Rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynakları açısından çok zengin bir potansiyele sahibiz. Bu potansiyelden maksimum derecede faydalanmalıyız” dedi.

Enerji arz güvenliğinin kalkınmanın önemli parametreleri arasında yer aldığını söyleyen Erol Bilecik, şöyle konuştu: “Türkiye’nin hem sosyal gelişme, hem ekonomik büyüme hedefleri bunu gerektiriyor. Enerji arz-talep dengesini uzun vadeli ve güçlü bir şekilde oluşturmamız gerekiyor. Bunun için de kesinlikle şeffaf, öngörülebilir ve daha rekabetçi bir piyasa tesis etmeliyiz. Enerji verimliliğinde hızla yol almayı da önemli bir hedef olarak görmemiz gerekiyor. Kamu ve özel sektör olarak, yenilenebilir enerji kaynaklarımızı maksimum derecede devreye sokacak bir ekosistemi kararlılıkla tesis etmemiz gerektiğine inanıyoruz. Bu noktada, yatırımı teşvik edecek düzenleyici çerçeveyi ve uygulamayı en etkin şekilde mümkün kılacak şebeke altyapısını kritik önemde görüyoruz.”

Açılışta konuşan TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız ise “Türkiye, son yıllarda büyümenin hızıyla enerji talebini her yıl yüzde 5 artıran bir ülke. Yenilenebilir enerji kaynaklarının Türkiye’nin avantajı olduğunu belirterek, “Özel sektörün lokomotif olduğu enerji sektöründe, üretimden dağıtıma büyüme öngörüsü var. Elektrikte liberalleşmede önemli bir aşama kaydettik. Bunu doğalgazda da yapmaya çalışıyoruz. Yenilenebilir kaynaklar olmazsa olmaz” dedi.

ABD, kaya petrolü ve kaya gazında dünya liderliğine ilerliyor

Toplantıda yaptığı sunumda özellikle ABD, Çin ve Hindistan pazarlarındaki hızlı değişime dikkat çeken IICEC Onursal Başkanı ve Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Dr. Fatih Birol­, Çin’deki değişimin bir kez daha dünya enerji piyasalarını etkileyeceğini belirterek, “Çin, nükleer enerji konusunda büyük adımlar atıyor. Maliyetleri düşürüp nükleer enerji teknolojisi ihraç eden ülke haline gelecek” dedi. ABD’de enerji sektöründe yaşananların herkesi derinden etkileyeceğini söyleyen Fatih Birol, şöyle konuştu:

“Düşen petrol fiyatlarına rağmen ABD, dünyanın en büyük kaya petrolü ve kaya gazı üreticisi olmaya devam edecek. Yeni kaynakların düşük maliyetle kullanıma açılabilmesi, ABD’nin petrol ve gaz üretimini diğer ülkelerin ulaşabildiğinden daha yüksek bir düzeye çekiyor. Doğalgazda zaten net ihracatçı olan ABD, 2020 sonu itibariyle petrolde de net ihracatçı konumuna geliyor.”

Dr. Fatih Birol, Dünya Enerji Görünümü 2017 ile ilgili şu bilgileri paylaştı:

“Rapor, küresel enerji için farklı yollar tarif ediyor. Küresel enerji ihtiyacı geçmişe kıyasla daha az, ama 2040’a kadar %30 oranında artacak. Çin, artan talebi karşılamak için 2040 yılına kadar mevcut elektrik altyapısını bir ABD kadar daha genişletmek zorunda; Hindistan’ın ise bugünkü Avrupa Birliği büyüklüğünde bir elektrik şebekesi eklemesi gerekiyor. Çin ve Hindistan’ın kullandığı teknoloji, maliyetleri düşürecek. Dünyanın giderek artan enerji ihtiyacını karşılama yöntemi son 25 yıla kıyasla büyük bir değişiklik geçiriyor. İlk sırayı doğalgaz alıyor, arkasından da yenilenebilir enerjilerin yükselişi ve enerji verimliliği geliyor. Yenilenebilir kaynaklar esas talepteki artışın %40’ını karşılıyor, elektrik sektöründe yaşanan yenilenebilir enerji patlaması, kömürün altın çağının sona erdiğine işaret ediyor. Bunun çoğunluğu da inşaat halindeki santrallerden kaynaklanıyor. Hindistan’ın enerji kaynaklarında kömürün payı 2040’ta yüzde 50’nin altına inecek. Doğalgaz kullanımı ise 2040’ta %45’e ulaşırken, elektrik sektöründe kullanım alanı giderek daraldığı için büyümeye en elverişli alan sanayi olacak. Nükleer enerjide, Çin, üretimdeki artışın başında yer alıyor. 2030 itibariyle ABD’yi geride bırakarak dünyanın en büyük nükleer enerji üreticisi haline geliyor.”

Elektrik, nihai tüketimin %40’ını oluşturacak

Elektrik enerjiden daha hızlı büyüyor. Yakın gelecekte dünya elektrik talebi %60tan fazla büyüyecek. Petrol ve doğalgazdan daha fazla yatırım alacak. Elektriğin 2040’a kadar nihai tüketimin %40’ını oluşturacak, bu da petrolün son 25 yıldaki büyümesine eşit. Elektrik talebindeki artışın üçte birini, endüstriyel elektrik motoru sistemleri oluşturuyor. Alım gücündeki artış sayesinde, milyonlarca hanede elektrikli cihaz sayısı artmakta, bunların arasında “akıllı” ve bağlantılı cihazlar önemli yer tutmakta ve soğutma sistemleri yaygınlaşıyor. Elektriğe erişimin artması sayesinde dünyada her yıl 45 milyon yeni elektrik tüketicisi ortaya çıkıyor ama bu 2030 yılında evrensel erişim sağlanması hedefine ulaşmaktan yine de uzaktır.

Faselis/Türkiye’de Enerji

Elektrik-Elektronik’e ait rakamlar, istihdam umutlarını kuvvetlendirdi

0

İstihdam Endeksi Kasım ayı verilerine göre yeni iş ilanı sayısındaki artış tüm hızıyla sürerken, özellikle lokomotif sektörlerde yüzde 30’un üzerinde seyreden yükseliş trendi üretimin canlandığına işaret ediyor. Üretimin yanı sıra; Otomotiv, Tekstil, Turizm, Elektrik-Elektronik ve Bilişim gibi sektörlere ait rakamlar, 2018’e girerken istihdama ilişkin umutları kuvvetlendirdi.

Türkiye’nin en büyük online istihdam platformu Kariyer.net’in istihdam piyasasının nabzını tutmak için yaklaşık dokuz yıldır aylık olarak yayınladığı İstihdam Endeksi’nin Kasım 2017 dönemine ait verileri açıklandı. İş günü ortalaması baz alınarak yapılan değerlendirmelere göre; kasım ayında 18.763 adet yeni iş ilanı yayınlandı, ilan sayısında bir önceki yılın aynı ayına oranla %34’lük artış yaşandı.

Kariyer.net Genel Müdürü Fatih Uysal: “Lokomotif sektör ve şehirlerde istihdam piyasası canlı”

Kariyer.net Genel Müdürü Fatih Uysal, İstihdam Endeksi Kasım ayı verilerini şöyle yorumladı: “İstihdam Endeksi kışa da son derece hareketli girdi. Yılın son çeyreğinin, geçen yıla göre lokomotif sektör ve şehirlerde ciddi artışla kapanacağını görüyoruz. Teknik pozisyonlarda görülen önemli orandaki artış dikkat çekerken, Üretim sektöründeki yüzde 40’lık artış üretimin canlandığının göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Geçen yılın aynı ayına oranla ilan sayısı yüzde 41 artan Bilişim sektörünün de önemini artırdığını görüyoruz. Bu alanda yer alan yazılım uzmanlığında gerçekleşen %50’lik artış oldukça dikkat çekici. Bunun yanı sıra; Turizm, Elektrik-Elektronik, Tekstil ve Otomotiv sektörleri de geçen yıla göre yüzde 30 oranında artış kaydeden sektörler arasında yer alıyor.”

Yazılım Uzmanında dikkat çeken artış

Öne çıkan pozisyonlarda sıralama Kasım ayında da değişmedi. Buna göre bir kez daha ilk sırayı Satış Temsilcisi (8.375 ilan) alırken, bu pozisyonu Mühendis (6.355 ilan) ve Muhasebe Elemanı (2.737 ilan) izledi. Teknisyen pozisyonu için 1.477 ilan, Satış Müdürü için 1.258 ilan, Tekniker için 1.043 ilan yayınlandı. Tüm pozisyonlarda geçen yıla göre genel bir artış gözlenirken bu ayın en dikkat çekici rakamı Yazılım Uzmanından geldi. Bu pozisyonda yayınlanan ilan sayısı geçen yıla göre yüzde 50 arttı. Benzer şekilde Mühendis ve Teknisyen pozisyonunda da yüzde 35’in üzerinde artış yaşandı. Bu da teknik pozisyonlardaki hareketlenmenin artarak devam ettiğini gösteriyor. İnsan Kaynakları Uzmanı ilanlarındaki yüzde 35’lik artış da istihdam piyasasındaki hareketliliğin işareti olarak yorumlanıyor.

İlanlarda başı çeken sektörler

Kasım ayının lider sektörleri arasında Tekstil 6.159 ilanla ilk sırayı alırken, bu sektörü 6.002 ilanla Üretim-Endüstriyel Ürünler, 5.320 ilanla Yapı, 4.955 ilanla Bilişim ve 4.785 ilanla Hizmet sektörleri takip etti. Kasım 2016’ya göre Üretim-Endüstriyel ürünlerde yüzde 40, Turizm sektöründe yüzde 38, Tekstilde yüzde 33, Elektrik-Elektronik sektöründe ise yüzde 32’lik artış kaydedildi.

Antalya ve İzmir’de istihdam piyasası canlı

İller bazında yapılan değerlendirmede, Kasım ayında geçen yıla göre en çok artış yakalayan şehirlerin Ankara, İzmir, Bursa ve Kocaeli olduğu görülüyor. Antalya yüzde 42 ile geçen yıla göre en yüksek oranı yakalarken, bu veri, Turizm sektörünün 2016’ya oranla ne kadar canlandığını gösteriyor. Ankara (%36) ve İzmir de yüksek büyüme kaydeden şehirler arasında yer alıyor. Özellikle İzmir’de geçen yıla oranla yüzde 38’lik artış yaşanması, İstanbul’dan bu kente artan göçün piyasayı hareketlendirdiğine işaret ediyor.

“İşin Olsun” piyasanın nabzını tutuyor

Kariyer.net’in iş arayan mavi yaka adaylarla en doğru işi en kısa zamanda buluşturmayı hedeflediği lokasyon bazlı iş arama uygulaması ‘İşin Olsun’un verilerine göre, Kasım ayında en çok başvuru alan mavi yaka pozisyonlar; Sekreter, Garson, Temizlik Görevlisi, Şoför/Sürücü ve Vasıfsız Eleman olarak sıralandı. En çok ilan yayınlanan ilk beş mavi yaka pozisyon ise Garson, Sekreter, Temizlik Görevlisi, Satış Elemanı ve Motorlu Kurye oldu.

Faselis/Türkiye’de Enerji

Enervis, Türkiye’nin Elektriğinin Yüzde 47’sini Tüketen Sanayinin Yol Haritasını Çizdi

Alman enerji şirketi EWE AG ve EWE Turkey Holding grup şirketlerinden Enervis işbirliği ile Nisan 2015’de başlayan “Türkiye’de Enerji Verimliliği – EnEffTurN (Energy Efficiency in Turkey Now)” projesi sona erdi. EWE Bursagaz Genel Müdürlük Binasında gerçekleştirilen kapanış toplantısında, projenin genel değerlendirmesinin yanı sıra işletmelerin enerji verimliliğine bakış açısı, uygulamaları ve Inovatif Enerji verimliliği çözümleri üzerine panel düzenlendi. Projeye finansman sağlayan Alman yatırım şirketi DEG ve EWE AG’den proje koordinatörlerin yanı GOSB (Gebze Organize Sanayi Bölgesi Teknik Müdür Yardımcısı Hülya Kaynak, BTSO (Bursa Ticaret ve Sanayi Odası) Enerji Konseyi Başkanı Erol Dağlıoğlu ve Bursa Enerji Verimliliği Derneği- ENVERDER Başkanı Dr. Mustafa Uysal, Bursa Makine Mühendisleri Odası Başkanı İbrahim Mart, Bursa Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Remzi Çınar ve projeye katılan 20 sanayi kuruluşunun üst düzey yöneticileri de toplantıda yer aldı.

Almanya’nın en büyük enerji şirketlerinden EWE AG ve EWE Turkey Holding bünyesinde hizmet veren Enervis işbirliği ile düzenlenen “Türkiye’de Enerji Verimliliği – EnEffTurN (Energy Efficiency in Turkey Now)” projesi sonlandı. Bursa’da EWE Bursagaz Genel Müdürlük Binasında gerçekleştirilen kapanış toplantısında, EnEffTurN projesinin genel değerlendirmesinin yanı sıra işletmelerin enerji verimliliğine bakış açısı, uygulamaları ve Inovatif Enerji verimliliği çözümleri üzerine de bir panel düzenlendi.

Yaklaşık 2 yıl süren projeye Bursa ve Gebze’den katılım gösteren 20 sanayi kuruluşunun yer aldığı toplantının açılış konuşmasını ise Enervis Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Heinrich Tschochohei, EWE Turkey Holding CEO’su Dr. Frank Quante, Enervis Genel Müdürü Osman Kipoğlu, Gebze Organize Sanayi Bölgesi Teknik Bölge Müdür Yardımcısı Hülya Kaynak ve Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Enerji Konseyi Başkanı Erol Dağlıoğlu yaptı.

EnEffTurN projesiyle tespit edilen tüm proje fırsatlarıyla, 35.582 MWh enerji tasarrufu elde edilmesi bekleniyor. Bu da yaklaşık 4,5 Milyon TL yıllık enerji tasarrufu anlamına geliyor.. Bu sayede sözkonusu tesislerde bir yıl içerisinde 11.524 ton karbondioksit gazı salınımının azaltılması sağlanacak.

Türkiye’de toplam elektrik tüketiminin yüzde 47’sinin sanayi tesislerinde gerçekleştiğinin altını çizen Enervis Genel Müdürü Osman Kipoğlu;

“EnEffTurN projemiz sayesinde Türkiye’nin ne kadar ciddi bir enerji verimliliği potansiyeline sahip olduğunu gösterdiğimizi düşünüyorum. Atölyelerimize katılan sanayi kuruluşları, enerji verimliliği sayesinde ne kadar tasarruf edebileceklerini görmenin yanı sıra enerji verimliliği projelerini uygulama fırsatı da buldu. Enervis olarak, Alman EWE AG’den aldığımız bilgi birikimiyle Türkiye’de teknoloji ve güven odaklı bir iş ortağı olarak, enerji verimliliği alanında öncü rolümüzü sürdüreceğiz.” dedi.

Türkiye’nin sahip olduğu yüksek enerji verimliliği potansiyelinin değerlendirilmesi için sanayi kuruluşlarının da seferber olması gerektiğini vurgulayan EWE Turkey Holding CEO’su Dr.Frank Quante ise;

“Öncelikle Alman EWE AG’ye ve DEG’e ve Federal Almanya Çevre Bakanlığı’na destekleri için teşekkür ediyorum. EWE Turkey Holding olarak, EWE AG’nin 85 yıllık bilgi birikimi ve know-how’ı ile faaliyet gösterdiğimiz tüm sektörlere katkı sağlamak için çalışıyoruz. Enervis ve EWE AG’nin ortaklaşa gerçekleştirdiği EnEffTurN projesinin büyük bir başarı olduğuna inanıyor, grup şirketlerimizden Enervis’e de emekleri için gönülden teşekkür ediyorum. EWE Turkey Holding olarak, hep birlikte ülkemizin enerji verimliliği potansiyelini ortaya çıkaracağımıza ve Türkiye’nin global enerji piyasalarındaki gücüne güç katacağımıza olan inancım tam.” diye konuştu.

Toplam 57 proje fırsatı tespit edildi

EnEffTurN projesinin yürütülmesinde aktif rol oynayan EWE AG ve Enervis, Nisan 2015’de başlayan projenin ilk atölyesi Almanya’nın Bremen kentinde gerçekleşirken, ikinci atölye Gebze’de ve üçüncü atölye Bursa’da gerçekleştirdi. Bursa ve Gbeze’den 20 sanayi kuruluşunun katıldığı atölyelerde toplamda 57 proje fırsatı tespit edilirken, katılımcı sanayi kuruluşlarının enerji profilleri ortaya konarak enerji verimliliği alanında know-how aktarımı yapıldı. EnEffTurN proje değerlendirmesinin ardından Doç. Dr. M. Ziya Söğüt Başkanlığında düzenlenen panelin ilk oturumunda; BOSB Proje Kordinatörü Nilay Durukan, GOSB Yönetim Merkezi Enerji Birimi’nden Teknik Uzman Emre Zengin ve Enervis Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Heinrich Tschochoei enerji verimliliğine bakış açılarını, uygulamaları ve hedeflerini aktardı.

ENVERDER Bursa Şube Başkanı Dr. Mustafa Uysal’ın başkanlığında düzenlenen panelin ikinci oturumunda ise verimli tesis kurulumunun yanı sıra Topkapı Enerji’den Emre Özdemircan inovatif enerji verimliliği çözümleri olan kojen/trijen sistemleri, Mitshubishi’den Deniz Cansu WHPP, Miura Turkey’den Murat Yurdakul Buhar Kazanı (Çoklu Kurulum), Canovate’den Ziya Tiryaki ısı pompaları ve son olarak Enervis’ten Ömer Altınok da dolaşımlı tip akışkan yataklı kazan gibi uygulamaların avantajlarına değindi.

EnnEffTurN proje kapanış toplantısı, sunumların ardından düzenlenen plaket töreni ile devam etti ve katılımcılara düzenlenen Leed platinum sertifikalı EWE Bursagaz Genel Müdürlük Binası gezisi ile son buldu.

EWE Turkey Holding Hakkında:

Almanya’nın en büyük enerji şirketlerinden biri olan EWE AG, 2007 yılında girdiği Türkiye pazarındaki faaliyetlerini yüzde 100 iştiraki olduğu EWE Turkey Holding çatısı altında sürdürmektedir. EWE Turkey Holding, Türkiye’nin üçüncü büyük doğal gaz dağıtım şirketi Bursagaz’ın ve Kayseri’deki bölgesel doğal gaz dağıtım şirketi Kayserigaz’ın çoğunluk hissedarıdır. EWE, Türkiye doğal gaz sektöründeki en büyük beş enerji ticaret şirketinden biri olan EWE Enerji ile birlikte endüstriyel müşteriler, elektrik santralleri ve yerel dağıtım şirketleri için tedarikçi olarak ülke genelinde hizmet vermektedir. EWE Turkey Holding’in diğer bir iştiraki olan ve 2012 yılında faaliyetlerine başlayan Enervis ise; enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji alanlarında ölçüm, etüt, danışmanlık, proje, uygulama ve eğitim hizmetleri konularında faaliyet göstermektedir. EWE Turkey Holding, 2016 yılı başında bireysel ve kurumsal müşterilerine internet, telefon ve bulut hizmeti sunarak 120.000 abonesine hizmet veren Millenicom’u satın alarak telekomünikasyon pazarında da faaliyet göstermeye başlamıştır.

Enervis Hakkında:

Enervis 85 yıllık deneyime sahip EWE AG’nin enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjiler alanlarındaki know-how’ı ile Türkiye’de sahip olunan sektörel bilgi birikimi, tecrübeli insan kaynağı ve gelişmiş teknolojik altyapıyı birleştirerek Türk halkı ve sanayisinin hizmetine sunmaktadır.

Sanayide ve binalarda enerji verimliliği, taahhütü, yenilenebilir enerji uygulamaları ve danışmanlığı, ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemleri kurulum danışmanlığı, teknik mesleki eğitim ve sertifikalandırma, doğal gaz sayaç kalibrasyonu konularında faaliyet gösteren Enervis, 320 çalışanı ile enerji hizmetleri sektörünün öncü kuruluşları arasında yer almaktadır.

Faselis/Türkiye’de Enerji

Tümsiad’tan artı 2 istihdam için tarihi çağrı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Beştepe’de düzenlenen İstihdam Şurası’nda önemli açıklamalar yaptı. İstihdam Seferberliği sayesinde sadece 2017 yılında 1.5 milyon kişiye yeni istihdam sağlandığını belirten Erdoğan, ‘’ Bu bir rekordur’’ dedi. Erdoğan’ın ‘’Artı 2 İstihdam büyümeyi genişletir’’ sözlerine TÜMSİAD Başkanı Yaşar Doğan’dan da destek geldi. Güçlü bir Türkiye için güçlü ekonominin şart olduğunu söyleyen Doğan, TÜMSİAD üyelerine tarihi bir çağrı yaptı. Doğan, ‘’TÜMSİAD 12 bini aşkın üyesiyle Türkiye’nin en güçlü iş örgütlerinin başında geliyor. Ve tüm üyelerimize ‘Artı 2 istihdam sağlayın’ çağrısı yapmak bizim için bir görev olmuştur’’ dedi.

Türkiye’nin üçüncü çeyrekte 11.1 büyüme sağlaması tüm dünyada büyük yankı uyandırırken; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Erdoğan, Beştepe’de düzenlenen İstihdam Şurası’nda iş dünyasına önemli mesajlar verdi. Daha önce başlatılan ‘istihdam Seferberliği’ sayesinde 2017 yılında 1.5 milyon yeni istihdam sağlandığını vurgulayan Erdoğan, ‘’Bizim için büyümenin en önemli göstergelerinden biri de istihdam. İstihdama katkı sağlamayan bir büyüme tabana yayılmıyor demektir. Büyüme oranımızı ikiye katladığımıza göre artı 2 istihdam sağlarsak bu büyümeyi daha da genişletecek, daha da yayacak ve bu ülkeyi kıskananları çatlatacaktır. Buradan iş adamlarımıza sesleniyorum. Var mıyız?’’ dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu tarihi çağrısına ilk yanıt verenlerin başında TÜMSİAD Başkanı Yaşar Doğan geldi. Beştepe’de düzenlenen İstihdam Şurası’na da katılan Yaşar Doğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tarihi çağrısına gönülden destek verdiklerini söyledi. Türkiye’nin 2023 hedeflerine emin adımlarla ilerlediğinin altını çizen Doğan, ‘’Güçlü bir Türkiye için ekonomimizin temelleri sağlam olmalı. 2017 yılının üçüncü çeyreğini rekor bir büyümeyle sonuçlandırdık. Bu büyüme istihdam ile desteklenirse Türkiye’nin yolu daha da açılacaktır’’ dedi. Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Cumhurbaşkanımızın başlattığı İstihdam Seferberliği’ne TÜMSİAD olarak daha önce de büyük destek verdik. Şimdi hedef artı 2 istihdam. Bereketi ve paylaşmayı kendine düstur edinen tüm TÜMSİAD üyelerine buradan bu çağrıyı yineliyorum. Artı 2 istihdam demek, iki ailenin daha evinde ocağın tütmesi demek. Bunu binlerle çarptığımızda ortaya çıkacak tablo herkesin yüzünü güldürecektir. Bu yüzden TÜMSİAD bütün gücüyle ‘Artı 2 istihdam’ seferberliğine can-ı gönülden katılacaktır. Bundan hiç şüphem yok.’’

Faselis/Türkiye’de Enerji

“3. çeyrekte ülkemiz de inşaat sektörü de iyi büyüdü”

İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından düzenlenen 2017 yılının dördüncü ‘Gündem Buluşmaları’ bu kez farklı bir formatta gerçekleştirildi. ‘Ekonomide Ufuk Turu ve 2018 Beklentileri’ konu başlıklı toplantıda açılış konuşması gerçekleştiren Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, talep artışına karşın finansman sorunlarının en önemli engel haline geldiğini vurguladı ve “İşlerimiz şu anda iyi ama geleceğimizi açık ve net göremiyoruz. Her şeye kısa vadede bakmak mecburiyetinde kalıyoruz. Uzun vadeli bakışın ülke ekonomisine yerleşmesi gerekiyor ” dedi.

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği’nin (Türkiye İMSAD) yılda dört kez çeyrek periyotlarda düzenlediği ‘Gündem Buluşmaları’ kapsamında planlanan 2017 yılının dördüncü toplantısı gerçekleştirildi. ‘Ekonomide Ufuk Turu ve 2018 Beklentileri’ başlıklı buluşma, 14 Aralık Perşembe günü Ortaköy’deki Feriye Lokantası’nda iş dünyasının önde gelen isimlerini bir araya getirdi.

Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan’ın açılış konuşmasını ve moderatörlüğünü yaptığı ‘Gündem Buluşmaları-Özel’ toplantısına panelist olarak katılan Hürriyet Gazetesi Köşe Yazarı Vahap Munyar, Sabah Gazetesi Köşe Yazarı-Ekonomi Müdürü Şeref Oğuz ve Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ ekonomi-iş dünyası ile ilgili değerlendirmelerini ve öngörülerini katılımcılarla paylaştı.

Açılış konuşmasında, inşaat sektörünün sadece ekonominin lokomotifi, istihdamın sünger sektörü değil, dış ticarette de ciddi bir iş hacmine sahip, katma değeri yüksek bir sektör olduğunu vurgulayan Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, “Büyüme oranlarına baktığımızda inşaat sektörü her zaman ülke büyümesinin üzerinde bir performans gösteriyor” dedi. 2017 yılında işlerin tekrar düzeldiğini bu açıdan sektörün yüzünün güldüğünü belirten Ferdi Erdoğan, “Büyüme rakamları oldukça umut verici. 2016 verileriyle, Türkiye’nin ihracatı 142,0 milyar dolar. 104 milyon ton mal yurtdışına taşınmış. Bu ihracatın 30 milyon tonu inşaat malzemelerine ait. Yani 3’te 1’i” diye konuştu.

Dış ticarette kalıcı stratejiler oluşturulması gerektiğini kaydeden Ferdi Erdoğan, “Türkiye markasına yatırım yaparak bunu öne çıkarmamız gerekiyor. İnşaat malzemeleri gibi katma değeri yüksek olan ürünlerin ortalama ihracat fiyatı sadece 10 sent/kg artarsa gelirimiz ihracat gelirine etkisi 3 milyar dolar artış olacaktır” şeklinde konuştu.

Finansman sıkıntısı son 3 ayda arttı

Sektördeki talep artışına karşın finansman sorunlarının faaliyetleri kısıtlayan en önemli engel haline geldiğinin altını çizen Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “Yaz aylarında göreceli olarak hafifleyen finansman sorunları son üç ayda arttı. İnşaat sektöründeki finansman sorunları, tüm iş ortaklarını etkileyebileceği gibi inşaat malzemesi sanayisi için de yakından izlenmesi gereken bir risk haline geldi. Tahsilat konusu sektörümüzün en önemli sıkıntısı. Konutlar satılamıyor, müteahhitler parasını alamıyor, bu da doğal olarak malzemecileri etkiliyor. Dolayısıyla Güven Endeksi de 100 üzerinden 60’lı rakamlarda dolanıyor. Ekonomik beklenti konusunda ne yazık ki herkes kaygılı. İşlerimiz iyi ama geleceği açık ve net iyi göremiyoruz. Arada bir çelişki söz konusu. Her şeye kısa vadede bakmak mecburiyetinde kalıyoruz. Uzun vadeli bakışın ülke ekonomisine yerleşmesi gerekiyor. Tahsilat tarafındaki sıkıntının da bir an önce çözülmesi gerekiyor.”

Hakan Güldağ: “2018’de bu rakamları yakalamamız mümkün değil”

‘Ekonomide Ufuk Turu ve 2018 Beklentileri’ başlıklı oturumda, iş dünyasının performansını değerlendiren Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ, “3. çeyrekte büyümede şampiyon olduk ama unutmayalım ki geçen sene de en küçük büyümelerden birini yaşamıştık. 2018’de bu rakamları yakalamak mümkün değil” dedi. Avrupa Birliği ile ilişkileri değerlendiren Güldağ, “Özellikle Almanya ile ilişkilerimizde sıkıntılar yaşıyoruz. Türkiye’yi finanse edenler eline bir koz geçirdi. Finansman biçimini değiştirdiler. 2016’dan 2017’ye Türkiye’nin yurtdışından sağladığı kaynaklar daha istikrarlı olan krediden portföy yatırımına döndü. Bugün Türkiye’ye gelen her 100 doların yaklaşık 70 doları portföy yatırımı. Yeniden sıcak paranın oynaklık yaratan etkisiniekonomide ciddi biçimde hissediyoruz. Bu dış politikada da daha dikkatli olmamızı gerektiriyor. Bunun yanında ilişkilerin daha kötüye gitmeyeceğini düşünüyorum. Türkiye ekonomisi finansmanının yüzde 80’ini Avrupa’dan sağlıyor. Bu finansman yapısına dikkat ederek adım atmamız gerekiyor. Önümüzdeki dönemde Almanya’yla ilişkiler düzelmeye devam edecektir” diye konuştu.

Vahap Munyar: “İnşaatın arkasında ciddi bir sanayi var”

İnşaatın, sanayinin önüne geçtiği eleştirilerini değerlendiren Munyar, “Paranın inşaata, betona, toprağa gömüldüğü yönünde eleştiriler var. Ama inşaatın arkasında da ciddi bir sanayi olduğunun, yani inşaat sanayicilerinin, sizlerin olduğunun iyi anlatılması gerekiyor” diye konuştu. 2018 yılında Türkiye ekonomisinin ancak yüzde 5 büyüyeceğini öngördüklerini belirten Vahap Munyar, marka olma kültürünün Türkiye’de yavaş yavaş oturmaya başladığını, marka olmak yerine marka satın almanın da ciddi bir strateji olduğunu aktardı.

Şeref Oğuz: “Büyük kırılmalarla büyük fırsatlar ortaya çıkacak”

Sabah Gazetesi Köşe Yazarı ve Ekonomi Müdürü Şeref Oğuz, “2018’in zor geçeceği konuşuluyor, 2017 için de aynı şey söylenmişti, 2020 için de söylenecek.Geçmişe bakmak lazım ama geleceği de görmek lazım” dedi. Türkiye İMSAD üyelerine seslenen Oğuz şöyle devam etti: “Param olsa sizin şirketlerinize yatırırım. Barış ekonomisi yaklaşmaya başladı. Özellikle güneyimizdeki ülkeler yeniden inşa edilecek. Bu gerçekleştiği zaman büyük kırılmalarla büyük fırsatlar ortaya çıkacaktır. En büyük pastayı da sizin içinde bulunduğunuz grup alacaktır. Ben gelecek yıla bakarken büyük bir patlamanın yaşanacağı kanaatindeyim” şeklinde konuştu. Şeref Oğuz, Kudüs kriziyle ilgili iş dünyasının endişe etmesine gerek olmadığını savunarak “Kudüs olayı haftaya gündemde üçüncü sıraya düşecektir” dedi.

Faselis/Türkiye’^de Enerji

Almanlar, Türk işadamlarını yatırıma davet etti

Türk ekonomisindeki rekor büyüme, Alman eyaletlerinin radarını Türkiye’ye yönlendirmesine yol açtı. Almanya’nın en gelişmiş eyaletlerinden biri olan Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti, İzmirli iş adamlarını Almanya’da yatırıma davet etti.

Almanya’da yaşlanan nüfus nedeniyle başarılı bazı şirketlerin el değiştirme durumunda kaldığı bilgisi verilirken, “Bu şirketleri Türk işadamları satın alabilir, işlerinde teknolojik olarak hızlı gelişim gösterebilir” denildi.

Ekim ayında Almanya’nın Mecklenburg-Vorpommern Eyaleti Kalkınma Ajansı’nı ağırlayan Ege İhracatçı Birlikleri bu sefer, Almanya’nın en gelişmiş eyaletlerinden biri olan Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti Kalkınma Ajansı’nı İzmir’de ağırladı.

İki ülke arasında son dönemde yaşanan siyasi krizlerin Almanya ve Türkiye arasındaki ticaretin gelişimine engel olmadığını belirten Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk, 2017 yılı içinde Almanya ile çok sayıda işbirliği projesine imza attıklarını, bu sayede Almanya’ya hem Türkiye’nin, hem de Ege Bölgesi’nin ihracat rakamlarının ciddi artış gösterdiğini kaydetti.

Ege Bölgesi ihracatında Almanya yüzde 12 pay alıyor

İzmir Hilton Oteli’nde düzenlenen toplantıda konuşan Ünlütürk, “Almanya Türkiye’nin ihracatında lider ülke. İthalatında ise; ikinci sırada. 2016 yılının Ocak – Kasım döneminde Almanya’ya 12 milyar 605 milyon dolar ihracat gerçekleştirmişken, 2017 yılının aynı döneminde ihracatını yüzde 8 arttırarak 13 milyar 585 milyon dolara çıkardı. EİB’den Almanya’ya yaptığımız ihracatımız ise 1 milyar 164 milyon dolardan, 1 milyar 241 milyon dolara yükseldi. Almanya bölge ihracatımızdan yüzde 12 pay alıyor” şeklinde konuştu.

2017 yılı içinde Teknik Tekstiller ve Endüstri 4.0 konularında Almanya’ya iki ziyaretleri olduğunu ve çok verimli geçtiğini dile getiren Ünlütürk şöyle devam etti; “Alman ithalatçıları Mayıs ayında İzmir’de ağırladık. “Türk-Alman Ekonomi Günü” düzenledik. Türk ihracatçılarımızla Alman ithalatçılarımız çok verimli iş görüşmeleri gerçekleştirdi. Almanya’da organik ve hazırgiyim sektörlerinde düzenlenen 3 fuarın Türkiye Milli Katılım Organizasyonu’nu üstlendik. İki ülke arasındaki yoğun ticari ilişkilerin önümüzdeki süreçte de devamı ve karışlıklı yatırıma dönüşmesi en büyük beklentimiz.”

Gurbetçilerimiz 66 milyar Avro’luk ekonomik güce kavuşacak potansiyele sahip

Türkiye’den Almanya’ya 1960’lı yıllarda “misafir işçi” olarak giden Türk vatandaşlarının bugün Almanya’da 3 milyonluk bir kitleye ulaştığının altını çizen EİB Koordinatör Başkanı Ünlütürk, “Almanya’daki Türk vatandaşlarımız özellikle 1980’li yıllardan itibaren girişimciliğe yönelerek kendi iş yerlerini kurmuş ve işveren konumuna geldiler. Bugünkü eğilimlerin devam etmesi halinde, Almanya’daki Türk girişimcilerinin sayısının 160.000’e ulaşacağı, Türk işletmelerinde yaklaşık 720 bin kişiye iş imkanı sağlanacağı, yatırım hacminin 15 milyar avroya ulaşacağı ve bu firmaların yıllık toplam cirolarının 66 milyar avro civarında gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Ancak bizler bu oranların karşılıklı olarak potansiyelin çok altında olduğu inancındayız. Bu nedenle iki ülke arasında gerçekleştirilen ticari iş birlikteliklerini güçlendirici faaliyetlerin yanı sıra bugün gerçekleştirdiğimiz toplantıda olduğu gibi bölgeler arası ticari ilişkilere fokuslanmanın önemli fayda sağlayacağına inanıyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.

Ekonomik ilişkilerin devam etmesi mutluluk verici

Almanya’nın İzmir Başkonsolosu Dr. Rainer Lassing, Türkiye ile Almanya arasındaki siyasi duruma rağmen, Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti Kalkınma Ajansı’nın İzmir’e gelmesinden büyük mutluluk duyduğunu, iki ülke hükümetleri arasında çözülmesi gereken anlaşmazlıkların mevcut olmasına rağmen, bu durumun iki ülke arasında yerel ve bölgesel seviyedeki ekonomik ilişkilerin sürmesini etkilememesi gerektiğini, bu dönemde Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti Kalkınma Ajansı’nın İzmir’e gelmesinden dolayı özellikle teşekkür ettiğini söyledi.

İzmir’in Türkiye’nin üçüncü büyük şehri olduğunun altını çizen, Lassing, “İzmir, Türkiye sanayisinin yüzde 7’sini, ihracatının yüzde 6’sını üretiyor. İzmir’de 500’den fazla Alman yatırımı var. İzmir’deki yabancı yatırımların dörtte biri Alman firmalarına ait. Türk sermayeli şirketlerin Almanya’da yatırım yapma isteği artmış durumda. Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti büyük ekonomik potansiyeli ve çok gelişmiş altyapısı ile olağanüstü fırsatlar sunuyor. 18 milyon nüfusu ile Almanya’nın en kalabalık eyaleti olmakla birlikte halkı içerisinde yüksek oranda Türk ve Türk kökenli vatandaşlar bulunuyor. Türk işadamlarını Almanya’da yatırıma davet ediyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.

160 milyonluk zengin bir pazarın merkezindeyiz

Türk yatırımcılara Kuzey Ren-Vestfalya Eyaletinin cazip taraflarını anlatmak için 10 yıldır İstanbul’da temsilcilik olarak çalıştıklarını ifade eden Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti Ekonomik Kalkınma Ajansı Türkiye Temsilcilik Müdürü Dr. Adem Akkaya, Kuzey Ren-Vestfalya eyaletini “Almanya’daki Bir Numaralı Yatırım Merkeziniz” diye tanımladı.

Almanya’da 16 eyalet bulunduğunun bilgisini veren Akkaya, “16 eyaletin kalkınma ajansı var. Yatırımcı çekme anlamında rekabet halindeyiz. 10 yıldır İstanbul’da temsilciliğimiz var. Eyaletin 18 milyon var. çevremizde 160 milyon nüfus var. AB satın alma gücünün yüzde 45’ini temsil ediyor. Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti, 670 milyar Avro’luk Gayri Safi Milli Hasıla’ya sahip. Almanya’ya gelen yatırımcının yüzde 29’u buraya geliyor, gelenler ürün satmak, pazara yakın üretim yapmak istiyor. Kişi başı 38 bin 500 Avro milli geliri olan yüksek satın alma gücü olan bir eyaletiz. Makine, kimya, gıda, metal üretimi, otomotiv, cam, kauçuk, metal işleme, inşaat, elektrik-elektronik güçlü olduğumuz sektörler” dedi.

Faselis/Türkiye’de Enerji

Kaçak akıma karşı üstün ve hassas koruma

0

VİKO Kaçak Akım Koruma Röleleri; güvenilir ve sağlam yapısıyla,sistemde ve elektrikli cihazlarda oluşabilecek kaçak akım riskine karşı önemli bir koruma görevi üstleniyor.

Elektrikli cihazlardave devrede oluşabilecek kaçakakım,her zaman toprağa ulaşma eğilimindedir.Kaçak akıma doğrudan ya da dolaylı olarak maruz kalındığında,akım insan vücudundan geçerek ciddi bir elektrik şokuna neden olabilir.Kaçak akım,insan vücudundadoku yanıklarının yanında,kas spazmları, nefes alma zorluğu, kalp ritim bozukluğu, bilinç kaybı ve ağır yaralanma gibi hayati tehlikesi bulunan sonuçlar doğurabilir ve ölüme sebep olabilir. Yaşam alanlarında ve çalışma mekânlarında oluşacakkaçak akımlar,insan hayatını tehdit ederve yangın tehlikesi taşırlar.Sevdiklerinizin ve sizin kendi güvenliğiniz için kaçak akım rölesi kullanılması son derece önemlidir.

Kaçak akım koruma rölesinin görevi, yalıtım hatasından kaynaklanan kaçak akımı algılamak ve algılanan kaçak akımın belirli değerlerin üzerinde olması durumunda bağlı bulunduğu devreyi kesmektir. Kaçak akım röleleri devreye giren-çıkan akım eşitliği esasında çalışmaktadır. Elektrik sistemine giren ve çıkan akımın eşit olmadığı durumlarda, VİKO Kaçak Akım Rölesi, sistemdeki gerilim eşitsizliğinden mevcut kaçağı hassaslıkla algılamakta ve sorunsuz şekilde enerjiyi kesmektedir.

Neden 30mA?

İnsan vücudunun elektrik akımından zarar görme eşiği 30mA’dır. 30mA’ya kadar olan kaçak akım değerleri insan vücudu için büyük risk taşımazken, bu değer üzerindeki akımlar siz ve sevdikleriniz için tehlike oluşturmaktadır. 30mA eşik değeri olarak belirlenen ve elektrik tesisatına bağlı olması gereken kaçak akım röleleri, kaçak akımı bu değer üzerine çıkmadan algılar ve tehlikeyi engeller. Evlerde ve iş yerlerinde kaçak akım röleleri mutlaka kullanılmalı, hayati önem taşıdığı için ne olursa olsun devre dışı bırakılmamalıdır. Kaçak akım koruma rölesi, insanların elektrikle doğrudan ve dolaylı temaslarına, cihazların da yalıtım hatalarına ve yangın riskine karşı korunabilmesi için kullanılması zorunlu bir cihazdır. Kaçak akımın derecesi insan vücuduna etki etmeyecek kadar küçük olabileceği gibi çok yüksek değerlerde olup, ağır yaralanmalara ve ölümlere de yol açabilir. 30mA değerinde kaçak akım koruma rölesi; insan hayatını korumak, 300mA değerind ekaçak akım koruma rölesi; yalıtım hatalarından kaynaklanan yangın riskini önleme amacıyla tercih edilmelidir.

Kaçak akıma karşı üstün ve hassas koruma…

Güvenli tasarımı ile birlikte basit ve sağlam bir çalışma mekanizmasına sahip olan VİKO Kaçak Akım Röleleri, yenilik ile verimliliği, esneklik ile işlevselliği birleştirerek konut, ticari ve endüstriyel sektörde kullanım için tasarlanarak üretilmektedirler. VİKO Kaçak Akım Koruma Röleleri; 30mA’da Hayat (İnsan Koruma), 300mA’da da Tesisat (Yangın Koruma) koruma için çalışırlar.Kaçak akım röleleri; topraklama sistemi ve sigortalarla birlikte sistem tamamlayıcısı olarak kullanılmalıdır. VİKO Kaçak Akım Koruma Röleleri, otomatik sigortalar ile tasarımsal uyumluluğu sayesinde, iğne ve çatal tipi busbar bağlantısına uygun terminalleriyle özellikle pano uygulamalarında hızlı ve kolay montaj özellikleriyle müşterilerine çözüm sunmaktadır.

Düzenli kontrol için aylık test butonu ve IP20 sınıfı elle temasa karşı yüksek korumalı bağlantı terminalleri de VİKO Kaçak Akım Koruma Rölelerinin özellikleri arasında yer almaktadır.Teknik olarak ise 2 veya 4 kutup, 30mA ve 300mA hata akım kesme değeri, 25A – 80A arası beyan akım değerleri ve 6kA kısa devre kesme kapasitesi,VİKO Kaçak Akım Rölelerinin diğer özelliklerinden birkaçı…

Türkiye’de Enerji

Mavibayrak Enerji Tesisleri Liseli Öğrencileri Ağırladı

0

Dünyada yüzde 100 pamuk sapından enerji üreten sayılı santrallerden Mavibayrak Enerji Tesisleri liseli öğrencileri ağırladı. Söke’de ileri teknolojiyle donatılmış tesisleri gezen Hilmi Fırat Anadolu Lisesi öğrencileri hayranlıklarını gizlemedi.

Söke Hilmi Fırat Anadolu Lisesi öğrencileri, Global Yatırım Holding’in sahibi olduğu dünyanın en ileri teknolojileriyle donatılmış Mavibayrak Enerji Tesisleri’ni ziyaret etti. Okul Müdürü Erol Barut ve Kimya Öğretmeni Sevil Candal’ın eşlik ettiği 29 öğrenci, Kazan ve Türbin Binası, Kontrol Şalt Binası, Su Arıtma Tesisi, Soğutma Kulesi ve diğer yardımcı tesisleri gezerek, bilgi aldı. Tesisin İşletme ve Bakım Müdürü O. Poyraz Güler’in evsahipliğinde gerçekleştirilen gezi sırasında öğrencilere, enerji santral prosesi hakkında bilgilendirme de yapıldı. Öğrenciler ayrıca enerji santralinin çevreye etkisi, çalışma prensibi ve bu yatırımın neden Söke’de yapıldığı gibi konularda yönelttikleri soruların cevaplarını da aldı.

Söke Hilmi Fırat Anadolu Lisesi öğrencileri, tesisi ziyaret etme şansı buldukları ve sorulara çok net yanıtlar aldıkları için memnuniyetlerini dile getirdi. Bazı öğrenciler ise gelecekte meslek olarak temiz enerji ile ilgili mühendislik dallarını seçmeye karar verdiklerini dile getirdi.

Tesislerinin, ileri teknoloji ile donatılmış, alanında dünyadaki örnek tesislerden biri olduğuna dikkat çeken Mavibayrak Enerji İşletme ve Bakım Müdürü O. Poyraz Güler, “Söke’deki tesisimiz, yüzde 100 pamuk sapından enerji üreten dünyadaki sayılı tesislerden biri. 12 MW kurulu gücündeki santralimiz, hasat sonrasında tarlada kalan pamuk saplarını elektrik enerjisine dönüştürüyor. 12 MW’lık kapasite ile yılda yaklaşık 80 milyon kWs elektrik üreten santralimiz, 30 bin konutun elektrik ihtiyacını karşılıyor” şeklinde konuştu.

Faselis/Türkiye’de Enerji

Büyüme rakamlarında KDV indiriminin etkisi büyük

0

TÜİK tarafından, 11 Aralık tarihinde açıklanan verilere göre; birinci çeyrekte yüzde 5.3, ikinci çeyrekte yüzde 5.4 büyüyen Türkiye ekonomisi; Temmuz, Ağustos, Eylül aylarını kapsayan üçüncü çeyrekte yüzde 11.1 oranında büyüme gösterdi. Türkiye, yüzde 10’a kadar çıkan beklentileri aşarak büyümede 2011 yılının üçüncü çeyreğinden bu yana en yüksek seviyeye ulaşmış oldu.

Büyüme rakamlarıyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Nuri Öztaşkın; “2017 yılı içerisinde KDV indirimi ve Kredi Garanti Fonu gibi teşvikler ekonominin canlanmasında önemli bir etki yarattı. Özellikle ekonomimizin lokomotif sektörlerinin başında gelen mobilya sektöründe ciddi bir büyüme söz konusu oldu. Açıklanan üçüncü çeyrek rakamlarında gördüğümüz büyümede kuşkusuz mobilya sektörünün de ciddi bir payı var. Özellikle Şubat ayında ilan edilen KDV indirimiyle mobilya sektöründe ciddi bir talep artışı yaşandı, ertelenmiş mobilya ihtiyaçları doğrultusunda sektörümüz hareketlendi. 8 ay süren KDV indirimi boyunca oturma grubundan çocuk odası takımlarına, yatak grubundan yemek odası takımlarına kadar satışlarda tüm ürün gruplarında marka bazlı adetsel oranda yüzde 20 ila 60 oranında artış yaşandı. Düzenleme sayesinde mobilya sektörü, ülke istihdamına da katkı sağladı. Yaklaşık 500 bin kişiyi istihdam eden mobilya sektöründe, KDV indiriminin etkisiyle ilave 60 bin yeni iş imkanı ortaya çıktı. Sektör için KDV düzenlemesi, cirosal anlamda önemli sonuçlar doğurdu. Bu olumlu gelişmelerin ekonomiye olan yansımalarını da üçüncü çeyrek rakamlarının açıklanmasıyla birlikte görmüş olduk. Türkiye, KDV indiriminin ivme kazandırdığı iç pazardaki hareketliliğin etkisiyle diğer ülkeleri gerisinde bırakarak üçüncü çeyreğin en hızlı büyüyen ekonomisi oldu. Sektörün %75’ini temsil eden bir dernek olarak, mobilya sektörünün ekonomideki gelişmelerden fazlasıyla memnun olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. MOSDER olarak 2018 yılında da yeni yatırımlarla ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam edeceğiz.” dedi.

Faselis/Türkiye’de Enerji

Firmalara Bakanlık teşviki ISK-SODEX fuarında

Avrasya bölgesinin en büyük iklimlendirme sistemleri fuarı ISK-SODEX, Ekonomi Bakanlığı’nın fuar teşvikleri kapsamına alındı. katılımcı sayısının artırılması amacıyla hayata geçen düzenlemeye göre, ISK-SODEX katılımcıları Bakanlık tarafından verilen yüzde 50 devlet teşvikinden yararlanabilecek. Bu yıl ilk defa düzenlenen “ISK-SODEX Ustalar Ligi 2018” yarışması ile Türkiye’nin en iyi kombi ustalarının da belirleneceği fuar 7-10 Şubat 2018 tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

Ekonomi Bakanlığı tarafından fuar teşvikleri kapsamına alınan ISK-SODEX’te yerli katılımcılar yüzde 50 Bakanlık teşvik desteğinden yararlanacak. Teşvikten yararlanan firmaların 30 bin TL’ye kadar maddi destek alabileceğine dikkat çeken Hannover Fairs Turkey Fuarcılık Genel Müdürü Alexander Kühnel şunları ifade etti:

“İklimlendirme sektörü 2017 yılında ihracata önemli bir katkı sağladı. Bu gelişmenin devam edebilmesi noktasında, firmaların teşvik edilmesi ve desteklenmesi yönünde adımlar atılıyor. Bu kapsamda ISK-SODEX katılımcılarının Ekonomi Bakanlığı teşviğinden yararlanabilecek olması sevindirici bir gelişme. Bu yıl fuarda çok sayıda firma, fuarı ziyaret edecek uluslararası satın alma heyetleri ile yeni işbirliklerinin yolunu arayacak.”

Ustalar ödül için yarışacak

ISK-SODEX bir yeniliğe daha imza atıyor. İstanbul 2018 Fuarı, bu yıl ilk defa düzenlenecek olan Ustalar Ligi 2018 yarışması ile bir ilke imza atacak. Yarışmada zamanlama, doğru montaj, projeye uygunluk ve estetik kriterlerinde dereceye giren ilk üç kombi ustası Türkiye’nin en iyi ustası seçilerek ödüllendirilecek.

Borusan Mannesmann, E.C.A., Fıratboru ve Rothenberger sponsorluğunda gerçekleşecek ISK-SODEX Ustalar Ligi 2018 yarışmasını, sektörün nitelikli teknik personel ihtiyacına dikkat çekerek ustalık eğitimlerini desteklemek amacıyla düzenlediklerini belirten Kühnel şöyle konuştu:

“Türkiye’de sanayinin hemen her dalında nitelikli ara elemana ihtiyaç olduğunun bilincindeyiz. Sektörün bu ihtiyaç ve taleplerine dikkat çekmek istedik. Sertifikalı kalifiye personel yetiştirmek için eğitim alanında yeni yatırımların hayata geçirilmesi gerekiyor. Eğitimli personelin desteklenmesine büyük önem veriyoruz”.

Türkiye genelinde, ustalık sertifikasına sahip tüm ustaların katılabileceği yarışmanın birincisi 5.000 TL, ikincisi 3.000 TL, üçüncüsü ise 2.000 TL değerinde ödül kazanacak. Yarışmaya başvurular 25 Aralık tarihinde tamamlanacak.

İklimlendirme sistemleri sektörü masaya yatırılacak

Fuar sürecinde destekleyici programların yürütüleceği ISK-SODEX’de katılımcı ve ziyaretçilere tanışma, iş bağlantıları kurma, bilgi ve deneyim paylaşımı konusunda yeni imkânlar sunulacak. Bu yıl katılımcı firmaların sektöre ilişkin kendi çözüm önerilerini de sergileyebilecekleri özel forum alanlarının oluşturulduğuna dikkat çeken Kühnel şöyle konuştu:

“Bu yıl fuarda, katılımcılarımızın yeni ürün ve çözümlerini anlatabilecekleri bir Forum Alanı oluşturuyoruz. Yoğun ilgi gören bu alanda 30’ün üzerinde kaıtlımcımız sunum gerçekleştirecek. Bunun yanı sıra, sektörün tüm paydaşları arasındaki diyalogu artırmak amacıyla bu yıl dernek ve odaların gerçekleştireceği etkinliklere de büyük önem veriyoruz. Fuar süresince birçok dernek ve kuruluşun seminerine ev sahipliği yapacağız. Ziyaretçilerimiz hem Forum Alanı’na hem de seminerlere ücretsiz olarak katılım gösterebilecekler.”

Türkiye için Ortadoğu pazarında büyük fırsatlar var

0

Türkiye İnovasyon ve Girişimcilik Haftası’nda mülteci girişimciliği ve Ortadoğu pazarındaki fırsatlar konuşuldu. Habitat Derneği’nin yürüttüğü İMECE Programı kapsamında düzenlenen panellerde, önümüzdeki 10 yıl boyunca ülkelerin en önemli gündeminin mülteciler olacağına dikkat çekildi. Öte yandan, Türkiye markalarının Ortadoğu pazarında cazip olduğuna vurgu yapıldı. Türk mallarının Çin’den daha kaliteli, Avrupa ve Amerika’dan daha ucuz olmasının ülkemiz için önemli bir fırsat olduğu kaydedildi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin düzenlediği en önemli etkinliklerden biri olan Türkiye İnovasyon ve Girişimcilik haftasında Habitat Derneği, Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği (UNHCR) ile yürüttüğü İMECE Programı ile yer aldı. Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen program kapsamında 100 girişimci ayrılan standlarda kendilerini tanıtırken, diyalog ve iş birlikleri geliştirme imkânı elde etti. Hafta kapsamında düzenlenen panellerin arasında bu yıl mülteci girişimciliği ve Ortadoğu’da iş fırsatları da konuşuldu. Mülteci konusunun önümüzdeki 10 yıl dünyanın gündeminde en önemli konulardan biri olacağı tartışıldı.

Panelistler, Arap dünyası ile en çok ticaret yapan ülkelerin başta Çin olmak üzere Rusya ve Avrupa ülkeleri olduğu belirtilirken, Türk şirketlerinin Arap dünyasında hem kaliteli hem de daha ucuz ürünleri olması ile aslında daha cazip olduğuna vurgu yaptı. Ayrıca, Ortadoğu ülkeleri ile birçok ortak yönümüz olduğunu vurgulayan panelistler ülkenin teknolojik çeşitliliğini artırdığına da değindi.

Türk Şirketleri Ortadoğu’nun Farkında

Türk şirketlerinin Ortadoğu’daki fırsatların farkında olduğunu belirten Habitat Derneği Genel Koordinatörü ve İMECE Programı Direktörü Başak Saral, “Türk şirketleriyle, hızlandırıcı ve girişimcilerle bir araya geldiğimizde Ortadoğu pazarına girme hedefleri olduğunu görüyoruz. Ancak bu pazara girmek ve fırsatlardan yararlanmak için bölgeye hakim ortaklar edinmeleri gerekiyor” şeklinde konuştu.

Gidilen Ülkeye Ne Kadar Katkı Sağlandığı Önemli

Panelin moderatörlüğünü üstlenen Habitat Derneği Başkanı Sezai Hazır, “Ülkemizde mülteci olan, Arapça, İngilizce ve Türkçe’yi çok iyi konuşan kalifiye insan gücünü doğru değerlendirmek, Türkiye’nin kalkınmasına büyük katkı sağlayacaktır. Girişimci olmak için tek dünya var, nereli olduğumuz ne dil konuştuğumuz önemli değil aslında gittiğin yere ne katkı sağladığın ne kadar istihdam yarattığın önemli” açıklamasında bulundu.

Faselis/Türkiye’de Enerji

“Sanayimizin büyümeye son yılların en güçlü katkısını vermesi gurur verici”

İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, sanayi sektörünün büyümeye son yılların en güçlü katkısını verdiğini belirterek “Sanayi sektörümüzün yüzde 14,8 ile oldukça güçlü bir büyüme gösterdiğini görüyoruz. Bu büyüme, ikinci çeyrekteki yüzde 7,2’lik artışa göre belirgin bir hareketlenmeye işaret etmektedir. Ve sanayi sektörü üçüncü çeyrek büyümesine 2,6 puanlık çok önemli katkı yapmıştır” dedi.

İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrek büyüme rakamlarına ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi:

“Dünyadaki birçok kurum ve kuruluş, 2017’ye girilirken Türkiye ekonomisi için açıkladıkları olumsuz beklentilerini, son aylarda yüzde 6’lara revize etmek zorunda kalıyordu. İşte bugün açıklanan üçüncü çeyrek büyüme verileri, bu düzeltmeleri en güçlü bir şekilde teyit ediyor.

Çin ve Hindistan’ı geride bırakarak, 3. çeyrek bazında dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olduğumuzu ortaya koyan bu veriler, biz sanayicilerin ekonomimize olan güçlü inancımızın ve umutlarımızın boşuna olmadığını ortaya koyuyor. Nitekim sanayi sektörümüzün de büyümeye son yılların en güçlü katkısını verdiğini görüyoruz ve bununla da gurur duyuyoruz. Her şeyden önemlisi Türkiye ekonomisi, 2017 üçüncü çeyrekte son 24 çeyrek, yani yaklaşık 6 yıl gibi uzun bir aranın ardından, yüzde 11,1 ile çift haneli büyüme başarısı göstermiştir.

Sanayi sektörümüzün yüzde 14,8 ile oldukça güçlü bir büyüme gösterdiğini görüyoruz. Bu büyüme, ikinci çeyrekteki yüzde 7,2’lik artışa göre belirgin bir hareketlenmeye işaret etmektedir. Ve sanayi sektörü üçüncü çeyrek büyümesine 2,6 puanlık çok önemli katkı yapmıştır.

Büyümenin diğer alt kırılımlarına baktığımızda, sürdürülebilir ve kaliteli büyüme adına da sevindirici bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Üçüncü çeyrekte yatırımlar yüzde 12,4 ile dikkat çekici bir canlanma göstermiştir. Özellikle ilk iki çeyrekte düşüş eğilimi gösteren makine-teçhizat yatırımlarındaki yüzde 15,3’lük artış dikkat çekicidir. Yine net dış talebin büyümeye pozitif katkısını sürdürmesi de oldukça önemlidir. Bütün bunlar, büyümenin sürdürülebilirliği açısından umut vericidir.

Bu büyümeyi motive eden en önemli faktörler, hiç kuşkusuz 2017 yılına girilirken hükümetimizin KGF kefaleti ile sağladığı kredi artışı ve güçlü teşviklerle yarattığı olumlu finansal koşullardır.

Yine de büyümenin önündeki riskler de göz ardı edilmemelidir. Üretkenlik ve teknolojik yeniliklerin de istenen hızda seyretmemesi büyümenin kalitesi açısından önümüzdeki günler adına risk oluşturmaktadır. 2018 yılında bu alanlarda etkin uygulama ve önlemlerin alınması gereğinin altını çizmek isterim. Öte yandan enflasyon, yüksek faiz, cari açık ve kurdaki hareketlilik gibi temel göstergelere de her zamankinden daha fazla dikkat edilmelidir.”

Faselis/Türkiye’de Enerji

2023 hedefleri için bilişim sektörü 160 milyar dolara ulaşmalı

0

Yazılım sektörünün, tüm sektörlere hizmet üretebilmesi ve kalkınmanın lokomotifi konumunda olması, sektör içinde kuvvetli bir rekabetin oluşmasına neden oluyor. CPM Yazılım Yönetim Kurulu Başkanı Recep Palamut, Türkiye’nin 2023 yılında en büyük 10 ekonomi içinde olabilmesi için bilişim sektörünün 160 milyar dolara ulaşması gerektiğini söylüyor.

YASAD’ın verilerine göre konuşan CPM Yazılım Yönetim Kurulu Başkanı Recep Palamut, bu hedeflere ulaşmak için 2023 yılına kadar her yıl sürekli olarak toplam gelirimizi yüzde 6.7, bilişim ihracatımızı da yüzde 13.8 oranında artırmalıyız diyor ve ekliyor; “2016 yılında 29.6 milyar liralık büyüklüğe ulaşan Bilgi Teknolojileri sektöründe yazılımın payı 11.9 milyar TL. Globale baktığımızda ise bu rakam iki yıl öncesine kadar 5 trilyon doları aşmış durumdaydı. Bizim bu hıza yetişmemiz gerekiyor. Dünya devleri Türkiye’deki yazılım sektörünü bakir pazar olarak görüyor ve yerli yazılım firmalarını satın almak konusunda ciddi atılımlar gerçekleştiriyor. Devletin bu konuda bir pozisyon alması gerektiği kanaatindeyiz.”

Bu hedeflerin çok zor görünmekle birlikte imkansız olmadığını aktaran Yönetim Kurulu Başkanı Recep Palamut; “Yazılım sektörünün ‘öncelikli alan’ olarak belirlenmesi ve toplam ihracat rakamlarının artması gerekiyor. Bugün Türkiye olarak yazılım konusunda oldukça iyi bir noktadayız. Tıpta kaydedilen aşama gibi yazılım alanında da her an ilerleme kaydediliyor. Bu alanda birçok firma var ama uluslararası boyutta hizmet veren firma sayısı yetersiz. Bizler sadece yerli yazılımlara fırsat verilmesini istiyoruz” dedi.

“Tecrübesi olmayan kurumların sektöre dahil olması doğru değil”
Devletin yazılım sektöründe “yerlilik” konusuna hassasiyet gösterdiğini fakat herhangi bir gelişme yaşanmadığının da altını çizen Recep Palamut; “Şu an devletimizin kendi kurumları bile yabancı yazılım kullanıyor. Dönüşüme bence buradan başlamalıyız. Başlarken de adımlarımızı doğru atmamız gerekiyor. Yani birşeyleri dönüştürelim derken bugün yazılımda ne yapacağına dair bir bilgi birikimi ya da tecrübesi olmayan kurumların yazılım sektörüne dahil olma çabası da doğru değil” dedi.

Türkiye’nin 2023 yılı için belirlediği vizyon ve hedeflerine ulaşabilmesinde yazılım sektörünün üzerine düşen zor hedefler var diyen Recep Palamut, sözlerine şu şekilde devam etti;“Bu hedefler aslında yazılım sektörünün yıllar içinde büyümesinden öte ciddi bir sıçrama yapmasını gerektirmekte. Bu sıçramayı gerçekleştirmek mümkün. Yeter ki sektörümüz kendisi ile barışık, şirketler işbirliği içinde yenilikçi ürünler geliştirebilen yapıyı benimsesin.”

Faselis/Türkiye’de Enerji

Gürültü kirliliğini de azaltıyor

Ekonomi Bakanlığı koordinasyonuyla, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) tarafından düzenlenen 6. Türkiye İnovasyon ve Girişimcilik Haftası, 9 Aralık Cumartesi günü İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen kapanış programı ile sona erdi. Organizasyon kapsamında, Türkiye’nin önde gelen otomotiv şirketlerinden Temsa tarafından üretilen MD9 electriCITY model elektrikli otobüs, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı tarafından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a takdim edildi. Tüm yazılımı ve tasarımı Türk mühendisler tarafından geliştirilen araç hakkında yetkililerden detaylı bilgi alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Harbiye’deki İstanbul Kongre Merkezi’nden Beşiktaş’taki Yıldız Sarayı’na kadar otobüsün performansını test etti. Bugün ABD pazarında dördüncü konumda bulunan Temsa’nın, toplam ihracatının 12 bine yakın olduğu bilgisini alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, projede emeği geçenleri tebrik etti.

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, sanayi başta olmak üzere, faaliyet gösterdikleri tüm alanlarda yüksek teknolojiye öncelik verdiklerinin altını çizerken, “Yüksek teknolojiye yatırım yapan, inovasyon ve Ar-Ge ile öne çıkan şirketler fark yaratmayı başarıyor. Son dönemde yatırımlarını bu alanda yoğunlaştıran Temsa’nın küresel bir güç olma yolunda ilerlediğini görmekten de büyük memnuniyet duyuyoruz. Temsa’nın, artık teknoloji odaklı bir otomotiv şirketinden çok, otomotiv üretimi yapan bir teknoloji şirketi konumuna gelmiş olmasından gurur duyuyoruz. %100 Türk mühendisliğinin eseri olan otobüslerimizi, bugün dört kıtada ve 66 ülkede yollarda görebiliyoruz. Temsa dünya standartlarında teknoloji üretiyor ve daha temiz bir dünya için yenilikçi ürünlerine her geçen gün yenilerini ekliyor. “Yeni Neslin Sabancı’sı” olarak, önümüzdeki dönemde de Türkiye ekonomisini dünyada hak ettiği yere ulaştıracak katma değerli üretimin öncüsü olmaya, teknoloji odaklı çevreci yatırımlarımızla ülkemizin ve dünyamızın sürdürülebilir geleceğine katkıda bulunmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Sabancı Topluluğu’na İnovasyon ve Girişimcilik Haftası’nda üç ödül
Sabancı Topluluğu, Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından düzenlenen İnovasyon ve Girişimcilik Haftası’nda üç ödüle layık görüldü. İnovalig Ödülleri’nde, Sabancı Topluluğu şirketlerinden Temsa Ulaşım Araçları, “İnovasyon Döngüsü” kategorisinde birincilik ödülünün sahibi olurken; Kordsa da “İnovasyon Stratejisi” Kategorisi’nde üçüncülük ödülüne layık görüldü. Ayrıca TİM İnovasyon Özel Ödülleri kapsamında da Sabancı Holding’e Açık İnovasyon Özel Ödülü verildi.

MD9 ELECTRICITY HAKKINDA

Gürültü kirliliğini de azaltıyor
Temsa tarafından taşımacılık sektörünün ihtiyaçlarına göre geliştirilen MD9 electriCITY, fosil yakıt yerine sürdürülebilir bir enerji kaynağı olan elektrikle çalışıyor, sessiz olmasıyla şehirlerdeki gürültü kirliliğinin azaltılmasına da büyük katkı sağlıyor.

Enerji tüketimi, çevreye duyarlılık ve verimlilik özellikleriyle öne çıkan MD9 electriCITY, duraklarda veya son duraklarda kısa şarjlar yapılarak güzergâhını tamamlayabiliyor.

Aracın tüm tasarımı, yazılımı, bileşen yerleşimi ve araç dinamiği Temsa’ya ait.

63 yolcu kapasiteli MD9 electriCITY; üç kapısı sayesinde hızlı yolcu indirme-bindirme olanağı sağlıyor.

Dizel bir yakıt tüketen araçta hareketli yaklaşık 300 parça varken, elektrikli araçta bu sayı 5’e düşüyor.

200kwh batarya ile 230 km menzil özelliğine sahip olan bu otobüs, 6 saatte şarj edilebiliyor.
Bugün itibarıyla aracın yerlilik oranı yüzde 60 seviyesindeyken, 2020 yılında batarya, motor ve aksların da Türkiye’de üretilmesiyle, yerlilik oranının yüzde 98’e ulaşması planlanıyor.

230 kilometrelik menzile sahip

63 yolcu kapasiteli MD9 electriCITY; üç kapısı sayesinde hızlı yolcu indirme-bindirme olanağı sağlıyor.

Dizel bir yakıt tüketen araçta hareketli yaklaşık 300 parça varken, elektrikli araçta bu sayı 5’e düşüyor.

200kwh batarya ile 230 km menzil özelliğine sahip olan bu otobüs, 6 saatte şarj edilebiliyor

Bugün itibarıyla aracın yerlilik oranı yüzde 60 seviyesindeyken, 2020 yılında batarya, motor ve aksların da Türkiye’de üretilmesiyle, yerlilik oranının yüzde 98’e ulaşması planlanıyor.

Faselis/Türkiye’de Enerji

TİM ile Türkiye’de inovasyon algısı 15 basamak yükseldi

Türkiye İnovasyon ve Girişimcilik Haftasının son gününün açılışında konuşan Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkan Vekili Tahsin Öztiryaki, “Bu yıl 70 bin kişinin katılımı ile bitirmeyi planladığımız etkinliğimiz sayesinde Türkiye’de inovasyon algısı 15 basamak birden yükseldi” dedi.

Global Kinetics Başkanı Jeff Wallace, “Bir fırıncı ya da çok büyük bir şirket sahibi olsan da önemli olan kullanıcının kendisini iyi hissetmesine yardımcı olmaktır. Müşteri bağımlılığı yüzde 5 artırarak gelirinizi yüzde 25 ila 95 arasında artırmak mümkün” dedi.

Etkinlikte dünyanın en önemli öğrenci inovasyon yarışmalarından olan ve tasarladıkları enerji tasarruflu araçlarla en az enerji harcayarak en uzun mesafeyi kat etmeye çalışan ekiplerin yarıştığı Shell Eco Marathon Türkiye Ödülleri de sahiplerini buldu.

Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) Ekonomi Bakanlığı koordinasyonunda düzenlediği ve ülkemizde inovasyon kültürünün yaygınlaşmasında büyük rol oynayan Türkiye İnovasyon ve Girişimcilik Haftasının altıncısı İstanbul Kongre Merkezinde devam ediyor. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin ev sahipliğinde 9 Aralık Cumartesi (bugün) sona erecek olan etkinliğin kapanışına her sene olduğu gibi bu yıl da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katılacak.

Pek çok ihracatçı, firma temsilcileri ve öğrencilerin katıldığı etkinliğin son gününün açılışında konuşan TİM Başkan Vekili Tahsin Öztiryaki, “İnovasyonun yanında bu yıl girişimciliği de kattığımız etkinliği 70 bin kişinin katılımı ile bitireceğimize inanıyoruz. Etkinliğimiz sayesinde Türkiye’de inovasyon algısı 15 basamak birden çıktı” dedi.

Aynı zamanda TİM İnovasyon Komitesi Başkanı da olan Tahsin Öztiryaki, “Etkinlikte 7 Teknopark, 30 Üniversite Kulübü açtıkları stantlarda ürünlerini sergiledi. Born Global çerçevesinde fikirleriyle yarışmalarımıza yerli-yabancı girişimciler katıldı ve yatırımcılar, yatırımcı ağları onları destekledi. Farklı illerdeki TİM-TEB Girişim Evlerimizden projelerini sergilemek için firmalarımız ve girişimcilerimiz geldi. Hepsi etkinliğimize güç kattı. Etkinliğin başarısında emeği geçen Bakanlıklar, Kalkınma Ajansları, İBB, 12 STK ve kamu kurumu ile birlikte İnovasyon Komitesi Üyelerine, sanayicilerimize ve ihracatçılarımıza da teşekkür ediyorum” dedi.

“Müşteri bağımlılığını yüzde 5 artıranın geliri yüzde 95 artabilir”
Global Kinetics Başkanı Jeff Wallace, yatırımların geri dönüşüne yönelik yaptığı konuşmada, “Yatırımın geri dönüşü olacak mı? sorusuna istediğiniz yanıtı almak için kullanıcı tecrübesine odaklanmak gerekiyor” dedi. Wallace, şunları söyledi: “Güçlü kullanıcı tecrübesi sürdürülebilirlik için önemli. Örneğin Uber, kullanıcı deneyimine odaklanan en iyi şirketlerden birisi. Bir fırıncı da olabilirsin çok büyük bir şirket sahibi de. Önemli olan kullanıcının kendisini iyi hissetmesine yardımcı olmaktır. Müşteri sadakatine odaklanmak gerekli. Müşteri bağımlılığınızı sadece yüzde 5 artırarak gelirinizi yüzde 25 ila 95 arasında artırabilmek mümkün. Bunu kim istemez? Günümüzde şirketler arasındaki fark, kullanıcı deneyimlerine olan yaklaşımlarıyla belirleniyor.”

Shell Eco Marathon Türkiye ödülleri sahiplerini buldu
Etkinlikte dünyanın en önemli öğrenci inovasyon yarışmalarından olan ve tasarladıkları enerji tasarruflu araçlarla en az enerji harcayarak en uzun mesafeyi kat etmeye çalışan ekiplerin yarıştığı

Shell Eco Marathon Türkiye Ödülleri de sahiplerini buldu. Ödülleri sahiplerine TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, TİM Başkan Vekili Tahsin Öztiryaki, TİM Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Burhanoğlu ve Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem birlikte verdi. Shell Eco Marathon Ödüllerini kazanan ekipler ve ödülleri şöyle gerçekleşti:

Shell Eco Marathon Ödülleri-Kazananlar
ØBirincilik Ödülleri
·Şehir Konsepti Hidrojen Kategorisi: Hidroist, İstanbul Üniversitesi
·Prototip Hidroje Kategosi: Hidroana, Anadolu Üniversitesi
·Şehir Konsepti Elektrik Kategorisi: Çukurova Elektromobil-Çukurova Üniversitesi
Øİnovasyon Ödülü
Faselis, İstanbul Teknik Üniversitesi
Øİnovasyon Ekip Ruhu Ödülü
Umakit, Uludağ Üniversitesi

Faselis/Türkiye’de Enerji

“Ab-Türkiye Gümrük Birliği’nin KOBİ odaklı güncellenmesi öncelikli beklentimiz”

TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, Brüksel’de gerçekleştirilen AB-Türkiye Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyaloğu’nun ikinci toplantısında yaptığı konuşmada, AB-Türkiye Gümrük Birliği’nin güncellenmesi sürecinin önemli bir ortak zemin oluşturduğunu belirterek; “KOBİ boyutu güçlü, güncel bir Gümrük Birliği’nin, ekonomik büyüme ve iş yaratımına katkısı uzun süreli olacaktır. AB ve Türkiye KOBİ’leri arasında karşılıklı etkileşim ve ortaklıklara yeni bir boyut kazandıran Gümrük Birliği, KOBİ’lerimizin yenilikçilik ekosistemindeki payını da güçlendirecektir” dedi.

8 Aralık 2017 / Brüksel – Türkiye’nin ilgili bakanlarıyla Avrupa Komisyonu’ndan muhataplarını, Türkiye ve AB iş dünyasının önde gelen temsilcileri ile bir araya getirerek doğrudan görüş alışverişinde bulunulmasına olanak tanıyan AB-Türkiye Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyalog Toplantısı’nın ikincisine Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nu (TÜRKONFED) temsilen Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu katıldı. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi’nin de katıldığı toplantıda Kadooğlu, yaptığı konuşmada AB-Türkiye Gümrük Birliği’ne ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Tarkan Kadooğlu: “Türkiye ve AB’nin gelecekleri ortak”
TÜRKONFED olarak Türkiye’nin yönünün Avrupa Birliği olduğuna inandıklarını vurgulayan Kadooğlu, “Değişen küresel şartlar ve AB dinamikleri daha geniş, daha güçlü bir AB ihtiyacına işaret ediyor. Süreç içerisinde gereklilikleri yerine getiren Türkiye ve içte yapısal sorunlarını çözen AB’nin gelecekleri ortak olmaya devam ediyor. Dönemsel siyasi gerginliklerin aşılması, yapıcı bir söylemin benimsenmesi ve sonuç odaklı eylemlere geçilmesi AB ve Türk iş dünyasının ortak ve öncelikli beklentisidir. Bu doğrultuda yürürlüğe girdiği 1996’dan bu yana karşılıklı olarak kazan-kazan denkleminin önemli bir unsuru olan AB-Türkiye Gümrük Birliği’nin güncellenmesi süreci önemli bir ortak zemin oluşturuyor. Taraflara somut kazançlar sağlayan araçların kısa görüşlü siyasi kaygılar sonucunda bloke edilmesinin olumsuz sonuçlarını net bir şekilde gözlemleyebildiğimiz bir dönem içerisindeyiz. Aynı hataları tekrarlamadan, elimizdeki araçları işletmenin tam zamanıdır” dedi.

“Gümrük Birliği güncellemesinde KOBİ’lerin özel şartları göz önünde bulundurulmalı”
KOBİ boyutu güçlü, güncel bir Gümrük Birliği’nin ekonomik büyüme ve iş yaratımına katkısının uzun süreli olacağını ifade eden Kadooğlu: “AB-Türkiye Gümrük Birliği’nin, 21. yüzyıl ticaret kurallarına uygun, KOBİ’lerin özel şartlarını göz önünde bulunduracak şekilde güncellenmesi ve hizmetler, kamu alımları ve tarım ürünlerini kapsayacak şekilde genişletilmesi ilişkilerin ihtiyaç duyduğu dinamizmi yeniden yakalaması için önemli bir fırsat olarak görülmelidir. AB ve Türkiye KOBİ’leri arasında karşılıklı etkileşim ve ortaklıklara yeni bir boyut kazandıran Gümrük Birliği KOBİ’lerimizin yenilikçilik ekosistemindeki payını da güçlendirecektir. Ekonomik entegrasyon ancak güçlü bir siyasi, sosyal ve kültürel entegrasyonla derinleştirilebilir. Dolayısıyla ilişkilerimizin temeli olarak katılım müzakereleri çerçevesini korumak kritik öneme sahip” şeklinde konuştu.

“Türkiye’nin AB’ye entegrasyonunun derinleştirilmesi için iddialı adımlar atılmalı”
Kurulmakta olan yeni dünya düzeninde iş dünyasının geleneksel sınırların ötesine geçen önemli sorumlulukları olduğunun altını çizen Kadooğlu, şöyle devam etti: “Yaşanabilir bir gezegen, toplumsal sorunlara kolektif çözümler üretebilen toplumlar iş dünyasının aktif katılımı olmadan sağlanamaz. Öte yandan iş dünyası içinde faaliyet gösterdikleri toplumlar açık, güvenli, özgür, çeşitliliğe olanak sağlayan ve dolayısıyla yaratıcı olmadıkça teknolojik, ekonomik ve sosyal ilerlemeye öncülük edemezler. Bu doğrultuda iş dünyası olarak AB ve Türkiye resmi temsilcilerine önümüzdeki dönemde Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, göç ve güvenlik alanında işbirliği, dijital ekonomi, enerji ve vize serbestleştirilmesi alanları öncelikli olarak Türkiye’nin AB’ye entegrasyonunun derinleştirilmesi yönünde farklı alanlarda cesur ve iddialı adımlar atılması çağrımızı yineliyoruz.”

Faselis/Türkiye’de Enerji

11 Ayda çelik ihracatı 16,2 milyon tona ulaştı

Yılın başından bu yana çelik ihracatında devam eden artışlar hem yılsonu hem de 2018 için sektör temsilcilerine umut veriyor. Çelik İhracatçıları Birliği verilerine göre ihracat Ocak-Kasım döneminde miktar bazında yüzde 8,7 artışla 16,2 milyon ton, değer bazında yüzde 26,6 artışla 10,3 milyar dolar oldu. İhracatta yaşanan artışları değerlendiren ÇİB Başkanı Namık Ekinci “Çinli çelik üreticisi ve ihracatçısı firmaların üretim kapasitelerini ve ihracatlarını azaltmaları ile iç piyasaya yönelmeleri sonucunda küresel ihraç pazarlarında talep fazlası oluştu. Türk çelik sektörü olarak biz de talepleri değerlendirme fırsatı bulduk” dedi.

Çelik İhracatçıları Birliği tarafından açıklanan 2017 yılı Ocak-Kasım dönemi ihracat verilerine göre; Türkiye’nin miktar bazındaki çelik ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8,7 artışla 16,2 milyon tona ulaşırken, sektörün değer bazındaki ihracatı yüzde 26,6 artışla 10,3 milyar dolara yükseldi.

Çelik sektörünün direkt ihracatına, diğer birliklerin faaliyet alanına giren demir çelik ürünleri de eklendiğinde Türkiye’nin 2017 yılının 11 aylık dönemindeki toplam çelik ihracatı; miktar bazında 17 milyon ton, değer bazında ise 12,2 milyar dolar oldu.

2017 yılının Ocak-Kasım dönemi rakamlarına göre; bölgeler bazında ihracatta liderliğini sürdüren Avrupa Birliği’ne ihracat yüzde 56 artış ile 5 milyon tona yükseldi. Avrupa Birliği’ni 3,7 milyon tonla Ortadoğu, 2,1 milyon tonla Kuzey Amerika ülkeleri ve 1,4 milyon tonla Kuzey Afrika ülkeleri izledi.

Türk çelik ürünleri Uzak Doğu ülkelerinin tercihi…

On bir aylık dönemde Singapur, Hong Kong ve Malezya gibi ülkelerin başı çektiği Uzak Doğu ülkelerine ihracat yüzde 560 artış göstererek 1,2 milyon tona ulaştı. Söz konusu dönemde Orta ve Güney Amerika bölgesine gerçekleştirilen ihracat ise geçen yıla kıyasla yüzde 35 artarak 1,1 milyon ton oldu.

Bu dönemde en fazla miktar artışı yaşanan ülkeler sırasıyla Singapur, İtalya, İspanya, Hong Kong ve Kanada olurken, en fazla azalışın yaşandığı ülkeler Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, ABD, Irak ve Umman olarak sıralandı.

Ocak-Kasım döneminde miktar bazında en fazla ihraç edilen çelik ürünleri sıralamasında inşaat çeliği 5,2 milyon tonluk ihracatla liderliğe devam etti. İnşaat çeliği ihracatını 2,2 milyon tonla yassı sıcak izlerken hemen ardından 1,8 milyon tonla dikişli boru, 1,3 milyon tonla profil ve 1,2 milyon tonla filmaşin geldi.

Kasım ayı çelik ihracatına iyi geldi…

Çelik İhracatçıları Birliği verilerine göre; 2017 yılı Kasım ayı ihracatı geçtiğimiz yılın aynı ayına kıyasla miktar bazında yüzde 20,3 artışla 1,5 milyon tona; değerde ise yüzde 46,7 artışla 1,1 milyar dolara yükseldi.

2017 yılı Ocak-Kasım dönemi ihracat rakamlarını değerlendiren Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, “2017 yılı on bir ayında geçen senenin aynı dönemine göre miktarda yüzde 8,7, değerde yüzde 26,6 oranında artış yaşandı. İhracatta yaşadığımız dikkat çekici artışı, Çinli çelik üreticisi ve ihracatçısı firmaların kapasitelerini ve ihracatlarını azaltmaları ile iç piyasaya yönelmeleri sonucunda küresel ihraç pazarlarında talep fazlası oluşması olarak açıklayabiliriz. Talepleri değerlendiriyor ve ihracatımızı artırıyoruz. Öyle ki on bir aylık dönemde özellikle Uzak Doğu ülkelerine gerçekleştirdiğimiz ihracatta büyük bir ivme kazandık. 2016 yılı on bir aylık döneminde 11,7 bin ton ihracat gerçekleştirdiğimiz Singapur’a bu yılın aynı döneminde 500 bin ton ihracat yaptık. Yine geçtiğimiz yılın 11 aylık döneminde Hong Kong’a gerçekleştirdiğimiz 2,3 bin tonluk ihracatı bu yılın aynı döneminde 283 bin tona ulaştırdık. Bu durum Çin’in Uzak Doğu pazarlarına da ihracatını azaltması sebebiyle Türk çelik sektörü olarak bu pazarlarda tekrar söz sahibi olmaya başladığımızın büyük bir göstergesidir” dedi.

Faselis/Türkiye’de Enerji

Enerji devleri İstanbul’a geliyor

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve Enerji Piyasası Denetleme Kurumu’nun destekleriyle ELDER ve GAZ-BİR’in stratejik partnerliğinde gerçekleşecek olan 6. Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler ve Şehirler Kongre ve Fuarı, 25-26 Nisan 2018 tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi’nde kapılarını açacak.

Enerji sektöründeki paydaşların bir arada bulunacağı, 350’ye yakın global firmanın standlı katılım sağlayacağı, Birleşik Krallık’ın Ülke Partneri olduğu; 6. Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler ve Şehirler Kongre ve Fuarı’na 50’yi aşkın ülkeden toplamda 10 binin üzerinde sektör temsilcisinin, uzman ve akademisyenin katılması bekleniyor.

AKILLI SİSTEMLERE DÖNÜŞÜM KAÇINILMAZ
Türkiye’nin mevcut şebeke alt yapısı 90’ların teknolojisiyle kurulduğundan artık ihtiyaçları karşılamakta güçlük çekiyor. Bu kapsamda alt yapı sistemi yenilenmeye başlanan ülkemizde dünyanın tercih ettiği en modern teknolojiye sahip şebeke sistemleri tercih ediliyor. Uzmanlar, tedarikçi ile kullanıcı arasında karşılıklı iletişimin sağlanması, akıllı sayaç ve izleme sistemlerinin elektrik ve gaz şebekelerine eklenerek izlenmesi, sürekli, güvenilir ve kaliteli olarak elektriğin kullanııcılara iletilmesinin büyük önem arz ettiğini dile getiriyor. Bir taraftan yüzde yüz tüketici memnuniyetini mümkün kılmak diğer taraftan da şebekeleri uzaktan izleyerek kayıpların ve verimsizliğin önüne geçmek için mevcut sistemlerin akıllanması şart olarak görülüyor.

YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR
Akıllı şebekelerin en çok ekonomiye ve tüketiciye katkı sağlayacağını belirten uzmanlar, şebekedeki kesintilerin sayısının azalması, kesintilerin süresinin kısalması, işletme maliyetlerinde tasarrufun sağlanması, enerji üretiminde önemli bir yere sahip olan yenilenebilir enerji kaynaklarının şebekeye entegrasyonun da akıllı şebekeler ve akıllı sistemlerle daha verimli hale geleceğini vurguluyor.

ULUSLARARASI BİR PLATFORM SAĞLAYACAK
Akıllı sistemlerle birlikte çevrenin daha az zarar göreceğini ifade eden uzmanlar, “Bunun en dikkat çekici sonucunu ise doğrudan tüketiciler görecek. Kullanılan elektiriğin kalitesi artacak ve enerji alım maliyetleri düşecek. Vatandaşlarımız bu sistemler sayesinde sadece tüketici olarak kalmayacak. Dilerlerse çatısına yerleştirdiği güneş panelleri ile elektrik üretip şebekelere katkı sağlayacak. 35 milyon su, 35 milyon elektrik ve 10 milyon doğal gaz abonesi bulunan ve 80 milyon nüfusa sahip Türkiye’nin içinde bulunduğu akıllı sistemlere geçiş sürecinde düzenlenen bu kongre ve Fuarda ; katılımcıların bütün paydaşlar ile bir arada olması, sorularına cevap bulması, akıllı şebekeler hakkındaki son yenilikleri öğrenmesi, örnek uygulamaları görmesi ve yatırım stratejilerini belirlemesi için uluslararası bir platform sağlayacak.

Faselis/Türkiye’de Enerji