23.4 C
İstanbul
Cumartesi, Temmuz 19, 2025
Ana Sayfa Blog Sayfa 122

Kazakistan Yatırım Olanakları Masaya Yatırıldı​​​

MÜSİAD Ankara’nın ev sahipliğinde, Kazakistan Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbekulı ve Kazakh Invest Başkanı Saparbek Tuyakbayev’in katılımıyla “Kazakistan Yatırım Olanakları Toplantısı” gerçekleştirildi. MÜSİAD Ankara üyelerinin de yer aldığı toplantıda iki ülke arasındaki yatırım fırsatları değerlendirildi.

ATO VIP Salonu’nda gerçekleştirilen toplantı kapsamında, Türkiye-Kazakistan işbirliği ve ticareti konuşuldu. Açılış konuşmasını yapan MÜSİAD Ankara Başkanı İlhan Erdal, MÜSİAD’ın 11 bini aşkın üyesi ile Türkiye’de ve yurt dışında birçok başarılı firmayı bünyesinde barındırdığını belirterek, “500 milyar dolar olan 2023 hedefimize ulaşmak için ihracat büyük önem taşıyor. Tüketime dayalı bir ülkenin büyümesi beklenemez. Bu kapsamda iki ülkenin ticari ilişkilerini olumlu etkileyecek yatırımlara bakılması gerekiyor. Önemli olan bürokratik engellerin ortadan kaldırılması ve hızla ilerlenmesi. Ankara’da kurulacak bir birim desteği ile iletişimi sağlayacak kişiler bulunmalı ve düzenli diyalog konusu hızlıca yürütülebilmeli. Kazakistan’da yatırım yapmak isteyenlerin pazar araştırması yaparak oralara gitmeleri de büyük önem taşıyor. Büyük hedeflerle ilerleyen Türkiye’nin daha fazla dışa açılması gerekiyor. Dolayısıyla aynı hedeflere yürüyen bu iki ülke için karşılıklı olarak ticari dostlukların daha ileriye taşınmasını önemsiyoruz. İki ülke arasında daha dinamik ve süreklilik gösteren ilişkileri tesis etmeliyiz. Geçen hafta gerçekleştirdiğimiz Endonezya ve Malezya ziyaretinde bu pazarlara Çin’in hâkim olduğunu gördük. Bu durum üzerinde düşünülmelidir” açıklamasında bulundu.

“Türkiye, Rusya ve Çin’den Sonra En Fazla Yabancı Hisseli Şirkete Sahip Ülke”

Kazakistan ile Türkiye arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin Kazakistan’ın bağımsızlığını kazanmasıyla hızlı bir şekilde başladığını vurgulayan Başkan Erdal, “30 milyon dolar ile başlayan ticaret hacmi günümüzde 3,5 milyar dolara kadar yükselmiştir. İlk etapta 5 milyar dolar ve daha sonra 10 milyar dolar hedefine doğru da emin adımlarla ilerlenmektedir. Sadece ihracat ve ithalat ile sınırlı kalmayan ticari ilişkilerimizin en büyük göstergelerinden biri de Kazakistan İstatistik Ajansı’nın yabancı sermaye şirket sayılarını yayınlaması ile ortaya çıkmıştır. Türkiye, Rusya ve Çin’den sonra Kazakistan’da en fazla yabancı hisseli şirkete sahip olan üçüncü ülke konumundadır” dedi.

Türkiye’yi Kendi Vatanımız Gibi Görüyoruz”

Kazakistan Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbekulı ise Kazakistan’da yatırım yapılacak alanlar üzerinde durarak, 2017 yılında yapılan yatırımların yüzde 50’sinin sanayileşme üzerine olduğunu ifade etti. Büyükelçi Saparbekulı, Türkiye’yi kendi vatanları gibi gördüklerini anlatarak şunları söyledi: “Siyasi ve ekonomik iş birliğini en üst seviyelere taşımak istiyoruz. Kazakistan ihracatını arttırmak ve yatırımcı çekmek çok önem verdiğimiz konular. Bugün Kazakistan’da 1800’e yakın büyük Türk işletme bulunuyor. Bu işletmeler dışında küçük yatırımcılarımız da bulunmakta.”

“Et İhracatı Büyük Önem Taşıyor”

Kazakistan’da son 10 yılda yatırım konusunda çok büyük adımlar atıldığını anlatan Kazakh Invest Başkanı Saparbek Tuyakbayev “10 sene önceki Kazakistan ile şu anki Kazakistan arasında çok büyük farklar var. Önceden bizim ülkemizden Çin pazarına ulaşmak çok zordu. Şu an bu durum değişti. Yeni İpek Yolu ile yatırımlar arttı. Çin ve Avrupa ticareti önceden deniz yolu ile yapılıyordu. Artık ticaret, demir yollarına kaydı. Bu sayede de ulaşım 15 güne kadar düştü. Son üç senede Kazakistan ticaretine baktığımızda ise oranların 3-5 kat arttığını görüyoruz. Çin ile bu anlamda ticari ilişkilerimiz de arttı. Çin’in 40 milyon dolarlık et ihracatının sadece 1 milyonluk kısmını karşılayabiliyoruz. Bu oranı Kazakistan’da arttırmak çok önemli” diye konuştu.

Kazakistan, maden işletmesi noktasında Türk yatırımcılar için büyük Pazar

Gıda ve tarım yatırımları dışında yapılacak olan maden işlemelerinin de büyük önem taşıdığını aktaran Kazakh Invest Başkanı Saparbek Tuyakbayev “Petrol ve doğalgaz kimyası hammaddelerini de üretmeye başladık. Bu anlamda da ciddi yol kat edilebilir. Metal, çelik, alüminyum, bakır çok seyrek bulunan madenler ve Kazakistan’ın bu anlamda çok büyük bir potansiyeli bulunuyor. Bunların işlenmesi noktasında Türk yatırımcılar hızla yol alabilecektir. Çin ile 30 milyar dolarlık yatırım anlaşması yaptık. Bu noktada da ciddi olan Türk iş adamları ile ortaklık istiyoruz.” dedi.

MAG Medya/Türkiye’de Enerji

Ekonomi Bakanlığı Egeli İhracatçılar ile Buluştu

Ekonomi Bakanlığı, ihracatta rekorlar yılı olarak belirlediği 2018 yılı için ortaya koyduğu 169 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmak için ihracatçı firmaları fabrikalarında ziyaret ederek sağladığı destekleri anlattı.

Ege İhracatçı Birlikleri’nden yapılan yazılı açıklamaya göre; 23-24 Şubat 2018 tarihlerinde Manisa, Aydın, Afyon, Uşak ve Kütahya illerinde 100 ihracatçı firmayı ziyaret eden Ekonomi Bakanlığı heyetleri, firma ziyaretlerinin ardından eş zamanlı toplantılar ile ihracatçı iş adamları ve firma temsilcileri ile bir araya geldi.

Türkiye’nin 2023 yılında dünya dış ticaretinden yüzde 1,5 pay almasını hedefleyen Ekonomi Bakanlığı, Manisa iş dünyası temsilcileri ile Manisa Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen bilgilendirme ve istişare toplantısında bir araya geldi.Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Bülent Koşmaz Hizmet Binası Toplantı Salonu’nda gerçekleşen toplantıya Manisa TSO Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Erbil, Manisa TSO Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi Mehmet Yılmaz, Manisa TSO Yönetim Kurulu Üyesi Banu Tatlıcıoğlu Sevimli ve firma temsilcileri katıldı.

Manisa iş dünyası temsilcilerinin büyük bir ilgi gösterdiği toplantıda,Ekonomi Bakanı Baş Danışmanı 23,24 ve 25.Dönem Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel, Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Kadir Bal, İhracat Genel Müdürü Özgür Volkan Ağar Genel Müdür Yardımcısı Murat Alıcı ve Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Ali Kılıçkaya ve firmaların taleplerini ve sorunlarını dinledi.

Manisa’da iki gün boyunca 100 firmayı ziyaret ettiklerini belirten Ekonomi Bakanı Baş Danışmanı 23,24 ve 25. Dönem Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel, neden böyle bir çalışma yaptıklarıyla ilgili firma temsilcilerine bilgi verdi.Yüksel, bugüne kadar bin 600 işletmeyi bizzat ziyaret ettiklerini kaydederek, bu ziyaretlerin Mayıs ayı başına kadar devam edeceğini vurguladı. Yüksel, böylece 81 ili tamamlamış olacaklarını ifade etti. Bu ziyaretlerde hedeflenen konunun Ekonomi Bakanlığı bürokratlarının, sanayideki işletmeleri ziyaret etmek ve sahada birebir görüşmek olduğunu söyleyen Yüksel,özellikle ihracata yönelik çalışan firmaların dertlerini, sorunlarını yerinde dinlemek olduğunu belirtti. Yüksel, “Bu ziyaretlerde en büyük amacımız, en büyük hedefimiz sorunları tespit etmek, talepleri almak, yaşanan sıkıntılar varsa bunları öğrenmektir. Bu konuda sahadan ciddi öneriler aldık. Sahada yaşanan ciddi problemlerle ilgili bilgi sahibi olduk. Bu anlamda birde önemli olan sahada yaşanan bilgi kirliliği varsa onları da ortadan kaldırmaya vesile oldu. Değerli Bakanımız Nihat Zeybekci’ye de teşekkür ediyorum ” diye konuştu.

Eş zamanlı toplantılarını Manisa’nın yanı sıra Afyon ve Aydın’da da gerçekleştiren Ekonomi Bakanlığı,iki ilde de ihracatçı firmaları ziyaret etti ve ardından firma temsilcileri ile toplantıda buluştu. Aydın’da gerçekleştirilen toplantıya Ekonomi Bakanlığı Ekonomik Araştırmalar ve Değerlendirme Genel Müdürü Arzu Yılmaz başkanlık etti. Heyette İhracat Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Alper Eriten, Dış Ticaret Uzmanları Deniz Arazi, Oğuzhan Yüksel, Samed Temel, Muhammed Fatih Çetinkaya ve Dış Ticaret Uzman Yardımcısı Aysun Giray yer aldı.

Afyon’da gerçekleştirilen toplantıya katılan heyette ise; Ekonomi Bakanlığı İthalat Genel Müdürü Ahmet Erkan Çetinkayış, AB Genel Müdür Yardımcısı Ramazan Kısa, Dış Ticaret Uzmanları Gökhan Adanalı, Volkan Türkmen, Mustafa Göktuğ Bayrı, Gökhan Üsküdar ve Dış Ticaret Uzman Yardımcısı Merve Balta yer aldı. Aydın ve Afyon’da ihracatçı firmaların büyük ilgisiyle takip edilen toplantılarda tüm sorular uzmanlar tarafından yanıtlandı ve firma temsilcilerine sorunlarının çözümlerine ve isteklerine yönelik gerekli bilgilendirmeler sağlandı.

Ekonomi Bakanlığı tarafından verilen desteklerin firmalarımıza doğrudan anlatılması ve firmalarımızın ihracat, ithalat, yurtiçi/yurtdışı yatırım, serbest bölge ve ürün güvenliği denetimi konularında karşılaştıkları sorunlara çözüm önerileri getirmeyi amaçlayan söz konusu il ziyaretleri, Mayıs ayının ilk yarısına kadar diğer bölgelerimizdeki illere yönelik olarak Ekonomi Bakanlığı tarafından gerçekleştirilmeye devam edilecek.

EİB/Türkiye’de Enerji

Spot piyasada elektrik fiyatları %3,9 düştü

Enexion Haftalık Enerji Piyasa Raporu verilerine göre spot piyasa fiyat ortalaması, %3.9 oranında düşüş göstererek 169.8 TL/MWh olarak gerçekleşti.

Türkiye 19.02.2018 tarihli gerçekleşmiş üretim verileri ve gerçekleşmiş piyasa fiyatlarına göre bir önceki hafta 176.7 TL/MWh olarak gerçekleşen spot piyasa fiyat ortalaması, %3.9 oranında bir düşüş göstererek 169.8 TL/MWh olarak gerçekleşti.

Mart ayı baz yükü 169.5 TL/MWh, Nisan ayı baz yükü 173.5 TL/MWh, Mayıs ayı baz yükü 173.3 TL/MWh seviyelerinden işlem görürken 2018 ikinci çeyrek 171.8 TL/MWh’ten işlem gördü. Geçtiğimiz hafta toplam üretim içinde yenilenebilir kaynakların payı %26.5, doğalgazın payı %33.3, kömürün payı ise %39.8 oranında yer tuttu.

Enexion Enerji Danışmanlık Türkiye Genel Müdürü ve Enerji Uzmanı Ceren Özdal, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK)’nun yakın zamanda binaların çatı ve cephelerine yerleştirilen 10 kVA altı güneş panellerinden, binanın uygun olması halinde rüzgar türbininden elektrik üretimi yapmak isteyen abonelerin dağıtım şirketlerine başvuruda bulunmaları ile ilgili düzenlemeyi değerlendirdi. Özdal, “Yapılan son düzenleme ile Meclis’e sunulan kurulu gücü 10 kVA altı bu tesislere vergi muafiyeti Plan ve Bütçe komisyonu tarafından onaylandı. Bu düzenleme, yenilenebilir kaynaklara dayalı projelerin, enerji sektöründe ithalat faturasının kademeli olarak düşürülmesi noktasında oldukça önemli” dedi.

2017’de Enerjisa Enerji’nin baz alınan net karı yüzde 30’dan fazla arttı

Elektrik dağıtım ve perakende satışında Türkiye’nin lider şirketi Enerjisa Enerji, 2017 yılında baz alınan net kârının yüzde 30’dan fazla arttığını açıkladı. Şirket, hisse başına 0,30 TL temettü dağıtmayı planlıyor. Borçluluk oranındaki düşüş trendi devam ederken, orta dönem hedefleri de teyit edildi.

Elektrik dağıtım ve perakende satışında Türkiye’nin lider enerji şirketi Enerjisa Enerji, 2017 yılını güçlü büyüme ile kapattı. 2017 yılsonu finansal sonuçlarını açıklayan Enerjisa Enerji, 2017 yılında bir önceki yıla göre yüzde 36 artışla 12.3 milyon TL hasılat elde etti. Enerjisa Enerji’nin, 2017 yılındaki faaliyet geliri bir önceki yıla kıyasla yüzde 32 artışla 2 milyar 565 milyon liraya ulaşırken, baz alınan net kar yüzde 38 artışla 522 milyon TL oldu.

“Karın yüzde 68’i temettü olarak dağıtılacak”

2017 yılsonu finansal sonuçlarını değerlendiren Enerjisa Enerji CEO’su Kıvanç Zaimler, 2017 yılını planladıkları gibi kârlı ve güçlü bir büyüme ile kapattıklarını söyledi. Başkent, Ayedaş ve Toroslar bölgelerinde toplam 14 ilde 20 milyondan fazla nüfusa elektrik dağıtım hizmeti verdiklerini hatırlatan Zaimler, “Sektörün lideri olarak yönetim kadromuz ve yaklaşık 10 bin çalışanımızla 2017 yılında müşteri odaklı yaklaşımımız, inovatif proje ve çözümlerimizin bir sonucu olarak, gerek büyüme gerekse kârlılık anlamında başarılı bir yılı geride bıraktık” dedi.

Halka arz sürecinde belirttikleri gibi güçlü temettü sağlayan bir şirket olacaklarının altını çizen Zaimler, “2017 yılında baz alınan net karın 522 milyon lira olduğunu ve Genel Kurulda kârın yüzde 68’inin temettü olarak ödenmesinin önerileceğini ekledi. Böylelikle hissedarlara hisse başına 0,30 TL temettü dağıtılmış olacak.” diye konuştu.

2017’de 1.6 milyar TL yatırım

Geçen yıl elektrik altyapısı, saha operasyonları ve yeni inovatif projeler için 1.6 milyar TL yatırım gerçekleştirdiklerini ve düzenlenmiş varlık tabanını 5.3 milyar TL’ye yükselttiklerini belirten Zaimler, “Enerjisa Enerji olarak tüm gücümüzle Türkiye’ye daha iyi bir enerji geleceği yaratmak için çalışıyoruz. Bunu yaparken de kesintisiz ve sürdürülebilir enerji hedefiyle hareket ediyoruz. Dün olduğu gibi gelecekte de daha iyisini gerçekleştirmek için tüm iş kollarında doğru yatırımları, verimli ve dinamik operasyonları, yenilikçi uygulamaları ve kurumsal yönetim anlayışıyla tüm paydaşlarımıza Türkiye’nin enerjisi olarak değer yaratmaya devam edeceğiz” dedi.

Enerjisa CFO’su Sascha Bibert, tüm bu kayda değer yatırımlara rağmen, 2016 yılının sonunda 3,4x olan borçluluk oranının 2017 yılının sonunda 2.9x’a gerilediğini (Net borç/Faaliyet geliri) belirtti. Bibert, “2017 yılındaki performansımız bize orta vadeli büyüme hedeflerimizde faaliyet gelirinde yüzde 20 (2016-2020, YBBO), baz alınan net karda ise çok daha yüksek olan hedefimize ulaşmak için cesaret verdi. 2017 yılı için kar payı dağıtımı önerimiz, kar dağıtım politikamız olan yüzde 60-70 seviyelerinin üst bandında kalarak, hissedarlarımızın 2017 yılının başarısına da ortak olmalarını sağlayacaktır” dedi.

Effect/Türkiye’de Enerji

İhracatçı firmalara inovasyon karnenizi alın çağrısı

0

Türkiye’nin ilk inovasyon geliştirme programı olan ve şirketlerin inovasyon yetkinliklerini yarıştırdıkları İnovaLİG 2018 başvuruları başladı. İnovaLİG’i Türkiye İhracatçılar Meclisi 2014 yılından bu yana 5. kez düzenliyor. İnovaLİG 2018’e katılmak isteyen firmaların 10 Mart 2018 tarihine kadar www.inovalig.com adresinden ücretsiz olarak kayıt yaptırabiliyor.

İnovaLİG’e 2014 yılında 460 firma katılmışken, diğer yıllarda sürekli artarak; 2017 yılında 971 firmaya ulaştı. 2018 yılında başvuruların bin firmayı aşması bekleniyor. Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk, Egeli ihracatçı firmaları İnovaLİG 2018’e katılmaya ve inovasyon yetkinliklerini arttırmaya davet etti.

Hedef inovatif ürünlerle dünya ihracatından yüzde 1.5 pay almak

Türkiye’nin 2023 yılında dünya dış ticaretinden yüzde 1.5 pay alma hedefi olduğunu hatırlatan Ünlütürk, “İhracatta hedeflerimize ulaşmamız için katma değerli ürün ihracatını arttırmamız gerekiyor. Bugün ortalama ihraç fiyatımızın kilogram değeri 1.5 dolar seviyesinde. Hedefimiz 3 dolar. Katma değerli ürün ihracatını arttırmak için inovasyon, Ar-Ge ve tasarıma yoğunlaşmamız gerekiyor” dedi.

2017 yılında Ege Bölgesi’nden 100 firmanın İnovaLİG’e katıldığını bilgisini paylaşan Ünlütürk, “ Yarı finale kalan 27 firma arasında ise; İzmir, Manisa ve Denizli’den 2’şer firma olmak üzere Ege Bölgesi’nden 6 firma kaldı. 3 firmamız İnovaLİG’ten ödülle döndü. Ege Bölgesi bu sayıları arttırabilecek güce sahip. Potansiyelimizi ortaya çıkaralım” diye çağrıda bulundu.

İnovaLİG’e 2017 yılında İzmir’den 62 firma katılırken, Denizli’den 20 firma, Manisa’dan 8 firma yer aldı. Afyon 6 firma ile temsil edilirken, katılan firmaların 2 tanesi Kütahya, 1 tanesi Aydın ve 1 tanesi Uşak firmasıydı.

2017 yılında Ege Bölgesi’nden İnovaLİG’te ödül alan ve yarı finale kalan firmalar şöyle olmuştu; İnovasyon Döngüsü kategorisinde Sun Tekstil San. ve Tic. A.Ş. ikinci olurken, İnovasyon Kaynakları alanında Maxion Jantaş Jant Sanayi ve Ticaret A.Ş. üçüncülüğü kazanmıştı. İnovasyon sonuçları alanında Evteks Tekstil Konfeksiyon Turızm Yatırım San. ve Tic. Ltd.Şti. Kobi Özel Ödülü’nün sahibi olurken, Vestel Beyaz Eşya Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi İnovasyon Stratejisi alanında, Volkan İtfaiye ve Nayka Tekstil San. Tic. Ltd. Şti. İnovasyon Sonuçları kategorisinde yarı finalist olmuştu.

Değerlendirmeyi tamamlayan her firmaya 100 sayfalık kıyas analizi raporu

İnovaLİG’e başvuran ve değerlendirme formunu dolduran her firmaya ücretsiz olarak 100 sayfalık bir inovasyon raporu sunuluyor. Bu rapor, firmaların kendi yetkinliklerinin, yerel ve uluslararası pazarlardaki benzerleri ile karşılaştırıldığı bir rapor niteliğinde oluyor.

İnovaLİG ile firmalar hem inovasyon yetkinliklerini ölçmekte hem de inovasyon kültürlerini interaktif bir platformda geliştirme fırsatı yakalıyor. İnovasyon değerlendirmesini tamamlayan her firmaya, kapsamlı inovasyon değerlendirme ve kıyas analizi raporu ücretsiz olarak sunulurken, Türkiye İhracatçılar Meclisi, İnovaLİG sayesinde firmaların orta ve uzun vadeli hedeflerine odaklanmasına ve yıllar içerisinde inovasyon gelişimlerini takip edebilmelerine imkan sağlıyor.

EİB/Türkiye’de Enerji

Ar-ge’nin ticarileşmesi için en önemli adım atılıyor

Hayatımızın her aşamasında yer alan Ar-Ge çalışmaları doğrudan insan yaşamını etkiliyor. Dünya ülkeleri de Ar-Ge konusunda birbirleriyle büyük bir yarış içinde ilerliyor. Ar-Ge harcamaları konusunda en büyük atılımı Çin gösterirken, Türkiye Ar-Ge çalışmalarını, Çin’den sonra en hızlı arttıran ülke oldu. Bu kapsamda, Mimar ve Mühendisler Grubu (MMG) tarafından organize edilen MMG AR-GE & İnovasyon Zirvesi ve Sergisi, Türkiye’de yapılan Ar-Ge çalışmalarının ticarileşmesi noktasındaki sıkıntıları ortadan kaldırmak ve sanayide dönüşümü gerçekleştirmek amacıyla Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden teknopark, Ar-Ge merkezleri ve üniversite projelerini tek bir çatı altında bir araya getiriyor. MMG 2. AR-GE & İnovasyon Zirvesi ve Sergisi, inovatif projeleri yatırıma dönüştürme imkânlarıyla geçen sene 1624 iş görüşmesine aracılık etti. Zirve, 10.000 ziyaretçi ağırlayarak 73 iş anlaşmasına imza atılmasını sağladı.

Ülkeler artık geleceklerini Ar-Ge yatırımları, teknolojik yenilikler ve sanayide dönüşümler üzerine kurarken ülkemizde de Ar-Ge ve inovasyona verilen önem her geçen gün artıyor. 8 şube 14 temsilciliği ve 4 binin üzerinde üyesi olan MMG, Türkiye’deki çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor.

“14 OTURUM, 60 KONUŞMACI”

Türkiye’nin yerli yeniliğini temsil eden MMG 3. AR-GE & İnovasyon Zirvesi ve Sergisi 17-18 Ekim tarihlerinde İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek. Zirvede iki gün boyunca, 14 oturumda 60 konuşmacı yer alacak. İnovasyonun en önemli sorunu olan ticarileşememe, sanayideki dönüşüm, Ar-Ge tabanlı yerel kalkınmanın önündeki engellerin giderilmesi konusunda önemli adımlar atılacak. Zirvede Ar-Ge yatırımlarından, Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda , geliştirilen yerli ve milli teknolojiler yanında önemli konular konuşulacak, çözüm yolları üzerinde durulacak. MMG 3. AR-GE & İnovasyon Zirvesi ve Sergisi’nde sağlıktan uzay araştırmalarına, savunma sanayinden enerjiye, iletişimden çevre konularına kadar buluşlar ve icatlar sergilenecek. Geçen yıl, 10 bin kişinin ziyaret ettiği zirvede bu yıl hedeflenen rakamın 12.500 olması bekleniyor.

Nis PR/Türkiye’de Enerji

Ekonomi Bakanlığı’ndan Ege çıkarması

0

Ekonomi Bakanlığı, ihracatta rekorlar yılı olarak belirlediği 2018 yılı için ortaya koyduğu 169 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmak için ihracatçı firmaları fabrikalarında ziyaret ederek sağladığı destekleri anlatıyor.

Ekonomi Bakanlığı 23-24 Şubat 2018 tarihlerinde Manisa, Aydın, Afyon, Uşak ve Kütahya illerinde 100 ihracatçı firmayı ziyaret edecek.

Ege İhracatçı Birlikleri’nin yapılan yazılı açıklamaya göre; Ekonomi Bakanlığı, ihracatçıların sorunlarını ilk ağızdan dinleyip çözüm için formüller geliştirecek, ihracat hedeflerinin tutturulması için yol gösterici olacak ve yol haritası çıkaracak.

Ekonomi Bakanlığı heyetleri, 2017 yılında ise; 41 il ve 7 ilçede yerleşik 1.506 firmayı ziyaret etmişti.

Heyetlere Genel Müdürler Başkanlık edecek

Ekonomi Bakanlığı’nın Manisa, Aydın, Afyon, Uşak ve Kütahya’yı kapsayan temaslarına Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Kadir BAL başkanlık yapacak. 60 kişiden oluşan heyete 23, 24 ve 25’inci Dönem Denizli Milletvekili, Bakan Danışmanı Mehmet Yüksel iştirak edecek.

İhracat Genel Müdürü Volkan Ağar, İthalat Genel Müdürü Ahmet Erkan Çetinkayış, Ürün Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürü Zafer Soylu ve Ekonomik Araştırmalar ve Değerlendirme Genel Müdürü Arzu Yılmaz başkanlıklarındaki 10 farklı çalışma grubu tarafından her bir ilde eş zamanlı olarak icra edilecek ziyaretler kapsamında Manisa’da 30 firma ziyaret edilirken, Aydın, Afyon ve Uşak’ta 20’şer firma, Kütahya’da ise; 10 firma ziyaret edilecek.

Söz konusu 100 firmanın ziyaretinde, her bir çalışma grubunda yer alan İhracat Genel Müdürlüğü; İthalat Genel Müdürlüğü; Anlaşmalar Genel Müdürlüğü; Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye (TUYS) Genel Müdürlüğü; Serbest Bölgeler, Yurtdışı Yatırım ve Hizmetler (SBYYH) Genel Müdürlüğü, Ürün Güvenliği ve Denetimi (ÜGD) Genel Müdürlüğü ve Ekonomik Araştırmalar ve Değerlendirme (EAD) Genel Müdürlüğü temsilcileri, Ekonomi Bakanlığı tarafından verilen destek ve hizmetler hakkında firma temsilcilerine bilgi verecekler.

Dâhilde İşleme Rejimi, ihracata yönelik devlet destekleri ve uygulamaları; ithalatta uygulanan ticaret politikası savunma araçları, ilave gümrük vergileri ile telafi edici vergi uygulamaları; son dönemde imzalanan ya da müzakereleri devam eden mal ve hizmet ticaretine yönelik ikili/çok taraflı ticaret anlaşmaları; firmaların bulunduğu iller bazında “Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar” kapsamında uygulanan destekler; serbest bölgeler, yurt dışı müteahhitlik ve müşavirlik faaliyetleri, çeşitli hizmet sektörlerine yönelik uygulamalar; Ekonomi Bakanlığınca yürütülen ürün güvenliği uygulamaları ile genel olarak ürün belgelendirmeleri, teknik engeller ve bazı tarım ürünleri ihracatında ticari kalite denetimleri; Türkiye ve Dünya ekonomisi ve dış ticareti ile ilgili gelişmeler hakkında ziyaret edilen firmaların temsilcilerine bilgi verilecek.

Her ilde 2 gün boyunca gerçekleştirilecek firma ziyaretlerinin yanı sıra, 24 Şubat 2018 tarihinde Manisa, Aydın, Afyon, Uşak ve Kütahya illerinde firmaların temsilcilerinin katılımı ile Ekonomi Bakanlığı destek ve faaliyetlerine ilişkin bir bilgilendirme toplantısı gerçekleştirilecek.

Firmalarımıza, Ekonomi Bakanlığı tarafından verilen desteklerin doğrudan anlatılması ve firmalarımızın ihracat, ithalat, yurtiçi/yurtdışı yatırım, serbest bölge ve ürün güvenliği denetimi konularında karşılaştıkları sorunlara çözüm önerileri getirmeyi amaçlayan söz konusu il ziyaretleri, Mayıs ayının ilk yarısına kadar diğer bölgelerimizdeki illere yönelik olarak Ekonomi Bakanlığı tarafından gerçekleştirilmeye devam edilecek.

5 ilin ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 136 oldu

Ekonomi Bakanlığı’nın iki günlük program dahilinde ziyaret edeceği Manisa, Aydın, Afyon, Uşak ve Kütahya 2017 yılında 5 milyar 391 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Bu illerin ithalatı ise 3 milyar 961 milyon dolar oldu. Ekonomi Bakanlığı’nın ziyaret edeceği 5 Ege ili 1 milyar 430 milyon dolar dış ticaret fazlası verirken, ihracatlarının ithalatı karşılama oranı yüzde 136 olarak kayıtlara geçti.

Manisa, Aydın, Afyon, Uşak ve Kütahya arasında; Manisa, 4 milyar 1 milyon dolarlık ihracat rakamıyla en fazla ihracat yapan il olurken, Aydın 580 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Afyon 313 milyon dolarlık dövizi Türkiye’ye kazandırırken, Uşak 248 milyon dolar ve Kütahya 247 milyon dolar ihracata imza attı.

EİB/Türkiye’de Enerji

Dünya Çelik İhracatının Kaderi Trump’ın Elinde

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kuralları çerçevesinde ihracat yapan Türkiye gibi ülkelerin ürünlerinin pazarına girmesini haksız yere engellemek ve kendi sanayisini de cam fanus içinde korumak isteyen ABD, yüksek vergilerle çelik ithalatının önünü kesmeyi hedefliyor. Türk çelik sektörü, bu amaçla yeniden gündeme getirilen ve şu an ABD Başkanı Trump’ın masasında bekleyen Section 232 yasasından çıkacak sonuca kilitlenmiş durumda. ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross, geçtiğimiz günlerde Başkan Trump’a üç farklı seçenek sunduklarını açıkladı. Aralarında Türkiye’nin de olduğu 12 ülkeden yapılan çelik ithalatına en az yüzde 53 vergi getirilmesi de bu üç seçenekten bir tanesi. Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı Namık Ekinci, “Bu durumun gerçekleşmesi Türkiye’nin ABD’ye en büyük ihracat ürünü olan çeliği durma noktasına getirir” dedi. Başkan Trump’ın 11 Nisan’a kadar açıklayacağı kararı, Türk çelik sektörü ilgi ile bekliyor.

ABD çelik ithalatına ek vergi getirmek için düğmeye bastı. ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross “Section 232” konusunda Başkan Trump’a verilen raporun detaylarını paylaştı. Türkiye’nin de aralarında olduğu 12 ülkeye en az yüzde 53 vergi uygulanmasını öneren tasarı hayata geçerse Türk çelik ihracatına ağır bir darbe vuracak. Türk çelik sektörü nihai kararı verecek olan Trump’ın 11 Nisan’a kadar konu ile ilgili yapacağı açıklamayı beklerken Çelik İhracatçıları Başkanı Namık Ekinci, en az yüzde 53 verginin zaten düşmekte olan ABD’ye çelik ihracatının tamamen durması anlamına geldiğini söyledi ve ekledi: “Bu karar dünya ekonomisini de olumsuzluğa sürükler”.

ABD’nin Ulusal Güvenlik kapsamında bir ticaret anlaşması dâhilinde 1962 yılında kanunlaştırdığı Section 232, Donald Trump’ın göreve gelmesiyle birlikte yeniden gündeme gelmişti. Çelik ithalatına ek vergi getirilmesini öneren yasa ile ilgili çalışmalar geçtiğimiz yıl Nisan ayında başlamıştı. Section 232 kapsamında Trump’a sunulan raporda ise üç farklı seçenek bulunuyor. İlki, tüm ülkelerden çelik ithalatına en az yüzde 24’lük ek vergi getirilmesi. İkinci alternatif aralarında Türkiye’nin de olduğu Brezilya, Çin, Kosta Rika, Mısır, Hindistan, Malezya, G. Kore, Rusya, G. Afrika, Tayland ve Vietnam’dan oluşan 12 ülkeye en az yüzde 53 vergi, geriye kalan ülkelere ise 2017 ihracatları kadar kota uygulanması. Üçüncü ve son seçenek ise tüm ülkelere 2017 ihracatlarının yüzde 63’u oranında kota getirilmesini teklif ediyor.

ABD Türkiye’nin çelik ihracatında önemli bir yer tutuyor ancak son yıllarda haksız yere açılan anti-damping davaları sektöre kan kaybettiriyor. ABD’ye yapılan ihracat hızla düşerken Section 232 ihracata vurulan son darbe olabilir. Geride bıraktığımız yıl 2016 yılına göre Türkiye’nin ABD’ye çelik ihracatı miktarda yüzde 22,5 kadar düşerek 1,83 milyon ton, değerde ise 1,12 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2018 Ocak ayında ise geçen yılın aynı ayına kıyasla ABD’ye çelik ihracatında 83,6’lık sert bir düşüş yaşandı ve ihracat 42 bin tona kadar geriledi. Dünyanın en büyük çelik ithalatçısı olan ABD’nin yerli çelik sanayini korumak için ithalata duvar örmesi dünya ticaretindeki dengeleri de sarsacak gibi görünüyor. Bu süreçte AB, Çin ve Japonya gibi ülkeler olası önlem kararının ticaret savaşlarını tetikleyeceğini öne sürerek gerekirse misilleme adımları atacaklarını belirtiyorlar. Türk çelik sektörü ise ABD’nin haksız olarak nitelendirdikleri böyle bir karar almayacağı yönündeki inancını korumakla birlikte, kararın Türkiye aleyhine sonuçlanması durumunda gerekli misillemenin Türk siyasi otoriteleri aracılığıyla yapılmasını bekliyor.

Namık Ekinci: “Başkan Trump Section 232’yi onaylarsa sadece bize değil kendi sanayisine de kötülük yapmış olur. Suni olarak sanayisine sağlayacağı kâr transferi, orta vadede ABD ekonomisine de zarar verir”

Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) öncü kurucularından olan ABD’nin çelik ithalatını haksız yere engellemeye çalışmasının kabul edilemez olduğunu belirten Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı Namık Ekinci, “Türk çelik sektörü olarak dampingli ve devlet teşvikli ürünlerin satışına kesinlikle karşıyız. Ayrıca devletten hiçbir şekilde teşvik almıyoruz ve almak da istemeyiz. Bizler kendi öz sermayemizle ürünler üretiyor ve yatırımlarımız ile büyüyoruz. Bu kararın yürürlüğe girmesini çeliği hammadde olarak kullanan ABD’li sanayiciler ve inşaat sektörü de istemiyor. Dünya yönetiminde önemli etkisi olan ABD’nin adil davranması gerekirken, ekonomik gücünü kendi lehine ancak vatandaşlarının aleyhine kullanıyor. Halkını zorlama adına da olsa adeta diğer ülkeleri yıpratma sevdası içinde. Bu gibi hareketler sadece çelik sanayinin değil dünya ekonomisinin de çıkmaza sürüklenmesine sebep olur. Bu hareket bir nevi ABD halkından ve kamusundan, verimsiz çalışan ABD çelik sanayisine kâr transferini artırmaktadır. ABD’nin kendi sanayisine yetecek ve hatta ihracatını yapacak kadar hammaddesi var ve ayrıca enerjiyi de oldukça ucuza kullanıyor. Buna rağmen düzgün çalışan, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kuralları çerçevesinde ihracat yapan bizim gibi ülkeleri bertaraf etme istekleri dünya ticaretine de büyük darbe vuracaktır. Umuyorum ki bu konu hak ve hukuk dâhilinde sonuçlanacak ve bu haksızlığın önüne geçilecektir. İnancımız bu yönde” diye konuştu.

İlyada/Türkiye’de Enerji

Zorlu Enerji’ye kira sertifikası ihracıyla Bonds&Loans Ödülü

Zorlu Enerji 3 Ekim 2017 gerçekleştirdiği kira sertifikasıyla sektöründe bir ilke daha imza atarak Bonds&Loands Ödülü aldı. 200 Milyon TL tutarında gerçekleştirilen ve hali hazırda Türkiye’de reel sektörün gerçekleştirdiği en büyük kira sertifikası ihracı olan bu işlem, enerji sektöründe ilk kez Zorlu Enerji tarafından kullanıldı. Zorlu Enerji, sektöründe bir ilk olarak reel sektörün gerçekleştirdiği en yüksek meblağlı kira sertifikası ihracını gerçekleştirdiği için ödüle layık görüldü. Törende Zorlu Enerji adına ödülü Zorlu Enerji Mali İşler Direktörü Elif Yener aldı.

Türkiye’nin en saygın finansal kurumlarını bir araya getiren Bonds&Loands Ödülü, farklı alanlarda en başarılı finansal işlemlerini değerlendirmeye alıyor. 2013 yılından bu yana düzenlenen etkinlikte başta bankalar ve finansal kurumlar olmak üzere farklı organizasyonlar gerçekleştirdikleri finansal işlemler ve gösterdikleri performanslara göre ödüllendiriliyor.

Medya Evi/Türkiye’de Enerji

Enerji sektöründe siber güvenlik sistemleri ihtiyacı karşılamıyor

EY’nin Küresel Bilgi Güvenliği 2017-18 Araştırması sonuçlarına göre; enerji dağıtım sektörü firmalarının tamamı siber güvenlik sistemlerinin şirket ihtiyacını karşılamadığını belirtiyor. Katılımcıların %85’i ise şirketlerinde düzenli olarak kriz senaryolarını test eden ve olası bir siber güvenlik ihlaline karşı etkin kriz yönetimi sağlayacak bir program olmadığını ifade ediyor

Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY, bu yıl 20.’sini gerçekleştirdiği Küresel Bilgi Güvenliği 2017-18 Araştırması’nın (Global Information Security Survey – GISS) enerji dağıtım sektörüne ilişkin sonuçlarını açıkladı. Dünya genelinden yaklaşık bin 200 büyük ölçekli şirket yöneticisinin anket yoluyla katılımı ile hazırlanan araştırma, farklı sektörlerden şirketlerin günümüzün dijital ekosisteminde siber güvenlik tehdit ve saldırılarına karşı yaptıkları hazırlık ve yatırımlar ile ilgili çarpıcı bulgular ortaya koyuyor.

Araştırma sonuçlarına göre; enerji dağıtım sektörü firmalarının tamamı (%100) siber güvenlik sistemlerinin şirket ihtiyaçlarını karşılamadığını ifade ediyor. Bununla birlikte enerji dağıtım sektörü şirketlerinin %58’i dijital ekosistemin takip edilmesi veya izlenmesi konusunda güçlük yaşanacağını öngörüyor. Araştırmada, dijital ekosistemin takip edilmesi konusunda güçlük çekileceği beklentisinin tüm sektörler genelinde %36 ile enerji sektöründen oldukça düşük olduğuna dikkate çekiliyor.

Dijital dönüşüm enerjide risk yönetimini güçleştiriyor

Teknolojik ilerlemelerin etkisiyle radikal bir dönüşüm sürecinde olan enerji dağıtım sektörü şirketleri için içerisinde faaliyet gösterdikleri dijital ortamın haritasını çıkarmak gittikçe zorlaşıyor. Araştırmada; enerji değer zincirinin daha da çok parçalı bir yapıya sahip olması ile birlikte mikro şebekeler ve dağıtılmış enerji kaynaklarındaki yükselişin enerji dağıtım sektöründe risklerin anlaşılması ve yönetimini güçleştirdiği vurgulanıyor. Artan güvenlik tehditlerine rağmen, katılımcıların %85’i şirketlerinde düzenli olarak kriz senaryolarını test eden ve olası bir siber güvenlik ihlalinin ardından etkin kriz yönetimi sağlayacak bir program olmadığını ifade ediyor.

“Siber güvenlik, şirket stratejinin ayrılmaz bir parçası olmalı”

“Dijital ekosistemin genişlemesi, enerji dağıtım sektörü firmalarını daha yoğun ve karmaşık, daha da önemlisi kritik öneme sahip fonksiyonları aksatabilecek siber saldırılarla karşılaşma riski taşıyor” diyen EY Türkiye Enerji Sektörü Lideri Erkan Baykuş konu ile ilgili şu değerlendirmede bulundu:

“Enerji dağıtım sektörü şirketleri her ne kadar siber güvenlik konusunda geçtiğimiz yıllarda kaydedilen ilerleme ile birlikte tehditler konusunda daha güvende hissetseler de araştırma sonuçları daha gelişmiş ve hedefli saldırılarla baş etmede yetersiz olduklarına işaret ediyor. Siber tehditlere karşı dirençli bir yapı oluşturulmasında şirketlerin öncelikle kurum genelinde benimsenen kapsamlı bir risk yönetimi stratejisine sahip olmaları gerekiyor. Siber güvenlik yönetim stratejisinde, karmaşıklaşan tehditler karşısında çok katmanlı bir yaklaşım ile hareket edilmesi ve başarısı kanıtlanmış öncü uygulamaların kullanılması önem taşıyor. Diğer taraftan şirketlerde güvenlikten sorumlu yetkililerin endişe duydukları konuları üst düzey yönetime taşıma kabiliyetlerinde eksiklik olduğunu gözlemliyoruz. Bu da risklerin azaltılmasını sağlayacak yatırımların yapılması önünde engel teşkil ediyor. Dolayısıyla siber güvenlik konusunun genel şirket stratejinin ayrılmaz bir parçası olarak ele alınmasına ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor.”

Enerji dağıtım sektörü şirketlerinin %23’ünün güvenlik operasyon merkezi bulunmuyor

Araştırma sonuçlarına göre; enerji dağıtım sektörü şirketlerinin yalnızca %6’sı (2017’de %19) mevcut stratejilerinin bilgi güvenliği üzerindeki etkilerini tam anlamıyla gözden geçirdiklerini ve risk yönetim modellerinin siber tehditleri ve kırılganlıkları kapsadığı ve takip ettiğini ifade ediyor. Bununla birlikte katılımcıların yaklaşık dörtte biri (%23) halen bir güvenlik operasyon merkezlerinin olmadığını belirtiyor.

Bütçe kısıtları siber saldırılardan korunma önünde engel teşkil ediyor

Araştırmaya katılan enerji dağıtım sektörü şirketlerinin %44’ü, bütçe sınırlamalarını siber saldırılara karşı korunmada ciddi bir engel olarak görüyor. Katılımcıların yaklaşık üçte biri (%29) yönetimin arzu ettiği risk toleransı seviyesine ulaşılabilmesi için bütçede %25’ten yüksek bir artış gerçekleşmesi gerektiğini söylerken, yalnızca %9’u gelecek 12 aylık dönemde böyle bir artış gerçekleşmesini bekliyor.

Mese/Türkiye’de Enerji

Tekzen’den Karadeniz’e özel akaryakıt kampanyası

0

Türkiye’nin yüzde 100 yerli ve en yaygın ev güzelleştirme merkezi Tekzen, Karadeniz mağazalarına özel akaryakıt kampanyası düzenledi. Aytemiz Yakıt Kampanyası ile TekzenKart ile tek seferde yapılacak 150TL ve üzeri alışverişlerde Aytemiz’den 15TL’lik akaryakıt hediye.

Türkiye’nin dört bir yanına yayılan mağazalarıyla müşterilerine geniş ürün yelpazesi sunan Tekzen, Karadeniz mağazalarına özel akaryakıt kampanyası düzenledi. Kampanya, TekzenKart ile tek seferde yapılacak 150 TL ve üzeri alışverişlerde Aytemiz’den 15 TL’lik akaryakıt hediye imkanı sağlıyor.

Karadeniz’e Özel Aytemiz Yakıt Kampanyası

Türkiye’de 56 ilde 131 mağazası ile hizmet veren Tekzen, yeni mağaza açılışlarının yanı sıra mevcut mağazalarını da yenileyerek kampanyalar düzenlemeye devam ediyor. Tekzen’in bu sefer de Trabzon, Samsun, Lovelet, Fatsa, Giresun ve Bafra mağazalarına özel düzenlediği Aytemiz Yakıt Kampanyası 28 Şubat 2018 tarihine kadar geçerli olacak.

Tekzen mağazalarında; mobilyadan ev ve mutfak gereçlerine, inşaat ve tesisat malzemelerinden elektrik ve aydınlatma ürünlerine, bahçe dünyasından evcil hayvan dünyasına kadar çok geniş yelpazedeki binlerce çeşit ürünü aynı çatı altında sunuyor.

İleitşim Ofisi/Türkiye’de Enerji

Avcılar, lütfen dikkatle okuyun..

Siz avcılığı bir ‘spor’ kabul ediyorsunuz. Masum ve savunmasız hayvanları son teknolojiler kullanarak aldatıp öldürmeyi bir ‘marifet’ sayıyorsunuz.

Avcılar, lütfen dikkatle okuyun..

Onların yalvaran gözlerine, aç kalan yavrularına aldırmayıp, yaralı hayvana sopalarla vurup canını alıp kellesini veya kürkünü evinize asmayı gurur kaynağı olduğunu farz ediyorsunuz. Yazıklar olsun !

Vahşi zevklerinizi ekosistemi ve hayvanların soylarını yok ederek tatmin edip,  daha sonrada doğayı koruduğunuzu iddia edecek kadar cüretkarsınız. “Avlanan Avcıları Avlama Derneği” açmak için resmen müracaat ettim.

Dernekler masasından olumlu bir yanıt alamadım.

Ama kurbanlarınız kuşları, tilkileri, domuzları, geyikleri,  kurtları,  tavşanları mutlu edebilecek bazı havadisleri gazetelerden toparladım. Siz avcılar, en iyisi elinizdeki silahı yavaşça yere bırakın.

Gaziantep’in Islahiye ilçesinde avcılar hiç acımadan koruma altında olan yavrusu ile bir ana kızıl geyik ve ayrıca  iki kızıl geyiği öldürdüler.

Yedi aylık bambi ayağı kırılınca ameliyatla iyileştirildi. Kaçkar’da doğal yaşama döndü. Mutlu idi. Ama avcıların yani psikolojisi bozuk bazı katil ruhların  kurşunlarından neticede kurtulamadı.

Bir engerek yılanını nedense yuvasında öldürmeye çalışan Tekirdağlı çiftçi Rahmi Kaburcuk kendisi av oldu. Yılan daha atak davranıp avcıyı boynundan ısırdı. Bravo.

Eskişehir’de Mihalıççık ilçesinde ava çıkan üç kişiden Mustafa Özkan kaza ile arkadaşının oğlunu vurdu.

Antalya’da Halil Çalışkan adlı kişi evinin bahçesindeki yılana arka arkaya ateş etmeye başlayınca olan oldu. Av tüfeğinden çıkan saçmalar duvardan sekerek oğlu Murat Çalışkan’a isabet etti.

İstanbul Silivri’de ava çıkan Bekir Sütüpak adlı inşaat işçisi, vurduğu ördeği buz tutan gölden almak isterken buzun kırılması sonucu soğuk sulara gömüldü. (Ne güzel)

Ağrı, Afyonkarahisar, Denizli, Kayseri ve Sivas’ta masum ve aç  hayvanları hazır korumasız durumda iken vurmak için yola çıkan beş avcı donmuş!

Ağrı’nın Panos ilçesinde Süphan dağında ava çıkan 3 avcı çığ altında kalarak hayatını kaybetti.

Sabah eşi uyandırmayı unutunca arkadaşları ile ava gidemeyen koca bu kızgınlıkla karısını vurmuş. Bir kere avcılarda öldürme dürtüsü oluşmuş, ancak öldürerek “mutlu” oluyorlar. Kime niyet, kime kısmet !

Mudanya’da 35 yaşındaki avcı Özkan K. Oğlu ile birlikte ava çıkar. Oğlunu bir tepeliğe çıkarmak için tutunsun diye elindeki av tüfeğini uzatmış, oğlu tetiğe basınca masum hayvanları her gün vuran insafsız avcı Özkan K. Hani
derler ya “Ava giden avlanır.

Kahramanmaraş’ta evinin balkonunda oturan avcı Ali Kıyas bahçedeki fareye av tüfeği ile ateş edince, komşunun dokuz yaşındaki kızı Hatice’yi vurdu.

Eğer bu dünyada insanlar 200 yıl sonra da  yaşantılarını devam ettirecek olurlarsa; inanıyorum ki kendi aralarında toplandıklarında bizlerin “avcılık” diye bir spor dalını kabul etmemizi ve gözlerine kan bürümüş bir takım kişilerin “bir zevk” uğruna masum canlıları öldürdüğünü kabullenmemizi anlamayacaklardır. Bizleri de bu inanılmaz davranıştan dolayı  lanetleyeceklerdir. Ben sistemin “öteki” dediği her şeyin yanındayım. Yaşam hakkı karşısında tüm canlıların eşit olduğunu biliyorum. Ancak bugün yaşanan eşitsizliği yaratan tek canlı türü insandır.

Aslan acıkınca avlanır. Genellikle bir sürünün en gerisinde kalan sürüye ayak uyduramayan yaşlı veya hastalıklı bireyini öldürür,  böylece bulaşıcı hastalığın sürüde yayılmasını önlemiş olur. Çenesi en kuvvetli hayvan sırtlandır
ama kendisi can almamak için avlanmaz aslan ve kaplanların avlarından geri kalan etlerle yetinir. Ondan da artanları, akbabalar, ufak kuşlar en sonda kalan parçalarıdır. Sonuçta diğer böcekler temizler ve böylece ekolojik
denge tamamlanır.

Ya avcılar onlar sadece zevk için vuruyorlar. Hani insanın içindeki “kan görüp de bundan mutlu olma dürtüsü” var ya !

Seri katillerin yaşantısını inceleyin muhakkak ilk şiddet uygulamalarını hayvanlarda denemişlerdir. Onun için hayvana yönelik şiddeti önemseyip, önlemek amacıyla elinizden geleni yapmalısınız. İşte örnekler:

Postanede 14 arkadaşını öldüren ve ardından kendini vuran Patrick Sherill geçmişte evcil hayvan çalmış ve kendi köpeğine onları öldürtmüştür.

Brenda Spencer, 2 çocuğu öldürmüş ve diğer dokuzunu yaralamıştır. Geçmişte kedi ve köpeğe eziyet etmiş ve onların kuyruklarını ateşe vermiştir.

Caroll Edward Cole, itham edildiği 35 cinayetin 5 tanesi dolayısıyla infaz edilmiştir. Henüz çocukken bir yavru köpeği boğazlayarak şiddet uygulamaya başlamıştı.

1987 yılında, 3 Missouri lise öğrencisi ölmüş arkadaşlarını dövmekten dolayı tutuklanmışlardır. Hepsinin geçmişlerinde birkaç yıl evvelden başlayarak birçok kere hayvanları sakat bırakma olayları vardır. Bir tanesi sayamadığı
kadar çok kediyi öldürdüğünü itiraf etmiştir.

Edward Kemperer önce 2 kediyi kesti. Daha sonra büyükanne ve büyükbabasını, annesini ve 7 kadını öldürdü.

Peter Kurten, nam-ı diğer Düsseldorf Canavarı, köpeklere işkence ve tecavüz ederek öldürdü. Aralarında çocukların da bulunduğu 50’den fazla insanın ölümüne neden oldu.

Richard Speck bir kuşu vantilatöre atarak parçalanmasına neden oldu. 8 Kadını öldürdü.

Yerli otomobil hayali gerçek oluyor

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Üyesi, AK Parti Kastamonu Milletvekili Murat Demir, yerli otomobil yatırımına ev sahipliği yapma isteklerini ortaya net bir şekilde koyduklarını belirterek, Kastamonu’nun yerli otomobil üretimine talip olduğunu söyledi.

Kastamonu Milletvekili Murat Demir, “Milli proje için kurulacak fabrikaya 1,5 milyon metre karelik alanı hazırladık. Hatta hazine arazisi konumunda bulunan 400 bin metre kare alanı da hibe edeceğiz” dedi.

“KASTAMONU YERLİ OTOMOBİL FABRİKASI İÇİN SEFERBERLİK İLAN ETTİ”

Milletvekili Murat Demir, “Yerli otomobil üretiminde iş adamlarımız ortaklardan birisi olmayı arzulamaktadır. Milli projemiz olan yatırıma ev sahipliği yapma isteğimizi net şekilde ortaya koymak adına Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a isteğimizi projelendirerek yazılı olarak bir dosya ile ilettik. Bu projenin bir Anadolu şehri olan Kastamonu’ya yapılmasının gerekliliklerinin farkındayız. Marmara Havzası gibi lojistik ve arazi olarak uygun olmayan şehirler yerine Kastamonu’nun bu iş için ne kadar uygun olduğu hakkında yaptığımız akademik çalışmalarımızda tamamdır. Uzmanlar tarafından fizibilitesi de yapılmıştır. Önümüzdeki günlerde dosyamızı bakanımıza da ileterek, ülkemizin milli projesine talip olduğumuzu bildireceğiz” dedi.

“SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ BÜYÜK DÜŞÜNEREK MİLLİ PROJEMİZİ HAYAL OLMAKTAN ÇIKARMIŞTIR”

Kastamonu’nun yerli otomobil üretimi için geniş arazilerin yanı sıra iş gücüyle de avantajlı olduğunu belirten Murat Demir, “Milli projemiz hakkında büyük düşünmek ve hedefleri de bu ölçüde koymak gereklidir. Bu şekilde düşünen ve hayatı boyunca da ülkesi için ciddi gayretler içerisinde olan Sayın Cumhurbaşkanımız da büyük düşünerek, bu projeyi hayal olmaktan çıkarmıştır. Bizde sayın cumhurbaşkanımızın çalışma temposuna ayak uydurabilmek için hiç durmadan çalışıyoruz.

Sayın Cumhurbaşkanımızın ciddi gayreti ve girişimleri sonucu ortaya çıktığında yerli otomobil projesi konusunda Kastamonu’ya çağrı yapmıştım. O günden bugüne çok olumlu tepkiler aldık ve bugün projeye talip olmaktan öteye geçerek, fabrikanın kurulması noktasında şehrimizde üretim yapılacak ümidiyle, alt yapı çalışmalarına başlayacak duruma geldik.

Kastamonu Valimiz, Milletvekillerimiz, Sivil Toplum Örgütlerimiz, Belediyemiz topyekûn bu işe sarıldık. Resmi talebimizi sayın Bakanımıza yaptık aslında, önümüzdeki günlerde dosyamız hazır onu vereceğiz. Şu anda da bildiğimiz kadarıyla 20’i aşkın il projeye talip oldu ama ben sanayici, yatırımcı, siyasetçi olarak baktığım zaman Kastamonu’nun şansının büyük olduğunu görmekteyim” diyerek konuştu.

“YATIRIMCILARIN ÖNCELİKLERİ OLAN UYGUN ARAZİ, İŞ GÜCÜ VE ULAŞIM İÇİN KASTAMONU AVANTAJLI KONUMDADIR”

Yatırımcının önceliklerinin uygun arazi, iş gücü ve ulaşım olduğunu ve Kastamonu’nun en model şehirler arasında yer aldığını ifade eden Demir, “Önemli öncelikler arasında yer alan ulaşım konusunda avantajlı konumdayız. Modern bir havalimanımız var. İstanbul’dan her iki yakadan da uçuşlarımız var, Ankara-Kastamonu arası 2 saat, Ilgaz tünelinden sonra İstanbul karayoluna baktığın zaman 3,5 saat. İnebolu limanı inşallah 2020 yılında bitmiş olacak. Bunun yanında Bartın-Filyos Limanı Kastamonu’ya 2 saat mesafede. Arazi olarak da bir sıkıntımız yok. 1,5 milyon metre karelik alanı hazırladık, verebilecek durumdayız. Hatta şu anda hazine arazisi konumunda bulunan 400 bin metre kare alanı hibe edeceğiz. Ana fabrika noktasında talebimiz bu. Olmazsa en azından bir yan sanayi fabrikasını Kastamonu’ya kazandırmak amacındayız” dedi.

“MİLLİ PROJE İLE GÖÇ VEREN İL KONUMUNDAN GERİ GÖÇ ALAN DURUMA DÖNECEĞİZ”

Yerli otomobil fabrikasının Kastamonu’ya kazandırılmasıyla yıllardır göç veren durumu geri göç şekline çevirmeyi de başaracaklarını söyleyen Demir, “Yani istihdam anlamında yıllardır göç veren Kastamonu’ya geri göçe çevirmek için bu yatırımları planlamamız, gündeme getirmemiz, kazandırmamız gerekiyor” dedi.

 

Kuveyt’in hedefi; “2020”

Geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiğim Kuveyt ziyaretimde her iki ülkenin ekonomik işbirliğine fayda sağlayacak çok önemli görüşmeler gerçekleştirdik.

Kuveyt’te konuşulan projelerin aynen söylendiği gibi hızla gerçekleştiğine bir kez daha şahit oldum.

Kardeş ülkemizde gerçekleşen bu olumlu değişim ve gelişimlerin nedeni olan büyük projelerin içerisinde Türk firmalarının sayısının yüksek olması da ayrıca bizleri çok gururlandırıyor.

Türk iş adamlarımızın profesyonel anlaşmalar ve ciddi banka teminatlarıyla Kuveyt’te yaptıkları projeleri zamanında ve eksiksiz teslim etmeleri de yeni iş yapacak Türk firmaları için büyük referans oluyor.

El Sabah ailesi ile yaptığımız ikili görüşmelerde Türk firmalarının öncelikli tercih edileceğinin de sinyalini ilk ağızdan almış olduk. İş adamlarımız ile alakalı olumlu düşünceleri gerçekten bizleri çok gururlandırdı.

İki ülkenin ticari birlikteliklerine hem Kuveyt’teki ortaklarımızla katkı sağlarken, hemde gazeteci olarak destek olma gayretimize devam ediyoruz.

Kuveyt’te düzenlenen Enerji Fuarına da katıldık ve gerçekten gelecek yıllar için faaliyete geçecek projelere hayran kaldık.

Kuveyt çok fazla petrol üreten bir ülke olduğu için petrolden dönüştürülebilir enerjiye geçiş için ciddi projeleri devreye sokma kararı almışlar. Bu konuda 2020 yılına kadar dünyanın en büyük sıvılaştırılmış gazın tekrar gaza dönüştürülmesi için tesisleri inşa etme projeleri büyük ilgi gördü.

İnşaat, Enerji, Gıda ve hemen hemen tüm sektörlerde iş imkanları olan Kuveyt’te tüm ürünler dışarıdan satın alınıyor. Bu sebeple bu ülkeye ürün satmak yerine, yerinde üretim tesisleri kurularak, sıcak satış imkanı oluşturulması gereklidir.

1 Kuveyt Dinarı’nın karşılığı 12.4712TL’dir. Dünyanın en değerli parası ile karşı karşıyasınız.

Bizlerde bu pazarda yerimizi almalıyız, güzel yatırımlarda görüşmek dileğiyle…

Türk askerine gösterilen sevgi dünyayı kıskandırıyor

Türk Silahlı Kuvvetlerinin ülkemiz ve coğrafyamızın huzuru için tehdit olan terör odaklarına karşı başlattığı operasyonun ne denli önemli olduğunun farkındayız.

Lakin sayıları azda olsa bu operasyonlara karşı olan hainlerde yok değil. Çıkan çirkin ve çılız seslere ise itibar eden yok. Toplum olarak bunun vatan, bayrak ve sancak meselesi olduğunun farkındayız. Gerçeğin farkında olarak harekata müthiş destekler veriyoruz.

Evlerde annelerimiz, ninelerimiz kuran okurken, eli silah tutan halk cepheye koşar adım gitmek için neredeyse birbiriyle yarışıyor.

Gazeteci-Yazar Ferhat Yıldırım

Men Dakka Dukka

Hizmet aşkıyla yanıp tutuştuğunu iddia edip, içimdeki aşkın tutuşması sebebiyle benim madde planında değil, mana planında hak için çalışmak gibi bir misyonum var diyerek koltuk ile kıçını buluşturanlar bu kavuşmanın ardından tükürdüklerini yalamaktan hiç utanmazlar mı?

Maalesef yurdumuzda hizmet aşkı, hak sevdası ile canla başla çalışan idarecilerimiz de var.

Lakin bu idarecilerimizin çalışmasına ayak uyduramayan hizmet aşkı yerine koltuk sevdasına kapılanlar hafızamıza kara bir leke olarak kazınıyor.

Koltuğa oturana kadar hak, halk, hizmet aşkı sloganları atan birileri amacına ulaştıktan sonra oturduğu koltuğa sırılsıklam aşık oluyorlar.

Çalışmayanı sevmeyen birileri de gelip, bu kara sevda hastalığına tutulanlara, kalk koltuğu boşuna işgal etme dediğinde ise kenara çekilip, Bizans oyunları ile başka bir koltuk kapma yarışına girişiyorlar.

Vatan için canını vermek için tereddüt etmeden sınır ötemizde operasyon yapan yiğitlerimizden utanmadan hala cebini doldurma yarışında olanlar da var ya hani, onlara da tek ve son sözüm şu olacak; ‘MEN DAKKA DUKKA’

Gazeteci-Yazar Ferhat Yıldırım

Devlet ve özel bankalar absürt hareketler sergiliyor

Bu ülkede faaliyet gösteren yabancı bankaların ekonomimizin inişli çıkışlı olmasını istemelerinin tek sebebi vardır, o da maddi kazançlarının daha çok olması arzularıdır.

Riskli zamanlarda kredi oranlarını yükseltir ve bu oranlarla Kobilerin veya tüketicilerin kredi kullanmasına engel olmak ister, kullanmak isteyenlere de yüksek karlarla kredi verme yolunu tercih eder. Devlet bankalarımız ise ekonomimize güç katmak amaçları ilk öncelikleridir. Kar etmekten ziyade vatandaşlara ve şirketlere ekonomik olarak destek verme misyonu sahibidirler.

HAİNLERLE MÜCADELE ETTİĞİMİZ SÜREÇTE BANKALAR ABSÜRT HAREKETLER SERGİLİYOR

Ülkemizin misak-i milli sınırları içerisinde hainlerle, sınırlarımız dışında da hainlerle iş birliği yapan örgütlerle ve teröristlere destek sağlayan dış güçlerle mücadele verdiği bu günlerde finans piyasasında faaliyet gösteren özel olsun milli olsun tüm bankalar absürt bir hareket sergiliyorlar. Kredi oranları en düşük olan devlet bankalarımız olsun, oranları yüksek olan bankalar olsun, kredi başvurusu yapan tüketicide herhangi bir sorun olmamasına ve kredi puan notu en iyi çizelgede bulunmasına rağmen kredi vermemek için bahaneler üretiyorlar.

KAPISINDA KOBİLERİN YANINDAYIZ YAZAN VAKIFBANK KREDİ VERMEMEK İÇİN BAHANE ÜRETİYOR

Vakıfbank şube yetkilisi aynen şu ifadeyi söylüyor. Müşteri evrakları geldiği zaman kredi puanına baktım ve %100 kredi çıkacağını düşündüğüm halde ret geldi.

MİLLİ BANKAMIZ ZİRAAT ÇAĞIN ÇOK GERİSİNDE KALARAK KREDİ VERMEKTE NAZ YAPIYOR

Ziraat Bankası kredi uzmanı da kendilerinin özel bankaların 50.000 TL kredi kartı tanıdığı müşterilere biz konut kredisi kullandıramıyoruz. Çünkü kredi kartı çıkarmak için limite takılabiliyoruz ve kart vermediğimiz müşteriye de finans kullandıramıyoruz. Acilen devlet bankalarının bu atıl düşüncelerden arındırılması gereklidir.

CUMHURBAŞKANIMIZ HARİCİNDE HERKES KIŞ UYKUSUNA MI YATTI

Geçtiğimiz yıllarda aynı süreci bir kez daha yaşadığımızda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bankaları uyarmış ve bu keşmekeşe son vermelisiniz diyerek faizlerin geriye çekilmesini ve kurnazlık yapmamaları gerektiğini söylemişti. Şu an özel ve devlet bankalarında sıkıntı yaşanıyor. Bu ülkede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan başka yönetici yok mudur? Bu ülkenin bürokratları izine mi çıktı? Bakanlar ne işlerle iştigal ediyor? Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu yöneticileri kış uykusuna mı daldı?

BANKALARIN KONUT KREDİSİ VERMEK İSTEMEMESİ İNŞAAT SEKTÖRÜNÜ KRİZE GÖTÜRÜR

Özellikle bankaların konut kredisi vermek istememesi nedeniyle inşaat sektörünü krize sokacağını kimse hesap edemiyor mu?

Gayrimenkul sektörü geriliyor, bunu net bir şekilde görebiliyoruz. Sebebi, alameti ise banka kredi faizlerinin yükselmesi ve vatandaşların konut kredi sebepsiz geri çevrilmesidir.

ÖZEL BANKALAR YOĞURDU ÜFLEYEREK YERKEN, DEVLET BANKALARIN DA CİMRİLİĞİ TUTTU

Özel bankalar yoğurdu üfleyerek yemeye çalışırken, bizim devlet bankalarının da bugünlerde cimrilikleri tuttu. Özel bankaları bir bakıma anlayabiliyoruz da devlet bankaları neden kredi vermemek için yeni yeni sudan sebepler ortaya koyuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta, “Birinci derecede Merkez Bankası ve BDDK, ondan sonra da devletin bankaları aktif rol almak zorundadır. Siz aktif rol almadıktan sonra, öbürleri istediği gibi at oynatır” diyerek konuşmasını da son söz olarak hatırlatmak isterim.

Yerli ve Temiz Kömür Üretiminde Son Teknolojiler Tartışılacak

Dünya enerji üretiminde yüzde 40 ile en önemli paya sahip olan kömürün temiz ve çevreci teknolojilerle nasıl üretilebileceği ve Türkiye’nin enerji bağımsızlığındaki rolünün nasıl artırılabileceği 2. Uluslararası Temiz Kömür Teknolojileri Zirvesi ve Fuarı’nda tartışılacak

Kömür Üreticileri Derneği (KÖMÜRDER) tarafından ikincisi düzenlenecek 2. Uluslararası Temiz Kömür Teknolojileri Zirvesi ve Fuarı, 10-11 Nisan 2018 tarihlerinde İstanbul Pullman Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın desteği ile düzenenlenen Zirve’ye kamu, kömür üreticileri, enerji firmaları, sektöre kaynak sağlayan finansman kuruluşları, tedarikçiler, üniversiteler ve akademisyenlerden oluşan yaklaşık bin temsilci katılacak.

Lider kömür üreticileri ABD, Çin ve Hindistan Zirve’de

Zirveye dünya kömür üretimi ve tüketiminde lider olan ABD, Çin, Hindistan, Kanada, Malezya, Çek Cumhuriyeti, Avusturya, Almanya, Güney Kore, Afrika ve Polonya’dan da sektör temsilcileri ve firma sahipleri katılacak.

Linyit ve taş kömrü sahaları ekonomiye kazandırılmalı

Enerjide arz güvenliği ve üretim bağımsızlığı açısından yerli kömürden enerji üretiminin son derece önemli olduğunu belirten KÖMÜRDER Başkanı Muzaffer Polat, 2. Uluslararası Temiz Kömür Teknolojileri Zirvesi ve Fuarı’nda kömür endüstrisinin yerli ve uluslararası temsilcileriyle birlikte en son teknolojik gelişmelerin masaya yatırılacağını belirtti. Yerli kömürün üretimdeki payının artırılarak ithalatın bir an önce azaltılması gerektiğini ifade eden Polat, bunun için linyit ve taş kömürü sahalarının bir an önce ekonomiye kazandırılması gerektiğinin altını çizdi. Yerli kömüre tüm tarafların sahip çıkması gerektiğini bildiren Polat, önemli olanın insanı ve çevreyi merkeze koyan, iş güvenliğinin en üst düzeyde düşünüldüğü, bilimsel, teknolojik ar-ge teknolojilerine odaklanmak olduğunu bildirdi.