Değerli dostlarım ve okurlarımız, geçenlerde sosyal medya hesabımda bir tweet paylaştım. Sultan Abdülaziz Han’ı şehit edenlerin isimlerini yazdım. Ve şöyle dedim “Vatan hainleri hep içimizde olmuştur, dışarıda aramayın”
Tweetime gelen bazı cevaplardan ve yorumlardan gördüm ki bu zihniyet ve hainlik hala devam etmekte.
Ben de bu konuda gerek tarihçilerin araştırmaları, gerekse ailemizden aktarılan bilgiler ışığında sizlere 4 bölümlük Sultan Abdülaziz Han dizisi hazırladım. Öncelikle Sultan’ı bir tanıyalım;
Sultan Abdülaziz Han
Babası Devlet-i Ali’yi yeniden yapılandıran, sertliği ve yenilikçi kişiliğiyle tanınan 2. Mahmut Han dır. Annesi fakir fukarayı gözeten, hayırseverliği ve vakıf eserleriyle taihe geçmiş cömert bir hanım olan Pertevniyal Hanım Sultan’dır.
Abdülaziz Han 25 Haziran 1861’de kardeşi Sultan Abdülmecid’in vefatı üzerine 31 yaşında iken 111. islam halifesi olarak tahta geçmiştir.
Sultan Abdülaziz İstanbul’da doğdu. Çok kuvvetli bir tahsil gören padişahın edebi kültürü de gayet genişti. Uzun boylu, değirmi yüzlü, kumral sakallı ela gözlü, beyaza yakın kumral tenli, sert bakışlı ve geniş omuzluydu.
Vücudu pek iri ve heybetli idi. Fiziki olarak güçlü, sağlıklı, gösterişli, karakter olarak zeki, hoşgörülü ve vakar sahibi bir sultandı.
Cihan pehlivanları ile güreşebilecek kuvvete sahipti. Aynı zamanda bestekâr, şair ve ressamdı.
Ustalıkla ata bindiği, avlanmayı ve güreşmeyi sevdiği aile arasındaki konuşmalarımızda sıkça geçerdi. Arapça, Fransızca ve Farsça’yı çok iyi bildiğini biliyoruz.
Sert ve heybetli duruşunun yanında çok nazikti. Müziği çok severdi. Bestekar sultanlar arasına adını yazdırmıştır. Hicaz ve segah makamlarında çok güzel besteler vermiş. Ayrıca batı müziğine de ilgisi vardı. Bu alanda da besteleri vardır.
Sultan Abdülaziz Han’ın tahta çıktığı günlerde Osmanlı İmparatorluğu büyük bir buhran ile karşı karşıyaydı.
Osmanlı kağıt parası kaimeler büyük oranda değer kaybetmiş ve piyasada kabul edilmemeye başlamıştı. Bu nedenle halk temel gıda maddelerini bile sağlayamaz duruma gelmiştir.
Sultan bu soruna duyarlılık göstermiş ve hükümetten bu mali burhanın önlenmesini istemiştir.
Halka verdiği söze uygun olarak, devlet dairelerinde israfı önlemek amacıyla sıkı bir tasarruf tedbiri uygulatmıştır.
Şehzadelik yıllarında halka, özel hayatında tek hanımla yetineceğini ve harem kurmayacağını vaat etmiş ve sözünde durmuştur. Sarayın bol maaşlı şişkin kadroları azaltmış, gereksiz memurların işlerine son vermiştir
Sultan Abdülaziz döneminde mali yapının yeterince güçlendirilmemesinin en önemli nedeni askeri ıstılahatlara çok para harcanmasıdır.
Sultan, kara ve deniz ordusu için modern silahlar satın almış, bilhassa en çok ıstılahı bahriye alanında yapmış hatta Memleketin imarı için birçok çalışmalar yapmıştır. Yaptırmış olduğu savaş gemilerinin planlarını çoğu zaman kendisi çizmiştir.
Dünyanın üçüncü büyük donanmasına sahip olmuştur.
Evet dostlarım Sultan Abdülaziz Han 15 yıllık saltanatı boyunca neler yapmış bir göz atalım;
– Osmanlı Bankası, Merkez Bankası Hüviyeti kazandı.
– Osmanlı donanmasına ilk zırhlı savaş gemileri alımı
– Vilayet nizamnamesi ile yeni idari yapı ve vilayet meclisleri
– Mekteb-i Sanayi (Sanayi Mektebi)
– Darülfünun (İstanbul Üniversitesi)
– Divan-ı Ahkam-ı Adliye (Yargıtay)
– Şura-yı Devlet( Danıştay)
– Mecelle (Anayasa)
– İtfaiye teşkilatı
– Darüşşafaka
– Mektebi Maadin (Maden Mektebi)
– Osmanlı ordusuna son model savaş silahları
– Sirkeci Garı
– 1863 Galatasaray Sultani Lisesi
– 1864 Kimsesiz çocuklara sanayi alanında eğitim vermek üzere açılan mektep
– 1869 Süveyş Kanalının açılması
Bunlar Sultan’ın 15 yıllık saltanatında yapmış olduğu eserlerden sadece bir kısmıdır.
Evet dostlarım bu hafta özet olarak Sultan Abdülaziz Han’ı tanıdık, haftaya inşallah yaptığı Mısır ve Avrupa gezilerini ve bu gezilerden kimlerin rahatsız olduğunu anlatacağım.
Allah’a emanet olunuz!