Barış Pınarı Harekatı sırasında Münbiç kırsalında teröristlerce düzenlenen havanlı saldırıda şehit olan Piyade Uzman Onbaşı Mesut Çelik, memleketi Adıyaman’ın Çelikhan ilçesinde Kürtçe ağıtlarla son yolculuğuna uğurlanmıştı.
Şehidin cenazesi, baba ocağının bulunduğu Çelikhan ilçesine getirildiğinde şehidin annesi Hanım Çelik’in, Kürtçe, “Ben öleydim” diyerek ağıtlar yaktığını unutmamalıyız. Şehidin naaşı cenaze aracından çıkartılıp tören alanına götürülürken kız kardeşi Sema Alkhan’ın, kardeşinin tabutuna omuz vermesini ve ardından tabutuna dokunarak kardeşine asker selamı durmasını unutmamalıyız.
Şehidin kuzeni Yılmaz Çelik’in de askeri kamuflaj giyerek tabutun başında asker selamıyla ağlayarak şehidi uğurlamasını unutmamalıyız.
Anne Hanım Çelik’in oğlunun tabutuna sarılarak “Vatan sağ olsun” diyerek gözyaşı dökmesini unutmamalıyız.
Kahraman şehidin naaşının top arabası üzerinde binlerce kişinin tekbirleri ve sloganları ile Çelikhan Şehitliğine götürülmesini unutmamalıyız.
Münbiç kırsalında şehit olan Piyade Uzman Onbaşı Mesut Çelik’in cenazesinde Kürtçe yakılan ağıtlar ile terör örgütünü lanetleyen binlerce kişi bizlere her şeyi bir kez daha anlatmıştır. Millet olarak duygu birliğimizi gözler önüne sermiştir.
Göz önünde cereyan eden bu cenazede yaşananları iyi analiz edebilirsek, İnanıyorum ki on yıllardır yürekleri yakan bu ateş, birlik ve beraberlik ruhumuz ile darmadağın olacaktır.
O cılız ateşin darmadağın olmasıyla her birimiz için daha çok refah, daha çok özgürlük, daha çok demokrasi var olacaktır. Terör tuzağına düşen gençlerimiz, ruhlarını terör örgütüne teslim etmedikleri için geç olmadan o zalimlerin ellerinden kurtulacaktır.
Unutmamalıyız, şehidimiz Mesut Çelik’i unutmamalıyız, Kürtçe ağıt yakan annemiz Hanım Çelik’in “Ben öleydim” diyerek ağıtlar yaktığını da unutmamalıyız…