Enerji alanında 2020 yılı bir film olsa, adı “Rüzgarın Yükselişi” olurdu. COVID-19 pandemisi, ekonomik durağanlık ve geleneksel enerji kaynaklarından üretimin az olmasının karşısında 2020 yılında kuvvetli esen rüzgara dikkat çeken Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın, 2021 ve sonrasında rüzgar enerjisi sektöründe köklü değişimlerin olacağını aktarırken rüzgarın yeni yol haritasını da paylaşıyor. Daha temiz bir çevre ve sürdürülebilir bir enerji için tüm ülkelerin yönünü çevirdiği rüzgar enerjisi sektörü, her geçen gün büyüyor. 2020 yılında yaşanan birçok zorluğa rağmen büyümesine ara vermeyen rüzgar enerjisi sektöründe gelecek yıllar daha da umut verici gözüküyor.
1. Enerji politikalarında rüzgar enerjisi ilk sıralarda olacak. Ekonomik etkenler, çevresel faktörler ve geleceğe daha temiz bakabilme arzusu, rüzgar enerjisinin gelişmesinde önemli noktaları barındırıyordu. Artık bunlardan daha fazlasının rüzgar enerjisine yönelimi gerçekleştirdiği görülüyor.
2. Rüzgar enerjisinin depolanması için pil teknolojileri geliştirilecek. Rüzgar enerjisinde büyümenin anahtarlarından biri depolama kaynakları olarak görülüyor. Büyük pil teknolojilerinin gelişerek ekonomik hayata katılması ile enerjinin depolanması önemli kazanımlar sağlarken, yatırım ve üretim prosesleri dikkate alındığında en ucuz yöntem olan rüzgar enerjisinin daha da tasarruflu bir enerji kaynağı olmasının önü açılacak.
3. Türbinlerin durmaması için planlı bakımlar daha sıkı ele alınacak. Bakımı yapılmayan arabanın sizi yarı yolda bırakması gibi kontrolleri ve bakımları gerçekleştirilmeyen türbinlerin de enerji üretmesi beklenemez. Ayrıca arabalardaki soruna bağlı çözüm hızlı gerçekleştirilirken, bir rüzgar türbinin kalbi olan dişli kutusundaki arızanın giderilmesi ise günleri ya da haftaları alabiliyor.
4. Teknoloji ve rüzgar ayrılmaz bir bütün olacak. Türbinlerin bileşenlerinin üretiminden, santrallerde işletilmesine ve planlı/plansız bakımlarının her aşamasında gerçekleştirilen operasyonlarında, teknoloji rüzgarın yardımcısı olarak bulunuyor.
5. Kara rüzgarlarının yanı sıra açık deniz rüzgarının da yükselişine tanık olunacak. Rüzgar enerjisi denilince daha çok akla karadaki rüzgar türbinleri gelse de Avrupa ve İskandinav ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkede açık deniz rüzgarları da önemli bir kaynak olarak bulunuyor. Türkiye’de henüz bu alanda çalışmalar gerçekleşmese de ilerleyen yıllarda rüzgar ülkesi olmak adına gözlerin çevrileceği bir alan olacak gibi duruyor.