- Solar3GW, güneş enerjisi yatırımları için önerdiği iki yeni iş modeliyle her yıl 362,7 GWh kaybın önüne geçilebileceğini açıkladı. Söz konusu kayıp 100 bin kişinin bir yıllık elektrik tüketimine eşit
- Solar3GW Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Bahadır Turhan: “Modeller hızla hayata geçirildiğinde, benzer dokuz yılda kömür ithalatı sıfırlanabilir, takip eden sekiz buçuk yılda da doğal gaz ithalatını bitirebiliriz”
- Bu modellerle birlikte üretime her yıl 3 GW güneş enerjisi eklenmesi halinde doğal gazdan 10 senede 3,4 milyar dolar tasarruf edilebilecek. Aynı süre içinde 39,4 milyon ton CO2 gazı emisyonunun önüne geçilebilir
Her yıl ivme kazanarak büyüyen güneş enerjisi sektörünün Türkiye’deki toplam kurulu gücü Mayıs 2021 itibariyle 7 GW’ı aştı. Raporda, bu gelişmede Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) kapsamında verilen teşvikler ve hızla ucuzlayan panel ve işçilik maliyetlerinin önemli rol oynadığı vurgulanırken, bundan sonra güneş için YEKDEM’e ihtiyaç kalmadığı, ancak güneş enerjisi yatırımlarının önünü açmak için yeni iş modellerinin gerekli olduğu belirtildi.
Türkiye’nin yerli enerji politikasına uyumlu modeller
Solar3GW Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Bahadır Turhan, Öztüketim Modeli’yle birlikte YETA ve İhalesiz, Teşviksiz, Lisanslı Model’in elektrik talebine uygun olarak, serbest piyasa dinamikleri çerçevesinde şekillendiğine dikkat çekti. Turhan şunları söyledi: “Önerdiğimiz bu üç model, özellikle henüz Türkiye’de uygulanmayan YETA ve İhalesiz, Teşviksiz, Lisanslı Model, Türkiye’nin yerli ve temiz enerji kaynaklarının kullanımını arttırmayı amaçlayan politikasıyla tam uyumlu. İklim değişikliğiyle mücadelede de güneş enerjisinin son derece etkin bir şekilde kullanılması öngörülüyor. Serbest piyasa dinamikleri çerçevede herhangi bir teşvike ihtiyaç duymadan işleyebilecek bu modeller sayesinde Türkiye elektrik piyasası çağın ihtiyaçları doğrultusunda gelişimini sürdürebilecek.”
İki modelle Türkiye’nin doğalgaz ithalatı yüzde 25,5 azalır
Rapora göre, YETA sayesinde elektrik ihtiyacı olan taraf ile elektrik üreten taraf ‘kamu kaynakları’ olmaksızın buluşturuluyor. Piyasaya somut bir talep vasıtasıyla giren bu santrallerin öngörülebilir bir mekanizmayla finansmanı sağlanıyor ve üretilen temiz enerji fiyat garantisiyle tüketiciye ulaştırılıyor. Model herhangi bir teşvik içermediğinden, serbest piyasa fiyat oluşumlarını negatif etkilemesi söz konusu değil.
İhalesiz, Teşviksiz, Lisanslı Model ise tamamen özel sektör tarafından ilgili bölgedeki elektrik ihtiyacının analiz edilmesiyle, bölgenin şebeke yeterliliği ve ihtiyaçlarına göre şekillendirilecek ve projelendirilecek. Bu model ihalesiz olduğundan, kapasite tahsisi gibi pek çok farklı devlet kurumunun koordinasyonunu gerektiren uzun bürokratik süreçler olmayacak, kamu kaynakları asgari düzeyde kullanılacak. Turhan, elektrik santrallerinin YETA veya İhalesiz, Teşviksiz, Lisanslı Model’le kurulması halinde Türkiye’ye sağlayacağı faydaları şöyle sıralıyor: “Mesela sadece yıllık 675 MW YETA ile 10 yılda Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 5’ini karşılamak mümkün. Bu sayede 10 yılda yüzde 24 kömür veya yüzde 25,5 doğal gaz ithalatının önüne geçilebilir. Engellenen karbon emisyonu ise 8.6 milyon tona ulaşır.”