Bulgaristan’da geçmiş yıllarda yaşanan isim değiştirme ve sürgün olaylarından sadece tek Türklerin etkilenmediğini söyleyen Hürriyet ve Şeref Halk Partisi (HŞHP) Kurucusu Kasım Dal, Pomak kökenli Müslüman topluluklarında sürgüne zorlandığını belirtti.
Bulgaristan’da olup bitenlerin ülke dışına 1985 yılına dek sızdırılmadığını söyleyen Kasım Dal, “İsim değiştirme eylemlerinin yanında ideolojik faaliyetler de yürütülüyordu. Önce Pomaklar ile Türkleri birbirlerinden ayırdılar. Daha sonra Kırcaali milletini ayırdılar. Sonra zulme hızla devam ettiler. Sürgün içinde düğmeye basıldı. Pomakları göç etmek zorunda bıraktılar. Sürgün edilen Pomaklar Manisa başta olmak üzere Uzunköprü, Çorlu, Havza ve Çerkezköy’e gitmek zorunda kaldılar” dedi.
18 AYLIK BEBEĞİ ANASININ KUCAĞINDA KATLETTİLER
1984 yılı sonu Aralık ayında Kırcaali’deki Türkleri asimile etme çalışmalarının başladığını belirten Kasım Dal, “Türk ve Müslümanları yalnızlaştırma çalışmasından sonra şiddete başladılar. Hatta 18 aylık bebeği anasının kucağında katlettiler. 22 Ocak 1985 yılında Deliorman’ı milisler ve askerler bastı. Kırcaali’den sonra tüm Türk köylerini köpek askerlerle bastılar.24 saat içinde isimleri değiştirdiler. Belene kampına kanaat önderlerini topladılar. Sünnet, mevlit, cenaze, namaz yasaklanırken, mezar taşlarımız dahi değiştirildi. Bulgaristan da Türk yok dediler” diyerek 1.360.000 Türk’ün isminin değiştirildiğini söyledi.
BİNLERCE TÜRK MAHKEMESİZ KAMPLARDA HAPİS EDİLDİ
Dış dünya ya duyurmamak için 18 kişinin hapishanelere atıldığını belirten Dal, “Binlerce Türk mahkemesiz kamplara alındı. Kampa alınırken de kılıf bulundu. Sefer görev emri ile sanki savaşa gidiyorlarmış gibi kamplara aldılar” dedi.
MİLLİ TÜRK KURTULUŞ HAREKATI ÜYESİ 18 KİŞİ MAHKEMELERDE YARGILANDI
Kasım Dal, “Gizli teşkilat (Milli Türk Kurtuluş Harekatı) üyeleri olarak her birimizin mahkemelerini ayrı ayrı şehirlerde yaptılar. 18 kişiden oluşan bizlerin mahkemeleri Varna’da, Dobriç’te, Şumen’de yapıldı. Haksızlıklara karşı verdiğimiz mücadele nedeniyle 8 sene hüküm giydim. 10 Kasım 1989’da rejimin düşmesiyle, 22 Aralık 1989’da af ile çıktım. Devlet yanlışlıkla yattınız diyerek bizim yasaklarımızı kaldırdı. 33 kişi 4 Ocak1990’da ilk Türk partisini kurduk. Adı Türk ve Müslüman Halk Özgürlük Harekatı idi. ‘Türk ve Müslüman’ kanuna aykırı olduğu için hak ve özgürlük olarak tescil edildi.29 Mart 1990’da Sofya’da ilk kongremizi yaptık” diyerek siyasete nasıl adım attıklarını anlattı.
TÜRK SİYASİ LİDERLER İLE HER ZAMAN İLETİŞİM HALİNDE OLDUK
Dal, “Alparslan Türkeş’i rahmetle anıyorum. Kendisinin bizlere çok katkısı olmuştur. Süleyman Demirel ile de hukukumuz vardı. Muhsin Yazıcıoğlu ve Rauf Denktaş’ında katkılarını unutmak olmaz. Hikmet Çetin ile de iletişimimiz vardı. Rahmetli Ecevit ile de sık sık görüşürdük. Türkiye Cumhuriyeti’nin başında kim var ise bizler onunla iletişim halinde olduk ve doğru olanı yaptık. Fakat bazı Türk siyasetçilerin Devletin başında olsun olmasın daima CHP’nin egemenliğindeymiş gibi hareket etmelerine bir anlam veremiyorum. 1993 yılında yüzlerce öğrenciyi eğitim görmeleri için Türkiye’ye yolladım. Bu Türkiye’de iletişimde olduğumuz yöneticilerimiz vasıtasıyla olmuştu” diyerek CHP ile bağlantıları derin olan bazı siyasetçilerin KGB’nin istediği gibi hareket ettiklerini söyledi.
TÜRK FİRMASI ŞİŞE CAM FABRİKASI BULGARİSTAN’DAN AVRUPA’YA ZIRHLI OTO CAMLARI SATIYOR
Dal, “2005 yılında ilk şişe cam fabrika açıldı. Daha sonra bu sayıyı 9’a çıkardılar. Bizzat şişe cam fabrikasının açılması için büyük çalışma yaptık ve 1100 dönüm araziyi hibe olarak verdik. Zırhlı oto camları Avrupa’ya buradan Türk fabrikası vasıtasıyla gidiyor.2005 yılında Avrupa Birliği Komisyonu en büyük yeşile yatırımcı ödülünü Şişe Cam’a vermiştir. Şişe cam fabrikasında 4700 kişi istihdam ediyor ve çalışan işçilerin % 80’i Türklerden oluşuyor” dedi.
15 TEMMUZ RUHUNA UYGUN OLARAK MİTİNGDE YER ALMAKTAN GURUR DUYDUM
15 temmuzda İstanbul’da olduğunu söyleyen Kasım Dal, “15 Temmuz ruhuna uygun bir Türk olarak mitingde yer aldım. Recep Tayyip Erdoğan’a gönülden bağlıyız. Mecliste milletvekili olduğum zaman kendisi ile görüşmelerimiz oldu. AK Parti iktidara geldiği zaman tüm bağlantıları ben kurdum ve bu bağlantıyı hiçbir zaman kesmedim” dedi.
BULGARİSTAN VATANDAŞI OLARAK DEVLETİMİZİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ İÇİN ÇALIŞIRIZ
Bulgaristan toprak bütünlüğüne hiçbir zaman zarar verecek bir direnişin içinde olmadıklarının altını çizen Dal, “Hiçbir zaman direnişimiz silahlı olmadı. Biz Türk asıllı Bulgaristan vatandaşıyız. Bugünde geçmişte olduğu gibi Bulgaristan’ın toprak bütünlüğü için çalışırız. Milletimiz Türk, devletimiz Bulgaristan’dır. Kimse milletimize veya devletimize ihanet etmemizi bizlerden isteyemez ve hatta teklif bile ettirmeyiz. Biz sadece gelenek, görenek ve dini ile milli haklarımızın alınmasına karşı durduk ve hakkımızı aradık” dedi.