Bizim jenerasyon öyle bir nesil ki eti senin kemiği benim diye yetiştirildik. O yüzden kolay kolar yıkılmaz, Ata’sını, yolunu, izini bilen; haktan, adaletten yana olan, paylaşan, her canlıyı seven, doğayı koruyanlarız bizler.
Bizler ilkokuldayken yurttaşlık bilgisi, lisedeyken mantık, sosyoloji, felsefe öğrenen nesiliz.
Bizler 3 yazılı,1 sözlü imtihan olarak okuyan ve kopya çekerken öğrenen bir nesiliz.
Biz annesini babasını, huzurevine terk etmeyen, bir ömür boyu başının üstünde taşıyan bir nesiliz.
Biz kendine öz güveni olan ama çevresine sevgi ve saygısı olmayan, sadece kendisine yaşayan egoist bir nesil değil; sevgiyi, saygıyı, fedakarlığı, dostluğu, vefa duygusunu, yerine göre başkalarının yaşamı için kendi yaşam tarzından fedakarlık yapan, bununla da gurur duyan bir nesiliz.
Arkadaşımızın ailesini, kendi ailemiz kabul eden, namus anlayışını buna göre dizayn eden, kocaman ailesi olan bir nesiliz.
Biz psikologlarla, pedagoglarla şekillendirilen değil, psikolojik sorunlarını aile ve mahalle ilişkileri içinde bedavaya çözebilmiş bir nesiliz.
Biz 40 yıllık, 50 yıllık arkadaşlarını köşe bucak arayan ve onlarla birliktelikten zevk alan kardeş gibi büyümüş bir nesiliz…
Kabadayı denilen mahallenin bilekli delikanlısını, bizi soyan değil, bizi koruyan kollayan, başımız sıkışınca “abi yetiş” dediğimiz mert insanlar olarak bilen bir nesiliz.
Biz uzun eşeği, misketi, kuka oynamayı, saklambaçı, beştaşı, seksek oynamayı, kovalamaca ve körebe oynamayı, uçurtmayı, futbolu, bakkala kese kağıdı yapmayı, yakan top oynamayı, kızlı erkekli eğlenmeyi bilen bir nesiliz.
Akşam üstü olunca, ekmeğin üzerine yoğurt, olmadı sanayağı sürüp şeker serpip yiyen bir nesiliz.
Dışarıda yemek yemenin ayıp olduğu ve hatta ağız oynatmanın bile ayıplandığı, her lokmanın eşit paylaşıldığı, çay bardağındaki şeker karıştırılırken kaşığın çıkarttığı sesin ayıp olduğu “ hoop deve kervanı mı geçiyor? “ diye ikaz edilip eğitilen bir nesiliz.
Annemizin, babamızın öğretmenimize “Eti senin kemiği benim.“ diye teslim ettiği ve öğretmenimizin de bu emaneti gözünden sakınarak koruduğu, kulağımızı çeken öğretmenimizi evde şikayet edemediğimiz ve böyle bir durumda babamızdan azar işiteceğimizi bilen bir nesiliz.
Babamızın sözünün geçtiği ama annelerimize değer verdiği ailede fikir paylaşımının olduğu nasıl aile olunacağının öğretildiği bir nesiliz.
Lise mezunu arkadaşlarımızın bugünkü üniversite mezunlarının yanında doktora yapmış bir insan kalitesinde olduğunu kesinlikle söyleyebileceğim bir neslin çocuklarıyız….
Siz bizim nesli sakın küçümsemeyin.
Bence bizim nesle daha fazla benzemeye çalışın.
Bu ülke hepimizin. Nasıl kurulduğunu, ne mücadeleler verildiğini, şehitlerimizi, savaşlarımızı, devrimlerimizi, ne günlerden nerelere geldiğimizi, açılan fabrikaları, yapılan yatırımları, tarım hamlelerini, eğitim reformlarını anımsamalıyız ve aktarmalıyız ki bizden sonraki nesillerde bizim gibi olsun.
Kısadan hisse… Kalın sağlıcakla…