Ana SayfaEKONOMİYeşil hidrojen maliyet paritesine ulaşacak

Yeşil hidrojen maliyet paritesine ulaşacak

Wood Mackenzie’nin son analizleri, öncelikle güneş elektrolizi ile üretilen yeşil hidrojenin, 2030 yılına kadar Avustralya, Almanya ve Japonya’da maliyet paritesine ulaşacağını öngörüyor.

Wood Mackenzie tarafından yapılan son araştırmasında, analistin Singapur’da Enerji ve Emtia Zirvesi’nde yayımlanan Asya’nın Enerji Geçişinden Yararlanmak araştırmasında, yalnızca Asya Pasifik’in dekarbonizasyon faturasının 2040’a kadar 3.5 trilyon ABD dolarına ulaşabileceğini, ancak daha ilginç bir şekilde yeşil hidrojenin 2030’a kadar Avustralya’da maliyet paritesi’ne ulaşabileceğini gösteriyor.

Wood Mackenzie’nin analizi, Asya Pasifik bölgesinin 2040 yılına kadar dünyada yeni güneş ve rüzgar tesislerinde lider pazar haline geleceğini gösteriyor. Bölge şu anda güneş ve rüzgar için 540 GW kurulu güce sahip ve bölgeye önümüzdeki yirmi yıl 1,528 GW eklenmesi bekleniyor

Bu hızlı artışla Wood Mackenzie, gelecek on yılda enerji, rüzgar ve depolama projelerinin seviyelendirilmiş maliyetinin yıllık bazda % 3’ten daha fazla düşüş göstererek fosil yakıt enerji kaynakları ile rekabet edebilirliğinde katlanarak artmasını bekliyor. Zirvede konuşan Wood Mackenzie için Asya Pasifik’teki Piyasalar ve Geçişler Başkanı Prakash Sharma ( Head of Markets and Transitions in Asia Pacific) “ilginç olan,” “Yenilenebilir enerji kaynakları artık enerji sektörü dışında da kullanılabiliyor. Elektrolizör teknolojisi, yenilenebilir enerjiyle çalışan elektriği kullanarak yeşil hidrojen üretmek için geliştiriliyor.” dedi.

Öncelikle güneş elektrolizi ile tahrik edilen yeşil hidrojenin yükselişinin Wood Mackenzie tarafından 2030’a kadar Avustralya’da maliyet paritesine ulaşması bekleniyor. Yeşil hidrojenin en büyük avantajlarından biri, çelik, çimento, kimyasallar, ısıtma ve ağır yük taşımacılığı gibi “zor sektörleri” karbondan arındırmasıdır.

Üstelik, Prakash’ın belirttiği gibi, yeşil hidrojen “talep yüksek olduğunda akşamları kullanılmak üzere depolanabilen hidrojen üretmek için gün içindeki fazla arzın yönünü değiştirerek yenilenebilir enerjilerdeki kısıtlamayı da ortadan kaldırabilir”.

Ayrıca elektrolizörlerin, şu andaki gelişim aşamalarında bile, yalnızca yenilenebilir kısıtlama sorunlarını ele alabilecekleri değil, aslında kısıtlamayı bir kaynağa dönüştürebilecekleri de söylenmelidir. Kısıtlama, enerji geçişindeki kilit engellerden birinden, yani geleneksel şebeke ağlarının yeni yenilenebilir jenerasyonun birleştirilmemesinden kaynaklanmaktadır.

Avustralya’da iletim kapasitesi ve şebekeye bağlantı , enerji geçişinin önündeki en büyük engel haline geldi. Eylül ayında, Avustralya Enerji Piyasası Operatörü (Australian Energy Market Operator (AEMO)), sistem gücü sorunları nedeniyle dördü Victoria’da bulunan beş büyük ölçekli güneş jeneratörünün üretiminin %50’sini sınırladı. O zaman, eyaletteki en büyük güneş santrallerinin dördünün %50’si güneş enerjisini boşa harcadı. Güneş enerjisinin %50’sinin güneş elektrolizinde kullanılması ve hidrojene dönüştürülmesi durumunda, talep yüksek olduğunda gece enerji kullanımı için tasarruf sağlanabilir. Hidrojen, kısıtlamayı etkin bir şekilde avantaja dönüştürebilir ve altyapıya geçiş baskısını azaltabilir.

Yeşil hidrojen şu anda geleneksel kaynaklardan daha pahalı olsa da, Prakash pv Avustralya’ya verdiği demeçte, Wood Mackenzie’nin son analizinin yeşil hidrojenin 2030’a kadar 30 ABD Doları/MWh yenilenebilir elektriğe dayanarak ve elektrolizörler için% 50 kullanım saati baz alınarak Avustralya, Almanya ve Japonya’da maliyet paritesine ulaşabileceğini öne sürdüğünü söyledi. Ve Prakash “Bu bulgu Wood Mackenzie’nin yenilenebilir elektrik maliyetlerinin geleceği ve elektrolizör teknolojisindeki gelişmeler hakkındaki tescilli araştırmasına dayanıyor,” dedi.

Büyüyen ekonomiyle beraber ve artan tüketim alışkanlıklarıyla daha fazla elektrik enerjisi üretimi ve kullanımına ihtiyaç duyan Ülkemiz’de Yenilenebilir Enerji ve Yeşil Hidrojen ile üretim sağlıktan, tarıma, ulaşıma yaşamımızda her alanda olumlu katkılarla , kömür, petrol, doğalgaz ithal etmeyen ve kalkınma hızı artan bir ülke olmamızın yolunu açacaktır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

spot_img

BUNLARI DA OKUYUN