Yıllardır ülkemizin resmi kurumlarının tüm ihalelerini alan bazı global firmalar; yerli ve milli şirketlerin ürünlerinin hastanelerimizde, fabrikalarımızda ve kurumlarımızda kullanılmasından ve tercih edilmesinden büyük rahatsızlık duyuyorlar. Bu global firmalardan birisi, Yerli ve Milli Medikal Hava Çözümleri Semineri”nin mimarı olan gazeteci-yazar Murat Alişiroğlu’nu hedef aldı.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın tüm kurumlarda yerli ve milli ürünlerin üretilmesi ve kullanılması talimatı vermesinin ardından, bundan 1,5 yıl önce tüm kurumlar ciddi ar-ge çalışmalarına başlamıştı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da yerli ve milli ürün kullanılması hakkında genelgeyi bağlı tüm kurumlara tebliğ etmişti. Bu genelgenin ardından gazeteci-yazar Murat Alişiroğlu, Bakan Koca’nın da desteğiyle sağlık bakanlığından gerekli izinleri alarak bu milli seferberliğe katkı sağlamak adına, bizzat Bakanlığın kendi seminer salonunda 24.01.2019 tarihinde ‘Yerli ve Milli Medikal Hava Çözümleri Semineri’ni organize etti.
Yerli ve milli medikal solunabilir hava ekipmanları ve makinaları konusunda ne durumda olduğumuzun aktarıldığı ve projelerin masaya yatırıldığı başarılı organizasyonda; Makine İmalatçıları Birliği (MİB) Yönetim Kurulu Üyeleri, Sektöre yön veren milli şirketlerin yöneticileri, Sektör temsilcileri ile sağlık bakanlığı idarecileri bir araya gelerek bugünlerde yakaladığımız başarıyı planlamaya başladılar.
Bugün yerli olarak üretilen solunum cihazının yerli ve milli olarak üretilebileceği o toplantıda ortaya çıktı. Kısaca o toplantı Koronavirüs karşısında yakaladığımız başarının temelini oluşturdu.
O zaman yapılan seminer, Türkiye’de faaliyet gösteren global oyunculardan birilerini rahatsız etti ki! Bu firmalardan birisi Gazeteci Murat Alişiroğlu’nu hedef seçti.
Gelişmelerden sonra ulaştığımız Alişiroğlu gazetemize yaptığı açıklamada, “Bu seminerden rahatsızlık duyan çevrelerin sahibi olduğu yayınlardan önce reklam desteğini çektiğini, ardından ise yaptıkları haberler nedeniyle isimsiz tehditler aldığını ve önemsemediğini söyleyen Air World Türkiye dergisinin İmtiyaz Sahibi Murat Alişiroğlu, “Bugün pandemi’de medikal solunum cihazı bakımından ülke olarak büyük başarı yakaladık. Bunu hep beraber başardık. Yıllarca ülkemizde bulunan kamu-kurum ve kuruluşlarının ihalelerini hazır şablon şartnamelerle alan kimi yabancı firmalar bu başarımızdan büyük rahatsızlık duydular. Burada İşini hakkıyla yapan, verimli ürünleri ile ülkemiz ekonomisine katkıda bulunan ‘yaşamak için yerli firmaları batıralım’ mantığıyla hareket etmeyen ithal markaları ayrı tutmak istiyorum. Bu rahatsızlık duyan firmalardan biriside bize her yönüyle doğru bir haber nedeniyle hukuki süreç başlattı. Bu firmanın ismini hukuki süreç devam ettiği için şimdilik vermeyeceğim. Fakat bu süreç sonunda kamuoyuyla her yönüyle paylaşacağız. AB üyesi bir ülkenin markası olan firma bir gazeteciyi yaptığı haberden dolayı “haksız rekabet” gerekçesiyle mahkemeye vermesi düşündürücüdür. Biz gazeteciler, kompresör üretmiyoruz, vakum pompası üretmiyoruz, biz yazar, çizer ve bir ayna misali gerçekleri kamuoyu ile paylaşırız” diyerek milleti ve devleti için yılmadan çalışmaya devam edeceğini söyledi.
Alişiroğlu “Türk basınçlı hava sektörünü kendisi ayakta kalsın diye batırmaya dönük, buradaki insanları işsiz bıraktıracak hiçbir girişime göz yummayacağız. Yerli firmalarında altında fiyatlar vererek, sırf yerli vermesin, o firmaya yerli girmesin diye ücretsiz makinalar vererek bu ülkenin basınçlı hava sektöründeki firmaları zor durumlara düşürüp, onları yok pahasına satın alma hedefli girişimlerinin önünde engel oluyoruz. Bu firmanın Avrupa’daki ürün fiyatı ile Türkiye’deki ürün fiyatı örneğin aynımıdır? Sanayimize karşı üstelik stratejik bir ürünün imalatına yönelik bu tür saldırılarda çok hassas çalışmalara imza atan Sanayi Bakanımız Mustafa Varank ve devletimizin gereken tedbirleri alacağı duyumları bizlere gelmekte. Türkiye’deki basınçlı hava sektörü 50 yıllık birikime sahip bir stratejik sektördür. Açıkça bu sektördeki üreticiler ülkemizin onurudur. Zor şartlarda yenilikçi ve kaliteli ürünleri ile artık tüm dünyada kendilerine yer bulmaktalar. Ayrıca burada sadece yerli firmalar değil işini düzgün yapan ithal markalarda zarar görmekte. Birçoğu ile görüşüyorum, tamamına yakını bu durumdan şikayetçi, Sanayi bakanımızın konuyu yakından takip ettiğini ve bu sektöre önem verdiğini biliyoruz. Turbo kompresör fabrikasının her aşaması ile ilgilenen, baret giyip fabrika inşaatını gezen sektöre özel önem veren Sanayi bakanımız var bu ülkede. Ferhat bey bu öyle bir sektör ki olmadığında ne bir fabrika çalışır ne yoğun bakımda hasta nefes alabilir. Abartmıyorum dişinize dolgu dahi yaptıramazsınız. ABD, TSK’ya ambargoyu dillendirdiğinde, Türk askeri Suriye’nin kuzeyine girdiğinde TSK’ya silah ambargosu konuşulduğunda, bu sektördeki kimi firmaların Türkiye’ye bu ürünleri ve parçalarını vermemek için nabız yokladığı iddia ediliyor. Bu firmanın İran’a olan ambargo dan önce sattığı makinalara yedek parça vermediği, fakat fahiş fiyatlarla bir şekilde bu pazara bu yedek parçaların satıldığı iddia ediliyor. Bunu İran’ın Ankara’da Ticaret ateşesine sorsanız ortaya çıkar zaten. Bu o kadar stratejik bir sektör ki! Sayın Cumhurbaşkanımızın himayesinde son 20 yılda ülkemizde bu alanda yapılan yatırımlarla dünya kompresör üretiminin başkenti olma yolunda ilerliyoruz. Artık açıkça söyleyebilirim ki! Türkiye Turbo kompresörde kimseye muhtaç değil, 40 bar vidalı ve pistonlu booster’da yerli üretimimiz var, Denizaltı kompresörleri üreten dünyada sadece 4 ülke var, gururla söylüyorum ki bu ülkelerden birisi Türkiye. Azot jeneratörü, oksijen jeneratörü, medikal solunabilir hava ekipmanlarında artık dışa bağımlı değiliz. Düşünün askeri helikopterin pervanesinin içinde bile azot gazı kullanılıyor ve Türkiye’de firmalar bu konuda kendileri ile yarışır duruma geldi. Bunları üreten firmalara diş geçiremeyenlerin kaybettikleri pazar için en zayıf halka olarak gördükleri bir gazeteciyi hedef seçmesi normaldir. Bu tarz firmalarla her sektörde mücadele etmek gerekiyor” dedi.