Ana SayfaDİJİTALYenilebilir enerji sistemleri ve akıllı şebekeler

Yenilebilir enerji sistemleri ve akıllı şebekeler

Günümüzde “akıllı” ifadesi birçok alanda yaygın bir şekilde kullanılır hale gelmiştir. Akıllı cihazlar, akıllı evler, akıllı şebekeler, vb. muhtelif kavramlar hayatımızda sıklıkla duyduğumuz bir konumdadır. Fakat her şeyden önce burada “akıllı” kavramı ile ne ifade edilmek istenildiği net bir şekilde belirlenmelidir. Geçmiş zamanlarda ilk nesillerdeki televizyonlar uzaktan kumanda teknolojisine sahip değillerdi ve genelde evin en küçüğü uzaktan kumanda görevini fiziksel olarak üstlenmekteydi. Zaman içerisinde televizyon sahiplerinin konforunu artırmak üzere uzaktan kumandalar ortaya çıktı. Fakat burada önemli olan konu kanal değiştirme komutunun daha basit bir şekilde de olsa hala televizyon izleyicisi tarafından verilmesidir. Günümüzde ise benzer şekilde komutun hala kullanıcı tarafından fakat daha kolay bir şekilde verildiği görevlere sahip akıllı evler ortaya çıkmıştır. Kullanıcı; uzaktan perde kontrolü, klima kontrolü, vb. birçok tanımlı görevin bir tablet ya da akıllı telefonda yer alan bir uygulama üzerinden evde dahi olmasa gerçekleştirilmesini sağlayabilmektedir. Fakat uzaktan kumanda örneğine benzer olarak, burada da daha teknolojik bir şekilde desteklenmekte de olsa kararların sahibi son kullanıcıdır. Bu bağlamda; aslında günümüzde akıllı ev olarak adlandırılan birçok ev, gelişmiş otomasyon altyapısına sahip “uzaktan kumandalı” evler konumundadır. Yani kısaca “akıllı” teriminin birçok alanda gerçek manasından öte biraz reklam amaçlı olarak kullanıldığını söylemek yersiz değildir.

“Akıllı” kavramının, aslında bir uygulama alanı içerisinde mevcut olabilecek yüzlerce görevden en az birisi ile ilgili kararların ilgili alandaki konforu, işletim etkinliğini, vb. artıracak şekilde insan dışında harici bir karar verme mekanizması tarafından verilmesi durumunda var olduğu söylenebilir. Burada; son kullanıcının davranışlarını bir öğrenme mekanizması vasıtasıyla zaman içerisinde öğrenip, belirli işlemleri kullanıcı yerine gerçekleştiren bir ev enerji yönetim sisteminin varlığı ile gerçek bir “akıllı ev” kavramından bahsedebiliriz.

Akıllı şebekeler ise elektrik güç sistemine bilgi ve haberleşme teknolojilerinin daha yaygın oranda entegre edilmesi ile birlikte elektrik güç sisteminde daha etkin ve daha ekonomik bir işletim ortaya çıkaracak gelişmiş karar verme mekanizmalarının geliştirilmesi üzerine kuruludur. Akıllı şebekeler bir raf ürünü değildir, bir vizyonu sergileyen tanımlanmış bir konsepttir. Burada mevcut güç sisteminin genel yapısının tamamen değiştirilmesi gibi bir durum zaten söz konusu değildir. Sadece New York’taki yer altı güç sistem kablolarının toplam uzunluğunun dünyanın çevresini yaklaşık 50 defa dönebilecek ebatta olduğu düşünüldüğünde bu zaten imkânsızdır. Burada önemli olan güç sisteminde yeni nesil teknolojiler ile birlikte yapısal bir modernizasyonun gerçekleştirilmesidir.

Akıllı şebekelerin sağlayacağı en önemli avantajlardan biri ise yenilenebilir enerji sistemlerinin entegrasyonu açısından olacaktır. Elektrik enerjisi üretimi açısından çevre dostu bir işletim sunan rüzgâr, güneş gibi yenilenebilir kaynaklar tabanlı önde gelen yenilenebilir enerji sistemlerinin en büyük dezavantajları, tamamen meteorolojik koşullara bağımlı olarak üretim gerçekleştirmelerinden ötürü elektriksel güç çıkışlarının oldukça değişken olmasıdır. Burada bahsi geçen değişken üretim, arz ve talebin anlık olarak mükemmel gerçekleşmesi gereken dünyadaki nadir emtialardan biri olan elektrik enerjisinde bu müthiş dengenin sağlanmasını oldukça zorlaştırmaktadır. Bu nedenle de belirtilen güç sistemi işletimi tabanlı kısıtlamalar ile birlikte yenilenebilir enerji potansiyelinden daha az şekilde faydalanabilmek gibi önemli bir olumsuzluk ortaya çıkmaktadır. Burada yenilenebilir enerji sistemlerinin entegrasyonunun yüksek oranda olması için güç sistemi esnekliği kavramı son yıllarda daha ön plana çıkmaktadır. Zaten geçmişten beri talebin değişimine göre konvansiyonel ve kontrol edilebilir üretim santrallerinin değişken güç üretimi planlaması en olgunlaşmış esneklik çözümüdür. Fakat bu arz-talep dengesi problemine, özellikle arıza koşulları dışında tamamen kontrol edilebilir olarak kabul edilen üretim (arz) tarafında oluşacak yenilenebilir enerji tabanlı belirsiz üretim nedeniyle gerçekleşecek olumsuz katkı, sadece konvansiyonel santraller tabanlı sunulan esnekliği oldukça yetersiz kılmaktadır. İşte tam bu kapsamda akıllı şebeke vizyonu, gerektiğinde talep tarafının da talebinin değiştirilebilmesi vasıtasıyla esneklik kaynağı haline gelmesi, son kullanıcıdan dağıtım ve iletim sistemlerine kadar farklı seviyelerde enerji depolama sistemlerinin etkin bir şekilde entegrasyonu ve işletimine imkân sağlaması vb. hususlar sayesinde oldukça kullanışlı esneklik çözümleri oluşturmaktadır. Bu bağlamda daha fazla yenilenebilir enerji sistemi için, daha akıllı şebekeler üzerine yapılan çalışma ve yatırımlar artık kaçınılmaz haldedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

spot_img

BUNLARI DA OKUYUN