Türkiye’de son yıllardaki yönetimin, “global petrol lobisi”nin, özellikle de gelişmekte olan ve üçüncü dünya ülkelerine yönelik faaliyet gösteren “ekonomik tetikçilerinin” çalışmalarına engel olarak onların etkilerinin azaltılmasıyla, ülkemiz de petrol ve doğalgaz alanında kendi milli stratejisini oluşturmaya başlamıştır. Özel sektöre de bu alanda yatırım yapabilmesi için yeni yasayla birlikte ciddi kolaylıklar getirilmiştir.
Türkiye önümüzdeki on yılda hem dahil de ve hem de komşu ülkelerde petrol ve doğalgaz konusunda çok önemli adımlar atma planları yapmaktadır. Çünkü gelişen ekonomisi ve hızla artan enerji ihtiyacıyla ayağındaki prangaları parçalayarak çok ciddi merhale kat etmesi gerektiğini bariz şekilde müşahede etmektedir. Türkiye’de yapılması kararlaştırılıp, yakında inşası başlayacak olan nükleer santral bile enerji alanında artık Türkiye’nin daha bağımsız hareket edebilirlik noktaya geldiğini göstermektedir.
Birinci Dünya Savaşının çıkma nedeni petrol’dür
Öncelikle tarihimizin ne kadar sığ ve sebep-sonuç bağlantısı olmadan anlatıldığına bir örnek olmak üzere Birinci Dünya Savaşı’nın ana gerekçesini petrolün oluşturduğuna dikkat çekmemiz şarttır.
Yani temel sorun, İran, Irak, Suriye, Kuveyt, Azerbaycan gibi yerlerdeki petrole hangi emperyalist ülkenin daha önce ulaşacağı sorunuydu. Çünkü dünyanın gelecekteki en önemli enerji kaynaklarının Ortadoğu’da yoğunlaştığı anlaşılmıştı.
Petrol gerçeğini bilen Sultan Abdülhamid Hedef seçildi
Lakin batının bildiği petrol gerçeğini bilen bir diğer önemli şahsiyet Sultan Abdülhamit Hazretleri idi. Bunu, Bağdat ve Hicaz demiryollarının geçtiği noktalar ile petrol çıkan bölgeleri gösteren haritaya baktığınızda daha net olarak görebilirsiniz. Ne tuhaf, değil mi! Tren hatları, petrol çıkan bölgelerden geçirilmiştir. Ve bu demiryolu inşaatı nedeniyle tüm sinsi planlar ve hain senaryolar Abdülhamid ve imparatorluğu için uygulanmaya başlandı.
Nitekim 1908 yılının Mayısında Concession Sydicate Limited şirketinin operasyon şefi George B. Reynolds, İran sınırları içindeki Mescid-i Süleyman bölgesinde dünyanın o zamana kadar gördüğü en zengin petrol yataklarını patlattığında Abdülhamid iktidarının sonu da gözükmeye başlamıştı.
Mayıs 1908’de Osmanlı’nın sonu hazırlanırken, Mayıs 2013’te Osmanlı’nın torunları sonu başlangıca çevirdi
Osmanlı İmparatorluğunun petrol ile buluşmasının başlamadan sonu Mayıs 1908’te belirlenirken, Osmanlı’nın torunları Mayıs 2013 yılında TBMM’de çıkarılan petrol yasası ile sonun başlangıcını yeniden belirlediği unutulmamalıdır.