Ana SayfaDOĞALGAZ'Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur..'

‘Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur..’

Hepimiz bilir, bazen söyler, bazen eleştirir, bazen “biz kendimizi yalnızlaştırıyor sonra da bu söze sığınıyoruz” der, ama son tahlilde; yüzde yüz haklı olduğumuz konu ve hakkımız olan şeylerde bile, cümle alemin karşıtlığını görünce; ne yazık ki, cümleyi tekrarlar; “Türk’ün Türk’ten başka dostu yokmuş” demek zorunda kalırız. (Türk derken de, Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları ve tüm Türk dünyasını kastediyorum)

Bugünlerde Doğu Akdeniz cangılı çalkalanıyor.

Peki Doğu Akdeniz tam olarak neresidir, nereleri kapsıyor.?

Tunus’taki Bon Burnundan Çizme şeklindeki İtalya’nın Sicilya Adası’ndaki Lilibeo Burnu arasına bir hat çizdikten sonra hattın doğusunda kalan bölüm.

Buna göre Doğu Akdeniz’e kıyıdaş ülkeler ise; İtalya, Slovenya, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Karadağ, Arnavutluk, Yunanistan, Türkiye, Suriye, Lübnan, İsrail, Filistin, Mısır, Libya ve Tunus…

Dikkat ediniz, Fransa denen ülke Doğu Akdeniz havzasında bile değil…

Bu ülkeler içinde Doğu Akdeniz’e en uzun kara sınırına sahip ülke kim..?

1577 km ile Türkiye… Ve kıyıdaş ülkeler içinde en önemli ve stratejik coğrafya ise, yine Türkiye…

Keza, Doğu Akdeniz havzasının en önemli adası olarak bilinen coğrafya da Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ise; Doğu Akdeniz’le ilgili yapılması muhtemel ve planlanan hesaplarda Türkiye’nin olmazsa olmazlığı aşikar ve ortada…

Şimdi gelelim Yunanistan ve Akdeniz odaklı şımarıklık, askeri ve diplomatik şarlatanlığa…

Konu; Meis Adası…

Antalya Kaş’a 2 km. mesafede,

Bir insanın yüzerek bile varabileceği kadar kısa bir mesafe…

Yunanistan ana karasına ise 500 km’den fazla uzaklıkta.

Şuanda ihtilaf yaşıyoruz; bu had bilmez ülkeyle…

Sorunların halli için gerekli olan yol ve yöntem;

Diplomasi mi; evet varız,

Diyalog mu; evet varız,

Konuya müdahil veya müzahir ülkelerin tavsiyesi mi; evet varız. Ki; Almanya’nın diyalog önerisini dikkate alıp üç ayı aşkın süreyle delegasyonlar bu müzakereyi yaptılar. Ama Yunan tarafının da onayıyla yapılması planlanan ortak açıklamadan bir gün önce; sen tut Mısır’la Münhasır Bölge Anlaşması imzaladığını ilan et…

Eeee kimse kusura bakmasın; artık farklı dil, uslüp ve enstrümanlar sahaya sürülür.

Asker de, donanma da, Oruç Reis Gemisi de sahaya gönderilir.

Ki; gönderdik de…

Haklı mıyız; hem de çok…

Avrupa’nın lokomotifi, ağası ve ekonomik patronu Almanya bile bunun farkında mı.

Evet farkında… Çünkü Oruç Reis gemimizi onların ricasıyla limana çekmiş ve Yunanistan’la görüşmeleri sürdürmüştük.

Ve Berlin’de açıklama yapılacaktı.

Ama tüm bunları biliyor olmasına rağmen Almanya bile Yunanistan haksız ve yanlış yaptı demez, demeyecektir.

Dese de; “Türk-Yunan krizinin diplomasiyle çözümünden yanayız. İki NATO ülkesinin karşı karşıya gelmesini istemeyiz” gibi diplomatik cambazlık yapacaktır.

Hemen akabinde; Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Bahreyn, Mısır, İsrail ve sömürgenin Afrika ve Doğu Akdeniz kolu Fransa hak/haksızlık durumuna bakmaksızın Yunanistan’ın arkasında saf tutacaktır.

Ki başladılar bile…

Hal böyleyken Cumhurbaşkanı’nın “Son tahlilde; kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz..” sözünden başka yol kalmıyor ve “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” sözünü, yine ve yeniden hatırlıyoruz.

Bu bağlamda; Erdoğan’ın söz, söylem ve sahaya sürülmüş eylem boyutuyla süreci yönetmesi ve tavizsiz tutumu olması ve sürdürülmesi gerekendir.

Kaldı ki; bugün yaptığı açıklamayla “Oruç Reis’e saldıracak olursanız, bunun bedelini ağır ödersiniz, dedik” diyerek; Doğu Akdeniz’e dair kararlılığı dile getirmesi Yunanistan ve arka çıkan, Türkiye düşmanlığını esas alan yandaş ülkelere de verilmesi gereken en net mesajdı.

Peki bugün ne oldu da Erdoğan böylesi net bir cümle kurdu..?

“NAVTEX ilan edilen sahada araştırma yapan ORUÇ REİS gemimizi engellemeye çalışan HS Limnos adlı Yunan fırkateyni TCG Kemal Reis Fırkateyni tarafından silah kullanılmadan başarılı gemi manevraları ile bölgeden uzaklaştırılmıştır.

Bu manevralar esnasında her iki harp gemisinin ufak çaplı çatma’sı (Çatma: iki geminin birbirine sürterek uzaklaşmaları) sonrası Yunan gemisi HS Limnos hasar alarak bölgeden uzaklaşmıştır.

TCG Kemal Reis ise hasarsız bir durumda halen görevine devam etmektedir.”

Artık küresel boyutta ve bizi ilgilendiren Doğu Akdeniz ve Ortadoğu bağlamında saflar netleşmeye başladı.

Düşünsenize; Fransa Kıbrıs Rum kesimine savaş uçakları ve askeri gemi gönderiyor. Ve yine aynı Fransa, “Yunanistan Deniz Unsurlarıyla Tatbikat” adı altında ama aslında Yunanistan’a doğrudan yardım niteliğinde bölgeye askeri gemilerini sevkedebiliyor.

Yedi Düvel işte, Yedi Düvel karşımızda…

Yeter ki, Türkiye husumeti olsun; bir araya gelmezlerin hepsi müttefik olabiliyor, ittifak edebiliyor ve karşımıza dizilebiliyor.

İsrail zaten tetikçi gibi kullandığı BAE ile diplomatik ilişkiler başlattığını açıklıyor.

Tüm bunlara bakınca; Doğu Akdeniz politikasında, olan veya olası eksiklere rağmen, ne kadar doğru yolda olduğumuz ve olması gereken gibi davrandığımız, artık kuşkusuz.

Geri adım yok.

Başka yol da yok.

İttifak eden düşman çok,

Türk’ün Türk’ten başka dostu yok…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

spot_img
spot_img

BUNLARI DA OKUYUN