Ana SayfaKÖŞE YAZARLARITürkiye’nin doğalgaz ile buluşma yolculuğu: ‘Mavi Akım’

Türkiye’nin doğalgaz ile buluşma yolculuğu: ‘Mavi Akım’

Mavi Akım Rusya’dan Türkiye’ye doğalgaz nakletmek için Karadeniz geçişli büyük boru hattıdır. Boru hattı merkezi Hollanda olan Rus Gazprom ve İtalyan ENI ortaklığıyla kurulan Blue Stream Pipeline B.V. tarafından inşa edilmiştir. Blue Stream Pipeline B.V. boru hattının deniz bölümünün ve Beregovaya kompresör istasyonunun sahibidir. 

Gazprom boru hattının Rus topraklarında kalan bölümünün işletmesini üstenmiş olup Türk topraklarında bulunan bölümün işletmesi ise Türk enerji şirketi BOTAŞ tarafından gerçekleştirilmektedir. Gazprom’un boru hattını inşa etmesindeki amacı Rus gaz iletim hatlarını arttırmak ve Türkiye’nin üçüncü ülkelerle enerji anlaşmaları yapmasına engel olmaktır. 

Mavi Akım hattının uzunluğu 1213 kilometre olup, Şubat 2003 tarihinde açıldı. Açılış törenine, Recep Tayyip Erdoğan’la birlikte, Vladimir Putin ile Silvio Berlusconi katılmıştır. Mavi Akım projesi, Ankara ile Moskova arasında 1997 yılında imzalanan anlaşmaya göre, 25 yıl süreyle, Türkiye’nin Rusya’dan yılda 16 milyar metre küp doğalgaz satın almasını öngörüyor. 1213 kilometre uzunluğunda doğalgazı taşıyan boru hattının, yaklaşık 380 kilometresi, Karadeniz’in altından geçmektedir.  Deniz altındaki boru hattı, 2150 metre derinlikle, yeryüzünün en derindeki boru hattıdır. Hattın yapımını, İtalyan ENİ şirketi üstlenmişti. Yıllık 16 milyar metre küp kapasiteli boru hattından Türkiye, 2002 yılı sonundan bu yana gaz almaktadır.

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümünde Yüksek Lisans Eğitimi aldığım zaman Mavi Akım Projesi ile alakalı detaylı bir çalışma yapma fırsatı yakalamıştım. Bir projenin arkasında bu kadar gizemli olaylar dizisini bırakabileceğine de bu vesileyle şahit olmuştum.

1984 yılında SSCB ile ilk doğalgaz anlaşması yapılıyor. SSCB Gaz Sanayi Bakanlığını yerine kurulan Devlet Gazprom Birimi’nin 1993 Şubat’ında kısmi özelleştirmesiyle tarihteki gerçek rolüne kavuşmuştur. Geldiği bu noktada, Rusya Federasyonu gaz üretiminin %94’ünü, dünya gaz üretiminin ise % 23’ünü gerçekleştiren bir şirket yapısına dönüşmüştür.

12 Haziran 1991 yılında V. Putin, St. Petersburg Belediye Başkanlığı Uluslararası Komite Başkanı oluyor. Sovyet Birliğinin çökmesiyle birlikte Rusya, Hazar bölgesindeki etkinliğini büyük ölçüde kaybetmiştir.

1991 yılında SSCB, Arapların karşı koymasına rağmen İsrail ile barış yapmaya hazırlandı. 1989’un ortasından itibaren Moskova, Arap protestolarına rağmen İsrail’e Yahudi göçüne tekrar izin verdi.1991 askeri darbesinin başarısız olmasıyla, Ortadoğu’daki Sovyet politikasında büyük değişiklikler meydana geldi.

Ve 1987 yılında SSCB’den ilk doğalgaz ithali gerçekleşti. Türkiye-İsrail Oslo Antlaşmalarının ardından oldukça yakın askeri ve stratejik ilişkiler geliştirdiler.

9 Eylül 1993 yılında Türk ve Rus başkanları arasındaki görüşmelere ilişkin imzalanan protokolün 3. maddesinde, tarafların 1996 yılından itibaren doğalgaz miktarını 2 milyar metreküp arttırmayı ve bu miktarın daha da arttırılmasının değerlendirilmesi kararı alınmıştır.

Nisan 1993’te İsrail Devlet Bakanı başkanlığındaki heyet, birçok Yahudi’nin İsrail’e göç ettiği bölge olan Petersburg’un Belediye Başkanı AnatoliSobçak’ı ziyaret etmiştir.

1994 yılında Bakü-Ceyhan Projesi Türkiye’nin Orta Asya ve Kafkas ülkeleriyle ilişkilerini sağlamlaştırmaya yönelik dağınık ama hedef gözeten adımları ile Türkiye-ABD-İsrail ortaklığının iyiden iyiye dillendirmesi, bu döneme denk gelmiştir.

30-31 Temmuz 1996’da Rusya-Türkiye-İsrail Doğalgaz Boru Hattı Projesi ile ilgili olarak Botaş-Trans Canada- Del-Men ve Gazprom ile doğrudan alınacak doğalgaz miktarı üzerinde ön mutabakata varılmıştır.

Aralık 1996 tarihinde ise Mısır, Türkiye ile bir belge imzaladı. Bu imza Mısır’ın İsrail’e barış hattı projesi konusunda ‘’kazık atacağı’’ yönündeki şüphelerin güçlenmesine yol açtı, çünkü güzergahta İsrail’in olmadığı düşünülüyordu.

ABD’nin bütün karşı çıkmalarına rağmen, 1996 yılında Türkiye-İran ilişkilerinde yeni bir ivme kazandıracak dev gaz anlaşması Tahran’da imzalandı.

1997 yılında Rusya ve Türkiye arasında 16 milyar metreküp doğalgaz Karadeniz altından Türkiye’ye sevkiyatının yapılması anlaşması imzalandı.

17 Ekim 1997 tarihinde 4 doğalgaz santralinden Gebze, İzmir ve Adapazarı santrallerinde en iyi teklifi Enka-İntergen konsorsiyumu, Ankara santrali için de Bayındır-National Power konsorsiyumun verdiği açıklandı. İntergen- Amerikan Bechtel’in Shell ile ortak şirketi Bechtel aynı zamanda Türkmen Trans-Hazar boru hattı projesini inşa edecek şirketlerden biri oldu.

İsrail Altyapı Bakanı Ariel Sharon, Temmuz 1997’de İsrail’in Rusya’dan gaz alımını 2000 yılında başlatmak istediğini açıkladı.

30 Haziran 1997’de Refah Yol Hükümeti resmen sona erdi. Yerine Mesut Yılmaz Başbakanlığında ANAP Hükümeti kuruldu. Bu dönemde Mavi Akım projesi jet gibi hızlandı.

16 Temmuz 1997 tarihinde Mavi Akım projesinin Samsun-Ankara hattının fizibilite çalışması tamamlandı. Türkiye içindeki hattın 446 kilometre uzunluğunda olacağı ve işin 403.7 milyon dolara mal olacağı açıklandı.

29 Ağustos 1997’de Çerçeve anlaşma Gazprom Yönetim Kurulu Başkanı Rem Vyakhirev ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer tarafından imzalandı. Doğalgaz boru hattı kapasitesi, 2000 yılı için 8 milyar metreküp, 2003 yılı için 16 milyar metreküp olacak ve gelecekte kapasite arttırılabilecektir. RAO Gazprom’un projeye ilişkin yatırımları, 20-25 yıllık uzun dönemli asgari alım taahhüdü koşulludur. Bu anlaşma ile Turusgaz’ın büyük ortakları olan Gazprom ve Gama’ya büyük bir imtiyaz verileceği konuşuldu.

1997 yılının sonunda, Türkiye-Rusya Mavi Akım Anlaşması’nı imzaladı. Mavi Akım anlaşmasından 3 gün sonra Gazprom, Stroytransgas-Öztas-Hazinedaaroğlu ortaklığı Botaş’a bildirildi. Mavi Akım anlaşmasının imzalanmasının ardından çok büyük tartışmalar başladı.

1998-2000 Rus oligarşisi iki yıl gibi bir sürede büyük çaplı değişim geçirmiştir. 1998’de güç 10-12 kadar oligark tarafından paylaşılırken 2000 yılında bir çok yeni oligark yerini almıştır. Ayrıca oligarkların temsil ettiği gücü yaratan sektörler sayıca epey artmıştır. 1998 yılı itibarıyla ana olarak petrol, gaz, bankacılık gibi alanlar oligarkları yaratırken, 2000 yılında bunlara medya, sanayi, ticaret, bilişim gibi bir çok yeni alanlar eklenmiştir. Kısacası Rus sistemi iki yıl içinde birçok yeni sektörde dev şirketler yaratabilecek dinamizmi yakalamıştır.

Resmi Gazete’de Rusya ve Türkiye arasında 16 milyar metreküp doğalgazın Karadeniz altından Türkiye’ye sevkiyatı anlaşması yayınlandı.

2 Haziran 1998 tarihinde Rusya Devlet Başkanı Yeltsin, Rusya’da ekonomik krizden çıkış arayışları içinde iken Rus oligarkları (Batı’nın tabiriyle “Robber Barons”) ile ilk toplantıyı yaptı. Kremlin’de yapılan toplantıya 10 etkili iş adamı katıldı: Rosprom-Yukos Grubu Başkanı Mihail Kodorkovski, Medya imparatoru Media-Most Grubu Başkanı Vladimir Gusinski, Interros Başkanı Vladimir Potanin, Alfa Group Başkanı Mihail Fridman, SBS-Agro Başkanı Aleksandr Smolenski, Rossiisky Kredit Başkanı Vitali Malkin, Gazprom Başkanı Rem Vyakhirev, Lukoil Başkanı Vagit Alekperov, Unified Energy System Başkanı Anatoli Chubays, Surgutneftegaz petrol ve gaz şirketinin Başkanı Vladimir Bogdanov.

10 oligark gerçekleşen toplantının ardından kendi aralarında bir kez daha toplanarak Yeltsin’in vergi disiplini sağlama yönündeki çabalarını destekleme kararı aldılar. Sonuçta bir destek deklarasyonu yayımlandı.

Ekim 1999’da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Azerbaycan ziyaretinde, “Biz kimde doğalgaz varsa alacağız” demecini verdi.

Bülent Ecevit, Aralık 1999’da Rusya ile protokol imzaladı. Ecevit, Şubat 1999’da gerçekleştirdiği ABD ziyaretinde Cumhur Ersümer ve İsmail Cem ile beraber Kissinger ile görüştü.

18-19 Kasım 1999’de Ankara’da yapılan AGİT zirvesinde Orta Asya ve Kafkasya cumhuriyetleri devlet başkanları Bakü- Ceyhan bağlantısıyla ilgili deklarasyona imza attılar.

Mavi Akım ve Bakü-Ceyhan projelerinin aynı döneme denk gelmesi Türkiye’nin Rusya-ABD ikilemi yaşamasına neden olmuştur.

Trans-Hazar boru hattının Azerbaycan ve Gürcistan üzerinden Türkiye’ye ulaşması için Şubat 1999’da anlaşma imzalandı.

11 Ocak 1999’da Ecevit hükümeti kuruldu ve enerji bakanlığına Ziya AKTAŞ geldi.

22742 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan ihale ile (Necmettin Erbakan Başbakanlığı döneminde) yap-işlet-devret modelinden yap-işlet modeline geçiş yapıldı.

Ekonomik Kriz sebebiyle Türk Halkı doğalgaza 2001 yılında ve sonrasında milyonlarca fazla para ödemek zorunda kaldı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar eski Bakanları Cumhur Ersümer ve Zeki Çakan’ın, “ihaleye fesat karıştırmak ve görevi kötüye kullanmak” suçlarından Yüce Divan’da yargılanmalarına başlanması proje ile ilgili en çok konuşulan olaylar arasında yerini aldı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesindeki yolsuzluk iddiaları üzerine başlatılan operasyonda gözaltına alınan kişiler oldu ve zanlılar yargılandı. O zamanlar bu yargılanmalar manşetlerde geniş yer buldu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

spot_img

BUNLARI DA OKUYUN