‘Enerji Verimliliği Haftası’ dolayısıyla açıklama yapan Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, “Enerji ihtiyacının yüzde 75’inin ithalat yoluyla karşılandığı ülkemizde, enerji tasarrufuyla cari açığın düşürülmesini sağlayabiliriz. Türkiye’de enerji verimliliğinin hızla yaygınlaşması için kamu, özel sektöre örnek olmalı. Yüksek gibi görünen yatırım maliyetini kısa sürede karşılayan enerji verimliliği uygulamalarıyla, mevcut binalarımızda uzun yıllar enerji tasarrufu elde etmemiz mümkün” dedi.
Türkiye İMSAD (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, yeni ve mevcut binalarda enerji verimliliğini artırmak için ‘Enerji Performansı’ hesaplama yöntemlerinin geliştirilmesi gerektiğini belirterek, “Enerji Performans Sözleşmeleri; enerji verimliliği ya da yenilenebilir enerji projeleri sayesinde elde edilen maliyetteki azalmaları kullanarak, bu tür projeleri finanse edebilmek için sermaye oluşturmayı sağlayan bir finansman yöntemidir. Dünyadan örneklere bakacak olursak; Almanya’da enerji performans sözleşmelerinin %75’i, ABD’de ise %82’si kamu tarafından uygulanıyor” diye konuştu.
Enerji Bakanlığı tarafından Türkiye’de toplam 166 kamu binasında enerji verimliliği ile ilgili etüt çalışmaları yapıldığını ifade eden Ferdi Erdoğan, “Yapılarda aydınlatma, ısıtma, soğutma, yalıtım ve enerji üretimi gibi alanları kapsayan bu çalışmanın sonucuna göre; 26 hastane, 72 okul, 13 yurt, 8 üniversite, 36 idari bina, 8 havaalanı, 3 cezaevinin enerji verimli hale getirilmesi için toplam 180 milyon 493 bin TL’lik yatırım yapılması gerekiyor. Bu yatırımla elektrik ve ısı verimliliği ile yılda 54 milyon 425 bin TL’lik tasarruf elde ediliyor. Böylece yatırım maliyeti sadece 3.3 yılda karşılanabiliyor” dedi.
Kentsel dönüşüm büyük bir fırsat
Kentsel dönüşüm sürecinin konutlarda enerji tasarrufunun artırılması açısından büyük bir fırsat sunduğunu ifade eden Ferdi Erdoğan, şunları söyledi: “Özellikle enerji performansının Türkiye’de hızla benimsenerek yaygınlaşması için kamu, özel sektöre örnek olmalı. Ayrıca tüm stratejilerin ülke genelinde yaygınlaştırılması amacıyla özel sektörü de kapsayacak bir Enerji Verimliliği Ajansı’nın yapılandırılması, sistemin başarısı için ilk uygulamalar arasında görülmeli. Kentsel dönüşüm projelerini yapan ve anlatan, önemli projelerin sözcüleri ile konuştuğumuzda dahi, bunların büyük çoğunluğunun iklim değişikliği, enerji verimliliği ve sera gazı salımı konularını birer pazarlama aracı olarak kullandıklarını görüyoruz. ‘Peki, o halde nasıl yaptınız? Binalar dönüşmeden önce ne kadar enerji tüketip havaya ne kadar sera gazı salıyorlardı? Sizin projeniz sonrası durum nedir?’ sorularına tatmin edici bir yanıt alamıyoruz. Özellikle belediyelerin yaptığı dönüşümlerde, binaların, konutların Enerji Kimlik Belgesi konusunda karşılaştığımız tablo üzücü. Dolayısıyla ülkemizde hala bu konuda bilgi eksikliği var. Başta uygulamacılar olmak üzere mimarlar, mühendisler ve müteahhitlerin de içinde olduğu sektör temsilcilerine yönelik, enerji verimliliği konusunda güncel bilgi ve gelişmeleri aktarmaya ağırlık vermeliyiz” diye konuştu.
Son yayınlanan ‘Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı 2017-2023’ün, önemli bir mevzuat olduğunun altını çizen Ferdi Erdoğan, şöyle konuştu: “2018-2023 arasında uygulanacak 55 Eylem Planının 12’si, binaları kapsıyor. Söz konusu 12 eylem, yeni yapılacak ve mevcut binaların verim sınıflarının iyileştirilmesi, kamu sektöründeki tasarruf potansiyelinin hayata geçirilmesi, binalarda yerinde üretimin ve yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaştırılması, kapsamlı bir bina envanteri çalışmasının yapılması ve bütün kesimlere hitap eden farkındalık çalışmalarını kapsıyor. Türkiye’de birincil enerji tüketimi 2015 yılında 129,7 MTEP olarak gerçekleşerek, 2005’ten 2015’e kadar %46 oranında artış gösterdi. Son eylem planı ile Türkiye’nin birincil enerji tüketiminin %14 azaltılması hedefleniyor. Ayrıca 2023 yılına kadar %23,9 MTEP tasarruf sağlanması ve bu tasarruf için 10,9 milyar dolar yatırım yapılması öngörülüyor.”
Seramik, demir-çelik, çimento gibi yüksek enerji tüketimi olan sanayi sektörlerinin enerji verimliliği konusunda en yoğun çalışma yapan sektörler olduğunu belirten Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan, “Buna rağmen enerji arzında yaşanan sorunlar ve iklim değişikliği nedeniyle özellikle enerji tüketimi yüksek olan sektörler için enerji verimliliğine yönelik politikaların hayata geçirilmesi önem kazanmaktadır” dedi.
2014 – 2018 yıllarını kapsayan Onuncu Kalkınma Planı, “Enerji Verimliliğinin Geliştirilmesi Programı Eylem Planı” alt başlığında geçen aşağıdaki maddelerin Onbirinci Kalkınma Planı’nda da yer almasının elzem olduğuna vurgu yapan Ferdi Erdoğan bu konudaki başlıklarla ilgili çalışmaların artarak devam etmesi gerektiğinin altını çizdi:
– Enerji verimliliği çalışmalarının, idari ve mali açıdan güçlü, yatay sektörlerde çalışmalar yapabilecek şekilde yapılandırılmış tek bir çatı altında toplanması ve farklı sektörlere yönelik politika ve uygulamalar arasında entegrasyonun sağlanması.
– Uygulanmakta olan mali teşviklerin etkinleştirilmesi ve yaygınlaştırılması.
– Yatırım yapmayı özendirici ilave mali tedbirler alınması, bu alandaki finansman imkânlarının belirli bir disiplin içinde kullanımı için mekanizmalar geliştirilmesi.
– KOBİ’lerin enerji verimliliği konusundaki eğitim, etüt ve danışmanlık hizmetlerinin desteklenmesine yönelik mekanizmaların iyileştirilmesi.
– Proje sonrasında sağlanan tasarruflarla geri ödemeye imkân veren enerji performans sözleşmesi (EPS) borçlanma modeli dâhil olmak üzere, çeşitli finansman yöntemleriyle kamu binalarındaki enerji verimliliği yatırımlarının yaygınlaştırılması.
Üniversite-STK-Sanayi işbirliği etkin olarak kullanılmalı
Ferdi Erdoğan, binalarda enerji verimliliğinde terminoloji sorunu yaşandığına dikkat çekerek, önerilerini şöyle sıraladı: “Örneğin ‘yeşil bina’, ‘sıfır enerjili bina’ , ‘pasif ev’ ve diğer benzer tanımlar net değil. Birbirinin yerine kullanılıyor. Bu tanımlar netleşmeli herkes aynı dili kullanmalı. Eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları aralıksız sürmeli. İyi uygulama örneklerinin devamlılığı sağlanmalı ve eğitim çalışmaları pekiştirilmeli, enerji mühendisliği yaygınlaştırılmalı. Enerji verimliliği konusunda mesleki eğitimi (mimarlar, makine ve inşaat mühendisleri) ve genel eğitimi ayırmak lazım. Üniversitelerde enerji verimliliği ve yapı malzemeleri dersleri ile ilgili yapılan ve yapılacak çalışmaların önemi büyük. Bu amaçla ‘Üniversite-STK-Sanayi’ işbirliği etkin olarak kullanılabilir. Biz Türkiye İMSAD olarak bu konuda bir takım çalışmalar yapıyoruz. Sektörel ihtiyaçlardan türeyen 12 adet çalışma komitemiz, hem özel sektör hem üniversiteler hem de kamu ile işbirliği yapıyor. Örneğin, Türkiye Binalarda Enerji Verimliliği Komitesi, 2016 yılından beri bir yandan yurtiçindeki ve yurtdışındaki gelişmeleri takip ederken, diğer yandan yıllık iş planına göre eğitim konusuna ağırlık verdi. Özellikle özel üniversitelerin mimarlık, inşaat mühendisliği ve makine mühendisliği bölümlerinden mezun olan öğrencilerin inşaat malzemeleri konusundaki bilgilerini artırmak, sektördeki gelişmeler hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamak amacıyla Okan Üniversitesi ve Özyeğin Üniversitesi ile işbirliği yapıldı. Çevre Dostu Malzeme ve Sürdürülebilirlik Komitelerinin yürüttüğü çalışmalar kapsamında projelendirilen “Yapı Ürünlerinin Üretim-Kullanım Döngüsü Dersi” de Yıldız Teknik Üniversitesi’yle yapılan işbirliği çerçevesinde 2015–2016 sezonunda Mimarlık Fakültesi’nde başladı. Yaşar Üniversitesinde ise İnşaat Malzemeleri Dersi 2 dönemdir devam ediyor. Türkiye İMSAD olarak, sürdürülebilirlik kavramının daha iyi ve daha kalıcı olması adına üniversite ve sanayi işbirliğinin önemli bir iyi uygulama örneği olduğuna inanıyoruz. ”
Faselis/Türkiye’de Enerji