19.5 C
İstanbul
Pazar, Haziran 8, 2025

Türkiye, 33.5 GW Depolamalı Güçle Dünya Liderleri Arasında

Must read

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB), 28 Nisan 2025 tarihinde İspanya ve Portekiz’i etkisi altına alan İber Yarımadası elektrik kesintisini detaylı olarak analiz eden “28 Nisan 2025 Tarihli İber Yarımadası Elektrik Kesintisine İlişkin TÜREB Teknik Gözlem Raporu”nu yayımladı. Avrupa elektrik sistemi açısından tarihi bir vaka olarak değerlendirilen bu kesintiye dair kapsamlı tespitlerin yanı sıra, rapor Türkiye’ye yönelik kritik öneriler de sunuyor. Raporda, İberya kesintisinin ardında yüksek yenilenebilir enerji payı, düşük sistem ataleti, invertör tabanlı üretim yapısındaki zafiyetler ve hibrit HVDC/AC bağlantıların bir araya gelmesi gibi çok sayıda teknik bileşenin rol oynadığı belirtiliyor. Olayın ardından yapılan değerlendirmelerde, salınımları bastıracak donanım ve yazılım uygulamalarının yetersiz kaldığı, salınım algılama ve kontrol parametrelerinin gecikmeli veya yetersiz tepkiler verdiği vurgulanıyor.

İberya Kesintisinin Teknik Analizi: Nedenler ve Sonuçlar

Rapora göre, ilk üretim kaybının kesin nedeni henüz belirlenmemiş olsa da, İspanya’da gözlenen nominal üstü (fakat limitler içinde) yüksek voltajlar ve merkezi olmayan çok sayıda üretim tesisinin devre dışı kalma olasılığı üzerinde duruluyor. Şebekede ortaya çıkan küçük bir arızanın, voltajların kullanılabilir sınırın üst limitine yakın seyretmesi nedeniyle limitleri aşmış olabileceği ifade ediliyor. Bu üretim kayıplarının ardından başlayan frekans düşüşü, otomatik koruma sistemlerini tetiklemiş ve bu sistemler yük atmalarla yanıt vermiş. Ancak sistem kararlılığı bu yük atmayla da sağlanamayınca, Fransa-İspanya arasındaki AC bağlantılarının otomatik olarak kapanması sonucu tüm İber Yarımadası şebekesi çökmüş. Raporda ayrıca, bu üretim kaybı ve Fransa ile olan AC hatlarının kopmasına ek olarak, senkron bir bağlantı şekli olmayan Fransa ile olan HVDC bağlantısının dengesizliğe rağmen ihracat yönünde enerji çıkışına devam etmesinin de sistemi olumsuz etkilediği belirtiliyor.

Kesintinin temel nedenleri arasında, yüksek yenilenebilir enerji üretimi (özellikle güneş), bahar dönemi nedeniyle düşük elektrik talebi ve sistemdeki düşük atalet seviyelerinin birleşerek sistemi daha kırılgan hale getirmesi gösteriliyor. Arıza öncesinde invertör tabanlı rüzgar ve güneş üretiminin toplam tüketimin yüzde 60’ından fazlasını karşıladığı, özellikle İspanya’daki geniş güneş santrallerinin bu duruma katkı sağladığı tahmin ediliyor. Bu durumda sistemdeki salınımlara cevap verilemediği ve küçük üretim tesislerinin voltaj kontrol kapasitesi yoksa veya kısıtlıysa, voltaj probleminin daha da arttığı tespiti yapılıyor. Rapor, İspanya ve Portekiz’de yaşanan kesintinin enerji dağıtım süreçlerinde elektrik şebekesi yatırımları, dijitalleşme, baz yük santralleri, esneklik ve şebeke elektriği depolamanın ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gösterdiğinin altını çiziyor. İberya kesintisini takiben enerji piyasalarında politika önerileri arasında özellikle esneklik ve sistem ataletinin sağlanmasının öne çıktığı belirtiliyor.

Türkiye’nin Vizyoner Depolama Stratejisi Dünyaya Örnek Oldu

TÜREB raporunda, elektrik depolama kapasitesinin artırılması konusunda Türkiye’nin vizyoner ve proaktif bir strateji benimsediği vurgulandı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB) ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) öncülüğünde, son yıllarda verilen tüm yeni rüzgar enerjisi santrali (RES) ve güneş enerjisi santrali (GES) ön lisanslarının elektrik depolama koşulları ile düzenlendiği ve sistemsel dönüşümün hızlandırıldığı belirtildi.

Bugün itibarıyla Türkiye genelinde çeşitli yatırımcılar tarafından hayata geçirilecek yaklaşık 680 depolamalı proje, toplamda 33,5 GW kurulu güce ulaşmış durumda. Bu ölçek, Türkiye’nin elektrik sisteminin güçlü, esnek ve kapsayıcı bir yenilenebilir enerji üretilebilirliğini sağlamak adına önemli bir adım olarak görülüyor. Türkiye, rüzgar ve güneş enerjisi potansiyelini değerlendirmenin yanı sıra depolama çözümleriyle arz-talep dengesini sağlamakta ve elektrik sistemi işletmesinin kayıplarını azaltarak daha ucuz, daha temiz ve daha sürdürülebilir elektriğe ulaşmanın önünü açıyor.

Raporda, baz yük santrallerinin sistemdeki rolünün korunmasıyla birlikte, şebeke elektrik depolama sistemleri ve arızalara daha hızlı tepki veren şebeke izleme teknolojileri sayesinde frekans salınımlarının büyümeden sönümlenmesinin kritik olduğu, bunun İspanya ve Portekiz’de yaşanan kesintide çok net bir şekilde görüldüğü belirtiliyor. Türkiye’nin şebekede elektrik depolama konusundaki öncü adımları ve uygulanan politikaların dünyada birçok ülkeye örnek teşkil ettiği vurgulanıyor. Türkiye’nin dağıtımı yapılan depolamalı santral kapasitesi büyüklüğü açısından dünyada önde gelen ülkelerden biri konumunda olduğu ifade edildi. ETKB ve EPDK’nın geliştirilmiş enerji stratejileri ve yeni depolamalı santrallerin planlanması, kapasite tahsisleri, şebekeye dahil edilmesi ve yeni şebeke yatırımlarının planlanmasında kritik rol oynadığı belirtiliyor. Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) ve bölgesel elektrik dağıtım şirketlerinin de bu santrallerin şebekeye dahil edilmesi konusunda teknik olarak üzerlerine düşeni yerine getirme gayretinde olduğu vurgulanıyor.

Yaklaşık 33,5 GW’lık depolamalı rüzgar ve güneş enerjisi santrali yatırımlarının, ETKB’nin öncülüğü ve desteğiyle hazırlanan ve önümüzdeki haftalarda yasalaşması beklenen Süper İzin Düzenlemesi ile birlikte hızlı bir şekilde devreye alınması, Türkiye’nin enerji bağımsızlığının sağlanması kadar sistem güvenliğinin artırılmasına da büyük fayda sağlayacak.

- Advertisement -spot_img

More articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Advertisement -spot_img

Latest article