Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, gelişmiş ülkelerde madenciliğin gayri safi yurt içi hasılaya oranının yüzde 5-9 arasında olduğunu, Türkiye’de ise bu oranın yüzde 1 seviyesinde bulunduğunu ifade etti.
“Maden ve ham madde ithalatının, altın dahil, 26 milyar dolar seviyesinde” olduğuna dikkati çeken Dönmez, “Bu miktarın önemli bir kısmı da işlenmiş madenlerden oluşuyor. Maden ihracatımız da 5-6 milyar dolar düzeyinde. Teknolojik altyapı eksikliğinden dolayı madenlerimizi Türkiye’de zenginleştiremiyorduk. Artık madenlerimizi salt ham madde olarak yurt dışına ihraç etme dönemi kapandı” diye konuştu.
Yerli üretimi, Ar-Ge ve inovasyonu temel alan madencilik stratejisiyle çıkarılan madenlerin artık Türkiye’de işleneceğini dile getiren Dönmez, böylece madenciliği destekleyen alt sektörlerin, teknolojik girişim, istihdam ve ihracat noktasında önemli bir pazar hareketliliği oluşturacağını kaydetti. Dönmez, bilgiyi değer haline getirmenin ve onu işlemenin, sahada yapılan faaliyetler kadar önem arz ettiğini belirterek, “TÜVEK’le maden kaynaklarının arama ve üretim açısından tek tek sicilleri tutulacak. Maden arama, araştırma ve üretimi esnasında elde edilen sondaj karotlarını, numuneleri, yer bilimleri verilerini ve haritaları burada arşivleyerek, kullanıcıların hizmetine sunacağız. Karot Bilgi Bankamız bir nevi madenciliğimizin hafızası olacak.” değerlendirmesinde bulundu.
“MTA 3 yılda 3,5 milyon metre sondaja imza attı”
Yer altı varlığını ortaya çıkarmak için Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünün (MTA) yoğun çalışmalar yürüttüğünü aktaran Dönmez, MTA’nın kurulduğu 1935’ten 2015’e kadar toplam 6 milyon metre sondaj yapıldığını aktardı. Dönmez, MTA’nın 2017-2019 yıllarında 3,5 milyon metre sondaja imza attığını vurgulayarak, şöyle devam etti: “Bu kadar yoğun çalışmanın yürütüldüğü son 3 yılda 89’u maden, 83’ü enerji ham maddesi olmak üzere toplam 172 ruhsat sahasında değeri milyonlarca dolara ulaşan yeni maden kaynakları tespit edildi. MTA havadan jeofizik operasyonlarıyla da 920 bin kilometrelik bir alanı tarayarak yer altının adeta röntgenini çekti. Oruç Reis Gemimiz de denizlerimizin dört bir köşesinde hidrokarbon varlığımızın tespiti için 7/24 faaliyetlerine devam ediyor.”
Elde edilen verilerin MTA laboratuvarlarında analiz edildiğini anlatan Dönmez, “MTA laboratuvarlarında yıllık 60-70 bin numunenin analiz ve testi yapılırken, yeni alınan cihazlar ve hafta sonu vardiyalı çalışmayla bu rakam 2018’de 525 bine, 2019’da ise 611 bine yükseldi. Yani 10 katlık bir artıştan söz ediyoruz. MTA bu faaliyetleri yürütürken arazilerin haritalarını çıkarıyor, jeofizik veriler üretiyor, yerin yüzlerce metre altına giden sondajlarla karotlar elde ediyor.” ifadelerini kullandı.