29.5 C
İstanbul
Cumartesi, Ağustos 16, 2025
Ana Sayfa Blog Sayfa 75

Türkiye Ralli Şampiyonası’nın isim sponsoru Shell Helix

TOSFED tarafından gerçekleştirilen ve Türkiye’nin en önemli otomobil sporları organizasyonu Türkiye Ralli Şampiyonası’nın isim sponsoru Shell Helix oldu. Shell, bu sponsorlukla inovasyon gücünü, Türkiye Ralli Şampiyonası 2020’ye taşıyacak. “Shell Helix 2020 Türkiye Ralli Şampiyonası” Sarıkamış Rallisi ile başladı. Sezon 24-25 Ekim’de İstanbul’da sona erecek.

Shell, Shell Helix markası ile Türkiye Ralli Şampiyonası 2020’nin isim sponsoru oldu. Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) tarafından düzenlenen ve Türkiye Rallisi’nin de dahil olduğu “Shell Helix 2020 Türkiye Ralli Şampiyonası”, Sarıkamış Rallisi ile başladı. 

Türkiye Ralli Şampiyonası’na, Shell Helix markası ile katkıda bulunmaktan büyük bir mutluluk duyduklarını belirten Shell Türkiye Kurumsal İletişim Direktörü Meltem Okyar Perdeci; “Shell Helix markamız ile inovasyon gücümüzü Türkiye’nin en önemli otomobil sporları organizasyonuna taşımaktan ve yarışa ismimizi vermekten gurur duyuyoruz.” dedi. Binek araçlarda yüksek motor performansı sağlamaya yardımcı olacak şekilde geliştirilen Shell Helix ile şampiyonaya katılacak pilotların sürüş tutkusunu canlı kalmasına yardımcı olacaklarını belirten Perdeci, Shell Helix’in dünyada da önemli otomobil sporları organizasyonlarında başarı ile temsil edildiğini vurguladı. 

Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) tarafından düzenlenen “Shell Helix 2020 Türkiye Ralli Şampiyonası, Sarıkamış Rallisi ile başladı ve 24-25 Ekim’de İstanbul’da sona erecek.

125.000 Kişilik Sektör Zorda

9 milyar $’lık açıkhava ve endüstriyel reklam sektörü devlet desteği bekliyor

Tüm dünya ile birlikte Türkiye’yi de etkisi altına alan koronavirüs toplum sağlığının yanında çeşitli sektörleri de olumsuz etkiliyor. Yıllık 9 milyar dolarlık iş hacmine sahip olan açıkhava ve endüstriyel reklam sektörü devlet desteği bekliyor. Sektörde uzaktan çalışma imkanı olmadığını belirten ARED Başkanı Ahmet Özdemirel, “Önlem alınmazsa 125 bin kişiye istihdam sağlayan sektörde çok zor günler yaşayacağız” diyor

Türkiye’yi etkisi altına alan koronavirüs salgını halk sağlığı ile birlikte ekonomik anlamda da birçok sektörü olumsuz etkiliyor. Yıllık 9 milyar dolarlık iş hacmine sahip olan açıkhava ve endüstriyel reklam sektörü devlet desteği bekliyor. Sektörde uzaktan çalışma imkanı olmadığı için yaklaşık 125 bin kişiyi istihdam eden kurumları zor günler bekliyor. 

Açıkhava ve Endüstriyel Reklamcılar Derneği (ARED), endüstriyel reklam üreticileri ve benzeri grupların uzaktan çalışma imkânlarının olmaması ve doğrudan kapatılan ya da faaliyetleri kısıtlanan işletmelere münhasır ürün ve hizmetler sunmaları nedeniyle bu tür işletmeler için daha farklı önlemlerin alınması gerektiğini açıkladı. ARED, mevcut ekonomik ortamda tüm paydaşlarının yanında olma bilinciyle çözüm önerilerini şöyle sıraladı: 

  • İşyerlerinin su, elektrik, doğalgaz gibi giderlerine ait ödemelerinin süreç bitene kadar ertelenmesi,
  • Vergi, SGK gibi devlete yapılacak ödemelerde indirime gidilmesi, süreç bitene kadar ertelenmesi, zorunlu izinlerde SGK ödemelerinin alınmaması,
  • İşletmenin maddi olarak sıkıntıya girmesi sonucu faaliyetlerine ara vermek zorunda kalması durumunda ilgili işletmeye Avrupa ve ABD uygulandığı gibi geri ödemesiz maddi destek sağlanması,
  • İşçi ücretlerinin kısa çalışma ödeneğinden ödenmesi, bu durumdan sektördeki herkesin yararlanması için de gün ve prim şartlarının bir defaya mahsus olmak üzere kaldırılması,
  • Küçük ve orta ölçekli firmaların kredi ödemelerinin temerrüde düşmeden yapılandırılması, KGF ve KOSGEB Kredilerine ulaşımın kolaylaştırılması beklenmektedir.

ARED Başkanı Ahmet Özdemirel, koronavirüsün yayılmasına önlem olarak düşünülen uzaktan çalışma yönteminin bu sektör için mümkün olmadığını belirterek şöyle konuştu: “Bu koşullarda belirtilen iş aşamalarının sekteye uğraması ve üretim yapılamaması durumunda, işverenin çalışanlarına ücretlerini ödeyememesi, ileri aşamada da işyerlerinin faaliyetlerini durdurma mecburiyetinde kalması riski söz konusudur. Önerilerimizin, içinde bulunulan bu zor dönemde hem işçiyi hem de işvereni rahatlatacak çözümler sunabileceği kanaatindeyiz. Kısa zamanda önlem alınamazsa içinde bulunduğumuz durumda 125 bin kişiye istihdam sağlayan sektörü zor günler bekliyor.”

ARED Hakkında:

Açıkhava ve Endüstriyel Reklamcılar Derneği (ARED) endüstriyel reklam sektöründe faaliyet gösteren firma temsilcilerini bir çatı altında toplamak, üyelerinin hak ve çıkarlarını korumak, sektörün sorunlarına çözüm bulmak, endüstriyel reklam sektörünü özel ve resmi kurum ve kuruluşlarda, yurtdışında temsil etmek amaçlarıyla 2000 yılında kuruldu. Endüstriyel reklamcılık dünyasının temsilcilerinden oluşan ARED, kar amacı gütmeden faaliyetlerini sektörü geliştirmek için yürütüyor. ARED, global basım işleri federasyonu FESPA ile ortak olarak Avrasya bölgesinde baskı dünyasının en büyük fuarı olan FESPA Eurasia’yı 2013 yılından bu yana düzenliyor.

TürkTraktör ihracatta da rekora koştu

TürkTraktör, 2019 yılında gerçekleştirdiği çalışmalarla Türkiye pazarındaki 

kesintisiz liderliğini 13. yılına taşıdı.  Dünyada 130’dan fazla ülkeye traktör satışı yapan TürkTraktör, 2019’da son 5 yılın en yüksek ihracat rakamlarını yakaladı.

11 Şubat 2020– Geçtiğimiz yıl kuruluşunun 65. yılını kutlayan TürkTraktör, 2019 yılına ait finansal sonuçlarını açıkladı. Sektörün lider üreticisi TürkTraktör, ürün geliştirmeden, üretim ve yurt dışı satışlara kadar birçok farklı alanda başarılı bir performans gösterdi.

Traktör devi yıl boyunca Ankara ve Erenler’de bulunan fabrikalarındaki üretim bantlarından toplam 22 bin 745 adet traktör indirdi.  TürkTraktör bu sonuçlara göre, 2019’da Türkiye’nin toplam traktör üretiminin %77’sini tek başına gerçekleştirdi.  

Şirket, yurt içinde toplam 10 bin 903 adet traktör satışıyla, Türkiye traktör pazarındaki kesintisiz liderliğini 13. yılına taşıdı.

TürkTraktör, yurt dışı satışlarını %5 oranında artırarak 15 bin 207 adede yükseltti. Türkiye’nin toplam traktör ihracatının %90’ını tek başına gerçekleştirdi ve son 5 yılın en yüksek ihracat rakamına ulaştı. 

2019 senesini 3 milyar 806 milyon TL toplam ciro ile kapatırken, şirketin yurt dışı cirosu ise %14 artarak 2 milyar 158  milyon TL oldu.  Yurt dışı cirosunda elde edilen bu sonuçla yeni bir rekora imza atıldı.

TürkTraktör’ün 2019’daki brüt kârı 549 milyon TL, brüt kâr marjı %14,4 olarak gerçekleşirken, faaliyet kârı 248 milyon TL ve FAVÖK tutarı 374 milyon TL oldu. Şirketin faaliyet kâr marjı ve FAVÖK marjı ise sırası ile %6,5 ve %9,8 olarak gerçekleşti. Şirketin net kârı ise 112 milyon TL olarak kaydedildi.

TürkTraktör Genel Müdürü Aykut Özüner:

“Pazardaki yaklaşık her 2 traktörden biri TürkTraktör fabrikalarından çıkıyor’

2019 yılına ait finansal sonuçlarını değerlendiren TürkTraktör Genel Müdürü Aykut Özüner şu açıklamalarda bulundu: “Zorlu pazar koşullarına rağmen, 2019 yılında da pazardaki kesintisiz liderliğimizi 13.yılına taşıdık. Son 32 yılda tam 21 kez pazarın lideri olmayı başardık, amacımız bu başarılı çizgimizi 2020 yılına taşımak. Sahip olduğumuz %45’lik pazar payıyla Türkiye’deki neredeyse her 2 traktörden biri bizim fabrikalarımızın bantlarından iniyor.”

Dünya pazarlarında da TürkTraktör imzasını taşıyan traktörler kullanılıyor 

Uluslararası pazarlara sundukları traktörlerin adedinin 2019’da %5’lik bir artış gösterdiğini ifade eden Özüner, “Yıl boyunca yurt dışına gerçekleştirdiğimiz satışlarımızla, üretimimizin %67’sini dünya pazarına sunduk. İhracatta 

yakaladığımız bu artışla son 5 yılın en yüksek ihracat satış rakamına ulaştık. Dünyada daha fazla sayıda çiftçinin Türkiye’de üretilen traktörleri kullanması bizler için ayrı bir gurur kaynağı oluyor.” 

“Ar-Ge’sinden tasarım ve üretimine kadar, yerli üretimi her alanda güçlendirmeyi sürdürüyoruz”

2019 yılında akıllı tarım uygulamalarına öncelik verdiklerini  ifade eden Aykut Özüner;  “Geçtiğimiz yıl özellikle çiftçilerimizi akıllı tarıma taşıyacak farklı ürün ve hizmetleri hem de yerli üretim olarak pazara sunduk. Bu bağlamda ise Türkiye’nin bir ilki olan yerli üretim yarı otomatik şanzımana ve yine yerli üretim olan uydu destekli otomatik dümenleme sistemine sahip traktörlerimizin lansmanını gerçekleştirdik. Bu teknolojiler ile  çiftçinin verimliliği artırmasına ve girdi maliyetlerini düşürmesine  destek oluyoruz. Yerli üretimle de çiftçilerimize teknolojik ürünleri daha uygun fiyatlı sunuyor ve bu ürünlerin kullanımının yaygınlaşmasını hedefliyoruz.” 

İş makinelerinde de yerli üretim başladı 

Aykut Özüner, açıklamalarının sonunda, 2013 yılından bu yana faaliyet gösterdikleri iş makineleri sektörüne de değindi. 

2019’da iş makineleri alanında da yerli üretim yapmak üzere Ankara’daki fabrikalarına ek bir yatırım yaptıklarını ifade eden Özüner, “Sahip olduğumuz yerli üretim vizyonumuzun bir parçası olarak, artık müşterilerimize New Holland ve Case marka yerli kazıcı yükleyicilerimizi sunacağız. Bu kararımız ile uzun yıllardır traktör üretimindeki gücümüz ve başarılı performansımızı bu alana da taşıdık.” diyerek sözlerini tamamladı. 

Aksa Elektrik’ten esnafa indirimli elektrik

Aksa Elektrik, hizmet verdiği dokuz ilde esnafa ve ticaret odalarına özel indirimli elektrik tarifesi uygulamaya başladı. Meslek örgütleri ile yapılan iş birliğiyle, Aksa Elektrik’in hizmet bölgesinde bulunan odalar indirimli elektrik kullanabilecek.

Çoruh Bölgesi’nde Trabzon, Rize, Giresun, Gümüşhane ve Artvin’de; Fırat Bölgesi’nde ise Malatya, Elazığ, Bingöl ve Tunceli’de yaklaşık 2.2 milyon aboneye elektrik tedariki sağlayan Aksa Elektrik, hizmet bölgesi içerisinde gerçekleştirdiği anlaşmalarla esnafa indirimli elektrik sunmaya başladı.

Esnaf ve Sanatkarlar Odaları ve Sanayi ve Ticaret Odaları ile yaptığı anlaşmalarla üyelere özel tarife sunan Aksa Elektrik; Rize, Malatya, Elazığ, Giresun ve Artvin’de geçtiğimiz günlerde indirimli elektrik sunmaya başladı.

Esnafa özel fiyatlar farklı illerde devam edecek

Önümüzdeki günlerde Gümüşhane, Trabzon, Tunceli ve Bingöl’deki esnafa özel olarak da indirimli elektrik fırsatı sunmaya hazırlanan Aksa Elektrik, böylece hizmet bölgesindeki ticarethaneleri indirimli elektrikle buluşturmuş olacak.

Aksa Elektrik’in oda üyelerine özel hazırladığı indirimli elektrik fırsatlarından yararlanmak isteyen ticarethane aboneleri, üye oldukları oda belgeleriyle kendilerine en yakın Aksa Elektrik Müşteri Hizmet Merkezlerinden işlemlerini kolayca yaptırarak indirimli elektriği kullanabiliyor.

Aksa Elektrik Müşteri Hizmet Merkezi listelerine www.coruhaksa.com ve www.firataksa.com adreslerinden ulaşılabiliyor.

IYNC 2022’de Rusya’da düzenlenecek

Avustralya’nın Sydney şehrinde gerçekleştirilen Uluslararası Nükleer Gençlik Kongresi (IYNC) sona erdi.

Kongre boyunca 9 Rosatom temsilcisi 30’un üzerinde sunum yaptı. Rosatom Overseas’den Elena Pashina ve Akkuyu Nükleer’den Sergey Malozemov’un seminerleri organizatörler tarafından en çok beğenilen çalışmalar arasındaydı.

Uluslararası Nükleer Gençlik Kongresi 2020, 2022’de gerçekleşecek bir sonraki kongrenin yerinin belirlenmesi için yapılan oylama ile sona erdi. Rusya ile beraber Kenya, Ukrayna ve Fransa da başvurularını yaptı. Rusya’nın teklifi Rosatom yetkilileri Maria Zotova (OKBM Afrikantov), Valeriya Khorishko (RAIN) ve Gennady Karpinsky (Rosatom Overseas) tarafından sunuldu. Rusatom Uluslararası Ağı ve Rosatom Şirket Akademisi bu başvurunun hazırlanmasında destek verdi.

Uzun bir müzakere ve 50 Uluslararası Nükleer Gençlik Kongresi kalıcı konsey üyesinin oy verme işlemi sonucunda 35 ülke içinden Rusya’nın bir sonraki Uluslararası Nükleer Gençlik Kongresi’ne ev sahipliği yapacağı duyuruldu.

Siber güvenlik harcamaları artıyor

Petrol ve gaz sektöründeki 255 uzmanla gerçekleştirilen küresel bir ankete göre siber güvenlik harcamaları 5 kat arttı. Dünyada 500 milyondan fazla kullanıcıyı koruyan Bitdefender Antivirüs’ün Türkiye Genel Müdürü Barbaros Akkoyunlu, enerji sektöründeki şirketlere yönelik siber saldırıların ulusal güvenliği de ilgilendirdiğinin altını çiziyor.

Petrol ve gaz sektöründeki şirketlerin sürdürülebilir iş modellerine geçmesi hızlandıkça, dijital dünyaya da önemli yatırımlar yaptıkları görülüyor. Bu durumun, varlıklarını ve itibarlarını korumak isteyen şirketler için siber güvenliğe daha fazla yatırım yapmaları anlamı taşıdığını belirten Bitdefender Türkiye Genel Müdürü Barbaros Akkoyunlu, özellikle petrol şirketleri gibi enerji sektöründeki şirketlere yönelik saldırıların ulusal güvenliği de ilgilendirdiğini belirtiyor.

5 Kat Arttı

255 sektör uzmanının görüşlerinden oluşan küresel bir anketin sonuçlarına göre, siber güvenlik, şirketlerin en büyük yatırım odağı ve iş performansı üzerinde en büyük etkiyi yaratan teknoloji olarak ortaya çıktı. Ankette, hangi dijital teknolojilere yatırım yapıldığına dair sorulan soruya ise katılımcıların %61’i, siber güvenlik yanıtını verdi. Aynı anketin 2017 sonuçlarında ise bu oran sadece %12’ydi.

Hedef Ulusal Güvenlik

Raporda, petrol şirketlerinin siber güvenliğe odaklanmasının ardındaki kilit faktörlerden birinin şirket varlıklarını ve itibarlarını korumak olduğu da belirtildi.“Petrol şirketlerinin operasyonları, giderek artan bir tehdit altında kaldıkça siber güvenlik; paydaşlar, tüketiciler ve hükümet için daha önemli hale geliyor.”diyen Barbaros Akkoyunlu, “Saldırıları yönetmek sadece itibarı korumak, fiyatı ve operasyonları paylaşmak değil, aynı zamanda ulusal güvenlik gibi daha büyük bir sorumluluğun parçasıdır.” ifadelerinde bulunuyor. Petrol ve gaz sektöründeki şirketlerin siber güvenlik önlemlerine büyük ölçüde yatırım yapmaya devam etmesi gerektiğini belirten Akkoyunlu’ya göre, bu sektörde çalışan kişilerin de siber güvenlik farkındalığının artırılması gerekiyor.

Ankette katılımcılara, iş performansı üzerinde en büyük etkiyi yaratan teknolojiyi adlandırmaları istendiğinde, katılımcıların %16’sı tekrar siber güvenliği işaret etti. Bu oran, 2017’de %9 seviyelerindeydi.

İşletmelere yüksek verimlilik sağlıyor

Lider pompa üreticisi Wilo, standart, konfor, premium seçenekleriyle bakım paketlerini özelleştirerek ayrıcalıklı bir hizmet sunuyor

İleri teknolojisi ile dünya kaynaklarını koruyan yeni nesil ürün, sistem, hizmet ve çözümler geliştiren pompa üreticisi Wilo, ürünlerinin sorunsuz şekilde çalıştığını düzenli olarak kontrol etmek ve uzun vadede güvenilirliklerini korumak üzere ihtiyaca göre özelleştirilen alternatifli bakım paketleri sunuyor. Standart, konfor ve premium bakım paketlerinde; sistem ölçümünden analize, ilave garantiden aşınmış parça değişimine, teknik eğitimden ücretsiz ekstra servis hizmetine, yazılım güncellemelerinden sistem optimizasyonuna kadar farklı seçenekler sunan Wilo, inovatif bakış açısını servis hizmetlerine de yansıtıyor.

Binalarda, endüstride ve altyapı uygulamalarında bulunan ısıtma, soğutma, havalandırma sistemlerinin yanı sıra su temini ve atık su uygulamalarında da kullanılan pompa sistemlerinin öncü markası Wilo, yenilikçi bakış açısını satış esnasında ve satış sonrasında yürüttüğü iş süreçlerine de yansıtarak işletmelere ayrıcalıklı bir hizmet sunuyor. Büyük konut projelerinden tarım arazilerine, dev stadyumlardan elektrik ve enerji santrallerine kadar birbirinden farklı sektörlere teknolojik çözümler sunan Wilo, pompa sistemlerinde sürdürülebilir performansa büyük önem veriyor. Wilo Bakım Paketleri, kullanıcı gruplarının sistem ölçüm ve analizi, yedek parça iskonto,sarf malzeme, aşınma parçaları değişimi, hizmet süresi, ilave garanti, teknik eğitim, bedelsiz ekstra servis hizmeti, yazılım güncellemeleri, 7/24 acil durum telefon desteği, sistem optimizasyonu ihtiyaçlarına standart, konfor ve premium bakım paketi alternatifleriyle cevap veriyor. Müşteri memnuniyetinin üstün ürün, çözüm ve hizmet kalitesinden geçtiğine inanan Wilo, pompa ve pompa sistemleri satın alımı öncesinde alanında uzman kadrosu ile ücretsiz keşif yaparak ürün tespitinde de kullanıcılarına destek oluyor. 

Özelleştirilmiş Wilo Bakım Paketleri yüksek katma değer sunuyor

Enerji kaynaklarının akıllı ve verimli kullanıldığı bir dünya için çözümler sunan lider pompa üreticisi Wilo olarak bakım paketleri kapsamında ihtiyaca göre şekillendirilmiş 3 farklı seçenek oluşturduklarını anlatan Wilo Türkiye Satış Sonrası Hizmetler Müdürü Necati Ömer Zeyrek, “Özelleştirilebilen bakım paketlerimizle işletmelere; cihaz kullanım ömürlerinin uzatılması, cihaz onarım ve yedek parça maliyetlerinin düşürülmesi, enerji ve sistem verimliliğinin artırılması, verimliliğin artmasına bağlı olarak enerji tüketim maliyetlerinin düşürülmesi, arızaların meydana gelmeden tespit edilerek çözülmesi, sistemin uzman personel tarafından sürekli kontrol altında tutulması gibi pek çok avantaj sağlıyoruz” açıklamasında bulundu. Aynı şekilde Wilo Bakım Sözleşmeleri ile de işletmelerin sistemlerini daha verimli kullanmalarını sağlayan teknik desteğin yanı sıra arızalara neden olacak sorunların yaşanmasını önleyerek maliyet avantajı oluşturduklarını belirten Zeyrek, zaman ve enerji tasarrufu ile işletmelere yüksek katma değer sunduklarının altını çizdi.

Bahçe ve hayvancılık çalışmalarının en çok arananı olacak

Case IH, İzmir Agro Expo 2020’de yüksek performans ve kalitenin temsilcisi olan yeni  JXE serisi traktörlerini görücüye çıkarırken mekanizasyona erişimi kolaylaştırmak adına tasarlanmış kampanyalarıyla da dikkat çekiyor.

Üstün özellikli ürünleriyle tarım sektöründe profesyonellerin tercihi olan Türk Traktör’ün seçkin markası Case IH,İzmir AgroExpo2020’de güçlü ve dayanıklı yeni traktörleri ve traktörlere farklı fonksiyonlar kazandıran tarımsal ekipmanlarıyla ziyaretçilerin odak noktası oluyor.

Case IH’in1000 m²’ye yakın standında sergilediği zengin gamında yer alan ve çiftçilerin çalışma sahalarında değişen ihtiyaç ile beklentilerine göre geliştirdiği ürünler, kullanıcıların maliyetlerde düşüş, verimlilikte de ciddi artışlar sağlamasına katkıda bulunuyor.

Çok amaçlı traktör Case IH JXE serisi, bahçeden tarla ve hayvancılığa kadar, her yere yetişiyor! 

Case IH’in İzmir Agro Expo 2020’de görücüye çıkardığı yeni serisi ise ‘Tam hayal ettiğiniz gibi; yüksek performans, yüksek kalite’ mottosu ile orta segmentteki temsilcisi olan yeni Case IH JXE serisi. ‘Çok amaçlı traktör’ olma özelliğiyle  dikkat çeken bu seribahçede, tarlada ve hayvancılıkta olmak üzere tüm alanlarda rahatlıkla kullanılabiliyor. 

JX55E ve JX65E olmak üzere 2 farklı modelden oluşan buyeni seri, sahip olduğu TürkTraktör üretimi güçlü ve ekonomik 55HP ve 65HP güçlerindeki motoru, 8 ileri 8 geri transmisyonu, güçlü ve dayanıklı hidrolik sistemi, ideal ölçüleri, geniş ve ergonomik kumanda kollarına sahip kabini ile çiftçilerin tüm beklentilerini karşılıyor.

Case IH standında bu yılın en dikkat çeken bir diğer ürünü ise Türkiye’nin bir ilki olan yerli üretim otomatik dümenleme sistemine sahip traktörler serisi Case IH Pro Guide. Uydu destekli otomatik dümenleme sistemine sahip bu traktörler, Türkiye’de en çok kullanılan 90-110 beygir gücüne sahip modeller olarak ülke çiftçisiyle buluşturuluyor. 2,5 cm gibi yüksek bir hassasiyet ile çalışmaya imkan tanıyan ve fabrika çıkışlı bir özellik olarak sunulan otomatik dümenleme sistemi, tarımsal faaliyetlerde kullanılan tohum, ilaç ve gübreden yakıta kadar tarımsal girdilerin gerektiği kadar kullanılmasını ve toplam maliyetin düşürülmesi sağlıyor.

Case IH Pro Guide,bu teknolojinin yerli üretim olarak fabrika çıkışlı sunulmasıyla aynı zamanda parça fiyatı ve bakım tarafında da kullanıcısına avantaj yaratıyor.

Tarımsal ekipmanın seçkin markası Red Pro da İzmir’de…

Case IH tanıtım alanına gelen konuklar sadece traktörleri değil; traktörlerin sahadaki fonksiyonlarına daha fazla özellik katan tarımsal ekipmanları da inceleme fırsatı buluyor. Case IH markalı değişken odalı silindirik balya makineleri ile birlikte,ilk kez sergilenen Red Pro markalı tarla ilaçlama makineleri, klasik ve döner kulaklı pulluklar ile römorklar ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor.

Mitsubishi akıllı teknolojisini tanıttı

55 yıllık Form Şirketler Grubu güvencesi ve Japon Mitsubishi Heavy ortaklığında kurulan Form MHI Klima Sistemleri, KXZR Heat Recovery VRF ürünüyle yenilikçi ve son teknoloji iklimlendirme çözümleri sunuyor. Mitsubishi Heavy KXZR Heat Recovery VRF, eş zamanlı ısıtma ve soğutma yapan ısı geri kazanımlı sistemi ile enerji verimliliği yüksek bir iklimlendirme sağlıyor.

Dış ünite; her bir iç ünitenin bağımsız olarak iç ortam şartlarına ve ihtiyaçlarına göre ısıtma ya da soğutma için çalışmasına imkan tanıyor. Sistemin sunduğu birbirinden bağımsız çalışabilme özelliği, farklı cepheleri nedeniyle ısı yükleri değişen yapılar için oldukça uygun bir model sunuyor. Nominal kapasitesi 8 HP (22,4 kW)den, tek dış ünite modülünde 24 HP’ye (67 kW) kadar, üç dış ünite modülü ile 60 HP’ye (168 kW) kadar tek bir sistem olarak çalışabiliyor.

Patentli CHCC – Sürekli Isıtma Kapasitesi Kontrol Özelliği teknolojisi ile ürün, bir süre sonra enerji kaybına neden olan defrost çevrimine yenilikçi bir çözüm sunuyor. Ürün, sahip olduğu yenilikçi teknolojisi sayesinde sürekli ısıtma sağlıyor ve bu sayede dış ortam defrost koşullarını devamlı kontrol ederek serpantindeki buzlanma durumunu kontrol altında tutuyor. Defrost koşullarında yüksek sıcaklıklarda üfleme yapabilmesinin yanı sıra, kapasite düşümünü kademeli hale getirerek sıralı defrost sistemlerinde yaşanan büyük kapasite düşüşlerini de engelliyor.

Socar Marine satışlarını artırıyor

2013 yılından bu yana sektörde faaliyet gösteren SOCAR MARINE, 2019 yılında 600 bin tonluk satışla uluslararası denizcilik yakıtlarında sektörün lideri oldu. Sektörün genç oyuncusu olan SOCAR MARINE’in pazar payı yüzde 25’in üzerine çıktı. Türkiye’nin en büyük doğrudan dış yatırımcısı SOCAR Türkiye’nin yatırımlarına paralel olarak hızla büyüyen markası SOCAR MARINE, uluslararası denizcilik yakıtları alanında sektör liderliğine yükseldi. SOCAR MARINE, 2019 yılında uluslararası denizcilik yakıtlarında 600 bin tonluk satış hacmini aştı. Türk boğazlarından transit geçen ve Türkiye limanlarında yük operasyonları yapıp yurt dışına çıkış ya da giriş yapan gemilere satışı kapsayan bu hacimle, şirketin pazardaki payı da yüzde 25’in üzerine çıktı.

Müşteri odaklı yapısı liderliği getirdi

Türkiye’de 7 yıldır denizcilik yakıtı satışı faaliyetlerini sürdürdüklerini dile getiren SOCAR MARINE Deniz Satışları Direktörü Zeki Tarakçı, “Sektörde genç bir oyuncu olmamıza rağmen, üstün ürün ve hizmet kalitesi anlayışımız, müşterilerimizi ve onların ihtiyaçlarını odağımızda tutuğumuz yaklaşımımız ile kısa sürede uluslararası denizcilik yakıt alanında liderliği yakaladık. Bugün Türkiye’nin Karadeniz, Marmara Denizi, Ege ve Akdeniz bölgelerinin tamamındaki fiziksel ikmallerimiz yanı sıra Cebelitarık’tan Singapur’a, Rotterdam’dan Güney Afrika’ya kadar tüm uluslararası limanlarda gerçekleştirdiğimiz ikmallerimiz ile SOCAR MARINE markasının uluslararası arenadaki varlığını her geçen gün daha yüksek seviyelere taşıyoruz. Geldiğimiz bu güçlü noktada, 2020 yılı itibarıyla iç piyasa denizcilik sektöründe de faaliyete başlıyoruz. Bu sayede yurt içi yük ve yolcu taşıması yapan denizcilik şirketlerinin, turizm teknelerinin ve balıkçıların ihtiyaçlarına cevap verebilecek hizmet ve rekabetçi yaklaşımımızla iç piyasa denizcilik sektöründe de fark yaratacağımız inancımız çok yüksek”diye konuştu.

Socar’ın yatırımlarıyla gelen sinerji

Uluslararası pazarlarda ve Türkiye’de denizcilik ve enerji sektöründe her zaman kaliteli hizmet vermeyi hedefleyen SOCAR MARINE’e, liderliğe giden yolda en büyük sinerjiyi, SOCAR Türkiye’nin hayata geçirdiği dev projeler kazandırdı. 2018 yılında devreye giren uluslararası çaptaki enerji projeleri TANAP ve STAR Rafineri’nin yanı sıra Petkim ve SOCAR Depolama’nın sahip olduğu limanlar ile SOCAR Terminal’deki gemilere hizmet veren SOCAR, denizcilik alanında da Türkiye’nin en önemli şirketleri arasında yer alıyor. SOCAR MARINE, markasını güçlendirerek sadece Türkiye’nin değil, Akdeniz Çanağı’nın en büyüğü olma yolunda sağlam adımlarla ilerliyor.

Nükleer karbon salınımını engelliyor

Nükleer enerjinin yerli sanayicilere sunduğu fırsatların tartışıldığı 3. Nükleer Santraller Fuarı ve7. Nükleer Santraller Zirvesi – NPPES, yaklaşık 2 bin ziyaretçi, 120 stant açan firma ve 300 ticari eşleştirme görüşmesine ev sahipliği yaptı. Sürdürülebilir büyüme için ekolojik ekonominin de altı çizildi.

Türkiye’nin nükleer enerjideki kararlığı, yerli firmaların bu alandaki yatırımlarını her geçen yıl artırıyor. Nükleer enerji sektöründe tedarikçi ve alt yüklenici olmak isteyen Türk firmalarını, dünyanın önemli nükleer oyuncularıyla buluşturan 3. Nükleer Santraller Fuarı ve7. Nükleer Santraller Zirvesi – NPPES, 300 ticari eşleştirme görüşmesinin yapılmasına aracılık etti.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun destekleriyle Nükleer Mühendisler Derneği (NMD) tarafından Ankara Sanayi Odası (ASO) ile birlikte düzenlenen NPPES, 120 stant ile katılan firmayı ve yaklaşık 2 bin ziyaretçiyi ağırladı.

Rusya, Almanya ve İspanya başta olmak üzere; ABD, Ukrayna, Slovenya, Letonya, İtalya, Belçika, Macaristan ve Fransa gibi birçok ülkeden firma ve temsilciler ticari eşleştirme görüşmeleri için İstanbul’da NPPES’te buluştu.

Sera gazı salınımında yüzde 17 tasarruf mümkün

Ekonominin ekolojik yönetilmesine tüm dünyanın ihtiyacının olduğunun altını çizen NPPES ve NMD Başkanı Erol Çubukçu, nükleer santrallerin elektrik sektöründen kaynaklanan sera gazı salınımında yaklaşık yüzde 17 tasarruf sağlayarak ve 2 milyar tonun üzerinde karbondioksit emisyonunu engelleyerek sürdürülebilir ekonomiye destek olduğunu vurguladı. Üretim zinciri tümüyle ele alındığında, nükleer enerjinin sera gazı salınımı konusunda en temiz seçeneği bizlere sunduğunu ifade eden Çubukçu, NPPES’te küresel ısınmayla mücadelede kilit bir rol oynayan nükleer enerjiden ülkemizin nasıl pay alacağının tartışıldığını bildirdi.

NPPES’ten iş birlikleri çıkıyor

Türk sanayicisini, nükleer enerji alanında bekleyen fırsatlarla buluşturmak için çalıştıklarını açıklayan ASO Başkanı Nurettin Özdebir, NPPES’te yapılan ticari eşleştirme görüşmelerinde ASO bünyesinde kurulan NÜKSAK – Nükleer Sanayi Kümelenmesi’nden birçok firmanın yer aldığını belirtti. Özdebir, firmaların geçtiğimiz yıllarda yurt dışından önemli nükleer oyuncularla NPPES’te tanışıp ticari evlilikler ve anlaşmalar imzaladıklarını söyleyen Özdebir, bu yıl da başta Akkuyu NGS olmak üzere yurt dışında yapımı devam eden nükleer santral projeleri için de faydalı görüşmelerin yapıldığını sözlerine ekledi. Türk sanayicisinin nükleer endüstriye yönelik üretim yapabilecek yetkinlikte olduğunu bildirdi.

Zirve’de neler konuşuldu?

NPPES’in ilk gününde gerçekleşen oturumlar şunlar oldu; Küresel Ölçekte Nükleer Enerji: Mevcut Eğilimler ve Nükleer Santral Projelerinde İnşaat Deneyimi, Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesinin Kilometre Taşları ve Akkuyu NGS’de Rosatom ile İş Birliği Deneyimi.

Güneş paneli karbon salımının önüne geçecek

Yıldız Entegre, Mersin’de bulunan Akdeniz Tesisi’nde yapılacak yeni yatırım için kolları sıvadı. Yaklaşık 15 milyon TL’lik yeni yatırım kapsamında, 26 bin 400 metrekarelik alan güneş panelleriyle kaplanacak ve 11 bin ağaç eşdeğerinde karbon salımının önüne geçilecek. Yatırım tamamlandığında tesis, toplam elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 10’unu güneş enerjisinden sağlayacak. Türkiye’de son yıllarda sayıları gün geçtikçe artan çevreci sanayi tesislerine bir yenisi daha ekleniyor… Türkiye’de orman ürünleri alanında faaliyet gösteren; İstanbul Sanayi Odası’nın son açıkladığı verilere göre de ülkemizin en büyük 45. ve orman ürünleri sektöründe lider sanayi şirketi olan Yıldız Entegre, Mersin’de bulunan Akdeniz Tesisi’nde güneş enerjisi yatırımına başlama kararı aldı. Önümüzdeki günlerde başlaması planlanan yatırımın 6 ay içinde tamamlanması öngörülüyor.

13 Binden fazla güneş paneli kurulacak

Yaklaşık 15 milyon TL’lik yatırım planlaması kapsamında, üretim tesisindeki yaklaşık 26 bin 400 metrekarelik alan toplam 13 binden fazla güneş paneliyle kaplanacak. Yatırım tamamlandığında tesis, toplam elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 10’unu güneş enerjisinden sağlayacak. Öte yandan tesiste gerçekleştirilecek olası bakım çalışmaları ya da arıza durumlarında, güneş panellerinden üretilen elektrik, genel şebekeye verilerek, Mersin ekonomisine de katkıda bulunması sağlanacak.

Ülkemiz ekonomisine katkı sağlıyoruz

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Yıldızlar Yatırım Holding Yatırım Projeleri Müdürü Yıldırım Akagündüz, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesinin şirketler için olduğu kadar ülkeler için de önemli olduğunun altını çizerken, “Son yıllarda ülkemizde, yenilenebilir enerji kaynaklarına karşı yoğun bir ilgi var. Petrol ve doğalgaz gibi enerji kaynakları konusunda, ülkemizin yurt dışına bağımlı olduğu bir gerçek. Ama bunun yanında özellikle rüzgâr ve güneş konusunda Türkiye’nin çok ciddi bir potansiyeli var. Bu kapsamda özellikle sanayi şirketlerinin, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeleri hem doğanın ve çevrenin korunmasına büyük katkı sağlayacak hem de ülkemiz ekonomisinin gelecek hedeflerine ulaşmasına ışık tutacaktır” ifadelerini kullandı.

Güneş enerjisinde daha fazla faydalanacağız

Mersin’deki Akdeniz Tesisi’nde gerçekleştirecekleri yatırımın, Yıldız Entegre’nin bu alandaki ilk yatırım olduğuna dikkat çeken Yıldırım Akagündüz “Bu yatırımı yaparken öncelikli amacımız konvansiyonel enerji kaynaklarına olan bağımlılığımızı azaltmak; daha çevreci ve doğaya saygılı bir yöntemle enerji girdisi elde etmek. Yasal mevzuatların izin verdiği ölçüde, güneş enerjisi verimliliği yüksek olan tesislerimiz için benzer projeler gelecek dönemde de gündemimizde olacak” şeklinde konuştu.

Akdeniz’in Orta Doğu ve Afrika’ya açılan kapısı

Orman ürünleri alanında Türkiye’nin önde gelen şirketleri arasında bulunan Yıldız Entegre’nin, ülke genelindeki 4 üretim merkezinden biri olan Akdeniz Tesisi, aynı zamanda Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’nin de en büyük yatırımları arasında öne çıkıyor. Yıldız Entegre’nin iç pazardaki pozisyonunu güçlendiren Akdeniz Tesisi, bununla birlikte Orta Doğu ile Kuzey Afrika pazarlarına olan yakınlığıyla şirketin ihracat gücüne de katkıda bulunuyor. Günde 1.500 metreküplük MDF, MDFlam, laminat parke, kapak panel, emprenyeli kâğıt ve tutkal üretimi kapasitesine sahip.

Elektrik tüketicileri yüksek fiyatlardan şikayetçi

Elektrik tedarikçisi değiştirme internet sitesi EnCazip, elektrik tüketicileriyle ilgili bir araştırma yaptı. Yüz yüze yapılan ankete göre tüketiciler yüksek elektrik faturalarından şikayetçi. Katılımcıların yüzde 82’si ayda 130 TL’den fazla elektrik faturası ödediğini ifade ederken, yüzde 99’u ise elektriğe ödediği tutarın yükseldiğini, toplam tüketicilerin yüzde 57’si de elektrik faturalarının geçen seneye göre en az yarı yarıya arttığını düşünüyor.

Elektrik tedarikçisi değiştirme internet sitesi EnCazip, tüketicilerin elektrik tüketimine dair bir araştırma yaptı ve bu anket sonucunda ilginç bilgiler ortaya çıktı. Tüketicilerin önemli bir çoğunluğu elektrik faturalarına ödedikleri paranın geçen seneye göre ciddi oranda arttığını düşünürken, elektrik fiyatlarındaki artış algısının gerçek fiyat artışından neredeyse iki kat daha fazla olduğu dikkat çekti. Bu da tüketicilerin elektrik faturaları konusunda yeterince doğru bilgilendirilemediği gerçeğini gözler önüne serdi.

Elektrik tüketicilerinin yüzde 82’si ayda 130 TL’den fazla elektrik faturası ödüyor

Tüketicilerin yüzde 99’u elektriğe ödediği fiyatın yükseldiğini düşünüyor. Yüzde 57’si ise elektrik faturalarının geçen seneye göre en az yarı yarıya arttığını düşünüyor. “Tükettiğim elektriğin ederi ne ise onu ödüyorum” diyenler yüzde 13’te kalırken sadece yüzde 2’lik bir kesim elektrik faturasına olması gerektiğinden az ödediğini söylüyor. Katılımcıların yüzde 86’sı ise tükettiğinden fazlasını ödediğini düşünüyor ve bir şekilde şeffaflık olmadığına inanıyor.

Koronavirüs mücadelesi için yerli çözüm

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Türkiye’nin koronavirüsle mücadelesinde önemli bir karar aldı. Sektör bileşenleri ile temas halinde olan bakanlık, dezenfektan ve kolonya üretiminde kullanılan etanol ihtiyacını karşılamak için benzine yüzde 3 etanol karıştırma zorunluluğunu 3 aylığına askıya aldı. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB)Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, kararın koronavirüsle mücadelede çok önemli bir gelişme olduğunu söyledi.

Kendilerinin de bakanlığa bu yönde görüşler verdiklerini ifade eden Pelister, “Özellikle akaryakıtta, benzinde oktan yükseltmek için yüzde 3 oranında kullanılan biyoetanolün kullanılmaması en azından yüzde 1 veya 2’ye düşürülmesi, aradaki farkın da medikal sektöründe kullanılması için önerilerimizi Bakanlığa sunmuştuk” dedi. 

Medikal sektörünün etil alkol ihtiyacını şeker fabrikalarındaki melastan üretilen biyoetanol üzerinden sağlamak ve burada da bir katkıda bulunmaktan memnuniyet duyduklarını kaydeden Pelister, “2 gündür firmalarımız kolonya ve dezenfektanda kullanılan etil alkol/etanol ihtiyacı için bize ulaşıyordu. İKMİB olarak ihtiyaç olan etilalkol/etanolü karşılamak işini kendimize görev aldık. Akaryakıt dışında, yaptığımız araştırmalar sonucunda, şeker pancarından elde edilen melastan üretiminden biyoetonolün çözüm olabileceğini gördük. Türkiye’nin şu anda ihtiyacı olan etil alkolü için ülke içinde kaynak yaratma konusunda bizim şöyle bir girişimimiz oldu; ilk olarak Türkiye’de şeker pancarından ciddi bir şeker üretimi yapan 3 tane fabrika ile görüştük. Amasya şeker fabrikası ile yaptığımız en son görüşmede, ellerinde 7 bin ton melas olduğunu ve bu melas ile 2.5 milyon litre biyoetonol elde edebileceklerini söylediler. Biz de bu konuda üretimin arttırılması hususunda girişimlerimizi yaptık. Özellikle medikal ürünlerde, dezenfektanlarda, kolonyalarda kullanılacak etil alkolü üretip, kimya sektörüne verebileceklerini söylediler. Bu konuya hızlı bir şekilde refleks verip, bunun üretimine başladılar. Bize ulaşan firmalarımıza Amasya Şeker Fabrikası’nı adres gösteriyoruz. Bu girişim ile ayrıca fiyat yükselmesinin de önüne geçmiş olduk. Şeker pancarından elde edilecek etil alkolün medikal ve kozmetik sektörü üretimine yönlendirilmesi güzel bir gelişme oldu” dedi.

“İhracat da aksamadan devam etmeli”

Türkiye’nin etil alkol ihtiyacının şu an için aşıldığını dile getiren Pelister, açıklamasında dezenfektanlarda uygulanan ihracat kısıtlaması için şunları belirtti; “Gümrük Genel Müdürlüğü’nce alınan karar doğrultusunda ülke içindeki acil ihtiyaç durumundan ötürü şu an dezenfektan, kolonya, etil alkol cinsi ürünler ve ıslak mendil ihracatının yapılmasına izin verilmiyor. Ancak sipariş almış ve teslim etmesi gereken pek çok firmamız bundan zarar görebilir. İKMİB olarak bu konuda koordineli bir şekilde üreticilerimiz, ihracatçılarımız ve ilgili Bakanlıklarımız ile iletişim halindeyiz. Söz konusu ürünlerde kontrollü bir şekilde ihracat yapılması için gerekli izinlerin verilmesini bekliyoruz. İhracat da aksamadan devam etmeli. İki, üç ay sonra piyasalar normalleşecek ancak ihracat noktasında yerimizi kaybedersek bir daha yerimizi zor bulabiliriz. Özellikle alkol kökenli olmayan kozmetik ürünlerin ihracatı serbest olmalı. Kimya sektörümüzün şu an oluşan acil ihtiyacının karşılanması konusunda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın almış olduğu söz konusu karar için kendilerine bir kez daha teşekkür ediyoruz.”

Petrol Ofisi istasyon ağını genişletiyor

Akaryakıt ve madeni yağlar pazarlarının lideri Petrol Ofisi, sahip olduğu Türkiye’nin en yaygın istasyon ağını birbiri ardına gerçekleştirdiği açılışlarla daha da geliştirmeye devam ediyor. Bursa Yıldırım’da 3, Osmangazi ilçesinde de 2 Petrol Ofisi istasyonu gerçekleştirilen açılışlarla hizmete girdi.

Petrol Ofisi CEO’su Selim Şiper’in yanı sıra Perakende Direktörü Yiğit Meral, CMO Beril Alakoç ve Petrol Ofisi yöneticilerinin de katıldığı törenlerle açılan istasyonlarla birlikte Petrol Ofisi’nin bayi sayısı da, 1.780’e yaklaştı.

Sektör lideri olarak yatırımlarımıza devam edeceğiz

Açılışlarda, Petrol Ofisi’nin Türkiye akaryakıt ile madeni yağlarda sırf pazar değil aynı zamanda sektör lideri olduğuna da vurgu yapan Petrol Ofisi CEO’su Selim Şiper, konuşmasına şöyle devam etti:

“Petrol Ofisi’nin liderlikleri, salt pazar payından ibaret değil. Hem akaryakıt ve hem de madeni yağlar sektörlerinde, bilgi birikimi, öncülük, üretim, depolama, terminal hacmi, ileri teknolojisi ve üstün Ar-Ge gücü, dağıtım ağı, satış ve hizmet noktası gibi tüm alanlarda, benzersiz bir konuma sahip. Kara taşıtlarında olduğu gibi havacılık ve denizcilik yakıtlarında da hizmet verebilen, öncülük eden yegâne şirket konumunda. Buna karşın sunduğumuz ürün ve hizmet kalitesini daha da üst seviyelere taşımayı, daha da yaygınlaştırmayı Türkiye’nin önemli bir değeri olarak, sektör lideri olarak, görev addediyoruz.

Bu doğrultuda tüm alanlarda olduğu gibi sahip olduğumuz Türkiye’nin en yaygın istasyon ağını da daha çok geliştirmek, Petrol Ofisi ayrıcalıklarını daha çok noktaya taşımak üzere yatırımlarımıza devam ediyoruz. İşte bugün Bursa’da bir günde açtığımız 5 istasyonumuz da, bu konudaki arzumuzun, azmimizin güzel bir göstergesidir. Açtığımız 5 istasyon, Petrol Ofisi’nin tüm Türkiye’de yayılmış istasyon sayısını 1.780’e yaklaştırdı. Petrol Ofisi olarak her alanda olduğu gibi yaygın bayi ağımızla da, en iyi ürünü, en iyi hizmeti, en yaygın şekilde vermeye devam edeceğiz.”

Birbiri ardına düzenlenen törenlerle 5 istasyon açıldı

Petrol Ofisi’nin Bursa’da gerçekleştirdiği açılış törenlerinin ilki Osmangazi İlçesi, Fatih Sultan Mehmet Mahallesi, Sanayi Caddesi üzerindeki Sura Akaryakıt’ta, Muammer Çalışkan’ın ev sahipliğinde düzenlendi. Günün ikinci istasyon açılışı da yine Osmangazi’de Demirtaşpaşa Mahallesi, İnönü Caddesi üzerindeki Yeniyol Petrol’de Mümtaz Öztürk’ün ev sahipliğinde gerçekleştirildi.

Daha sonra Yıldırım İlçesi’ne geçen Petrol Ofisi yönetimi, önce Halil Gören’in ev sahipliğinde Değirmenönü Mahallesi Ankara Yolu Caddesi üzerindeki Gören Petrol’ün, daha sonra ise Ünal Demirel’in ev sahipliğinde Hacivat Mahallesi’nde yine Ankara Yolu Caddesi üzerindeki Halis Petrol’ün açılışlarını gerçekleştirdi. Bursa’da düzenlenen son açılış töreni ise Bursaspor’un Arap Ünal lakaplı eski futbolcusu Ünal Yanar’ın ev sahipliğinde Anadolu Mahallesi Zorlu Sokak üzerindeki Tercih Akaryakıt için düzenlendi.

Kadın Enerjisi Programı sahaya yansıdı

Shell Türkiye’nin kadın istihdamına destek sağlamak amacıyla 2018 yılında hayata geçirdiği “Shell’de Kadın Enerjisi” sosyal yatırım programı, 2 yılda 2 bin 300 kadın çalışana istihdam sağladı. Akaryakıt sektöründe ilk olma özelliğini taşıyan program kapsamında 2023 yılına kadar 5 bin kadın istihdamı hedefleniyor. Türkiye’de 15 bin çalışanıyla 1000’den fazla istasyonunda her gün 1 milyondan fazla misafire hizmet veren Shell, ana faaliyet alanının yanında toplumun ihtiyaçlarına yönelik sosyal yatırım programları da geliştirmeye devam ediyor. İŞKUR iş birliğiyle hayata geçirilen “Shell’de Kadın Enerjisi” programı kapsamında, kadınlara istasyon yöneticisi, ön saha satış elemanı, market satış elemanı, vardiya amiri, muhasebe elemanı ve idari işler uzmanı gibi farklı pozisyonlarda çalışma olanağı sağlanıyor.

Shell’de kadın enerjisi ön yargıları gölgede bırakarak büyüyor

2’nci yılını başarılı bir şekilde dolduran program 2 bin 300 kadına istihdam sağlarken, Cumhuriyet’in kuruluşunun ve Shell’in Türkiye’deki faaliyetlerinin 100’üncü yılı olan 2023’e kadar kadar bu sayının 5 bin olması planlanıyor. Sektöre ilham veren program kapsamında Shell’de çalışmak isteyen kadın adaylar, başvurularını her ilde yer alan İŞKUR İl Müdürlüklerine yapabiliyor. Adayların işe alım süreçleri İŞKUR iş ve meslek danışmanları aracılığıyla gerçekleştiriliyor. İŞKUR’a yapılan başvurulardan sonra işe kabul edilen adaylar, alanında deneyimli Shell Eğitim ekipleri tarafından eğitiliyor.

“Sihirli Vardiya” ile genel müdürlük çalışanları da güç birliği için sahaya iniyor

Shell Türkiye’nin genel müdürlüğündeki beyaz yakalı kadın çalışanlar, Shell’de Kadın Enerjisi programının 2’nci yılını sahadaki arkadaşlarına destek olarak kutluyor. Sihirli Vardiya kapsamında gerçekleştirilen saha aktivitesinde gönüllü olan genel müdürlük çalışanları bir gün boyunca Shell istasyonlarında çeşitli görevlerde bulunuyor. Genel müdürlük ve sahadaki kadın çalışanların güç birliği yaptığı Sihirli Vardiya, “Shell’de Kadın Enerjisi” programını sahada büyütüyor.

Kadınların her alanda iş hayatına aktif katılımını çok önemsediklerini belirten Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem, “Türkiye’deki faaliyetlerimizde doğrudan istihdam sağladığımız çalışanlarımızın yüzde 31’i, yönetim ekibimizin ise yüzde 50’si kadınlardan oluşuyor. Sektörde bir ilke imza atarak hayata geçirdiğimiz, 2’nci yılını başarılı bir şekilde dolduran ‘Shell’de Kadın Enerjisi’ programımızla akaryakıt sektöründe kadınların da sahada çalışabileceğini, mesleğin kadını erkeği olmadığını gösterdik. Şimdiye kadar 2 bin 300 kadın istihdamı sağladığımız programımız, hedeflerimizin üzerinde ilerliyor” dedi.

Solar İstanbul’da güneş enerjisine destek kararı çıktı

Bu yıl ilk kez düzenlenen Solar İstanbul Güneş Enerjisi, Enerji Depolama, Elektrikli Ulaşım ve Dijitalleşme Fuarı ve Konferansı, İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Sektör üyelerinin yoğun ilgi gösterdiği Solar İstanbul, uluslararası güneş teknoloji yol haritası ve Türkiye bağlantısından güneş enerjisindeki yeni iş modelleri ve pazarlarına, belediyelerin güneş enerjisine yöneliminden enerji depolama ve elektrikli araçlara kadar son derece kapsamlı bir konferans içeriğinin yanı sıra güneşte son teknolojilerin sergilenmesine de ev sahipliği yaptı.

Solar İstanbul 2020’nin Enerji açılış konuşmaları, GENSED Onursal Başkanı Prof. Dr. Şener Oktik, GÜYAD Güneş Enerjisi Yatırımcıları Derneği Genel Sekreteri Berke Aygün, GENSED Güneş Enerjisi Sanayicileri Derneği Başkanı Halil Demirdağ, Günder Başkanı Kutay Kalelive TG Expo Genel Müdürü H. Cem Şenel tarafından yapıldı. Açılış konuşmalarında sektörün geldiği nokta ve çözüm bekleyen konular ele alındı.

“Güneşten elektrik üretme çabası 180 yıldır gündemde”

“Güneşten elektrik üretme sevdası yeni değil, bu 180 yıllık bir çaba” diyen GENSED Onursal Başkanı Prof. Dr. Şener Oktik, Solar İstanbul Fuarı’nın içeriğini dünyanın güneş enerjisi alanında gittiği yöne ve Türkiye’nin bu alandaki gelişimini tüm değer zincirine nasıl yayabileceklerine göre oluşturduklarını belirtti.

Finansman bulunabilmesi için gerekli düzenlemeleri bekliyoruz

Dünya genelinde enerji yatırımlarının yüzde 70’inin hükümetlerin kararı doğrultusunda gerçekleştirildiğini, Türkiye’de de bu oranın biraz daha yüksek olduğunu belirten GÜYAD Genel Sekreteri Berke Aygünde, 2015 yılında 250 MW’la başlayan Türkiye’nin güneş enerjisi yolculuğunun bugün 6 bin MW’a ulaştığını söyledi. “Beklediğimiz kapasiteler açılmış olsaydı bu rakamlar bugün çok daha farklı olurdu” diyen ve bunu yaparken yol üzerinde farklı sorunlarla karşılaştıklarını ancak heyecanlarını kaybetmediklerini belirtti.

Aygün, “Güneşe, yerli ve milli temiz enerjiye inanıyoruz, üstelik bu kaynak bedava. Biz kendi güneş enerjisi santralimizi kendimiz yaptığımız günleri bekliyoruz. 1 MW’ın altındaki lisanssız santrallerle ilgili hukuki düzenlemeleri bekliyoruz” şeklinde konuştu. Bu yıl sonunda YEKDEM kapsamında işletmeye giremeyecek santraller için düzenleme yapılmasını beklediklerini de ifade eden Aygün, “YEKA ihalelerinde TL bazlı düzenlemenin kanunlaşması halinde, ucuz ve uzun süreli finansman yatırımcılar için en önemli konular olacak. Bu finansmanın bulunabilmesi için gerekli düzenlemenin mevzuata girmesi de bir diğer önemli beklentimiz” dedi.

Yenilenebilir enerjide istihdam 80 bine çıkabilir

“Güneşte artık oyun değişti. Artık 10 MW, 15 MW gibi büyük santraller yok, 200 KW, 500 KW kapasiteli çatı tipi santrallerimiz var. Bu bir nevi toptandan perakendeye dönmek gibi” diyen Günder Başkanı Kutay Kaleli, güneş enerjisinin dağıtık olarak üretilebilmesi nedeniyle arz güvenliğinde büyük önem taşıdığını belirti.

“Bugün yenilenebilir enerjiden evine ekmek götüren yaklaşık 60 bin kişi var, yani 240 bin kişi bu iş üzerinden hayatını devam ettiriyor. Kurulumların küçülmesi ve çatı üstü GES’lerin artması halinde lokal EPC firmaları doğar, bu da 60 bin çalışanı 80 bine çıkartır” tespitinde bulunan Kaleli, çatı üstü güneş santrallerinin kendi maliyetini ödemesinden sonra enerji maliyetlerini sıfırlayacağını; böylece sanayici, turizmci, ticarethane sahiplerine daha fazla kar ve rekabet olanağı getireceğini belirtti. Kaleli, güneşte büyüme sağlanırken bir yandan yerli sanayiinin gelişmesi gerektiğine de vurgu yaptı.

Çatıda başvuru sayısı 2 bini geçti

Çatı tipi güneş enerjisi santralleri pazarında başvuru sayısının şu anda 2 bini geçtiğini ve bu başvuruların 750 MW’lık kapasitesi olduğunu dile getiren Günder Başkanı Kutay Kaleli, yıl sonuna kadar bu rakamın 1.250 MW’ı geçeceğini, kurulumların büyük bir bölümünün de bu yıl sonuna kadar tamamlanacağını öngördüklerini belirtti.

Güneş artık sadece güneş değil

Güneş enerjisi alanında depolama konusunun önemine dikkat çeken GENSED Başkanı Halil Demirdağ ise,”Güneş artık sadece güneş değil; depolama, internet of things (nesnelerin interneti), elektrikli araçlar gibi konular gündemde. Dünyada elektrik ihtiyacının 3 kat artacağı öngörülüyor. Biz de buna hazırlanmalıyız” dedi.

Türk şirketlerinin yurt dışında çeşitli ülkelerde yatırımları olduğunu belirten Demirdağ, “Türk şirketleri bugün Ukrayna’da güneş enerjisi santrali kuruyor. Ukrayna Avrupa’da işçiliğin en ucuz ülkelerinden birisiyken, Bulgaristan’da da güneş enerjisi santrali kurabiliyor. Demek ki Türkiye bu konuda avantajlı. Yani ürününü satabiliyor. Bu şekilde Türkiye’de bir sinerji oluşuyor” değerlendirmesinde bulundu. 

Sürdürülebilir ve katma değer sağlayan alanlara odaklanıyoruz

Açılışta konuşan TG Expo Genel Müdürü H. Cem Şenel de, şirket olarak enerji, kültür sanat gibi sürdürülebilir ve katma değer sağlayan alanlara odaklandıklarını; uluslararası alanda enerji konusundaki büyük deneyimlerini Türkiye’de ilk olarak yenilenebilir enerji ve güneş enerjisi alanında kullanmayı seçtiklerini belirtti.

GENSED Başkanı Halil Demirdağ: Güneşe yatırım yapan iki kere iyilik yapıyor

Bu yıl ilk kez düzenlenen Solar İstanbul Fuarı’nda EGD’nin düzenlediği panelde konuşan GENSED Başkanı Halil Demirdağ “Güneşe yatırım çevreye iyilik, cari açığa iyilik. Bu yüzden çok önemsemeliyiz” diye konuştu.

İstanbul Kongre Merkezi’nde önceki gün başlayan Solar İstanbul Güneş Enerjisi, Enerji Depolama, Elektrikli Ulaşım ve Dijitalleşme Fuarı ve Konferansı’na ilgi devam ediyor.

Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) tarafından yeşil ekonomi çalışmaları kapsamında düzenlenen ve Yenilenebilir Enerjiyi Destekleme Platformu gibi çok sayıda konuyla ilgili örgüt tarafından desteklenen “Enerjini Güneşten Al” başlıklı panel fuarın dünkü bölümüne damgasını vurdu.

EGD Başkanı Celal Toprak’ın yönettiği GENSED Güneş Enerjisi Sanayicileri Derneği Başkanı Halil Demirdağ ve Shura Enerji Dönüşümü Merkezi/ Enerji Sistem Analisti Hasan Aksoy’un sunumları ile katıldığı panel büyük ilgi gördü.

Panele konuşmacı olarak katılan EGD üyesi Ekonomist Dergisi Haber Müdürü Talip Yılmaz ile Sabah Gazetesi Ekonomi Editörü Barış Ergin de konuşmaların da çok önemli noktaların altını çizdiler.

Toplantıda soru yağmuruna tutulan GENSED Başkanı Halil Demirdağ Türkiye’nin güneş konusunda son dönemde büyük adımlar atıldığını belirterek, “Güneşe yatırım Türkiye’nin iyiliğine bir adım. Hatta iki adım. Bir iyilik yatırımı. Çevreye iyilik. Cari açığa iyilik. Yani güneşe yatırım yapan iki önemli iyilik adımı atıyor. Bu yüzden çok önemsemeliyiz” dedi.

Türk şirketlerinin bugün Ukrayna’da güneş enerjisi santrali kurduğunu vurgulayan Demirdağ, “Bulgaristan’da da güneş enerjisi santrali kurabiliyor. Demek ki Türkiye bu konuda avantajlı. Yani ürününü satabiliyor. Bu şekilde Türkiye’de bir sinerji oluşuyor. İhracatın yüzde 50’sinden fazlasını AB ülkelerine ihraç eden Türkiye’yi de yakından ilgilendiren bir karar. Türkiye’nin mevcut pazarlarını korumak için yeşil enerjiyle üretim konusunda adım atması gerekiyor” dedi,

Güneş enerjisi alanında üretim yapan tesislerin kapasitesinin ise oldukça yüksek olduğunu dikkat çeken Halil Demirdağ; güneş, rüzgâr, jeotermal gibi yerli ve maliyetsiz kaynaklardan mutlaka yararlanmak gerektiğine vurgu yaptı.

Shura adına konuşan Hasan Aksoy da güneş enerjisi alanında depolama konusunun önemine dikkat çekti ve yeni dönemde bu konunun çok öne çıkacağını vurguladı.

Toplantıda konuşan Talip Yılmaz güneşe yatırımın finansmanı konusunda bilgi verirken, Barış Ergin güneş yatırımlarının bugünü geleceği hakkında önemli noktaların üzerinde durdu.

Zorlu Holding fikirleri yatırıma dönüştürüyor

HABER: ERTUNÇ TUNCER

Zorlu Holding’in kurum içi girişimcilik platformu Parlak Bi’Fikir’in ilk döngüsünde yatırım alan iki girişim, ConectoHub ve AbilityPool oldu. Zorlu Holding’in Levent 199’daki merkezinde düzenlenen imza töreniyle Zorlu Holding her bir takıma ortak oldu. 

Zorlu Holding’in gelecek vizyonu Akıllı Hayat 2030’un en önemli projelerinden biri olarak gördüğü kurum içi girişimcilik platformu Parlak Bi’Fikir’in ilk döngüsünde yatırım alan iki takım Zorlu Holding ile ortaklık anlaşması imzaladı. 

6 Şubat Perşembe günü çok sayıda Zorlu Grubu çalışanı ve üst düzey yöneticinin katılımıyla gerçekleştirilen imza töreninde, Zorlu Holding, altı aylık zorlu bir süreç sonucunda yüzlerce fikir arasından seçilen ConectoHub ve AbilityPool takımlarına ortak oldu. Takımlar bu ortaklık kapsamında, Zorlu Holding’den hukuk, muhasebe, finans, iletişim gibi birçok destek de alacak. 

Zorlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi Emre Zorlu:“İnovasyonu harekete geçiren kurum kültürümüzü, alttan gelen fikirlerle beslediğimiz kurum içi girişimcilikle her geçen gün daha da geliştireceğiz.”

Düzenlenen imza töreninde kurumlar ve şirketler için inovasyon kültürünün önemine değinen Zorlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi Emre Zorlu; “Çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren bir grup olarak değişen ve dönüşen dünyada farklı fikirlere olan ihtiyacımız her geçen gün daha da artıyor. Bunun için inovasyonu harekete geçiren kurum kültürümüzü geliştirmemiz ve organizasyonun her noktasına bunu yaymamız gerekiyor. Kurum içi girişimcilik platformumuz Parlak Bi’Fikir ile birlikte bu konuda ciddi sıçrama yapabileceğimizi düşünüyoruz. İlk döngüde gösterilen ilgi ve hep birlikte kazandığımız deneyim bizi gelecek adına umutlandırıyor. Birlikte neler yapabileceğimizi, hatalarımızı, çözümlerimizi, artı ve eksilerimizi gördüğümüz çok verimli bir süreç geçirdik. Bundan sonraki döngülerde çok daha fazla arkadaşımızın katılımı olacağına, ortaya çıkacak yenilikçi fikirlerle sadece katılan takımların değil, Zorlu Grubu’nun ve ülkemizin hep birlikte kazanacağı bir sürece şahit olacağımıza inanıyorum.” dedi. 

Zorlu Holding Mali İşler Grubu Başkanı ve Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı Cem Köksal: “İnsan kaynağımızın parlak fikirleri ile inovasyonun sürdürülebilirliğini sağlayarak tüm paydaşlarımız için yarattığımız değeri artıracağız.”

Kurum içi girişimcilikle inovasyonun sürdürülebilirliğini sağlayacaklarını söyleyen Zorlu Holding Mali İşler Grubu Başkanı ve Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı Cem Köksal; “Sürdürülebilirliği bir iş yapış biçimi haline getiren Akıllı Hayat 2030 vizyonumuzun bir parçası olarak sürdürülebilir inovasyon için kurum içi girişimliğe odaklandık. İnsan kaynağımızın yaratıcılığı ve yenilikçiliğini teşvik eden bu iş kültürü ile uzun dönemde sadece biz değil tüm paydaşlarımız kazanacak. İnsan kaynağımızın grubumuza tutkusu ve bağlılıkları artarken ortaya çıkan parlak fikirlerle tedarikçimizden iş ortaklarımıza kadar hepimiz için yaratacağımız ortak değer daha da büyüyecek.

Vestel Ventures Genel Müdürü Metin Salt: “Zorlu Grubu olarak kurum içi girişimcilik ile inovasyonu her çalışan için bir iş yapış biçimi haline getirerek içeriden birçok start-up çıkarmayı istiyoruz.”

Kurum içi girişimcilikle start-up modelini içeriye taşımaya başladıklarını dile getiren Vestel Ventures Genel Müdürü Metin Salt; ”Vestel Ventures ile edindiğimiz tecrübeyi kurum içi girişimciliğe taşıyoruz. Bu bizim için önemli bir avantaj. Ancak her sistem, her yapı kendi içerisinde farklı dinamiklere sahip. Kurum içi girişimcilikte henüz yolun başındayız. Fakat ilk döngüde hep birlikte çok fazla şey öğrendik, bu konuda bir farkındalık yarattık. İnanıyorum ki ikinci döngüde, ilkine katılan arkadaşlarımızın da süreçte çok ciddi katkıları olacak. Onların yapacağı mentorluk ile yeni takımlarımız çok daha yenilikçi ve hızlı büyüme potansiyeli olan işler ortaya çıkaracak. Sadece yatırım alanlar değil, sürece katılan herkesin inovasyon kasları ve start-up reflekslerinde büyük gelişme olacağına inanıyorum. Bir sonraki döngüye parlak bir fikri olduğuna inanan tüm Zorlu Grubu çalışanlarını davet ediyorum.” dedi. 

YATIRIM ALAN PARLAK FİKİRLER

CONECTOHUB

ConectoHub, ekiplerin işbirliği içerisinde çalışmasına ve aynı anda birçok işi yürütüp takip etmesine tek uygulama ile olanak sağlayan bir iş. “Proje Yönetimi”, “Sosyal İntranet ve Kurum İçi İletişim Uygulaması” olmak üzere üç ayrı fonksiyonu bulunuyor. Uygulama ile çalışanlar; karışık organizasyonlara, uzun ve sıkıcı listelere son verebiliyor, projelerini takip edip görevleri atıyor ve dosyalarına kolayca erişebiliyor. Toplantılarını ConectoHub ile ayarlayıp takımlarıyla işbirliği içerisinde organize olabiliyor. Kurum içi iletişimin tüm araçlarını tek bir platformda mobil & web tabanlı bir uygulama ile kullanabiliyor. 

AbilityPool

AbilityPool kurumların çalışanlarının farklı yeteneklerini keşfederek, gönüllülük yönetimini daha etkin yönetmelerini sağlayan dijital bir platform. Bu platform, kurum çalışanları veya üyelerini, Sivil Toplum Kuruluşları veya yine kurum çalışanlarının veya üyelerinin oluşturduğu gönüllülük projeleriyle tek bir ortamda bir araya getiriyor. Bunu da kullanıcıların ve projelerin yetenek, ilgi, zaman planı vb. konularda uygunluklarına göre sağlıyor. Şirketler için gelecekte işveren markası olma, sürdürülebilir olma ve çalışan bağlılığı gibi konularda gönüllülük alanında dijital bir dönüşüm vaat ediyor ve şirketlerin çalışanlarını daha yakından tanımasının önünü açan bir yaklaşımla çözüm sunuyor.