25.1 C
İstanbul
Çarşamba, Haziran 4, 2025
Ana Sayfa Blog Sayfa 68

Masdaf biyolojik hayata katkı sağlıyor

Çevreci anlayışla dizayn edilen Masdaf Ukms serisi pompalar, kanalizasyon sularını ve endüstrilerdeki atık suları ortama koku yaymadan ve atık su sızdırmadan transfer ederek biyolojik hayatı ve insan sağlığını koruyor. 

Masdaf, kirli ve atık suların transferinde kullanılan pompa teknolojilerinde yüksek dayanım ve sızdırmazlık değeri sunuyor.

Çevreye dost yapıda dizayn edilen Ukms serisi pompalar, kanalizasyon gibi kirli suları ve endüstrilerdeki atık suları ortama koku yaymadan ve atık su sızdırmadan transfer ederek biyolojik hayatı ve insan sağlığını koruyor. 

Yarım asra yaklaşan tecrübesiyle geliştirdiği pompa teknolojilerinde öncelikli olarak insan sağlığını, çevreyi ve verimliliği ön planda tutan Masdaf, bu anlayışla atık su transferi amacıyla 2 inçten 10 inçe kadar geliştirdiği “Ukms Serisi Kendinden Emişli Pompa”ları da 2002 yılında Türkiye’de ilk defa üreten yerli firma oldu.

‘Yılın Müşterisi’ ödülü 8. kez Aksa’nın

Türkiye’nin global markası Aksa Jeneratör, dünyanın en önemli motor üreticisi Doosan Heavy Industries & Construction’ın tüm müşterileri arasında yapılan değerlendirme sonucu sekizinci kez ‘Yılın Müşterisi’ ödülüne layık görüldü.

Güney Kore merkezli ağır sanayi şirketi Doosan Heavy Industries & Construction tarafından verilen ve en prestijli ödüller arasında yer alan ve tüm dünyadaki müşterileri arasında yapılan değerlendirmeler sonucu düzenlenen ödül programında Aksa Jeneratör, Customer of The Year Award ‘Yılın En İyi Müşterisi’ ödülüne layık görüldü.

Güney Kore merkezli Doosan Heavy Industries & Construction’ın her yıl düzenlediği ödül töreni Middle East Energy 2020 Fuarı kapsamında gerçekleşti. Dünya genelinde en fazla Doosan motorlu jeneratör satışı yapan firmalar arasında yapılan değerlendirmeler sonucu verilen ödül, sekizinci kez Aksa Jeneratör’ün oldu.

Sanayi ve enerjinin farklı kollarında faaliyet gösteren 124 yıllık Doosan Group’un bir iştiraki olarak 1962 yılından bu yana motor üreten Doosan Heavy Industries & Construction’ın faaliyetleri arasında nükleer santraller, termik santraller, türbinler ve jeneratörler, tuzdan arındırma, döküm ve dövme işlemleri yer alıyor.

Dünya çapında uzmanlığını kanıtlamış köklü bir sanayi şirketi tarafından sekizinci kez “Yılın En İyi Müşterisi” ödülüne layık görülmenin değerine değinen Aksa Jeneratör Satış ve Pazarlama Genel Müdürü Rıdvan Özer, “Dünyanın en hızlı büyüyen altyapı destek firması tüm müşterileri arasında yaptığı bir değerlendirme sonucunda Aksa Jeneratör olarak bu yıl da ‘Yılın Müşterisi’ ödülüne layık görüldük. Her yıl olduğu gibi bu yıl da başarımızı tüm dünyada bir kez daha kanıtlamış olduk” dedi.

Buhar kazanı sistemleri kitabı yayınlandı

İklimlendirme sektörünün öncü markalarından Bosch Termoteknoloji, endüstriyel sistemlerdeki 150 yıllık endüstriyel kazan teknolojisi tecrübesini ‘Buhar Kazanı Sistemleri için Planlama Kitabı’nda paylaştı.

Bosch Termoteknoloji, Ticari ve Endüstriyel alandaki buhar ve sıcak su kazanları, havalandırma ve soğutma sistemleri ürünlerini müşterileriyle buluşturarak onlara ihtiyaçları olan yüksek verimli çözümleri sunuyor. Bu doğrultuda şirket, endüstriyel alandaki müşterilerinin buhar ile ilgili tüm sorularının yanıtlarını bulabileceği bir kaynak olan ve endüstriyel sistemler alanında sunduğu çözümleri aktardığı“Buhar Kazanı Sistemleri için Planlama Kitabı”nı hazırladı.

Endüstriyel kazanlarının üretim felsefesinde yüksek verimlilik ve uzun ömürlü olması yatıyor! Buhar kazanları hakkında geniş teknik bilgi içeren planlama kitabında; Bosch’un endüstriyel sistemlerdeki uzmanlığıyla ürünlerinin kalitesi, yüksek verimliliği ve güvenilir olması gibi özellikleri öne çıkıyor.

İçecekler, gıda, araç lastikleri, kağıt, bölgesel ısıtma veya ilaçlar gibi modern dünyada her tüketicinin ihtiyacı olan ürünlerin üretimlerinde “proses ısısı” kullanılıyor. Bu proses ısısının çoğunlukla buhar olarak bir Bosch (eski markası LOOS) endüstriyel kazan tarafından sağlandığını belirten Bosch profesyonelleri; endüstriyel kazanların sahip olduğu kalite, güvenilirlik ve uzun ömürlü olma özelliklerinin; üretim felsefelerinin temelini oluşturduğunu belirtiyor.

Çevre ve enerji kaynaklarının korunması için en verimli sistemler sunuluyor! Günümüzde, küresel ısınma ve enerji kaynaklarının azalmasıyla yüksek verimli sistemler kurma hedefi daha da ön plana çıkıyor. Bosch Termoteknoloji Endüstriyel Sistemleri uzmanları; bu kapsamda tüm paydaşları, planlamacılar, saha mühendisleri ve uygulamacı firmalarına sunduğu buhar kazanları, ısı geri kazanım ekipmanları, otomasyon ve yenilebilir enerji sistem entegrasyonlarını kullanarak çevreyi ve değerli kaynakları koruduklarının altını çiziyor. Bu sayede sağlanan enerji tasarrufu ile ekipman yatırımları kendilerini çok kısa sürede amorti ediyor ve bu noktadan sonraki tasarruf hem yatırımcıları hem de işletmecileri motive ediyor.

Giderek daha karmaşık hal alan üretim sistemlerinin planlanmasının ve zorlayıcı tasarımların birbirine bağlı süreçlere, yük taleplerine ve buhar ihtiyacına tam uyumlu şekilde yapılması gerektiğini belirten profesyoneller; Buhar Kazanları Planlama Kitabı’nda buhar kazanı sistemlerinin sunduğu bu temelleri anlatıyor. Bununla birlikte süreci kolaylaştıran ve planlamadan kaynaklı hataları önlemeye yardımcı olan interaktif bir araç olan kitap, planlamanın sonrasında işletmeciler için buhar sistemini güvenli, verimli ve uzun ömürlü hale getirecek bilgileri de içeriyor.

Bosch profesyonelleri, Endüstriyel Sistemlerin 150 yıllık endüstriyel kazan teknolojisi tecrübelerini aktardıkları kitabın, buhar ile ilgili akla gelen her konuda başvurabilecek bir kaynak olmasını hedefliyor.

Elektra elektronik sağlık sektörünün yanında

Transformatör üretimi ve enerji kalitesi alanındaki çalışmalarıyla öne çıkan Elektra Elektronik, dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan koronavirüsle mücadeleye sağlık sektörü için özel olarak ürettiği medikal transformatörleri ile destek oluyor. Hastanelerin ameliyathaneleri ve operasyon odalarında hastaların durumunu takip eden elektronik cihazlarda ve elektrik şebekesinde oluşabilecek kaçak akım arızaları, hastalar ve sağlık görevlilerinin sağlığını riske sokabiliyor. Bu noktada devreye giren medikal transformatörler hastane ve klinikler için kritik önem taşıyor. İnşası devam eden Yeşilköy Sahra Hastanesi başta olmak üzere yeni yapılacak hastanelerde kullanılacak medikal transformatörler için üretimine hız veren Elektra Elektronik, Türkiye genelinde yaklaşık 130 farklı hastane ve klinikte, tıbbı izolasyon güç paneli ve ameliyathane kontrol paneli sistemlerine yönelik özel çözümler sunuyor.

Transformatör (trafo) üretimi ve enerji kalitesi alanında 40 yıllık köklü bir geçmişe sahip olan Elektra Elektronik, içinde bulunduğumuz bu zor günlerde tedavi süreçlerinin kesintisiz bir şekilde yürütüldüğü hastane ve kliniklere medikal transformatör ürünüyle katkı sağlıyor. Koronavirüs tedbirleri kapsamında Nisan ayında inşasına başlanan Yeşilköy Sahra Hastanesi başta olmak üzere yeni yapılacak hastanelerde medikal transformatörleri ile yer alacak olan Elektra Elektronik’in bu ileri teknoloji ürünü hali hazırda Türkiye’deki yaklaşık 130 farklı hastane ve klinikte kullanılıyor. Özellikle operasyon odalarında kritik rol oynayan Elektra Elektronik’in medikal transformatörleri; Ankara Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü, Mersin Entegre Sağlık Kampüsü, Konya Karatay Şehir Hastanesi, Bursa Çekirge Devlet Hastanesi, Medipol Üniversitesi Çamlıca Hastanesi, Ankara Gazi Üniversitesi Hastanesi ve Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesi gibi Türkiye’nin dört bir yanından pek çok hastanede tıbbi izolasyon güç paneli ve ameliyathane kontrol paneli sistemlerinde yer alıyor.

Hastanelerin operasyon odalarında oluşabilecek kaçak akıma karşı önlem şart

Medikal transformatörlerin hastaneler için hayati derecede önem taşıdığını belirten Elektra Elektronik Genel Müdürü Emin Armağan Şakar, şu bilgileri aktardı; “Günümüzde hastanelerin ameliyathanelerinde ve operasyon odalarında hastanın durumunu takip eden ve operasyonun sorunsuzluğunu sağlayan çok sayıda elektronik cihaz bulunuyor. Gerek bu cihazlarda gerekse elektrik şebekesinde oluşabilecek arıza durumlarında olası bir kaçak akımdan dolayı hastalar veya sağlık ekibinin zarar görmesinin önlenmesi gerekiyor. Normal koşullarda düşük sayılabilecek kaçak akım değerleri operasyon masasında hayati sonuçlara neden olabiliyor. Bu nedenle sağlık kuruluşlarındaki enerji sistemlerinin özel medikal transformatörler ile koruma altına alınması gerekiyor.”

Avrupa standartlarına uygun üretim

Medikal transformatörlerin hastane ve kliniklerin operasyon odaları gibi son derece hassas alanlarda kullanılması nedeniyle diğer transformatörlere oranla izolasyon seviyelerinin daha yüksek olmasının önem taşıdığını belirten Şakar, “Elektra Elektronik’in medikal transformatörleri; yüksek gerilim darbelerine karşı dayanım gücü, iletkenlerle koruyucu toprak arasındaki izolasyon direnci seviyesi veya sargılardan oluşabilecek kaçakları önleme alanındaki hassasiyeti gibi konularda standart tip transformatörlere göre oldukça üstün bir konumda yer alıyor. Sağlık sektörüne özel geliştirilen bu transformatörler, tüm bu kriterlerin belirlenmesi ve kontrolü için medikal uygulamalarda kullanılacak transformatörlerin sahip olması gereken özellikleri tanımlayan EN-61558-2-15 standardına uyumlu olarak tasarlanarak, ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi altında Avrupa standartlarında üretiliyor. Elektra Elektronik olarak ürettiğimiz medikal transformatörlerimizin öne çıkan özellikleri arasında; çok daha düşük demeraj akımı (<12*In) ve boşta akım (<%3), iyi gerilim regülasyonu (<%3), sıfıra yakın kaçak akım, izolasyon seviyesini ölçmek amacıyla özel orta uç ve ısı ölçümü için dahili PTC yer alıyor” şeklinde açıklamalarda bulundu.

6 farklı kıtada 60’a yakın ülkeye yerli ve milli trafo ve elektronik ürün ihracatı gerçekleştiren Elektra Elektronik, sağlık sektörüne katma değer sunan medikal transformatörlerini akım gerilim seviyesi ve beslenme tipinin değişiklik gösterdiği ülkeler için özel olarak tasarlıyor. Ülkemiz için ürettiği medikal transformatörde 30V 50Hz Monofaze sistemini kullanan şirket, yurtdışına 480V 60Hz trifaze sisteminde medikal transformatör üretiyor.

Su ve enerji tasarrufu için ipuçları!

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de koronavirüs salgını nedeniyle 7’den 70’e artık herkes hijyene çok daha fazla önem veriyor. Hijyen kuralları gereği eller daha sık yıkanırken çamaşır ve bulaşıklar da aynı şekilde daha fazla yıkanabiliyor.  Ancak özellikle bu dönemde su ve enerji tasarrufu büyük önem taşıyor. Bazı noktalara dikkat ederek çamaşır ve bulaşıklarınızın temizliğini sağlarken hem harcadığınız sudan hem de enerjiden tasarruf edebilirsiniz.

Koronavirüs nedeniyle hijyene her zaman olduğundan daha fazla önem verildiği bir zamandan geçiyoruz. Eller her zamankinden daha çok yıkanırken aynı zamanda çamaşır ve bulaşık makinelerinin de kullanımı artıyor. Beyaz eşyalarınızı satın alırken su ve enerji tüketimi düşük olan ürünleri tercih etmenizin yanı sıra uygulayacağınız birkaç pratik yöntemle de çamaşır ve bulaşıklarınızın temizliğini sağlarken su ve enerjiden de tasarruf edebilirsiniz. İşte dikkat etmeniz gerekenler:

Çamaşırlarınızı yıkarken dikkat etmeniz gerekenler

Çamaşır makinesi satın alırken modern ve ileri teknoloji ile geliştirilmiş ürünleri tercih ederek tasarrufa başlayabilirsiniz. Ayrıca aşağıdaki adımlara dikkat ederek de su ve enerji tasarrufunuzu daha da artırabilirsiniz.

  • Makinenizi, seçtiğiniz programa uygun tam kapasite ile çalıştırın, böylelikle su tüketiminden tasarruf etmiş olursunuz. Ayrıca dayanıklılığını göz önünde bulundurarak kapasitesinden fazla yüklememeye dikkat edin. Samsung’un seçili çamaşır makinelerinde yer alan DIT (Digital Inverter) Motor[1] sayesinde hem oldukça dayanıklı çamaşır makinelerine sahip olursunuz hem de büyük oranda tasarruf sağlayabilirsiniz. Sürtünmeye bağlı olarak çalışan motorlar içinde bulunan fırça, bobin ve kömür gibi bileşenler Inverter motorlarda[2] bulunmadığından bu motoru kullanan makineler sessiz, dayanıklı ve verimli çalışır.
  • Deterjan ambalajında tavsiye edilenden fazla miktarda veya aşırı köpüren deterjan kullanmamaya özen gösterin. Samsung’un Eco Bubble köpükle yıkama teknolojisine sahip seçili çamaşır makineleri çamaşırlarınıza[3] 40 kat daha hızlı ve etkin nüfuz ederek temizlik sağlar. Deterjan kalıntısı bırakmadan, kan, cilt yağı gibi inatçı lekeleri çıkarmaya yardımcı olur.
  • Deterjan ambalajı üzerindeki sıcaklık tavsiyelerine uymanız da faydalı olacaktır.
  • Hafif kirli çamaşırlarınızı daha düşük sıcaklıklarda yıkayabilirsiniz. Samsung’un Eco Bubble[4] teknolojisi düşük sıcaklarda dahi etkili çözümler sunuyor. Suyu ısıtmak için harcanılan enerjiden tasarruf ediyor ve bu sayede daha az enerji tüketiyor.
  • Hafif kirli ve az miktarda çamaşırlarınız için hızlı programları tercih etmeniz de tasarrufu artıracaktır. Çok kirli ve lekeli olmayan çamaşırlarınız için ön yıkama ve çok yüksek sıcaklık kullanmamaya dikkat edin. Samsung’un seçili çamaşır makinelerinde bulunan Hijyenik Buharı modu sayesinde çamaşırlarınızdaki bakterilerin %99,9’undan fazlası etkisiz hale getirilebilir.
  • Çamaşırlarınızı kurutma makinesinde kurutacaksanız yıkama programınız için önerilen en yüksek sıkma devrini seçmeniz gerekiyor. Ayrıca Samsung’un kurutmalı çamaşır makinelerinde bulunan Air Wash hava[5] ile yıkama teknolojisi sayesinde çamaşırlarınızı kötü kokulardan da arındırarak temizleyebilirsiniz.

Bulaşıklarınızı yıkarken dikkat etmeniz gerekenler

Öncelikle tıpkı çamaşır makinesinde olduğu gibi bulaşık makinesinde de ileri teknoloji kullanan ürünleri tercih ederek tasarruf için büyük bir adım atabilirsiniz. Araştırmalara göre bulaşık makineleri elle yıkamayla kıyaslandığında su ve enerjiyi daha verimli kullanmanızı sağlayabiliyor.[6] Ayrıca aşağıdaki noktalara da dikkat etmeniz su ve enerji tasarrufuna ciddi katkıda bulunacaktır.

  • Makineye yerleştirmeden önce tüm bulaşıklarınızı sudan geçirmenize gerek yok. Sadece çok kirli olanları sudan geçirmeniz yeterli olacaktır. 
  • Bulaşık makinenizi, kapasiteyi aşmayacak şekilde tam dolulukta çalıştırırsanız suyu da boş yere kullanmamış olursunuz. Samsung’un bulaşık makinelerinde su sıcaklığını 70˚C’ye çıkararak, daha fazla bakteri ve virüse etki edebilir ve daha hijyenik temizlik sağlayabilirsiniz.
  • Az miktarda bulaşık yıkarken ekonomik programları tercih ediniz. Bulaşık makinesinden en iyi performansı elde etmek için bulaşıklarınızı doldurma yönergelerine göre diziniz. Ayrıca Samsung WaterWall bulaşık makinelerindeki WaterWall™ teknolojisiyle[7] bulaşıklarınızı su israf etmeden temizleyebilir, Zone Booster™ teknolojisiyle[8] de inatçı kalan yiyecekleri etkin bir şekilde çıkararak bulaşıklarınızın her noktasının temizlenmesini sağlayabilirsiniz. Tek kullanımlık plastik kaplar veya plastik çatal bıçak veya tabak takımı gibi sıcak suda yıkanmaya karşı dayanıklı olmayan plastikleri bulaşık makinesinde yıkamayınız.
  • Yalnızca bulaşık makinelerinde kullanılmak için özel olarak tasarlanmış tuz kullanın. Bulaşık makinesinde kullanım için özel olarak tasarlanmamış diğer tüm tuz türleri ve özellikle sofra tuzu, su yumuşatıcısına zarar verir.
  • Çatal bıçak takımları sapları aşağı bakacak şekilde yerleştirildiğinde daha iyi temizlenir ve kurutulur. Ancak, yaralanma riskini azaltmak için bıçakları ve çatalları vb. saplar yukarı bakacak şekilde de yerleştirebilirsiniz.

“E-Ticaret olarak kobilerin yanındayız”

Ticaret Bakanlığı olarak yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisinin KOBİ’lerin ticari faaliyetleri üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak, KOBİ’lerin bu dönemde faaliyetlerinde e-ticaretin sağladığı imkanlardan yararlanmalarını sağlamak amacıyla başlatılan “E-Ticaret olarak KOBİ’lerin Yanındayız” dayanışma kampanyası tanıtıldı.

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu  ve e-ticaret portallarının üst düzey temsilcilerinin katıldığı toplantı videokonferans yöntemiyle gerçekleştirildi.

Kampanyaya 16 elektronik ticaret sitesi, 3 elektronik ticaret altyapı sağlayıcısı, 2 sanal market, 1 sanal yemek servisi, 2 ödeme kuruluşu ve 1 sivil toplum kuruluşu destek verdi. (Sahibinden.com,  Yemeksepeti.com,  Amazon.com, Gittigidiyor , Getir.com , Hepsiburada , Arçelik , Cimri.com , N11.com,,  Trendyol, Akakçe, Safamerve , Modanisa , Migros Sanal Market,  Epttavm,   Globalpiyasa.com , İdeasoft , Elektronik Ticaret İşletmeleri Derneği, İpara,  Farmasi , Chemorbis, Steelorbis, Stemia.com , Mutlubiev.com ve Platin Market)

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan,  Türkiye ekonomisinin çağın gereklerine göre dönüşüm sağlaması açısından en önemli unsurlardan birisinin dijitalleşme olduğuna işaret ederek, “KOBİ’lerimiz, işletmelerimiz, esnafımız ve kooperatiflerimiz e-ticaret kanalıyla kendilerine yeni ufuklar açma imkanına sahipler.”dedi.

Ticaret Bakanlığı olarak, dijitalleşmenin ülke ekonomik ve ticari hayatında mümkün olan en etkin biçimde tesis edilmesi için çalıştıklarını ve yeni projeler uyguladıklarını dile getiren Pekcan, Bakanlık olarak sundukları hizmetlerde dijitalleşme ve otomasyona önem verdiklerini söyledi.

Pekcan, “Gümrüklerdeki hizmetlerimizden, devlet desteklerine kadar, esnaflarımıza verdiğimiz idari hizmetlerden, tüm vatandaşlarımıza sağladığımız eğitim destek hizmetlerine kadar faaliyet gösterdiğimiz hemen her alanda dijital teknolojileri en etkin kullanan kurumlardan birisi olmanın memnuniyetini  yaşıyoruz.” dedi.

Yaşanılan Kovid-19 salgınının dijital ekonomiye adapte olabilmenin ne kadar elzem olduğunu bir kez daha gösterdiğini vurgulayan Pekcan, “Gerek üretimde gerekse ticarette dijital teknolojilerden, bilgi ve iletişim teknolojilerinden faydalanabilenler bugünleri nispeten daha az sorunla atlatabilme şansına sahip olabiliyor” dedi.

Pekcan, “Birçok ülkenin aksine biz yeni nesil teknolojilerde bekle gör yaklaşımı yerine, pro-aktif bir şekilde, seçeneklerimizi özel sektörle beraber değerlendiriyoruz. Ayrıca, gelecekte oldukça benimseneceğine inandığımız “sanal ticaret heyeti” ve “sanal fuar” uygulamalarımızı da hayata geçirmeye başladık.  

Bu yenilikçi uygulamalarla Türk ürünlerinin pazarlanması noktasında yeni olanaklar sağlanmış olacak.

Kuşkusuz Koronavirüs salgını sonrası dönemde bu tür yenilikçi yaklaşımlar son derece önemli ve etkili hale gelecek. Biz de şimdiden bunun altyapısını kurmuş durumdayız.” Değerlendirmesinde bulundu.

Ticaret Bakanlığı olarak doğrudan e-ticaret alanına yoğunlaşan önemli çalışmaların olduğunu dile getiren Pekcan, bunların başında Elektronik Ticaret Bilgi Sistemi (ETBİS) geldiğini bildirdi.

Pekcan, “ETBİS’den önce e-ticarete yönelik ulusal bir ölçme ve değerlendirme sistemimizin olmayışı önemli bir eksiklik olarak karşımıza çıkmaktaydı. ETBİS ile -ticarete ilişkin verilerin paylaşılacağı bilgi platformu oluşturduk Ayrıntılarını önümüzdeki günlerde paylaşıyor olacağız. Böylece e-ticarete duyulan güvenin artırılmasına yönelik önemli bir adım daha atmış bulunuyoruz” şeklinde konuştu.

Bakan Pekcan ayrıca güvenlik, gizlilik ve hizmet kalitesi konularında yaşanan endişelerin giderilmesi ve e-ticaret sitelerinin güvenirliğinin tesis edilmesi amacıyla e-ticarette Güven Damgası Sistemini de oluşturduklarını hatırlattı.

-KOBİ’lere finansal kolaylık sağlayacak, pazarlama sorununa çözüm olacak

Bugün, Ticaret Bakanlığı  ve özel sektör işbirliğinde, kamu-özel sektör birlikteliğinin çok güzel bir örneğini “E-Ticaret Olarak KOBİ’lerin Yanındayız” kampanyasını tanıttıklarını ifade eden Pekcan, şöyle devam etti:

”Kampanyamızın temel amacı daha fazla KOBİ’mizi e-ticaret ile tanıştırmak. İnternetin ve e-ticaretin daha nitelikli kullanılmasını teşvik etmektir.

Bu Kampanya sayesinde pazarlama sıkıntısı çeken küçük işletmelerimize çözüm getirmiş olabilmeyi, KOBİ’lerimizin e-ticaret sayesinde büyümesini ve kurumsallaşmasını, e-ticaret sayesinde emeklerinin karşılığını alabilmelerini arzu ediyoruz. Yerel ürünlerin ve yerel üreticilerin e-ticaret sayesinde ürünlerini etkinlikle pazarlayabilmelerini; katma değer elde etmelerini ümit ediyoruz. Kampanyaya destek veren firmalarımız (e-ticaret sitelerimiz, altyapı sağlayıcılarımız ve ödeme kuruluşlarımız) e-ticaret sitelerine üye olacak veya mevcut e-ticaret faaliyetlerini artıracak KOBİ’lere finansal ve teknik manada yeni kolaylıklar sağlayacaklar.”

Pekcan, kampanyaya destek vererek KOBİ’lerin yanında olan sektörün öncü kuruluşlarına teşekkür etti.

Enerjisa robot teknolojisi ile fark yaratıyor

HABER: ALİ MURAT ERSOY

Enerjisa Enerji, bilişim operasyonlarında robotik teknolojisiyle rutin iş yükünü robotlara devrederek nitelikli iş gücüne odaklanıyor ve böylece daha hızlı ve yaratıcı çözümler sunuyor.

Sabancı Holding ve E. On ortaklığında faaliyetlerini yürüten Türkiye’nin lider şirketi Enerjisa Enerji,  operasyonlarına dâhil ettiği robot teknolojisi sayesinde birçok çalışmasında verimliliği artırarak daha hızlı ve nitelikli çözümler sunuyor. Elektrik enerjisi sektöründe bu teknolojinin kullanımına öncülük eden Enerjisa Enerji’de, yardım masası kanalıyla oluşan rutin iş yükünün ortalama yüzde 80’i robotlar tarafından yapılıyor. Müşteriye dokunan süreçlerin içerisinde yer alan kesinti, hasar bilgi analizi ve kontrolleri ilk defa robotlarla yapılırken, fatura kontrolleri, tahakkuk gibi noktalarda da robot desteğini kullanarak ayda 60günün üzerinde toplam iş gücü kazanımı sağlandı. Buradan sağlanan iş gücü kazanımı ise yenilikçi çözüm ve teknolojilerin oluşturulması ile ilgili süreçlere aktarılıyor. Bunun yanı sıra, itibar ve risk anlamında da kritik olan bazı yasal raporların kontrolleri robotlar tarafından yapılarak hata riski en aza indiriliyor.

Robot teknolojisiyle hem çalışmalarımızda hem de sektörde fark yaratıyoruz

Robot teknolojisiyle hayata geçirdikleri çalışmaları anlatan Enerjisa Enerji Bilgi Teknolojileri ve Dijital İş Yönetimi Başkanı Mehmet Fırat: “Sektör genelinde daha da yaygınlaşmasını beklediğimiz bir teknolojiyi bir çokiş sürecimize dâhil ederek fark yarattığımıza inanıyoruz. Geçtiğimiz senelerde ilk adımlarını attığımız yolculukta,bu yıl mevcutta robotlaştırılan süreç kazanımlarını daha da iyileştirmeyi ve bunun yanında da Enerjisa ’ya katma değer sağlayacak yeni süreçleri eklemeyi hedefliyoruz.

Robot teknolojisi ile çalışanların iş yüklerini daha nitelikli ve katma değerli alanlara yöneltiyoruz. Ayrıca, bazı yasal raporların kontrollerini de robot tarafından yaptırarak itibar ve risk yönetimi altında da kazanımlar elde etmeyi başardık. Müşteriye dokunan süreçlerimizde robotlar devreye girmeye başladıkça yapılan işin kalitesi ve dolayısıyla müşteri memnuniyeti artmaya başladı. IT iç süreçlerimizde robotun devreye girmesi ile birlikte yardım masamızda biriken rutin iş yükünün belirli süreçlerde ortalama yüzde 80’ini robotlar tarafından tamamlanır hale getirdik. Böylece hem servis hızımızı belirgin şekilde artırdık, hem de çalışanlarımızın iş gücünü daha nitelikli ve katma değerli işlere aktarıyoruz.”dedi.

Müşteri memnuniyetini en üst seviyeye taşımak için uygulamaya geçen RPA teknolojisi ile gün içerisinde tekrarlanan, iş kuralları belli ve çok miktardaki ya da yüksek riskli operasyonel işlerin insan kontrolünden çıkartılması amaçlanıyor. Robotun kullanacağı ekran ve altyapının daha pratik olması için iş kolu ve analiz desteği ile birebir ilerleniyor.  Enerjisa Enerji, önümüzdeki dönemde de farklı süreçler için robotlaştırma ve yapay zekâ ile bütünleşmiş çözümlerle daha ileri noktalara gitme hedefiyle çalışmalarını sürdürüyor.

Shell&Turcas’ta görev değişimi

HABER: EYÜP YAVUZ

Shell & Turcas’da 5 yıldır CEO’luk görevini yürüten Felix Faber’in yerine Emre Turanlı atandı. Shell bünyesinde Avrupa ve Güney Afrika’dan Sorumlu Tedarik ve İkmal Genel Müdürü olarak atanan Faber’in yerine ilk Türk CEO olarak atanan Emre Turanlı yeni görevine 1 Haziran 2020 tarihinde başlayacak. Emre Turanlı Shell bünyesinde son olarak, Avrupa ve Güney Afrika Shell Filo Çözümleri Genel Müdürü olarak görev yapıyordu.

Son 5 yıldır Shell & Turcas CEO olarak görev yapan Felix Faber, görevini uzun yıllardır Shell bünyesinde kariyerini başarıyla sürdüren Emre Turanlı’ya devrediyor. Shell’in uluslararası görevlendirmeleri doğrultusunda Felix Faber, Avrupa ve Güney Afrika’dan Sorumlu Shell Tedarik ve İkmal Genel Müdürü olarak atanırken, yerine 2018 yılından bu yana Avrupa ve Güney Afrika Shell Filo Çözümleri Genel Müdürü olarak görev yapan Emre Turanlı getirildi. Felix Faber, Shell & Turcas CEO görevine 31 Mayıs 2020 tarihine kadar devam edecek ve Emre Turanlı Shell & Turcas’ın ilk Türk CEO’su olarak atandığı yeni görevine 1 Haziran 2020 tarihinde başlayacak.

Kariyerine 2003 yılında Shell Almanya’da Finansal Analist olarak baslayan Emre Turanlı, Almanya, İngiltere ve Türkiye’de strateji yönetimi, satış ve pazarlama alanlarında yönetici olarak görev aldı. 2014 yılının sonunda, Almanya, Avusturya ve İsviçreyi kapsayan bölgenin, Perakende Pazarlama Direktörü olan Turanlı, bu süreçte akaryakıt dışı gelirlerin artmasını hızlandırmanın yanı sıra Shell Küresel’in yeni enerjiler stratejisi kapsamında önemli yer tutan istasyonlarda elektrikli şarj ünitelerinin kurulması, hidrojen  istasyon  ağının  geliştirilmesi gibi yenilikçi yatırımlara öncülük etti. Turanlı, 2018 yılından bu yana Romanya, Baltık Ülkeleri, İtalya gibi önemli pazarların da dahil olduğu Güney Afrika’dan Polonya’ya kadar olan geniş bir coğrafyayı kapsayan, 21 ülkeden oluşan  Shell Filo Çözümleri Genel Müdürü olarak görev yapıyor. 

Robert Koleji ve Boğaziçi Üniversitesi mezuniyetinin ardından Manchester Business School’dan MBA diploması alan Emre Turanlı, Hamburg Üniversitesi’nde pazarlama alanında ziyaretçi öğretim görevlisi olarak ders veriyor. Turanlı, aynı zamanda Almanya Pazarlama Direktörleri Konseyi üyesidir. Evli ve iki çocuk babası olan Turanlı, üniversite öğrenimini tamamlayana kadar milli sutopu oyuncusu olarak Türkiye’yi dünya ve avrupa şampiyonalarında genç takımlar düzeyinde  temsil etti.

Felix Faber, profesyonel kariyerine 1999 yılında Shell’de başladı. Enerji sektöründeki 21 yıllık tecrübesi boyunca Taşımacılık, Perakende, Akaryakıt, Filo Çözümleri ve Madeni Yağlar gibi birçok farklı iş kolunda küresel, bölgesel ve yerel rollerde görev aldı. Asya, Avrupa ve Orta Doğu’da satış, pazarlama, strateji alanlarında üst düzey yöneticilik yaptı. 2007 yılında Almanya, Avusturya ve İsviçre’yi kapsayan Shell Ticari Yakıtlar Müdürü ve Shell euroShell GmbH Genel Müdürü oldu.

Ardından Avrupa’daki 14 ülkeden sorumlu Shell Madeni Yağlar Genel Müdürü olarak atandı. 2015 yılında Shell & Turcas Petrol A.Ş. CEO’su olan Faber, görev süresi boyunca birçok başarıya imza attı.

Shell & Turcas, Türkiye’de 1000’i aşkın istasyonunda her gün 1 milyondan fazla misafirine akaryakıt, madeni yağ  ve akaryakıt dışı ürün ve hizmetler sunuyor. Faber’in liderliğindeki 5 yıllık süreçte de Shell & Turcas, akaryakıt, madeni yağ ve akaryakıt dışı ürün ve hizmetler konusunda pazara yön veren öncü bir konuma ulaştı.

Yeni yakıt teknolojilerine yatırım yaparak ve sürücüleri daha iyi tanıyarak en iyi ürün ve hizmetleri geliştirmek için çalışan Shell & Turcas, istasyonlarını ziyaret eden herkesin daha iyi bir yolculuk geçirmelerini sağlamayı amaçlıyor. Yeni yakıtlarını da rekabetçi fiyatlarla sunmaya büyük önem veren Shell & Turcas, teknolojik yeniliklerle ürünlerini sürekli olarak geliştirerek verimlilik ve performans artışı ile sürücülere katkı sağlıyor.

Aylık 2,5 milyon litre dezenfektan üretiyor

Türkiye İhracatçılar Meclisi öncülüğünde 61 ihracatçı birliğiyle başlatılan milli ve yerli üretim seferberliği kapsamında 1 milyon adet maske ve 100 bin litre dezenfektan üretilerek kamu hastanelerinin ihtiyacına sunuluyor. Bu kapsamda hızla hareket eden İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) tarafından 100 bin litre dezenfektanın teslimatı gerçekleştirildi.

İKMİB üyesi üretici ve ihracatçı firmalardan sağlanan dezenfektanlar, Sağlık Bakanlığı yanı sıra, İstanbul Üniversitesi Çapa Hastanesi, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesi, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi ve Türk Kızılayı’na teslim edildi.

Tüm insanlığı tehdit eden ve pek çok yönden yıkıcı sonuçlar doğuran COVID-19 salgınıyla mücadelede, yaşamın her alanına dokunan kimya sektörünün de hayati önem taşıdığını vurgulayan İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, konuyla ilgili yaptığı açıklamada; “Ülke olarak zor günlerden geçtiğimiz bu süreçte; Türkiye’nin ihracattaki ikinci büyük sektörü olan kimya sektörünün birliği İKMİB olarak “ÖNCE SAĞLIK” anlayışıyla hareket ederek sorumluluğumuz gereği vatani bir görev daha üstlendik. İlk günden beri, başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere Sağlık Bakanlığımız, Bakanlıklarımız ile Bilim Kurulumuzun aldığı kararlar ve tedbirler doğrultusunda, hızla sağlık sektörümüzün ihtiyaçlarını karşılamak için TİM’in öncülüğünde yeni bir üretim seferberliği başlattık. Gece gündüz demeden özveriyle çalışan tüm hekimlerimiz ve sağlık personelimiz için dezenfektan ve temizlik malzemeleri başta olmak üzere gerekli olan her türlü kimyasalların tedariğini İKMİB olarak sağlayacağımızı söyledik. Bu kapsamda, 100 bin litre dezenfektan ürününü Sağlık Bakanlığımız başta olmak üzere, İstanbul Üniversitesi Çapa Hastanesi, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesi, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi ve Türk Kızılayı’na teslim ettik” dedi.

Tüm dünyada yaşanan bu zorlu süreçte İKMİB olarak imkanlarını hastanelerin kimyasal ihtiyaçları doğrultusunda kullanmaya karar verdiklerini belirten Pelister; “Birlik Başkanı ve ihracat yapan bir sanayici olarak ben de ihracatçılarımızın sıkıntılarını anlıyorum. Ama ülkemizde bir ateş varken bu ateşi söndürecek ürünleri ülkemizde kullanmamız çok önemli. Devletimizle tek vücut olarak, resmi makamlarımızın uyarılarını dikkate alıp, taleplerini harfiyen yerine getirmemiz gerektiğini bir kez daha belirtmek istiyorum. Bu süreç bittiğinde açıklarımızı kapatmak, ihracatımızı artırmak ve ülkemizin ekonomisinin gelişmesi için daha çok çalışacağız. TİM Başkanımız Sayın İsmail Gülle’ye üretim seferberliği konusundaki katkılarından dolayı da çok teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

Aylık 2,5 milyon litre dezenfektan üretme kapasitesi var

Dezenfektan üretiminde etil alkol kullanıldığını belirten Pelister, “İKMİB olarak girişimlerimiz sonucunda, sektörümüzün etil alkol ihtiyacının şeker fabrikalarındaki melastan üretilen biyoetanolün akaryakıtta %3 oranına kullanımı yerine, dezenfektan ve kolonya üretimine yönlendirilmesi konusunda önemli bir katkımız oldu. Bununla birlikte, alkol ithalatındaki gümrükte yaşanan sıkıntıların minimize edilmesi gerekiyor. Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan (TAPDK) alınan alkol ithalat izin süreçlerinin ve yurt içindeki firmalarımızın şeker fabrikalarından etil alkolün alınması ile ilgili izin süreçlerinin hızlandırılması, dezenfektan üretimin yapılabilmesi için çok önemli. Aylık 2,5 milyon litre dezenfektan üretme kapasitemiz bulunuyor. Bu kapasiteyi de şu an tam olarak kullanmamız gerekiyor. Hammadde ve ambalaj malzemelerinin tedariğinde tüm engellerin kalkması gerekiyor” dedi.

Dezenfektan alırken bunlara dikkat edin

Piyasada onlarca farklı dezenfektan ve merdiven altı üretim olduğunun da altını çizen Adil Pelister dikkat edilmesi gerekenleri ise şöyle sıraladı;

• Dezenfektan ve maske gibi ürünlerin mutlaka güvenilir yerlerden alınması ve ürün takip sistemi (ÜTS) kaydı var mı diye kontrol edilmesi gerekiyor.

• Dezenfektan ürünlerin üzerinde etikette, Sağlık Bakanlığı’ndan alınmış ruhsatın tarihi ve numarası mutlaka olması gerekiyor.

• Üretim yeriyle beraber firmanın açık adresinin olması gerekiyor.

• Tüketiciler dezenfektan şişelerinin üzerinde yazılı bulunan adresleri arayıp kontrol edebilirler.

• Özellikle ruhsatının sorulması yani üretim izni olup olmadığının sorulması gerekiyor.

• El temizleyecek ürünlerde antiseptik olması gerekiyor.

• Bu ürünler belli bir fiyat politikası üstünden satılmaktadır, çok ucuz dezenfektan ürünleri tercih edilmemeli

• Bazı ucuz ürünler ciltte alerji, dökülme, aşınma ve kızarıklık gibi problemlere de neden olabilir.

Cevdet Alemdar, Sanayi Grup Başkanı oldu

Sabancı Holding’de Cenk Alper’in CEO olarak göreve başlaması sonrası boşalan Sanayi Grup Başkanlığı’na Brisa CEO’su Cevdet Alemdar atandı. Alemdar görevine başladı.

Cevdet Alemdar’ın 27 yıldır Sabancı Holding bünyesinde çeşitli görevlerde bulunduğunu belirten Sabancı CEO’su Cenk Alper, “Sayın Cevdet Alemdar, Sabancı Holding kültürüne sahip, Topluluk şirketlerimizin çeşitli kademelerinde üstlendiği her sorumluluğu başarı ile sürdüren bir isim. Onun sahip olduğu yerel ve uluslararası deneyimin ve vizyonun Sabancı Topluluğu’nun en güçlü geni olan sanayicilikte gelecek vizyonumuza çok güçlü bir katkı yapacağına inanıyorum” dedi.

Grup başkanlıklarının alanı genişledi

Yeni Neslin Sabancı vizyonu çerçevesinde oluşturulan stratejide üç seviye bulunduğunu kaydeden Cenk Alper, şöyle devam etti: “Bunlardan ilki ana iş kollarımıza odaklanarak komşu iş alanları ve dijital işlerde büyüme ve yenilenmeyi sağlamak. İkincisi, Holding seviyesinde performans yönetimi, stratejik dinamik portföy yönetimi ve Sabancı ekosistemi yönetimi ile değer yaratmak, ve sonuncusu da yetenek ve kültür gelişimi, ileri veri analitiği ve sürdürülebilirlik yaklaşımımızı güçlendirerek fark yaratmak. Bu stratejileri desteklemek amacı ile Grup Başkanlığı pozisyonlarının sorumluluk alanları komşu sektörleri de kapsayacak şekilde genişletildi.  Bu doğrultuda, Sigorta Grup Başkanlığı, ‘Finansal Hizmetler Grup Başkanlığı’, Çimento Grup Başkanlığı, ‘Yapı Malzemeleri Grup Başkanlığı’, İnsan Kaynakları Grup Başkanlığı da ‘İnsan Kaynakları ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanlığı’ olarak tanımlanmıştır. Enerji, Sanayi Grup Başkanlıklarının iş tanımları komşuluk alanlarını kapsayacak şekilde genişletildi.”

Cevdet Alemdar kimdir?

1992 yılında Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan Cevdet Alemdar, İşletme Yüksek Lisans derecesini (MBA) 2000 yılında Sabancı Üniversitesi’nden aldı. Sabancı Holding bünyesine 1993 yılında katılan Cevdet Alemdar, sırasıyla Beksa, Sakosa, Kordsa ve Temsa İş Makinaları’nda görev aldı. Bu süre içinde Türkiye’de inşaat ve üretim sektörlerine yönelik tel ürünleri yatırımları, Brezilya, Tayland ve Çin’de Kordsa’nın lastik endüstrisine yönelik yurtdışındaki iştiraklerinin fabrika genel müdürlükleri, Güney Amerika ve Asya Pasifik bölgelerinin satış ve pazarlama liderliklerini yaptı. Kordsa’nın Teknoloji ve Pazar Geliştirme Başkan Yardımcısı olarak teknik tekstil ve lastik alanlarında Ar-Ge, inovasyon liderlikleri gerçekleştirdi. Temsa İş Makinaları’nın Komatsu İş makinaları üzerine Volvo Kamyon distribütörlüğünü de alarak büyümesi sırasında Genel Müdürlük yaptı. Alemdar 2017 yılından beri, Bridgestone ve Sabancı Holding ortaklığında kurulan, 80’den fazla ülkeye ihracat yapan ve Brisa’nın CEO’luğu görevini yürütüyordu. Alemdar, bir süre daha Sanayi Grup Başkanlığı ile birlikte bu görevini de sürdürecek.

Kamyon ustaları Mobil’e güveniyor

Ülkemizde 115 yıldır madeni yağların üretimi ve pazarlanması konusunda faaliyetlerini sürdüren Mobil Oil Türk A.Ş., ağır vasıta sürücülerine en kaliteli ve en güvenilir hizmeti Mobil Delvac Express servis zinciriyle sağlamaya devam ediyor. Hızlı, modern, temiz ve konforlu bir hizmet anlayışıyla Türkiye’nin 25 noktasında yer alan Mobil Delvac Express, ağır vasıtaların kesintisiz operasyonlar gerçekleştirmeleri için deneyimli ustalarıyla yetkili servis kalitesinde eksiksiz bakım ve kontrol imkanı sunuyor. 

Ülkemizde 115 yıldır madeni yağların üretimi ve pazarlanması konusunda faaliyetlerini sürdüren Mobil Oil Türk A.Ş., en kaliteli bakım hizmeti ve yağ değişimini Mobil Delvac Express noktalarıyla ticari araç sahiplerine, ağır vasıta sürücülerine ve filo yöneticilerine sunmaya devam ediyor. Şirket, Türkiye’nin farklı noktalarında yer alan toplam 25 adet Mobil Delvac Express servisi ile,ağır vasıtaları kaliteli yağlarla buluşturarak araçların performansını artırırken bakım maliyetlerini minimuma indirmeyi hedefliyor. Mobil Delvac Express servis noktalarındaki deneyimli ustalar da, araçların tüm kontrollerini gerçekleştirirken aynı zamanda ticari araç sürücülerini bakımlar hakkında bilgilendiriyor. Mobil Delvac Express noktalarının dinlenme alanlarında ise ağır vasıta sürücüleri araç bakım ve kontrollerinin sona ermesini keyifle bekleyebiliyorlar. 

Ağır vasıtalara yetkili servis kalitesi

Konuyla ilgili konuşan Mobil Oil Türk A.Ş. Genel Müdürü Münci Bilgiç, Mobil Delvac Express servislerinde ağır vasıta sürücülerini yetkili servis kalitesinde bir hizmet anlayışıyla karşıladıklarını belirterek; “Mobil Delvac Express noktaları ile garanti kapsamından çıkan ağır vasıtaları için, yetkili servis kalitesinde bir hizmet anlayışı arayan ticari araç sürücülerinin ihtiyaçlarını karşılamaya devam ediyoruz. Sayıları 25’e ulaşan Mobil Delvac Express’ler ile kalitemizi koruyarak hizmetlerimizi sürdürme gayesindeyiz. Bu noktalarda çalışan deneyimli ustalarımız ise hem sahip oldukları donanım hem de müşteri ilişkileri açısından Mobil Delvac’ı doğru temsil edebilecek şekilde özenle seçiliyor ve ziyaretçilerine en iyi hizmeti sunuyorlar. Ağır vasıta sürücüleri, gerekli bakım ve kontrolleri Mobil Delvac Express noktalarında güvenle yaptırırken, en ağır yüklerde bile yüksek performansıyla motoru koruyan Mobil Delvac yağlarıyla araçlarını yeniliyorlar” açıklamalarında bulundu.

Koronavirüsle mücadele hızla devam ediyor

İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü ile Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV)’in koronavirüs mücadelesindeki iş birliği artarak sürüyor. PAGEV Küçükçekmece Plastik Teknolojisi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde tek kullanımlık plastik çatal üretimine başlandı. İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü ile PAGEV, sağlık çalışanlarının en önemli ihtiyaçlarından olan siperlik üretimi için de önemli bir adım attı. Okullarında ürettiği hijyenik tek kullanımlık plastiklerin yanı sıra PAGEV üyelerinin sağladığı kalıp desteği ile plastik üretim teknolojileri konusunda eğitim veren diğer meslek liselerinde de siperlik üretimi gerçekleştirilecek.

Millî Eğitim Bakanlığı’nın 2023 vizyonu çerçevesinde yürütülen projelerle meslek liseleri ülkemizin koronavirüs ile mücadelesinde adeta kalkan görevi görüyor. PAGEV ile mesleki eğitimdeki kurumsal iş birliği bağlamında yapılanlar bu günlerde zirve yapan kişiye özel tek kullanımlık ürün ihtiyacını karşılıyor. Meslek liseleriyle öncü rol oynayan PAGEV, koronavirüs mücadelesinde okullarının kapısını ülkemizin ihtiyacı olan ürünleri üretmek için sonuna kadar açıyor. Hastane ve karantina merkezleri başta olmak üzere salgın süresince ihtiyaç duyulan yerlere dağıtılmak üzere, PAGEV Küçükçekmece Plastik Teknolojisi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde aylık 1 milyon çatal üretilecek. İhtiyaca göre diğer ürün çeşitleri de gündeme gelecek.

Meslek Liseleri ile kurumsal iş birliği

İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün PAGEV ile iş birliğinde bir diğer önemli adım da sağlık çalışanlarını virüsten korumada büyük önem taşıyan plastik siperlik üretiminde atıldı. PAGEV’in desteği ile yurt çapındaki plastik meslek liselerinde aylık 300 bin siperlik üretilecek.

İstanbul İl Millî Eğitim Müdürü Levent Yazıcı’nın katılımıyla PAGEV Küçükçekmece Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinin gönüllü öğretmenleri 13 Nisan 2020, Pazartesi günü tek kullanımlık plastik ürün üretimine başladı. PAGEV Kurumsal İletişim Yönetmeni Cesur Çaça ve PAGEV Küçükçekmece Plastik Teknolojisi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Vekili Ömer Hançer de bu önemli güne ev sahipliği yaptı.

Koronavirüs salgını mücadelesinde meslek liselerinin kritik öneme sahip olduğunu söyleyen İstanbul İl Millî Eğitim Müdürü Levent Yazıcı şunları söyledi: “Koronavirüs ile mücadele ettiğimiz bu zor süreç meslek liselerinin önemini ortaya koymuştur. İl Millî Eğitim Müdürlüğü olarak ülkemizin ihtiyacı olan temizlik malzemeleri, tek kullanımlık maske, önlük, tulum, çatal, kaşık, bıçak, bardak gibi ürünlerin üretimini meslek liselerimizde gerçekleştiriyoruz. PAGEV ile iş birliğimizi bu noktada çok önemsiyoruz, PAGEV Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri pilot merkezlerden biri konumunda bulunuyor. 16 Bilim ve Sanat Merkezi’nde siperlik üretiyoruz. PAGEV Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinde tek kullanımlık plastik ürünlerin yanı sıra özellikle sağlık çalışanlarımızın en büyük ihtiyaçlarından olan siperlik üretimine de başlıyoruz. İl Millî Eğitim Müdürlüğü olarak koronavirüs ile mücadele sürecinde ve sonrasında meslek liseleri odaklı kurumsal iş birliği çalışmalarımız artarak sürecek.”

Tek kullanımlık malzemelerin önemi artıyor

Türkiye’nin koronavirüs ile mücadelesine verdikleri desteği hız kesmeden sürdüreceklerini söyleyen PAGEV Kurumsal İletişim Yönetmeni Cesur Çaça: “PAGEV Okullarında gönüllü öğretmenlerimizle ürettiğimiz tek kullanımlık çatal, kaşık gibi ürünleri başta karantina merkezleri, hastaneler ve huzurevleri olmak üzere ihtiyaç duyulan yerlere ücretsiz olarak gönderiyoruz. İçinden geçtiğimiz süreç hijyen noktasında tek kullanımlık ürünlerin önemini ortaya çıkarırken meslek liselerinin de ne denli kıymetli olduğunu göstermiştir. PAGEV olarak İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğümüzle iş birliği kapsamında PAGEV Küçükçekmece Plastik Teknolojisi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde aylık 1 milyon çatal üretimi yapıyoruz.  Ayrıca Millî Eğitim Bakanlığımızın belirleyeceği plastik meslek liselerinde aylık 300 bin siperlik üretimine ve ihtiyaç duyulan yerlere gönderilmesine katkı vererek bu mücadeleye katkı sağlıyoruz.  Başta İl Millî Eğitim Müdürlüğümüz olmak üzere, desteklerini esirgemeyen üye firmalarımıza, gönüllülüğün önemini ortaya koyan kıymetli öğretmenlerimize ve diğer tüm sektör paydaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz” dedi.

Hizmet kalitemizi artırmaya devam ediyoruz

İklimlendirme sektöründe sunduğu ayrıcalıklarla öne çıkan sadakat kulübü Bosch Partner Program, Türkiye genelinde sayısı 50’ye ulaşan “Elit Bayi” konsepti ile müşterilerine hizmet veriyor.

Bosch Termoteknoloji tarafından başarıyla sürdürülen “Elit Bayi” konsepti ile şirketin Türkiye çapındaki elit bayilerine birçok avantaj sağlanıyor. Bu kapsamda bayi showroomları Bosch kurumsal yapısına uygun olarak tasarlanıyor, reklam ve pazarlama desteği ile Bosch müşterilerine daha profesyonel hizmet veriliyor. Bosch Termoteknoloji, Elit Bayileri ile birebir etkinlikler düzenliyor; bayi ilişkileri ve iletişimini daha da kuvvetlendirmek ve aynı zamanda bayilerin gelişimine katkıda bulunmak amaçlanıyor. Etkinlikler arasında Bosch Termoteknoloji’nin üretim üssü olan Manisa Fabrikasına yapılan teknik ziyaretler öne çıkıyor. Manisa Fabrikasını ziyaret eden bayiler, üretime dair önemli noktaları Bosch profesyonellerinden dinleyerek sorularını birebir kendilerine yöneltiyor, teknik detayları yerinde öğreniyor.

Elit bayiler, Bosch Termoteknoloji web sitesinde yetkili bayi olarak paylaşılıyor ve kendilerine özel web sitesi oluşturulması konusunda bayilere dijital destek de veriliyor. Bosch Termoteknoloji, müşterilere birebir hizmet veren bayilerin yetkinliklerini artırarak hizmet kalitesinin de aynı doğrultuda artmasına katkı sağlıyor.

Sektörün Ayrıcalıklı Sadakat Programı: Bosch Partner Program

Bosch Termoteknoloji, Partner Program sayesinde iş ortaklarıyla hem ‘Kazan-Kazan’ ilişkisi kuruyor; hem de güçlü bir iletişim yürütüyor. Bu iş modeli aracılığıyla kurulan bağ, aynı zamanda iklimlendirme sektörünün gelişimine katkı sağlıyor. Bosch Termoteknoloji Pazarlama Direktörü Ali Aktaş Bosch Partner Program hakkındaki görüşlerini şu şekilde belirtiyor: “Bosch Termoteknoloji’nin, müşteri odaklı bakış açısına uygun olarak geliştirilen ve iş ortaklarına sunulan Partner Program; üyelerine her zaman kazandırmaya devam edecek. Yalnızca bir hediye portalı olmayan Bosch Partner Program, tüm iş ortaklarımızın gelişimini destekleyen bir platform. Program sayesinde bayilerimizle birebir iletişimimizi sıklaştırırken son kullanıcılarımıza verilen hizmetin de kalitesini sürekli artırıyoruz.”

Bosch Partner Program ile Bosch’un sektördeki partnerleri, satış ve montaj gerçekleştirdikçe puan kazanıyor. Hem uzaktan sanal sınıflarla hem de Manisa Fabrikasına düzenlenen teknik eğitim ziyaretleri ile bayilerin sektörel anlamda iş geliştirmesine imkan sağlanıyor.

Bosch Termoteknoloji, yetkili toptancı bayileriyle çalışan montajcı alt bayileri için geliştirdiği bu sistem sayesinde sektöre katma değer sağlamaya ve sektörde öncülüğünü korumaya devam ediyor.

Sağlık çalışanları “Sağlık Siperi” projesi ile korunuyor

Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün: “Başlattığımız ‘Sağlık Siperi’ projesi ile Kovid-19 salgınının ülkemizde yayılmasını engellemek için cansiperane bir şekilde çalışan sağlık çalışanlarımızı korumayı hedefliyoruz” dedi.

Salgının ülkemizde görülmesi ile artan koruyucu siper ihtiyacını karşılamak için “Sağlık Siperi” projesini başlattıklarını belirten Gülsün: “Sağlık çalışanlarımız gece gündüz demeden bizler için çalışırken kendileri de hastalık riski ile karşı karşıya kalıyor. Bu noktada siper, maske, eldiven, önlük gibi koruyucu sarf malzemelerine olan ihtiyaçta mevcut kapasitenin çok üstünde seyretmeye başladı. Derneğimiz kuruluşundan bu yana ülkemizin karşılaştığı her zorlukta olduğu gibi burada da toplum menfaati için bu projeyi geliştirmiştir. Proje kapsamında üretilen siperler ihtiyaca binaen sağlık çalışanlarımıza ulaştırılmak üzere ücretsiz olarak Sağlık Bakanlığımıza teslim edilecektir. Bu koruyucu ekipman sayesinde sağlık çalışanlarımızın enfeksiyon riski önemli ölçüde aşağı çekilmiş olacak” dedi.

Proje öncülerin kıymetli destekleri ile hayata geçti

Proje kapsamında üretim hızını arttırmak adına gerekli makine ve ekipman yatırımının gerçekleştirildiğini belirten Selçuk Gülsün: “Proje fikri ortaya çıktıktan sonra üyelerimizden Beno Plastik ve Özge Plastik’in özverili çalışmaları ile hızla üretim aşamasına gelindi. 1 haftadan daha kısa bir sürede tüm yatırım hayata geçirilerek üretime hazır hale gelindi. Sağlık çalışanlarımızın ihtiyaçlarını mümkün olan en kısa sürede karşılayabilmek adına 7/24 esasına göre planlanan üretim kapsamında iki ayrı tesiste üretilen siper parçalarının montajı tamamlanarak Sağlık Bakanlığı’na teslim ediliyor. PAGDER’in ilk etapta 1.000.000 sağlık çalışanına 1.000.000 sağlık siperi hedefiyle başlattığı projeye sektörden ve toplumdan da yoğun bir talep var. Önümüzdeki süreçte Sağlık Bakanlığımızın ihtiyaçları doğrultusunda üretim kapasitemizi arttırmak üzere çalışmalarımız devam ediyor” dedi.

İKMİB’den anlamlı destek

Gerek sivil toplum kuruluşlarının gerek özel sektörün projeye destek olmak için yoğun bir talebi olduğunu dile getiren Gülsün: “Projeyi başlatmamızla birlikte İKMİB-İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nden 100.000 sağlık siperi için destek geldi. Benzer şekilde plastik sektöründe faaliyet gösteren birçok firma bu zor dönemde elini taşın altına koyarak projemize desteğini açıkladı. Salgın bitene ve bu zor dönem atlatılana kadar destekçilerimizden aldığımız güçle sağlık çalışanlarımızın siper ihtiyaçlarını karşılamaya devam edeceğiz” dedi.

Yerli ve milli BOREL milletimizle buluştu

HABER: ALİ MURAT ERSOY

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez, “Yerli ve milli el dezenfektanı BOREL’i farklı satış noktalarında vatandaşlarımızla buluşturduk” dedi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele kapsamında Ar-Ge çalışmaları yürütülen bor katkılı el dezenfektanının laboratuvar süreçlerinin tamamlanmasının ardından seri üretime başlandığını belirterek, “Yerli ürünümüz BOREL’i farklı satış noktalarında vatandaşlarımızla buluşturmaya devam ediyoruz. Bütün dünyada kişisel hijyen ürünlerinde ciddi bir sıkıntı yaşanmasına rağmen, bizler kendi kaynaklarımızı koordine ederek vatandaşlarımızın talebini ivedilikle karşıladık.” dedi

Bor katkılı yerli dezenfektan BOREL’in cilde zarar vermediğinin altını çizen Dönmez, “BOREL’in içeriğinde bulunan bor, etil alkol, gliserin, aloevera, çay ağacı yağı ve lavanta elleri nemlendiriyor ve dermatolojik problemlere neden olmuyor. Borun anti-bakteriyel özelliği eldeki mikrop ve bakterilerle mücadele ederken eldeki yaraların da daha çabuk iyileşmesine katkı sağlıyor.” ifadelerini kullandı.

Dönmez, bu süreçte kamu olarak vatandaşların ihtiyacının ivedilikle karşılanması için gayret gösterdiklerini dile getirerek, “Kovid-19 ile mücadele kapsamında, uzun zamandır BOREN tarafından Ar-Ge çalışmaları yürütülen bor katkılı el dezenfektanının laboratuvar süreçlerini hızla tamamlayarak seri üretimine başladık. Sayın Cumhurbaşkanımıza da konuyu video konferansla yaptığımız toplantıda ilettik. Kendilerinin talimatlarıyla ekibimiz gece gündüz yoğun bir gayret gösterdi ve kısa sürede seri üretim safhasına başlayarak BOREL’i farklı satış noktalarında vatandaşlarımızla buluşturduk. Bütün dünyada kişisel hijyen ürünlerinde ciddi bir sıkıntı yaşanmasına rağmen bizler kendi kaynaklarımızı koordine ederek vatandaşlarımızın talebini ivedilikle karşıladık” şeklinde konuştu.

BOREL’in ilk etapta 100 mililitrelik boyutlarda piyasaya çıktığını aktaran Dönmez, “1 litre ve 5 litrelik üretimler için start verdik. Eti Maden, Türkiye’nin ilk bor katkılı temizlik ürünü BORON’dan önemli bir tecrübe edindi. Üretim aşamasından dağıtıma kadar önemli bir başarı yakalayan BORON, milletimizin teveccühüne mazhar oldu. BORON’un kalitesi BOREL’e de referans olacak. İnanıyorum ki milletimiz tıpkı BORON’a olduğu gibi BOREL’e de aynı ilgi ve alakayı gösterecek.” diye konuştu.

Dönmez, BOREL’in ilk parti üretiminin salgınla mücadelede sahada olan kahramanlara gönderildiğini belirterek, “Bizler için ailesinden, evinden, sevdiklerinden uzakta, bu mücadelenin en ön saflarında yer alan kahramanlarımızı unutmadığımızı göstermek istedik. Biliyoruz onların bu fedakarlıklarını, onların hakkını ödemek çok zor. En azından bugünlerde özveriyle çalışan kahramanlarımıza minnet ve teşekkürlerimizi gösterdik” dedi.

Bakan Dönmez sözlerini şu şekilde tamamladı: “İlk partiyi bu meşakkatli yükü omuzlayan, bizlere nefes olmak için varını yoğunu ortaya koyan sağlık çalışanlarımız için Sağlık Bakanlığımıza, ikincisini, kamu düzenini sağlayan güvenlik güçlerimiz için İçişleri Bakanlığımıza, üçüncüsünü 65 yaş ve üzeri risk grubundaki büyüklerimiz için Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımıza, dördüncü kamyonumuzu da enerjimiz hiç bitmesin diye sahada görev yapan mesai arkadaşlarımız için ürettik. Bakanlık olarak enerji arzının kesintisiz sağlanması için sahadayız. Elektrik, doğal gaz ve akaryakıt başta olmak üzere üretimden dağıtıma kadar kesintisiz enerji için 7/24 sahada çalışan mesai arkadaşlarımızı da bu vesileyle bir kere daha teşekkür etmek istiyorum.”

Enerji arzı aksamadan sürecektir

Tüm sektörlerde önceliklerinin istihdamın korunması ve kesintisiz enerji arzı olduğunu belirten Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “Kesintisiz enerji hizmeti için teknik, teknolojik, yasal ve bilimsel tedbirleri kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz” dedi.

Bakan Dönmez, yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgınıyla mücadelede vatandaşların ihtiyaçlarını tam anlamıyla karşılamak ve hayatın normal akışına katkıda bulunmak adına her alanda çalışmaları aralıksız sürdürdüklerini belirtti.

Salgının kontrol altında tutulması için evde kalmanın hayati önemde olduğunu ifade eden Dönmez, vatandaşlarımızın evde huzurlu ve güvenli yaşamlarını sürdürebilmeleri adına enerji alanında da birçok tedbirin alındığını söyledi.

Vatandaşların evde kaldıkları süre boyunca elektrik ve doğal gaz hizmetlerinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatlarıyla kesintisiz ve güvenli şekilde devam edeceğini vurgulayan Dönmez, “Sektör temsilcilerimizle sık sık görüşüyoruz. Elektrik ve doğal gaz sektörü, sivil toplum kuruluşları, sendikalar ve yöneticilerle birlikte hassas bir şekilde çalışıyoruz. Bilim Kurulumuzun tavsiyeleri doğrultusunda devletimizin vatandaşlarımızın sağlığını korumak için yaptığı ‘Evde Kal’ çağrısının anlam kazanması için kesintisiz enerji hizmetinin önemine vurgu yaptık. Elektrik üretim, iletim, dağıtım ve arıza tespit-tamir süreçlerinin aksamadan devam etmesi için alınan önlemleri bir kez daha ele aldık. Yaptığımız çalışmalarla elektrik arzının sürekli ve sorunsuz sürdürülmesi için alacağımız yeni önlemlerle birlikte çalışmalarımıza hız verdik. Attığımız bu adımlar sayesinde elektrik arzı aksamadan sürecektir” diyerek konuştu.

Dönmez, elektrik sektörünün ardından doğal gaz sektörüyle görüşüldüğünü ve kesintisiz arz için atılan adımların gözden geçirildiğini belirtti.

Potansiyel arızaların kısa sürede ortadan kaldırılması ve sektör çalışanlarının güvenliği için Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen tedbirlerin uygulanması konusunda kararlılığın hem elektrik hem de doğalgaz sektörüyle paylaşıldığını aktaran Dönmez, “Herkes bilsin ki vatandaşlarımızın ve sektör çalışanlarımızın güvenliği ve sağlığı bizler için her zaman ilk sırada olmaya devam edecek.” ifadesini kullandı.

Dönmez, Koronavirüs nedeniyle vatandaşların elektrik ve doğalgaz işlemlerini ilgili firmaların müşteri hizmetleri merkezine gitmeden akıllı telefon, tablet ya da bilgisayar kullanarak, online kanallar üzerinden evlerinden yapabileceğini belirtti.

Bakan Dönmez, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 81 ilin tamamında doğal gaz işlemleri için Alo 187, elektrik işlemleri için Alo 186 hattının aranılarak arıza ihbarı, talep, öneri ve şikayetlerin iletildiğini, diğer işlemler için gerekli destek alınabildiğini bildirdi.

Dönmez, “Fatura ödeme işlemleri, ilgili dağıtım veya tedarik firmalarının resmi internet sayfaları üzerinden, belirtilen anlaşmalı bankalardan veya mobil ve internet bankacılığı aracılığıyla yapılabilmektedir. Fatura sorgulama ve aboneliklerle ilgili sözleşme veya fesih işlemlerinin tamamı da e-devlet üzerinden vatandaşlarımızın kullanımına açıktır. Bu dönemde Sağlık Bakanlığı’mızın yayımladığı tedbirlere uyarak mümkün olduğunca vatandaşlarımızın kendilerini kalabalık ortamlardan izole etmesi, salgının kontrol altına alınması açısından büyük önem taşımaktadır. Salgının daha da yayılmasını önlemek ve vatandaşlarımızın günlük hayatlarını kolaylaştıracak işlemleri hayata geçirmek için ilgili bütün firmalarla iş birliği ve koordinasyon içerisinde çalışmaya devam edeceğiz” şeklinde açıklamalarda bulundu.

BAKAN DÖNMEZ’DEN ENERJİ SEKTÖRÜNE TEŞEKKÜR

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, enerji sektöründe faaliyet gösteren şirket ve sivil toplum kuruluşlarına (STK), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından başlatılan Milli Dayanışma Kampanyası’na gösterdikleri yoğun ilgi dolayısıyla teşekkür etti. Bakan Dönmez, yaptığı açıklamada, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olarak geniş bir alanda faaliyet gösterdiklerini hatırlattı.

Enerji sektörünün elini taşın altına koymaya hazır olduğuna dikkati çeken Dönmez, sektörün Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından başlatılan kampanyaya ilk günden beri yoğun ilgi gösterdiğini ve bunun mutluluk verici olduğunu ifade etti.

Dönmez, “Elektrik, doğal gaz, maden, petrol, yenilenebilir enerji, nükleer enerji alanlarında faaliyet gösteren şirket ve STK’larımız kampanyaya en hızlı şekilde dahil olarak güzel bir dayanışma örneği gösterdi. Sektörümüzün tüm paydaşlarına bu süreçte göstermiş oldukları ilgi ve hassasiyetten ötürü teşekkür ediyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

Başta sağlık çalışanları olmak üzere hayat akışının sekteye uğramaması için sahada görevli herkese enerjileriyle destek olmaya devam edeceklerini vurgulayan Bakan Dönmez, şunları kaydetti:

“Gün birlik günüdür. Gün beraberlik günüdür. Gün millet olarak hep birlikte dayanışma günüdür. İnanıyorum ki bu günler gelip geçtiğinde bu dayanışma ruhu bizi birbirimize daha fazla bağlayacak. Dünden daha güçlü olacağız. Yarınlarımızı da bu güç ve ruhla inşa edeceğiz.”

Siyah Kuğu döneminde virüsün etkileri

HABER: CEMİLE ŞAHİN

Tüm dünyanın hazırlıksız yakalandığı ve çözüm arayışlarının devam ettiği pandemi dönemi finansçılar tarafından Siyah Kuğu olarak tanımlanıyor. Siyah Kuğu dönemi yaşadığımız bugünlerde Proje Finansmanı Uzmanı Fatih Kuran bu süreç ve sonrası için neler yapılacağını anlattı.

Siyah Kuğu olarak adlandırılan olayların; aşırı nadir olmaları nedeniyle tahmin edilemedikleri, ama yine de insanların her zaman “yeni bir siyah kuğu” olayının olasılık dahilinde olduğunu ve buna göre planlama yapılmasının önemli olduğunu belirten Dinamo Danışmanlık Kurucu Ortağı, Kamu Özel Ortaklığı (PPP) ve Proje Finansmanı Uzmanı Fatih Kuran, bu süreç ve sonrası için neler yapılması gerektiğini şöyle anlattı: 

“Korona virüsü yeni Siyah Kuğumuz ve etkilerini bugün olduğu kadar ileriki dönemlerde de hissettirecektir. İş yapma biçimleri ve belki de yaşam koşullarımız da değişim gösterecek. Ev ödevini önceden yapmış şirketler daha az etkilenecek ve bazıları belki de bu dönemden kazançlı çıkacak. 2008 ve 2020’de olduğu gibi Siyah Kuğular bizimle olmaya devam edecekler ancak bizler yaşananlardan ders çıkartarak ve daha doğru kararlar alarak arzu ettiğimiz geleceği daha iyi şekillendirebiliriz.

Siyah Kuğu kapsamına giren olayların 3 temel özelliği bulunduğu söylenebilir: ilk olarak Siyah Kuğu, ciddi sonuçları olan son derece nadir bir olaydır. Önceden tahmin edilemez. İkinci özelliği Siyah Kuğu olayları ekonomide yıkıcı hasara neden olabilir ve tahmin edilemedikleri için sadece sağlam sistemler inşa edilerek hazırlanabilir. Son olarak standart tahmin yöntemleri Siyah Kuğu olaylarını öngöremeyeceği gibi yanlış güvenlik hissi yaratarak savunmasızlığımızı arttırır. İş dünyası tanım itibari ile tahmin edilebilmesi mümkün olmayan bir duruma karşı nasıl önceden hazırlıklı olabilir? İlk bakışta cevaplanması imkansız gibi görünen bu sorunun yanıtını yaşadığımız korona krizinin bize öğrettiği derslerden de faydalanarak anlatayım:

PORTFÖY YATIRIMLARI YAPMAK

Yumurtaların hepsini aynı sepete koymamaktan bahsediyoruz. Korona krizinden turizm, yeme içme, eğlence, otomotiv, perakende ile ulaştırma sektörleri olumsuz etkilenmiş durumdalar ve en az bir süre daha bu etki devam edecek gibi görünmekte. Eğer yatırımcılar olarak yatırımlarınızın tamamı veya önemli kısmı bu alanlarda ise krizden daha fazla etkilenmeniz kaçınılmaz bir durum. Bu bakımdan şirketlerin yatırımlarını birbiri ile ekonomik ilişkisi (korelasyon) az olan sektörlerde yapıyor olmaları özellikle kriz dönemlerinde önemli bir avantajdır.

KONSANTRASYON RİSKİNİ YÖNETMEK

Şirketler için konsantrasyon riski dediğimiz özellikle satış ve tedarik tarafında belli bir kesimin riskini taşımak anlamına gelir. Konsantrasyon riskini yönetmek için alıcılarınızın ve tedarikçilerinizin nicelik olarak çeşitlendirilmesi şiddetle tavsiye edilir.  İlk olarak Çin’de patlak verip dünyaya yayılan korona virüsü özellikle işleyişi Çin’den mal tedariğine dayalı olan ve alternatif tedarikçi altyapısı bulunmayan şirketleri daha da fazla etkilemiştir. Bazı fabrikalar üretimlerine ara vermek durumunda kalmışlardır. Bu bakımdan şirketlerin her şey yolundayken işlerin ters gidebileceği olasılığa karşı alternatif planlar yapıyor olmaları gereği vardır.

LİKİDİTE

Uzun vadede başarılı olan şirketlerin bu tip kriz dönemlerine hazırlık mahiyetinde emsallerine göre çok daha likit oldukları bilinen bir gerçektir. Kaynakların tamamı ile yatırım yapmamak veya işletme sermayesi olarak kullanmamak da olası krizlere karşı hazırlıklı olmak için kritik önemdedir. Kriz dönemlerinde elinizdeki nakit oksijen gibidir ve hayatta kalmanızı sağlar. Aynı zamanda bu tip dönemlerde varlık fiyatlarındaki olağanüstü düşüşlerden istifade ederek krizi fırsata çevirme imkanına da sahip olabilirsiniz.

YENİLİKLERE VE DEĞİŞEME AÇIK OLMAK

Korona krizi ile birlikte çoğumuz evlerimizde tecrit hayatı yaşamak durumunda kaldık. Bilişim teknolojileri kullanarak çalışanlarının işlerini online platformlar üzerinden yapmasına ve takip etmesine imkan sağlayabilen şirketler bu duruma çok daha çabuk adapte olabildiler. Konvansiyonel iş yapma biçimini benimsediği gibi yeniliklere adapte olmakta geciken şirketler ise krizden daha fazla etkilenmekteler. Korona krizinden çıkartılabilecek önemli çıkarımlardan biri de işimizde alternatif iş yapma biçimlerine ve olası değişikliklere karşı esneklik sağlayabilecek altyapıyı o an ihtiyacımız olmasa dahi önceden hazır etmek olmalı.

Petrol Ofisi ve İTÜ ARI Teknokent güç birliği yaptı

HABER: CEMİLE ŞAHİN

Petrol Ofisi, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin Teknoloji Geliştirme Bölgesi İTÜ ARI Teknokent’in girişimcilik merkezi İTÜ Çekirdek’in, koronavirüs ile mücadele kapsamında, ürün ve hizmet geliştiren girişimlere sunduğu olanakların destekçisi oldu. Petrol Ofisi’nin söz konusu desteği kapsamında, İTÜ Çekirdek girişimcilerinin kullandıkları malzeme ve ürettikleri cihazların maliyetleri de yer alıyor.


İTÜ ile iş birliklerinin geçmişine de vurgu yapan Petrol Ofisi CEO’su Selim Şiper, “Salgına karşı mücadelede ülkemiz ve insanımızın yararına olan işlere destek olmak bizim için büyük önem taşıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi, uluslararası prestije sahip, ülkemizin köklü ve önde gelen üniversitelerinden biri. Bu zorlu süreçte ve devamında koronavirüse karşı mücadelede İTÜ Çekirdek’in teknoloji gücü ve kabiliyeti ile birlikte yer almak bizler için çok önemli” dedi.


İTÜ ARI Teknokent Yönetim Kurulu Başkanı ve İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca: “Girişimcilik Merkezimiz İTÜ Çekirdek’te yaklaşık üç hafta önce ‘İTÜ Çekirdek’te Geliştir, Dünyayı İyileştir’ diyerek #FightCOVID19 çağrısını açtık. Girişimcilerin ilgisi oldukça yoğun ilerliyor. Petrol Ofisi ile birlikte gücümüze güç katmanın ve daha fazla girişimciye daha etkili destek verecek olmanın mutluluğu içerisindeyiz. Kendilerine bize destek verdikleri ve İTÜ Çekirdek paydaş ekosistemine katıldıkları için çok teşekkür ederiz” açıklamasında bulundu.


Ülkemizin alanlarında lider iki köklü ve güçlü kurumu tarafından salgınla mücadele için önemli bir adım atıldı. Türkiye akaryakıt ve madeni yağlar sektörlerinin lideri Petrol Ofisi ile ülkemizin önemli girişimcilik ve inovasyon merkezlerinden İTÜ ARI Teknokent, Covid19’a karşı mücadelede güçlerini birleştirdi. İş birliği, dünyadaki üniversite girişimcilik merkezleri sıralamasında ilk 5’te gösterilen İTÜ Çekirdek girişimcileri tarafından Türkiye’nin koronavirüs ile mücadelesi kapsamında yürütülen çalışmaların geliştirilmesini, üretilmesini ve dağıtılmasını kapsıyor.


Türkiye’nin en önemli girişimcilik merkezlerinden biri olan ve 2012 yılından bu yana yaklaşık 2.500 girişime ve 5.500’e yakın girişimciye destek veren İTÜ Çekirdek, Covid19 ile mücadelede girişimcilere yeni bir çağrıda bulunarak, en çok ihtiyaç duyulan; dezenfektan, maske, koruyucu kıyafet, yoğun bakım ünitesi cihazları, ortam koşullarını iyileştirecek ekipmanlar, ilaç, aşı, pandemiyi etkileyecek bilişim uygulamaları, ventilatör (solunum cihazı) ve benzeri alanlarda araştırmalarını sürdüren girişimcileri destekliyor.


Covid19’a karşı inovatif mücadele


Petrol Ofisi, iş birliği kapsamında İTÜ ARI Teknokent’in dijital üretim merkezi İTÜ MAGNET FAB | TRİDİ tarafından başlatılan ve www.destekbizden.org üzerinden hastane ve doktorlardan gelen taleplerin karşılandığı inisiyatifi de destekliyor. İlgili resmi kuruluşların da koordinasyonu ile yürütülen bu süreçte, ihtiyaçlar doğrultusunda geliştirilen; siperlik, entübasyon kutusu, dalgıç maskesinden sağlık personeli için PPG maske, koruyucu tulum ve UVC ışık ile oda ve hava sterilizasyon üniteleri gibi ürünler üretilerek dağıtımları sağlanıyor.


Doğrudan mücadeleye de imza attı


Türkiye’nin köklü ve en büyük şirketlerinden biri olarak Petrol Ofisi’nin İTÜ ile farklı alanlarda da iş birliği yaptığını hatırlatan Petrol Ofisi CEO’su Selim Şiper, “İstanbul Teknik Üniversitesi, 250 yıla yaklaşan köklü geçmişi ile ülkemizin uluslararası prestije sahip güzide üniversitelerinden biridir. İTÜ ARI Teknokent bünyesinde yer alan İTÜ Çekirdek ise, bugüne kadar birçok alanda önemli çalışmalara imza atmış, teknoloji gücünü ve kabiliyetini kanıtlamış, en önemli küresel girişimcilik merkezleri arasında yer alıyor. Türkiye’nin Ofisi olarak biz de bu zorlu süreçte Türkiye’nin geleceğine yönelik yaptığımız desteklerin yanı sıra İTÜ ARI Teknokent gibi önemli bir paydaş ile Türkiye’nin koronavirüs ile mücadelesinde doğrudan kullanılacak malzeme ve cihazların geliştirilmesine, üretilmesine ve hatta dağıtılmasına yönelik bir iş birliğine imza atmaktan onur duyuyoruz. İş birliği ve desteğimiz ilerleyen dönemlerde de devam edecek” diye konuştu. Petrol Ofisi olarak, bu süreçte ülkemizin ve insanımızın yararına olan çalışmalara destek olmanın büyük önem taşıdığını ifade eden Selim Şiper, dünya ve Türkiye olarak, yeniden güzel ve sağlıklı günlere en kısa sürede ulaşılmasına dair inanç ve temennilerini dile getirdi.


‘İTÜ Çekirdek’te Geliştir, Dünyayı İyileştir’


Petrol Ofisi ile gerçekleştirilen iş birliğiyle ilgili açıklamada bulunan İTÜ ARI Teknokent Yönetim Kurulu Başkanı ve İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca: “İTÜ olarak, Girişimcilik Merkezimiz İTÜ Çekirdek’te, yaklaşık üç hafta önce, ‘İTÜ Çekirdek’te Geliştir, Dünyayı İyileştir’ diyerek girişimcilere yönelik #FightCOVID19 çağrısını açtık. O günden bu yana bu dikeydeki her türlü probleme girişimcilerin ilgisi çok yoğun. Hepsi birbirinden heyecan verici bu projeler arasında COVID19’dan doğrudan veya dolaylı etkilenen hastaları, sahadaki sağlık çalışanlarını ve enfekte olmaktan korunmaya çalışan milyonları ilgilendiren harika girişim adayları var. İlk etapta 100’den fazla girişimci grubu başvurdu ve bunların %80’ini İTÜ Çekirdek kapsamına alarak, COVID19 ile ilgili ürün ve çözümler sunan girişimcileri, diğer girişimcilerimizle birlikte desteklemeye karar verdik.


Tam da bu süreçte, ülkemizin lider kuruluşlarından Petrol Ofisi, vizyoner bir yaklaşımla COVID19 ile ilgili ürün ve çözüm sağlayan ve çağrımıza yanıt veren girişimlere hibe sağlayarak destek olmak amacıyla paydaşımız oldu. Petrol Ofisi ile birlikte gücümüze güç katmanın ve bu önemli mücadelede daha fazla girişimciye daha etkili destek verecek olmanın mutluluğu içerisindeyiz. Kendilerine bize destek verdikleri ve İTÜ Çekirdek paydaş ekosistemine katıldıkları için çok teşekkür ederiz.


COVID19 ile mücadele sürecinde bu girişimlerin hayata geçmesi noktasında tüm ilgili yatırımcıların ilgisi ve kurumsal şirketlerin destekleri çok kıymetli. Tıpkı Petrol Ofisi gibi vizyoner kurumları İTÜ Çekirdek’e bekliyoruz” dedi.

www.itucekirdek.com üzerinden başvurular açık


COVID19 ile mücadele sürecinde teknolojik ürün veya hizmeti olan girişimler, İTÜ ARI Teknokent ve Petrol Ofisi desteğiyle İTÜ Çekirdek girişimcisi olmak için www.itucekirdek.com adresinden başvurularını gerçekleştirebilirler.