17.6 C
İstanbul
Salı, Haziran 3, 2025
Ana Sayfa Blog Sayfa 67

Enerya ile tüm işlemler parmağınızın ucunda!

Çalışanlarını,  abonelerini ve toplum sağlığını önceliğine alan Enerya,   doğal gaz işlemlerini  evinizin konforunda yapmanıza olanak tanıyor. Enerya, www.enerya.com.tr adresinden ya da 444 8 429 no’lu Çağrı Merkezi aracılığıyla abonelik ve fatura işlemlerinizi kısa bir sürede yapabilmenin yolunu açıyor.

Tüm dünyayı etkisi altına alan gündem dolayısıyla abonelerini ve toplum sağlığını önceliğine alan Enerya, abonelerinin doğal gaz işlemlerini evlerinin konforunda online olarak www.enerya.com.tr adresi üzerinden veya 444 8 429 no’lu Çağrı Merkezi sayesinde hızlıca yapmasını sağlıyor. 

Mecbur kalınmadıkça evden çıkılmaması gerektiğini hatırlatan Enerya’nın aboneleri online işlemlerini abonelik ve fatura işlemleri olarak iki ayrı kategoride gerçekleştirebiliyor. Abonelik işlemlerinde online abonelik sözleşmesi, binanın önünde doğalgaz hattı olup olmadığını sorgulama, sertifikalı firmaları sorgulama, proje ve randevu durumunu öğrenme gibi hizmetlerden faydalanabilirken; fatura işlemlerinde ise fatura görüntüleme, fatura son ödeme tarihini 15’ine erteleme, fesih işlemleri, mail adresi güncelleme ve iletilen talep ve şikayetlerin görüntülenebilmesi hizmetlerini kolaylıkla gerçekleştirebiliyor. Aynı zamanda aboneler ödemelerini PTT şubelerinin ATM’lerinden, anlaşmalı bankalardan ve mobil-internet aracılığıyla yapabiliyor.

Ayrıca Enerya, abonelerinin taleplerini, önerilerini ve şikayetlerini son teknolojiyi kullanarak geliştirdiği yeni uygulaması web chat üzerinden alarak; talep, öneri ve şikayetleri bu başlık altında cevaplandırıyor. 

Hijyen çalışmaları yoğun şekilde devam ediyor

Abonelerinin işlemlerinin büyük kısmını Web Sitesi ve Çağrı Merkezi aracılığıyla yapmalarını tavsiye eden Enerya, her ihtimale karşı abone merkezlerinde riski en aza indirmek için de sürekli çalışmaya devam ediyor. Bu kapsamda Enerya, vezne gibi alanlara el dezenfektanları yerleştirmenin yanı sıra, çalışanların ve müşterilerin sıklıkla temas ettikleri vezne bankolarını ve sabit kalemleri insan sağlına zarar vermeyen kimyasallarla sık sık dezenfekte ediyor.  Kapalı alanlarda havalandırma sistemlerinin tam fonksiyon çalışması ve temiz hava sirkülasyonunun sağlanması yönünde önlemlerini artırarak sürdürmeye devam eden Enerya, Müşteri Hizmetleri Ofisleri’ndeki oturma alanlarında müşterilerini aralarındaki sosyal mesafeyi korunacak şekilde oturmaya yönlendiriyor, çalışanların ve müşterilerin maske kullanımını zorunlu tutuyor, aynı anda hizmet alan müşteri sayısını kontrollü olarak belirleyerek ilerliyor, çalışanların ve müşterilerin düzenli ateş ölçümünü gerçekleştiriyor. Enerya aboneleri, abonelik işlemlerini tüm hijyen tedbirlerinin alındığı abone merkezlerinden, veya #EvdeKal’arak 444 8 429 no’lu çağrı merkezinden ya da www.enerya.com.tr online işlemler sayfasından gerçekleştirebiliyor.  

193 MW gücünde rüzgâr santralleri kurulacak

HABER: ÖMER FARUK YILDIRIM

GE Yenilenebilir Enerji, Türkiye’deki dört rüzgâr santrali için 52 adet 3 MW platformu karasal rüzgâr türbininin tedarikçisi oldu.

Toplam 193 MW kapasiteye sahip projeler, 195.000 evin enerji ihtiyacını karşılamaya ve 650.000 ton CO2 tasarrufu yapmaya yetecek kadar yenilenebilir enerji üretecek.

Bu projelerde kullanılacak 156 kanadın üretimi, GE’nin İzmir, Bergama’daki LM Wind Power fabrikasında gerçekleştirilecek.

GE Yenilenebilir Enerji, Fina Enerji’nin Türkiye’de bulunan dört rüzgâr santrali için (Bağlama, Tayakadın, Yalova ve Pazarköy) 52 adet 3 MW platformu karasal rüzgar türbininin tedarikçisi olduğunu duyurdu. Toplam 193 MW kapasiteye sahip  rüzgâr santralleri, 195.000 evin enerji ihtiyacını karşılamaya ve yaklaşık 650.000 ton CO2 tasarrufu yapmaya yetecek kadar temiz enerji sağlayacak. Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedefine ulaşmasına da katkı sunacak proje kapsamında, 10 yıllık servis anlaşması da yer alıyor.

GE’nin Türkiye’de bulunan kurulu rüzgar enerjisi gücü 1.2 GW’a ve Türkiye’de ürettiği rüzgar türbini sayısı 500’e ulaştı. Bu rakam, GE Yenilenebilir Enerji ve Fina Enerji’nin bugüne kadar birlikte gerçekleştirdiği 350 MW rüzgar santralini de içeriyor. Buna ilave gelecek olan dört yeni proje GE’nin Türkiye’deki mevcudiyetini daha da sağlam hale getirecek.

Fina Enerji’nin bünyesinde yer aldığı Fiba Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Murat Özyeğin, şunları söyledi: “Kurulu kapasitemizi 350 MW’dan 543 MW’a yükseltecek olan yeni rüzgâr santrali projelerimizi gerçekleştireceğimiz için heyecanlıyız. Bağlama Projesi, bugüne kadar yapılan rüzgâr santrali yatırımları arasında Türkiye’nin en doğusunda yer alan proje olma özelliğine sahip olacak. Bu bölgedeki ekonomik kalkınmaya katkı sunmaktan ayrıca gururluyuz. GE ile olan ortaklığımızı devam ettirmenin ve ülkemizin yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşmasına katkı sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz.”

GE Yenilenebilir Enerji, rüzgâr türbin kanatlarının üretimini, bağlı kuruluşu LM Wind Power’ın İzmir, Bergama’daki tesislerinde, yerli olarak gerçekleştirecek. GE, bu tesislerde 550’nin üzerinde personel istihdam ediyor. Rüzgâr türbinlerinin kuleleri de yine Türkiye’de üretilecek.

GE Yenilenebilir Enerji Karasal Rüzgâr Türbini Grubu Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türkiye Başkanı ve CEO’su Manar Al-Moneef, şunları dile getirdi: “Türkiye’ye yatırım yapan ilk uluslararası şirketlerden biri olarak GE, ülkede istihdam yaratmaya ve enerji sektöründe yüksek teknolojinin geliştirilmesine katkıda bulunmaya kararlılıkla devam ediyor. Fina Enerji ile yeniden iş ortaklığı yapmaktan ve GE’nin Türkiye’nin rüzgâr hızına ve coğrafyasına uygun özelliklere sahip yüksek teknolojili 3MW rüzgar türbini platformlarının kullanılacağı bu heyecan verici projelerde birlikte çalışacak olmaktan dolayı memnuniyet duyuyoruz.

E-imzada yüzde 205’lik artış

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, 2019 yılının son çeyreğine ilişkin “Pazar Verileri Raporu”nu açıkladı. E-imza sertifika sayısı son beş yılda yüzde 205 arttı. Mobil imza sertifika sayısında ise yüzde 73 yükseliş gözlemlendi.

BTK, Türkiye Elektronik Haberleşme Sektörü 2019 yılının dördüncü çeyreğine ilişkin Pazar Verileri Raporu’nu yayımladı. 2019 sonu itibarıyla üretilen e-imza sertifika sayısı 3 milyon 935 bin 693’e yükseldi. Mobil imza sertifika sayısı 618 bin 186’yaulaştı. Toplamda 4 milyon 553 bin 879 milyon sertifika oluşturuldu.

Mobil imza yüzde 73 arttı

2014 yılının son çeyreğinde 1 milyon 290 bin 26 olan e-imza sertifika sayısı, 2019’ın son çeyreğinde yüzde 205 artarak 3 milyon 940 bineulaştı. 2014’ün son çeyreğinde 357 bin 59 olan mobil imza sertifika sayısı ise yüzde 73 artarak sayısı 618 bine ulaştı. 2014-2019 yılları arasında e-imza sertifika sayısında yüzde 205, mobil imza sertifika sayısında ise yüzde 73 yükseliş gerçekleşti.

45 milyon doğrulama ve 1 milyon mobil imza işlemi gerçekleştirildi

E-imzanın elektronik ortamda gerçekleşen işlemlerde kişilerin kimlik bilgilerinin doğruluğunu garantilediğine dikkat çeken E-GÜVEN Genel Müdürü Can Orhun, “E-imza artık hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. Kamudan özel sektöre, bankacılıktan e-ticarete, kurum içi sözleşmelerden ihale süreçlerine kadar tüm işlemlerde kullanıyor. E-GÜVEN olarak ayda ortalama 45 milyon e-imza doğrulaması yapıyoruz ve alt yapı sağladığımız mobil imza müşterilerimiz ayda 1 milyon mobil imzalama gerçekleştiriyor. E-imzanın kullanım alanları artıyor. Sağladığı tasarruf, kolaylık ve hız gibi avantajlarla daha fazla kişi e-imzadan yararlanıyor. 2005 yılında e-imza kanununun yürürlüğe girmesiyle başlayan e-dönüşüm süreci içerisinde, ıslak imzanın neden olduğu zaman kaybını ve kağıt kullanımıyla çevreye verilen zararı büyük ölçüde azalttık” dedi.

41 bin ağaç kesilmedi, 82 bin kişinin oksijen ihtiyacı sağlandı

E-imza doğası gereği kâğıt tüketimini azaltıyor. Kâğıt, kartuş, yazıcı, kalem gibi araçları ortadan kaldırıyor veya bu ihtiyaçları azaltıyor. Aynı zamanda kâğıda dayalı postalama, fiziksel depolama ve enerji maliyetlerinde büyük tasarruf sağlıyor. E-GÜVEN iş ve işlemleri kağıt ortamından dijitale taşıyarak son 10 yılda 41 bin ağaç kurtardı ve 82 bin insanın oksijen ihtiyacını karşılamış oldu.

E-GÜVEN hakkında:

E-GÜVEN, 2003 yılında kurulan Türkiye’nin ilk elektronik sertifika ve mobil imza hizmet sağlayıcısıdır. Bireylere ve kurumlara bilgi güvenliği ve elektronik imza konusunda dünya pazarında öncü çözümler sunmaktadır. Kurumlara özel projeler geliştirmenin yanı sıra gelişen teknolojiye uygun kullanıcı dostu ürün ve hizmetler sağlamaktadır. Ekolojik ayak izini azaltıp WWF-Türkiye kriterlerine uyum sağlayan E-GÜVEN, “Yeşil Ofis” diploması almaya hak kazanmıştır.

Yüksek reaktif güç cezalarına son veriliyor

Enerji kalitesi alanında 6 kıtada 60 ülkeye yüksek teknolojili elektronik ürünler sunan Elektra Elektronik, reaktif güç kompanzasyonu sağlayan harmonik filtre reaktörleri ile işletmeleri büyük yüklerden kurtarıyor.

Enerji kalitesi sorunları yaşayan firmalara katma değerli çözüm sağlayan Elektra Elektronik, aynı zamanda işletmelerin yüksek meblağlarda reaktif güç cezası ödemelerinin önüne geçiyor.

Değişken enerji yüklerinden yoğun olarak etkilenen işletmelerde reaktif güç kompanzasyonu için kullanılan harmonik filtre reaktörleri, akım ve gerilim kirliliklerini ortadan kaldırarak elektrik enerjisinin sürekliliğini ve güvenliğini sağlarken işletmelerdeki elektronik cihazların ömrünü de uzatarak firmaları oluşabilecek birçok ek maliyetten kurtarıyor.

İşletmelerdeki üretim ve işleyiş süreçlerinin sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesi için sanayinin can damarlarından biri olan elektrik enerjisinin kalitesi ve verimli kullanılması büyük önem taşıyor.

Üretim kapasitesi, çalışan sayısı ve ihracat oranı açısından Türkiye’de alçak gerilim trafo ve reaktör sektörünün lider firması konumunda olan Elektra Elektronik, reaktif güç kompanzasyonu sağlayan harmonik filtre reaktörleri ile işletmelere yüksek katma değer sunuyor.

Kirli şebekelerde sağlıklı çalışmaya olanak sağlayan Elektraharmonik filtre reaktörleri; kondansatörlerin devreye alınması anında aşırı akım çekilmesi, harmonik rezonans durumu nedeniyle akımların aşırı artması ve kondansatörlerin aşırı yüklenmesi, kondansatörlerin kısa sürede bozulması, kablolarda ısınmalar ve koruma elemanlarının zamansız olarak açılması gibi birçok sorunu ortadan kaldırıyor.

Motul Tech üretim verimliliğini artırıyor

Motul, madeni yağ alanındaki uzmanlığını, endüstriyel yağ markası Motul Tech ile işletmelerin kullanımına sunuyor. Motul Tech ürünleri, üretimin olduğu her noktada verimliliğin artmasına katkı sağlıyor.

Motul, 160 ülkede faaliyet gösteren, Fransa merkezli, madeni yağ alanında uzman bir üretici.  Otomotiv, motosiklet, ağır vasıta, marin yağları ve Motul Tech birimi aracılığı ile endüstriyel yağların formülasyonu, üretimi ve dağıtımında sektörünün lider markalarından. 165 yıldan uzun süredir ürünlerinin kalitesi, yenilikçiliği ve motor sporlarındaki etkinliği ile tanınan Motul, ayrıca %100 sentetik yağ formülasyonunu Dünya’da ilk kez üreten marka. Motul bu deneyim ve teknolojiyi Motul Tech endüstriyel yağları ile üreticiler ile buluşturuyor.

Tesislerinin verimliliği ve sürdürülebilirliği için geliştirilen Motul Tech, üretim tesislerindeki özel uzmanlık gerektiren noktalarda; metal işleme yağları, özel kesme yağları, ısıl işlem ve form verme yağları, sentetik dişli yağları, sentetik kompresör yağları ve yüksek performans hidrolik yağları ile teknolojisini üreticilere sunuyor.

Motul Tech’in yüksek teknolojili endüstriyel yağları metallerin işlenmesini, nihai ürüne dönüştürülmesini ve endüstriyel ekipmanların zor koşullara dayanımını artırmak amaçlı geliştiriliyor.

DJI, Rosenbauer işbirliğiyle yeni bir sistemi geliştiriyor

Dron teknolojisinde dünya lideri olan DJI, önde gelen itfaiye araçları ve itfaiye ekipmanları üreticisi Rosenbauer’le yeni bir stratejik ortaklık için bir araya geldi. Ortaklık kapsamında iki şirket; acil yardım isteyen herkese dijital müdahele yönetimi uygulamaları desteği verecek. 

Olası yangınlarda veya olumsuz hava şartlarında acil durum çağrısı yapan yerel itfaiye şirketlerine; Rosenbauer’ın vereceği operasyonel idare sistem desteği ve doğru direktifler sayesinde acil duruma havadan müdahale edebilecek. 

Rosenbauer; acil durum ekiplerini sahada destekleyen yangın güvenliği haritaları, tehlikeli madde verileri ve araç kurtarma bilgilerini içeren operasyon yönetimine sahip. DJI’ın drone filo yönetim yazılımı FlightHub’dan gelen görsel ve termal veriler Rosenbauer’in operasyon yönetimine entegre edilerek itfaiyeciler, taşıtlar ve ekipmanların verimli ve güvenli bir şekilde konuşlandırılması için gerçek zamanlı bilgiler iletilecek. 

Rosenbauer International CEO’su Dieter Siegel, DJI iş birliği hakkındaki düşüncelerini “Acil yardım ekipleri, çok kısıtlı zamanda kritik kararlar almak durumunda kalıyor. Bunu kolaylaştırmak için etkin araç yönetiminden navigasyona kadar çeşitli uygulamalar geliştirdik. Acil yardım durumlarında dijitalleşmenin öncüsü olmanın yanında, yangınla mücadele ve afet yönetiminde veri tabanlı entegre bir teknoloji geliştirmek amacıyla DJI’la çalışıyoruz.” sözleriyle ifade etti.  

DJI Başkanı Roger Luo da “DJI olarak Rosenbauer’in itfaiyecilere acil müdahale ve afet yardımı güçlendirme vizyonunu desteklemekten gurur duyuyoruz. Bu iş birliği kapsamında itfaiyecileri ve arama kurtarma ekiplerini güçlendirecek ve bu teknolojiden yararlanmalarını sağlayacak dron teklifleri sunmayı amaçlıyoruz.” dedi.

İki şirket, acil müdahale ve itfaiye araçlarının dron teknolojisinden faydalanması için birlikte çalışmayı sürdürecek.

DJI Mavic 2 Enterprise ve Matrice 210 modellerinin görsellerine aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:

Mavic 2 Enterprise: click here

Matrice 210: click here

Rosenbauer yangın söndürme araç görsellerine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz: 

https://www.rosenbauer.com/de/at/world/download-center

Rusya’da nükleerden üretilen elektrik arttı

Rusya’da nükleerden elde edilen elektrik üretimi Nisan ayında yüzde 8.1 arttı.

Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom’un Elektrik Enerjisi Departmanı Rosenergoatom A.Ş’ye bağlı olarak işletilen nükleer güç santralleri(NGS) tarafından 2019 yılının Nisan ayında 15 milyar 276 milyon kilowatt saat elektrik üretilirken, bu yıl Nisan ayında bu oran 16 milyar 514 milyon kilowatt saate ulaştı.

2020 yılının başından bu yana, tüm Rus nükleer santralleri toplam 73 milyar kilowatt saat civarında elektrik üretti. Böylece Rusya Federal Antitekel Servisi’nin (FAS) nükleer santraller için koyduğu hedef, yüzde 101.3’lük hedefle aşılmış oldu. Kurulu gücün kullanım faktörü ise yüzde 79 civarında gerçekleşti. FAS, Rus NGS’lerinin 2020’de 207 milyar 614 milyon  kilowatt saat elektrik üretmesi için bir plan hazırladı.

EN GÜVENİLİR ENERJİ KAYNAĞI

2019 yılında Rus NGS’leri elektrik üretimini 204,3 milyar kilowatt saatten 208,8 milyar kilowatt saate yükselterek önemli bir rekor kırdı. Rus nükleer reaktörleri gelmiş geçmiş en yüksek düzeyde çalışıyorlar. Ülke çapında toplam 11 NGS’de 36 reaktör işletmede bulunuyor. Bu reaktörler yılın yüzde 90’ından fazlasında tam güçle çalışıyorlar. Toplam güç kapasiteleri ise 30 GW’ın üzerinde olan nükleer, en güvenilir enerji kaynaklarından biri durumunda.

Rusya 2019 yılı içerisinde dünyanın tek yüzer nükleer santrali olan Akademik Lomonosov’u şebekeye bağladı ve yüzer nükleer santral Rusya’nın uzak doğusundaki Çukotka Pevek’de bulunan yalıtılmış Çaun-Bilibin ağı için ilk kez elektrik üretti. 2019 yılının başka bir dönüm noktası da üçüncü bir 3+ nesil reaktörün şebekeye bağlanması oldu. Rosatom’un amiral gemisi olarak nitelenen 3+ nesil VVER-1200 reaktöre sahip Novovoronej NGS 2’nin ikinci güç ünitesi planlanan tarihten 30 gün önce hizmete alındı.

Enerji üretiminin yüzde 19’undan fazlasını nükleer güçten sağlayan Rusya Federasyonu’ndaki her beş ampulden biri nükleer santraller tarafından üretilen enerjiyle aydınlanıyor.

2019 YILINDA 217 MİLYON TON KARBONDİOKSİT EMİSYONUNA ENGEL OLUNDU

Nükleer enerji, dünyada en büyük temiz enerji kaynağı olarak öne çıkıyor. Rusya’daki düşük karbonlu elektrik üretiminin de yarısından fazlası nükleer aracılığı ile gerçekleştiriyor. Bu sayede 2019 yılında engel olunan karbondioksit emisyonu miktarı 217 milyon tona ulaştı. Bu miktar 57 milyon otomobilin sebep olduğu emisyona denk geliyor.

Viko projelere uygun çözümler sunuyor

Kablo kanalı sistemleri, yapıların enerji dağıtımı veya haberleşme için kullanılan tesisatlarında, izole elektrik kablolarının güvenli bir şekilde taşınması, sabitlenmesi ve desteklenmesinde önemli görevleri yerine getiriyor. Panasonic Life Solutions Türkiye tarafından geliştirilen VİKO by Panasonic marka kablo kanalı sistemleri ise alanında kalitesi ve teknolojisi ile öne çıkıyor. Güvenli kullanım ve estetik görünüm sunan VKD serisi sistem ve kablo kanalları, kolay montaj beklentilerini en iyi şekilde karşılamak için tasarlanmış bulunuyor. Viko45 ürün gamı ise kullanıcılarını kullanışlı, şık, geniş fonksiyonlu ve teknolojiye hizmet eden priz seçenekleriyle buluşturuyor.

VİKO by Panasonic’in hayatı kolaylaştıran kablo kanalı sistemleri; güvenli kullanım ve estetik görünüm sağlıyor. Fabrikalar, iş merkezleri, alışveriş merkezleri, eğitim kurumları, sağlık kuruluşları, kamu binaları için ideal çözümler yaratıyor. Hızlı kurulum, IP40 ve kolay montaj özellikleriyle de beklentileri en iyi şekilde karşılıyor.

Profesyonel ürünler, projelere uygun sistemler…

Kolay montaj imkanı sunan kapaklar, kanal + kapak için tek sipariş kodu, kuvvetli ve zayıf akım uygulamaları için uygunluk, yatay ve dikey montaj imkanı ile VKD Kablo Kanalı Sistemleri her projeye uygun. Ayrıca teknolojinin gerektirdiği tüm ihtiyaçlara yanıt veren özel aksesuarlar ile de sistemli, pratik ve akılcı…

VKD içten kapaklı sistem kablo kanalları ile güvende olun.

Evde, ofiste, okulda, stüdyoda, atölyede kablolarınız açıkta kalmasın. Hem siz güvende olun hem de değer verdikleriniz güvende olsun. VKD Sistem Kablo Kanalları, elektrik, data ve telefon hatlarının montajında daha fazla çözüm sunmak için geliştirilmiş bulunuyor. Viko45 modüler priz gruplarıyla uyumlu yapısıyla VKD Kablo Kanalları, sistem entegrasyonlarında ihtiyaç duyulan ürünleri, kolay montaj ve geniş aksesuar seçenekleriyle birlikte sunuyor.

VİKO by Panasonic’in VKD İçten Kapaklı Sistem Kablo Kanalları, açıkta duran kabloları gizliyor ve koruyor. Böylece açıkta duran, dağınık elektrik kablolarının yol açabileceği takılma, düşme benzeri riskleri ortadan kaldırıyor.

Yapışkanlı ve yapışkansız seçenekler balık sırtı ve standart kablo kanalları

Mekanlara özel ve ihtiyaca uygun kablo kanalı seçeneklerinden oluşan VKD Kablo Kanalları, açıkta duran kabloları kolayca gizlemek ve herkes için daha güvenli alanlar oluşturmak için tasarlanmış bulunuyor. VKD serisi, hızlı ve kolay montaj beklentilerine daha fazla alternatif ürünle yanıt verebilmenin ayrıcalığına sahip. Ürün yelpazesi ise bu amaca hizmet eden balık sırtı kablo kanalları ve yapışkan bantlı kablo kanalları ile oldukça zengin. Standart kablo kanalı ürün grubunda yer alan zengin profil çeşitleri, kullanıcıları ihtiyaçları doğrultusunda en uygun seçeneklerle buluşturuyor. İstenen uzunluğa göre kolayca kısaltılıp, düzeltilebilen kullanıcı dostu çözümler sunuyor. Boyanabiliyor ve kolay temizleniyor. Kablo kanalının üzerinde bulunan dübel boşluklarına uygun delikler açılarak, dübel ve vida yardımı ile sabitleniyor. Yapışkan bantlı kablo kanalları da kendinden yapışkanlı bantları sayesinde kolayca monte edilebiliyor.

Viko45 ile her projeye uygun esnek ve modüler çözümler…

Sistem kanallarını tamamlayan Viko45 modüler priz serisi, her projeye ve beklentiye uygun, esnek çözümlerle yanıt veriyor. Ayrıca, zamanın ve teknolojinin gereksinimlerini karşılayan zengin fonksiyon seçenekleri sunuyor. Kapaklı priz seçeneğinin yanı sıra 2, 4, 6, 8 modül karkaslardan oluşan seri, halogen free özelliğine sahip ve tüm sistem kanallarıyla uyumlu. Priz uygulamalarında çocuk koruma özelliği de bulunuyor. Şık, yalın ve dekoratif Viko45 serisi ürünlerini, ihtiyaca göre komple ya da ayrı ayrı satın almanız da mümkün.

Virüs zamanında klima kullanım ipuçları

Havaların ısınmasıyla birlikte klima kullanımının artacağı günler de yaklaşıyor. Corona’nın neredeyse bütün trendleri belirler hale geldiği bu ortamda kullanıcıların en çok merak ettiği konulardan biri de evde veya ofiste klima kullanımının virüsün yayılmasına etkili olup olmadığı yönünde. İklimlendirme sektörünün yenilikçi markası Daikin’in Türkiye CEO’su Hasan Önder, sosyal mesafe ve karantina kurallarına uygun davranıldığı sürece klima kullanımında hiçbir sakınca olmadığını dile getiriyor.

Corona hayatımızı etkilemeye devam ediyor. Dünyanın artık yeni bir düzene geçeceğinin, hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağının konuşulduğu bugünlerde mekanlardaki iklimlendirme konusu da insanların kafasını kurcalıyor. Bu alandaki polemiklerden biri de klima kullanımının virüsün yayılmasına etkili olup olmadığı konusu üzerinden gerçekleşiyor. Şimdilik ‘klimalar virüs yayılımını önler ya da filtreler Coronavirüsü yok eder’ gibi kesin bir bilgi olmasa da uzmanlar alınacak tedbirler hakkında kullanıcılara tavsiye niteliğinde bilgiler vererek, kafalardaki sorulara yanıt olmaya çalışıyor.

Klima kullanımının artacağı yaz günlerinin kendini göstermesiyle birlikte ivme kazanan, “Klimalar virüs yayılımına etkili olur mu?” konusunda bilgiler paylaşan dünya iklimlendirme devi Daikin’in Türkiye CEO’su Hasan Önder şunları söylüyor: “Araştırmalar gösteriyor ki; corona virüsünün hava yoluyla bulaşımını gösteren kesin bir bilgi yok. Dolayısıyla ‘ev tipi split klimalar virüs taşır’ diyemeyiz. Güvenli ve sağlıklı bir iç ortam havası için alınabilecek birçok tedbir var. Bunların başında karantina ve sosyal mesafe kurallarına uymak geliyor. Eğer bu kurallara dikkat ediyorsanız, evinizde klima kullanmanız gayet güvenlidir. Hatta çok sıcak havalarda klima kullanmamak sağlığı olumsuz etkileyebilir. Sıcak havanın yaratacağı rahatsızlıklardan ve uykusuzluktan bağışıklık sistemi zayıflayabilir. Klimalardaki özel filtreler havanın temizlenmesine de katkıda bulunur.”

Daikin CEO’su Hasan Önder; AVM, hastane, ofis gibi merkezi klima ve havalandırma sistemlerinin kullanıldığı alanlar içinse bazı uyarı ve tavsiyelerde bulunuyor; “AVM gibi büyük mekanlarda bizim merkezi sistem dediğimiz VRV, klima santrali, fancoil gibi iklimlendirme ve havalandırma cihazları kullanılıyor. Bu cihazlar tavsiye edildiği şekilde kullanılırsa, virüsün yayılımını artırmayı geçtim, daha sağlıklı bir ortam sağlayabilirler. Zaten AVM’ler ile ilgili Sağlık Bakanlığı da bir genelge yayınlayarak çalışma şartlarını ortaya koydu. Bu tür sistemlerde havalandırma havası miktarı artırılmalı ve havalandırma sistemi pandemi döneminde 7/24 çalıştırılmalıdır. Taze hava miktarı mümkünse %100 seviyesinde ayarlanmalıdır. İhtiyaç kontrollü havalandırma devreden çıkarılmalı, klima sistemlerinde fan hızı artırılmalıdır. Tuvalet egzozları 7/24 çalıştırılmalı ve çevreye göre tuvaletlerde sürekli düşük basınç yaratılmalıdır. Havalandırma sistemlerine, HEPA filtre veya UVC filtrelerin takılması da virüse karşı etkili olacaktır. Elbette sosyal mesafe ve hijyen kurallarına dikkat edilmesi her yerde ilk şarttır.”

Enerji kullanımında devlet desteğinin önemine de değinen Önder, “AVM, market, otel, plaza gibi büyük yapılarda alınacak ekstra önlemler enerji tüketimini artırabilir. İşletmecilerin kullanım şart ve tavsiyelerine uymaları, sürdürülebilir hijyen koşulları için daha verimli sistemlere yönelmeleri amacıyla enerji kullanımı konusunda devlet desteği de faydalı olabilir,” dedi.

Daikin uzmanları corona günlerinde iklimlendirme ve klima kullanımı hakkında en çok merak edilen sorulara şu yanıtları veriyor: 

Corona hava ile yayılır mı?

Yapılan araştırmalar virüsün doğrudan havadan bulaşmadığını gösteriyor. Hastalık öksürme, hapşırma, enfekte insanlarla konuşma ve 2 metre uzağa kadar sıçrayabilen damlacıklar ya da yüzeylere yerleşen virüs yoluyla bulaşıyor. Eğer enfekte olmayan bir kişi damlacıklara maruz kalırsa hastalığa yakalanma oranı yüksek. Küçük damlacıkların ise hava akımı ile daha uzun mesafeye ulaşabildiği söyleniyor. Bu nedenle bulunduğunuz ortamı hastalığın taşıyıcılarına karşı sürekli havalandırmanızı öneririz.

Coronavirüs split klima ile bulaşır mı?

Bugüne kadarki araştırmaların da gösterdiği üzere virüsün hava yoluyla bulaşımı kesinleşmediğinden ev tipi split klima da virüs taşır diyemeyiz.

Evde klima kullanmak güvenli mi?

Evet, mevcut karantina koşulları ve sosyal mesafe sebebiyle enfeksiyon taşıyan bir kişinin özel alanınız olan evinize gelme ihtimali oldukça düşük olduğundan klimanızı evinizde kullanmanız güvenlidir.

Klimanızı iyi havalandırılmış bir ortamda rahatlıkla kullanabilirsiniz. Havalandırma, iç ortam havasının, dışarıdan alınan taze hava ile değiştirilmesi yoluyla ortamdaki hava kirleticilerinin azaltılmasına yardımcı olur. İyi havalandırılmamış ortamda iyi bir iç hava kalitesi sağlanması oldukça zordur. Bu nedenle evinizi her saat başı 5-10 dakika havalandırmanızı öneriyoruz. Eğer odanızda karşılıklı iki farklı pencere var ise, her ikisini açmanız daha verimli bir hava akışı oluşturulmasına katkı sağlar. Klimanızı, havalandırmadan önce ve sonra kullanabilirsiniz. Evinizde veya ofisinizde açılan pencere yoksa, iç ortama taze hava seçeneği de sunabilen ürünleri tercih edebilirsiniz.

Ofiste split klima kullanmak güvenli mi?

Bu daha çok nasıl bir ofisiniz olduğuna ve ofis çalışanları ile ziyaretçileri izlemek için ne gibi önlemler alındığına bağlı. Eğer hastalık taşımadığından haberdar olduğunuz, bildiğiniz insanlarla bir arada olduğunuz küçük bir ofiste iseniz, güvenlidir.  Ancak ofisinize çok sayıda ziyaretçinin gelmesi durumunda büyük önlemler almanız gerekir. Personel ve ziyaretçiler, dezenfektan ve maske gibi riski azaltmak için devlet tarafından sunulan yönergeleri takip etmek zorunda. Ofiste split klima, merkezi sistem ürünler veya başka bir iklimlendirme ürün kullanımı, iç ortamı havalandırmakla veya taze hava ile beslemekle desteklenmelidir. Çok kalabalık ortamlarda klimalar egzoz fanı ile yeterli havalandırma ve taze hava sağlayabilir. Eğer açılır cam veya taze hava sunacak bir ünite yok ise, taze hava seçeneği sunabilen ve aynı zamanda güçlü hava temizleme filtresi bulunan split klimalar tercih edilebilir.

Restoranlarda ve mağazalarda split klima kullanılabilir mi?

Restoranlarda ve mağazalardaki ziyaretçi sayısı ve yoğunluğu oldukça yüksektir. Dolayısıyla buradaki bulaşmanın asıl kaynağı klima veya havalandırma ürünlerinden ziyade sosyal mesafe kurallarına ve hijyene dikkat edilmemesi nedeniyle olabilir. Bu nedenle bu ortamlarda direkt olarak klimalar bulaşmayı artırır diyemeyiz. Gerekli görülen yerlerde çalışma mekanları ve masalar sosyal mesafe kuralları uyarınca yeniden düzenlenmelidir. Çok kalabalık ortamlarda klimalar egzoz fanı ile, yeterli havalandırma ve taze hava sağlanarak kullanılabilir. Yine bu ortamlarda taze hava ile ortamı havalandırmak oldukça önemlidir.

Sıcaklık ayarı nasıl olmalı?

Önerilen klima çalıştırma sıcaklığı 24 derece olup, dış ortamdaki hava sıcaklığına bağlı olarak 24-30 derece aralığında klimanızı kullanabilirsiniz. Bir odanın ısıtılması ve serinletilmesinin yanı sıra, o odanın hava temizliği ve nem oranı da oldukça önemlidir. Çok kuru veya çok nemli havalar sağlıksız bir iç ortam havasına neden olur. Bu nedenle odanızdaki bağıl nemin %40 ile %60 arasında olmasına dikkat ediniz.

Eğer bulunduğunuz ortam çok kuru ise odada bir kap içindeki su ile sağlanacak buhar ile bağıl nemin %40’ın altına düşmesi önlenebilir. Çok kuru ve çok nemli havalar da sağlıksız bir iç ortama neden olur. Ortamınızdaki ideal nem dengesini sağlamak için, hava temizliği ve taze hava özelliğinin yanı sıra, nem ayarı sağlayan split klimaları tercih edebilirsiniz.

Havalandırma nasıl olmalı?

Yaz kullanımında klimanın sağladığı soğuk hava sirkülasyonunun yanında, hafif açık bırakılmış pencerelerle havalandırma yapılması veya taze hava sunabilen ürünlerin tercih edilmesi içerideki havanın tahliye edilmesini kolaylaştırır.

Odanızı havalandırdıktan sonra klima kullanımınızda iç ünite filtresinden geçen hava dışarıdaki ve ortamdaki tozdan süzülerek iç ortama üflenecektir. Bu nedenle filtrelerinizin temizliğini kontrol etmenizi öneririz.

Ayrıca mutfak ve tuvalet yoluyla hava tahliyesi için fanların temizlenmiş ve çalışır durumda olması gerekmektedir.

Havalandırma yapmak konusunda koşullarınız yetersiz ise ve yeterince temiz havaya sahip olamıyorsanız, güçlü filtreleme yöntemlerine sahip hava temizleme cihazlarını tercih edebilirsiniz.

Alınması gereken diğer önlemler neler olabilir?

Odanın iyi bir şekilde havalanabilmesi için, klima çalışmadığı zamanlarda pencere ve kapıları tamamen açık bırakarak ortamı havalandırmak iyi bir çözümdür. Her saat başı, 5-10 dakika süreyle yapacağınız havalandırma bunun için yeterli olacaktır. Eğer açılır pencereleriniz yoksa taze hava sunabilen ve nem kontrolü sağlayan Ururu Sarara klima veya ortamdaki hava kalitesini patentli filtreleme teknolojisiyle (Daikin Flash Streamer) artıran Daikin Hava Temizleme cihazı gibi ürünleri tercih etmeye özen gösterin. Daikin’in çoğu klimasında ve hava temizleme cihazında bulunan patentli Flash Streamer teknolojisi, ortamdaki havayı %99,9 oranında temizliyor.

Özel hizmet/servis tavsiyesi?

Mutlaka yetkili servislerden yararlanın. Daikin yetkili servisi, sosyal mesafe kurallarını ve diğer tedbirleri maksimum oranda dikkate alarak hizmet verir. Kendisinin ve kullandığı aletlerin hijyenine son derece dikkat eden servis görevlileri hizmetini özenle tamamlayarak sizi konfor ve kaliteye kavuşturur.

Pandemi günlerinde klima kullanımıyla ilgili merak edilenlere Daikin internet sitesinden de ulaşılabiliyor: https://www.daikin.com.tr/SSS/Pandemi-Gunlerinde-Klima-Kullanimi

Koç Holding salgınla mücadelede örnek oldu

HABER: NECDET EMRE AYGÜN

Koronavirüs salgını ile mücadele sürecinde Koç Topluluğu adeta tek yürek oldu. Koç Holding’in liderliğinde hiç zaman kaybetmeden harekete geçen Koç Topluluğu Şirketleri sağlık ekipmanları üretimini başarıyla gerçekleştirdi. Toplumun her kesiminin ihtiyaçlarına yönelik aksiyonları hayata geçirdi. Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) Koç Holding’i tüm dünyaya iyi örnek olarak göstermesine kadar uzanan süreç ve Koç Topluluğu Şirketleri’nin bu dönemdeki üstün gayretleri Bizden Haberler dergisinde bir araya geldi. Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu bu döneme damgasını vuran stratejilerini şöyle anlattı: “Türkiye’de özel sektörün girişimci, çevik ve esnek çalışma yapısına, koronavirüsle mücadele kapsamında bir kez daha şahit olduk. Dünyadaki pek çok ülkeden daha hızlı bir şekilde kaynaklarımızı, üretim hatlarımızı, fabrikalarımızı dönüştürüp toplumsal mücadeleye dâhil olabildik. Ülke olarak verdiğimiz iyi sınava, Koç Topluluğu olarak katkı sağlayabildiğimiz için gururluyuz. 100 yıla yaklaşan geçmişimize bakınca geleceğe ilişkin sorumluluğumuzu omuzlarımızda çok daha fazla hissettiğimiz bir dönemdeyiz. Kuruluş harcımızı oluşturan ‘Ülkem varsa ben de varım’ düsturunu adeta milli seferberlik ruhuyla yaşadığımız, bu ruhla tüm şirketlerimiz ile güçlerimizi birleştirdiğimiz günlerden geçiyoruz. İşlerimizi yönetirken sahip olduğumuz güç ve çeviklik koronavirüs salgını ile topyekûn mücadele etmemizi kolaylaştırdı. Salgın sürecinin en başından itibaren, bir yandan topluma hizmet vermeyi sürdürürken, şirketlerimiz ile de krizin ilk anlarında hiç zaman kaybetmeden harekete geçtik. Koç Holding’de bir kriz yönetim merkezi kurduk ve Topluluğumuz genelinde uygulanacak ana prensipleri belirledik. Şirketlerimizle birlikte gelişmeleri yakından takip ederek uygulamalarımızı ihtiyaca göre sürekli güncelledik. Bunun bir örneği olarak Arçelik, Tofaş, Ford Otosan ve Türk Traktör kendi faaliyetlerinin dışına çıkarak sağlık ekipmanları üretmeye başladı. Tüm şirketlerimiz kendi etki alanları dahlinde salgınla mücadelede sorumluluk almayı vazife bildiler. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı tarafından başlatılan Milli Dayanışma Kampanyası’na Yapı Kredi, Tüpraş, Opet ve Aygaz’ın desteğiyle toplam 20 milyon TL katkı sağladık. Topluluk Şirketlerimizin salgının başından beri yürüttüğü çalışmalara bir arada baktığımızda göğsümüz kabarıyor. Hep birlikte çalışarak bu zor günlerden daha da kuvvetlenerek çıkacağımıza inancım tam.”

İşte Koç Topluluğu Şirketleri’nin koronavirüsle mücadele dönemine damga vuran çalışmaları:

Arçelik-Beko

– Arçelik, sağlık sektörünün koronavirüs salgını ile ortaya çıkan ihtiyaçlarına solunum cihazı üretimiyle destek oldu. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı öncülüğünde, Aselsan ve Baykar firması ile birlikte Biosys’in geliştirdiği mekanik ventilatörün seri üretimine başladı.

– Türkiye genelinde 200’ün üzerinde hastaneye sağlık personellerinin ihtiyaçları için toplam 3 milyon 500 bin TL değerinde çay, kahve, tost, çamaşır makinesi, fırın ve kurutucu gibi ürünler sağladı.

– Beko ise operasyonlarının olduğu Tayland, Vietnam ve İtalya gibi ülkelerde de benzer hizmetleri hayata geçirdi.

Ford Otosan

– Tüm üretim ve ürün geliştirme yetkinliklerini kullanarak, sağlık sisteminin ihtiyaçlarını karşılamak için ekipman üretmeye başladı.

– 30 bin adet siperli maske, 10 bin adet tulum ve hastanelerden alınan geribildirimler ışığında daha rahat ve kolay bir kullanım sunan bin adet aerosol box üretti.

– Sağlık Bakanlığı’nın kullandığı tüm Ford ambulanslara ücretsiz servis vermeye başladı.

– Yeniden kullanılabilen ve temizlenebilen filtresiyle virüslere karşı yüzde 99.9 oranında koruyuculuk sağlayan bir maske tasarımı yapan Ford Otosan, bu maskeyi seri üretime hazır hale getirdi.

– Kısa süreli kullanım için eldeki malzemelerden kolay üretilebilecek bir ventilatör tasarlayıp seri üretime hazır hale getirdi.

Tofaş

– Tofaş, 50 bin adet siperlikli maske, 971 adet entübasyon ve 300 adet biyolojik numune alma kabini üreterek, Sağlık Müdürlükleri koordinasyonunda 69 ildeki sağlık kuruluşlarına ulaştırdı.

– tofas.com.tr internet adresi üzerinden bu ekipmanların açık kaynak tasarını yayınlayarak, üretim yapabilecek diğer firmalara da çağrıda bulundu. Bu çağrıya kulak veren 10 firma üretime destek vermeye başladı.

Divan Grubu

– Divan Grubu üç otelini ücretsiz olarak sağlık çalışanlarının hizmetine açtı ve kumanya desteği sağladı.

Vehbi Koç Sağlık Kuruluşları

– Amerikan Hastanesi ve Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi pandemi hastanesi olarak görev yaparken, tüm hekimlerimiz, hemşirelerimiz ve sağlık personelimiz üstün bir görev bilinci ve gayretle çalıştı.

– Ayrıca online sağlık hizmeti Koç e-Sağlık hızla geliştirilerek pandemi döneminde uygulamaya alındı.

Tüpraş

– Milli Dayanışma Kampanyası’na 5 milyon TL destekte bulundu.

– Rafinelerinin bulunduğu illerdeki 30 ortaokulda açtığı “Robotik Kodlama, Üç Boyutlu Modelleme, Üretim Beceri” sınıflarında sağlık çalışanları için 30 okuldaki 60 gönüllü öğretmenin desteğiyle koruyucu siperli maske üretimine başladı.

– Derince Devlet Hastanesi’nden gelen talep üzerine hastaneye bir laboratuvar kurma kararı veren Tüpraş, tesislerinin bulunduğu Körfez/Kocaeli, Aliağa/İzmir, Kırıkkale ve Batman’daki hastanelerden ve belediyelerden gelen maske ve tulum taleplerini karşıladı.

Yapı Kredi

– Devlet hastanelerinin acil ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılmak üzere Milli Dayanışma Kampanyası’na 10 milyon TL’lik destekte bulundu.

– Hazine destekli ve Kredi Garanti Fonu teminatıyla hayata geçirilen “Çek Ödeme Destek Paketi” ve “Ekonomik İstikrar kalkanı Kredi Desteği”ne dahil oldu.

– Niğde Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne 10 adet hasta takip monitörü ve 1 adet merkezi izlem monitörü bağışladı.

Aygaz

– Milli Dayanışma Kampanyası’na 2 milyon lira katkı sağladı.

– Pürsu ile Türkiye genelinde 20’den fazla devlet hastanesine 2 milyon şişe su ulaştırdı.

Opet

– Milli Dayanışma Kampanyası’na 3 milyon lira destek veren Opet, bu süreçte fedakârca çalışmalarına devam eden sağlık çalışanlarına Opet ve Sunpet istasyonlarında 500 TL’ye kadar akaryakıt alışverişlerinde geçerli yüzde 5 yakıt puan hediye ediyor.

Opet Fuchs

– Ege Üniversitesi Hastanesi’nden gelen maske talebine istinaden 12 bin adet cerrahi maske ve 3 bin adet FFP2 maske teslim eden Opet Fuchs, Ford ambulanslara verilen servis hizmeti için bedelsiz motor yağı sağladı.

Otokoç Otomotiv

– Sağlık çalışanlarının güvenle işlerine gidip gelebilmeleri için İstanbul’da 42, İzmir’de 50, Ankara’da 25, Bursa’da 20, Antalya’da 50, Adana’da 20, Konya’da 10, Trabzon’da 10, Balıkesir’de 10 ve Samsun’da 10 olmak üzere toplam 347 araç tahsis edildi.

– 100 aracını Koç Üniversitesi Hastanesi ve Amerikan Hastanesi’ne tahsis etti.

– Ayrıca sağlık çalışanlarına 15 bin adet yüz siperliği teslimi gerçekleştirdi.

– Avis ve Budget araç kiralama hizmetlerinde sağlık çalışanlarına yüzde 50 indirim tanımladı.

KoçAkademi

– Koç Topluluğu çalışanları ve ailelerinin gelişimi için kullanılan Online Eğitim Platformu Koç Akademi’nin iki binden fazla eğitim ve içeriğini ücretsiz olarak tüm Türkiye’nin erişimine açması ilgiyle karşılandı. Platforma bugüne kadar 1 milyondan fazla ziyaretçi girerek, eğitimlerden faydalandı.

Koç Topluluğu Spor Kulübü

– Yogadan pilatese, kick bokstan jimnastiğe kadar tüm antrenmanlarını online platforma taşıdı. 19 farklı branştaki dersler tüm Türkiye’ye IGTV üzerinden ve Instagram canlı yayınlarından ulaşıyor.

Koçfinans

– Marmara Üniversitesi Pendik Başıbüyük Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne 100 bin TL değerinde tıbbi malzeme desteğinde bulundu.

– 150 adet pulse oxymetre, 50 adet temassız ateş ölçer, 50 adet nebülizatör, 50 adet tansiyon aleti, 22 adet laringoskop ve 2 defibrilatör yetkililere ulaştırıldı.

Koçtaş

– Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başıbüyük Ek Hizmet Binası’nın ameliyathane ve yoğun bakım ünitesinde kullanılmak üzere 12 adet aspiratör cihazı bağışladı.

– Koçtaş ayrıca tedarikçilerinin desteğiyle 2 bin adet çamaşır suyu, 100 bin eldiven ve 4 bin pili de hizmet binasının çeşitli birimlerinde kullanılmak üzere temin etti.

Setur Marinas

– Müşterilerine ödeme kolaylığı sunan Setur Marinas, geçmiş dönem bakiyeleri dahil, pandemi süresince müşterilerinin teknelerine ait ödeme işlemlerinde anlaşmalı banka kredi kartlarına 12 aya kadar taksit uygulamasına geçtiğini duyurdu.

Tat Gıda

– Çiftçiye verdikleri destek paketini bu yıl artıran şirket, 2019 yılına göre toplam avans miktarını yüzde 30 artırarak 23 milyon TL’ye yükseltti. Tarımın sürdürülebilir olması için çiftçiye verdiği destek paketi ise; tohum, fide, tarımsal gübre ve diğer sulama materyalleriyle beraber nakit avansı da kapsıyor.

– 500’e yakın sözleşmeli mevsimlik çiftçinin yaşadığı Bursa ve İzmir civarındaki 10 ayrı yerde duşlar ve tuvaletler yerleştirildi. Çiftçilerin sağlığını korumak ve üretimin sürekliliğini temin etmek için hayata geçirilen çalışmalar arasında; ateş ölçerler dağıtımı ile eldiven, maske, sabun, şampuan gibi hijyen için gerekli temel ürünlerin bulunduğu bir paket desteği de yer alıyor.

Türk Traktör

– Türk Traktör, 163 adet entübasyon ve biyolojik numune alma kabinini Sakarya, Ankara ve Kocaeli’nde 25 farklı hastanede kullanıma sundu.

– “Tarlam Cepte” uygulamasını tüm çiftçilere bir yıl boyunca ücretsiz erişime açtı.

Zer

– 6 hastaneye ve 3 farklı lojistik noktasına toplam 46 bin adet maske ve 4 hastaneye 3500 adet siperlik bağışı gerçekleştirildi.

Vehbi Koç Vakfı Kültür Kurumları ve Rahmi Koç Müzesi

– Rahmi Koç Müzesi http://www.rmk-museum.org.tr/istanbul/ziyaret-plan… linki üzerinden sanal olarak ziyarete açıldı.

– Arter’in ürettiği dijital içeriklere Arter.org.tr web sitesinden ve sosyal medya kanallarından ulaşılabiliyor.

– Sadberk Hanım Müzesi ise Google Art&Culture üzerinden ziyaret edilebiliyor. – Meşher ise “Alexis Gritchenko İstanbul Yılları” sergisinin çevrimiçi olarak keşfedilebildiği bir program hazırladı.

EKB binalarda enerji verimliliğini artıracak

İzocam, Enerji Kimlik Belgesi zorunluluğunun 1 Ocak’tan itibaren yürürlüğe girdiğine dikkat çekerek yeni binalarda EKB sınıfının en düşük C sınıfı olması gerektiğini hatırlatıyor. Isı yalıtımı standartlarına göre inşa edilmeyen ve Enerji Kimlik Belgesi C’den düşük olan yeni binalar ruhsat alamayacak.

İç ve dış yalıtımların yanı sıra tesisat yalıtımının önemini de vurgulayan İzocam Genel Direktörü Murat Savcı yalıtımın sadece yeni binalarda değil, tadilatlar sırasında kullanılmakta olan binalarda da yapılabileceğini ve yalıtım sayesinde EKB sınıfının yükseltilebileceğini ve doğalgaz faturalarının en az yüzde 60 oranında düşürülebileceğini ifade etti

Türkiye’de yalıtım bilincini yaymayı kendine misyon edinen yalıtım sektörünün lideri İzocam, 1 Ocak 2020’den itibaren yürürlüğe giren Enerji Kimlik Belgesi (EKB) uygulamasına dikkat çekti. EKB’nin binaların alınması, satılması hatta kiralanması sırasında ibraz edilmesi gerektiğini belirten İzocam Genel Direktörü Murat Savcı şunları söyledi. “Enerji Kimlik Belgesi orta vadede bizim de çok önemli olduğunu düşündüğümüz binalarda enerji tasarrufu sağlanması konusunda ciddi bir katkı sağlayacak. Eski binalarda belge mevcut duruma göre veriliyor ancak yeni yapılacak veya yapılmakta olan binaların EKB sınıfının en düşük C olması gerekiyor. Bu ancak inşaat sırasında ısı yalıtımı standartlarına uygun olarak tasarlanırsa sağlanabilir. Önümüzdeki dönemde ruhsat için başvuracak olan halen inşaatı devam eden binaların ve yeni inşaatlara başlayacak olan binaların sorumluları bu konuyu mutlaka dikkate almalı.”

Savcı, inşaat sahiplerinin bu konuda uzman firmalarla çalışmaları gerektiğinin de altını çizdi ve “Binaların yalıtımında doğru malzeme ve doğru uygulamalarla çok önemli. Isı yalıtımı yapılırken, binaların yangın riski ve yanıcılık yükü de göz önüne alınarak uygun yalıtım malzemeleri kullanılmalı” dedi.

EKB’nin enerji verimliliği sağlanması konusunda önemli bir adım olduğunu belirten İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, yönetmeliklere uygun doğru kalınlıkta yalıtım sayesinde ısıtma ve soğutma amaçlı enerji tüketim faturalarının en az yüzde 60 oranında düşürülebileceğini de kaydetti ve şu bilgileri paylaştı: “Son 10 yılda enerji ithalatımızın ülke ekonomisine bedeli 450 milyar dolar üzerinde. Tükettiğimiz enerjinin dörtte üçünden fazlasını dışarıdan ithal ediyoruz. Ülkemizde 41,2 milyar dolar ile enerji ithalatı 2019 yılı itibariyle 202,7 milyar dolarlık toplam ithalatın %20,3’ünü teşkil ederken, 55,1 milyar dolarlık dış ticaret açığımızda da önemli etkisi bulunmaktadır. Dış ticaret açığımızı daha düşük seviyelere indirmek ve enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmak için konutlarımızda, sanayide ve tesisatlarda yapacağımız enerji tasarrufu kendi bütçemiz kadar ülkemiz için de büyük önem taşıyor. Doğru malzeme ve uygun kalınlık ile yalıtım yapılan binalar ve sistemler enerji tasarrufu için atılacak en büyük adım olur. Yalıtım sayesinde yaşam alanlarında ve işyerlerinde enerji giderlerini azaltmak ve daha konforlu hale getirmek mümkün. Çatıdan döşemeye yapılacak doğru kalınlıkta yalıtım uygulamaları ile enerji tasarrufu artar ve konfor şartları da iyileşir.

Rosatom, koronavirüsle savaşa destek veriyor

Dünyanın nükleer teknoloji liderlerinden Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom, sağlık çalışanlarının koronavirüs(Kovid-19)  ile mücadelesine tıbbi ürünleri sterilize ederek destek vermeye devam ediyor. Türkiye’nin ilk nükleer güç santrali olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ni inşa eden Rosatom, şu ana kadar 18 milyon 923 bin 503 medikal maskenin,  Kovid-19 testi için de 266 bin 500 taşınabilir laboratuvar test kitinin sterilizasyonunu gerçekleştirdi.  

Sterilizasyon işlemi, 58 milyondan fazla maskeyi sterilize etmek için Rus şirket Delrus ile sözleşme imzalayan Rosatom’un Tıp ve Sanayi Bölümü Rusatom Sağlık Hizmetleri’nin bir kolu olan Sterion A.Ş. tarafından yürütülüyor. Şirket, kapasitesini artırmak ve haftada 10 milyon maskenin işlem görmesi için üç vardiya halinde 24 saat esasıyla çalışıyor.

37 SANİYEDE 980 MASKE STERİLİZE EDİLİYOR

HEM şirketi ile yaptığı sözleşmenin bir parçası olarak sterilize edilen test kitlerinin de Nisan 2020’nin sonuna kadar 150 bin adet olmasını hedefleyen Sterion A.Ş, Rosatom’un diğer işletmeleri tarafından üretilen özel ekipmanı kullanarak tıbbi malzemeleri de sterilize ediyor. Ana teknolojik ekipman olarak UEL 10 kW gücünde doğrusal elektron hızlandırıcı kullanılıyor.

Sterilizasyon, en yüksek ‘sterilite güvence düzeyi’ne kadar (10-6 sterilite güvence seviyesi-SAL) kadar bir taşıma bandına önceden yüklenen tıbbi kitlerin hızlandırılmış elektron ışınlarıyla hedef alınmasıyla gerçekleştiriliyor. Bu yöntem, tıbbi malzemelerin, üreticiler tarafından sağlanan nakliye konteynırlarından çıkartılmadan ve paketlerini açmaya gerek kalmadan güvenli şekilde sterilizasyonunu sağlıyor. Ürünler hızlandırılmış elektronlar tarafından işlemden geçtikten sonra kullanıma hazır hale geliyorlar. Böylelikle kullanımdan önce gazsızlaştırma işlemine (diğer sterilizasyon metotlarında bu işlem uygulanıyor) ya da herhangi ek bir işleme gerek kalmıyor. Bu sayede 980 maskenin yer aldığı bir kutu 37 saniyede işlem görüyor.

TEST KİTLERİ İLE VİRAL ÖRNEKLER TOPLANIYOR

Tıbbi kitler, in-vitro teşhis için (insan vücudundan alınan kan veya doku örnekleri üzerinde yapılan testler) biyolojik örnekleri toparlayarak, laboratuvarlara güvenle taşınması için tasarlandı. Her steril kit, viral örneklerin (Kovid-19 dahil) bütünlüğünü korumak için uygun ortamla kaplanmış bir test tüpü, hermetik bir conta için bir vidalı kapak ve örnekleme için bir sonda içeriyor. HEM, Rusya’nın viral enfeksiyonlar için ilk test kiti üreticisi, Sterion ise ülkenin ilk uzmanlaşmış sağlık merkezi operatörü konumunda.  Rusatom Sağlık Hizmetleri iştiraki olan Sterion, Şubat 2016’da Rosatom tarafından özel bir yatırımcı ile birlikte kuruldu. Şirket, Moskova bölgesindeki Rusya’nın Lytkarino kasabasında, Rosatom’un araştırma enstitülerinden biri olan NIIP’in üretim sahasında yer alıyor ve tıbbi malzemeler için sterilizasyon hizmetleri sağlıyor. Merkez, Rosatom’un bir parçası olan işletmeler tarafından üretilen ekipmanlarla çalışıyor. Pansuman malzemeleri, pamuk yünü, tek kullanımlık iç çamaşırları gibi diğer malzemeleri de sterilize ediyor.

DemirDöküm kesintisiz hizmete devam ediyor

HABER: EYÜP YAVUZ

İklimlendirme sektörünün en köklü markası olan DemirDöküm, koronavirüs sürecinde müşterilerine kesintisiz hizmet sunmaya devam ediyor. Servis çalışanları için üst seviyede önlem alan DemirDöküm, çağrı merkezi ve WhatsApp uygulaması üzerindeki keşif destek hattından“Evde Kal” sürecinde de müşterilerine kesintisiz ısı konforu sunuyor.

Müşteri memnuniyet çalışmaları ve satış sonrası hizmetlerde hayata geçirdiği çalışmalarla ısıtma sektörüne öncülük eden DemirDöküm, koronavirüs sürecinde kesintisiz hizmete devam ediyor. Türkiye’de koronavirüs vakasının ilk görüldüğü günden itibaren çalışma koşullarını üst seviyede önlem alarak hızlıca değiştiren DemirDöküm, çağrı merkezi ve WhatsApp uygulaması üzerindeki keşif destek hattından bu zorlu süreçte de müşterilerine kesintisiz ısı konforu sunuyor.

Ülkece geçirdiğimiz bu zorlu süreçte DemirDöküm’ün müşterilerinin hayatını kolaylaştırmak ve evlerindeki konforu sekteye uğratmamak için üst seviye önlemler alarak çalışmaya devam ettiklerini belirten CEO Alper Avdel; “Hijyen ihtiyacının her zamankinden daha fazla olduğu bugünlerde DemirDöküm olarak üst düzey önlemler aldık. Bu süreçte çağrı merkezimiz 7/24 hizmete devam ediyor. Servis çalışanlarımız ise şu an için yeni cihaz devreye alım ve arıza işlemlerinde kesintisiz hizmet veriyor. Çalışanlarımız maske, gözlük, eldiven ve özel tulumlarla sahada görevlerinin başındalar” açıklamasını yaptı.

Koronavirüse karşı tüm önlemlerinin teknolojinin de desteği ile kısa sürede tamamlanıp hayata geçirildiğini belirten DemirDöküm Satış Direktörü Ufuk Atan, “Bir taraftan koronavirüs ile ilgili tüm gelişmeleri, güncel bilgi ve haberleri yakından takip edip gerekli tüm önlemleri alırken, diğer taraftan tüm iş süreçlerimizi online çalışma ve paylaşım ortamlarına taşıdık. Bu şekilde ülkece evde kalmak durumunda olduğumuz bugünlerde hizmetlerimize devam etmek için çalışmalarımızı kesintisiz sürdürebiliyoruz. Hep birlikte uyarılara dikkat edip, bu zorlu süreci sorunsuz bir şekilde atlatacağız” dedi.

DemirDöküm’ün çağrı merkezi hizmetini online tabanlı yürüttüğünü, 2 haftadır çağrı merkezi çalışanlarının görevlerine evden devam ettiğini belirten DemirDöküm Satış Sonrası Hizmetler Direktörü Zeki Kalaycılar, “Sosyal izolasyon sürecine hem altyapı hem de akış olarak çok hızlı hazırlandık ve geçtik. Çağrı merkezi çalışanlarımız alınan önlemler kapsamında evden çalışma düzenine geçti. Müşteri temsilcilerimizin evlerine tüm ekipmanlar kuruldu. Müşterilerimiz bize her zaman olduğu gibi 7 gün 24 saat 0850 222 1 833 numaralı DemirDöküm Müşteri İletişim Merkezi’nden ve WhatsApp uygulaması üzerindeki keşif destek hattımızdan ulaşabiliyor. Acil olmayan bakım randevularını durduğumuz bu süreçte devreye alma ve arıza gibi öncelikli işlerde müşteri desteğini aralıksız devam ettiriyoruz. Teknikerlerimizi Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı 14 kural doğrultusunda bilgilendirdik ve hazırlıklarımızı yaptık” açıklamasını yaptı.

Çimsa 2019 Entegre Faaliyet Raporu’nu Yayınladı

Sabancı Holding iştiraki Çimsa, iş süreçlerinin merkezine sürdürülebilirlik, dönüşüm ve özen kültürünü koyarak hazırladığı 2019 Entegre Faaliyet Raporu’nu yayınladı. Türkiye ve dünya çimento sektörünün yenilikçi şirketi Çimsa, Entegre Faaliyet Raporu’nda 2019 yılında Türkiye ekonomisi ve paydaşları için ürettiği değeri özetlerken iş planlarını ve geleceğe dair hedeflerini de açıkladı.

Çimsa, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Programı’na uyumlu olarak hazırladığı 2019 Entegre Faaliyet Raporu’nda, 2019 yılında ulaşılan hedeflerini, yatırım faaliyetlerini, kısa, orta ve uzun vadede sürdürülebilir ve karlı büyüme stratejisini paydaşlarına duyurdu.

Çimsa, 2019 yılında küresel liderliğe giden yolda emin adımlarla ilerledi

Çimsa CEO’su Ülkü Özcan, “Çimsa olarak 2019 yılında, kısa, orta ve uzun vadede sürdürülebilir büyümeyi, verimliliği ve kârlılığı ivmeleyecek önemli atılımları hayata geçirdik. 2019 yılına damgasını vuran önemli gelişmemiz İspanya’nın Valencia kentinde bulunan Buñol Fabrikası’nın satın alma sözleşmesinin imzalanması oldu. 2019 yılının bir diğer değerli kazanımı ise Çimsa Americas’ın yatırım sürecinin tamamlanması ve ticari faaliyete başlaması oldu. Çimsa, bu yatırım ile önemli bir pazar olan Amerika’daki varlığını daha da güçlendirecek bir adım attı” şeklinde konuştu.

Sürdürülebilir gelecek için çalışmalarımıza devam ediyoruz

Çimsa’nın UN Global Compact’in aktif bir katılımcısı ve Türkiye Ağı’nın üyesi olduğunu belirten Ülkü Özcan şu sözleri söyledi: “Benimsemiş olduğumuz sürdürülebilirlik yaklaşımımız, müşterilerimizin yanı sıra üyesi olduğumuz topluma, çalışanlarımıza, hissedarlarımıza ve diğer paydaşlarımıza olan taahhüdümüzü yerine getirmemize olanak sağlıyor. Çimsa, sürdürülebilirlik ajandasını Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA)’nı içselleştirecek şekilde güncelledi. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları, farklı gelişmişlik seviyesindeki ülkeler için geçerli 17 evrensel hedeften oluşan bir eylem çağrısıdır. Küresel ve yerel sürdürülebilir kalkınma uygulamalarına bir çerçeve oluşturmak amacıyla da 2030’da tamamlanacak bir yol haritası sunuyor. Biz de Çimsa olarak “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği”, “İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme”, “Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı”, “Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar”, “Sorumlu Üretim ve Tüketim” ve “İklim Eylemi” olmak üzere altı Sürdürülebilir Kalkınma Amacı’nı destekliyoruz” dedi.

Kurumsal değerlerimizi özenle tasarladık 

Çimsa’nın yarım asra yaklaşan deneyimi, geniş ürün yelpazesi, yenilikçi iş anlayışı ile yarınlara emin adımlarla ilerlediğini belirten Ülkü Özcan sözlerine şöyle devam etti: “Şirketimiz, insana ve çevreye saygılı yaklaşımı ile 2019 yılında kurumsal değerlerini ve stratejik temellerini yeniden belirlemiştir.  “İnsan Odaklılık” değerimizden ilham alarak Çimsa Cares kültürel dönüşüm programımızı başlattık. Özen kültürümüz; müşteri, insan kaynağı, tedarikçi ve hissedarların beklentilerinin etik, şeffaf, dengeli ve adil bir yaklaşımla ele alınıp cevaplanmasını ve sürdürülebilirliğin tüm çalışmalarda temel bir odak olarak gözetilmesini hedefledik. Bu hedefle de “Çağının Çağdaşı Çimsa” olma yolunda geleceğe özenle bir adım daha attık” şeklinde konuştu.

Türkiye çimento sektörü, dünya sıralamalarında ilk sıralardaki yerini koruyor

Türkiye çimento sektörünü değerlendiren Çimsa CEO’su Ülkü Özcan, “Yıllık 100 milyon ton seviyesinde çimento üretim kapasitesine sahip olan Türkiye, dünyanın önde gelen çimento üreticileri arasında yer almaktadır. 54 fabrika ve 22 öğütme tesisinin bulunduğu ülkemiz, 2019 yılında 23 milyon ton çimento ve klinker ihracatı ile tarihi bir rekora imza atmıştır. İhracattaki bu güçlü performansa karşılık iç piyasadaki daralma 2019 yılında da devam etmiştir” dedi.

Çağa adapte olan şirketler kazanacak

2020 ve sonrasında, küresel ve ulusal ölçekte, fırsatların ve risklerin eş zamanlı ve dinamik bir süreçte karşımıza çıkmaya devam edeceğini sözlerine ekleyen Çimsa CEO’su Ülkü Özcan, dijital çağa ayak uyduran, teknolojiyi tüm süreçlerde en verimli şekilde kullanan ve insanı her zaman merkezine alan firmaların kazanacağını belirtti.

Yenilenebilir enerjide cazibe merkezi olacağız

HABER: ALİ MURAT ERSOY

Dünyada ve ülkemizde etkili olan koronavirüs, pek çok sektörde olduğu gibi enerjiyi de etkiledi. Bu süreçte yenilenebilir enerjinin ve jeotermalin ön plana çıktığını belirten Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği (JESDER) Başkanı Ufuk Şentürk; “Fosil yakıtlara olan ilgi küresel çapta hızla azalıyor. Ülkeler içinde bulunduğumuz süreçte ekonomik istikrarı sağlamak için yenilenebilir enerji kaynaklarıyla sürdürülebilir bir büyüme yakalamak istiyor. Türkiye doğal kaynaklarıyla yenilenebilir enerjide yeni bir başarı öyküsü yazacak. Uzakdoğu başta olmak üzere son dönemdeki yatırım açıklamaları da bunu kanıtlıyor.” dedi.

Türkiye yenilenebilir enerjide çekim merkezi olma yolunda hızla ilerliyor. Küresel ekonominin dev ülkelerinde onlarca yatırımcı Türkiye’deki fırsatları değerlendirmek için inceleme yapıyor, yatırım kararları alıyor. Yenilenebilir enerjinin son 10 yıldaki yükselişini içine bulunduğumuz pandemi sürecinde artırdığına dikkat çeken JESDER Başkanı Ufuk Şentürk; enerji sektörünün geleceğini ve yenilenebilir enerjinin sağlayacağı katma değeri değerlendirdi.

Son dönemde enerji sektörü için yapılan araştırmalar ve yayımlanan raporlarda, teknolojinin de itici gücüyle fosil bazlı enerji üretiminin yavaşlama sürecine gireceğini, 2030 yılında geldiğimizde fosil bazlı enerji üretiminin önemli ölçüde azalacağını belirten Şentürk; “Bugün geldiğimiz noktada dünyanın yenilenebilir enerji kurulu gücü geçen yıla kıyasla 171 gigavat arttı. Küresel çapta jeotermalde kapasite artışı 0,7 gigavat gerçekleşti. Koronavirüs sürecini de düşünürsek ülkeler ekonomik istikrarı sağlamak için yenilenebilir enerji kaynaklarıyla sürdürülebilir bir büyüme yakalamak istiyor. Ülkemiz jeotermal, rüzgâr ve güneş enerjisi konusunda birçok ülkeye kıyasla çok daha şanslı. Türkiye, jeotermalde istikrarlı yatırımlarıyla 1526 MWe kurulu kapasitesiyle ABD, Endonezya ve Filipinler’in ardından dördüncü sırada yer alıyor.” dedi.

“YENİ YATIRIMLAR İÇİN TÜRKİYE’NİN KAPISI DAHA FAZLA ÇALINACAK”

Önümüzdeki yıl ve 2025 yılına kadar hem Türkiye’de hem de dünya genelinde iddialı bir karbonsuzlaşma için yenilenebilir enerji yatırımlarının artacağının öngörüldüğünü aktaran Ufuk Şentürk; “2050 yılına kadar dünya genelinde yenilenebilir enerji sektöründe yaklaşık 42 milyon yeni iş yaratılması sonucu istihdamın bugünkü seviyenin dört katına çıkması bekleniyor. Türkiye bu noktada çekim merkezi olmayı sürdürecek. Uzak Doğulu şirketler şimdiden ülkemizde 1.000 megavatlık jeotermal, 5 bin megavatlık güneş, 1.000 megavatlık biyokütle enerji hedefleri olduğunu açıkladı. Önümüzdeki yıl bu açıklamaların katlanarak artacağını öngörüyoruz. Yeni yatırımlar için kıymetli, değerli bir coğrafyadayız. Bu sayede önümüzdeki dönemde kapımız daha fazla çalınacak. Yenilenebilir enerjinin, jeotermal enerjinin Türkiye’ye, vatandaşlarımıza sağladığı ve bundan sonraki süreçte sağlayacağı katma değeri daha çok dile getirmeliyiz. El birliğiyle yenilenebilir enerjide küresel çapta bir başarı hikayesi yazacağız.” açıklamasını yaptı.

“HEM ENERJİ HEM TARIM ALANINDA YATIRIMLARI DEĞERLENDİRİYORUZ”

JESDER’e üye şirketlerin pandemi sonrasında jeotermal enerji ve tarım alanında ikincil yatırım planının yer aldığını belirten Şentürk şöyle konuştu; ” Bir taraftan yeni yatırımlarımızın araştırmasını ve stratejisini çalışırken diğer taraftan farklı il ve ilçelerde jeotermal ısıtma projelerini hayata geçirmeye devam ediyoruz. Üzerinde hassasiyetle çalıştığımız bir diğer konu ise jeotermal tarım. Bu konuda belirleyeceğimiz farklı iş ortakları ile ülkemize, çiftçimize, yatırım yaptığımız bölgelerdeki vatandaşlarımıza pek çok katma değer sağlamayı hedefliyoruz. Jeotermal enerjide ise gelecek hedefimiz büyük. Jeotermal enerji milli, sürdürülebilir ve karbon emisyonu çok düşük düzeylerde temiz bir kaynak. Diğer yenilenebilir enerji kaynaklarından farklı olarak keşfi ve işletilmesinde çeşitli risk ve zorluklarımız daha fazla. Dünya genelindeki sıralamamızı daha da yukarı çekebilmek için devlet destekleri kritik önem taşıyor.”

AEDAŞ, BEDAŞ ve ÇEDAŞ 7/24 hizmet veriyor

Yeni tip Koronavirüs ile mücadelede sağlık çalışanları var güçleri ile çalışırken Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş. (AEDAŞ), Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. (BEDAŞ) ve Çamlıbel Elektrik Dağıtım A.Ş. (ÇEDAŞ) de bu zorlu günlerde kesintisiz enerji için tüm personeli ile özverili bir çalışma sergiliyor.

Bir yandan sağlık kuruluşlarında enerji sorunu yaşanmaması için arıza, bakım ve onarım ekiplerini alarm durumuna geçiren şirketler diğer yandan da çağrı merkezi bünyesinde oluşturdukları özel Hızlı Hat ile AEDAŞ hizmet bölgesi olan Antalya, Isparta, Burdur’da, BEDAŞ hizmet bölgesi olan İstanbul Avrupa Yakası’nda ve ÇEDAŞ hizmet bölgesi olan Sivas, Tokat ve Yozgat’ta bulunan tüm sağlık kuruluşlarına bekletmeden hizmet veriyor.

ALO 186 Çağrı Merkezi’nde; AEDAŞ, BEDAŞ ve ÇEDAŞ hizmet bölgelerinde bulunan özel hastaneler, devlet hastaneleri, aile sağlığı ve diyaliz merkezleri de dâhil olmak üzere tüm sağlık kuruluşlarının hızla ulaşabilmesi için tanımlanan Hızlı Hat bulunuyor.

Yedaş’tan virüs salgınına karşı yeni önlem

Samsun, Ordu, Çorum, Amasya ve Sinop illerinde 40.000 km2 alanda 3 milyon tüketiciye kaliteli ve kesintisiz elektrik hizmeti sunmak için 7/24 faaliyet gösteren YEDAŞ, Türkiye’yi etkisi altına alan Korona virüs (COVID-19) tedbirleri kapsamında vatandaşların evde kalması için Dağıtım Bağlantı Anlaşmalarını online olarak yapıyor.

Türkiye genelini etkisi altına alan Korona virüs (COVID-19) ile mücadele sürecinde, enerjinin güvenli ve sürekli dağıtımı için 7 gün 24 saat sahada olmaya devam edeceğini belirten Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş. (YEDAŞ), vatandaşlarımızın hijyen kurallarına uymaları, sosyal mesafelere dikkat etmeleri ve zorunlu olmadıkça evlerinden çıkmamaları yönünde çağrıda bulundu. Tüketicilerin çevrimiçi kanallarla işlem yapabilmesi için yeni bir uygulamaya geçtiğini, Evde kal Çağrısına destek verdiklerini duyurdu.

YEDAŞ’tan yapılan açıklamaya göre, tüm dünyayı etkisi altına alan Korona virüs (COVID-19) Salgınına karşı bir dizi önlem alan şirket, müşterilerinin taleplerine yanıt verirken müşteri ve çalışanlarının sağlığını en üst düzeyde korumayı hedefliyor.

YEDAŞ bu uygulamada, Kullanıcıların Dağıtım Bağlantı Anlaşmalarını İşletmelere gitmeden dijital ortamda gerçekleştirebilecek. Başvuru sahipleri kurumsal web site, Edaş Online ve elektronik posta aracılığıyla ulaştırdığı başvuru formunu doldurulup ilgili elektronik posta adresine gönderilmesiyle, bağlantı anlaşması yapılmış olacak ve enerji talebi karşılama süreci devam edecektir. Böylelikle yeni bağlantı sürecinde online yapılamayan tek işlem olan bağlantı anlaşmaları da salgın süresince online yapılmış olacaktır.

Masdaf biyolojik hayata katkı sağlıyor

Çevreci anlayışla dizayn edilen Masdaf Ukms serisi pompalar, kanalizasyon sularını ve endüstrilerdeki atık suları ortama koku yaymadan ve atık su sızdırmadan transfer ederek biyolojik hayatı ve insan sağlığını koruyor. 

Masdaf, kirli ve atık suların transferinde kullanılan pompa teknolojilerinde yüksek dayanım ve sızdırmazlık değeri sunuyor.

Çevreye dost yapıda dizayn edilen Ukms serisi pompalar, kanalizasyon gibi kirli suları ve endüstrilerdeki atık suları ortama koku yaymadan ve atık su sızdırmadan transfer ederek biyolojik hayatı ve insan sağlığını koruyor. 

Yarım asra yaklaşan tecrübesiyle geliştirdiği pompa teknolojilerinde öncelikli olarak insan sağlığını, çevreyi ve verimliliği ön planda tutan Masdaf, bu anlayışla atık su transferi amacıyla 2 inçten 10 inçe kadar geliştirdiği “Ukms Serisi Kendinden Emişli Pompa”ları da 2002 yılında Türkiye’de ilk defa üreten yerli firma oldu.