Orta ve Güney Amerika’ya giden ilk İspanyol kaşifleri, oradaki yerlilerin tütünü bitki yapraklarına sararak içtiklerini görüp, kendileri de denemişler ve daha sonra nedense bu zehri Avrupa’ya götürmeye karar vermişler. Ülkelerine dönerken gemilerinin güvertesinde, günümüzün purosunu andıran bu keyif verici maddenin dumanın savurarak denize boş gözlerle bakarken, insanlığın başına nasıl bir bela sardıklarını tabii ki hiç düşünememişler bile!
Sigara ile tanışan insan kısa zamanda sigaranın sağlık üzerindeki öldürücü etkilerini de yavaş yavaş anlamaya başlamış. Fakat 1950’li yıllara kadar, sigaranın akciğer kanseri ve daha nice hastalıklarla doğrudan ilgili olduğu bilimsel olarak kanıtlanamamış. Daha sonraki yıllarda gaz kromografisinin de kullanılması ile yapılan yoğun araştırmalar sonucunda sigaranın içinde bulunan kimyasal maddelerin, başta kanser çeşitleri olmak üzere, kalp ve dolaşım sistemi hastalıkları, kronik bronşit, sinir sisteminin tahrip olması, vücudun direncinin azalması ve daha yüzlerce hastalığın habercisi olduğu ortaya çıktı.
Günümüzde sigaranın sağlığınıza zararlarını başta tıp doktorlarımız olmak üzere büyük-küçük herkesçe bilinmektedir. Sigaranın neden olduğu rahatsızlıklar, genellikle 30 – 35 yıl sonra kendini belirgin olarak göstermektedir. Ama sigara içenlerin büyük bir bölümü, “bana bir şey olmaz” mantığı ile bunu yaşayarak öğrenmek gibi çok tehlikeli bir yöntemi seçiyor. On sekiz yaş civarında sigaraya başlayanları bu zehri bırakmaları elbette imkansız değil ama zordur. Bunu bilen kurnaz ve hain sigara üreticilerinin bir numaralı hedefi maalesef İlköğretim Okulu öğrencileri olmakta!
Sigaranın zararları konusunda yayınlanan bilimsel raporlara ve sık gündeme gelen sigara karşıtı kampanyalara rağmen, dünya nüfusunun halen üçte biri sigara içmektedir. Aynı zamanda dünyanın en büyük sigara üreticisi olan ABD’de, hükümetin “Sigara ile Savaş” amacı için bütçeden önemli bir para ayrılmıştır. Arka arkaya tütünün zararlarını önlemek için yasaklar getirilmektedir.
Ayrıca birçok Avrupa Ülkesinde “sigara içenleri” her yönden kısıtlayan yasalar ardı ardına yürürlüğe girmekte. Fransa, İrlanda gibi ülkeler kara paket uygulamasına hazırlanmaktadır. Afrika’nın çilekeş ülkeleri Uganda ve Ruanda’da da sigara içenlerin sayısı bir elin parmağı kadar az iken, Bhutan Krallığı’nda sigara hiçbir yerde satılmıyor bile. İzlanda da sigara satışlarının ancak doktor reçetesi ile eczanelerde gerçekleşmesi konusu tartışılıyor. İsveç’te cerrahlar sigara kullananları ancak sigarayı bırakmak şartı ile ameliyat ediyor.
Sigara ile ilgili bazı ürkütücü sayısal örneklere devam edelim.
Dünyada her yıl ortalama 5 milyon insan, Türkiye’de ise 113 bin kişi sigara yüzünden yaşamını yitiriyor… Türkiye’de sigara için bir yılda harcanan para, Sağlık Bakanlığı’nın Bütçesinin (5) katı kadar… Sigaranın neden olduğu hastalıklar yüzünden Sağlık Bakanlığımız yılda ortalama 30 milyar dolar harcıyor. Türkiye her yıl sigara için yurt dışına 9,5 milyar dolar ödüyor. Her sigara ömrümüzden 13 dakika çalıyor.
“Tütün Endüstrisinde” kullanılan kağıt nedeniyle dünyada her yıl 2,5 milyon hektar orman alanı tahrip ediyor… Sigara kullanımı bu hızla devam ederse, 2025 yılında dünyada 10 milyon insanın sigara nedeniyle hem de acı çekerek öleceği tahmin ediliyor.
Ülkemizde yapılan incelemeler, çocukların çok erken yaşta sigara içmeye başladıklarını, orta okul öğrencileri arasında sigara içme oranının %7’lerden %10’lara, yükseldiğini göstermiştir… Türkiye’de masum çocukların % 70’i ise sigara dumanına maruz kalıyor. Ülkemizde her gün ortalama 3 bin çocuk sigaraya başlıyor ve bin tanesi ise sigara yüzünden erken ölmüş oluyor.
Orman ve şehir içi yangınlarının yarısı sigara yüzünden çıkarken, sigara izmaritlerinin deniz kirliliğinin birinci “nedeni” olduğu açıklandı. Üç yıl öncesine kadar 1954 yılında yayınlanan bir yasa ile orman yangınını söndürmeye giden ormancılara bedava sigara dağıtılıyordu (Şaka gibi). Gene iki yıl öncesine kadar harp malullerine ödenen paranın adı “Tütün Parası” idi. Hava kirliliği de sigaranın bir diğer marifeti. Sigara izmaritleri ayrıca yaydığı zehirleri ile toprak ve yer altı sularını da kirletmekte.
• Dünya Sağlık örgütünün istatistiklerine göre dünya ülkelerinin birçoğunda en çok rastlanan ve en çok ölüme yol açan nedenler arasında birinci sırayı Akciğer Kanseri alıyor. Son 40 yılda % 250 oranında artış gösteren akciğer kanserine sadece Türkiye’de her yıl 30 – 40 bin kişi yakalanmaktadır.
• Sigaradan ölenlerin sayısı, AIDS, uyuşturucu, alkol, trafik, intihar ve cinayetten hayatını kaybedenlerin toplamından çok daha fazladır.
• Ülkemizde kahve ve lokanta gibi işyerlerinin % 41’i açılan tavan yaparak yasayı delme hazırlığını tercih etti, kontrole gelindiğinde hemen tavanlarını açıyorlar, küllükleri topluyor, diğer zamanlar gene burası sigara dumanı içinde. Yasayı delmeyi adeta marifet sayıyorlar. (Artık ekipler lokallerde CO monitörü ile ölçüm yapmakta.)
• İtalya’nın Milano kentinde yapılan bir deney sonucu sigara dumanın egzoz gazlarından 10 kat daha fazla insan sağlığına zararlı madde içerdiği tespit edilmiş. İsveç’te yapılan başka bir araştırmada ise sigara içilen bir odanın havasında, içilmeyen bir odaya nazaran 120 kat daha fazla zehirli madde bulunduğu tespit edilmiştir.
• İngiltere’de faaliyet gösteren körlükle mücadele eden AMD Alliance Vakfının açıklamasına göre sigara içenlerin kör olma riski, içmeyenlere göre iki kat daha fazla imiş.
Yine unutmayın “sigara” bir ürün değil, sadece bir ambalajdır. Ürünü tam anlamı ile bir zehir olan nikotindir.
Unutmayın sigara firmaları kurbanlarını kandırmak için ezik tipleri değil, en ünlüleri seçer ve onlara çok iyi para öder.
Hep birlikte bu “beladan” kurtulalım, inanın sigara içmek hiç de akıllı işi değil !