Yaşadığınız toplu yaşam alanını bir aile şirketi olarak düşünün. 500 daire olan sitede 500 aile yaşıyorsa, bu 500 aile sitenin ortağıdır. Ve site yönetiminin kârı ve zararı eşit şekilde pay edilir.
Şimdi site yönetiminde kaçak, zarar ve israfa neden olabilecek en önemli kaleme bakalım.
Tüm kurumların, toplulukların ve hatta milletlerin en önemli ve bütçesini yoran en temel gideri güvenliktir. Güvenlik, asayişi sağlamakla toplumsal huzurun tesisinin oluşması için vazgeçilmez değerdedir.
Toplu yaşam alanı halinde planlanmış olan sitelerin aidatlarının yükselmesinin en büyük nedeni özel güvenlik firmalarına ödenen fahiş hizmet bedelleridir.
2005 yılında AK Parti İstanbul İl Başkanı görevinde bulunan Mehmet Müezzinoğlu ünlülerin evlerinde yaşanan hırsızlık olaylarının arkasında güvenlik şirketlerinin olduğunu iddia etmişti.
Bu iddianın ardından Müezzinoğlu’nun sözlerine çok büyük tepkiler gelmiş ve özellikle güvenlik şirketleri bu iddiaların kabul edilemez olduğunu belirtmişlerdi.
Eski Başbakan Tansu Çiller, Müsteşar Ömer Dinçer, sanatçı Özcan Deniz ve gazeteci Cengiz Çandar gibi kişilerin evlerinde yaşanan hırsızlıkların altında vatandaşa çaresizlik duygusu verilmesinin yattığını söyleyen Müezzinoğlu’nu o vakit tam anlayamasam da şimdi çok daha iyi anlıyorum.
Şu anda İstanbul’da bir sitede insani ve sosyal haklar kapsamında 6 kişiyle 7/24 güvenlik sağlanıyorsa, özel güvenlik şirketine site yönetimleri takriben 30.000 TL – 35.000 TL arası hizmet bedeli ödemek zorundadır. Bu bedele ayrıca çalışan personelin kıdem, ihbar tazminatları ve yıllık izin bedelleri dahil değildir. Birçok güvenlik firması site yönetimlerinden, çalışanlarının tazminatları adına haksız ödemeler almaktadır. Sitede çalışmayan kişinin veya sitede 8 ay çalışan kişinin 5 yıllık tazminatını da talep eden şirketler olduğunu görüyor, duyuyor ve şahit oluyoruz.
Ciddi anlamda artan maliyetler sebebiyle site yönetimleri güvenlik şirketleri ile sözleşmelerini fesih ederek maliyetleri düşürmeyi amaçlamaktadırlar.
Fakat sözleşmeyi fesih etmeyi düşündüklerini güvenlik şirketine bildirdiklerinde şirket yetkililerinden “bizimle çalışmayı bırakırsanız; sitenize hırsızlar girer ve bundan önce bizi bırakan sitelerde çok hırsızlıklar yaşandı.” ifadelerine benzer tehdit ve tahrik oluşturan cevaplarla caydırmaya ve hırsızdan da tehlikeli hale dönüşebildiklerine site yöneticileri pek tabi şahit olmaktadır.
İşini layıkıyla yapan güvenlik firmaları da yaşanan bu tür olaylardan rahatsızlık duyduklarını belirtiyorlar. Site yönetim kurulu başkanlığı yaptığım zamanlarda tanıştığım birçok güvenlik firması sahibi de bu tür olaylardan, haksız kazanç sağlayan ve sektöre zarar veren güvenlik şirketlerinden rahatsızlık duyduklarını belirtiyorlar.
Site yönetimlerinin bu güvenlik kaleminden kurtulmak adına akılcı olarak tek yapmaları gereken, güvenlik personelini kendi bünyesinde çalıştırması ve tasarruf tedbirleri ile giderleri en az seviyeye indirmesi gerekmektedir. Fakat ahlaksızlığı şiar edinmiş yöneticiler için bunu yapmak değil bizzat bu gider kalemi üzerinden de rant sağlamak mümkün olabiliyor.
Etrafı duvarlarla çevrili, araç ve yaya girişlerinin emniyetli olduğu sitelerde yönetimlerin kendi personeli ile güvenliği sağlaması mümkündür. Fakat etrafı çevrili olmayan, teknolojik imkanlarla emniyet tedbirleri alınmayan yaşam alanlarında güvenlik şirketi olmadan güvenliğin sağlanması zor bir durumdur. Gerçi böyle etrafı açık ve kontrolsüz sitelerde güvenliğin pekte esamesine rastlanmıyor. Güvenlik personelinin sadece sitenin ortak alanına giren sahipsiz dostlarımız kedi ve köpeklerine bekçilik ettiği ve sitenin otopark görevlisi haline dönüştüğü gerçeğini de unutmamak gerekir.
Site yaşam alanlarınızın etrafı çevriliyse güvenlik firması yerine kendi güvenlik ağınızı oluşturmak yönetimlere daha kontrol edilebilir ve daha ekonomik bir güvenlik yapısı kazandıracaktır.
Bunun oluşturulması için İstanbul Valiliğine başvurmak ve personeli yönetim bünyesinde çalıştırmak gereklidir. Maliyeti % 60 düşürmek bu şekilde mümkün olacaktır.
Yani sorunu yaşayanlar da bizleriz, sorunu çözecek olanlar da bizleriz…
Sorunu çözemezsek, sorunun ta kendisi bizler oluruz…