Ana SayfaEKONOMİModern ipekyolu değerlendirmesi

Modern ipekyolu değerlendirmesi

Çoğu kez, “İpek Yolu” denince ilk akla gelen “Tarihi İpek Yolu” olmaktadır. Bu durum, olağan olarak düşünülebilir. Zira  “Tarihi İpek Yolu” yüzyıllar boyunca dünyada en etkin ve önemli ticaret yolu olarak işlev görmüş ve geçmişin vazgeçilemez ticaret ana arterini oluşturmuştur. Günümüzde de “Modern İpek Yolu” veya “Bir Kuşak Bir Yol (One Belt-One Road)” nitelemesiyle hayli iddialı şekilde gündeme gelen proje, yine tarihsel alt yapıdan nüvelenmekte ve dünya konjüktüründe dengeleri değiştirebilecek nitelik taşımaktadır denebilir.

Modern İpek Yolu

Bu yeni projenin gelişim seyrine bakılacak olursa; 2000’li yıllara gelindiğinde konuya ilişkin alt yapıyı oluşturacak İpek Yolu fikrinin kuvvetle gündeme gelmeye başladığı görülmektedir. Burada önemli ve somut gelişim Çin devlet başkanı Şi Cinping tarafından 2013 yılı sonunda Orta Asya ve Güney Asya ülkelerine gerçekleştirilen ziyaretler olduğu söylenebilir. Takiben  (Türkiye’nin de dahil olduğu) 29 ülkenin üst düzeyde katıldığı Pekin’de düzenlenen zirveyle  yüzyılın önemli bir projesi olarak “One Belt One Road –OBOR  (Bir Kuşak Bir Yol)” projesi, bir başka deyişle “Modern İpek Yolu”nun tanıtımı yapılmıştır.

“Modern İpek Yolu” projesi ile; Asya’yı, Afrika’yı ve Avrupa’yı ilgilendiren büyük çaplı ve fonksiyonel altyapı yatırımları öngörülmektedir. Dolayısıyla söz konusu bu proje, hayli büyük bir coğrafyayı ilgilendiren ve dünya güç dağılımını değiştirebilecek karaktere sahip bulunmaktadır. Projenin daha şimdiden en az 69 ülke ile ilişkili olabileceğinden bahsedilmektedir.

Burada şunu da belirtmek gerekir ki; “Modern İpek Yolu” projesi, “Tarihi İpek Yolu” güzergâhı ile hayli örtüşen bir nitelik taşımaktadır. Ancak, “Bir Kuşak Bir Yol” projesi kara yolunun yanı sıra deniz yolunu da önemle öngörmektedir. Şekil 1’de genel hatları ile “Bir Kuşak Bir Yol” projesinin güzergahları görülmektedir. Bu bağlamda proje; iddialı ve stratejik bir nitelik taşımaktadır. Ayrıca,  (iklim değişikliği etkisiyle buzların erimesiyle artık mümkün hale geldiği ifade edilen) Arktik bağlantılı deniz yolu da, çok ta uzak olmayan bir gelecekte proje içinde yerini alacak gibi görünmektedir.

21. yüzyılın ortalarında tamamlanacağı öngörülen Modern İpek Yolu ile güzergah ülkeleri arasında işbirliklerinin hayata geçirilmesi ve ortak yatırımlar yapılması gündeme gelmektedir. “Modern İpek Yolu”nun tarihsel süreçtekine benzer olarak güzergâh ülkelerinin gelişmesi ve refah seviyelerini yükseltmeleri de beklenmektedir.

“Modern İpek Yolu”nun hayata geçirilmesi konusunda yol da alınmaya başlanmış bulunmaktadır. Bu bağlamda, Çin’den 2017’de Hazar’ın kuzeyinden ve Rusya üzerinden Londra’ya demiryolu hattı ile ilk ticari taşıma yapılmıştır. Kasım 2019’da da Anadolu’dan geçen ve “Demir İpek Yolu” olarak ta nitelenen demiryolu hattı kullanılarak Çin’den İngiltere’ye ticari transfer gerçekleştirilmeye başlanmıştır (Şekil 2).

Son olarak da Türkiye (ilki Aralık 2020’de olmak üzere), Çerkezköy’den Çin’in Xian kentine ticari ihracat bağlamında söz konusu demiryolu hattını iki kez kullanmış bulunmaktadır (Şekil 2). Bu seferlerin, 2021 yılı içinde her hafta gerçekleştirilmesi yönünde planlanmalar yapıldığı ifade edilmektedir. Böylelikle Modern İpek Yolu konsepti için önemli bir aşama kaydedilmiş olmaktadır.

Enerji Politik Açıdan İpek Yolu

Enerji Politikaları, ülkelerin kalkınmasını doğrudan etkileyen metafor olup enerji kaynakları ve bu kaynaklara ulaşım tüm ülkeler için temel konuların başında gelmektedir. Kanıtlanmış petrol ve doğal gaz kaynakları, önemli ölçüde Avrasya ve Orta Doğu bölgesinde yoğunlaşmış olduğundan enerji kaynaklarının taşınması çağımızın siyasi, konjüktürel ve ekonomik en önemli sorunlarından biri durumundadır. Her ne kadar fosil yakıtlardan vazgeçilmeye çalışılsa da petrol ve doğal gaz hala tüm ülkeler için başat önem taşımaktadır.

Burada şunu belirtmek de yerinde olur ki; enerji hatları ile ana arter karayolları birbirini takip etmektedir. Zira yolların ulaştığı bölgelerde sosyal ve ekonomik hayat gelişmekte ve dolayısıyla enerjiye gereksinim artmakta ve bu bölgelerin enerji ihtiyacının karşılanması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Buna karşın; enerji hatlarının geçtiği bölgeler, taşınan enerji hatlarından yararlanmakta ve kalkınma atakları yapabilmektedirler. Bu da üretilen malların hızlı şekilde taşınabilmesi için yeni taşıma yollarının yapılmasını elzem kılmaktadır. Bu bağlamda, enerji hatları ve ana arter karayolları birbirini tetikleyen  ve takip eden bir karakter göstermektedirler.

Öte yandan ülkelerin enerji politikları içinde temel konular arasında, enerji hatlarını yönetmek ve/veya enerji hatlarını planlamak yer almaktadır. Bu bağlamda Modern İpek Yolu projesi kapsamında yol projelerinin yanısıra benzer coğrafyalarda ve çoğu kez benzer güzergahları takip eden enerji projelerinin de oluşturulduğu ve/veya oluşturulmak üzere planlanmakta olduğu gözlenmektedir. Bu açıdan ipek yolunun yeniden canlandırılmasının, enerji-politik açıdan ayrı bir önemi bulunmaktadır.

Nitekim, Modern İpek Yolu projesinin resmiyet kazandığı Pekin Zirvesinde ulaştırma, altyapı, sanayi yatırımlarıyla birlikte enerji ve enerji kaynakları konusunda işbirliği de gündeme gelmiştir. Nitekim enerji hatlarına ilişkin olarak, var olan enerji hatlarıyla birlikte yeni enerji hatlarına ilişkin planlamaların yapıldığı da anlaşılmaktadır.  Şekil 3’ten hemen görüldüğü üzere, Modern İpek Yolu ile enerji hatları projelerinin güzergahları birbirleriyle  hayli örtüşmektedir.

Ayrıca, şunu da belirtmek yerinde olacaktır ki; Modern İpek Yolu Projesi, “Bir Kuşak Bir Yol” betimlemesiyle tanıtılmış olup, burada projenin isminde yol sözcüğünden ayrı “Kuşak” terimi de yer almaktadır. Fazla olarak ilk ifade de “Kuşak” kelimesidir. “Kuşak” terimi hayli geniş bir anlamı ifade etmekte ve enerji hatlarını da kapsadığı anlaşılmaktadır. Bir başka deyişle “Kuşak” kelimesinin ekonomik, enerji-politik, sosyo-ekonomik kavramları ifade ettiği söylenebilir.

Dağlık Karabağ Meselesi ve Modern İpek Yolu

Öte yandan, 2020 yılı için Modern İpek Yolu için önemli olan bir gelişme olarak Dağlık Karabağ Meselesinin çözülmesi bağlamında önemli yol kat edilmiş bulunmaktadır. Bilindiği üzere, 28 yıldır Ermenistan tarafından işgal altında kalmış olan Azerbaycan “Dağlık Karabağ” bölgesinin 27 Eylül 2020’de Ermenistan tarafından gerçeklenen taciz atışından sonra Azerbaycan tarafından başlatılan harekât ile Karabağ’ın işgalinin sona ermesini sağlayan gelişmeler hayata geçirilmiştir.

Dağlık Karabağ’ın konjüktürel durumu, Hazar jeopolitiği ve enerji-politiği ile yakından ilişkilidir. Hemen şunu da ifade etmek gerekir ki; ”Bir Kuşak Bir Yol” projesi için Hazar Bölgesi ve Kafkasya özel bir konjüktürü ifade etmektedir. Öte yandan, Hazar Bölgesi’nin önemli ve stratejik bağlamda enerji politik bir bölge olduğu düşünülürse, bu bölgenin batıya bağlantısı üzerinde (kısa bağlantı anlamında) Dağlık Karabağ’ın yer almakta olduğu görülmektedir.

Hazar enerji kaynakları yadsınamaz boyutlarda olup, bunların taşınması sorunu gündeme gelmekte ve dolayısıyla da enerji hatlarının hayata geçirilmesini gerektirmektedir. Burada şunu belirtmek gerekir ki; Azerbaycan ve Türkiye için enerji politik açıdan Hazar bölgesi kaynaklarının batıya, bir başka deyişle özellikle Akdeniz’e ve Avrupa’ya ulaştırılması ayrı bir önem taşımaktadır. Nitekim bu amaçla bazı enerji hatları da gerçekleştirilmiş bulunmaktadır.

Hem kara yolları ve hem de enerji boru hatları için önemli bir başlangıç noktası Azerbaycan’ın başkenti olan Bakü’dür. Bakü’den Türkiye’ye olan bağlantılar açısından en kısa yol kullanılmak istendiğinde Dağlık Karabağ’dan geçilmesi gerekmektedir. Ancak, son 28 yılda Dağlık Karabağ Meselesi ile bölgenin fiili işgali söz konusu olduğundan hem demiryolu ve hem de enerji hatları bu bölge üzerinden gerçekleşememiştir. Buna karşın, yol uzamakla beraber Gürcistan üzerinden bu bağlantı sağlanabilmiştir (Şekil 2 ve Şekil 3)

Azerbaycan’ın 27 Eylül 2020 başlayan 44 günlük harekâtı sonrasında Rusya’nın aracılığında 10 Kasım 2020’de imzalanan anlaşmayla, Karabağ’da işgal altında kalmış bölgelerin Azerbaycan’a tekrar geri geçişinin sağlanması yönünde önemli gelişmeler yaşanmış ve ateşkes sağlanmıştır. Bu çerçevede Azerbaycan ile Nahçıvan arasında bir geçiş koridorunun oluşması konusunda da mutabakata varılmış bulunmaktadır. Takiben 11 Ocak 2021 tarihinde Moskova’da imzalanan “Ortak Bildiri” ile karayolu ve demiryolu bağlantıları konusunda da bir işbirliği sağlanabilmiş görünmektedir. Böylelikle de Azerbaycan toprakları arasında bağlantı sağlanıyor olmasının yanı sıra Azerbaycan ana karası ile Türkiye arasında da doğrudan bağlantı kurulabiliyor olmaktadır. Bu durum Türkiye ve Azerbaycan açısından önemli olduğu gibi Hazar Bölgesi ve Modern İpek Yolu açısından da son derece önem arz etmektedir.

Ayrıca, Türkiye ile Azerbaycan’ın karadan bağlantısı (doğrudan bağlandığında) Türkiye’nin Rusya ile kara bağlantısının da Azerbaycan üzerinden sağlanabilmesini mümkün kılacaktır. Bilindiği üzere, Türkiye’nin Rusya ile kara sınırı olmadığından halen Türkiye-Rusya kara bağlantısı Gürcistan üzerinden sağlanmaktadır. Yeni yol projesi bu bağlantıya bir alternatif oluşturacaktır. Bu durum, Modern İpek Yolu hatları arasında da bağlantı sağlanmasına olanak verecektir. Bir başka deyişle Hazar’ın kuzeyinden Rusya topraklarından geçen Modern ipek yolu Arteri ile Bakü-Türkiye arasında sağlanacak yeni yol arasında da bağlantı sağlanabileceği anlaşılmaktadır.

Bu gelişmelerden ayrı olarak Aralık 2020’de Türkiye ve Azerbaycan arasında imzalanan işbirliği anlaşması ile Iğdır-Türkiye’den Nahçıvan’a doğal gaz boru hattı çekilmesi konusunda mutabakata varılmıştır. Ayrıca, ilk kez Türkiye Azerbaycan havayolu bağlantısı, Aralık 2020’de Dağlık Karabağ hava sahası kullanılarak gerçekleştirilebilmiştir.

Sonuç

Sonuç olarak ifade etmek gerekirse, ana arter durumundaki yolların gelişmesi ile enerji hatlarının gelişiminin paralellik göstereceği anlaşılmaktadır. Modern ipek yolu bağlamında geliştirilecek projeler ile gelişen ve geliştirilecek enerji hatları bölge ülkeleri açısından da yadsınamaz önem taşıyacaktır. Dolayısıyla güzergah üzerindeki ülke ve bölgelerde ekonomi önemli ölçüde gelişecek ve refah seviyesi yükselecektir. Bir başka deyişle ilgili ülke ve bölgeler zenginleşecektir.

Modern İpek yolu projesi öncesinde bölge ülkeleri arasında fazla sıkı olmayan ilişkilerin canlanacağı söylenebilir. Bu arada Dağlık Karabağ Meselesi’nin çözülüyor olması da Modern İpek Yolu’na önemli hizmet eden konjüktürel bir durum oluşturmaktadır. Bu bağlamda artık alternatifli yollar oluşmaktadır. Nitekim, literatürde artık “Modern İpek Yolu” projesine “(Bir Kuşak Bir Yol” ifadesindeki “bir” nitelemeleri bırakılarak) “Kuşak-Yol (Belt-Road)” Projesi denmeye başlamış bulunmaktadır. Ayrıca, anlaşılan odur ki; hızla yol alan bu proje yakın gelecekte “İpek Yolu” denince “Tarihi İpek Yolu”ndan önce “Modern İpek Yolu”nu çağrıştıracaktır.

Bütün bu gelişmeler, muhtemelen dünya dengelerinin yeniden tesis edileceği anlamına gelecektir. Söz konusu projelerin hayata geçmesiyle zenginlik ve refahın batıdan doğuya doğru kayacağı söylenebilir. Ancak bu denli değişimlerin yaşanması, dünyanın diğer bölgelerinden bakıldığında, projenin sorun ve/veya tehdit olarak algılanması çok muhtemeldir. Böylesi yorumlar, ipek yolu güzergahı için güvenlik sorunlarını tetikleyebilir. Bu ise, tedbirli olunması gerektiğini ve küresel bazda sancılı durumların yaşanabileceğini düşündürmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

spot_img
spot_img

BUNLARI DA OKUYUN