3 Kasım… ABD Başkanlık seçimi.
Tüm dünyanın gözü kulağı bu seçimde.
Biden mı, yeniden Trump mı..?
Amerika’da kimin başkan olacağı her dönemde önemliydi.
Ama bu defaki gerçekten başka bir önemde.
Neden..?
Çünkü dünya, belki de 100 yıldır yaşamadığı bir süreci yaşıyor.
Yeni bir Dünya Düzeni, Yeni bir Yüzyıl dizaynı ve buna bağlı olarak ortaya çıkan savaşlar, iç savaşlar, yaşadığımız Pandemi ve Ocak’la birlikte herkesçe somut sonuçları da görülecek olan Büyük Sıfırlama…
Eski Dünya’nın sahipleri Yeni Düzenin dizaynırları,
Yani “Akıl ve Güç” sahipleri,
Yani paranın, silahın ve siyasetin sahipleri…
Son günlerde köşelerine çekilip bıraktıkları izleri izlemekteler…
Ama bir gerçek var.
Bir süredir görünmez haldeler…
Çünkü senaryo-plan-strateji-taktik sonrası, her türlü hakimiyet ve kontrol içerikli “biten ve başlayacak sürecin” tam zırt dediği noktadayız.
Hani vardır ya;
Önemli bir seçim süreci yaşanır.
Ciddi, büyük ve hatta kavgalı bir kampanya yaşanır.
Eteklerdeki tüm taşlar dökülür,
Her türlü silah sahaya sürülür,
Rakibi altetmek, kararsızı ikna etmek ve maksimum zafere ulaşmak için yapılması gereken her şey yapılır,
Ve seçim günü gelip çatar…
İlginç bir fırtına sonrası ama büyük fırtına öncesini hissettiren bir sükunet vardır.
Bir güne, yani seçim gününe mahsus bir sessizlik…
Liderler “yapmacık gülücükler dağıtarak” oy kullanır ve seçim değerlendirme karargahına çekilir ya…
İşte öylesi bir süreç.
“Büyük Kafalar”dan kimsecikler ortalıkta yok.
Ulaşılmazlık yaşanıyor.
Pandemi de işin ideal bahanesi, zaten.
Ama herkes ABD seçimi ve sonrasında yeni yılla birlikte başlayacak “Sıfırlama”yı,
Sıfırlarken, nelerin, nerelerin, kimlerin sıfırlanacağını,
Sıfırdan yüz’e kimlerin/nelerin/nerelerin çıkacağını,
Kimlerin mazi, kimlerin ati olacağını,
Yeni dönemde “Dünya Parlamento”sunda kimlerin yer alacağını/almayacağını,
Küresel Coğrafya’da hangi mevkide kimin oynayacağı, kimin yedek kalacağı ve hatta kimlere jübile yaptırılacağını,
Ve daha neleri neleri planlıyorlar, acaba…
Aslında bence tüm bunlar; yani bir nevi ilk onbirler, yedekler, statlar ve yeni dünyanın turnuva takımları bile belli…
Transferler bile bitti.
Sadece duruma göre ara transferler olabilir.
Şuandaki sessizlik doğum sancısının artık doğumla sonuçlanmasına dair.
Bu küresel doğum artık sezeryanla mı, yoksa doğal bir doğumla mı olacak; hepimiz göreceğiz.
Çok az kaldı…
Çünkü küresel doğumun süresinin sonuna gelindi.
Gecikme olabilir mi..?
Mümkün.
Ama bu gecikmeler hayra delalet olmaz.
Hayır da getirmez.
Ki, bunun sinyallerini son bir-iki yıldır görüyor ve yaşıyoruz.
Endişeli bir meraktayım.
Çünkü Ocak-2021’le birlikte, öyle şeyler görüp yaşayacağız ki…
Hani 2020 yılı -güya- emsali görülmemiş bir yıl oldu ya;
Siz hele 2021’i bir görün; sonra her şeyin mümkün, hiçbir şeyin imkansız olmadığını farkedeceksiniz.
Dünya’da ekonomik, siyasi, coğrafi, askeri, bilişsel,
Üretimsel, tüketimsel, değersel, yargısal, inançsal,
Her şey ama her şeyle ilgili ve ilintili değişim ve dönüşümü bir arada göreceğiz.
Savaş mı.?
Bolca bolca.
Manipülasyon, provokasyon, algı operasyonları mı.?
Ziyadesiyle.
Siyasi ve ekonomik cinayetler mi.?
En ince ve derin bir akılla…
Değişen haritalar, küçülen/büyüyen devletler, oluşan devletçikler, ortaya çıkan yeni coğrafyalar mı.?
Kesinlikle…
Şimdilik burada kesiyorum.
Sadece 2021’i iyi izleyin.
Kaldı ki; zaten izlemek zorunda kalacağız.
Küresel köy dünyamız, “Akıl ve Güç”ün elinde neler yaşayacak neler..!