Ana SayfaGENELKimyasal yapı içindeki sağlığımız

Kimyasal yapı içindeki sağlığımız

Belçika’nın başkenti Brüksel’e bağlı Namur şehrinde bulunan Namur Expo’da yapı endüstrisinde enerji verimliliği başlıklı özel bir toplantıya davet edilmiştik.

Batireno ve Energie& Habitat konferans programında konutların enerji tasarrufu, ekolojik ve yüksek enerji performansı gibi bir dizi çözümler ele alındı.

Enerji tasarrufunda önemli rol oynayan ısıtma ve yalıtım malzemeleri göz ardı edilmeyerek, tüm yenilikler enerji sektörünün önde gelen firmaları tarafından fuarda sektör temsilcilerine sergilendi.

Fuarın önemli etkinliklerinden birisi de Philips standında Led aydınlatmanın avantajlarının tanıtılması oldu.

Energy& Habitat Fuarı’nda enerji kullanımı ile ilgili konferanslar da düzenlendi. Koronavirüs engeline rağmen etkinliklere katılımın yüksek olduğunu da belirtmek isterim.

Ralph Baden ile enerji ve sağlık hakkında yaptığımız görüşme ise bilgi ve istifade yönünden hayli verimli geçti. Öncesinde görüştüğümüz hemen her enerji mühendisleri enerjiden nasıl ve ne kadar para kazanılacağını ve hangi miktarda tasarruf yapılacağı konusunda beyanlarda bulunurken, Baden tüm bunların aksine bu konulara hiç girmeden enerjinin daha nasıl verimli ve sağlıklı biçimde kullanılacağını ifade etti. Yine nasıl üretileceği hususunda çok önemli tespit ve analizlerde bulundu.

Belçika Sağlık Bakanlığı’nda görevleri olan Mühendis Ralph Baden, “Konut yaşamında kimyasal kirleticiler, küfler ve/veya elektromanyetik alanlar insanların sağlığını çok ciddi tehdit etmekle birlikte, yaşam kalitesi artırımını her geçen gün daha da kötü bir hale getirmektedir. Buna engel olmak için sağlam yapı kültürü ve/veya yenileme/sanitasyon çözümlerinin uygulanması gereklidir” diyerek enerji verimliliğinin sağlık olmadan bir avantaj sağlayamayacağını da ifadelerine ekledi.

Ralph Baden’in farkındalık oluşturmaya çalıştığı husus göz ardı etmememiz gereken fikir genişletmeleri barındırıyor. Depreme dayanıklılık ve ihtişam tercihleri ile ticari karlılığın önceliklendirildiği inşaat sektörü sağlık, enerji ve pek tabi ki geleceğin genetiğine ne şekilde katkı ve risk sağlıyor?

Ülkemiz deprem süreçleri ile inşaat alanında kabuk değiştirirken, kentsel dönüşümler hızlandırılmışken ve enerjide attığımız milli gelişmelerin ışığında “Sağlam Yapı” kavramını yeni baştan ele almamız gerekmektedir. Bir yapının sağlamlığı sadece fiziki koşullar ele alınarak değerlendirilmemeli, biyolojik ve kimyasal süreç takibinin de “Sağlam Yapı” kavramının konusu içinde yer alması gerekmektedir.

Ülkemiz şehirlerinde her geçen gün sayısı artan “Toplu Konutlar” toplumu oluşturan tüm bireyleri toplumsal yaşam kültürü adaptasyonuna neden oluyor. Peki ama bu konutlar sadece insanların psikolojik ve kültürel yönelimlerine mi etki ediyor?

Konut ve Toplu Konut yaşamında içinde bulunduğumuz “kimyasal yapı” bizlerin psikolojik, biyolojik ve genetik ne gibi değişimlerimize neden olmaktadır?

Bu soru ve sorunların tahlil edilebilmesi, yapılarımızın insan sağlığını da önceleye bilmesi, gelecek kuşakların iş bu sorunlardan azade daha da yaşanabilir bir dünya oluşturmasını sağlamak, bizlerin önceliğinde olduğu gibi yapısal süreçlerin yönetim erkliğini üstlenmiş olan tüm kurumların yükümlülüğünde olması gerekir. Bu yükümlülük ki geleceğin inşasındaki belki en değerli süreçlerin ilk adımları.

Evimizde yaşıyoruz, yaşlanıyoruz.

Evimizde mutasyon, radyasyon, tansiyon… … niçin var olsun ki?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

spot_img

BUNLARI DA OKUYUN