Bilindiği üzere, Kazakistan Cumhurbaşkanı 28-29 Temmuz 2025 tarihlerinde Türkiye’ye önemli bir ziyarette bulunmuştur. Ankara’da, Türkiye Cumhurbaşkanı tarafından Resmi Törenle karşılanan misafir Cumhurbaşkanı’na aynı zamanda Türkiye tarafından “Türkiye Cumhuriyeti Devlet Nişanı” tevcih edilmiştir.
Söz konusu ziyaret sırasında, “Türkiye-Kazakistan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi”nin Beşinci Toplantısı yapılmıştır. Bu bağlamda Türk-Kazak stratejik ortaklığının daha da güçlendirilmesine yönelik konular ele alınmış ve iki ülke arasındaki “Geliştirilmiş Stratejik Ortaklığın” derinleştirilmesine yönelik olarak güncel, küresel ve bölgesel konularda görüş alışverişinde bulunulmuştur.
Ziyaret sırasında iki ülke heyetleri arasındaki görüşmelerle, Türkiye ile Kazakistan münasebetlerinin alt yapısını güçlendirecek çok sayıda konu, somutlaştırılmıştır denebilir. Bu kapsamda olmak üzere Orta Koridor’un geliştirilmesi, enerji, savunma sanayi, karşılıklı ticaret, tarım, medya ve kültür alanlarında işbirliğini geliştirmek için yeni hedeflerin belirlenmesi sağlanabilmiştir. Böylelikle farklı konularda 20 kadar ilgili anlaşmaların imzalanması da mümkün olmuştur.
İmzalanan anlaşmalar çok farklı alanlar ile ilgili olup hemen her konuyu kapsadığı ve her hususta mutabakat sağlandığı görülmektedir. Bir başka deyişle resmi olarak antant kalınan konular arasında savunma sanayi, enerji ve madencilik, ulaştırma ve lojistik, sağlık, eğitim, medya ve enformasyon, ticaret ve ekonomi, bilim teknoloji ve dijitalleşme, turizm gibi sektörler yer almaktadır.
Anlaşmaların konuları son derece önemli ve stratejik olmakla beraber enerji ve madencilik konusu üzerinde ayrıca durmak gerektiği söylenebilir. Ancak, enerji konusunda ulaşılan sonuçları ele almadan önce Türkiye Kazakistan ilişkilerini burada hızlıca gözden geçirmenin uygun olacağı düşünülmüştür.
Türkiye Kazakistan İlişkileri
Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla 16 Aralık 1991’de bağımsızlığını kazanan Kazakistan’ı ilk tanıyan ülke Türkiye olmuştur ve üç ay geçmeden 2 Mart 1992’de iki ülke arasında diplomatik ilişkiler resmen başlamıştır. Aynı yıl, Kazakistan’ın Ankara Büyükelçiliği faaliyete geçmiştir. Halen Türkiye’nin Kazakistan’ın başkentindeki Büyükelçiliğinin yanı sıra Almatı, Aktau ve Türkistan şehirlerinde Başkonsoloslukları ve Çimkent’te Fahri Konsolosluğu bulunmaktadır. Buna karşın Kazakistan’ın, Türkiye’de başkentteki Ankara Büyükelçiliği’nden ayrı olarak İstanbul, Antalya ve İzmir’de Başkonsoloslukları, Denizli, Alanya, Bursa, Bitlis, Hatay, Konya ve Mersin’de ise Fahri Konsoloslukları faaliyet göstermektedir.
İki ülke arasında, 2009 yılında “Stratejik Ortaklık Anlaşması”nın yapılmasıyla birlikte ilişkiler üst seviyeye çıkarılmıştır. 2022 yılında ise Türkiye ve Kazakistan ilişkileri, “Genişletilmiş Stratejik Ortaklık” seviyesine yükseltilmiş bulunmaktadır.
Öte yandan Türk Devletleri Teşkilatının (TDT) kurucu ülkelerinden olan Kazakistan ve Türkiye, ayrıca Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA), Türk Akademisi, Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) ve Türk Kültür ve Miras Vakfı gibi kurumlar bağlamında işbirliğiyle de Türk dünyasının entegrasyonunda etkin ve aktif rol üstlenmektedirler.
Ayrıca iki ülke; “Birleşmiş Milletler (BM)”, “İslam İşbirliği Teşkilatı”, “Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı”, “Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT)” gibi örgütler kapsamında ikili ve çok taraflı işbirliğini hayata geçirmektedirler
Ekonomik olarak ilişkilere bakılacak olursa; dünyada farklı konularda yaşanan krizlere rağmen iki ülke arasında karşılıklı ticaretin büyümekte olduğu görülmektedir. 2024 yılında Kazakistan ve Türkiye arasındaki karşılıklı ticaret hacmi 5 milyar dolar olarak gerçekleşmiş olup 2025 yılının Ocak-Mayıs döneminde ise söz konusu bu hacmin 2 milyar USD mertebesine yükselmekte olduğu görülmektedir.
Bu bağlamda Türkiye’nin Kazakistan’ın en büyük yatırımcı ortaklarından biri olarak öne çıktığı söylenebilir. 2005 ila 2024 yılları arasındaki 20 yıl gibi bir süreçte Türkiye, Kazakistan ekonomisine 5 Milyar USD’ın üzerinde yatırım yaparken ülkede 3500’ü aşkın Türk sermayeli şirket faaliyet göstermiş bulunmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye ile Kazakistan arasında yüzlerle ifade edilen projenin hayata geçirilmiş olduğu da ifade edilmektedir. Kazakistan’ın Türkiye’deki yatırımlarının ise 1,5 milyar dolara yaklaştığı belirtilmektedir.
Enerji Politik Açıdan Kazakistan
Öte yandan farklı yönlerden önem arz eden bir jeopolitiğe sahip olan Kazakistan, yeraltı kaynakları açısından da son derece zengin bir ülkedir. Hatta doğada bulunan 92 elementin hemen hepsine cevher bağlamında sahip olduğu ifade edilmektedir.
Bunlardan ayrı olarak, konvansiyonel enerji hammaddelerine ilişkin rezervlerin de hayli yüksek miktarlarda bulunduğu bilinmektedir. Bir başka deyişle, Kazakistan petrol, doğal gaz, kömür ve uranyum rezervleri açısından hayli zengin bir ülkedir.
Kazakistan, kömür rezervleri açısından; Orta Asya’nın en büyük kömür rezervlerine sahip olduğu düşünülmektedir. 33,6 Milyon ton rezerv ile dünya toplam rezervlerin % 4’üne yakınına sahip bulunmaktadır.
Uranyum rezervleri açısından da yadsınamaz öneme sahip bir ülkedir. Avustralya’dan sonra dünyadaki en büyük uranyum rezervine sahiptir. Fazla olarak, global ölçekte en büyük uranyum cevheri üreticisi ve ihracatçısı durumundadır. Uranyum rezervlerinin daha çok ülkenin orta bölgesinde yer aldığı görülmektedir.
Öte yandan, Kazakistan’ın, petrol rezervlerinin 30 milyar varil mertebesinde olduğu tahmin edilmektedir. Petrol rezervleri daha çok ülkenin batı bölgelerinde yer almaktadır. Bu bağlamda hem kara ve hem de Hazar Denizinde, deniz petrol bölgeleri bulunmaktadır. Çimkent ve Pavlodar kentlerinde ise 3 rafineriye sahiptir.
Petrol rezervinden ayrı olarak, kanıtlanmış doğal gaz rezervleri yaklaşık 30 Trilyon m3 mertebesindedir. Bu rezervler de yine ülkenin batısında yer almaktadır. Birçok petrol bölgesi sahasında doğal gaz rezervlerinin de olduğu gözlenmektedir.
Kazakistan’da bulunan petrol ve doğal gaz rezervlerini, farklı yönlere (esas itibariyle batıya ve doğuya) taşıyan boru hatları da bulunmaktadır. Doğuya giden boru hatları Çin’e, batıya giden boru hatları ise Rusya üzerinden Avrupa’ya bağlantılıdır.
Ancak, Şubat 2022’de başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı, Rusya üzerinden enerji boru hatlarıyla petrol ve doğal gaz taşınmasını, Avrupa ülkelerinin Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar nedeniyle olumsuz etkilemiştir. Bu bağlamda Rusya’ya uygulanan yaptırımlar nedeniyle Kazakistan’ın enerji ihracatını da negatif yönde etkilemiş görünmektedir. Dolayısıyla Kazakistan için alternatif enerji yolları gündeme gelmiş bulunmaktadır.
Kazakistan Devlet Başkanının Türkiye Ziyaretinin Enerji Politik Değerlendirmesi
Kazakistan Devlet Başkanı’nın Türkiye’yi ziyareti sırasında imzalanan anlaşmalar ve görüşmelere ilişkin olarak iki Devlet Başkanı tarafından düzenlenen Basın Toplantısı’nda TC Cumhurbaşkanı’nın yaptığı konuşmada; “Savunmadan enerjiye, ulaştırmadan bilim ve teknolojiye çok geniş bir yelpazede görüş alışverişi yapıldığı ve 20 anlaşmanın imzalandığı, madencilik ve nadir toprak elementleri gibi sektörlerde işbirliği imkanlarının değerlendirildiği ve Kazak petrolünün daha fazla miktarlarda ülkemiz üzerinden dünya pazarlarına ulaştırılmasının yollarını ele alındığı” ifade edilmiştir. İlaveten, İpek Yolu’nun günümüzdeki karşılığı olan Hazar Geçişli Orta Koridor’un kullanımı ve geliştirilmesi hususunda yapabileceklerin de görüşüldüğü belirtilmiştir.
Bilindiği üzere; Kazakistan’ın, Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) boru hattı üzerinden petrol ihracatı Rusya Ukrayna Savaşının başlamasından sonra önemle gündeme gelmiş ve bu bağlamda Kazakistan’ın bu hat üzerinde petrol ihracatı 2023 yılında önem kazanmıştır.
Burada şunu belirtmek gerekir ki; Kazakistan, enerji ihracat rotalarını çeşitlendirmek amacıyla 2023 yılında Azerbaycan ile bir mutabakat zaptı imzalamış ve Kazak petrolünün Azerbaycan topraklarından geçişi konusunda antant kalınmıştır. Bu anlaşmanın Eylül 2025’ten itibaren uygulamaya konulması söz konusu olup yılda 1,5 milyon ton Kazak petrolünün BTC hattı üzerinden Akdeniz’e ulaştırılması beklenmektedir (Şekil 1).

Şekil 1 Kazak Petrolünün BTC Boru Hattı Üzerinden Akdeniz’e Ulaştırılması
Burada önemli bir husus; Kazakistan’ın BTC boru hattı üzerinden yapacağı petrol ihracatı, Kazakistan’ın Rusya’dan geçen Hazar Boru Hattı Konsorsiyumu’na (CPC) olan bağımlılığını azaltmasını mümkün kılacaktır. Bir başka deyişle, Kazakistan’ın BTC üzerinden petrol ihracatı, Eylül 2025’ten sonra ciddi boyutlar kazanması beklenmektedir. Bu da Türkiye ile Kazakistan arasında ilgili anlaşmaların imzalanması ile mümkün görünmektedir.
Bu bağlamda, TC Enerji Bakanlığı ile Kazakistan arasında imzalanan anlaşma çerçevesinde iki Mutabakat Zaptı imzalanmıştır. Bunlardan biri, “Enerji Alanında İşbirliğine Dair Mutabakat Zaptı” olup petrol ve doğal gaz sektörlerinde arama, üretim, taşıma ve depolama uygulamalarını kapsamakta ve elektrik ile yenilenebilir enerji alanlarında ortak projeler geliştirilmesini öngörmektedir. İkinci Mutabakat ise “Madencilik Alanında İşbirliğine Dair Mutabakat Zaptı” olup maden arama ve üretim faaliyetlerinin teşvikini içermektedir.
Ayrıca, söz konusu ziyaret sırasında, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile Kazakistan arasında da bir anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşmayla, hidrokarbon arama, geliştirme ve üretim faaliyetlerine yönelik bir iş birliği öngörülmektedir. Anlaşma kapsamında, taraflar mevcut potansiyel sahalarda teknik ve ticari değerlendirme süreçlerini birlikte yürütmeyi ve enerji alanındaki stratejik ortaklıklarını derinleştirmeyi hedeflemektedirler. İlaveten Kazakistan ve Türkiye üçüncü ülkelerde ortak enerji projelerini hayata geçirmeyi de hedeflemektedirler.
Sonuç
Türkiye-Kazakistan ilişkilerinin diplomatik anlamda kurulmasının 33. Yılı olan içinde bulunduğumuz bu yılda, Kazakistan Devlet Başkanı’nın 28-29 Temmuz 2025 tarihlerinde Türkiye’ye yaptığı resmi ziyaret, Kazakistan ve Türkiye işbirliğinde yeni bir sayfa açmıştır denebilir.
Aynı kökten gelen, kardeşlik ve tarihi geçmişleriyle birbirine bağlantılı olan Türkiye ve Kazakistan, söz konusu ziyaret sırasında farklı konularda imzaladıkları 20 anlaşmayla ilişkilerini artık çok boyutlu ve üst boyutlarda stratejik düzeye taşımış bulunmaktadırlar.Bu anlaşmalar, sadece ikili ilişkileri değil, aynı zamanda Türk dünyasının entegrasyonunu ve bölgesel istikrarı da güçlendirmeyi amaçlamaktadır denebilir.
Özellikle enerji ve madencilik konusunda yapılan anlaşma ve ilgili mutabakatlarla iki ülkenin petrol, doğal gaz, yenilenebilir enerji ve maden arama gibi birçok alanda ortak projeleri hayata geçirmeleri mümkün olacaktır. Özellikle Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı üzerinden Kazak petrolünün bu yıl içinde hayli önemli miktarlarda taşınabilir olması ayrı bir önem taşıyacaktır.
Burada şunu da belirtmek gerekir ki; Kazak petrolünün Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) hattı üzerinden Akdeniz’e ulaştırılması konusu sadece enerji politik ve/veya ekonomik değil siyasi açıdan da önem taşımaktadır. Zira, Kazak petrolünün önemli miktarlarda BTC üzerinden taşınması aynı zamanda “Orta Asya”nın, “Doğu Akdeniz”e Türkiye’nin koordinasyonunda bağlanmış olması anlamına gelmektedir ki; Orta Koridor bağlantısı ile birlikte düşünüldüğünde son derece geniş bir vizyonu ifade ediyor olmaktadır.
Öz olarak belirtilmek istenirse; Kazakistan Cumhurbaşkanının Temmuz 2025’in son günlerinde Türkiye’ye gerçekleştirdiği resmi ziyaret; ülkeler arasında yapılan rutin ziyaretlerden öte bir anlam taşımakta olup Türkiye ve Kazakistan ilişkilerini özellikle enerji politik bağlamda temelden birbirine bağlayan konjüktürel ve stratejik mana ifade ediyor olmasıyla bölgesel dengeleri etkileyebilecek nitelik taşımakta olduğunu düşündürmektedir.