17.6 C
İstanbul
Salı, Haziran 3, 2025

İthalat Bağımlılığı, Ekonomik Bağımsızlığı Tehdit Ediyor

Must read

Türkiye’de sanayinin geleceği ve yerli üretimin sürdürülebilirliği, Çin menşeli düşük kaliteli ürünlerin yol açtığı tehditler ve stratejik korumasızlık endişeleriyle bir kez daha gündeme geldi. 01 Haziran 2025 tarihinde KOMSAD tarafından yayımlanan açıklamada, “Sanayi Egemenliğinin Kaybı: Çin Devlet Destekli İthalatla Tasfiye Edilen Bir Sektör” başlığı altında, yerel sektör temsilcileri derin endişelerini dile getirdi.

Çin Menşeli Ürünler Türk Sanayisini Tehdit Ediyor

KOMSAD Genel Sekreteri ve sektör temsilcileri, İstanbul’da bir araya gelerek yaşanan sorunları masaya yatırdı. Sektör temsilcilerinin dertlerini dinleyen Genel Sekreter Murat Alişiroğlu’nun konuşmaları, mevcut durumun vahametini gözler önüne serdi. Alişiroğlu, “Çin üretimle büyüyor; biz ithalatla çöküyoruz” sözleriyle, Türkiye’nin sanayi politikalarındaki temel açığı net bir şekilde ortaya koydu.

Yerli Sanayicinin “İdeolojik Direnişi” ve Karşılaştığı Zorluklar

Basın bülteninde belirtildiğine göre, Türkiye’deki sanayi artık üretimle değil, adeta bir “mukavemetle” ayakta kalmaya çalışıyor. Yerli sanayici için üretmek, sadece ekonomik bir eylem olmaktan çıkarak, ideolojik bir direniş halini almış durumda. Bu direnişin karşısında ise dört ana zorluk yükseliyor: düşük kaliteli ve devlet destekli Çin mallarının haksız rekabeti, kontrolden çıkan yüksek enflasyonun getirdiği maliyet yükü, enerji ve hammadde fiyatlarındaki öngörülemez artışlarla derinleşen maliyet krizi ve en önemlisi de “sessiz kalan kamu kurumları” ile zaten kırılgan bir yapıda olan KOBİ’lerin savunmasızlığı. Bu durum, yerli üreticinin küresel pazarda rekabet gücünü ciddi şekilde zayıflatmakta, üretim kapasitelerini düşürmekte ve istihdam üzerindeki baskıyı artırmaktadır. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler), bu çok yönlü baskı altında varlıklarını sürdürmekte büyük güçlük çekmektedir.

Stratejik Korumasızlık ve Kontrolsüz Pazar İşgali Endişesi

Bu tablonun sadece “küresel ticaretin bir sonucu” olarak yorumlanmasının kolaycılık olduğu ifade ediliyor. Asıl sorunun, Türkiye’nin sanayi stratejik korumasızlığı olduğu, bunun sonucunda yerli üreticinin yalnız bırakıldığı ve pazarın kontrolsüz bir biçimde ithalatın insafına terk edildiği vurgulanıyor. Bu durum, yerli sanayinin varlığını tehdit etmekle kalmıyor, aynı zamanda ülke ekonomisinin bağımsızlığı ve geleceği için de ciddi riskler barındırıyor. Özellikle stratejik sektörlerdeki ithalat bağımlılığı, dış şoklara karşı kırılganlığı artırmakta ve ulusal güvenliği dahi etkileyebilecek boyutlara ulaşmaktadır.

Türk Sanayisinden Acil Eylem Çağrısı: Destek ve Adil Rekabet Talebi

Toplantı ve basın bülteni, Türk sanayisinin bu kritik süreçten güçlenerek çıkabilmesi için acil önlemler alınması, yerli üreticinin desteklenmesi ve pazarın adil rekabet koşullarında işlemesi gerektiği çağrısını yineliyor. Bu kapsamda, ithalata yönelik kısıtlamaların gözden geçirilmesi, yerli üretime yönelik teşviklerin artırılması, KOBİ’lere finansal ve teknolojik destek sağlanması, enerji maliyetlerinin düşürülmesi ve bürokratik engellerin kaldırılması gibi somut adımlar atılması bekleniyor. Sanayi sektörünün bu “çıplak kral” çığlığı, yetkililerin dikkatini çekerek somut adımlar atılmasını bekliyor.

- Advertisement -spot_img

More articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Advertisement -spot_img

Latest article