Geçen yazımda, ”Bir yandan mevcut İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu’nun yerini koruyacağı konuşulurken, diğer yandan yüksek sesle özellikle genç yaştaki partililer tarafından Metin Külünk’ün teşkilat’ın başına geçmesinin zamanının geldiğinin konuşulduğundan bahis etmiştim.
Yazımla alakalı olarak Ak Partili yöneticilerden ve bazı belediye başkanları ile istişarelerde bulunmuştum.
Cevahir Kongre Merkezinde 10 Haziran tarihinde, Fütürist Metin Külünk’ün, 27 Haziran’da yapılacak, Ak Parti İstanbul İl Kongresinde aday olduğunu açıklamasıyla, tabandan gelen seslerin harekete geçtiği ispatlandı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ak Parti İstanbul Gençlik Kolları şenliğinde stadyumdaki etkinliğe gençliğin yoğun ilgi göstermemesi üzerine kurmaylarına İstanbul ile alakalı eksiklikleri tespit edin talimatı verdiği kulaktan kulağa fısıldanırken, İl teşkilatı şölenin ardından 8 ilçe gençlik kollarından istifasını istediği ve bunun gerçekleştirdiği de hep konuşuldu durdu. Peki, Sorarım ey koltukları boşuna işgal eden koltuk sevdalıları siz şatafatlı deri koltukların üzerinde özel kaplamalı makamlarınızda oturduğunuz halde İstanbul da partilileri bir araya getiremezken, Metin Külünk ne yaptı da 3.000 kişinin üzerinde partiliyi Cevahir Kongre Merkezinde toplayabildi? Metin Külünk’ün adaylığını açıklamasıyla ilgili değişik tespitlerde bulunuluyor ve tabiri caizse herkesin kendine göre olayın senaryosunu çizdiği hissediliyor.
Kimine göre Başbakandan izin alarak, kongreye aday olduğunu, kimisine göre, geçmişte sorun yaşadığı hastane patronu siyasetçinin Külünk’ün kongrede seçilmesine engel olacağını,kimine göre de, Metin Külünk’ün Başbakanın parti içinde demokrasi siyasetinin hâkim olduğunu söylemesinin aday olmasına referans olduğu yazılıyor çiziliyor.
Külünk, ”Biz 35 yıldır Sayın Genel Başkanımız ve Başbakanımla aynı kaderin yolcusuyuz bana güvencemin ne olduğunu soruyorlar; benim güvencem Başbakanımızın adaleti, demokrasi anlayışı ile ülke sevgisidir” diyerek adaylığını açıkladığı zaman söylemlerde bulunmasını salondaki herkes gibi Metin Külünk’ün de adalet istemesi şeklinde yorumluyorum. Evet, yanlış anlamadınız herkes adalet istiyor.
Metin Külünk ile geçen ay yaptığım bir görüşmede, ”Allah (cc) bana teşkilattaki makamı nasip ettiği zaman koltuğuma oturup, 1 saat düşündüm ve ne yapacaksın burada diyerek kendi kendime istişare yaptıktan sonra şu sözü vermiştim; Ben bu makamda dost edineceğim ve kadim insanlar ile buluşmak için çalışacağım” demişti.
Kimileri makam ve mevkileri ile mevcut eşinden dostundan olurken, kimileri de makamları boşuna meşgul etmeyerek, makamda oturmadıkları halde makam sahibiyken edindiği dostlarıyla koskoca Cevahir Kongre Merkezinin salonlarına sığmayacak kadar çok insanları toplayabiliyor.
Yorulan arkadaşlarımızdan görevi devir alıp, Ak Parti bayrağını daha yükseklere çıkarmak için geliyoruz diyerek konuşan Metin Külünk’ün Ak Parti İstanbul İl Başkanlığının yan gelip yatma yeri olmadığını belirtmesini ise makamların koltukların iş yapmadığını işi ve icraatı koltuğa oturanların yaptığını ispatlar niteliktedir.
Metin Külünk Adem Eraslan ile ilgili olarak hatırlarsınız Adem Eraslan’ı değil mi deyince salon bir anda ayağa kalkmıştı. Bende Adem Eraslan’ı iyi tanırım daha sonra da kürsüye çağırarak alnından öptüğü Recep Sönmezi de çok iyi tanırım.
2004 yerel seçimlerinde iki siyasi partinin mensup olduğu gençlerin kendini bilmez cahil cühelanın hataları nedeniyle birbirlerine girmeleri sonucunda 3 kız babası Adem Eraslan rahmetli olmuş ve her iki tarafın gençleri de önce hastaneye sonra da cezaevine gönderilmişlerdi.
Siyasetin çirkin yüzü olarak gerçekleşen bu olay neticesinde bu olaya karışan her iki taraftaki gençlerin de neler yaşadıklarını ailelerinin ne çileler çektiğini ve siyasilerin bu olay sonrasında ise ceplerini nasıl doldurmak için birbirleriyle yarış haline girdiklerini iyi bilirim.
* Metin Külünk için kullanılan ”FÜTÜ-RİST” ibaresi bazı siyasiler en fazla 5 yıllık düşünebilirken, kendisinin siyasi visyon ve misyonu ile 2023 yılına dair projeler üretmesinden dolayı kullanılmıştır.