Avrupa’da yaşayan ve Türkiye’ye tatile gelen gurbetçi kardeşlerimiz ile yapılan sokak röportajlarının sosyal mecralarda nasıl servis edildiğini gördük.
Peki servis edilen görüntüler ne mesaj vermek için yapıldı?
Ülkemizi öven gurbetçi kardeşlerimiz tabiri caizse yerden yere vuruldular ve linç edilmek için planlı olarak sosyal hesaplarda paylaşıldılar.
Türkiye’de yaşayanların aç, Avrupa’da yaşayan Türklerin de dok olduğu mesajı verilirken, gurbetçiler resmen hedef seçildi.
Gurbetçiler ile alakalı bir başka paylaşımlarda ülkemize gelen mültecilerle kıyaslanmalarıydı. Avrupa’da bulunduğum bu günlerde, Hollanda ve Belçika’da yaşayan gurbetçi dostlarımızla yaptığım sohbetlerde bu durumdan çok rahatsız olduklarını belirttiler.
Türkiye’de Almancı, batıda Türk olarak anılan Almanya’ya ilk giden gurbetçilerimiz bu ifadelerden o zamanlar ne kadar rahatsız olduklarını hepimiz bilmekteyiz.
Gurbetçi kardeşlerimizin içinde vatan hasretinin oldukça yoğun olduğunu ve günün birinde vatanlarına geri döneceklerinin hayalini kurduklarını söyleyebilirim.
Belçika’da Nike fabrikasında çalışan bir Türk vatandaşı ile yaptığım sohbet esasında tüm gerçeği bizlere aktarıyor. Mutlu olmanın resmini çizmem istense Türkiye’de yaşamamızın resmini çizerdim diyor. Her ne olursa olsun Türkiye bizim vatanımız ve ülkeme dönmem orada yaşamam en büyük hayalimdir diyerek ekliyor. Ve Avrupa’yı beğenenlere de şaşırdığını üstüne basarak anlatıyor.
Değerli okur, Gurbetçilerimiz zengin, domuz eti yiyen, Avrupa’da çok şaşalı bir hayat süren ve Türklüğünü kaybederek yaşadığı ülkenin tebası olmuş kişiler değildir.
Peki Gurbetçi nedir?
Gurbette, Diaspora’da, göç etmek, anayurdundan uzaklaşması, bir ülkede yabancı olarak yaşaması anlamları taşımaktadır. Garaba fiilinden gelmektedir.
Gurbetçiler yıllarca yaşadıkları Avrupa’da, Muhafazakâr, dindar, örtülü, yoksul, şiddet uygulayan, toplumla bütünleşmeyen kişiler olarak anılmalarından rahatsız olmadıklarını, Türkiye’de son zamanlarda değişik platformlarda gurbetçileri ötekileştiren paylaşımların yapılmasından ise oldukça üzüntü duyduklarını belirtiyorlar.
Kamu Diplomasisi faaliyetleri yürütüyoruz ve dünya genelinde de bu faaliyetlerimize en büyük destek verenlerin gurbetçiler olduğunu herkes bilmektedir.
Her bir gurbetçi yeri gelir turizm elçimiz olur yeri gelir ticaret ataşesi gibi çalışır.
Avrupa Birliğinin veya AB ülkelerinin ülkemiz ile alakalı olumsuz eleştirilerde bulunduğu vakitler biz sinirlenirken, gurbetçilerimiz durumun böyle olmadığıyla alakalı ellerinden geldiğince haksız eleştirileri yok etme gayreti içindedirler.
Ülkemiz karşıtı olan uluslararası lobilerin karşısında dimdik duran gurbetçilerimize karşı duruş sergileyen sokak röportajı yapanları yoksa bu Türk ve Türkiye karşıtı lobiler mi finanse ediyor?
Durumun farkındayız.
Gurbette değiliz ama gurbette olmanın ne demek olduğunu iyi biliriz.
Bir yanımız Türkiye diğer yarımız ise Avrupa’dadır bizim.
Biz çılgın Türkleriz…