Gezmek, öğrenmek, dinlenmek, yaşama katlanmak dünyayı içimize sığdırmaktır.
Gezmek, yeni insanları görüp tanımaktır.
Gezmek zihinsel detoksdur.
Gezmek, başlaması kolay ama bitirmesi zor sonsuz bir aşktır.
Gezmek, bir süre sonra bir yaşam biçimidir.
Gezmek, yaşama açılan yepyeni pencerelerdir.
Gezmek, bir maceradır, bir arayıştır.
Gezmek, ruhsal bir zenginliktir.
Gezmek, bilgi ve görgüyü içinde barındırır.
Gezmek, dünyayı anlama isteğidir.
Gezmek, dokunmak ve tutmaktır.
Gezmek, başlı başına serüvendir.
Gezmek, pembe bir saç tokasıdır, bir mahalle pazarıdır, bir şekerdir, etnik bir müzik kasetidir.
Gezmek, ayrıca harita kullanma zevkidir.
Gezmek, mega şehirlerin kurşuni gökyüzünden ayrılmaktır.
Gezmek, pasaport eskitmektir.
Gezmek, kendi içimize doğru bir yolculuktur.
Gezmek, kaybolmak ve yepyeni coğrafyada tekrar uyanmaktır.
Gezmek, bir bakıma da mütevazi olabilmek, kendini tanımaktır.
Gezmek, geçmişi sevmek; geleneklere ve kültüre sahip çıkmaktır.
Gezmek, bir sanattır, gitmek, görmek ve keşfetmektir.
Gezmek, bir çeşit de ibadettir.
Gezmek, bir bakıma pabuç eskitmektir.
Gezmek, gelecek için ilham almaktır.
Gezmek, bakmak, görmek, anlamak, anlatmak, bilgi taşımak ve öğretmektir.
Gezmek, meraktır ve merak ise dişidir.
Gezgin eşyalarını paket ederken nefret ve öfkeyi evinde bırakır.
Gezmek otel odalarının numaralarını her an karıştırmaktır.
Gezmek, özlem ve bilinmeyene duyulan “meraktır”.
Gezmek gidilen coğrafyaların değerlerini, kokusunu, kültürünü kendisine mal etmektir.
Gezmek, gerçeği yaşamaktır.
Gezgin doğayı sever barışçıldır, çeşitliliği kutlar
Her gezgin, kendi serüveninin kahramanıdır.
Hakiki Gezgin kopya kültürden yani ufak Amerika olan tüketim coğrafyalarından hoşlanmaz.
Gezgin sokakta tat alır… Gerekirse ekmek peynir yer, parkta yatar, otostop da yapar…
Gezgin, kentlerin arka sokaklarında dolaşır.
Gezgin, sese doğru bir yolculuktadır.
Gezgin kendini bir türlü davet ettirir, hiç aç kalmaz.
Gezgin o ülkenin kokusunu üzerine iyice sindirir…
Gezgin dertlerinden ile monoton bir hayatın getirdiği tüm sıkıntılardan kurtulur…
Gezgin serüvencidir. Bazen serseri bir mayın gibi gezer.
Gezgin gerekirse o ülkenin yerli filmlerini de merakla izler.
Gezgin gezi sırasında gazete okumaz, televizyon seyretmez, ayrı bir gezi dünyasına dalar. Ancak, geri dönünce ülkesinde bazı şeyler hep aynıdır. Örneğin halkı uyutan profesyonel futbol hâlâ popülerdir.
Gezgin, arzularını frenlemez, hırssız, hoşgörülüdür, ülkelere ve halklara değil, savaşa düşmandır!
Yeni yerler, yeni insanlar görüp tanımak, insanın ufkunu genişletir, yaşamını renklendirir. İnsanlar gezdikçe ülkesini, dünyasını daha iyi kavrar ve dünya sanki küçülür. Gezi yazıları ise bize örf ve adetleri, kanunları, etik değerleri, o dönemin rengi içinde günümüze ulaştırır. Ne kadar çok incelersen, iyi ve övgüye “layık” bir şekilde yönetmeyi, ne kadar çok insan gözlemlersen o kadar “doğru” yaşamayı öğrenirsin.