Mezunu olduğum üniversitenin, gezegenimizin geleceğine katkı sunan böylesine önemli bir uluslararası konferansa ev sahipliği yapacak olması beni gerçekten onurlandırıyor. Yıldız Teknik Üniversitesi, sadece mühendislikteki köklü geçmişiyle değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik ve çevre bilinci konularındaki vizyonuyla da gurur kaynağım olmaya devam ediyor.
Değerli hocam Prof. Dr. Meryem Hayır Kanat’ın, dünyanın dört bir yanından gelecek akademisyen ve bilim insanlarını ağırlayacak olması, bu etkinliğin ne denli prestijli ve etkili olacağının da bir göstergesidir. Eğer o gün öğretim görevlisi olduğum üniversitede dersim olmazsa, ben de mutlaka katılacağım. Çünkü bu sadece bir konferans değil, aynı zamanda bir sorumluluk, bir çağrı, bir dönüşümün başlangıcıdır.
16-19 Temmuz 2025 tarihleri arasında YTÜ Davutpaşa Kampüsü’nde düzenlenecek olan The 4th SURE World Conference, “Cities Under Global Social Transformations: Embracing Change for a Greener Future” temasıyla, şehirlerin küresel sosyal-ekolojik krizler karşısındaki rolünü masaya yatıracak.
Bugün yaşadığımız iklim krizi, biyolojik çeşitlilik kaybı ve ekosistem bozulmaları gibi sorunlar, artık sadece çevre bilimcilerin değil, her bireyin gündeminde olması gereken konulardan oluşmaktadır. Bu krizler, birbirine bağlı ve çok katmanlı yapılarıyla, insanlığın doğayla olan ilişkisini yeniden düşünmesini zorunlu kılıyor. İşte bu noktada şehirler, sadece sorunların kaynağı değil, aynı zamanda çözümlerin de merkez üssü olabilir.
Konferansın temel amacı, şehirlerin ekosistem hizmetlerini nasıl artırabileceği, çevresel etkilerini nasıl azaltabileceği ve daha dirençli, sürdürülebilir topluluklara nasıl dönüşebileceği üzerine disiplinlerarası ve disiplinlerötesi bir bilgi paylaşım ortamı yaratmaktır. Katılımcılar, akademisyenler, öğrenciler, kamu ve özel sektör temsilcileri, karar vericiler ve sivil toplum kuruluşlarından oluşacak. Bu çeşitlilik, şehirlerin hem insanlar hem de insan dışı doğa için adil, yeşil ve yaşanabilir alanlara dönüşmesi yönünde güçlü bir fikir alışverişi sağlayacaktır.
Konferansın hibrit formatta düzenlenmesi, dünyanın farklı noktalarından katılımı kolaylaştıracak ve bilgi paylaşımını daha kapsayıcı hale getirecek. “Şehirlerde, şehirler için ve şehirlerin ekolojisi” teması etrafında şekillenecek bu buluşma, sadece bugünü değil, yarını da şekillendirecek fikirlerin doğmasına vesile olacaktır.
SURE Konferansı, yalnızca akademik bir etkinlik olmayıp, aynı zamanda bir farkındalık hareketidir. Bu konferansla birlikte, şehirlerin sadece betonarme yapılar değil, aynı zamanda doğayla yeniden bağ kurabileceğimiz, sürdürülebilir yaşam biçimlerini inşa edebileceğimiz alanlar olduğu gerçeği daha geniş kitlelere ulaşacak.
Bir mezun olarak, üniversitemin böylesine vizyoner bir etkinliğe ev sahipliği yapmasından büyük gurur duyuyorum. Bu konferans, insanlık olarak nerede durduğumuzu ve nereye gitmek istediğimizi sorgulama fırsatı sunuyor. Ve ben inanıyorum ki, bu tür adımlar sayesinde şehirlerimiz sadece yaşanabilir değil, aynı zamanda yaşatabilir hale gelecektir.
Çünkü şehirler değişirse, dünya değişir…