Geçmişi yaşadık ve geleceği yaşamak için bugünün emekçisiyiz.
“Tecrübe bizde farkındalığı oluşturmalıydı.” diye düşündüğümüz COVID-19 salgını sürecinde, özlemle ülkemin güncelini takip ederken, enerji alanındaki projeleri ile huzur buldum.
Tüketen bir toplum geleneğinin oluşturduğu atık yığınları, maalesef dünyamız genelinde üretimden çok daha büyük bir alan oluşturmaktadır. Atık olarak nitelenen materyallerinin tamamıyla tüketilememesi ise yeniden tüketilebileceğini enerji alanına ilgi duyan herkesin bildiği bir gerçektir.
Atıklarımız gerçekten atık mı?
Tabi ki değil. Atıkların yeniden enerjiye katkı sağlaması ile ilgili dünyanın hemen her ülkesinde bazı çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmaların başını ise tümüyle madde yapısı bozulmamış olan kağıt, plastik, ağaç, demir vs. maddeler çekmektedir. Geri dönüşüm mucizesi ile kağıtların birden daha fazla kullanılabilmesi, plastik atıklardan elde edilen dönüşüm ile birçok gerecin yeninden değerlendirilebilmesi, ağaçtan keresteye, keresteden suntaya, suntadan ise yakıta dönüşümü maliyetleri düşürdüğü gibi doğa ve insana katkı sağlıyor ve bu katkı ülke ekonomilerine azımsanamayacak kadar güçlü dönüşler oluşturuyor.
Belçika’da yaşamam hasebiyle Avrupa insanının geri dönüşüme olan farkındalığı hakkında sizleri de bilgilendirmek istiyorum.
Televizyon programları gerçekleştirirken deneme yayınlarımızda hiçbir zaman yeni kağıt kullandığımı hatırlamıyorum. Müsvedde olarak ifade ettiğimiz öncesinde kullanılmış ve imha gereği olmayan kağıtların arka kısımlarını yeniden kullanıyor ve bunu birbirimize teşvik ve hatta bazen ikaz etmek durumunda kalıyoruz. Bunun bir sorumluluk olduğunu çalıştığımız kurumun oryantasyonlarında ve yaşadığımız muhitin örnekliğinde prensip oluşturmamız gerektiğini fark etmiştim.
Hiçbir atık ya da çöp bir daha karşımıza çıkmayacak bir kültürle yok edime gönderilmiyor. Evde kağıtlar ayrı, plastik, metal ya da diğer maddeler farkı halde biriktiriliyor ve geri dönüşümü rahat yapılsın diye ilgili atık kutularına bırakılıyor. Öyle bir titizlik hakim ki evimizdeki ambalaj kartonları, gazeteler ve reklam broşürlerini atacak olduğumuzda öncelikle aralarında ya da içerindeki farklı maddeleri ayıklıyor, iplerle balya haline getiriyor ve atık kutusuna bırakıyoruz.
Bu önceleri bir alışkanlık süreci gibi fakat bu alışkanlık kazanımı sonrasında bu bir toplum kültürü haline dönüşüyor. Tam olarak enerjinin dünyada en çok tüketildiği ülkeleri kıtasında tutan Avrupa, hemen her ülkesi insanında bu kültürü oluşturmuş durumda. Bir nükleer santralin oluşturduğu güçlü enerji yerine atıktan dönüştürülmüş zayıf bir enerji mutluluk kaynakları halinde.
Güzel ülkemin de bu alandaki çalışmaları kurum ve kuruluşlarca yapılmakta fakat burada ülkemin kurum ve kuruluşlarından çok daha büyük bir sorumluluk bireysel farkındalıkla mümkün hale geliyor. Enerjisi, tüketimi gibi atığına karşıda farkındalığı oluşmuş olan bireylerin bu alandaki yaşam kültürü ile sürdürülebilir enerji kaynağını yediden yetmişe milli dayanışma oluşturması kaçınılmazdır.
Tükettiğiniz her ne olursa olsun, onunla ayrılma vaktiniz geldiğinde geleceğimizi düşünerek vedalaşalım. Küskün değil sevgiyle ayrılalım. O’nu gitmesi gereken yere yani geri dönüştürüleceği yere teslim edelim. Arkadaşımıza aldığımız hediyenin paketi gibi geri dönüşüm emekçilerine hediye paketi özeni ile sunalım.
Güncelimiz değil geleceğimiz kazansın…