Giriş
“Fergana Vadisi”; çevresi dağlarla çevrili ve bölgenin önemli bir nehri olan Seyhun (Sir-i Derya) nehrinin aktığıdenizden 900 m yükseklikte bir vadi bölgesidir (Şekil 1). Yaklaşık 300-350 km uzunluğunda ve ortalama 70 km genişliğinde (ancak en geniş yeri 170 km olan ve bu bağlamda 23.000 km2 kadar yüzölçüme sahip bir vadiyi betimlemektedir. Kuzeyde Tanrı dağlarının Çotkal silsilesi, kuzeydoğusunda Fergana dağları, güneyde Alay ve Türkistan sıradağları ile çevrilmiştir. Büyük bir çöküntü alanı, vadiyi oluşturmakta ve 7 km. genişliğinde bir geçit alanı ile batı bölgelerine bağlantısı bulunmaktadır. Khujend (Hucend) beleni de stratejik bir geçit durumundadır. Bu özellikleri ile Fergana Vadisi, tüm dikkatleri üzerinde toplayan bir geçiş vadisi durumundadır.
Bölgenin tarihi, kalkolitik çağa (taş devrine) kadar götürülebilmektedir. Bronz çağda (tunç devrinde) tarım ve hayvancılık yapıldığına ilişkin izler olmakla beraber ilk yazılı buluntular M.Ö. 5. yy.’a da yandırılmaktadır. Fergana göçebe kültürü, farklı bir Saka kültürü olarak ifade edilmektedir. Büyük İskender bölgeye gelmiş ve MÖ 329’da Fergana Vadisi’nin güneyinde İskenderiye Eskhate adıyla (günümüzde Tacikistan’da Hucend adıyla) anılan stratejik konuma sahip bir şehri kurmuştur. M.S. 6-7 yüzyıllarda Türk Kağanlıklarının bölgeye hâkim olduğu görülmektedir. Zaman zaman yerel hükümranlıklar da görülmüştür. Bölge, 8. yüzyılın başlarında arap akınlarıyla başlayan etkileşmelerden sonra 9. yy.da kesin olarak Müslümanlığı kabul etmiştir. Aynı dönemde bir Çin istilası da söz konusu olmuştur. Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun da hâkim olduğu bu vadiye, 13. yy.da Moğollar, daha sonra da Timur İmparatorluğu’nun etkin olduğu görülmektedir. 20. Yüzyılda SSCB içinde yer almış bir sahadır.
Fergana Vadisi, Orta Asya’nın coğrafi olarak % 5 kadarını temsil ederken tüm bölgenin toplam nüfusunun dörtte birini içinde barındırmaktadır. Dolayısıyla Orta Asya’nın nüfusu en yoğun bölgesini oluşturmaktadır. Bu bağlamda “Orta Asya’nın Kalbi” olarak da betimlenmektedir.
Fergana Vadisi halen; Özbekistan, Kırgızistan ve Tacikistan arasında yer almakta olup bu üç ülkenin topraklarının birbirine adeta sarılmış gibi bölümlemeli bir bölge niteliği taşımaktadır (Şekil 2).
Bu bölge, Orta Asya’nın vadi karakteri taşıyan özel bir coğrafyasını oluşturmakta olup bir o kadar da kritik bölgelerinden biri durumundadır. Demografik olarak bakıldığında; esas itibariyle bölgede hepsi de Müslüman olan Özbekler, Kırgızlar ve Taciklerin yaşadığı görülmektedir. Ancak bu grupların dağılımı çok net olmayıp, Eksklavik durumlar gözlenmektedir. Bir başka deyişle bölgede öbeklenme şeklinde bulunan etnisite oluşturan coğrafi yapılar bulunmaktadır. Eksklav tabiri ile bir devletin topraklarının bir kısmının, bir başka devletin toprakları nedeniyle ayrılmış olması durumunu betimlemektedir.
Halen Fergana Vadisi’nde 9 Eksklasav bölge yer almaktadır. Özbekistan’ın Kırgızistan’da 5 eksklavı, Kırgızistan’ın Özbekistan’da 1 eksklavı, Tacikistan’ın Özbekistan’da 1 ve Kırgızistan’da ise 2 eksklavı bulunmaktadır. Tacikistan’ın Kırgızistan’da bulunan 30 bin nüfuslu Voruheksklavı ve Özbekistan’ın yine Kırgızistan sınırları içinde bulunan 50 bin nüfuslu Sohekslavı nüfuslarıyla öne çıkmaktadırlar. Diğerleri daha küçük ve az nüfuslu eksklavlar olmaktadır. Bu durum, bölge istikrarını tehdit eden unsuru oluşturmaktadır. Nitekim bölge ülkelerinin anlaşamamaları bağlamında birçok kez sınır değişiklikleri yaşanmıştır. Ancak tümüyle mutabakat sağlandığı söylenemez.
Nitekim Mart 2019’da Voruheksklav bölgesinde Tacik ve Kırgız vatandaşları arasında gerginlik yaşanmış ve hayat kaybı da olmuştur. Genellikle yol geçirme ve suyolları üzerinden sorunlar olmaktadır. Son olarak Nisan2021’in son günlerinde Tacikistan-Kırgızistan sınırında silahlı çatışma yaşanmış çok sayıda ölüm olduğu da bildirilmiştir. Böylelikle de 30 yılı aşkın süredir çözülemeyen sorunlar, günümüz konjüktürü çerçevesinde yeniden gündeme gelmiş bulunmaktadır.
Fergana Vadisi İçin Değerlendirme
Fergana Vadisi zengin yer altı ve yerüstü kaynaklarına sahip bulunmaktadır. Yeraltı kaynakları olarak; petrol, kömür, doğal gaz, demir, bakır, cıva, gümüş, tuz, bizmut, boksit, antimon yatakları dikkat çekmektedir. Tarım ürünü olarak ise,başat ürün pamuk olup ipekçilik, çiçekçilik ve sebzecilik de yapılmaktadır. Söz konusu bu zenginlikler bölge devletleri arasında paylaşılmış durumdadır.
Görüldüğü üzere özellikle yer altı zenginlikleri ekonomik açıdan önemli olduğu kadar enerji-politik açıdan da son derece önemlidir. Zira Fergana Vadisinin yer altı kaynakları arasında önemli enerji kaynakları yer almaktadır. Ancak bu kaynaklar, siyasi bağlamda bölge ülkelerinin envanteri olarak ifade edilmektedirler.
Öte yandan bölge, coğrafi özellikleri bağlamında önemli bir geçiş bölgesidir. Bu durum ticaret açısından öne çıkan husus olmaktadır. Nitekim Fergana Vadisi, Tarihi İpek Yolu’nun geçiş güzergâhı üzerinde bulunmaktadır. Bir başka deyişle vadi, tarihsel olarak kervanlar için tercih edilen konaklama bölgeleri arasında yer almaktadır.
Günümüzde de “Tarihi İpek Yolu”nu canlandırma projesi olan “Modern İpek Yolu” (Kuşak Yol) Projesi içinde, yine geçiş bölgesi olarak Fergana Vadisi’nin yerini alacağı anlaşılmaktadır (Şekil 3). Şekil 3’den de hemen fark edildiği üzere Fergana Vadisi Modern İpek Yolu’nun ana arteri üzerinde bulunmaktadır. Bu hattın zaman içinde enerji kaynağı transportu için kullanım potansiyeli de bulunmaktadır.
Fergana Vadisi’nde bölgesel önemli bir sorun da “Sınır Aşan Sular” meselesidir Zira Orta Asya’nın en önemli nehirlerinden biri olan Seyhun (Sir-i Derya) nehrinin vadisi durumundadır. Suların adil paylaşımı ve sınırlar üzerinden açmaza düşmeden çözümlenmesi pek de kolay görülmemektedir.
Son olarak Nisan 2021 sonunda, su kaynaklarının kullanımı ve dağıtımı ile hidrolik güç kullanımı bağlamında çatışma çıkmıştır. Önce sınır polisleri üzerinden yaşanan çatışmalara silahlı kuvvetlerin de müdahil olmasıyla olaylar daha da büyüyerek her iki taraftan toplam 50’ye yakın kişi ölmüş, çok sayıda yaralanma yaşanmış ve binlerce kişinin bölgeden tahliye edilmesi söz konusu olmuştur. 29 Nisan 2021 tarihi itibariyle ise, şimdilik sükûnet sağlanmış görünmektedir. Burada tüm bu yaşanan olayların arkasında esas itibariyle enerji politik ve ekonomik çıkarların yer aldığı anlaşılmaktadır.
Sonuç
Fergana Vadisi, sahip olduğu stratejik konum nedeni ile tarih boyunca çoğu kez çatışmalara tanıklık etmiş ve çok defa sınır değişimleri arasında kalmış kritik bir bölge durumundadır. Günümüzde bu vadi, Özbekistan, Kırgızistan ve Tacikistan arasında paylaşılamayan bir karakter göstermektedir. Ancak burada şunu da belirtmek gerekir ki; bölge dışı aktörler de sorunlara müdahil olmaktadırlar. Burada özellikle Rusya, Çin ve ABD’den bahsedilebilir.
Rusya; Sovyetler Birliği döneminde üç bölge ülkesinin sınırlarının çizilmesinde yer almış ülke olarak, yaşanan sorunların alt yapısına olanak verecek biçimde bölgenin şekillenmesinde önemli rol oynamıştır ve halen de etkinliğini devam ettirmek istemektedir. Çin, Kuşak-Yol projesi bağlamında bölgeyle yakından ilgilenmektedir. ABD ise, Orta Asya enerji kaynaklarını, Afganistan’ı işgal ettiği halde güvenli geçiş arterini oluşturmakta yeterli olamamıştır. Son olarak, Afganistan’dan çekilme söylemleri ifade edilirken Taciklerle anlaşması gündeme gelmiştir. Dolayısıyla enerji-politik manada farklı bir güzergâh arayışında olduğu söylenebilir. Yaşananlar, Orta Asya rezervlerinin Hint Okyanusu’na çıkışı için Fergana Vadisi ve/veya Keşmir bağlamında yeni bir güzergâh düşüncesinin gündeme taşınabileceğini düşündürmektedir.
Öte yandan Türkiye için de, bölge önem arz etmektedir. Fergana Vadisi “Kuşak-Yol” Projesinin (Türkiye’ye uzanan) Orta Koridoru üzerindeki önemli bir geçiş bölgesi olabilecek niteliğe sahiptir. Karabağ sorununun çözüme ulaşıyor olmasından sonra bu bölge Orta Koridor açısından çok daha öne çıkabilecektir.
Ayrıca, 2021 yılında Türk Konseyi (Türk Keneşi)’nin oluşması yönünde önemli gelişmeler yaşanmış ve yine yakın gelecekte daha da önemli gelişmeler yaşanabilmesinin söz konusu olabileceğinden bahsedilmektedir. Fergana bölgesinde yer alan üç Türk Devletinin arasında yaşananlar ise çekince oluşturmaktadır. Burada Türkiye, bölge sorunlarının çözülmesi ve/veya uzlaşımı için rol oynayabilecek bir ülke olabilir.
Bütün bu değerlendirmeler bağlamında, Fergana Vadisi’nde 30 yılı aşkın bir süredir devam edegelen bölgesel sorunların ekonomik ve enerji-politik olarak dahada fazla önem kazanabileceği öngörülebilir. Böylece, Fergana Vadisi’nin meselelerinin bölgesellikten öte, bölge dışı aktörlerin müdahil olmasıyla uluslararası karmaşık bir veçhe kazanması çok mümkündür denebilir.
Öz olarak belirtmek gerekirse; Fergana Vadisi, sahip olduğu özel konjüktürel pozisyon ve stratejik nitelikler nedeniyle günümüzde potansiyel risk bölgesi olma karakterine sahip bulunmakta olup, yakın gelecekte gündemde daha çok yer alacakmış gibi görünmektedir.