Ana SayfaKÖŞE YAZARLARIEnerji konusunda 2021 yılında yaşananlar

Enerji konusunda 2021 yılında yaşananlar

2021 Yılı, tüm dünya için farklı yönleriyle öne çıkan bir yıl oldu denebilir. Şöyle ki; 2019 sonlarında Çin’de önce epidemik(bölgesel) olarak ortaya çıkan COVID-19’un, tüm dünyaya yayılarak2020 yılıyla birlikte pandemik (küresel) salgın halini almasıyla dünyada hemen her konuda önemli sorunlara neden olmuş bulunmaktadır. Ortaya çıkan sorunlar, 2021 yılında daetkinliğini devam ettirmiş ve sağlıktan ekonomiye, enerji politikten güvenliğeve de siyasete olan etkileriyle beraber pek çok konuda yansımalarıyıl boyunca görülmüştür.

Şüphesiz 2021 yılında yaşananlar için farklı yönlerden ve farklı bakış açılarıyla değerlendirmeler yapılabilir. Ancak burada, yaşanan küresel hemen her olayın arka planında yer alan enerji politik olaylar ve enerji konusundakiyaşananların önemlileri hem dünya ve hem de Türkiye açısından ele alınarak incelenmeye çalışılacaktır.Bu bağlamda, dünya ve Türkiye’de gözlenen enerji ile ilgili olayların, ayrı başlıklar altında incelenmesi benimsenmiştir. 

Dünyada 2021 Yılında Enerji Konusunda Yaşananlar

Konuya, enerji politiğe ve ekonomiye yön veren ana paradigmalar içinde yadsınamaz biryeri olan petrolden başlamak yerinde olacaktır. 2021 yılı boyunca petrol fiyatlarındaki değişim ele alınarak irdelendiğinde görülmektedir ki;petrol fiyatları 2021 yılı boyunca genel olarak (iniş çıkışlı olmakla beraber) arta giden bir değişim göstermiştir (Şekil 1). 

Bir önceki yıl (2020 yılı), petrol fiyatlarında ciddi gerileme yaşandığı (hatta eksi değerlerin görüldüğü) bir yıl olmuşken küresel olarak ekonominin 2021’de açılmaya başlamasıyla petrol talebi artmış ve dolayısıyla petrol fiyatları da yükselmiştir. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC’in), üretimi yavaş artırmasının da bunda etkisi olmuştur denebilir.

2021yılında petrolün varili sene başında 50 $’ın altında fiyatlarla başlamışken, sonbaharda80 $’ı aşmıştır. (Brent Petrol zirve değer olarak 87 $’ı görmüştür.) 2021 yıl sonu itibariyle ise petrolün varil fiyatı 75 $ dolaylarında seyretmiştir. Bir başka deyişle dünya petrol fiyatları varil ederi olarak yıl boyunca 30 $’a varan bir artış göstermiştir. Bu bağlamda yıl boyunca %60 mertebesinde bir artış yaşandığı söylenebilir.Dünya petrol fiyatlarında 2021 yılında görülen bu artış trendi tüm ülke ekonomilerini etkilemiştir. Dolayısıyla bu durum, genel olarak tüm metaların fiyatlarına artış olarak yansımıştır denebilir. 

Doğal gazve LNG konusu ise 2021’de enerji-politiğin temel ilgi alanlarından biri olmuştur. 2020’de pandemi nedeni ile (kapanmaların yaşanması ve iş yerlerinin yeterince çalışamaması sebebiyle) düşmüş olan doğal gaz fiyatları, 2021 ortalarında bir miktar toparlanma göstermiştir. 

Doğal gaz konusunda Avrupa Birliği (AB)’de, pandeminin kapanmalara neden olacak şekilde etkin olduğu 2020 senesinde ülkelerde yaşanan ekonomik sorunlar çerçevesinde (biraz da Rusya’yı zorda bırakma bağlamında uygulanan enerji politik hamlelerle)yeterince doğal gazalımı yapılmadığı gözlenmişti. Böylelikle AB’de stokseviyelerinde düşme görülmüştür. Bu konuda ABD de etkin olmuştur denebilir. Şöyle ki; ABD’nin, AB’ye (kaya gazından elde edilen) LNG satışı gündemde olduğu için sorun yaşanmayacağı düşünülmüştür. Ancak, 2021 yılının son çeyreğinde Rusya ile AB arasında (Ukrayna olayları sebebiyle) yaşanan gerginlik kapsamında Rusya’dan yeterli gaz alımı sağlanamayınca, AB’de doğal gaz fiyatlarında yadsınamaz yükselişler görülmüştür. Ayrıca,Çin ve Hindistan başta olmak üzere Asya ülkelerinden gelen doğal gaz taleplerinin artması da dünya doğal gaz fiyatlarının yükselmesinde etkin olmuştur.

Fosil yakıtlar konusunda (kullanılmama yönündeki) etkin kararlar içeren ve 2021 yılında giderek netlik kazanan “Avrupa Yeşil Mutabakat (EuropeanGreenDeal)”inisiyatifi kapsamında uzun vadeli enerji gereklerine ilişkin olarak öngörüler ve sürdürülebilir kalkınma planları lanse edilmiştir. Ayrıca, 1-12 Kasım 2021 tarihlerinde Glaskow’da yapılan “Uluslararası İklim Değişikliği Konferansı”ndasera gazı salımının azaltılması amacıyla fosil yakıtlardan (özellikle de kömürden) çıkılması gündeme gelmiştir. Ancak, en çok sera gazı salımı yapan ülkeler arasında yer alan Çin ve Rusya’nın katılmadığı bu toplantıda, yine en çok sera gazı salımı yapan ülkelerden biri olan Hindistan’ın karşı çıkmasıyla beklenen sertlikte karar alınamamıştır. Bununla beraber 2021 yılında, sonraki yıllarda daha çok gündeme gelecek olan bu konunun küresel bağlamda etkinlik kazanabilecek nitelikte olduğu görülmeye başlanmış ve birçok ülkede “Avrupa Yeşil Mutabakat”a uyum çalışmaları yapılmaya başlandığı gözlenmiştir. Zira, AB’ye üye ülkelerle ticaret yapmak isteyenlerden yeşil sertifika talep edeceği gündeme gelmektedir.

Sera gazı salımının önlenmesi ve “Avrupa Yeşil Mutabakat (EuropeanGreenDeal) kapsamında kömür kullanımının 2021 yılında azaltılması beklenirken, doğal gaz fiyatlarının yükselmesiyle(beklenenin aksine) kömür piyasasında da artış yönünde etkilenme görülmüştür. Bu bağlamda, kömür fiyatlarında ciddi yükselmeler gözlenmiş olup2021 yılında kömürde ton başına fiyat artışı %110’u aşmış bulunmaktadır.

Bunların dışında elektrikli araba ve farklı elektrikli cihazların pillerinin hammaddesi olan Lityumda da büyük değer kazanımı görülmüştür. Pandemi uygulamaları sonunda hızlanan dijital çağa geçiş sürecinde, pil giderek önem kazanan bir eleman niteliği kazanmıştır. Bilindiği üzere Lityum, piller için yadsınamaz önem taşıyan bir malzeme olmaktadır. 2021 yılında Lityum’un kg fiyatı % 475’i aşan bir artış göstererek (kg’ı 42 $’a ulaşarak) rekor kırmış bulunmaktadır. Yine dijitalleşen teknoloji ve enerji sistemleri için vazgeçilmez olan nadir toprak elementler (en büyük üreticisi olan Çin’de üretimin kısılması nedeniyle) 2021’de bulunamayan malzemeler arasında yerini almış ve bu bağlamda çip sorunu ve de krizi yaşanmıştır. 

Bütün bunlarla beraber, enerji kaynağı bölgelerinde yaşanan çeşitli enerji-politik çekişme ve çatışmalar 2021 yılında daaynen devam ede gitmiştir. Örneğin; böylesi bölgeler arasında Orta Doğu, Doğu Akdeniz, Çin Denizi, Latin Amerika ve Afrika’nın farklı bölgeleri sayılabilir. 

Türkiye’de 2021 Yılında Enerji Konusunda Yaşananlar

Türkiye’de 2021 yılındapandemi etkileri,bir önceki yıla göre daha ılımlı bir seyir takip etse de COVID-19 salgınının etkileri kendini hep göstermeye devam etmiştir. Bununla beraber Türkiye’de enerji politikve enerji ile ilişkili birçok gelişme de yaşanmıştır (Şekil 2).

2021yılındafosil yakıtların hepsindedünya fiyatlarındakonjüktürel etkilere paralel olarakseyreden fiyat artışları,Türkiye’de de söz konusu fiyatlarda artış olarak kendini göstermiştir.Bu bağlamda, fosil yakıtlarda görülen fiyat artışları aynı zamanda elektrik fiyatlarının da artmasına neden olmuştur.

Türkiye’de elektrik üretiminde önemli yer tutan kömür santrallarına ilişkin olarak 2021 yılı içinde beş kömürlü termik santral projesi ya iptal edilmiş ya da ertelenmiştir. Burada iklim değişikliğini önleme bağlamında alınan kararların etkin olduğu söylenebilir.  

Petrol konusunda ise, önemli ölçüde dışa bağımlı olan Türkiye için boru hatlarıyla taşınan ham petrol, (enerji geçişinde merkez ülke olma stratejisi kapsamında) hayli önemli bir konuyu teşkil etmiştir. Bu bağlamda, 2021 yılında Irak-Türkiye ve Bakü Tiflis ham petrol boru hatlarından her biri için yaklaşık olarak 200 bin varil ham petrol taşındığı gözlenmiştir. Ayrıca 2021 yılında (başlangıçtan bu yana) Bakü-Tiflis-Ceyhan hattından toplam 3,6 Milyar varil ham petrol aktarıldığı da açıklanmıştır. Türkiye’nin kendi kuyularından Batman-Dörtyol ham petrol boru hattıyla da yıl içinde 25 bin varil kadar ham petrol taşınmış bulunmaktadır.

Yerli petrol çıkarımına ilişkin olarak ise 3 kara kuyusunda petrol bulunduğu duyurulmuştur. Söz konusu bu kuyulardan Diyarbakır’daki Akoba-1 ve Yenişehir-1 kuyularının her birinden yaklaşık 3 bin varil/gün ’lük üretim beklenmektedir. Üçüncü bulunan petrol kuyusu ise Kırklareli’ndeki Misinli-2 kuyusu olup günlük 1000 varil üretilebileceği ifade edilmektedir. Böylelikle yeni keşfedilen petrol kuyularından 7000 varile yaklaşan günlük ham petrol üretimi yapılabileceği öngörülmektedir.

Doğal gaz konusunda ise 2021 yılında daha sevindirici gelişmeler yaşanmıştır denebilir. Karadeniz’de 2020 yılında Sakarya sahasında (Tuna-1 ve Amasra-1 Kuyularında) bulunduğu açıklanan toplam 405 Milyar m3’lük doğal gaza ilaveten 10 Mart 2021 tarihinde Fatih Sondaj Gemisi çalışmaları sonucunda yine Amasra-1 Bölgesinde 135 Milyar m3 ilave doğal gaz bulunduğu ilan edilmiştir. Böylece Karadeniz’de, Sakarya sahasında toplam 540 Milyar m3 doğal gaz rezervi bulunmuş olmaktadır.

İlaveten, Temmuz 2021’de Türkali kuyusunun iki rezervuarında testler tamamlanmıştır. Fazla olarak Fatih Sondaj Gemisinin Türkali-7 kuyusunda sondaja başladığı da duyurulmuştur. Kanuni Sondaj gemisinin ise Karadeniz’deki ilk görevini Sakarya Gaz sahasındaki yine Türkali bölgesinde yapacağı belirtilmiştir.Ayrıca, daha önce keşfedilmiş olan 320 Milyar m3 doğal gaz rezervi için “Gaz Yakma” olarak nitelenen teknik eylem gerçekleştirilmiştir. 

Doğal gazın denizaltı boru bağlantısı ile karaya bağlanacağı Filyos Limanı’nda ise “Filyos Doğal Gaz İşletme Tesisi”nin temeli Haziran 2021’de atılmıştır.Takiben Ağustos 2021’de, kullanılacak doğal gaz borularının üretimine başlandığı da açıklanmıştır.

Karadeniz doğal gazının karaya ulaştırılması için önemli bir aşama olan deniz dibi boru hattı döşemesi için İtalyan petrol sahası hizmetleri şirketi Saipem ile Kasım 2021’de 169 km’lik döşeme bağlamında anlaşma imzalanmış bulunmaktadır. Buna göre, boru döşeme işlemi Castorone gemisi tarafından gerçekleştirilecek olup 2022 bahar aylarında çalışmalara başlanmasının planlandığı ifade edilmiş bulunmaktadır.

Bunlardan ayrı olarak doğal gaz sondaj ve değerlendirme çalışmaları için Türkiye’nin var olan (Fatih, Yavuz ve Kanuni isimli) üç sondaj gemisine ilaveten dördüncü sondaj gemisini aldığı duyurulmuştur. Alınan söz konusu bu dördüncü sondaj gemisinin, yeni bir gemi olduğu ve yedinci nesil olarak nitelenen (dünyada sadece 5 tane bulunan) en son teknolojiyle donatılmış, 3600 m’de çalışma yapabilme kabiliyeti olanbir sondaj gemisi olduğu belirtilmektedir.

Türkiye’de ayrıca, sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) konusunda da gelişmeler yaşanmış olup ilk doğal gaz depolama gemisi olan Ertuğrul Gazi FSRU (Yüzer Depolama ve Gazlaştırma Ünitesi) kullanılmaya başlanmış ve ilk sıvılaştırılmış gaz transferini Haziran 2021 sonunda gerçekleştirmiştir.

Yine 2021 yılında, doğal gaz arz güvenliği için LNG depolama tesisleri konusunda da gelişmeler yaşanmıştır. Bu konuda toplam kapasitenin 4,7 Milyar m3‘e ulaşmış olduğu ifade edilmektedir. Ayrıca Nijerya ile 3 LNG anlaşması, Azerbaycan ile ise 11 Milyar m3 ilave doğal gaz anlaşması imzalanmış bulunmaktadır.

Bu yıl içinde Biyokütle konusunda da gelişme sağlanmış olup 2021 sonu itibariyle Türkiye’nin biyokütle kurulu gücü 2 Bin Megawat’ı aştığı gözlenmiştir. Bu bağlamda biyokütle santrallarının, 2021’de toplam elektrik üretimi içindeki payının% 2,3’e ulaşmış olduğu belirtilmektedir.

Dünyadaki iklim değişikliğine karşı geliştirilen eylem planları içinde önemli bir yeri olan ve 2016 yılında Türkiye’nin imzalamış olduğu “Paris İklim Anlaşması” 6 Ekim 2021’de TBMM’de onaylanarak Resmi Gazetede yayınlanmıştır. Ayrıca, yine bu yıl içinde “Yeşil Elektrik Piyasası” da işleme açılmıştır.

Öte yandan Türkiye’nin büyük projelerinden biri olan Akkuyu Nükleer Güç Santralı (NGS) Projesi’nde de bu yıl içinde önemli gelişmeler yaşanmıştır. Dört üniteden oluşacak olan AkkuyuNGS’nin birinci ünitesindereaktör kabının montajı tamamlanmış ve bu ünitenin ana binasının inşaatı 17 metre yüksekliği aşmış bulunmaktadır. İkinci ünite’de de reaktör kor tutucu eleman sahaya intikal etmiştir. Üçüncü reaktörün ise 10 Mart 2021’de Türkiye ve Rusya Devlet Başkanlarının video konferansla katılımıyla temeli atılmıştır. Dördüncü Reaktör ünitesine ilişkin ise inşaat lisansı alınmıştır. 2022 yılında bu son ünitenin de temelinin atılacağı açıklanmıştır.

Yenilenebilir enerji konusunda gelişim trendi Türkiye’de 2021 yılında da devam etmiştir. Rüzgâr Enerjisi konusunda rüzgâr santrallarının kurulu gücünün 10 bin MW’ı aştığı ve 190 bin MWh mertebesinde elektrik üretimi gerçekleştirildiği açıklanmıştır. Bu değerin Türkiye için tüm zamanların rekoru olduğu belirtilmektedir. Ayrıca, rüzgâr enerji sektöründe (rotor kanadı, türbin kulesi, bağlantı elemanları ve jeneratör parçaları ile) yerli üretim payının %65’i bulduğu da ifade edilmektedir.

Hidroelektrik enerji konusunda, önemli hidrolik santralların yapımına devam edildiği ve sınıfında dünyanın en uzun ve büyük gövdeye sahip olan ve 2020 yılında ilk türbini çalışmaya başlayan Ilısu (Prof.Dr. Veysel Eroğlu) Barajı’nındevreye giren ilave türbinleriyle resmi açılışı Kasım 2021’de yapılmıştır. Güneş enerjisi çalışmaları da yurdun farklı yerlerinde süre gitmiştir. 

Bunlara ilaveten elektrikli aparatlar ve elektrik arabalar için önemli bir eleman olan pil yapımına ilişkin önemli bir adım atılmıştır. Bu bağlamda, 2021 yılında Kayseri’de ASPİLSAN’da, lityum-iyon pili seri üretime geçirmek üzere Güney Kore’den bir firma ile sözleşme imzalanmıştır. Lityum konusunda da2020’de başlayan çalışmalar kapsamında (dünyada bir ilk olarak) Türkiye’de Bor atık çamurundan yan ürün olarak elde edilmesi yönünde Kırka’da kurulan protatip tesiste Lityum üretimi yapılmıştır.

Sonuç

2021 yılında pandemi ve etkileri süregiderken dünyada ve Türkiye’de enerji politik ve/veya enerji ile ilişkili gelişmelerin hız kesmeden devam ettiği gözlenmiştir. Nitekim dünyanın pek çok bölgesinde enerji-politik kaynaklı ancak siyasi sonuçlar doğuran olaylar yaşana gitmiştir. Enerji-politiğin ve enerji çalışmalarının pandemi şartlarında bile yavaşlamaması, ülkelerin şartlar ne olursa olsun enerjiden vazgeçemeyeceğinin de en açık göstergesidir diyebiliriz. Bu bağlamda enerji piyasalarında görülen çalkantılar global ölçekte etkili olmuş, ancak enerji yatırımları da süre gitmiştir. Türkiye’de de enerji ile ilgili konularda ilerleme ve gelişmeler hız kesmeden devam etmiş bulunmaktadır. 

Öz olarak ifade etmek istersek enerji, toplumların temel girdisi durumunda olduğundan, 2021 yılında COVID-19 salgını sürerken bile enerji ile ilgili rekabet şartları değişmemiş ve dolayısıyla hem ekonomik hem teknolojik ve hem de siyasi gelişmeler bütün etkinliği ile kendini hissettirmiştir denebilir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

spot_img

BUNLARI DA OKUYUN