İki ay önceki yüzde 14,98’lik elektrik zammının şokunu üzerinden atamayan sanayiciler, EPDK’nın açıkladığı ikinci zam haberiyle sarsıldılar. Yüzde 14,90 olarak açıklanan yeni elektrik zammının özelde plastik sektörü genelde tüm sanayiyi olumsuz etkileyeceğini söyleyen PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu; “Türkiye’de kaynak sıkıntısından çok öncelik sorunu olduğunu düşünüyoruz. Önceliğin mutlaka üretim yaparak ülke ekonomisine katkı sağlayan sanayicilere verilmesi gerekiyor. Söz konusu zamlarla sürdürülebilir bir üretimden söz etmek çok zor” dedi.
Türkiye’nin toplam elektrik tüketiminin yaklaşık yüzde 5’inin plastik üretimi için harcanırken ülke ekonomisine en çok katkı sağlayan sektörlerden plastik sanayi yüksek enerji maliyetleri karşısında zorlanıyor. Dünyanın en büyük altıncı, Avrupa’nın ise en büyük ikinci plastik üreticisi konumunda bulunan Türkiye’nin yıllık plastik mamul üretimi 10 milyon ton civarında.
Plastik sanayinde 2018 yılının ikinci yarısında başlayan sorunlar 2019 yılının ilk yarısında da devam etti. Plastik mamul üretimi yılın ilk yarısında geçen yıla göre miktarda yüzde 11 azalışla 4,5 milyon tona, değerde ise yüzde 18 düşüş ile 15,9 milyar dolara geriledi. Sektörün nabzını tutan makine ve teçhizat yatırımları da alarm veriyor. Plastik sektörünün 2019 yılının ilk yarısındaki makine ve teçhizat yatırımları 2018 yılının ilk yarısına kıyasla yüzde 42 azalarak 306 milyon dolar seviyesine geldi.
Enerji maliyetlerinin yüksekliği sektörün en büyük sorunları arasında yer alıyor. Örneğin; Elektriğini sanayi tarifesinden kullanan bir tesiste son bir yıllık elektrik fiyat artışı yüzde 100 seviyelerini aşmış durumda. Üretim ve ürün tipine göre değişmekle birlikte plastik sektörünün toplam maliyetleri içerisinde yüzde 3 ila 25 (en yüksek izolasyon malzemesi üretiminde) arasında payı olan enerji maliyetlerindeki bu artış gittikçe zorlaşan piyasa ve rekabet koşullarında sektörün rekabet gücünü olumsuz etkiliyor.
Hali hazırda iyice zorlaşan finansman koşullarında peşin ödenen elektrik faturaları sanayici için ağır bir yüke dönüşüyor. Bu şartlar altında ürün maliyetlerine yansıtılacak enerji artışlarının iç piyasada enflasyonu arttıracağı, uzun vadede ise talebi düşürme riski taşıdığı öngörülüyor. İhracat ayağında ise enerji bir avantaj olmaktan çıkıp rekabeti zorlaştırır bir konuma gelme riskini beraberinde getiriyor.
Elektrik zamları sanayiye olumsuz yansıyor…
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK), bugün itibarıyla elektriğe yüzde 14,9 zam yapılacağını bildirmesinin ardından bir açıklama yapan Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Başkanı Yavuz Eroğlu şunları söyledi; “Enerji verimliliğine odaklanan Türk plastik sektörü, enerji verimliliği yüksek soğutucular, kompresörler, full elektrikli makinalara yönelmiş durumda. Bu tür yatırımların artması için ekonomi yönetiminin var olan destekleri arttırıp etkinleştirmesi büyük önem taşıyor. Ayrıca özellikle hane halkı için daha düşük uygulanan ancak sanayiye daha yüksek uygulanan artışlar ve sanayi elektriğinin avantajının ortadan kaldırılması sanayi yatırımlarına olumsuz yansıyor. Bu noktada uzun vadeli kalkınmaya ve üretime destek için istihdam ve büyüme motoru sanayinin enerji ihtiyacı rekabetçi koşullarda çözülmelidir. Türkiye kaynak zengini bir ülkedir. Yeter ki stratejik önceliklerimizi doğru yapıp beşeri ve maddi kaynaklarımızı verimli kullanalım. Bu noktada sorunun bir öncelik sorunu olduğu açıktır. Biz kaynaklarımızı istihdam ve refahın ana kaynağı üretime yönlendirmede onun rekabetçiliğini arttırma yönünde kullanmakta öncelik vermeliyiz. Üretimin ve ihracatın önünü açmak ana öncelik olursa, üretim ve özellikle de üretici/ihracatçı firmaların rekabetçiliğini koruyacak formüller üretebiliriz.”
Tüketimi değil üretimi desteklemek lazım!
Türkiye’nin çalışan üreten insanlarına refah sağlayan bir ülke olmasını istediklerini belirten Yavuz Eroğlu; “Bu doğrultuda atılan tüm adımlarda önceliğin üreticinin işini kolaylaştıracak şekilde yapılmasını bekliyoruz. Birçok sektörde tüketiciye yönelik KDV indirimleri, ÖTV indirimleri özel kampanyalar yapılıyor. Bunlar kısa vadede piyasayı canlandırsa da esas kalıcı büyüme ve refah üretimi artırarak sağlanabilir. Bunun yolu da öncelikli olarak tüketimi değil üretimi desteklemekten geçiyor” diye konuştu.