Delik

Günümüzün en büyük konusu delik bence. Şimdi diyeceksiniz ne alaka? Bir şey delinirse orada ne olur: Sızar, akar ve boşalır. Biz de aynısını yaşıyoruz.

Ülkenin ciğerleri delindi. Ormanlar yandı, onlarca yıl düzelmeyecek yaralar açıldı. İçinde hayvanlar, arılar, yılanlar, kaplumbağalar, kuşlar, böcekler öldü. Evler yandı, köyler yok oldu. Yaşanmışlıklar geleceğe umutlar kayboldu. Göz göre göre geldi bu yangınlar. Tedbir alınmalıydı, alınmadı. Dünyaya yardım ederken kendi ciğerlerimizi yaktık. Neden mi? “Yangın uçaklarımız, helikopterleriniz yok” diye. Aslında vardı ama bürokraside delinmişti. Sonuç o deliğe yanan ormanlarımız, kül olan canlar, köyler kurban oldu. Delik büyüktü.

Sınırlarımız delindi. “Sınır namustur” yazar uç karakollarında. Ama her gün binlerce Suriyeli girdi ülkemize. Yıllardır buradalar. Her yere yayıldılar, baktık, besledik, okuttuk, çocuk doğurdular, vatandaş oldular, kamuya atandılar, bir sürü kötü olaya karıştılar, sahillerimizi işgal ettiler, çocukları sınavsız üniversitelere girdiler, bedava hastanelere gittiler, ilaç aldılar, yurtlarda ücretsiz kaldılar, toplu taşımayı bedelsiz kullandılar, iş yerleri açtılar. Gene delik ekonomiye vurdu. Bedelini biz ödedik. Kendi ülkemizde onlar kadar değerli olmadık.

Günlerdir sınırdaki delik gene açılmış.  Akın akın Afganistanlılar geliyor. Milyonları buldu sayılar. Kim olduğu belli olmayan gencecik çocuklar gelir gelmez bayraklarını göndere çektiler. Bir

gencecik kardeşimizi öldürdüler. Bakalım daha neler yapacaklar. Bizlere neler yaşatacaklar.

Delik her geçen gün büyüyor ülke nüfusunun neredeyse yüzde yirmisi yabancılarla dolu. Türkçe konuşan görünce sevinir olduk. Bizim çocuklarımız, insanlarımız işsiz kaldı. Atanamadı, üniversiteye giremedi. Resmen işgal altındayız. Deliği onarmazsak sonu belli.

Pandemi zaten dünyayı vurdu. Bizi perişan etti. Binlerce can öldü. Tam ‘düzeliyoruz’ derken gelen gelene. Her yer delik. Böyle nasıl bitecek, kontrol yok, kayıt yok, kendi kendimize aşılamayı bitirememişken her şey çöpe mi gidecek? Ne için kim için.

Ekonomi delik, işsizlik delik, eğitim delik, bürokrasi delik…

Delik dedik büyüdü çukur oldu. Seller oluyor, felaketler oluyor. Neden mi? Doğanın yapısını bozduk. Dere yataklarına evler yaptık, Hes’ler yaptık, suların akışlarını bozduk, nehirleri ‘ıslah edeceğiz’ diye beton duvarların arasına sıkıştırdık, heyelânlara yol verdik, doğayı koruyacağımıza betona boğduk, ormanlarımızı madenlere katlettik, siyanürle yüzyıllarımızı öldürdük, taş ocakları, kömür ocakları derken tarım, orman arazilerini yok ettik.

Tarım arazilerinin organikliğini bozduk. Yabancı tohumlara, gübrelere, ilaçlara esir ettik. Üzerine çiftçiyi, hayvancılığı öldürdük. Saman ithal ettik, hayvan ithal ettik, seralarda ne olduğu nasıl yetiştirildiği belli olmayan meyve sebze ürettirdik. GDO’lu ürünler yedirdik halkımıza. Sonuç mu? Kanserden başlayan birçok hastalığa kurban ettik kendimizi. Neden, niçin?

Sınırlar  delik.

Tarım delik.

Ormanlar delik.

Sağlık delik.

Eğitim delik 

Ekonomi delik.

Cep delik cepken delik….!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

spot_img

BUNLARI DA OKUYUN