Ana SayfaEKONOMİCorana virüs salgını ve olası enerji politik yansımaları

Corana virüs salgını ve olası enerji politik yansımaları

2019’un sonunda, özellikle de 2020 ile salgın haline gelen Yeni Coranavirüs, Çin’den başlayarak dünya için tehdit oluşturan boyutlara erişmiş bulunmaktadır. Bilindiği üzere Coronavirüs’ler insanlarda ve hayvanlarda görülen bir virüs tipi olup, insanlarda soğuk algınlığı ile başlayıp uzantısında zatüreye kadar evrilebilen solunum yolu enfeksiyonuna sebep olabilmektedir. Her yıl özellikle sonbahar ve kış aylarında ortaya çıkan Coronavirüs’lerin, 21. Yüzyılda yeni tipleriyle daha ağır solunum enfeksiyonlarına neden olduğu görülmektedir. Bu bağlamda dünyada daha önce önemli tehdit oluşturan (Severe Acute Respiratory Sendrome- Coronavirus) SARS-CoV ve (Middle East Respiratory Syndrome-Coronavirus) MERS-CoV virüslerinden bahsedilebilir. SARS-CoV 2002-2003 yıllarında Çin’den yayılmış, MERS-CoV ise Ortadoğu Solunum Yetmezliği Sendromu olarak 2012 yılında salgına neden olmuştur.

Son olarak, Aralık 2019 sonunda Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve şimdiye kadar bilinmeyen farklı bir Coronavirüs saptanmış ve “Yeni Coronavirüs” olarak adlandırılmıştır. Yazık ki; kısa sürede salgın halini almıştır. Çin merkezli başlayan salgın dünyada 30’un üstünde ülkede görülmüş ve 2000 mertebesinde ölüme neden olduğu rapor edilmiş bulunmaktadır (Harita 1). Fazla olarak, onbinlerle ifade edilen hastalığa yakalanmış kişiden bahsedilmektedir. Bu durum, doğal olarak tüm dünyada endişe yaratmış ve hastalığın seyri dikkatle takip edilir olmuştur. Genel olarak sarı ırk coğrafyasında etkin olduğu ve önemli sayıda kayba neden olduğu görülen bu virüs, doğal olarak öncelikle baş edilmesi gereken bir sağlık sorunudur.

Böylesi bir salgın, tüm dünyada ilgili tedbirlerin alınmasını elzem hale getirmiştir. Tabii ki, ilk olarak salgının ilk çıkış ülkesi olan Çin’den geliş-gidişlerin kontrol altına alınmasına neden olmuştur. Önce uçak yolcuları üzerinden ve takiben deniz yolu yolcularında virüsün görülmesiyle Çin bağlantılı yolcuların tümünün kontrolunun yapılmasını takiben farklı ülkelere yayılmasıyla da, ülkelere giriş yapan tüm yolcuların taranmasını gündeme getirmiştir. Bütün bunlardan öte virüsün hasta kişilerin kullandığı malzemeler ve/veya dokunduğu elemanlar üzerinden yayılmasının mümkün olduğunun ifade edilmesinden sonra kargolar üzerinden endişeler oluşmuş bulunmaktadır.

Bu durum, hemen tahmin edileceği üzere Çin ile ticaretin sorgulanmasını gündeme getirmiştir. ABD’nin 2019’da üzerlerine uyguladığı Ticaret Savaşını yaşamış olan Çin’in, Ocak 2020’de imzalanan anlaşmayla bu dönemi artık kapatabileceği düşünülürken, üstüne bu salgının gelmesi ekonomiyi pekiştirerek olumsuz olarak etkileyebileceğini düşündürmektedir. Burada sadece Çin’in değil, globalleşmiş dünyada tüm ülkelerin az veya çok etkilenmesi söz konusu olmaktadır.

Enerji-Politik Yorumlama

Yeni Coranavirüs salgını ile ilgili yorumların sağlık ve takiben ekonomi üzerinden yapılması, ilk akla gelen ve doğal olarak öncelikle görülen etkilerle alakalı olmaktadır. Ancak, bunların uzantısında diğer bir öncelikli etki de enerji-politik olarak görülmektedir ve görülmeye devam edeceği izlenimi edinilmektedir.

Çin’in (Ticaret savaşını takiben)  Corona virüs salgınının ekonomik etkilerini yaşıyor olması doğrudan ülkenin enerji politiğini ve ülkenin genel durumuna etkisi olmaktadır. Nitekim ülkede aktivite yavaşlaması olduğundan ve turizmi de negatif etkilendiğinden enerji kaynağı gereksinimi düşmüş bulunmaktadır. Ekonomik ve teknolojik olarak dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olan Çin’de meydana gelen değişimler ekonomiyi olduğu kadar dünya enerji-politiği üzerinde de aktif bir durum yaratmaya başlamıştır.

Şöyle ki; Çin’de (sağlık dışında) tüm aktivitelerin yavaşlamasıyla enerji kaynağı gereksiniminin düşmesi söz konusu olmuş ve bu durumdan dünya petrol fiyatları etkilenmiş görünmektedir. Nitekim dünya ham petrol fiyatları Ocak 2020’den itibaren düşüşe geçmiş ve son 1 yılın en düşük seviyelerine kadar inmiştir. Fazla olarak, ham petrolün varil fiyatında iniş trendine sebep olmuştur. Bu durum dünya ekonomisi ve enerji-politiğini etkileyecek nitelikte bir gelişmedir.

Halihazırda petrolde (% 20 kadar olduğu ifade edilen) arz fazlası oluştuğundan, salgının önünün alınamaması durumunda petrol üreten ülkelerde sorun oluşacaktır. Nitekim OPEC nezdinde toplantılar yapılmakta ve üretimin kısılması yoluna gidilmesi gündeme gelmektedir.

Öte yandan, Çin’in petrol temininde önemli bir ülke olan İran’ın da bu durumdan en çok etkilenecek ülkeler arasında olacağı düşünülmektedir. Zira İran ABD ambargosu nedeniyle petrolü satacak ülke bulmakta zorlanırken, son olarak İran ile Çin arasında imzalanan anlaşmanın (salgınla birlikte) beklenen düzeyde devreye girememesi nedeniyle İran’ın zora gireceği öngörülebilir.

Ayrıca, Çin’in tüm dünyada ortağı olduğu projelerde aksamalar yaşanabilecektir. Bunlar içinde enerji-politik olanları çok daha baskın sonuçlar doğurabilecektir. Zira global ölçekte birçok enerji-politik projenin hayata geçirilmesi ve kredi temini de Çin tarafından yapılmaktaydı. Çin ekonomisinin yavaşlamasıyla bu projeler de yavaşlayacaktır denebilir. Bunlar arasında Modern İpek Yolu Projesi olarak bilinen “Bir Kuşak Bir Yol (One Beld-One Road) projesi de sayılabilir. 65 ülkeyi ilgilendiren bu proje yol projesi olduğu kadar aynı zamanda enerji hatları projesidir. Bu projenin yavaşlaması söz konusu olabilecektir ki; dolayısıyla da enerji-politik etkiler ortaya çıkabilecektir.

Bir başka husus da Çin’de bulunan nadir toprak elementlerin üretiminin azalmasının söz konusu olabileceğidir. Çin’in nadir toprak elementlerin üretiminde önemli bir yeri bulunmaktadır. Tek başına, en fazla (dünya rezervinin üçte birinden fazlasına, % 36 kadarı) rezerve sahip ülke olup dünya gereksiniminin de önemli bir kısmını karşılamaktadır. Bilindiği üzere, nadir toprak elementler,  enerji sistemlerini ilgilendiren birçok elemanda (enerji sistemleri elemanları, enerji tasarruflu lambalar, hidrojen depolama elemanları, nükleer bataryalar, güneş panelleri, petrol rafinerilerinde katalizör vb. olarak)  kullanılmaktadır. Bunlardan önemli bir tanesi pil teknolojisi olmaktadır. Bir başka deyişle hibrit veya elektrikli taşıtlar için önem arz etmektedir. Bu durum, elektrikli taşıtlara geçmeye hazırlanan dünyada gelişmeleri etkileyebilir. Ayrıca, yeşil veya temiz enerji sistemleri olarak nitelenen güneş ve rüzgar vb. enerji sistemlerini etkileyebilir. Bunlardan ayrı olarak nükleer teknoloji ve nanoteknolojide kullanımları nedeniyle bu teknoloji ürünlerinin geliştirilmesi yavaşlayabilir. Bunlar da enerjiyi ve dolayısıyla enerji-politiği etkileyecek bir diğer hususu oluşturmaktadır.

Sonuç

Görüldüğü üzere, “Yeni Corana virüs” esas itibariyle Çin’den başlayan ve daha çok sarı ırk coğrafyasında yaygınlaşan ve fakat dünyanın diğer bölgelerine yayılma eğilimi gösteren bir salgın olup tabii ki öncelikle büyük bir sağlık sorunu oluşturmaktadır. Bununla beraber henüz önü alınamadığı gözlenen bu salgın, sadece önemli sağlık sorunu olmanın ötesinde global ölçekte birçok konuda sorun ve risk oluşturabilecek nitelik taşımaktadır. Sağlık dışında ilk akla gelen ve hızla kendini gösteren ekonomik sorunlardan daha başat bir etki belki de enerji temini ve enerji güvenliği konularını etkileyecek mahiyette olabilecektir. Bu bağlamda, salgının önü alınamazsa dengelerin önemli ölçüde etkilenebileceği de öngörülebilir. Bir başka deyişle, Çin’de görülen bu salgının sürmesi farklı sektörlerde yeni dengelerin oluşmasına neden olabilir. Dolayısıyla da yeni ekonomik ve enerji-politik alternatiflerin aranmasını gündeme getirebilir. Bu da konunun, üzerinde ehemmiyetle durulması gereken ayrı bir veçhesini oluşturmaktadır. Umulur ki kısa sürede salgının önü alınabilsin. Ancak, aksi durumlara karşı ülkelerin ekonomik ve enerji-politik olarak ortaya çıkabilecek gelişmelere karşı olabilecekleri düşünmeleri, planlamalarını ve stratejilerini de buna göre geliştirmeleri gerekmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

spot_img

BUNLARI DA OKUYUN