Asyalı bir güç olan Çin Devleti tarih boyunca çeşitli zamanlarda batıya doğru genişleme politikası izlemiştir. Örneğin, İkinci Göktürk Devletinin 742 yılında yıkılması sonrasında Orta Asya da bir güç boşluğu doğmuş ve Çin batıya doğru genişlemeye başlamıştır. Bu dönemde Çin’in genişlemesi 751 Talas savaşında Müslüman Araplar ve onlara yardım eden Türkler tarafından durdurulmuştur. Bir başka genişleme dalgası Yuan Hanedanı Kubilay Han zamanında 13. ve 14. yüzyıllarda olmuş bu genişleme de Rusya ve İran devletleri ittifak geliştirilemediği için durdurulmuştur.
Benzer şekilde SSCB’nin dağılması ile Orta Asya’da bir güç boşluğu doğurmuş ve Çin yine bu boşluktan faydalanarak batıya doğru genişlemeye başlamıştır. Çinin “Bir Kuşak Bir Yol Projesi” bu bağlamda değerlendirilebilir.
Viktor Yanukoviç ve Çin Devlet başkan yardımcısı Lee Kezhyan 2013 yılında Kırım’ın Sivastopol ve Yevpatorya bölgelerinin Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol Projesi”ne tahsis edilmesi konusunda anlaşmışlardır. Anlaşma sayesinde Kırım’da Çinli yatırımcılar tarafından kurulacak deniz limanı ile Çin Avrupa’ya ticari olarak 6 bin km daha yaklaşmış olacaktır. Bu sayede Çin malları Suveyş kanalı veya Cebelitarık kullanılmadan Avrupa’ya ulaşmış olacaktır. Bölgenin çevresinde ayrıca 300 bin metrekare alanda endüstri bölgesi kurulması planlanmıştır. Ayrıca anlaşma Ukrayna’ya Çinli göçmenlerin gelebileceği yönünde hükümler içermiştir. Çin’nin “Bir Kuşak Bir Yol Projesi”, Rusya Devlet Başkanı Putin’in daha öncesinde teklif ettiği Rusya Federasyonu, Kazakistan, Kırgızistan ve Beyaz Rusyayı kapsayan Avrasya Birliği’nden daha etkili bir proje olacağı değerlendirilmiştir. Bu projeye sadece Orta Asya dahil edilmemiş, ipek yolunun ekonomik kuşağı olarak Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, Güney Osetya ve Ukrayna’yı kapsamıştır. Sonrasında hedef tüm Avrupa olacaktır. 2013 yılı itibariyle Rusya bu projenin dışında tutulmuştur.
Çin, “Bir Kuşak Bir Yol Projesi”ne dahil olan ülkelerin iç işlerine müdahale etmeyeceği konusunda garanti vermektedir. Çin devlet başkanı Orta Asya devletlerinin başkanları ile stratejik ortaklık için bu dönemde ayrı ayrı görüşmüş özellikle Özbekistana 11 miyar dolarlık bir anlaşma teklif edilmiştir.
Çin’in batıya doğru genişlemesi sadece Orta Asya veya Kafkaslar ile sınırlı kalmamış, Ortadoğu ve Afrika ülkelerini de içermiştir. Özellikle Afrika uzun zamandan beri Çin’in bu etkisi altındadır. Çinin anılan etkisi Orta Asya deneyiminden de anlaşılacağı üzere şimdilik sadece ekonomiktir. Çin ekonomik etkisini politik düzeyde henüz gösterememektedir. Örneğin, Çin’in ekonomik etkisi Kırgızistan’da olduğu söylenebilir fakat bu etki ülke içindeki siyasi tutumuna henüz yansımamıştır. Bununla birlikte Çin’in tutumunda jeopolitik faktörleri inkar etmek hatalı olacaktır. Çünkü Çin kendi ulaşım ve diğer araçlarını çeşitlendirme konusunda endişe duymaktadır, bazı transit geçiş güzergahlarında politik veya askeri problemler oluşmaktadır.
Yakın dönemde Rusya’nın Kırım’ı tek taraflı ilhak etmesi ve sonrasında ilk olarak Kırım özelinde Çin-Ukrayna anlaşmasının iptal edilmesini sağlaması söz edilen askeri politik problemlere örnek olarak gösterilebilir. Rusya’nın Kırım’ı ilhakı ipek yolu projesinde ben de varım şeklinde değerlendirilebilir.
Benzer şekilde, benzer dönemlerde başlayan bir kuşak bir yol güzergâhının güney ekseninde yer alan Suriye uyuşmazlığını yukarıda belirtilenlerden bağımsız okumamak gerekmektedir. Türkiye’nin en son Afrin hamlesini de bu bağlamda değerlendirmek gerekmektedir.