Ana SayfaEKONOMİBoğazlarda gemilere müdahale edilebilir mi?

Boğazlarda gemilere müdahale edilebilir mi?

Türk Boğazlarının hukuki statüsünü belirleyen pek çok antlaşma yapılmıştır. Bugün yürürlükte olan Montrö Sözleşmesi, boğazlardan geçiş rejimini düzenleyen en uzun süreli antlaşmadır. Bu yazı Montrö Sözleşmesi’ne göre Türkiye’nin boğazlardan geçiş yapan gemiler üzerindeki zabıta yetkisini salgın hastalık durumunda ne şekilde kullanacağına ilişkin kısa bir değerlendirmedir.

Türk Boğazları, Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi ve İstanbul Boğazı’ndan ortak geçiş rejimini ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Terim ilk kez, 1923 Lozan Boğazlar Sözleşmesinin Başlangıç kısmında yer almış, daha sonra ise 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesinin Başlangıç kısmında tekrarlanmıştır. Montrö Sözleşmesinin 1. maddesinde Boğazlardan geçiş ve ulaştırma serbestliği ilkesinin tanındığı belirtilmektedir. Sözleşmenin kabul edildiği dönemde karasuları ve boğazlardan geçiş ve ulaşıma ilişkin hukuki rejim arasında belirgin farklılıklar bulunmadığından burada zararsız geçiş rejiminden söz edilebilir. Bu kapsamda zararsız geçiş kıyı devletinin barışına, düzenine veya güvenliğine zarar getirmedikçe bu geçiş zararsızdır.  Boğazlardaki geçişin karasularından zararsız geçişten farkı kıyı devleti karasularından geçen bir gemiyi barışını düzenini ve güvenliğini bahane ederek askıya alabilirken, boğazlardan geçişi kesintiye uğramaksızın sağlamak zorundadır. Sözleşme, Türkiye’nin Boğazlar üzerindeki egemenliğini sadece geçiş ve ulaşım konularında sınırlandırmaktadır. Bu açıdan Sözleşme kapsamına girmeyen, örneğin zabıta ve yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili konularda, Türkiye’nin yetkileri saklıdır. Ayrıca Türkiye’nin uluslararası hukuka uygun olarak egemenliği altında bulunan Boğazlar da gerekli önlemleri alma yetkisi de bulunmaktadır.

Türkiye’nin boğazlardan geçen yabancı gemilere pandemi dolayısıyla müdahale etme hakkının bulunup bulunmadığı konusunda, Montrö Sözleşmesi uyarınca, barış zamanında, ticaret gemileri, gündüz ve gece, bayrakları ve taşıdıkları yükleri ne olursa olsun hiçbir merasime tabi olmadan boğazlardan geçiş tam özgürlüğünden yararlanırlar. Ancak, uluslararası sağlık kuralları çerçevesinde Türk yasalarıyla korunmuş olan sağlık denetimine tabi tutulmaları hususu bu durumun bir istisnasıdır. Boğazlara giren her gemi, Boğazların girişine yakın bir sağlık istasyonunda duracaktır. Türk makamlarının sağlık koruma görevlilerini göndermesi ve geminin de bu sağlık görevlisini gemiye alarak sağlık kontrolünden geçmeleri veya kaptanın imzalı beyanının alınması gereklidir. Gemiler, bir temiz sağlık belgesi veya gemide bulaşıcı ve salgın bir hastalık olmadığını doğrulayan bir sağlık bildirisi göstermek zorundadırlar.  Aksi halde her türlü sağlık tedbirinin uygulanması Türkiye Cumhuriyeti’nin yetkisindedir. Uluslararası Sağlık Tüzüğüne göre, Dünya Sağlık Örgütü tarafından bildirilen bulaşıcı ve salgın hastalıklar ile ilgili gemiye sağlık tedbiri uygulamak gerekirse, bulaşıcı hastalık taşıyan gemi, mikroplardan temizleninceye kadar karantina demir yerinde bekletilebilir. Gemide bulunanlardan gerekli görülenler portör araştırması, tedavi, tecrit ve diğer sağlık işlemleri için en kısa sürede, yükleri ile birlikte, sağlık görevlisi gözetiminde, kimse ile temas ettirilmeden Bakanlık ve Genel Müdürlükçe belirlenen sağlık kuruluşlarına gönderilebilir.

Sonuç olarak Türkiye Boğazlardan geçen gemilere salgın hastalık durumlarında sağlık denetimini uygularken uluslararası hukuktan kaynaklanan yetkilerini kullanmakta ve bu konuda bayrak devletinin rızasının aranmasına da ihtiyaç duymamaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

spot_img
spot_img

BUNLARI DA OKUYUN