Dünyayı tehdit eden en önemli sorunların başında gelen küresel ısınma, farklı bölgelerde farklı şekillerde kendini hissettirmeye başladı. İklim değişikliğinin sağlık ve besine erişme noktasında önemli bir parametre olmasının dışında sürdürülebilir bir dünya için vazgeçilemez olan enerji kaynaklarına etkisi ise tartışılmaz. Enerji tasarrufu denince bugün hala ısı yalıtımı konusu,en son akıllara gelen bir konu. Oysa bir konutta enerjinin yüzde 40’ı duvarlardan kaybediliyor. Tüm konutlar üzerinden düşündüğümüzde bu enerji kaybı çok önemli bir nokta olarak karşımıza çıkıyor.
Rakamlar gösteriyor ki bireylerin yanı sıra şirketlerin de önemli derecede bu tasarrufu yapması gerekiyor. Avrupa’nın mantolama devi Baumit, doğru mantolamayla yapılarda yüzde 50 oranında enerji tasarrufu sağlamanın mümkün olduğunu belirtiyor. Enerji verimliliğine dikkat çeken Baumit, konut ve iş yerlerindeki ısı yalıtımının dünyada küresel ısınmanın engellenmesindeki en önemli gündem maddelerinden biri olduğunun altını çiziyor.
İklim değişikliği, dünyamızı tehdit eden en önemli sorunların başında geliyor. Hayatımızın her alanında olmasa olmaz bir olgu olan “enerji”kaynakları da iklim değişikliğinden etkileniyor. Enerji tasarrufu dediğimizde bugün hala ısı yalıtımı aklımıza gelmese de bir konutta enerjinin yüzde 40’ının duvarlardan kaybediliyor. Dünyada küresel ısınmanın engellenmesindeki en önemli gündem maddelerinden biri olan ısı yalıtımı ile hem daha sürdürülebilir bir dünya inşa etmek hem de yaşam alanlarında yüzde 50 oranında enerji tasarrufu sağlamak mümkün.
“Türkiye’deki mevcut binaların yüzde 85’inde yalıtım maalesef bulunmuyor”
Son teknoloji kullanarak enerjiden tasarrufu nasıl yaparız sorusu üzerine ürünler geliştiren Avrupa’nın mantolama devi Baumit, sürdürülebilirliği şirket DNA’sına işlemiş durumda. Konu özelinde açıklamada bulunan Baumit Satış ve Pazarlama Direktörü Erdil Dinçer, doğanın bize verdiği tepkilerin küresel ısınmanın günümüzde hangi boyutlara ulaştığının en önemli göstergesi olduğunu söyledi. Ülkelerin karbon salınımı ile ilgili kısıtlamalara gitmek için mevzuat ve standartlarını tekrar gözden geçirdiğini anımsatan Dinçer, “Seragazı emisyonları mevcut şekilde devam ettiğinde, küresel ısınmanın 2030 ile 2052 yılları arasında 1,5ºC sınırını geçmesi bekleniyor. Küresel ısınmayı 1,5ºC ile sınırlandırmak, yaşam alanlarımız üzerindeki kalıcı etkilerinin önlemesi anlamına geliyor. Türkiye’nin BM’ye sunduğu taahhüt 2030 yılı itibarıyla referans senaryoya göre sera gazı salınım artış miktarını yüzde 21 azaltmaktır. Küresel ısınmanın önüne geçmek için fosil yakıt kullanımı azaltılmalıdır. Bu da ülkemizde yalıtım kalınlıklarının artırılması ve sistem kullanımının teşvik edilmesi ile mümkündür. Enerjide dışa bağımlı bir ülke olarak yalıtımlı binalar üretmek ve mevcut binaları yenilemek hem ülke ekonomisine hem de tüketicilerin kendi ekonomilerine büyük katkı sağlamaktadır. Zira günümüzde Türkiye’deki mevcut binaların halen yüzde 85’inde yalıtım maalesef bulunmuyor. Dolayısı ile yalıtım konusunda bilinçlenmemiz oldukça önemli. Enerji tasarrufu dendiğinde ısı yalıtımının ilk akla gelen uygulama olması için farkındalık yaratmak öncelikli hedeflerimiz arasında. Ek olarak her geçen gün bu konudaki farkındalık düzeyinin arttığını da söyleyebilirim.” açıklamasında bulundu.