Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak TBMM Genel Kurulu’nda Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşmeleri sırasında hükümet adına söz alarak, “Rekabetçi, şeffaf, tüketicinin korunduğu bir enerji sektörü önceliğimizdir” dedi.
Bakan Albayrak, Türkiye’de elektrik piyasasındaki hızlı değişim gereği hazırlanan kanun teklifiyle, yatırım süreçlerinin hızlandırılması ve önemli ölçüde uygulamada yaşanan sorunların giderilmesinin esas amaçları olduğunu belirterek, enerjide dışa bağımlılığı azaltmak, gelecek 10, 15 yıl içerisinde 2 katına çıkacak enerji talep artışını sorunsuz karşılamak ve arz güvenliğini sağlamak için, yoğun bir şekilde çalıştıklarını anlattı.
Enerji arz güvenliği için kritik bir unsur sağlıklı tedarik hususunun çok önemli olduğunun altını çizen Albayrak, şöyle devam etti:
“Son on yılda hızlanarak artan enerji sektörümüzün çehresi ciddi bir şekilde değişmekte ve serbestleşme çabalarıyla kurulmaya çalışılan rekabetçi piyasa yapısı enerji politikalarımızın en önemli odak noktası olmuştur. Bu bağlamda, rekabetçi, şeffaf, tüketicinin korunduğu çevresel sürdürülebilirliği de dikkate alan bir enerjisektörü önceliğimiz olmuş ve olmaya da devam edecektir. Strateji ve politikalarımız enerji arz güvenliği, alternatif enerji kaynakları, kaynak çeşitliliği, yerli ve yenilenebilir kaynakların ekonomiye kazandırılması, sürdürülebilirlik, enerji piyasalarında serbestleşme veenerji verimliliği temellerine dayanmaktadır. Kanun teklifi dikkatlice incelendiğinde ana fikrinin daha çok yerli ve yenilebilir kaynaklar ve bunun değerlendirilmesi olduğunu net olarak görebiliriz. Daha çok yerli ve yenilebilir, bu ülkenin ihtiyacı olan enerjinin tedarik güvenliğini, küresel etkileri en asgari seviyeye indirerek sağlamayı amaçlamaktadır. Bu kanun teklifi enerji kaynaklı dış ticaret açığının azaltılması anlamında çok önemli katkı sağlayacaktır.”
“25 bin kişilik bir istihdama katkı sağlayacaktır”
Türkiye’nin 2015 yılı itibarıyla net enerji ithalatının 38 milyar dolar seviyesinde olduğunu, gelişen ve büyüyen ekonomiden dolayı bu rakamın ilerleyen yıllarda daha da artacağını belirten Albayrak, “İşte bu aşamada tüm yerli kaynaklarımızın seferber edilmesi gelecek yıllarda daha az kaynağın yurt dışına aktarılmasını sağlayacaktır. Özellikle yerli kömür kaynaklarının azami kullanılması durumu ülkemizin arz güvenliğinin sağlanmasını ve dış politik pozisyonunu daha güçlü kılacaktır. Hem madencilik hem de termik santral işletmeciliğinde yaklaşık 25 bin kişilik bir istihdama katkı sağlayacaktır.” diye konuştu.
Albayrak, gelişen dünyada, artık, yenilenebilir enerji üretim portföylerinin de giderek artan bir öneme sahip olduğuna işaret ederek, yenilenebilir enerji kaynak alanı modeliyle hem yenilenebilirenerji potansiyelinin sisteme çok daha hızlı ilave edilmesinin mümkün olacağını hem de bu tesislerin aksamlarının yurt içinde üretilmesini sağlayarak ikinci bir fayda elde edileceğini dile getirdi.
“Doğalgaz, bugün itibarıyla 77 şehrimize ve 328 ilçemize ulaştırılmıştır”
Doğalgaz kullanımına ilişkin de bilgi veren Albayrak, şöyle devam etti:
“Doğalgazın kullanılmaya başlandığı 1987 yılında 500 milyon metreküp olan yıllık doğalgaz tüketimimiz 2015 yılı sonu itibarıyla 49 milyar metreküpe ulaşmıştır. Öte yandan, 2002 yılında 4 bin 510 kilometre olan doğalgaz iletim ve dağıtım hattı uzunluğu, devam eden hatların tamamlanarak işletmeye alınmasıyla 2015 yılında 118 bin kilometreyi geçmiştir. Sadece bu altyapının 13 bin kilometreden fazlası ana gaz iletim hat sistemiyle oluşmuştur. 2002 yılında sanayi ile konutta 5 şehrimize ulaştırılan doğalgaz, bugün itibarıyla 77 şehrimize ve 328 ilçemize ulaştırılmıştır. Doğalgazın ülke genelinde yaygınlaştırılması hedefi doğrultusunda diğer il ve ilçelerimize doğalgaz ulaştırılmasını sağlamaya yönelik çalışmalar devam etmektedir.
Kanun teklifiyle başarılmaya çalışılan diğer önemli bir hususun da doğalgaz arz güvenliğinin sağlanması amacıyla depolama kapasitesinin artırılması olduğunun altını çizen Albayrak, “Depolara ihtiyaç her yıl giderek artmaktadır. Halihazırda yüzde 10 olan depolama kapasitesi yeterliliği ve yükümlülüğü yüzde 20’ye yükseltilerek arz güvenliğini daha ileri bir noktaya taşımak için ciddi bir adım atmaktayız. Yeni depolama tesislerinin yapımı, ülkemizin uluslararası boru hatlarının geçiş güzergahı ve transit ülke olma noktasında da önemli bir yer teşkil etmektedir” dedi.
Albayrak, teklifin içinde stratejik madenlerin tedarik güvenliğinin sağlanması için Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nün yurtdışında arama ve araştırma faaliyeti yapmasına, yurtdışında şirket kurmasına ilişkin düzenlemeleri de içerdiğini kaydederek, teklifle ayrıca vatandaşın ve yatırımcıların önündeki bürokratik süreçlerin azaltılması ve kısıtlanmasının da amaçlandığını anlattı.
“Nükleer teknoloji enerjide kaynak çeşitliliği açısından önem arz etmektedir”
Konuşmasında nükleer enerji üretimine de değinen Albayrak, gelişmiş ülkelerin enerji üretiminde nükleerin yerine ilişkin de bilgiler verdi.
“Nükleer teknoloji, hem enerjide kaynak çeşitliliği hem de bu teknolojinin diğer uygulama alanlarının geliştirilmesi açısından önem arz etmektedir.” diyen Albayrak, teklifle kurulması planlanan nükleer tesislerin en doğru lokasyona yerleştirilmesinin amaçlandığını ifade etti.
Albayrak, bakanlık tarafından yapılan arz planlamalarında, 2023 yılına kadar yerli linyit ve taş kömürü kaynaklarının tamamının elektrik üretim amaçlı değerlendirilmesinin hedefler arasında olduğunu da bildirdi.
Elektriğin iletim ve dağıtım aşamalarında gerçekleşen kayıp ve kaçağın minimum seviyeye indirilmesinin çok önemli olduğunu vurgulayan Albayrak, iletim ve dağıtım aşamasındaki teknik kaybın yaşanmamasının mümkün olmadığını ancak azaltılabileceğini, AK Parti iktidarları döneminde teknik kaybın anlamlı bir ölçüde azaldığını söyledi.
“Gerçek dışı şeylerle karşı karşıyayız”
Albayrak, teklifteki kayıp kaçak bedellerine ilişkin değerlendirmelere de değinerek, şunları aktardı:
“Bugün burada şunu görüyorum ki, maalesef algının gerçekleştirilmeye çalışıldığı, içinde bilgi olmayan, gerçek dışı şeylerle karşı karşıyayız. Halkımızı hakiki anlamda aldatmaya çalışan bir söylemle karşı karşıyayız. Büyük bir yanlış, yalana ve iftiraya gidecek kadar bir şeyle karşı karşıyayız. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurulduğundan, elektrik hizmeti verildiğinden bugüne kadar, bugün bu yasayı konuştuğumuz gün, söylenenlerin birçoğunun yalan olduğunu, yanlış olduğunu çok açık, net bir şekilde şöyle ifade edelim ki halkımız hakikati bilsin. Kurulduğu günden bugüne kadar kayıp kaçak oranı elektrik tüketicileri tarafından karşılanmaktadır. Bu, bugünün konusu değildir. Bugün burada bizim düzenlemeye çalıştığımız 2011 yılından itibaren liberalleşen piyasanın, EPDK bağımsız kurum özelleşmesiyle birlikte, onun eliyle birlikte, piyasalarda kayıp kaçak oranının teknik perakende ve dağıtım sistemi içinde rehabilite edilmesi, daha aşağıya çekilmesiyle ilgili yapılan yasal bir düzenlemedir. Toplam tüketici faturası içinde yer alan kayıp kaçak oranının bu teknik düzenleme gereği, hesaplanırken dışarıda yer almasından kaynaklı bir düzenlemedir. Ama siz sanki bugün böyle bir şey yapılıyormuş gibi, hakikati çarptırarak bir söylem gerçekleştirmeye çalışırsanız, buna söylenebilecek tek şey; yalan ve iftiradır.”
“Halkımız müsterih olsun”
AK Parti iktidara geldikten sonra kayıp kaçak oranını düştüğünün altını çizen Albayrak, “Halkımıza yüklenen bu kayıp ve kaçak yükünü her geçen gün özelleştirme, teknik altyapı, güçlü altyapılar marifetiyle daha da aşağıya düşürmeye devam edecektir” değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Albayrak, eleştirilerin gerçek bilgiden yoksun olduğunu ifade ederek, “Bir fikrin altında gerçek bilgi olursa, o fikre karşılık verilir. Onun için lafa bakıyoruz, söyleyen arkadaşlara bakıyoruz, geçmiş referanslara bakıyoruz, hangi birine cevap vereyim şaşırdım. Ama halkımız müsterih olsun; iktidarımız kayıp kaçakta bugüne kadar ortaya koyduğu performans şekliyle, bugüne kadar halkımıza güven noktasında ne kadar iyileştirme yaptıysak, ilerleme katettiysek bundan sonra da, kim ne derse desin biz doğru bildiğimiz hak yolda, sonuna kadar bunu sağlamaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Bakan Albayrak, milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Bakan Albayrak, kayıp kaçakla ilgili düzenleme getiren maddenin, apar topar, gece yarısı getirilen bir madde olmadığını belirterek, bu maddenin, geçen yıl 7 Haziran seçimlerinden önce de komisyondan geçtiğini ancak Genel Kurul’a getirilemediğini, bugünün konusu olmadığını aktardı.
Albayrak, “Yargı konusunda oluşan eksikliği gidermeye yönelik açıklamaları, hukuki muvazaalı hususları netleştirmeye yönelik, hukuk sisteminin tıkanmaması, mevcut liberalleşen sistemin daha sağlıklı yürümesi için oluşturulmuş bir maddedir bu.” değerlendirmesinde bulundu.
Albayrak, 2002 yılında orta ölçekli bir ailenin yaklaşık 200 kilovatlık kullandığı elektriğin asgari ücretteki payının yüzde 20,3 olduğunu, bugün bu rakamın yüzde 6,3’e düştüğünü vurgulayarak, “Halkımız cebindeki paranın beşte birini elektriğe verirken, onaltıda birini veriyor artık. Demek ki elektrik ucuzlamış.” ifadesini kullandı.
Berat Albayrak, “Biz bu yasa maddesiyle teknik olan ve olmayan açıklamasını kayıp kaçak noktasında Yargıtay’ın verdiği karardaki incelikle düzelterek, bunu tekrar getiriyoruz ki bu noktadaki bu uyarıyı ‘başımızın üstüne’ deyip, hukuk çerçevesi içerisinde hareket edelim diye” yorumunu yaptı.
“İthal kaynaklara bağımlılığı azaltacak düzenlemeler var”
Türkiye’de elektrikte kayıp kaçağın her zaman olduğunu belirten Albayrak, şunları kaydetti:
“Sisteme giren elektrik bellidir. Bu nasıl ölçülüyor? Tüm elektrik üretimi sistem ve şebekeye basılır. Basıldıktan sonra sisteme giren elektrik, sayaçlar vesilesiyle ölçülür. Dolayısıyla tüm üretilen elektriğin, sayaçlar noktasında ne kadar tüketildiği orada düşüldükten sonra bu arasındaki rakam, teknik olan veya olmayan kayıp ve kaçaktır. Bu aradaki üretilip sayaçlardan ölçülemeyen aradaki rakam yıllardır kayıp kaçaktır. Bu 2011 yılına kadar tüketim bedeli içindeyken, 2011’den sonra bu yaklaşık 6-7 tane kalemin içinde bulunduğu dağıtım, iletim, kayıp kaçak noktasında bütünleştirilmiştir.”
Yasa teklifinde, nükleer ile ilgili düzenlemeler bulunduğunu, yenilenebilir enerji kaynaklarının Türkiye’de üretiminin ve yatırımlarının önünün açılması ile aksamın, teknolojinin, “know how”un üretilmesi ve Ar-Ge’nin ülkede kurulması gibi hususların da gündeme geldiğini dile getiren Albayrak, “Çok ciddi anlamda sahip olduğumuz yerli kömür sahalarının hızlı bir şekilde sisteme entegre edilerek, ithal kaynaklara bağımlılığımızın azaltılmasıyla ilgili düzenlemeler var.” dedi.
Albayrak, yasa teklifinde, MTA’nın sadece Türkiye’de değil, Afrika başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde madencilik faaliyeti ve araştırma yapmasının önündeki engellerin kaldırılıp, fırsat oluşturulmasıyla ilgili maddelerin yer aldığını aktardı.
Bakan Albayrak, “Doğalgaz tüketimindeki ithalata bağımlılıkla ilgili depolamada yaşanabilecek olan risklerin elimine edilmesine yönelik doğalgaz kapasitesinin artırılması, depolama kapasitesinin artırılması var. Mevzuatta, EPDK, bağımsız kurumların hızlı bir şekliyle yatırımın düzenlenmesinin önünün açılmasıyla ilgili birçok yasal düzenleme var. Bunun dışında birçok madde var. Ek olarak da kayıp kaçakla ilgili, bu dediğimiz, yargının bize, hükümetimize, geçtiğimiz, evvelsi yıl bu davalar vesilesiyle yaptığı uyarının tekrardan bir daha yargı mevzusu konusu olmamasıyla ilgili hukuki düzenleme var.” diye konuştu.
Kayıp kaçak oranını yüzde 20’lerden 14’e düşürdüklerini belirten Albayrak, “Hedefimiz 10’lara, tek haneli rakamlara düşürmek, bunun daha da iyileştirilmesiyle ilgili olumlu eleştirilerin başımızın üstünde yeri var.” değerlendirmesinde bulundu.
“Tüm olumlu eleştirileriniz başımızın üstüne”
Enerji yerli kaynakların daha iyi ve yoğun bir şekilde kullanılmasına önem verdiklerini dile getiren Albayrak, “Daha uygun maliyette, ithalata bağımlı olmadan, yerli kaynaklarımızla daha da geliştirerek, Türkiye’nin büyümesinin de ihtiyacı olan tüm bu enerji resmini, daha iyi bir noktaya taşımakla ilgili yapıcı eleştiriler başımızın üstüne. Ama, lütfen rica ediyorum, hamasete dayanmadan, ‘istemezük’çü bir söylemden sıyrılarak, hakiki anlamda…” dedi.
Nükleer karşıtı yaklaşımları eleştiren Albayrak, gelişmiş ülkelerin nükleer enerji kullandığına işaret etti.
“Enerji arz güvenliği” denildiği zaman, portföyün dengeli yürütülmesi, dışa bağımlılığın makul düzeye indirilmesi gerektiğine dikkati çeken Albayrak, şöyle devam etti:
“Türkiye’nin kaynaklarından da maksimum faydalanacaksınız. ‘Kömür yapmayalım’, ‘HES’lerin hiçbirini yapmayalım’, ‘Nükleeri yapmayalım’, ‘Doğalgazda ithalata bağımlıyız, yapmayalım.’ Peki, Allah aşkına, Türkiye’nin bugün itibarıyla yıllık 265 milyar kilovatsaat elektriğini nasıl üreteceksiniz, nasıl sağlayacaksınız, insanların evine bu elektriği nasıl sağlayacaksınız? Yumurta küfesi bizim sırtımızda, biz bu yumurta küfesinin sırtımızda olmasından kaynaklanan omzumuzdaki yükün farkındayız. Bu sorumluluk noktasında bugüne kadar yapmış olduğunuz tüm olumlu eleştirileriniz başımızın üstüne.”
Albayrak, hiç kimsenin, halka sunmak istedikleri hizmetlerin önüne geçemeyeceğini belirterek, “Biz Hükümet olarak, iktidar olarak halkımıza bir söz verdik, icraatlar noktasında, reformlar noktasında. On üç yıl olduğu gibi, 1 Kasım seçimlerinde de birçok söz verdik. Bunu yerine getirmek için hukuk içerisinde, adalet içerisinde yüce Meclisin tüm bu söylem, tartışma, ekosistemi içerisinde elimizden geldiğince bunu hayata geçirmek için mücadelesini vereceğiz.” dedi.
“Bu iktidar her geçen gün büyümeye devam ediyor”
AK Parti iktidarlarının, 13 yıldır hiçbir şey yapmadığı yönündeki eleştirilerin kabul edilemez olduğunu dile getiren Albayrak, “Bu iktidar 13 yıldır, 2002 yılında 10,8 milyon kişinin oyunu almışken 1 Kasım seçimlerinde yaklaşık 24 milyon kişinin oyuyla her geçen gün büyümeye devam ediyor.” diye konuştu.