Koronavirüs bize bir öğretmen gibi olmasa da bir cani edasıyla çok şeyler öğretti. Çok kısa bir zamanda sevenleri birbirinden ayırdı. Ekonomiyi sarstı, sosyal yaşamı ters düz etti. Ama bize hayatın ne kadar kıymetli, dışarı çıkmanın ne denli güzel bir aktivite, sevdiklerimize sarılmanın çok kıymetli olduğunu öğretti. Öğretirken ise korku dolu mesajları canlı canlı insanları öldürerek verdi.
Korkuyor muyuz?
Korkuyor gibi mi yapıyoruz?
Yoksa korkmak ya da korkmamak arasında gidip geliyor muyuz?
Bilemiyorum…
Ama dünyaya diz çöktüren Covid 19’un Avrupa ülkesi Belçika’da ikinci dalga şeklinde başlayarak panik havası yarattığı gerçeğinin hepimiz farkındayız. Nüfusuna oranla en fazla ölümün yaşandığı ülkelerin arasında olan Belçika’da korkulan oldu ve virüs daha başka canlar yakmak adına kaldığı yerden devam edeceğinin sinyalini verdi.
Avrupa’nın havasını soluyan bir medya mensubu olarak burada yaşayan herkes gibi bizlerde çok endişeliyiz. Türkiye’de uzun zamandır uygulanan maske takma zorunluluğu maalesef ikinci dalganın ardından burada zorunlu hale getirildi.
Geçtiğimiz ay bir dizi görüşmeler yapmak adına gittiğim Türkiye’de sağlık sektöründe alınan tedbirleri ve kriz yönetimini yakından izleme ve yorumlama fırsatı yakaladım. Dünyaya örnek çalışmalarıyla ülkemde gerçekleşen pandemi tedbirlerini Belçikalı dostlarıma her fırsatta gururla anlatıyorum.
Burada herkes tedbirlerin geç alınmasından dolayı yöneticilerden şikayetçiler ve Türkiye’de yapılanları anlattığımda çok şaşırıyorlar.
Kısaca burada herkes kaderine terk edilmiş…
Burada herkesim kendi tedbirini kendisi almak zorunda bırakılmış…
Belçika’nın Başbakanı Sophie Wilmes Brüksel’de toplanan Ulusal Güvenlik Konseyi’nin ardından düzenlenen basın toplantısında ülkede alınan ikinci dalga önlemlerini açıkladı. Gazeteci meslektaşlarım kendisini soru bombardımanına tutmuş. Vaka sayılarında artışı, ölü sayılarındaki yükselişi ve alınan tedbirleri tek tek aktarmış.
Şunu açıkça belirtmek isterim ki; Belçika pandemi sürecinde sınıfta kalmıştır ve bütünleme sınavlarında daha önce yapılması gerekenleri icra ederek telafi etmek için şu an büyük çaba harcamaktadır.
Geçte olsa gelen önlemleri gerekli buluyoruz. Kurallara uymayanlara 95 avrodan 6 bin avroya kadar para cezası veriliyor.
Bazı vatandaşlar bu ceza uygulamasının devlet ekonomisine katkı olarak devreye alındığını belirtirken, sebebi ne olursa olsun virüse karşı alınan her tedbirin faydalı olacağını düşünenlerin sayısı bir hayli çoktur.
Bence en öncelik sağlıktır…
İlk olarak insan önceliktir, sonra ise ekonomi…
En önceliğimiz ise sosyal mesafe, maske ve temizlik olmalıdır…
Hepinize sağlıklı yarınlar ve enerjinizin sürekli olmasını dilerim.